İnme Felç |
Giriş
İnme, beynin hasar görmesinin sonucudur. Bu hasar, beynin bir kısmındaki ya bir kanama ya da akut kan eksikliği nedeniyle o kısmın geçici ya da kalıcı olarak işlevini yapamamasına yol açar.
İnme, beynin çalışmasını geçici ya da kalıcı olarak engelleyen ani bir olaydır.
İnmeler, şiddet açısından, kısa süreli kas zayıflığından ölüme yol açabilen daha şiddetli vakalara kadar çeşitlilik sergiler.
İnmeler, gelişmiş ülkelerdeki en yaygın üçüncü ölüm nedenidir. Çoğunlukla yaşlı insanlarda olur. Ancak, bir türü (subaraknoid kanama) gençleri etkiler. İnmenin yıllık oluşma oranı yaklaşık olarak her 500 kişide 1’dir.
İnmenin iki genel türü vardır:
- Beyin kanaması: beynin içine veya etrafında kanama.
- Beyin trombozu: beyindeki kan damarlarının (genellikle bir kan pıhtısı ile) tıkanması.
Beyin kanaması genellikle daha ciddi olup, beklenmeyen ani ölümün yaygın bir nedenidir. İnmelerden önce çoğu kez haberci olarak “mini inme” olarak da bilinen uyarı niteliğinde geçici iskemik ataklar (TIA’lar) gelir. Bunlar asla ihmal edilmemelidir.
Semptomlar
Beyin kanamasının ilk işareti genellikle, aniden gelen şiddetli baş ağrısıdır. Bunun hemen ardından, vücudun bir kısmında işlev kaybı olur; örneğin vücudun bir tarafında felç, bir tarafta görsel kayıp, gözlerin sabit olarak bir tarafa dönmesi ve bazen de epilepsi (sara) tipinde büyük bir nöbet.
Diğer semptomlar arasında aşağıdakiler sayılabilir:
- vücudun bir yarısında zayıflık,
- konuşma güçlükleri (asphasia),
- anlama yoksunluğu,
- görme duyusunun geçici olarak kaybı,
- hareket engelliliği (hemipleji)
- baş dönmesi (vertigo),
- mide bulantısı,
- kusma,
- baş ağrısı,
- işitme duyusunun kaybı,
- hafıza kaybı,
- kişilik ve zihinde yavaş yavaş değişiklikler,
- yutkunma güçlüğü,
- uyuşukluk,
- bilinç kaybı, ve
- epilepsi (sara) nöbetleri.
Çoğu kez, bilinç başlangıçta kaybedilir ve kanama çoksa bilinç geri kazanılmayabilir. Bu şekilde etkilenen insanların yarısından fazlası birkaç saat ya da birkaç gün içinde yaşamını yitirir. Bilincini geri kazananlarda çoğu kez bir derecede felç olur. Felç, ağır olabilir. Daha hafif kanamalar (ve genellikle beyin trombozları) beyinde daha az hasara yola açar ve hiç bilinç kaybı olmayabilir; sadece, felç ya da hareket engelliliği gibi, sinir sistemindeki hasarın işaretleri görülür. Durumun en kötü olduğu evre, neredeyse her zaman inmeden hemen sonradır. Ancak, hasarın olduğu bölgedeki şişmiş beyin dokusu (ödem) iyileştikçe, durum düzelmeye başlar. Şişme, sinirlerin çalışmasını geçici olarak engeller. Şişme azaldıkça, sinir işlevleri de geri kazanılır.
Serbest kalan kanın geri emilmesinin sonucunda hasta bir dereceye kadar iyileşir. İyileşme sürecinde yavaş ama genellikle kayda değer düzelme görülür. Başka kanama olmadığı takdirde sonuç iyi olabilir. Ancak bazı kalıcı engellilik olabilir.
Nedenler
İnmenin en büyük nedeni, özellikle ateroskleroz (damar sertliği; kan damarlarının duvarlarında yağ tabakaları) olmak üzere atardamar hastalığıdır. İnmelerin çoğunun nedeni, bir atardamarın daralması, kan pıhtılaşması (tromboz) ya da iç veya dış kanama sebebiyle beynin bir kısmında fiziksel hasar oluşmasıdır.
Beyin içinde kanama genellikle, damar sertliği nedeniyle hasar görmüş ya da zayıflamış küçük bir atardamarın, yüksek tansiyonun etkisiyle yırtılması sonucunda olur.
Yüksek tansiyon, damar sertliğine yol açabilir ve inmenin başlıca risk faktörüdür. Kanama beynin hemen hemen her yerinde olabilir ve semptomlar kanamanın yerine göre değişir. Beynin hareket, duyu, konuşma ve görme ile ilgili kısımları birbirine yakındır. Etkilerin en belirgin olduğu vakalarda kanama bu kısımlardadır. Beynin altı kısmı (beyin sapı) soluma ve kalp atışı gibi hayatî önem taşıyan fonksiyonları içerdiğinden, buralardaki kanamalar çok tehlikelidir.
Beynin altındaki atardamarlarda oluşan küçük şişmeler (anevrizmalar), genç insanlarda inmenin yaygın bir nedenidir.
Beyin trombozu (bir kan damarının tıkanması), ya da hafif bir embolizm (küçük bir kan ya da yağ dokusunun kan damarını tıkaması), beyin kanaması ile aynı etkilere yol açabilirse de, genellikle çok daha az ciddi olup, iyileşme oranı iyidir. Tromboz ya da tekrarlı embolizm nedeniyle inme, boyundaki atardamarlarda veya onların dallarında damar sertliği olan kişilerde, ya da kalp kapakçığı hastalığı olanlarda görülür. Kalp kapakçıkları hastalıklı ise, buralarda oluşan küçük kan pıhtıları koparak serbest kalır ve beyne taşınarak inmeye yol açar.
Teşhis
Teşhis, semptomlar ve işaretler kullanılarak yapılır. Beyin hasarının yeri genellikle fiziksel etkilerden tespit edilebilir. Bazı vakalarda beyin taramaları yararlı olabilir.
Tedavi
İnmeden sonra tedavinin amacı, hastayı mümkün olduğu kadar normal bir yaşantıya geri döndürmektir (rehabilitasyon). Hafif bir inmeden sonra sürekli olarak yürümeye çalışan bir kişinin hareketliliğini geri kazanma olasılığı, yatakta yatan bir hastanınkine kıyasla çok daha yüksektir.
İnme Ünitelerinin (inme geçiren hastaların bakım ve rehabilitasyonuna ayrılmış hastane üniteleri) iyileşmeye önemli düzeyde katkıda bulunduğu gösterilmiştir; aynı şey toplum içindeki rehabilitasyon yardımları için de söylenebilir.
Komplikasyonlar
Bunlar tüm beyin fonksiyonlarını kapsar ve aralarında aşağıdakiler sayılabilir:
- genellikle vücudun bir tarafını etkilen, çeşitli şiddette felç,
- vücudun bir kısmının oraya “ait olmadığı” görüntüsünü veren duyu kabı,
- görme duyusunun kaybı,
- konuşulan dili anlama zorluğu,
- konuşma zorluğu ya da her iki (afazi),
- hafıza kaybı,
- sayı sayamama,
- cisimleri hissederek tanıma gücünün kaybı,
- idrar tutamama,
- kişilikte büyük değişiklikler ve,
- yutma güçlüğü.
Ne yazık ki, birinci inmeden sonra genellikle tüm risk faktörleri hala mevcut olduğundan, daima, engelliliği artıracak başka inme olasılığı vardır. İnme geçiren herkes, risk faktörlerini bilmeli ve bunları minimuma indirmek için elinden geleni yapmalıdır.
Hastalığın Önlenmesi
İnme riskini azaltmanın en iyi yolu, iyi beslenme, kilo kontrolü, düzenli egzersiz ve tansiyonun düzenli olarak kontrol edilmesini içeren sağlıklı bir yaşam tarzıdır. Sigara içmemek çok önemlidir.
Sigara içenlerde, içmeyenlere kıyasla çok daha fazla ateroskleroz (damar sertliği) vardır. Bu, birçok ölüm sonrası muayeneler aracılığıyla gösterilmiştir. Sigara, kalp atış hızını arttırır ve tansiyonu yükseltir. Her iki etken de ateroskleroz ile bağlantılıdır. Yüksek tansiyon, inmenin başlıca risk faktörlerinden biridir.
Sigara, kandaki platelet adı verilen hücre parçaları arasındaki yapışkanlığın artmasına yol açar. Bunlar, kanın pıhtılaşması için gereklidir. Artan yapışkanlık ise kesinlikle Tromboz (damarda pıhtı oluşması) eğilimini yükseltir. Dumanla birlikte solunum yoluyla alınan karbon monoksit, kanın oksijen taşıma kapasitesini önemli derecede azaltır.
Kan pıhtısı oluşma açısından yüksek risk taşıyan insanların aspirin ya da warfarin gibi bir ilaç alarak bu riski ve dolayısıyla inme riskini azaltmaları önerilebilir.
Migrenli insanların inme riski daha yüksektir. Çoğu kez kadınlarda daha kötü olan migren ile östrojen hormonu düzeylerinin inişli çıkışlı bir seyir izlemesi arasında bağlantı kurulmuştur. Nörolojik semptomlu şiddetli migreniniz (“klasik” migren) varsa, kombine doğum kontrol hapı alınması migrenin şiddetini ve inme riskini arttırabilir. Nörolojik semptomlar arasında konuşma ve görme güçlüklerinin yanı sıra, bir uzvun ya da vücudun bir tarafının uyuşması ya da karıncalanması sayılabilir. Bu semptomlar sizde varsa, sadece projesteron içeren hapa geçiş yapmayı düşünmelisiniz.