ALPROSTADIL 500 mcg/ml inf. için konsantre çöz. içeren 1 mlx5 ampül Klinik Özellikler

Alprostadil }

Kalp Damar Sistemi > Diğer Kalp İlaçları > Alprostadil
Vem İlaç Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti | 17 November  2011

4.1. Terapötik endikasyonlar

ALPROSTADİL doğuştan siyanotik kalp hastalığı bulunan ve duktus açıklığının yaşamsal önem taşıdığı yeni doğan bebeklerin duktus arteriyozus açıklığının devamı için endikedir.
Tedavinin amacı düzeltici ya da hafifletici bir cerrahi operasyon yapılıncaya kadar sirkülasyonu ve oksijenasyonu devam ettirmek için Duktus arteriyozus (Botalli kanalı) açıklığını devam ettirmektir.

Ductus arteriyozus açıklığının gerekli olduğu doğumsal kalp rahatsızlıkları şunlardır:

• Pulmoner kan akımında kısıtlılık yaratan pulmoner atrezi, pulmoner kapak darlığı, triküspid atrezisi ve Fallot tetralojisi gibi hastalıklar

• Sistemik kan akımında kısıtlılık yaratan aort koarktasyonu, aort kapak darlığı ile birlikte arcus aortada enterüpsiyon ve sol kalp atrezisi gibi hastalıklar.

4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

ALPROSTADİL sadece hastanelerde deneyimli doktorlar ya da deneyimli doktorların gözetiminde çalışan hemşireler tarafından uygulanabilir.

Eğer terapötik etki yetersiz ise ya da ALPROSTADIL’in uygulanmasından kaynaklanan beklenmeyen etkiler meydana gelirse, derhal yetkili doktor bilgilendirilmelidir.

Duktus arteriyosuz açıklığının korunması için; başlangıç dozu 50-100ng /kg/dakikadır.
Pulmoner fonksiyon bozukluğu olanlarda oksijen ihtiyacının düzeltilmesi ve sistemik kan dolaşımı bozukluğu olanlarda sistemik kan basıncı ve kan pH’sı düzeldikten sonra, infüzyon hızı etkili olabilecek en az doza düşürülmelidir.

ALPROSTADİL uygulamasında doz, insan hayatı için zararlı olduğu durumlar dışında (örneğin bilinç kaybı, bayılma v.s.) aniden kesilmemeli ya da infüzyon hızı aniden düşürülmemelidir. İnfüzyon hızı sadece doktorun talimatlarına göre ayarlanabilir.

Uygulama sıklığı ve süresi

Genellikle ALPROSTADİL ameliyattan önce sadece 2-3 gün uygulanır. Ancak bazı özel durumlarda yarar- zarar ilişkisi dikkatli bir şekilde karşılaştırılarak tedavi uzatılabilir (3 haftaya kadar).

Uygulama şekli

ALPROSTADİL uygun bir çözücü ile seyreltildikten sonra, otomatik infüzyon pompası kullanılarak sürekli santral venöz infüzyonuyla uygulanır.

İnfüzyon çözeltisinin hazırlanması:

İnfüzyon çözeltisi kullanılmadan hemen önce hazırlanmalıdır.

Aseptik koşullarda 1 mL ALPROSTADİL steril %0.9 izotonik sodyum klorür veya % 5 glukoz çözeltisi ile 100 veya 250 mL’ye seyreltilmelidir. Hazırlanan çözelti 500 mikrogram alprostadil içerir.

50 ng/kg/dak’ lık infüzyon hızı için:

İnfüzyon çözeltisinin hacmi (mL)

İnfüzyon çözeltisindeki alprostadil konsantrasyonu (^g/mL)

İnfüzyon hızı (mL/kg/dak.)

250

2

1.5

100

5

0.6

Konsantre ALPROSTADİL solüsyonu direk plastik yüzeyle temas etmemelidir, seyreltme solüsyonu içine ilaç uygun bir şekilde enjekte edilmelidir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler: Böbrek/Karaciğer yetmezliği:

Eğer kreatinin düzeyi 1.5mL/dL’nin üzerindeyse, tedaviye düşük doz ile başlanmalıdır. Klinik semptomlara bağlı olarak, doz iki üç gün içinde normal doza yükseltebilir.

Renal yetersizliği ya da kardiyak problemi olan hastalarda infüzyon miktarı 50-100mL/gün’ü geçmemelidir ve ven içine damla damla (mikrodamla) akacak şekilde uygulanmalıdır.

Akut karaciğer bozukluğu (transaminaz veya GGT yüksekliği ile seyreden) belirtisi yada bilinen karaciğer bozukluğu olan hastalara bu ilaç uygulanmaz.

Pediyatrik popülasyon:

ALPROSTADİL sadece yeni doğanlarda kullanılır.

Geriyatrik popülasyon:

4.3. Kontrendikasyonlar

• Alprostadil veya etanole karşı aşırı hassasiyeti olanlarda, kullanılmamalıdır.

• Solunum güçlüğü sendromu (respiratuvar distres sendromu) ve

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

ALPROSTADİL, kardiyolojik tanı ve pediatrik yoğun bakım olanakları bulunan pediyatri kliniklerinde yeni doğanlar da kullanılmalıdır.

Apne, 2000 g’ dan daha düşük ağırlıkta doğan siyanotikli yeni doğanlarda infüzyonun ilk saatlerinde ortaya çıkabilir. İntübasyon ve uzun süreli aspirasyon olanakları sağlanmış olmalıdır.

İstenen etkiyi elde etmek için ALPROSTADİL mümkün olan en düşük dozla ve mümkün olan en kısa sürede uygulanmalıdır. Uzun süreli tedavinin risk derecesi, ciddi hastalığı olan yeni doğanlarda sağlanacak yarara karşı dikkatli bir şekilde karşılaştırılmalıdır.

ALPROSTADİL kanama eğilimi olan yeni doğanlarda dikkatle kullanılmalıdır.

Bazen siyanotik kalp hastalığı ile karıştırılan solunum güçlüğü ( hiyalin membran hastalığı) sendromlu yeni doğanlar da ALPROSTADİL’in kullanılmasından kesinlikle kaçınılmalıdır

Eğer tam teşhis imkanları mevcut değilse, siyanöz ( 400 mm Hg’den daha az pO2) ve X-ray’de kısıtlı pulmoner kan akım görünümü doğuştan kalp bozukluklarının iyi göstergeleridir.

Doğuştan kalp bozuklukları olan çocuklarda aşağıdaki parametreler düzenli olarak takip edilmelidir:

- Arteriyel kan gazı (Po2, Pco2)

- Arteriyel kan pH

- Kan basıncı

- EKG

- Kalp hızı(kalp atım sayısı)

- Solunum hızı(dakikadaki solunum sayısı)

- Solunum durumu (başlangıçta sürekli izlenmelidir)

Aortik ark anomalisi olan çocuklarda ek olarak aşağıdaki parametreler izlenmelidir:

- Kan basıncı (inen aortada ya da alt ekstremite ölçülmek üzere).

- Femoral nabızın el ile ölçümü

- idrar miktarının ölçümü.

Tüm bebeklerde, infüzyon başladığı zaman başlangıçta arteriyel basınç (umbilikal -göbek bağı- arter kateteri, steteskop ile dinlenerek veya bir Doppler transdüseriyle) ve ateş yükselmesi aralıklı olarak izlenir. Arteriyel kan basıncı anlamlı olarak düşünce, infüzyon hızı hemen azaltılmalıdır.

Özellikle uzamış uygulamalarda duktus arteriyozusun ve pulmoner arterin duvarında bir zayıflama bildirilmiştir.

ALPROSTADİL’in 5 günden fazla uygulanmasıyla yeni doğanlarda antrum içindeki gastrik mukozanın doza bağlı hiperplazisi veya pilor obstrüksiyonu ihtimali dikkatle izlenmelidir.

ALPROSTADİL’in her dozunda (1 mL’sinde) 788 mg etanol (alkol) vardır, bu da her dozda 16 mL bira ya da 6.6mL şaraba eşdeğerdir. 2 mL ALPROSTADİL dozu kullanılırsa 32 ml bira ya da 13.2 ml şaraba eşdeğerdir. Alkol bağımlılığı olanlar için zararlı olabilir. Hamile veya emziren kadınlar, çocuklar ve karaciğer hastalığı ya da epilepsi gibi yüksek risk grubundaki hastalar için dikkate alınmalıdır.

4.5.   Diğer tıbbi ürünlerle etkileşim ve diğer etkileşim şekilleri

ALPROSTADİL’in pulmoner veya sistematik kan akımı sınırlanmış yeni doğan bebekteki standart tedavi esnasında (Standart tedavi: penisilin ve gentamisin gibi antibiyotikleri, dopamin ve isoproterenol gibi vazopressörleri, furosemit gibi kardiyak glikozit ve diüretikleri içermektedir) kullanılan ilaçlarla etkileşimi rapor edilmemiştir.

ALPROSTADİL, aşağıda verilen ilaçların etkilerini güçlendirir:

• Antihipertansif ilaçların

• PGE1’in antikoagülan etkisi, oral antikoagülanların, heparinin, trombosit agregasyon inhibitörlerinin ve fibrinolitik ilaçların etkisini kuvvetlendirebilir.

• Vazodilatasyon etkilerinin artma olasılığına bağlı olarak diğer vazodilatörler, yalnızca kardiyovasküler fonksiyonların yoğun bakımı altında uygulanmalıdır.

a-sempatomimetikler (metaraminol, epinefrin, fenilefrin), PGE1’in vazodilatasyon etkisini azaltabilir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler Pediyatrik popülasyon:

Sadece yeni doğanlarda kullanıldığından geçerli değildir
.

Geriyatrik popülasyon:

4.6. Gebelik ve laktasyon

Sadece yeni doğanlarda kullanılması nedeniyle geçerli değildir
.

Üreme Yeteneği/ Fertilite

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

4.8. İstenmeyen etkiler

Aşağıdaki istenmeyen etkiler ALPROSTADİL ile tedavide meydana gelebilir.

Sıklık sıralaması şu şekildedir: çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila< 1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek ( >1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000) Bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)

Kan ve lenfatik sistem hastalıkları

Yaygın olmayan: Anemi, trombositopeni, kanamalar, kan pıhtılaşma bozuklukları (yaygın intravasküler koagülasyon )

Metabolizma hastalıkları

Yaygın olmayan: Hiperkarpne, hiperkalemi veya hipokalemi, hipoglisemi, ketotik hiperglisemi (diyabetikli annenin yeni doğanına uygulandığında)

Sinir sistemi hastalıkları

Yaygın: Ateş

Yaygın olmayan: Boynun hiperekstesyonu, hipereksitabilite, sinirlilik, letarji

Kardiyak hastalıkları

Yaygın: Taşikardi, bradikardi

Yaygın olmayan: Şok, konjestif kalp yetmezliği, kardiak arest, ikinci derece kalp bloğu, supraventriküler taşikardi, ventriküler fibrilasyon,

Vasküler hastalıklar

Yaygın: Hipotansiyon, kızarma Yaygın olmayan: Ödem, hiperemi

Solunum, göğüs ve mediyastinal hastalıklar

Yaygın: Apne

Yaygın olmayan: Yavaş soluma, hızlı soluma, hırıltılı nefes, solunum depresyonu (siyanotik veya 2 kg. dan düşük ağırlıklı çocuklar, bu yan etkiler infüzyonun 48 saatten fazla sürdüğü durumlarda ve pH’ın 7,1 veya daha düşük olduğu durumlarda görülmüştür) ile birlikte solunum sıkıntısı, duktusun, akciğer veya aort arterinin harabiyeti

Gatrointestinal sistem bozuklukları

Yaygın: İshal

Yaygın olmayan: Nekrotik enterokolit

Çok seyrek: Gastrik mukozanın doza bağlı görünen hiperplazisi; pilor obstrüksiyonu

K
araciğer- safra kesesi hastalıkları

Yaygın olmayan: Yükselmiş bilirubin değerleri

Deri ve deri altı doku hastalıkları

Yaygın: Kramp nöbetleri veya spazmodik kas seyirmesi Yaygın olmayan: Dermatit, pruritus, raş, terlemede artış

Kas-iskelet ve bağ dokusu hastalıkları

Yaygın olmayan: Hiperostoz (uzun süreli tedavide), mineralizasyonun bozulması ( tedavinin sonlandırılması ile ortadan kalkar)

Ürogenital sistem hastalıkları

Yaygın olmayan: Böbrek yetmezliği, anuri, hematüri

Genel hastalıklar ve uygulama bölgesinin durumu

Yaygın: Enjeksiyon bölgesinde ağrı

4.9. Doz aşımı ve tedavisi

Solunum durması, yavaş kalp atışları, ateş, düşük kan basıncı ve cilt lekeleri yüksek dozun belirtileri olabilir. Eğer solunum durması ve yavaş kalp atımı oluşursa infüzyon kesilir ve uygun tıbbi tedavi başlatılır. Tedaviye devam edildiği durumlarda çok dikkat edilmesi önerilir. Ateş ve düşük kan basıncı görülen vakalarda semptomlar kaybolana kadar infüzyon hızı azaltılmalıdır. Kızarıklık, doğru yerleştirilemeyen arteriyel kateterden kaynaklanmaktadır ve kateter ucunun yerinin değiştirilmesi ile bu durum ortadan kalkabilir.

Lösemi Kan Kanseri Lösemi Kan Kanseri Lösemi, kan kanseridir ve vücudunun kan oluşturan dokularının hastalanması anlamına gelir. Birçok lösemi türü vardır; bazı lösemi türleri çocuklarda bazıları da yetişkinlerde sık görülür. Omurilik zedelenmeleri Omurilik zedelenmeleri Omurilik zedelenmesini takip eden birkaç gün içinde, hiçkimse hasarin ne kadar olacagini tahmin edemez. Buradaki sorun, omuriligin herhangi bir zedelenmesinden hemen sonra, bir omurilik sokunun olusmasidir.