AMARYL 1 mg 30 tablet Klinik Özellikler

Glimepirid }

Sindirim Sistemi ve Metabolizma > Oral Antidiyabetik İlaçlar > Glimepirid
Sanofi Sağlık Ürünleri Ltd.Şti | 30 December  1899

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

    4.1. Terapötik endikasyonlar

    Kan şekeri düzeylerinin tek başına diyet, fiziksel egzersiz ve kilo kaybı ile yeterince kontrol edilemediği insüline bağımlı olmayan (Tip 2) diabetes mellitusta kullanılır.

    4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

    Pozoloji:

    Prensip olarak AMARYL'in dozu istenen kan ve idrar glukoz düzeyine göre ayarlanır. Glimepirid dozu istenen metabolik kontrolü elde etmek için yeterli olan en düşük doz olmalıdır.

    AMARYL tedavisi sırasında kan ve idrardaki glukoz düzeyleri düzenli olarak ölçülmelidir. Buna ilave olarak glikozillenmiş hemoglobin düzeyinin de düzenli olarak ölçülmesi tavsiye edilmektedir.

    Bir dozun alınmasının unutulması gibi hatalar, hiçbir zaman bunu takiben daha yüksek bir dozun alınması ile asla düzeltilmemelidir.

    Bu gibi dozaj hatalarının (özellikle bir dozun atlanması veya bir öğünün atlanması gibi) üstesinden gelinmesi için alınacak önlemler veya bir dozun önerilen zamanda alınamaması gibi durumlarda ne yapılacağının doktor tarafından önceden hastaya açıklanması gerekir.

    Başlangıç dozu ve doz ayarlaması:

    Başlangıç dozu, günde bir kez 1 mg AMARYL'dir. Eğer gerekliyse, günlük doz artırılabilir.

    Düzenli olarak kontrol edilen kan glukoz düzeylerine dayalı olarak, kademeli ve her kademe arasında 1-2 haftalık aralar olacak şekilde günlük doz 1 mg - 2 mg - 3 mg - 4 mg - 6 mg'a kadar artırılabilir.

    Diyabeti kontrol altında olan hastalarda doz aralığı:

    Diyabeti kontrol altında olan hastalarda olağan günlük doz genellikle 1 ile 4 mg arasındadır. Günde 6 mg'dan daha yüksek dozlar sadece hastaların çok küçük bir kısmında etkilidir.

    Uygulama sıklığı ve süresi:

    Dozların uygulama sıklığı, doktor tarafından hastanın güncel yaşam tarzı dikkate alınarak kararlaştırılmalıdır.

    Normalde günde tek bir AMARYL dozu yeterlidir. Bu dozun kahvaltıdan hemen önce ya da kahvaltı sırasında alınması, -hiçbir şey yenmemişse- ilk ana öğünden hemen önce ya da öğün sırasında alınması önerilmektedir.

    AMARYL alındıktan sonra öğün atlamamak çok önemlidir.

    Diyabet kontrolü düzeldikçe, insüline duyarlılık artmaktadır; dolayısıyla tedavi ilerledikçe glimepirid ihtiyacı düşebilir. Hipoglisemiden kaçınmak için AMARYL tedavisinde zamanla doz azaltımı veya kesilmesi göz önünde bulundurulmalıdır.

    Doz ayarlaması da;

      Hastanın ağırlığı değiştiğinde,

      4.3. Kontrendikasyonlar

      AMARYL aşağıdaki durumlarda kullanılmamalıdır:

        Glimepiride, diğer sülfonilürelere veya sülfonamidlere veya bölüm 6.1'de verilen içeriğindeki diğer yardımcı maddelere karşı aşırı duyarlılığı olan hastalarda

        4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

        AMARYL, yemeklerden kısa bir zaman önce veya yemeklerle birlikte alınmalıdır.

        Yemekler düzensiz saatlerde yenildiğinde veya tamamen atlandığında, AMARYL ile tedavi hipoglisemiye neden olabilir. Hipogliseminin olası semptomları şunları içerir: baş ağrısı, aşırı açlık, mide bulantısı, kusma, halsizlik, uyku hali, düzensiz uyku, huzursuzluk, saldırganlık, konsantrasyon bozukluğu, uyanıklık ve tepki süresi, depresyon, kafa karışıklığı, konuşma ve görme bozuklukları, afazi, titreme, parezi, duyusal rahatsızlıklar, baş dönmesi, çaresizlik, öz kontrol kaybı, deliryum, serebral konvülziyonlar, somnolans ve komaya kadar varan bilinç kaybı, sığ solunum ve bradikardidir. Bununla birlikte, terleme, nemli cilt, anksiyete, taşikardi, hipertansiyon, çarpıntı, anjina pektoris ve kardiyak aritmiler gibi adrenerjik karşı regülasyon belirtileri mevcut olabilir.

        Şiddetli bir hipoglisemik atağın klinik tablosu bir inmeye benzeyebilir.

        Semptomlar hemen hemen her zaman, derhal alınan karbonhidratlar (şeker) ile kısa sürede kontrol altına alınabilir. Yapay tatlandırıcıların etkisi yoktur.

        Diğer sülfonilürelerden, başlangıçtaki başarılı karşı önlemlere rağmen hipogliseminin tekrarlayabileceği bilinmektedir.

        Sadece olağan şeker miktarlarıyla geçici olarak kontrol edilen şiddetli hipoglisemi veya uzun süreli hipoglisemi, acil tıbbi tedavi ve bazen hastaneye kaldırılmayı gerektirir.

        Hipoglisemiyi destekleyen faktörler şunları içerir:

          Hastanın iletişim isteksizliği ya da (yaşlı hastalarda daha sık olarak) yetersizliği,

          4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

          Glimepirid diğer bazı tıbbi ürünlerle aynı anda alınırsa, glimepiridin hipoglisemik etkisinde hem istenmeyen artışlar hem de azalmalar meydana gelebilir. Bu nedenle diğer tıbbi ürünler sadece doktorun bilgisi dahilinde (veya reçetesi ile) alınmalıdır.

          Glimepirid, sitokrom P450 2C9 (CYP2C9) tarafından metabolize edilir. Glimepirid, CYP2C9 indükleyicileri (örn. Rifampisin) veya inhibitörleri (örn. Flukonazol) ile birlikte uygulandığında bu durum dikkate alınmalıdır.

          Literatürde bildirilen bir in vivo etkileşim çalışmasından elde edilen sonuçlar, en güçlü CYP2C9 inhibitörlerinden biri olan flukonazol tarafından glimepirid EAA'sının yaklaşık 2 kat arttığını göstermektedir.

          Glimepirid ve diğer sülfonilürelerle olan deneyimlere dayanarak aşağıdaki etkileşimlerden bahsedilmelidir.

          AMARYL'in kan glukozunu düşüren etkisinin artması (böylece örneğin hipoglisemi) aşağıdaki ilaçlarla alındığında oluşabilir.

          İnsülin ve metformin gibi diğer oral antidiyabetikler, ADE inhibitörleri, anabolik steroidler ve erkek seks hormonları, kloramfenikol, kumarin deriveleri, siklofosfamid, disopiramid, fenfluramin, fibratlar, fluoksetin, ifosfamid, MAO inhibitörleri, mikonazol, flukonazol, paraaminosalisilik asit, pentoksifilin (yüksek doz parenteral), fenilbutazon, azapropazon, oksifenbutazon, probenesid, kinolon antibiyotikler, salisilatlar, sülfinpirazon, klaritromisin, sülfonamid antibiyotikler, tetrasiklinler, tritokualin, trofosfamid, allopürinol, sempatolitikler. AMARYL'in kan glukozunu düşüren etkisinin azalması, böylece kan glukozu seviyesinin yükselmesi aşağıdaki ilaçlarla alındığında oluşabilir.

          Asetazolamid, barbitüratlar, diazoksit, tiyazid diüretikleri, adrenalin ve sempatomimetikler, glukagon, laksatifler (uzun süreli kullanım), nikotinik asit (yüksek dozlarda) ve nikotinik asit türevleri, östrojenler ve progestojenler, fenotiyazinler, klorpromazin, fenitoin, rifampisin, salüretikler, tiroidi uyaran ajanlar, glukokortikoidler.

          H antagonistleri, beta blokörler, klonidin ve rezerpin kan şekerini düşürücü etkinin artmasına ya da zayıflamasına yol açabilir.

          Beta-blokörler, klonidin, guanetidin ve rezerpin gibi sempatolitik ilaçların etkisi altında, hipoglisemiye karşı adrenerjik karşı düzenleme (adrenerjik refleks) belirtileri azalmış olabilir ya da hiç olmayabilir.

          Alkol alımı, AMARYL'in kan şekerini düşürücü etkisini önceden tahmin edilemeyen bir biçimde artırabilir ya da zayıflatabilir.

          Glimepiridle kumarin türevlerinin etkisi artabilir ya da azalabilir.

          Safra asidi bağlayan reçineler: Kolesevelam glimepiride bağlanır ve gastroinstestinal sistemden glimepiridin emilimini azaltır. Glimepirid kolesevelamdan en az 4 saat önce alındığında etkileşmenin olmadığı gözlenmiştir. Bu nedenle glimepirid kolesevelamdan en az 4 saat önce uygulanmalıdır.

          Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler Pediyatrik popülasyon:

          Glimepiridin 8 yaşın altındaki hastalarda kullanımı ile ilgili veri yoktur. 8-17 yaş arasındaki çocuklarda, glimepiridin monoterapi şeklinde kullanımı ile ilgili sınırlı veri bulunmaktadır (bkz. Bölüm 5.1 ve 5.2). Güvenlilik ve etkililik ile ilgili mevcut veriler pediyatrik popülasyon için yeterli olmadığından, glimepiridin bu hasta grubunda kullanımı önerilmez.

          4.6. Gebelik ve laktasyon

          Gebelik kategorisi: C

          Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar /Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

          Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlar tedavi süresince etkili doğum kontrolü uygulamak zorundadırlar.

          Gebelik dönemi

          Diyabetle ilgili risk:

          Gebelik döneminde gözlenen anormal kan glukozu düzeyleri, daha yüksek doğumsal anomali ve perinatal mortalite insidansı ile ilişkilendirilmiştir. Bu nedenle, teratojenik riski önlemek için gebelik döneminde kan glukozu düzeyleri yakından takip edilmelidir. Bu gibi durumlarda insülin kullanılması gerekir. Gebe kalmayı planlayan hastalar doktorlarını bilgilendirmelidir.

          Glimepirid ile ilgili risk:

          Glimepirid'in gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri bulunmamaktadır. Hayvan çalışmaları, muhtemelen glimepiridin farmakolojik etkisi (hipoglisemi) ile ilişkili olan üreme toksisitesini göstermiştir (bkz. Bölüm 5.3). Sonuç olarak, glimepirid gebeliğin tamamı boyunca kullanılmamalıdır. Glimepirid ile tedavi durumunda, hasta gebe kalmayı planlıyorsa veya gebelik tespit edilirse, mümkün olan en kısa sürede insülin tedavisine geçilmelidir.

          Laktasyon dönemi

          İnsan sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Glimepirid, sıçan sütüne geçer. Diğer sülfonilüreler anne sütüne geçtiğinden ve emzirilen bebeklerde hipoglisemi riski olduğundan, glimepirid tedavisi sırasında emzirme önerilmez.

          Süte geçişi ile çocuklar tarafından alınma olasılığı ve zararını önlemek için AMARYL emziren anneler tarafından alınmamalıdır.

          Eğer gerekliyse, AMARYL ile tedavi, emzirme sırasında durdurulmalıdır veya bu hastalarda insüline geçiş yapılmalıdır.

          Üreme yeteneği / Fertilite

          Fertilite (üreme yeteneği), ile ilgili veri bulunmamaktadır.

          4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

          Özellikle tedavinin başlangıcında veya tedavide değişiklik yapıldığında ya da AMARYL'in düzenli olarak alınmadığı durumlarda, hipo- veya hiperglisemiye bağlı olarak görme yeteneği, zihin kıvraklığı ve tepki verme yetenekleri bozulabilir. Bu durum, araç ve makine kullanma yeteneğini etkileyebilir.

          Hastalar, araç kullanırken hipoglisemi ortaya çıkmaması için gereken önlemleri almaları konusunda uyarılmalıdır. Bu uyarı, hipogliseminin uyarıcı semptomları konusunda bilinçli

          olmayan veya çok sık hipoglisemi atağı geçiren hastalar için özellikle önemlidir. Bu durumda, araç ve makine kullanımının uygun olup olmadığı değerlendirilmelidir.

          4.8. İstenmeyen etkiler

          Aşağıda sıralanan istenmeyen etkilerin sıklığına ilişkin bilgiler şöyle tanımlanmıştır:

          Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100); seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

          Kan ve lenf sistemi hastalıkları

          Kan tablosunda değişiklikler oluşabilir.

          Seyrek: Trombositopeni, lökopeni, granülositopeni, agranülositoz, eritrositopeni, hemolitik anemi veya pansitopeni gelişebilir. Bunlar genellikle ilacın kesilmesiyle geri dönüşlüdür. Bilinmiyor: Trombosit sayısının 10.000/mikrolitrenin altına düştüğü şiddetli trombositopeni ve trombositopenik purpura bildirilmiştir.

          Bağışıklık sistemi hastalıkları

          Çok seyrek: Lökositoklastik vaskülit; dispne, kan basıncında düşme ve bazen şokun eşlik ettiği ciddi reaksiyonlara ilerleyebilen hafif aşırı duyarlılık reaksiyonları.

          Bilinmiyor: Sülfonilüreler, sülfonamidler veya ilişkili ilaçlarla çapraz alerjik reaksiyon.

          Metabolizma ve beslenme hastalıkları

          Seyrek: Hipoglisemi.

          Çoğunlukla hipoglisemik reaksiyonlar hemen ortaya çıkar. Şiddetli olabilir ve her zaman düzeltilmesi kolay değildir. Bu tür reaksiyonların ortaya çıkması, diğer hipoglisemik tedavilerde olduğu gibi, beslenme alışkanlıkları ve doz gibi bireysel faktörlere bağlıdır (bkz. Bölüm 4.4).

          Göz hastalıkları

          Bilinmiyor: Özellikle tedavinin başlangıcında, kan şekeri düzeylerindeki değişikliğe bağlı olarak geçici görme bozukluğu görülebilir.

          Gastrointestinal hastalıkları

          Seyrek: Disguzi.

          Çok seyrek: Nadiren tedavinin kesilmesine neden olabilen bulantı, kusma, midede baskı veya doluluk hissi, karın ağrısı ve ishal gibi gastrointestinal bozukluklar oluşabilir.

          Hepato-bilier hastalıklar

          Çok seyrek: Hepatik fonksiyon bozukluğu (örn. kolestaz ve sarılıkla birlikte), hepatit ve karaciğer yetmezliği.

          Bilinmiyor: Karaciğer enzimlerinde yükselme.

          Deri ve deri altı doku hastalıkları

          Seyrek: Alopesi.

          Bilinmiyor: Deride aşırı duyarlılık reaksiyonları, kaşıntı, döküntü, ürtiker ve ışığa duyarlılık oluşabilir.

          Araştırmalar

          Seyrek: Kilo alımı

          Çok seyrek: Serum sodyum konsantrasyonunda azalma

          Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması

          Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirilmesi gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).

          4.9. Doz aşımı ve tedavisi

          Semptomlar

          Aşırı dozun alınmasını takiben, 12-72 saat içinde hipoglisemi ortaya çıkabilir ve başlangıçtaki iyileşmeden sonra tekrarlayabilir. Semptomlar, aşırı doz alımından sonraki 24 saat içinde görülmeyebilir. Genel olarak, hastanede takip önerilir. Bulantı, kusma ve epigastrik ağrı ortaya çıkabilir. Hipoglisemiye genellikle, huzursuzluk, titreme, görme bozuklukları, koordinasyon sorunları, uykusuzluk, koma ve konvülziyonlar eşlik edebilir.

          Tedavi

          Tedavi öncelikle kusturarak emilimin önlenmesini ve ardından aktif kömür (adsorban) ve sodyum sülfat (müshil) ile su veya limonata içmekten oluşur. Büyük miktarlarda yutulmuşsa, gastrik lavaj, ardından aktif kömür ve sodyum sülfat endikedir. (Şiddetli) doz aşımı durumunda yoğun bakımda hastaneye yatış belirtilir. Mümkün olan en kısa sürede, gerekirse, 50 mL %50'lik solüsyonun bolus intravenöz enjeksiyonu ve ardından kan şekerinin sıkı takibi ile %10'luk solüsyonun infüzyonu ile glukoz uygulamasına başlanır.

          Daha ileri tedavi semptomatik olmalıdır.

          Pediyatrik popülasyon

          Özellikle AMARYL'in bebekler ve küçük çocuklarda kazara alınmasına bağlı hipoglisemi tedavi edilirken, tehlikeli hiperglisemi meydana getirme olasılığından kaçınmak için, verilen glukoz dozu dikkatli olarak kontrol edilmelidir. Kan şekeri yakından izlenmelidir.

          Kalp Krizi Kalp Krizi Kalbe giden kan akışı durduğunda kalp krizi meydana gelir. Belsoğukluğu, Chlamydia ve Frengi Belsoğukluğu, Chlamydia ve Frengi Belsoğukluğu, bakterilerin sebep olduğu bir enfeksiyondur. Cinsel ilişki yoluyla bulaşır ve dölyatağı boynunda, idrar yollarında, anüste, makatta ve boğazda enfeksyona sebep olabilir.