Bir çentikli tablet 4 mg glimepirid, boyar madde indigo karmin alüminyum lakı (E 132) içerir.
Kan şekeri düzeylerinin tek başına diyet, fiziksel egzersiz ve kilo kaybı ile yeterince kontrol edilemediği insüline bağımlı olmayan (tip II) diyabet olgularında kullanılır.
Amaryl aşağıdaki durumlarda kullanılmamalıdır; İnsüline bağımlı diyabet, diyabetik koma, ketoasidoz, şiddetli böbrek ya da karaciğer fonksiyon bozukluğu, glimepirid, diğer sülfonilüreler veya sülfonamidler veya içeriğindeki diğer yardımcı maddelere karşı aşırı duyarlılık. Şiddetli böbrek ya da karaciğer fonksiyon bozukluğunda, insüline geçiş gereklidir. Amaryl, gebelik ve laktasyonda kontrendikedir.
ARTAN KARDİYOVASKÜLER MORTALİTE RİSKİNE İLİŞKİN ÖZEL UYARI Oral hipoglisemik ilaçların uygulanmasının, tek başına diyet ya da diyet artı insülinle tedaviye kıyasla kardiyovasküler mortalitede artışla bağıntılı olduğu bildirilmiştir. Bu uyarı, University Group Diabetes Program (UGDP) tarafından yürütülen, glukoz düşürücü ilaçların insüline bağımlı olmayan diyabet hastalarında vasküler komplikasyonları önleme veya geciktirmedeki etkililiğini değerlendirmek amacıyla tasarlanmış uzun süreli, prospektif bir klinik çalışmaya dayanmaktadır. Bu araştırma, randomize olarak dört tedavi grubundan birine ayrılan 823 hastayı kapsamıştır UGDP, diyet artı tolbutamidin sabit bir dozu (1.5 g/gün) ile 5 ila 8 yıl süreyle tedavi edilen hastaların, tek başına diyet ile tedavi edilen hastalara kıyasla yaklaşık 2.5 katı kardiyovasküler mortalite oranı gösterdiklerini bildirmiştir. Toplam mortalitede anlamlı bir artış gözlenmemiş, ancak kardiyovasküler mortalitedeki artışa dayanarak tolbutamid kullanımı kesilmiş, bu da araştırmanın genel mortalitede bir artışı gösterme olanağını sınırlamıştır. Bu sonuçların yorumlanmasına ilişkin tartışmaya karşın, UGDP araştırmasının bulguları bu uyarı için yeterli bir dayanak oluşturmaktadır. Hastalar AMARYL (glimeprid tablet) ve alternatif tedavi yollarının potansiyel riskleri ve avantajları konusunda bilgilendirilmelidir. Amaryl yemeklerden kısa bir zaman önce veya yemeklerle birlikte alınmalıdır. Düzensiz öğün aralıkları ve kaçırılan öğünler, Amaryl ile tedavinin hipoglisemiye yol açmasına neden olabilir. Olası hipoglisemi semptomları arasında; baş ağrısı, aşırı açlık, bulantı, kusma, halsizlik, uyku hali, uyku bozukluğu, huzursuzluk, saldırganlık, konsantrasyon bozukluğu, dikkat ve reaksiyonda bozulma, depresyon, konfüzyon, konuşma ve görme bozuklukları, afazi, tremor, paraziler, duyu bozuklukları, baş dönmesi, güçsüzlük, otokontrol kaybı, deliryum, serebral konvülsiyonlar, somnolans bilinç kaybı sayılabilir. Ayrıca, terleme, ıslak deri, anksiyete, taşikardi, hipertansiyon, çarpıntı, angina pectoris ve kardiyak aritmiler gibi adrenerjik karşı düzenleme belirtileri olabilir.
Ağır hipoglisemik atağının klinik tablosu inme tablosuna benzeyebilir. Semptomlar, hemen karbonhidrat (şeker) alımı ile hemen hemen her zaman istenen biçimde kontrol edilebilir. Suni tatlandırıcılar etkisizdir. Diğer sülfonilürelerden bilindiği üzere başlangıçta alınan başarılı önlemlere rağmen, hipoglisemi tekrar ortaya çıkabilir. Alışılmış miktada şeker alımı ile sadece geçici olarak kontrol altına alınabilen şiddetli hipoglisemi veya uzun süre devam eden hipoglisemi, acil ilaç tedavisini ve bazı durumlarda hastanede tedaviyi gerektirir. Hipoglisemiyi destekleyen faktörler: - hastanın iletişim isteksizliği ya da (yaşlı hastalarda daha sık olarak) yetersizliği, - beslenme yetersizliği, düzensiz öğün aralıkları veya kaçırılan öğünler, - fiziksel egzersiz ile karbonhidrat alımı arasında dengesizlik, - diyette değişiklikler, - alkol tüketimi, özellikle de kaçırılan öğünlerle birarada, - böbrek fonksiyon bozukluğu, - ciddi karaciğer fonksiyon bozukluğu, - Amaryl dozaşımı, - karbonhidrat metabolizmasını etkileyen kompanse edilmemiş belirli endokrin sistem bozuklukları veya hipoglisemi karşı düzenlemesi (tiroid fonksiyonlarının belirli bazı bozukluklarında ve ön hipofiz veya kortikoadrenal yetmezliği örneğindeki gibi), - belirli diğer ilaçlarla birlikte uygulama (‘’İlaç Etkileşmeleri‘’bölümüne bakınız). Amaryl tedavisi sırasında, kan ve idrar glukoz düzeyleri düzenli olarak kontrol edilmeli, ek olarak glikozillenmiş hemoglobin oranı da izlenmelidir. Amaryl tedavisi sırasında, hepatik ve hematolojik (özellikle lökosit ve trombosit) kontrol gereklidir. Ayrıcalıklı stres durumlarında (örneğin kazalar, akut cerrahi, ateşli enfeksiyonlar) geçici olarak insüline geçiş gereklidir. Şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda ve diyaliz hastalarında kullanılmasına ilişkin hiçbir deneyim kazanılmamıştır. Ciddi böbrek ya da karaciğer fonksiyon bozukluğuAmaryl ve diğer sülfonilüreler ile kazanılmış deneyimlere dayanarak, aşağıdaki yan etkiler göz önünde bulundurulmalıdır: Bağışıklık sistemi bozuklukları: Çok nadir durumlarda hafif hipoglisemik reaksiyonlar daha ciddi olabilir ve bazen şoka kadar ilerleyebilen dispne ve kan basıncında düşme buna eşlik edebilir. Yine çok nadir durumlarda alerjik vaskülit görülebilir. Sülfonilüreler, sulfonamidler veya ilgili maddelerle çapraz allerji gelişebilir. Kan ve lenfatik sistem bozuklukları: Amaryl tedavisi sırasında kan tablosunda değişiklikler nadir olarak ortaya çıkabilir. Orta-şiddetli trombositopeni, lökopeni, eritrositopeni, granülositopeni, agranülositoz, hemolitik anemi ve pansitopeni gelişebilir. Genel olarak tedavi kesildiğinde semptomlar kaybolur. Metabolizma ve beslenme bozuklukları: Nadir durumlarda Amaryl kullanımından sonra hipoglisemik reaksiyonlar gözlenebilir. Bu reaksiyonlar çoğunlukla aniden gelişir, şiddetli olabilir ve düzeltilmesi her zaman kolay olmayabilir. Bu reaksiyonların oluşması, diğer hipoglisemik tedavilerde de olduğu gibi, diyet alışkanlıkları ve doz gibi tek tek faktörlere bağlıdır (Bakınız Uyarılar/Önlemler). Göz bozuklukları: Özellikle tedavinin başlangıcında, kan şekeri düzeylerindeki değişikliğe bağlı olarak geçici görme bozukluğu görülebilir. Gastrointestinal bozukluklar: Bulantı, kusma, diyare, midede bası ya da doluluk hissi ve karın ağrısı gibi gastrointestinal şikayetler çok nadirdir ve seyrek olarak tedavinin kesilmesine neden olurlar. Hepato-biliyer bozukluklar: Karaciğer enzim düzeyleri yükselebilir. Çok nadir durumlarda karaciğer fonksiyon bozukluğu (örneğin kolestaz ve sarılık) ve karaciğer yetmezliği ile sonuçlanabilecek hepatit gelişebilir. Cilt ve subkutan doku bozuklukları: Kaşıntı, döküntü ve ürtiker gibi ciltte aşırı duyarlılık reaksiyonları ortaya çıkabilir. Çok nadir durumlarda ışığa karşı aşırı duyarlılık gelişebilir. Çok nadir durumlarda, sodyum serum konsantrasyonlarında düşüş görülebilir.
Amaryl’in diğer bazı ilaçlarla birlikte alınması, hipoglisemik etkisinin düşmesi veya artması gibi istenmeyen etkilere neden olabilir. Bu nedenle diğer ilaçlar sadece doktorun bilgisi altında alınmalıdır. Amaryl ile elde edilen deneyimlere ve diğer sülfonilüreler hakkında bilinenlere dayanarak aşağıdaki etkileşimler göz önünde bulundurulmalıdır.
Amaryl’in hipoglisemik etkisini arttıran ilaçlar; Fenilbutazon, azapropazon, oksifenbutazon, İnsülin ve diğer oral antidiyabetikler, metformin, salisilatlar ve paraaminosalisilik asit, anabolik steroidler ve erkek seks hormonları, kloramfenikol, kumarin antikoagülanlar, fenfluramin, fibratlar, ACE inhibitörleri, fluoksetin, sülfinpirazon, belirli uzun etkili sülfonamidler, tetrasiklinler, MAO inhibitörleri, kuinolon antibiyotikler, probenesid, mikonazol, yüksek doz parenteral pentoksifilin, tritokualin, allopurinol, sempatolitik, siklo-, tro- ve ifosfamidler. Amaryl’in hipoglisemik etkisini azaltan ilaçlar; Östrojenler ve progestojenler, salüretikler, tiazid diüretikler, tiroid sitümile eden ajanlar, glukokortikoidler, fenotiazin deriveleri, klorpromazin, adrenalin ve sempatomimetikler, yüksek dozlarda nikotinik asit ve nikotinik asit deriveleri, (uzun süreli kullanılan) laksatifler, fenitoin, diazoksit, glukagon, barbitüratlar ve rifampisin, asetazolamid. H2 antagonistleri, beta-blokerler, klonidin ve rezerpin kan şekerini düşürücü etkinin artmasına ya da zayıflamasına yol açabilir. Beta-blokerler, klonidin, guanetidin ve rezerpin gibi sempatolitik ilaçların etkisi altında, hipoglisemiye karşı adrenerjik karşı düzenleme belirtileri azalmış olabilir ya da hiç olmayabilir. Alkol alımı, Amaryl’in kan şekerini düşürücü etkisini önceden tahmin edilemeyen bir biçimde artırabilir ya da zayıflatabilir. Glimepirid, kumarin türevlerinin etkisi artabilir ya da azalabilir.
Diyabetin başarılı tedavisinin temelini, kan ve idrarın düzenli kontrolünün yanısıra, iyi diyet ve düzenli fiziksel egzersiz oluşturur. Tavsiye edilen diyetin yapılmamasının sonuçlarını, tablet alımı veya insülin uygulanması tek başına telafi edemez. Başlangıç ve idame dozları, kan ve idrar glukozunun düzenli kontrolünün sonuçlarına dayanarak ayarlanır. Başlangıç dozu, günde bir kez 1 mg Amaryl’dir. Eğer iyi kontrol sağlanabilirse, bu doz devam tedavisi için kullanılabilir. Yeterli kontrol sağlanamıyorsa, glisemi düzeylerine dayalı olarak, kademeli ve her kademe (aşama) arasında 1-2 haftalık aralar olacak şekilde günlük 2, 3, 4 mg’a kadar doz artırılabilir. Sadece istisnai durumlarda günde 4 mg’dan fazla doz iyi sonuç verebilir. Tavsiye edilen maksimum doz günde bir kez 6 mg glimepiriddir. Metforminin günlük maksimum dozu ile yeterli kontrol sağlanamayan hastalarda, glimepirid ile kombine kullanım tedavisine başlanabilir. Metformin dozu devam ettirilirken kombine tedavi olarak alınacak olan glimepirid en düşük doz ile başlanmalı ve daha sonra metabolik kontrol için gerekli olan doz, maksimum günlük dozu geçmeyecek şekilde, ayarlanmalıdır. Kombine tedavi yakın medikal gözlem altında uygulanmalıdır.
Eğer gerekli ise, Amaryl’in maksimum günlük dozu ile yeterince kontrol sağlanamayan hastalarda, birlikte insülin tedavisine başlanabilir. Glimepirid dozu aynen devam edilirken, insülin tedavisi düşük doz ile başlamalı ve metabolik kontrol için gerekli olan seviyeye kadar ayarlanmalıdır. Kombinasyon tedavisi yakın medikal gözlem altında uygulanmalıdır. Normal olarak; günlük tek bir doz Amaryl yeterlidir. Bu dozun kahvaltıdan hemen önce ya da kahvaltı sırasında alınması, -hiçbir şey yenmemişse- ilk ana öğünden hemen önce ya da öğün sırasında alınması önerilmektedir. Amaryl alındıktan sonra öğün atlamamak çok önemlidir. Bir dozun alınmasının unutulması gibi hatalar, hiçbir zaman bunu takiben daha yüksek bir dozun alınması ile düzeltilmemelidir. Amaryl tabletleri, yeterli miktarda sıvı ile bütün olarak yutulmalıdır. Günlük 1 mg glimepirid dozunun hipoglisemik reaksiyona neden olduğu durumlar bu hastalarda, kontrolün sadece diyet ile sağlanabileceğini gösterir. Diyabet kontrolü düzeldikçe, insüline duyarlılık artmaktadır; dolayısıyla tedavi ilerledikçe glimepirid ihtiyacı düşebilir. Hipoglisemiden kaçınmak için Amaryl tedavisinde zamanla doz azaltımı veya kesilmesi göz önünde bulundurulmalıdır. Doz ayarlaması da; hastanın ağırlığı değiştiğinde veya yaşam tarzı değiştiğinde; hipoglisemiye veya hiperglisemiye karşı artmış bir duyarlığa neden olabilecek diğer faktörler ortaya çıktığında göz önüne alınmalıdır. Diğer oral antidiyabetiklerden Amaryl’e geçiş: Amaryl ile diğer kan şekerini düşürücü ajanlar arasında kesin bir doz ilişkisi yoktur. Amaryl diğer bu tip ajanların yerine kullanıldığı zaman, günlük başlangıç dozu 1 mg’dır. Bu durum bir diğer oral kan şekerini düşürücü ajanın maksimum dozundan olan geçişlerde bile uygulanır. Herhangi bir Amaryl doz artışı yukarıda verilen ‘’Başlangıç dozu ve doz ayarlaması‘’ ile uyumlu olmalıdır. Daha önceki kan şekerini düşürücü ajanın etki süresi ve gücü göz önünde bulundurulmalıdır. İlaç alımına bir süre ara verilmesi hipoglisemi riskini artıran ek etkilerden kaçınmak için gerekli olabilir. İnsülinden Amaryl’e geçiş: İnsülin ile kan şeker regülasyonu sağlanan bazı Tip 2 diyabet hastalarında, istisnai olarak, Amaryl’e geçiş gerekebilir. Bu geçiş yakın medikal gözlem altında yapılmalıdır. Hepatik ve renal yetmezliği olan hastalarda kullanımı için ‘’Kontrendikasyonları ‘’ bölümüne bakınız. 16 yaşın altındaki hastalarda güvenlik ve etkinliğine ait yeterli klinik veri mevcut değildir. Doz aşımı ve tedavisi: Bir doz aşımını takiben hipoglisemi oluşabilir, 12 ila 72 saat sürebilir ve ilk düzelmeden sonra tekrar oluşabilir. Doz aşımının gerçekleşmesinden sonra 24 saate varan süreyle semptomlar görülmeyebilir. Bu gibi durumlarda genellikle hastanede gözlem önerilmektedir. Bulantı, kusma ve epigastrik ağrı gör
|
Diyabet Hastalığı Diyabet, insülin hormonu ile ilgili problemlerden kaynaklanan bir hastalıktır. |
|
Kalp Krizi Kalbe giden kan akışı durduğunda kalp krizi meydana gelir. |