ASINPIRINE 100 mg 100 tablet Kısa Ürün Bilgisi

Asetilsalisilik Asit }

Kan ve Kan Yapıcı Organlar > Antitrombotik İlaçlar > Asetilsalisilik Asit
İbrahim Etem Ulagay İlaç Sanayi Türk A.Ş. | 26 January  2011

  • 1.   BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

    ASİNPİRİNE 100 mg tablet

  • 2.   KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM

    Etkin madde

    Asetilsalisilik asit 100 mg

    Yardımcı maddeler

    Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.


  • 3.   FARMASÖTİK FORMU

    Tablet

    Beyaz renkli, yuvarlak, bikonveks tabletler


    4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

      4.1. Terapötik endikasyonlar

        Anstabil anjina pektoriste standart tedavinin bir parçası olarak,

        4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

          Anstabil anjina pektoriste standart tedavinin bir parçası olarak günde 1 kez 75-300 mg,

          4.3. Kontrendikasyonlar

          ASİNPİRİNE aşağıda belirtilen durumlarda kullanılmamalıdır:

            Asetilsalisilik aside, diğer salisilatlara veya ilacın herhangi bir bileşenine karşı aşırı duyarlılık (bkz. Bölüm 6.1.)

            4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

            ASİNPİRİNE aşağıdaki durumlarda özel bir dikkat gösterilerek kullanılmalıdır:

              Analjeziklere/antiinflamatuvar ajanlara/antiromatizmallere karşı aşırı duyarlılık durumunda ve diğer alerjilerin varlığında.

              4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

              Eşzamanlı kullanımı kontrendike olan ilaçlar:

              15mg/hafta ya da daha yüksek dozlarda kullanılan metotreksat:

              Metotreksatın hemotolojik toksisitesinde artış (genel olarak antiinflamatuvar ilaçlar metotreksatın renal klirensini azaltırlar ve salisilatlar metotreksatın plazma proteinlerine bağlanmasını inhibe ederler; bakınız Bölüm 4.3.).

              Kullanım önlemleri gerektiren kombinasyonlar:

              15 mg/hafta'dan daha düşük dozda kullanılan metotreksat:

              Metotreksatın hematolojik toksisitesinde artış (genel olarak antiinflamatuvar ilaçlar metotreksatın renal klirensini azaltırlar ve salisilatlar metotreksatın plazma proteinlerine bağlanmasını inhibe ederler).

              İbuprofen:

              İbuprofenin eş zamanlı kullanımı, asetilsalisilik asit tarafından indüklenen geri dönüşümsüz platelet inhibisyonunu antagonize eder. Yüksek kardiyovasküler risk taşıyan hastalarda ibuprofen tedavisi, asetilsalisilik asidin kardiyovasküler koruyucu özelliklerini sınırlayabilir.

              Antikoagülanlar, trombolitikler, antiplatelet ilaçlar (tiklodipin, klopidogrel gibi):

              Kanama zamanı uzayabilir. Asetilsalisilik asitin trombolitiklerden önce alınması kanama riskini arttırabilir.

              Diğer non-steroid antiinflamatuvar ilaçlar ile birlikte salisilat kullanımı: Sinerjistik etkiye bağlı olarak ülser ve gastrointestinal kanama riski artabilir.

              Selektif Serotonin Re-uptake İnhibitörleri (SSRI):

              Sinerjik etkiye bağlı olarak ülser ve üst gastrointestinal kanama riskini artırabilir.

              Digoksin:

              Renal atılımındaki azalmaya bağlı olarak, digoksinin plazma konsantrasyonu yükselebilir.

              Antidiyabetikler, örn: İnsülin, sülfonilüre:

              Yüksek asetilsalisilik asit dozları, asetilsalisilik asidin hipoglisemik etkisi ve sülfonilüre grubu oral antidiyabetiklerin plazma proteinine bağlanma yerinden uzaklaştırılması ile hipoglisemik etkiyi artırabilir.

              Diüretiklerin asetilsalisilik asit ile kombinasyonu:

              Renal prostaglandin sentezinin azalmasına bağlı olarak glomeruler filtrasyonda azalma olur.

              Addisson hastalığında yerine koyma tedavisi için kullanılan hidrokortizon dışındaki sistemik glukokortikoidler:

              Kortikosteroid tedavisi sırasında kandaki salisilat düzeyleri azalır ve kortikosteroidler ile salisilatların eliminasyonunun artması nedeniyle kortikosteroid tedavisi sonlandırıldıktan sonra salisilat doz aşımı riski ortaya çıkabilir. Gastrointestinal ülser ya da kanama riskinde artış olabilir.

              Anjiotensin dönüştürücü enzim inhibitörlerinin (ADE) asetilsalisilik asit ile kombinasyonu: Vazodilatör prostaglandinlerin inhibisyonuna bağlı olarak glomeruler filtrasyonda azalma olur. Ayrıca, antihipertansif etki azalır.

              Valproik asit:

              Valproik asidi proteinlere bağlanma yerinden uzaklaştırarak valproik asit toksisitesine yol açabilir.

              Alkol:

              Asetilsalisilik asidin ve alkolün aditif etkisine bağlı olarak gastrointestinal mukoza hasarında artış ve kanama süresinde uzama olabilir.

              Karbonik anhidraz enzimleri:

              Her ne kadar yüksek dozlar için bazı bilgiler spesifiğe edilmiş olsa da bu etkileşim potansiyel olarak bulunabilir, ancak klinik olarak önemi bulunmamaktadır.

              Sülfinpirazon, benzbromaron, probenesid gibi ürikozürikler: Ürikozürik etki azalır (renal tübüler ürik asit eliminasyon çekişmesi).

              ASİNPİRİNE, aşağıdaki ilaçların etkisini artırabilir:

                İbritumomab, omasetaksin, tositumomab

                Aşağıdaki ilaçlar, ASİNPİRİNE'in etkisini artırabilir:

                4.6. Gebelik ve laktasyon

                Gebelik kategorisi, gebeliğin son trimesteri için D; birinci ve ikinci trimesteri için C'dir.

                Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) Düşük doz asetilsalisilik asitin kontraseptif metodlarla klinik olarak ilişkili etkileşimini gösteren klinik ve klinik öncesi çalışma mevcut değildir. Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar, uygun bir doğum kontrol yöntemi kullanmalıdır.

                Gebelik dönemi

                Hayvan çalışmalarında reprodüktif toksisite gösterilmiştir (bkz. Bölüm 5.3.).

                Asetilsalisilik asit birinci ve ikinci trimesterde açıkça zorunlu olmadığı müddetçe kullanılmamalıdır. Hamile kalmayı düşünen ya da gebeliğin ilk ve ikinci trimesterindeki kadınlar tarafından asetilsalisilik asit içeren ilaçlar kullanılıyorsa, doz mümkün olduğunca düşük ve tedavi süresi de mümkün olduğunca kısa tutulmalıdır.

                Gebeliğin üçüncü trimesterinde ise asetilsalisilik asit kullanımı kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3.).

                Prostaglandin sentezinin inhibisyonu, gebelik ve/veya embriyonal/fetal gelişimi istenmeyen şekilde etkileyebilir. Epidemiyolojik çalışmalar erken gebelik döneminde prostaglandin sentezini inhibe eden ilaçların kullanılmasının düşük ve malformasyon riskini artırabileceğini düşündürür. Riskin doz ve tedavi süresine göre artış gösterdiğine inanılır (Eldeki veriler asetilsalisilik asit alımı ile düşük riskini arttığına dair ilişkiyi destekler nitelikte değildir). Asetilsalisilik asit için malformasyona yönelik epidemiyolojik çalışma verileri tutarlı olmamakla birlikte, artan gastroşizis (karın duvarının doğuştan yarık şeklinde açık olması) riski göz ardı edilmemelidir. 14.800 anne ve çocuğunda yapılan prospektif çalışmalarda erken gebelikte (1. ve 4. aylar) kullanımının malformasyon oranında artış ile ilişkisi bulunmamıştır.

                Gebeliğin üçüncü trimesterinde kullanıldığında, tüm prostaglandin sentezi inhibitörleri fetüste aşağıdaki etkilere neden olabilir:

                  Kardiyopulmoner toksisite (duktus arteriosusun erken kapanması ve pulmoner hipertansiyon)

                  4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

                  Araç ve makine kullanma becerisi üzerinde hiçbir etki gözlemlenmemiştir.

                  4.8. İstenmeyen etkiler

                  İstenmeyen etkiler sıklık ve sistem organ sınıfı açısından aşağıdaki şekilde sınıflandırılmıştır:

                  Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila ≤ 1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000 ila ≤ 1/100); seyrek (≥1/10.000 ila ≤ 1/1.000); çok seyrek (≤ 1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)

                  Kan ve lenf sistemi hastalıkları

                  Seyrek/Çok seyrek: Özellikle hipertansiyonu kontrol edilemeyen ve / veya münferit vakalarda potansiyel olarak yaşamı tehdit edebilecek, antikoagülanlarla eş zamanlı tedavi gören hastalarda serebral kanama gibi ciddi kanamalar bildirilmiştir.

                  Şiddetli glukoz-6-fosfat dehidrogenaz (G6DP) eksikliği formları olan hastalarda hemoliz ve hemolitik anemi bildirilmiştir.

                  Muhtemelen kanama süresinin uzadığı, burun kanaması, diş eti kanaması, kütanöz kanama veya ürogenital kanama gibi kanamalar (bkz. Bölüm 4.4.). Bu etki, kullanımdan sonra 4 ila 8 gün kadar sürebilir.

                  Bağışıklık sistemi hastalıkları:

                  Seyrek: Özellikle astım hastalarında cilt, solunum yolları, gastrointestinal kanal ve kardiyovasküler sistemde aşırı duyarlılık reaksiyonları. Semptomlar arasında hipotansiyon, dispne atakları, rinit, geniz tıkanması, anafilaktik şok ve anjiyonörotik ödem bulunabilir.

                  Metabolizma ve beslenme hastalıkları:

                  Çok seyrek: Hipoglisemi.

                  Düşük dozlarda asetilsalisilik asit ürik asit atılımını azaltır. Bu durum eğilimi olan hastalarda gut ataklarına neden olabilir.

                  Sinir sistemi hastalıkları:

                  Bilinmiyor: Baş ağrısı, baş dönmesi, işitme bozukluğu, kulak çınlaması veya zihin karışıklığı aşırı doz belirtileri olabilir (bkz. Bölüm 4.9.).

                  Gastrointestinal hastalıklar:

                  Yaygın: Mide yanması, mide bulantısı, kusma, karın ağrısı ve ishal Gastrointestinal kanaldan az miktarda kan kaybı (mikro hemoraj)

                  Yaygın olmayan: Çok seyrek vakalarda perforasyona yol açabilecek yaygın olmayan gastrointestinal ülserler, gastrointestinal kanama (uzun süreli ASİNPİRİNE 100 mg kullanımı, gastrointestinal kanaldan gizli kan kaybına bağlı olarak demir eksikliği anemisine neden olabilir), gastrointestinal enflamasyon.

                  Dışkınızın koyu renkli olması (melena) veya kan kusmanız durumunda (her ikisi de ciddi mide kanamasının belirtileridir) derhal doktorunuza bildirmelisiniz.

                  Hepato-bilier hastalıklar:

                  Çok seyrek: Yüksek karaciğer değerleri.

                  Deri ve deri altı doku hastalıkları:

                  Yaygın olmayan: Cilt reaksiyonları (eritema eksudativum multiformeye kadar varan çok seyrek vakalar).

                  Böbrek ve idrar yolu hastalıkları:

                  Çok seyrek: Böbrek fonksiyon bozukluğu ve akut böbrek yetmezliği

                  Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması

                  Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirilmesi gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0800 314 00 08; faks: 0312 218 35 99).

                  4.9. Doz aşımı ve tedavisi

                  Salisilat toksisitesi (2 gün süreyle > 100 mg/kg/günlük doz toksisite oluşturabilir) kronik, terapötik olarak kazanılmış intoksikasyondan ve çocukların ilacı kazara yutması ya da rastlantısal intoksikasyonlar da dahil olmak üzere potansiyel olarak yaşamı tehdit edebilecek akut intoksikasyonlardan (doz aşımı) kaynaklanabilir.

                  Belirti ve semptomların özgül olmaması nedeniyle kronik salisilat zehirlenmesi sinsi seyredebilir. Hafif kronik salisilat toksisitesi ya da salisilizm genel olarak yalnızca yüksek dozların tekrarlayan kullanımlarından sonra oluşur. Semptomları; baş dönmesi, vertigo, kulak çınlaması, sağırlık, terleme, bulantı ve kusma, baş ağrısı ve konfüzyondur; bunlar dozun düşürülmesiyle kontrol edilebilir. Kulak çınlaması, 150 ila 300 mikrogram/ml düzeyindeki plazma konsantrasyonlarında oluşabilir. Daha ciddi advers olaylar 300 mikrogram/ml'nin üzerindeki konsantrasyonlarda gözlenir.

                  Akut intoksikasyonun temel özelliği asit-baz dengesinde yaşa ve intoksikasyonun şiddetine

                  göre değişebilecek şiddetli bozulmadır. Çocuklardaki en yaygın görünüm metabolik asidozdur. Zehirlenmenin şiddeti tek başına plazma konsantrasyonlarından kestirilemez. Asetilsalisilik asidin emilimi gastrik boşalmanın azalmasına, midede konkresyon oluşumuna bağlı olarak ya da enterik preparatların alımı sonucu gecikebilir. Asetilsalisilik asit intoksikasyonunun yönetimi, durumun düzeyi, evresi ve klinik semptomları göz önünde bulundurularak ve standart zehirlenme yönetimi tekniklerine uygun olarak belirlenir. Öncelikli olarak yapılması gerekenler ilacın atılımının hızlandırılması ile elektrolit ve asitbaz metabolizmasının düzeltilmesi olmalıdır.

                  Salisilat zehirlenmesinin karmaşık patofizyolojik etkilerine bağlı olarak belirti ve semptomlar/tetkiklere ilişkin bulgular aşağıdakileri kapsayabilir:

                  Belirti ve semptomlar

                  Tetkiklere ilişkin bulgular

                  Terapötik önlemler

                  HAFİF VE ORTA ŞİDDETLİ İNTOKSİKASYON

                  Gastrik lavaj, tekrarlayan aktif kömür uygulaması,

                  zorlu alkali diürez

                  Taşipne, hiperventilasyon,

                  solunumsal alkaloz

                  Alkalemi, alkalüri

                  Sıvı ve elektrolit

                  dengesinin sağlanması

                  Diyaforez

                  Bulantı, kusma

                  ORTA VE ŞİDDETLİ İNTOKSİKASYON

                  Gastrik lavaj, tekrarlayan aktif kömür uygulaması, zorlu alkalin diürez, şiddetli olgularda

                  hemodiyaliz

                  Kompansatuvar metabolik asidozun eşlik ettiği solunumsal

                  alkaloz

                  Asidemi, asidüri

                  Sıvı ve elektrolit dengesinin sağlanması

                  Hiperpireksi

                  Sıvı ve elektrolit

                  dengesinin sağlanması

                  Solunumsal: hiperventilasyon, nonkardiyojenik pulmoner ödemden solunum durması,

                  asfiksiye kadar değişir.

                  Kardiyovasküler: disaritmiler, hipotansiyondan kardiyovasküler

                  areste kadar değişir

                  Kan basıncında, EKG'de değişiklikler gibi

                  Sıvı ve elektrolit kaybı; dehidratasyon, oligüri ila böbrek yetmezliği

                  Hipokalemi, hipernatremi, hiponatremi, böbrek fonksiyonunda değişiklikler

                  gibi

                  Sıvı ve elektrolit dengesinin sağlanması

                  Glukoz metabolizmasında bozulma, ketoz

                  Hiperglisemi,hipoglisemi (özellikle çocuklarda)

                  Keton düzeylerinde artış

                  Kulak çınlaması, sağırlık

                  Gastrointestinal kanama

                  Hematolojik: trombosit

                  inhibisyonundan koagülopatiye

                  Örnek; PT'de uzama,

                  hipoprotrombinemi

                  kadar değişir.

                  Nörolojik: letarji, konfüzyondan koma ve nöbetlere uzanan bir aralıkta klinik görünümlerle

                  seyreden toksik ensefalopati ve MSS baskılanması


                  5.   FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

                    5.1. Farmakodinamik özellikler

                    Famakoterapötik grubu: Trombosit agregasyon inhibitörü (Heparin hariç) ATC kodu: B01AC06

                    Etki mekanizması

                    Asetilsalisilik asit, trombositlerde tromboksan A2 sentezini engelleyerek trombosit agregasyonunu inhibe eder. Etki mekanizması, siklooksijenaz-1 ve 2 (COX-1 ve 2) geri döndürülemez şekilde inhibisyonuna dayanır. Trombositlerin bu enzimi yeniden sentezlemesi mümkün olmadığından, bu inhibe edici etki özellikle trombositlerde belirgindir. Asetilsalisilik asidin, trombositler üzerinde ayrıca diğer inhibe edici etkileri olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle, çeşitli vasküler endikasyonlarda kullanılır.

                    Asetilsalisilik asit, analjezik, antipiretik ve antiinflamatuvar özellikleri ile asidik, steroid olmayan antiinflamatuvar ilaçlar grubuna aittir. Daha yüksek oral dozlar, ağrıyı dindirmek ve soğuk algınlıkları veya grip gibi hafif ateşli durumlarda, ateşin düşürülmesi ve eklem ve kas ağrılarının dindirilmesi ve akut veya romatoid artrit, osteoartrit ve ankilozan spondilit gibi kronik inflamatuvar bozukluklarda kullanılır.

                    5.2. Farmakokinetik özellikler

                    Emilim:

                    Asetilsalisilik asit oral uygulama sonrası, gastrointestinal kanaldan hızla ve tamamen emilir. Hızlı salımlı dozaj formlarının alımından sonra maksimum plazma düzeylerine, asetilsalisilik asit için 10 – 20 dakika ve salisilik asit için 0,3 – 2 saat sonra ulaşılır.

                    Dağılım:

                    Asetilsalisilik asit ve salisilik asit, plazma proteinlerine geniş ölçüde bağlanır ve hızla vücuda dağılır.

                    Salisilik asit anne sütüne geçer ve plasenta bariyerini geçer.

                    Biyotransformasyon:

                    Asetilsalisilik asit, absorpsiyon sırasında ve sonrasında, ana etkin metaboliti olan salisilikaside dönüşür. Salisilik asit, ağırlıklı olarak hepatik metabolizma tarafından elimine edilir. Metabolitleri, salisilurik asit, salisilfenil glukuronid, salisilasetil glukuronid, gentisik asit ve gentisurik asittir.

                    Eliminasyon:

                    Salisilik asidin metabolizması karaciğer enzimi kapasitesi ile sınırlı olduğundan eliminasyon kinetiği doza bağlıdır. Eliminasyon yarı ömrü, bu nedenle, düşük dozlar sonrasında 2 – 3 saat arasında değişir ve yüksek dozlar sonrasında yaklaşık 15 saate çıkar. Salisilik asit ve metabolitleri, esas olarak böbrek yoluyla atılır.

                    Doğrusallık / Doğrusal olmayan durum:

                    Asetilsalisilik asit kinetiği ilk geçiş sürecini takip eder. Bu sebeple, terapotik dozlarda farmakokinetiği doğrusaldır.

                    5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

                    Asetilsalisilik asidin klinik öncesi güvenlilik profili iyi belgelenmiştir.

                    Hayvan çalışmalarında salisilatların, yüksek dozlarda böbrek hasarı dışında, başka bir organik hasara neden olmadığı gösterilmiştir.

                    Asetilsalisilik asit, mutajenik potansiyeline bağlı olarak, in vitro ve in vivo olarak mutajenisite yönünden ayrıntılı şekilde incelenmiştir. Genel bulgular, mutajenik etkiye ilişkin herhangi bir kanıt ortaya çıkarmamıştır. Aynı durum karsinojenisite çalışmaları açısından da geçerlidir.

                    Salisilatlar, hayvan çalışmalarındaki birkaç hayvan numunesinde, teratojenik etkiler göstermiştir. Doğum öncesi maruz kalma sonrasında, implantasyon bozuklukları, embriyotoksik ve fetotoksik etkiler ve yavrularda öğrenme yeteneği bozukluğu tanımlanmıştır.

                    6.   FARMASÖTİK ÖZELLİKLER

                    :

                      6.1. Yardımcı maddelerin listesi

                      Mikrokristal selüloz Sodyum nişasta glikolat

                      6.2. Geçimsizlikler

                      Bilinen herhangi bir geçimsizliği yoktur.

                      6.3. Raf ömrü

                      36 ay

                      6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler

                      25°C'nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.

                      6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği

                      Vidalı kapakla kapatılmış, yüksek dansiteli polietilen şişede 100 tablet

                      6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

                      Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller ‘Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği' ve ‘Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelikleri'ne uygun olarak imha edilmelidir.

                      Mide Kanseri Mide Kanseri Mide kanseri genellikle mideyi tümüyle kaplayan ve mukus üretmekle görevli hücrelerde başlar. Bu kanser tipine adenokarsinom denir. Deri Kanseri Deri Kanseri Deri kanseri çok rastlanan bir hastalıktır. Üç ana türü bulunur ;genelde kemirici ülser olarak bilinen bazal hücreli karsinom, yassı hücreli karsinom ve kötü huylu tümör.

    İLAÇ GENEL BİLGİLERİİlaç Bilgileri

    İbrahim Etem Ulagay İlaç Sanayi Türk A.Ş.
    Geri Ödeme KoduA10147
    Satış Fiyatı TL
    Önceki Satış Fiyatı
    Original / JenerikJenerik İlaç
    Reçete DurumuNormal Reçeteli bir ilaçdır.
    Barkodu8699508010561
    Etkin Madde Asetilsalisilik Asit
    ATC Kodu B01AC06
    Birim Miktar 100
    Birim Cinsi MG
    Ambalaj Miktarı 100
    Kan ve Kan Yapıcı Organlar > Antitrombotik İlaçlar > Asetilsalisilik Asit
    İthal ve Beşeri bir ilaçdır. 
    ASINPIRINE 100 mg 100 tablet Barkodu