BEKLAMEN 24 mg 84 efervesan tablet Klinik Özellikler

Galantamin }

Sinir Sistemi > Anti Demans İlaçlarAlzheimer İlaçları > Galantamin
İnventim İlaç San. Tic Ltd. Şti | 14 September  2012

4.1. Terapötik endikasyonlar

4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

BEKLAMEN günde bir defa olmak üzere tercihen sabahlan yemeklerle birlikte alınmalıdır. Başlangıç dozu:

Önerilen başlangıç dozu 4 hafta boyunca günde 8 mg’dır.

İdame dozu:

Galantaminin toleransı ve dozajı düzenli olarak, tercihen tedavi başladıktan sonra 3 ay içinde yeniden değerlendirilmelidir. Galantaminin klinik yararı ve hastanın tedaviye toleransı mevcut klinik kılavuzlara göre yeniden değerlendirilmelidir. Terapötik etkinlik sağlandığı ve hasta galantamin tedavisini tolere ettiği sürece idame tedavisine devam edilebilir. Terapötik etkinlik uzun süreli olmadığında veya hasta tedaviyi tolere etmediğinde tedavinin kesilmesi düşünülmelidir.

• Başlangıçta idame dozu 16 mg/gün’dür ve hastalara en az 4 hafta süreyle 16 mg/gün idame dozu verilmelidir.

• Klinik yarar ve tolere edilebilirliğin değerlendirilmesini kapsayan uygun değerlendirmeden sonra, tavsiye edilen maksimum idame dozunun 24 mg/güne çıkarılması düşünülmelidir.

• Hastada günde 24 mg dozda yanıt artışı görülmediği ya da tolerabilite sorunu olduğu durumlarda dozun günde 16 mg’a düşürülmesi düşünülmelidir.

• Tedavinin aniden kesilmesiyle (örn. cerrahi girişim), herhangi bir rebound etkisi görülmez.

Uygulama şekli:

Ağızdan kullanım içindir.

BEKLAMEN bir bardak suda (150 mL) eritilerek içilmelidir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler Böbrek yetmezliği:

4.3. Kontrendikasyonlar

Karaciğer yetmezliği:

4.3. Kontrendikasyonlar

). Hafif karaciğer yetmezliği olan hastalarda doz ayarlamasına gerek yoktur.

Pediyatrik popülasyon:

Çocuklarda BEKLAMEN kullanımı önerilmemektedir.

Geriyatrik popülasyon:

4.3. Kontrendikasyonlar

• Galantamin ya da BEKLAMEN’in içeriğinde bulunan yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olan hastalarda,

• Ciddi karaciğer yetmezliği (Child-Pugh puanı 9’dan büyük) ve ciddi böbrek yetmezliği (kreatinin klerensi 9 mL/dak.’dan düşük),

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

Galantamin hafif ve orta şiddetli Alzheimer tipi demans olan hastaların tedavisinde endikedir. Diğer demans tipleri veya hafıza bozukluğunun diğer tipleri olan hastalarda galantaminin yararı ispatlanamamıştır. İki yıl süren iki klinik çalışmada hafif kognitif bozukluğu olan hastalarda galantaminin kognitif azalmayı veya demansa doğru giden klinik dönüşümü azalttığına dair herhangi bir yararlı etkisinin olduğu ispatlanamamıştır. Ölüm oranı plasebo grubuna kıyasla galantamin grubunda anlamlı olarak daha yüksek bulunmuştur; galantamin grubunda 14/1026 (%1.4) plasebo grubunda 3/1022 (% 0.3)’dir. Ölümlerin çeşitli nedenlerden kaynaklandığı belirtilmiştir. Galantamin grubunda görülen ölümlerin yarısı çeşitli vasküler (miyokardiyal enfarktüs, inme ve ani ölüm) nedenlerden kaynaklandığı belirtilmiştir. Bu bulguların Alzheimer tipi demanslı hastaların tedavisi ile ilişkisi bilinmemektedir. Alzheimer demansı olan hastalarda sadece 6 ay süreli plasebo kontrollü çalışmalar yürütülmüştür. Bu çalışmalarda galantamin grubunda mortalitenin artmadığı görülmüştür.

Alzheimer tipi demans tanısı deneyimli bir hekim tarafından güncel kılavuzlara göre konulmalıdır. Galantamin tedavisi hekim gözetimi altında yapılmalıdır ve yalnızca hastanın ilaç alimim düzenli olarak izleyecek biri mevcutsa başlanmalıdır.

Alzheimer hastaları kilo kaybederler. Bu hastaların, galantamin dahil kolinesteraz inhibitörleri ile tedavisi sırasında kilo kaybı görülür. Tedavi sırasında hastanın kilosu izlenmelidir.

Diğer kolinomimetikler gibi, galantamin aşağıdaki durumlarda dikkatli verilmelidir:

Kardiyak hastalıkları:

Farmakolojik etkilerinden dolayı kolinomimetikler kalp hızı üzerine vagotonik etki oluşturabilir (öm. bradikardi). Bu etki potansiyeli, "hasta sinüs sendromu" ya da başka supraventriküler kardiyak ileti bozukluklan olan veya digoksin ve beta-blokörler gibi kalp hızını belirgin olarak azaltan ilaçları birlikte kullanan hastalar veya elektrolit bozukluklan (ör, hiperkalemi, hipokalemi) olan hastalarda önemli olabilir. Bu nedenle post miyokardiyal infarktüs dönemi, yeni başlangıçtı atriyal fibrilasyon, ikinci derece ve daha büyük derecede kalp bloğu, stabil olmayan angina pektoris veya konjestif kalp yetmezliği (özellikle NHYA grup III-IV olan) gibi kardiyovasküler hastalıktan olan hastalara galantamin uygulanırken dikkatli olunmalıdır.

Gastrointestinal hastalıklar:

Peptik ülser oluşma riski yüksek hastalar (öm. ülser hastalığı öyküsü olanlar ya da nonsteroidal antiinflamatuar ilaç kullananlar dahil bu türlü tablolara eğilimli olanlarda) semptomlar açısından izlenmelidir. Galantamin kullanımı gastrointestinal obstrüksiyonu olan veya gastrointestinal cerrahiden sonraki nekahat döneminde bulunan hastalarda önerilmemektedir.

Sinir sistemi hastalıkları:

Kolinomimetiklerin nöbet oluşturma yönünde kısmi bir potansiyelleri olduğuna inanılmaktadır. Ancak nöbet aktivitesi, aynı zamanda Alzheimer hastalığının da bir belirtisi olabilir. Galantaminle plaseboya kıyasla konvülsyon insidansı yönünden herhangi bir artış görülmemiştir. Nadir durumlarda, kolinerjik tonusdaki artış Parkinson semptomlarını kötüleştirebilir.

Galantamin ile tedavi edilen Alzheimer hastalarının plasebo kontrollü çalışmalarından toplanan verilerin analizinde yaygın olmayan serebrovasküler olaylar gözlenmiştir (Bkz. Bölüm 4.8 istenmeyen etkiler). Serebrovasküler hastalığı olan hastalara galantamin uygulanacağı durumlarda bu düşünülmelidir.

Solunum, torasik ve mediastinal hastalıklar:

Kolinomimetikler şiddetli astım öyküsü ya da obstrüktif akciğer hastalığı veya aktif akciğer enfeksiyonları (öm. pnömoni) olan hastalara reçete edilirken dikkatli olunmalıdır.

Böbrek ve idrar hastalıkları:

Üriner çıkış obstrüksiyonu olan veya mesane ameliyatı sonrasında nekahat döneminde bulunan hastalarda galantamin kullanımı önerilmemektedir.

Cerrahi ve tıbbi müdaheleler:

Galantamin özellikle psödokolinesteraz eksikliği durumlarında bir kolinomimetik olarak anestezi sırasında süksinilkolin tipi kas gevşemesini arttırabilir.

Sodyum uyarısı:

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Farmakodinamik etkileşim

Galantaminin etki mekanizması nedeniyle ambenonyum, donepezil, neostigmin, piridostigmin, rivastigmin veya sistematik olarak uygulanan pilokarpin gibi diğer kolinomimetiklerle birlikte verilmemelidir. Galantamin antikolineıjik ilaçlann etkisini antagonize edebilir. Atropin gibi antikolineıjik ilaçlar aniden kesildiğinde galantaminin etkisini arttırabilecek potansiyel riski bulunmaktadır.

Kolinomimetiklerle beklendiği gibi, kalp hızını belirgin derecede etkileyen ilaçlar (öm. digoksin ve beta-blokörler, bazı kalsiyum kanal blokör ajanları ve amiodaron) ile farmakodinamik etkileşim mümkündür. Torsades de pointes’e neden olabilecek ilaçlarla birlikte kullanılırken dikkatli olunmalıdır. Bu gibi durumlarda EKG düşünülmelidir. Galantamin, kolinomimetikler gibi, anestezi sırasında özellikle psödokolinesteraz eksiklik durumlarında süksinilkolin tipi kas gevşemesini arttırabilir.

Farmakokinetik etkileşim

Galantaminin eliminasyonunda çok sayıda metabolik yol ve renal atılım rol oynamaktadır. Klinik olarak etkileşim olasılığı düşüktür. Bununla birlikte, bireysel olgularda belirgin etkileşimin oluşması klinik olarak ilişkili olabilir.

Besinlerle birlikte kullanımı galantaminin absorpsiyon hızını yavaşlatır fakat emilimin miktarını etkilemez. Kolineıjik yan etkileri en aza indirmek için, BEKLAMEN’in yiyeceklerle birlikte kullanılması önerilmektedir.

Galantaminin metabolizmasını etkileyen diğer ilaçlar:

İlaç etkileşim çalışmaları galantaminin biyoyararlanımı paroksetin (güçlü bir CYP2D6 inhibitörü) ile birlikte kullanıldığında yaklaşık %40, ketokonazol ve eritromisin (CYP3A4 inhibitörleri) ile birlikte kullanıldığında ise sırasıyla %30 ve %12 oranında arttığını göstermiştir. Bu nedenle, güçlü CYP3A4 (öm, ketokonazol veya ritonavir) veya CYP2D6 (örn, kinidin, paroksetin veya fluoksetin ya da fluvoksamin) inhibitörleri ile tedavi başlangıç sürecinde hastalarda kusma ve bulantı başta olmak üzere kolineıjik yan etki reaksiyonların insidansında artış olabilir. Bu koşullarda tolerabilite esasına dayanılarak galantaminin idame dozunun düşürülmesi düşünülebilir. (Bkz bölüm 4.2).

N metil-D aspartat (NMDA) reseptör antagonisti olan memantinin 12 gün boyunca günde 2 defa 10 mg kullanımını takiben iki gün boyunca günde bir defa 10 mg dozda kullanıldığında, kararlı durumda galantaminin farmakokinetiğine etki etmemiştir.

Galantaminin diğer medikal ürünlerin metabolizması üzerine etkisi:

Farmakokinetik etkileşimlerin oluşmasına rağmen galantaminin 24 mg/gün terapötik dozları digoksinin kinetiğini etkilememiştir. (Bkz. farmakodinamik etkileşim)

Galantaminin 24 mg/gün terapötik dozları varfarinin protrombin zamanına ve kinetiği üzerine etkisi bulunmamaktadır.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

Özel popülasyonlara ilişkin bir etkileşim çalışması bulunmamaktadır.

Pediyatrik popülasyon:

4.6. Gebelik ve laktasyon

Genel tavsiye

Gebelik kategorisi: B’dir.

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

Sınırlı sayıda gebelikte maruz kalma olgularından gelen veriler, BEKLAMEN’in gebelik üzerinde ya da fetusun/yeni doğan çocuğun sağlığı üzerinde advers etkileri olduğunu göstermemektedir. Bugüne kadar herhangi önemli bir epidemiyolojik veri elde edilmemiştir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, üreme toksisitesinin bulunduğunu göstermiştir (bkz. kısım 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.

Gebelik dönemi

Hayvanlar üzerinde yapılan çabşmalar, gebelik /ve-veya/ embriyonal/fetal gelişim /ve-veya/ doğum /ve-veya/ doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir (bkz. kısım

5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.

Gebe kadınlara verilirken tedbirli olunmalıdır.

Laktasyon dönemi

Galantaminin insan sütüyle atılıp atılmadığı bilinmediğinden BEKLAMEN emzirme döneminde kullanılmamalıdır.

Üreme yeteneği/Fertilite

Hayvan çalışmaları üreme yeteneği üzerine olumsuz etkisinin olmadığını göstermiştir. İnsanlar üzerinde üreyebilirlik üzerine veri mevcut değildir.

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

4.8. İstenmeyen etkiler

En yaygın olarak rapor edilen advers etkiler bulantı ve kusmadır. Bu yan etkilerin büyük bir kısmı, titrasyon dönemi boyunca oluşmuş ve çoğu olguda bir haftadan daha az sürmüştür. Hastalann çok büyük bir kısmı yalnızca bir epizod geçirmişlerdir. Böyle durumlarda antiemetiklerin kullanılması ve yeterli sıvı alınması yararlı olabilir.

Çok yaygın Ç 1/10); yaygın (> 1/100 ila < 1/10); yaygın olmayan (> 1/1.000 ila < 1/100); seyrek Ç 1/10.000 ila < 1/1.000); çok seyrek (< 1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerde hareketle tahmin edilemiyor).

Metabolizma ve beslenme hastalıkları

Yaygın: İştah azalması, anoreksi Yaygın olmayan: Dehidratasyon

Psikiyatrik hastalıklar

Yaygın: Halüsinasyon, depresyon

Yaygın olmayan: Görsel ve işitsel halüsinasyon

Sinir sistemi hastalıkları

Yaygın: Senkop, baş dönmesi, tremor, baş ağrısı, somnolans, letarji Yaygın olmayan: Parastezi, tat alma bozukluğu, hypersomnia

Göz hastalıkları

Yaygın olmayan: Görme bulanıklığı

Kulak ve iç kulak hastalıkları

Yaygın olmayan: Kulak çınlanması

Kardiyak hastalıkları

Yaygın: Bradikardi

Yaygın olmayan: Supraventriküler ekstrasistol, birinci dereceden atriventriküler blok, sinüs bradikardi, palpitasyon

Vasküler hastalıkları

Yaygın: Hipertansiyon

Yaygın olmayan: Hipotansiyon, al basması

Gastrointesinal hastalıkları

Çok yaygın: Kusma, bulantı

Yaygın: Karın ağrısı, üst abdominal ağrı, diyare, dispepsi, mide rahatsızlığı, abdominal rahatsızlık

Hepato- bilier hastalıklar

Seyrek: Hepatit

Deri ve deri altı doku hastalıkları

Yaygın: Aşırı terleme

Kas- iskelet bozukluklar, bağ doku ve kemik hastalıkları

Yaygın: Kas spazmları Yaygın olmayan: Kas güçsüzlüğü

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

Yaygın: Yorgunluk, asteni, kırıklık

Araştırmalar

Yaygın: Kilo kaybı

Yaygın olmayan: Karaciğer enzim seviyelerinde yükselme

Yaralanma ve zehirlenme

Yaygın: Düşmeler

4.9. Doz aşımı ve tedavisi

Galantamin ile belirgin bir doz aşımındaki semptom ve bulguların, diğer kolinomimetiklerin doz aşımlarında görülenlere benzer olacağı tahmin edilmektedir. Bu etkiler genellikle merkezi sinir sistemini, parasempatik sinir sistemini ve nöromüsküler bağlantıları içerir. Kas zayıflığı ya da fasikülasyonlara ek olarak, bir kolinerjik krize ilişkin bulguların bazıları ya da tamamı ortaya çıkabilir; şiddetli bulantı, kusma, gastrointestinal kramplar, salivasyon, lakrimasyon, idrara çıkma, defekasyon, terleme, bradikardi, hipotansiyon, kolaps ve konvülsiyonlar. Trakeal sekresyon artışı ve bronkospazm ile birlikte giderek artan kas zayıflığı, solunum yolunda yaşamı tehdit edici bir tablo oluşturulabilir.

Pazarlama sonrası raporlarda yanlışlıkla fazla kullanımı sonucunda torsades de pointes sendromu, QT uzaması, kısa süreli bilinç kaybı ile birlikte bradikardi, ventriküler taşikardi bildirilmiştir. Ne kadar dozun kullanıldığı bilindiği bir vakada bir gün içinde sekiz adet 4 mg (32 mg) tablet alınmıştır.

Yanlışlıkla 32 mg alan iki olgu (bulantı, kusma ve ağız kuruluğu; kusma, bulantı ve göğüs ağrısı) ve yanlışlıkla 40 mg (kusma) alınan bir olgu tamamen iyileştiğini gözlemek için kısa süreliğine hastaneye yatırılmıştır. Son iki yıldır halüsinasyon öyküsü olan ve 24 mg galantamin reçetelenen bir hastada yanlışlıkla 34 gün boyunca günde iki defa 24 mg galantamin almasıyla hastaneye yatırılmayı gerektiren halüsinasyon gelişmiştir. 16 mg oral/gün solüsyon reçetelenen başka bir hastada yanlışlıkla 160 mg (40 mİ) alması ile bir saat sonra hastanede tedavi yapılmasını gerektiren terleme, kusma, bradikardi, senkop bildirilmiştir. Hastanın semptomları 24 saat içerisinde iyileşmiştir.

Herhangi bir doz aşımı olgusunda olduğu gibi, genel destek önlemleri alınmalıdır. Ağır vakalarda kolinomimetiklerin genel antidotu olarak, atropin gibi antikolinerjikler kullanılabilir. Başlangıç dozu olarak 0,5 ile 1,0 mg i.v. önerilir; bunu izleyecek dozlar alınacak klinik yanıta göre düzenlenmelidir. Doz aşımında kullanılan stratejiler sürekli olarak geliştiği için, böyle bir durumda son önerileri almak üzere bir zehirlenme kontrol merkezi ile irtibata geçmesi önerilmektedir.

Rahim Boyu ( Serviks ) Kanseri Rahim Boyu ( Serviks ) Kanseri Rahim boynu (serviks) kanseri 35 yaş altı kadınlarda görülen vakalarda meme kanserinden sonra ikinci sırayı alır.Serviks kanserinin gelişmesi yıllarca sürebilir. Grip, Soğuk Algınlığı ve Öksürük Grip, Soğuk Algınlığı ve Öksürük Grip ve soğuk algınlığı (nezle) semptomları arasındaki farkı bilmek önemlidir. Soğuk algınlığı gripten daha hafif belirtiler gösteren bir solunum yolu hastalığıdır.