CAELYX 2 mg/ml konsantre infüzyon çözeltisi (1 flakon) Kısa Ürün Bilgisi

Pegilelipozomal Doksorubisin Hcl }

Antineoplastik ve İmmünomodülatör Ajanlar > Sitotoksik Antibiyotikler > Doksorubisin
Baxter Turkey Renal Hizmetler A.Ş. | 29 March  2022

  • 1.   BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

    CAELYX 2 mg/ml konsantre infüzyon çözeltisi Steril, Apirojen

    Sitotoksik

  • 2.   KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM

    Etkin madde

    Her flakon pegile lipozomlar içinde kapsüllenmiş 20 mg doksorubisin hidroklorür içerir.

    Yardımcı maddeler

    N-(karbamoil-metoksipolietilen glikol 2000)-1,2-distearoil-sn-glisero-3-fosfoetanolamin sodyum tuzu (MPEG-DSPE) 31,9 mg

    Tam doyurulmuş soya fosfatidilkolin (HSPC) 95,8 mg

    Sukroz 940 mg

    Sodyum hidroksit eser miktarda (pH'ı 6,5

    yapmaya yetecek kadar)

    CAELYX, yüzeye bağlı metoksipolietilen glikol (MPEG) ile lipozomlar içinde kapsüllenmiş doksorubisin hidroklorürdür. Bu süreç pegilasyon olarak bilinir ve lipozomları mononükleer fagosit sistemi tarafından saptanmaktan koruyarak kanda dolaşım zamanını artırır.

    Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.


  • 3.   FARMASÖTİK FORMU

    Konsantre infüzyon çözeltisi (steril konsantre) Dispersiyon steril, yarı saydam ve kırmızıdır.


    4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

      4.1. Terapötik endikasyonlar

      CAELYX;

        Artmış kardiyak riske sahip metastatik meme kanseri hastaları için monoterapi olarak,

        4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

        CAELYX sadece sitotoksik ajanların kullanılmasında uzmanlaşmış onkologlar tarafından kullanılmalıdır.

        CAELYX'in kendine özgü farmakokinetik özellikleri vardır, bu yüzden diğer doksorubisin preparatları ile birbirinin yerine kullanılmamalıdır.

        Meme kanseri/Over kanseri:

        CAELYX hastalık ilerlemediği ve hastanın tedaviyi tolere etmeyi devam ettirdiği sürece her 4 haftada bir 50 mg/m dozunda intravenöz yoldan uygulanır.

        Multipl miyelom

        CAELYX, 3 haftalık bortezomib rejiminin 4. gününde, bortezomib infüzyonundan hemen sonra uygulanan 1 saatlik bir infüzyon olarak 30 mg/m'de uygulanır. Bortezomib rejimi her 3 haftada bir 1, 4, 8 ve 11. günlerde 1.3 mg/m'den oluşur. Doz, anlamlı yanıt alındığı ve hasta tedaviyi tolere ettiği sürece tekrar edilir. Her iki tıbbi ürünün 4. Gün doz uygulaması, tıbbi açıdan gerekli olduğu şekilde 48 saate kadar ertelenebilir. Bortezomib dozları arasında en az 72 saat olmalıdır.

        AIDS-KS hastaları:

        CAELYX her 2-3 haftada bir 20 mg/m dozda intravenöz olarak verilmelidir. İlaç birikimi ve yüksek toksisiteyi önleyebilmek için, 10 günden kısa aralıklardan sakınılmalıdır. Terapötik bir cevaba ulaşılabilmesi için, hastalar 2-3 ay boyunca tedavi edilmelidir. Terapötik cevabı sürdürmek için, tedavi ihtiyaç duyulduğu sürece devam ettirilmelidir.

        Tüm hastalar:

        Hastalarda erken infüzyon reaksiyonu semptomu ve belirtileri gözlenirse (Bölüm 4.4 ve 4.8'e bakınız) infüzyon hemen durdurularak uygun tedavi ajanları (antihistamin ve/veya kısa etkili kortikosteroidler) verilmeli ve infüzyona daha yavaş olarak yeniden başlanmalıdır.

        CAELYX doz modifikasyonu kuralları

        PPE (palmar-plantar eritrodisestezi), stomatit veya hematolojik toksisite gibi advers olayları tedavi etmek için doz azaltılabilir veya geciktirilebilir. Dozun azaltılma kuralları aşağıdaki tabloda verilmektedir. Bu tablolardaki toksisite değerlendirilmeleri Ulusal Kanser Enstitüsü Ortak Toksisite Kriterleri (NCl-CTC) temel alınarak yapılmıştır.

        PPE ve stomatit için hazırlanan tablolarda (Tablo 1 ve Tablo 2), meme veya over kanseri tedavisi için yürütülen klinik araştırmalardaki doz modifikasyonları verilmektedir (önerilen 4 haftalık tedavi siklusunun doz modifikasyonu). Eğer bu toksisiteler AIDS'e bağlı KS hastalarında oluşursa, önerilen 2 ile 3 haftalık tedavi siklusu da benzeri bir şekilde modifiye edilebilir.

        Hematolojik toksisite tablosunda (Tablo 3), yalnız meme veya over kanserli hastaların tedavisinde yapılan klinik araştırmalarda izlenen doz modifikasyon şemaları verilmektedir. AIDS-KS hastalarına ait doz modifikasyonu aşağıdaki Tablo 4'de yer almaktadır.

        Tablo 1: PALMAR-PLANTAR ERİTRODİSESTEZİ

        Önceki CAELYX Dozundan Sonraki Haftalar

        Toksisite Derecesi

        4. Hafta

        5. Hafta

        6. Hafta

        1. Derece

        (günlük aktiviteleri etkilemeyen hafif eritem, şişlik, ya da deskuamasyon)

        Hasta daha önce derece 3 ya da 4 cilt toksisitesi geçirmiş ise bir hafta daha beklenir. Geçirmemiş ise ilaç tekrar başlatılır.

        Hasta daha önce derece 3 ya da 4 cilt toksisitesi geçirmiş ise bir hafta daha beklenir.

        Geçirmemiş ise ilaç tekrar başlatılır.

        Doz % 25 azaltılır; 4 haftalık araya dönülür.

        2. Derece

        Bir hafta daha beklenir

        Bir hafta daha beklenir

        Doz % 25 azaltılır; 4 haftalık araya dönülür.

        (normal fiziksel aktiviteleri etkileyen ama engellemeyen eritem, deskuamasyon, ya da şişlik; çapı 2

        cm'den küçük büller ya da ülserasyonlar)

        3. Derece

        Bir hafta daha beklenir

        Bir hafta daha beklenir

        Tedavi durdurulur.

        (yürümeyi ya da

        normal günlük

        aktiviteleri etkileyen

        büller, ülserasyon ya

        da şişlik; normal

        giysiler giyilemez)

        4. Derece

        Bir hafta daha beklenir

        Bir hafta daha beklenir

        Tedavi durdurulur.

        (infeksiyöz komplikasyonlara, ya da yatağa bağımlı

        olmaya, veya hastaneye yatırılmaya neden olan yaygın ya da lokal durum)

        Tablo 2: STOMATİT

        Önceki CAELYX Dozundan Sonraki Haftalar

        Toksisite Derecesi

        4. Hafta

        5. Hafta

        6. Hafta

        1. Derece

        (ağrısız ülser, eritem, ya da hafif acıma)

        Hasta daha önce 3 ya da

        4. derece stomatit geçirmiş

        ise bir hafta daha bekle- nir. Geçirmemiş ise ilaç tekrar başlatılır.

        Hasta daha önce 3 ya da 4.derece stomatit geçirmiş ise bir hafta daha beklenir.

        Geçirmemiş ise

        ilaç tekrar başlatılır.

        Doz % 25 azaltılır; 4 haftalık araya dönülür, ya da hekimin kararı doğrultusunda tedavi durdurulur.

        2. Derece (ağrılı eritem, ödem, ya da ülserler, ama yemek yenebiliyor)

        Bir hafta daha beklenir

        Bir hafta daha beklenir

        Doz % 25 azaltılır; 4 haftalık araya dönülür, ya da hekimin kararı doğrultusunda tedavi durdurulur.

        3. Derece (yemek yemeyi engelleyecek ölçüde ağrılı eritem, ödem, ya da ülserler)

        Bir hafta daha beklenir

        Bir hafta daha beklenir

        Tedavi durdurulur.

        4. Derece (parenteral ya da enteral destek gereksinimi)

        Bir hafta daha beklenir

        Bir hafta daha beklenir

        Tedavi durdurulur.

        Tablo 3: HEMATOLOJİK TOKSİSİTE (MNS ya da trombosit) – MEME VEYA OVER KANSERLİ HASTALARDAKİ TEDAVİ

        DERECE

        MUTLAK

        NÖTROFİL SAYISI (MNS)

        TROMBOSİTLER

        MODİFİKASYON

        1. Derece

        1.500 – 1.900

        75.000 – 150.000

        Doz azaltması yapılmaksızın tedavi sürdürülür.

        2. Derece

        1.000 - < 1.500

        50.000 - < 75.000

        MNS  1.500 ve

        trombositler 

        75.000 oluncaya kadar beklenir; tedaviye doz azaltması yapılmaksızın yeniden başlanır.

        3. Derece

        500 - < 1.000

        25.000 - < 50.000

        MNS  1.500 ve

        trombositler 

        75.000 oluncaya kadar beklenir; tedaviye doz

        azaltması yapılmaksızın yeniden başlanır.

        4. Derece

        < 500

        < 25.000

        MNS  1.500 ve

        trombositler 

        75.000 oluncaya değin beklenir; doz

        % 25 azaltılır, ya da tedavi büyüme faktörü desteği ile tam dozda sürdürülür.

        PPE veya stomatit yaşayan, bortezomib ile kombinasyon halinde CAELYX ile tedavi edilen multipl miyelom hastaları için CAELYX dozu sırasıyla yukarıdaki Tablo 1 ve 2'de tarif edildiği şekilde değiştirilmelidir. Aşağıdaki Tablo 4'te CAELYX ve bortezomib kombinasyon tedavisi alan multipl miyelomlu hastaların tedavisi için yürütülen klinik çalışmada diğer doz modifikasyonları için izlenen program sunulmaktadır. Bortezomib ile doz uygulaması ve dozaj ayarlamalarına ilişkin daha detaylı bilgi için bortezomib KÜB'ünü inceleyiniz.

        Tablo 4: CAELYX + BORTEZOMİB KOMBİNASYON TEDAVİSİ İÇİN DOZAJ AYARLAMALARI – MULTİPL MİYELOM HASTALARI

        Hasta durumu

        CAELYX

        Bortezomib

        Ateş ≥38°C ve ANC

        <1,000/mm3

        4. günden önce ise bu döngü doz uygulanmaz; 4. Günden sonra ise bir sonraki doz %25 azaltılır.

        Bir sonraki doz %25 azaltılır.

        Her döngünün 1. Gününden sonra ilaç uygulamasının herhangi bir gününde: Trombosit sayımı <25,000/mm3 Hemoglobin <8 g/dl

        ANC <500/mm3

        4. günden önce ise bu döngü doz uygulanmaz; 4. Günden sonra ise bortezomibin hematolojik toksisite nedeniyle azaltılması halinde ardışık döngülerde bir sonraki

        doz %25 azaltılır.*

        Doz uygulanmaz; bir döngüde 2 veya daha fazla doz verilmezse ardışık döngülerde doz %25 azaltılır.

        Derece 3 veya 4 hematolojik olmayan ilaçla ilişkili toksisite

        Derece <2'ye düzelene kadar doz uygulanmaz ve doz tüm ardışık dozlar için %25 azaltılır.

        Derece <2'ye düzelene kadar doz uygulanmaz ve doz tüm ardışık dozlar için %25 azaltılır.

        Nöropatik ağrı veya periferik nöropati

        Dozaj ayarlaması yok.

        Bortezomib KÜB'ünü inceleyiniz.

        * bortezomib ile doz uygulama ve dozaj ayarlamasına ilişkin daha fazla bilgi için, bortezomib KÜB'ünü inceleyiniz.

        CAELYX ile tedavi edilen AIDS-KS hastalarında, hematolojik toksisite için dozun azaltılması veya tedavinin durdurulması ya da ertelenmesi gerekebilir. MNS sayımı < 1000/mm ve/veya trombosit sayımı < 50.000/mm olan hastalarda CAELYX tedavisi geçici olarak durdurulmalıdır. Daha sonraki kürlerde MNS sayımı < 1000/mm olduğunda kan sayımını desteklemek için eşzamanlı olarak G- CSF (veya GM-CSF) verilebilir.

        Uygulama şekli:

        CAELYX'i bolus enjeksiyon veya seyreltilmemiş dispersiyon şeklinde VERMEYİNİZ. İlave dilüsyon sağlamak ve tromboz ve damar dışına taşma riskini en aza indirmek için CAELYX infüzyon hattının, intravenöz % 5 (50 mg/ml) dekstroz çözeltisinin infüzyon hattına bağlanması önerilir. İnfüzyon periferik bir venden verilebilir. In-line filtrelerle kullanılmamalıdır. CAELYX intramüsküler veya subkutan yolla verilmemelidir.

        < 90 mg dozlar için; CAELYX, 250 ml % 5'lik (50 mg/ml) dekstroz çözeltisi ile seyreltilir.

         90 mg dozlar için; CAELYX 500 ml % 5'lik (50 mg/mL) dekstroz çözeltisi ile seyreltilir.

        Meme kanseri/ Over kanseri/ Multipl miyelom

        İnfüzyon reaksiyonları riskini en aza indirmek için, ilk doz 1 mg/dakika'dan daha hızlı verilmemelidir. Eğer herhangi bir infüzyon reaksiyonu gözlenmez ise, daha sonraki CAELYX infüzyonları 60 dakikalık bir zaman dilimi içinde uygulanabilir.

        İnfüzyon reaksiyonu gelişen hastalarda infüzyon metodu şu şekilde değiştirilmelidir:

        Toplam dozun % 5'i ilk 15 dakika içinde verilmelidir. Eğer reaksiyon gelişmeksizin tolere edilebilirse sonraki 15 dakikada infüzyon hızı iki katına çıkarılmalıdır. Eğer tolere edilebilirse, toplam doz takip eden 1 saat içerisinde (toplam 90 dakika) bitirilmelidir.

        AIDS ile ilişkili KS

        250 ml % 5 (50 mg/ml) dekstroz sulu çözeltisi ile seyreltilmiş CAELYX, 30 dakikalık intravenöz infüzyonla verilir.

        Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

        Karaciğer yetmezliği:

        Total bilirubin düzeyi yükselmiş az sayıda hastada belirlenen CAELYX farmakokinetiği, total bilirubini normal hastalardan farklı değildir. Daha fazla deneyim kazanılıncaya değin, karaciğer fonksiyonu bozuk hastalarda CAELYX dozu over kanserinde yapılan klinik çalışmalardaki deneyim doğrultusunda, aşağıdaki gibi azaltılmalıdır. Tedavi başladığında, eğer bilirubin 1,2-3,0 mg/dl arasında ise ilk doz % 25 oranında azaltılır. Eğer bilirubin > 3,0 mg/dl ise ilk doz % 50 azaltılır. Hasta ilk dozu, serum bilirubininde veya karaciğer enzimlerinde artış olmadan tolere edebilirse, 2. Siklusdaki doz bir sonraki doz düzeyine yükseltilebilir. Örneğin ilk doz % 25 azaltılmışsa 2. Siklusta tam doza çıkarılır; ilk doz % 50 azaltılmışsa 2. Siklusta tam dozun % 75'ine çıkarılır. Tolere edildiği takdirde doz daha sonraki sikluslarda tam doza yükseltilebilir. CAELYX karaciğer metastazı olan ve biliruribin ve karaciğer enzimleri normalin üst sınırının 4 katına kadar yükseldiği hastalarda uygulanabilir. CAELYX uygulamasından önce ALT/AST, alkalen fosfataz ve bilirubin gibi klinik testleri kullanarak karaciğer fonksiyonu değerlendirilmelidir.

        Böbrek yetmezliği:

        Doksorubisin karaciğerde metabolize olduğu ve safra yolu ile atıldığı için, CAELYX'te doz ayarlamalarına ihtiyaç duyulmamaktadır. Popülasyon çalışmaları, renal fonksiyondaki değişikliğin (kreatinin klerensi: 30-156 ml/dak) CAELYX farmakokinetiğini etkilemediğini kanıtlamıştır. Kreatinin klerensi 30 ml/dak'dan az olan hastalarla ilgili farmakokinetik veri bulunmamaktadır.

        Pediyatrik popülasyon:

        Çocuklardaki deneyim kısıtlıdır. CAELYX 18 yaşın altındaki hastalarda önerilmemektedir.

        Geriyatrik popülasyon:

        Hasta popülasyonuna dayanan analiz 21-75 yaş arasındaki hastalarda anlamlı bir farmakokinetik farklılık göstermemektedir.

        Diğer:

        Splenektomi geçirmiş AIDS-KS hastaları:

        CAELYX ile splenektomili hastalarda deneyim olmadığı için, CAELYX tedavisi önerilmez.

        4.3. Kontrendikasyonlar

        CAELYX, bileşenlerine veya doksorubisin hidroklorür formülasyonlarına karşı aşırı duyarlılık reaksiyonları gösteren hastalarda kontrendikedir.

        CAELYX lokal tedavi ya da sistemik alfa-interferon ile etkili bir şekilde tedavi edilebilecek AIDS- KS hastalarında kullanılmamalıdır.

        CAELYX soya yağı ihtiva eder. Eğer fıstık ya da soyaya alerjiniz varsa bu tıbbi ürünü kullanmayınız.

        4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

        5.2. Farmakokinetik özellikler

        i ve doz uygulama rejimlerinin farklı olması nedeniyle, CAELYX diğer doksorubisin hidroklorür formülasyonları ile birbirinin yerine kullanılmamalıdır.

        Kardiyak toksisite:

        CAELYX alan bütün hastalar, rutin olarak sık EKG takibi altında tutulmalıdır. T-dalgası düzleşmesi, S-T segmenti depresyonu ve benign aritmiler gibi geçici EKG değişiklikleri, CAELYX tedavisine ara verilmesi için kesin gösterge sayılmamaktadır. Buna karşılık QRS kompleksindeki kısalma, kalp toksisitesi için daha kesin bir kanıt sayılmaktadır. Bu değişiklik meydana gelirse, antrasiklin kökenli kalp hasarında en kesin test olan endomiyokard biyopsisi düşünülmelidir.

        Kalp fonksiyonunun değerlendirilmesi ve takibi için EKG'ye kıyasla daha spesifik bir metod, ekokardiyografi veya tercihen Multigated Anjiyografi (MUGA) ile sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonunun ölçümüdür. Bu yöntemler, CAELYX tedavisi başlatılmadan önce rutin olarak uygulanmalıdır ve tedavi süresince periyodik olarak tekrarlanmalıdır. Hayat boyu kümülatif antrasiklin dozunu (450 mg/m2) aşan her ilave CAELYX uygulamasından önce sol ventrikül fonksiyonunun değerlendirilmesi zorunludur.

        Kalp performansını antrasiklin tedavisi süresince takip etmek için kullanılan yukarıda adı geçen değerlendirme testleri ve yöntemleri, aşağıda belirtilen sırada uygulanmalıdır: EKG takibi, sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonunun ölçülmesi, endomiyokard biyopsisi. Test sonuçları CAELYX tedavisiyle ilişkili olası bir kalp hasarına işaret ederse, sürdürülecek tedavinin sağlayacağı fayda miyokard hasarı riski ile dikkatlice karşılaştırılmalıdır.

        Tedavi gerektiren kardiyovasküler hastalığı olanlar, sadece elde edilecek fayda hastanın karşılaşacağı riski aşıyorsa CAELYX almalıdır.

        CAELYX alan ve kalp fonksiyonu bozuk olan hastaların dikkatle izlenmesi gereklidir.

        Kardiyomiyopatiden kuşkulanıldığı her durumda, yani sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonunun tedavi öncesi değerlere göre daha düşük çıkması ve/veya sol ventrikül ejeksiyonunun prognostik olarak uyumlu değerlerden düşük olması (örneğin <% 45) durumlarında, endomiyokard biyopsileri düşünülebilir. Geri dönüşümsüz kalp hasarı oluşturma riskine karşılık devam ettirilecek tedavinin sağlayacağı fayda dikkatlice değerlendirilmelidir.

        Kardiyomiyopati nedeniyle olan konjestif kalp yetmezliği, EKG değişiklikleri olmaksızın aniden meydana gelebilir ve aynı zamanda tedavinin sonlandırılmasından haftalar sonra ortaya çıkabilir.

        Diğer antrasiklinleri almış olan hastalara dikkat edilmelidir. Doksorubisin hidroklorürün toplam dozu, diğer antrasiklinler/antrakinonlar gibi veya örneğin 5-fluorourasil gibi kardiyotoksik maddelerle yapılan daha önce yapılmış (veya eşzamanlı) tedavinin dikkate alınmasını da gerektirir. Kardiyak toksisite; mediastinal radyasyon tedavisi görmüş veya eşzamanlı siklofosfamid tedavisi gören hastalarda 450 mg/m kümülatif antrasiklin dozundan daha düşük dozda da oluşabilir.

        Over ve meme kanseri için önerilen 50 mg/m doz rejiminde kardiyak güvenlilik profili, AIDS-KS hastalarına uygulanan 20 mg/m doz rejimininkinden farklı değildir (bkz. Bölüm 4.8).

        Kemik iliği supresyonu:

        CAELYX ile tedavi edilmiş pek çok hastada, önceden var olan AIDS hastalığı, eşzamanlı veya önceden alınan çok sayıda ilaç ya da kemik iliği tümörleri gibi faktörler mevcudiyetinde tedaviye başlandığında zaten kemik iliği supresyonu vardır. Pivotal bir araştırmada 50 mg/m dozla tedavi gören over kanserli hastalarda miyelosupresyon genellikle hafif/orta şiddette ve reversibl olmuş, nötropenik infeksiyon episodları ile veya sepsisle birlikte seyretmemiştir. Ayrıca topotekan ile tedavi uygulanan kontrollü bir klinik araştırmada tedavi ile bağlantılı sepsis sıklığı, CAELYX ile tedavi gören over kanseri hastalarında topotekan ile tedavi gören gruba kıyasla belirgin olarak daha düşük olmuştur. Meme veya over kanserli hastalardaki bulguların aksine AIDS-KS'li hastalarda miyelosupresyon, dozu sınırlayan bir faktör gibi görünmektedir (bkz. Bölüm 4.8). Kemik iliği supresyonu potansiyelinden ötürü, periyodik yapılan kan sayımları CAELYX tedavisi boyunca sıklıkla ve en az CAELYX'in her dozundan önce yapılmalıdır.

        İnatçı, şiddetli kemik iliği supresyonu, süperenfeksiyon ya da kanamalar ile sonuçlanabilir.

        Bleomisin/vinkristin rejimine karşı, AIDS-KS hastalarında yapılan kontrollü klinik çalışmalarda fırsatçı enfeksiyonların, CAELYX tedavisi alanlarda nispeten daha sık geliştiği görülmüştür. Bu nedenle doktorlar ve hastalar uygun önlemleri almalıdır.

        Sekonder hematolojik maligniteler:

        Diğer DNA hasarı oluşturan antineoplastik ilaçlarla olduğu gibi, doksorubisin ile kombinasyon tedavisi gören hastalarda sekonder akut myeloid lösemiler ve myelodisplaziler bildirilmiştir. Bu nedenle doksorubisin ile tedavi edilen her hasta hematolojik açıdan kontrol edilmelidir.

        Sekonder oral neoplazmalar:

        CAELYX'e uzun süre maruz kalan (bir yıldan fazla) ya da 720 mg/m'den daha yüksek bir kümülatif CAELYX dozu almakta olan hastalarda, çok ender olarak sekonder oral kanser olguları bildirilmiştir. Sekonder oral kanser olguları, hem CAELYX tedavisi esnasında, hem de son dozdan 6 yıl sonrasına kadar görülmüştür. Hastalar oral ülserasyon ya da sekonder oral kansere işaret edebilecek herhangi bir oral rahatsızlık yönünden düzenli aralıklarla incelenmelidir.

        İnfüzyonla ilişkili reaksiyonlar:

        İnfüzyonun başlangıcından sonra birkaç dakika içinde astım, yüzde kızarıklık, ürtiker benzeri döküntü, göğüs ağrısı, ateş, hipertansiyon, taşikardi, kaşıntı, terleme, nefes darlığı, yüzde ödem, ürperme, sırt ağrısı, boğazda ve göğüste sıkışma hissi ve/veya hipotansiyon gibi semptomlar gösteren, alerji-benzeri veya anaflaktoid-benzeri reaksiyonlar olarak tanımlanan ciddi ve bazen hayatı tehdit edici nitelikte infüzyon reaksiyonları oluşabilir. Çok nadir olarak, infüzyon reaksiyonları ile ilişkili konvülsiyonlar da gözlenmiştir. İnfüzyonun geçici olarak durdurulması, tedaviye gerek kalmaksızın semptomların düzelmesini sağlar. Fakat bu semptomları tedavi etmede kullanılan ilaçlar (örn. Antihistaminikler, kortikosteroidler, adrenalin ve antikonvülsanlar gibi) ve acil müdahale sırasında kullanılacak diğer araçlar hazır bulundurulmalıdır. Hastaların çoğunda tüm semptomlar düzeldikten sonra semptomlar tekrar etmeksizin tedaviye yeniden başlanabilir. İnfüzyon reaksiyonları ilk tedavi siklusundan sonra ender olarak tekrar etmektedir. İnfüzyon reaksiyonu riskini minimuma indirmek için başlangıç dozu 1 mg/dakikadan daha yüksek hızda verilmemelidir (bkz. Bölüm 4.2).

        El-Ayak Sendromu (Palmar plantar eritrodisestezi sendromu) (PPE):

        PPE ağrılı, maküler kızarık cilt döküntüleri ile karakterizedir. Bu olayı yaşayan hastalarda, genellikle bu iki veya üç tedavi küründen sonra görülmektedir. İyileşme genellikle 1-2 hafta içinde meydana gelir ve bazı durumlarda tam iyileşme 4 hafta veya daha uzun sürebilir. PPE profilaksisi ve tedavisinde günde 50-150 mg piridoksin ve kortikosteroidler kullanılmış olsa da, bu tedaviler Faz III çalışmalarda değerlendirilmemiştir. PPE'nin önlenmesi ve tedavisine yönelik diğer stratejiler arasında; el ve ayakları soğuk suya maruz bırakarak soğuk tutmak (ıslatma, banyo veya yüzme), aşırı ısıdan/sıcak sudan kaçınmak ve el ve ayakları serbest bırakmak (sıkan çorap, eldiven ya da ayakkabı giymemek) yer alır. PPE'nin öncelikle doz planıyla ilişkili olduğu görülmekte ve doz aralığı 1-2 hafta uzatılarak azaltılabilmektedir (bkz. Bölüm 4.2). Bununla birlikte, bu reaksiyon bazı hastalarda şiddetli ve hastayı güçsüzleştirici olabilmekte ve tedavinin sonlandırılmasını gerektirebilmektedir (bkz. Bölüm 4.8).

        Ekstravazasyon:

        Çok nadir olarak ekstravazasyonu takiben lokal nekroz bildirilmiş olsa da, CAELYX'in tahriş edici olduğu kabul edilmektedir. Hayvan çalışmaları, doksorubisin hidroklorürün lipozomal formülasyon olarak uygulamasının ekstravazasyon hasarı potansiyelini azalttığını göstermiştir. Ekstravazasyon bulgu veya belirtilerinin (batma, eritem gibi) ortaya çıkması halinde, infüzyon hemen sonlandırılmalı ve başka bir damardan yeniden başlanmalıdır. Ekstravazasyon bölgesine yaklaşık 30 dakika buz uygulaması, lokal reaksiyonun hafifletilmesine yardımcı olabilir. CAELYX, intramüsküler ya da subkutan yoldan verilmemelidir.

        Doz modifikasyonu veya kesilmesi gereken ortak yan etkiler için için Bölüm 4.8'e bakınız. Diyabet hastaları:

        CAELYX'in her flakonunun şeker (sukroz) içerdiği ve intravenöz infüzyonunun % 5 (50 mg/ml)

        dekstroz içinde verildiği dikkatten kaçmamalıdır. Nadir kalıtımsal früktoz intoleransı glukoz- galaktoz malabsorpsiyonu veya sükraz-izomaltaz yetmezliği problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.

        Bu tıbbi ürün tam doyurulmuş soya fosfatidilkolin (HSPC) ihtiva eder. Eğer fıstık ya da soyaya alerjiniz varsa kullanmayınız.

        Bu tıbbi ürün her dozunda 1 mmol (23 mg)'dan daha az sodyum ihtiva eder; yani esasında “sodyum içermediği kabul edilebilirâ€.

        4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

        CAELYX ile jinekolojik maligniteli hastalarda konvansiyonel kemoterapi ajanlarıyla Faz 2 kombinasyon çalışmaları yapılmasına rağmen, resmi ilaç etkileşim çalışmaları yürütülmemiştir. Doksorubisin hidroklorür ile etkileşime girdiği bilinen ilaçların eş zamanlı kullanımları konusunda dikkat sarfedilmelidir. Diğer doksorubisin hidroklorür preparatları gibi CAELYX de diğer kanser tedavilerinin toksisitesini artırabilir. Eşzamanlı olarak siklofosfamid veya taksan kullanan solid tümörlü hastalar ile yapılan klinik çalışmalarda (over kanserli hastalar dahil) ek toksisiteler gözlenmemiştir. AIDS'e bağlı KS hastalarında standart doksorubisin hidroklorür kullanımında siklofosfamid'in sebep olduğu kanamalı sistitin şiddetlendiği ve 6-merkaptopurin'in yol açtığı hepatotoksisitenin artış gösterdiği bildirilmiştir. Herhangi bir başka sitotoksik ilaç, özellikle kemik iliğine toksik olan ilaçlar, birlikte verileceği zaman dikkat edilmelidir.

        4.6. Gebelik ve laktasyon

        Gebelik kategorisi D'dir.

        Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

        Çocuk sahibi olma potansiyeli olan kadınlar veya eşleri CAELYX kullanırken ve CAELYX tedavisinin kesilmesini takiben altı ay içinde, etkin korunma yöntemleri kullanmalıdır (bkz. Bölüm 5.3).

        Gebelik dönemi

        Doksorubisin hidroklorürün, hamilelik sırasında uygulandığında, ciddi doğum hasarlarına yol açabileceğinden şüphelenilmektedir. Bu nedenle CAELYX kesinlikle gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.

        CAELYX'in gebelik ve/veya fetus/yeni doğan üzerinde zararlı farmakolojik etkileri bulunmaktadır.

        Laktasyon dönemi

        Bu ilacın insan sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Antrasiklinler dahil birçok ilaç sütle atıldığından ve emzirilen bebeklerde CAELYX'in şiddetli advers reaksiyon potansiyeli olması nedeniyle, anneler bu ilacı almadan önce emzirmeyi kesmelidir. HIV ile infekte kadınlar, HIV geçişini engellemek için, hiçbir koşul altında bebeklerini emzirmemelidir.

        Üreme yeteneği/Fertilite

        Doksorubisin hidroklorürün insan fertilitesi üzerindeki etkisi incelenmemiştir (bkz. Bölüm 5.3).

        4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

        CAELYX araç sürme performansını etkilemeyecek olsa bile, bugüne kadar yapılan çalışmalarda sersemlik ve uyku hali seyrek olarak (<% 5) CAELYX kullanımıyla ilişkilendirilmiştir. Bu etkilerden şikayet eden hastalar, araba sürmekten ve makina kullanmaktan kaçınmalıdır.

        4.8. İstenmeyen etkiler

        Güvenlilik profili özeti

        En sık olarak görülen advers reaksiyonlar (≥% 20) nötropeni, bulantı, lökopeni, anemi ve yorgunluk olmuştur.

        Şiddetli advers reaksiyonlar (hastaların ≥ % 2'sinde meydana gelen Derece 3/4 advers reaksiyonlar); nötropeni, PPE, lökopeni, lenfopeni, anemi, trombositopeni, stomatit, yorgunluk, diyare, kusma, bulantı, pireksi, dispne ve pnömoni olmuştur. Daha az sıklıkla bildirilen şiddetli advers reaksiyonlar arasında Pneumocystis jirovecii pnömonisi, karın ağrısı, sitomegalovirüs retiniti dahil sitomegalovirüs enfeksiyonu, asteni, kardiyak arrest, kalp yetmezliği, konjestif kalp yetmezliği, pulmoner embolizm, tromboflebit, venöz tromboz, anafilaktik reaksiyon, anafilaktoid reaksiyon, toksik epidermal nekroliz ve Stevens-Johnson sendromu yer almıştır.

        Advers reaksiyonların tablo halinde listesi

        Tablo 4'te; meme kanseri, over kanseri, multipl miyelom ve AIDS ilişkili KS'nin tedavisi için CAELYX alan 4231 hastada meydana gelen advers ilaç reaksiyonları özetlenmektedir. Pazarlama sonrası advers reaksiyonlar da dahil edilmiş ve bunlar Ҡile gösterilmiştir. Sıklıklar aşağıdaki gibi tanımlanmıştır: çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1000 ila

        <1/100); seyrek (≥1/10.000 ila <1/1000); çok seyrek (<1/10.000) ve bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor). Advers reaksiyonlar, her sıklık grubunda ilgili olduğu yerde azalan ciddiyet sırasında sunulmaktadır.

        Tablo 5: CAELYX ile tedavi edilen hastalarda görülen advers reaksiyonlar

        Sistem Organ Sınıfı

        Sıklık (Tüm Dereceler)

        Advers İlaç Reaksiyonu

        Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar

        Yaygın

        Sepsis

        Pnömoni

        Pneumocystis jirovecii pnömonisi

        Sitomegalovirüs koryoretiniti dahil sitomegalovirüs enfeksiyonu

        Mycobacterium avium kompleks enfeksiyonu

        Kandidiyaz

        Herpes zoster

        İdrar yolu enfeksiyonu

        Enfeksiyon

        Üst solunum yolu enfeksiyonu

        Oral kandidiyazis

        Folikülit

        Farenjit

        Nazofarenjit

        Yaygın olmayan

        Herpes simplex

        Mantar enfeksiyonu

        Seyrek

        Fırsatçı enfeksiyon (Aspergillus, Histoplazma, İzospora, Lejyonella,

        Microsporidium, Salmonella, Stafilokok, Toksoplazma, Tüberküloz)

        Benign, malign ve belirsiz neoplazmlar (kistler ve

        polipler dâhil)

        Bilinmiyor

        Akut miyeloid lösemi

        Miyelodisplastik sendrom

        Oral neoplazm

        Kan ve lenf sistemi hastalıkları

        Çok yaygın

        Lökopeni

        Nötropeni

        Lenfopeni

        Anemi (hipokromik dahil)

        Yaygın

        Trombositopeni

        Febril nötropeni

        Yaygın olmayan

        Pansitopeni

        Trombositoz

        Seyrek

        Kemik iliği yetmezliği

        Bağışıklık sistemi hastalıkları

        Yaygın olmayan

        Aşırı duyarlılık

        Anafilaktik reaksiyon

        Seyrek

        Anafilaktoid reaksiyon

        Metabolizma ve beslenme hastalıkları

        Çok yaygın

        İştah azalması

        Yaygın

        Kaşeksi

        Dehidratasyon

        Hipokalemi

        Hiponatremi

        Hipokalsemi

        Yaygın olmayan

        Hiperkalemi

        Hipomagnezemi

        Psikiyatrik hastalıklar

        Yaygın

        Zihin bulanıklığı

        Anksiyete

        Depresyon

        Uykusuzluk

        Sinir sistemi hastalıkları

        Yaygın

        Periferik nöropati

        Periferik duyusal nöropati

        Nevralji

        Parestezi

        Hipoestezi

        Disgözi

        Baş ağrısı

        Uyuklama hali

        Baş dönmesi

        Yaygın olmayan

        Polinöropati

        Konvülsiyon

        Senkop

        Dizestezi

        Somnolans

        Göz hastalıkları

        Yaygın

        Konjonktivit

        Yaygın olmayan

        Bulanık görme

        Gözyaşı salgısında artış

        Seyrek

        Retinit

        Kardiyak hastalıklar

        Yaygın

        Taşikardi

        Yaygın olmayan

        Çarpıntı

        Kardiyak arrest

        Kalp yetmezliği

        Konjestif kalp yetmezliği

        Kardiyomiyopati

        Kardiyotoksisite

        Seyrek

        Ventriküler aritmi

        Sağ dal bloku

        İletim bozukluğu

        Atriyoventriküler blok

        Siyanoz

        Vasküler hastalıklar

        Yaygın

        Hipertansiyon

        Hipotansiyon

        Kızarma (flushing)

        Yaygın olmayan

        Pulmoner embolizm

        İnfüzyon bölgesi nekrozu (yumuşak doku nekrozu ve cilt nekrozu dahil)

        Flebit

        Ortostatik hipotansiyon

        Seyrek

        Tromboflebit

        Venöz tromboz

        Vazodilatasyon

        Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar

        Yaygın

        Dispne

        Efor dispnesi

        Epistaksi

        Öksürük

        Yaygın olmayan

        Astım

        Göğüs bölgesinde ağrı

        Seyrek

        Boğazda sıkışma hissi

        Gastrointestinal hastalıklar

        Çok yaygın

        Stomatit

        Bulantı

        Kusma

        Diyare

        Kabızlık

        Yaygın

        Gastrit

        Aftöz stomatit

        Ağız ülserasyonu

        Dispepsi

        Disfaji

        Özofajit

        Karın ağrısı

        Üst karın ağrısı

        Oral ağrı

        Ağız kuruluğu

        Yaygın olmayan

        Flatulans

        Gingivit

        Seyrek

        Glosit

        Dudak ülserasyonu

        Deri ve deri altı dokusu hastalıkları

        Çok yaygın

        El-Ayak (Palmar plantar eritrodisestezi) sendromu

        Döküntü (eritematöz, makülo-papüler ve papüler)

        Alopesi

        Yaygın

        Deride pullanma

        Kabarcık

        Cilt kuruluğu

        Eritem

        Kaşıntı

        Hiperhidroz

        Deride hiperpigmentasyon

        Yaygın olmayan

        Dermatit

        Eksfoliyatif dermatit

        Akne

        Deri ülseri

        Alerjik dermatit

        Ürtiker

        Deride renk değişimi

        Peteşi

        Pigmentasyon bozukluğu

        Tırnak hastalığı

        Seyrek

        Toksik epidermal nekroliz

        Eritema multiforme

        Büllöz dermatit

        Likenoid keratoz

        Bilinmiyor

        Stevens-Johnson sendromu

        Kas-iskelet sistemi ve bağ dokusu hastalıkları

        Çok yaygın

        Kas-iskelet sistemi ağrısı (kas-iskelet sistemi kaynaklı göğüs ağrısı, sırt ağrısı, ekstremite ağrısı dahil)

        Yaygın

        Kas spazmları

        Miyalji

        Artralji

        Kemik ağrısı

        Yaygın olmayan

        Kas güçsüzlüğü

        Böbrek ve idrar

        yolu hastalıkları

        Yaygın

        Dizüri

        Üreme bozuklukları

        Yaygın olmayan

        Meme ağrısı

        Seyrek

        Vajinal enfeksiyon

        Skrotal eritem

        Genel hastalıklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

        Çok yaygın

        Ateş

        Yorgunluk

        Yaygın

        İnfüzyonla ilişkili reaksiyon

        Ağrı

        Göğüs ağrısı

        Grip benzeri hastalık

        Üşüme

        Mukoza enflamasyonu

        Asteni

        Halsizlik

        Ödem

        Periferik ödem

        Yaygın olmayan

        Uygulama bölgesinde ekstravazasyon

        Enjeksiyon bölgesi reaksiyonu

        Yüz ödemi

        Hipertermi

        Seyrek

        Mukoza zarı hastalığı

        Araştırmalar

        Yaygın

        Kilo kaybı

        Yaygın olmayan

        Azalmış ejeksiyon fraksiyonu

        Seyrek

        Karaciğer fonksiyon testi anormalliği (Kanda bilirubin yüksekliği, Alanin

        aminotransferaz yüksekliği ve Aspartat aminotransferaz yüksekliği dahil)

        Kan kreatinin düzeyinde artış

        Yaralanma, zehirlenme ve prosedüre bağlı komplikasyonla

        r

        Yaygın olmayan

        Radyasyon tekrarlama (recall) fenomeni

        El-Ayak Sendromu (Palmar plantar eritrodisestezi)

        Meme/over kanseri klinik çalışmalarında en yaygın olarak bildirilen istenmeyen etki El Ayak Sendromu (palmar-plantar eritrodisestezi) (PPE) olmuştur. Genel PPE insidansı, over kanseri klinik çalışmasında % 41,3 ve meme kanseri klinik çalışmasında % 51,1 olarak bildirilmiştir. Bu etkiler çoğunlukla hafif olmuş, şiddetli (derece 3) vakalar ise hastaların sırasıyla %16,3'ü ve %19,6'sında bildirilmiştir. Yaşamı tehdit eden (derece 4) vakaların insidansı < %1 olarak bildirilmiştir. PPE seyrek olarak tedavinin biçimde sonlandırılmasına neden olmuştur (%1,9 ve %10,8). PPE, CAELYX

        + bortezomib kombinasyon tedavisi ile tedavi edilen multipl miyelom hastalarının %16'sında bildirilmiştir. Derece 3 PPE, hastaların %5'inde bildirilmiştir. Derece 4 PPE bildirilmemiştir. PPE oranı, AIDS-KS popülasyonunda önemli ölçüde daha düşük bulunmuştur (tüm dereceler %1,3; derece 3 %0,4; derece 4 PPE yok). Bölüm 4.4'e bakınız.

        Fırsatçı enfeksiyonlar

        CAELYX ile yürütülen klinik çalışmalarda, istenmeyen solunum etkileri yaygın şekilde meydana gelmiş olup, AIDS popülasyonunda fırsatçı enfeksiyonlarla ilişkili olabilir. Fırsatçı enfeksiyonlar, KS hastalarında CAELYX uygulamasından sonra gözlenmiş olup, HIV ile indüklenmiş immün yetmezliği olan hastalarda sıkça görülmektedir. Klinik çalışmalarda en sık olarak gözlenen fırsatçı enfeksiyonlar; kandidiyaz, sitomegalovirüs, herpes simplex, Pneumocystis jirovecii pnömonisi ve mycobacterium avium kompleksi olmuştur.

        Kardiyak toksisite

        Konjestif kalp yetmezliğinin insidansında artış, hayat boyu > 450 mg/m kümülatif dozlarda doksorubisin tedavisiyle ya da kardiyak risk faktörü taşıyan hastalarda daha düşük dozlarda tedaviyle ilişkili bulunmuştur. CAELYX'in 460 mg/m'nin üstünde kümülatif dozlarını alan her on AIDS-KS hastasından dokuzundaki endomiyokard biyopsileri, antrasiklinin yol açtığı kardiyomiyopatiye dair bir kanıta işaret etmemektedir. AIDS-KS hastalarında CAELYX'in tavsiye edilen dozları, her iki üç haftada bir 20 mg/m'dir. AIDS-KS hastaları için kalp toksisitesinin dikkate alınmasını gerektiren

        düzeye geldiği kümülatif doz (> 400 mg/m) 40- 60 haftalık bir dönem içinde 20'den fazla seans gerektirebilir.

        Kümülatif antrasiklin dozları CAELYX 509 mg/m- 1680 mg/molan 8 solid tümör hastasından endomiyokardiyal biyopsi alınmıştır. Billingham kardiyotoksisite puanı, 0-1,5 derece bulunmuştur. Bu derecelendirme puanı, kardiyotoksisite olmaması ile hafif kardiyak toksisiteye karşılık gelmektedir.

        CAELYX ve doksorubisinin çalışıldığı pivotal Faz 3 çalışmasında 509 hastadan 58'inde (% 11,4) (her 4 haftada bir 50 mg/m CAELYX kullanan10 hastaya karşılık her 3 haftada bir 60 mg/m doksorubisin kullanan 48 hasta) tedavi sırasında ve/veya sonrasında protokolde tanımlanan kardiyak toksisite görülmüştür. Protokolde kardiyak toksisite şöyle tanımlanmıştır: İstirahat halinde sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu normal değerler içerisinde iken 20 puan veya daha fazla düşme ya da sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu normalin altında bir değerde iken 10 puan veya daha fazla düşme. CAELYX kullanan ve sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu kriter alınarak tanımlanan, kardiyak toksisitesi olan 10 hastadan hiçbirinde konjestif kalp yetmezliği belirti ve semptomları görülmemiştir. Buna karşılık doksorubisin kullanan ve ventrikül ejeksiyon fraksiyonu kriterlerine göre kardiyak toksisitesi olan 48 hastadan 10'unda konjestif kalp yetmezliği belirti ve semptomları görülmüştür.

        Meme ve over kanserli hastaların bir alt-grubunu da içine alan, hayat boyu 1532 mg/mkümülatif antrasiklin dozlarına kadar 50 mg/m/siklus dozunda tedavi görmüş olan solid tümör hastalarında, klinik olarak anlamlı kardiyak disfonksiyon oranı düşüktür. 50 mg/m/siklus CAELYX ile tedavi edilen 418 hastada, başlangıç döneminde ve daha sonra izlemede en az bir kez daha sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (LVEF) ölçümü yapılmış ve MUGA sintigrafisi ile değerlendirilmiştir. Bu 418 hasta arasından 88 hastanın kümülatif antrasiklin dozu 400 mg/m'nin üzerindeydi; bu düzeydeki bir ilaç-teması değeri, konvansiyonel doksorubisin formülasyonunda, kardiyovasküler toksisite riskinde artış ile birliktedir. Bu 88 hastanın yalnızca 13'ünün (% 15) LVEF değerlerinde, başlangıçtaki LVEF değerinin % 45'inden daha düşük, ya da 20 puan azalma şeklinde tanımlanan, klinik olarak anlamlı en az bir değişiklik bulunuyordu. Bunun dışında sadece 1 hastada (944 mg/m2 kümülatif doz almış olan), konjestif kalp yetmezliğinin klinik semptomları nedeniyle tedavi sonlandırılmıştır.

        Radyasyon Tekrarlama (recall) fenomeni

        Radyoterapi nedeniyle deri reaksiyonları meydana gelmiş hastalarda reaksiyonun tekrarlaması, CAELYX kullanımında yaygın olmayan sıklıkta meydana gelmiştir.

        Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması

        Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e- posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).

        4.9. Doz aşımı ve tedavisi

        Doksorubisin hidroklorürün akut doz aşımı, mukozit, lökopeni ve trombositopeni gibi toksik etkilerin şiddetini artırır. Şiddetli kemik iliği supresyonu olan hastada akut doz aşımının tedavisi hastanede, antibiyotik, trombosit ve granülosit transfüzyonu ve mukozit için semptomatik tedaviden oluşur.


        5.   FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

          5.1. Farmakodinamik özellikler

          Farmakoterapötik grup: Sitotoksik antibiyotikler ve benzerleri (Antrasiklinler ve benzerleri) ATC Kodu: L01DB01

          Etki mekanizması

          CAELYX'in etken maddesi olan doksorubisin hidroklorür Streptomyces peucetius var. caesius'tan elde edilen bir sitotoksik antrasiklin antibiyotiktir. Doksorubisinin antitümör etkisinin mekanizması tam olarak bilinmemektedir. Genellikle sitotoksik etkinin önemli kısmından DNA, RNA ve protein sentezi inhibisyonunun sorumlu olduğuna inanılmaktadır. Bu, büyük olasılıkla antrasiklinin DNA çift sarmalının karşılıklı gelen baz çiftleri arasına yerleşerek, replikasyon için gerekli olan sarmal açılmayı önlemesinin bir sonucudur.

          Klinik etkililik ve güvenlilik

          Metastatik meme kanseri olan 509 hastada doksorubisine karşı CAELYX ile bir faz III randomize çalışma tamamlanmıştır. CAELYX ve doksorubisin arasında eşdeğerliği göstermeye yönelik protokolde belirtilmiş hedef karşılanmış olup, progresyonsuz sağkalım (PFS) için tehlike oranı (HR) 1.00'dır (HR için %95 CI= 0.82-1.22). Prognostik değişkenler açısından ayarlandığında PFS için tedavi HR'si ITT popülasyona ilişkin PFS ile tutarlıdır.

          Kardiyak toksisiteye ilişkin birincil analiz, kümülatif antrasiklin dozunun bir fonksiyonu olarak bir kardiyak olay gelişme riskinin, CAELYX ile doksorubisin ile olandan anlamlı olarak daha düşük olduğunu göstermiştir (HR=3.16, p<0.001). 450 mg/m2'den daha yüksek kümülatif dozlarda Caelyx pegile lipozomal ile herhangi bir kardiyak olay görülmemiştir.

          İlk basamakta platin bazlı kemoterapinin başarısız olduğu epitelyal over kanseri olan hastalarda, CAELYX ile topotekanın karşılaştırıldığı Faz 3 karşılaştırma çalışması 474 hasta ile tamamlanmıştır. CAELYX ile tedavi edilen hastalarda topotekan ile tedavi edilen hastalara göre, 1,216 tehlike oranı (HR) (% 95 güvenlilik oranı; 1,000, 1,478), p=0,050 ile gösterilen oranlarda, genel sağkalım açısından fayda sağlandı. 1., 2. ve 3. yıllarda CAELYX ile sağkalım oranları topotekan ile gözlenen

          % 54,0, % 23,6 ve % 13,2 sağkalım oranlarına karşılık, sırasıyla % 56,3, % 34,7 ve % 20,2 idi.

          Platine duyarlı hasta alt-grubunda fark daha da büyüktü : Tehlike oranı (HR) 1,432 (% 95 güvenlilik oranı; 1,066, 1,923), p=0,017. 1., 2. ve 3. yıllarda CAELYX ile sağkalım oranları topotekan ile

          gözlenen % 66,2, % 31,0 ve % 17,5 sağkalım oranlarına karşılık, sırasıyla % 74,1, % 51,2 ve % 28,4 idi.

          Platine refrakter hasta alt grubundaki tedaviler benzerdi : Tehlike oranı (HR) 1,069 (% 95 güvenlilik oranı; 0,823, 1,387), p=0,618. 1., 2. ve 3. yıllarda CAELYX ile sağkalım oranları topotekan ile

          gözlenen % 43,2, % 17,2 ve % 9,5 sağkalım oranlarına karşılık, sırasıyla % 41,5, % 21,1 ve % 13,8 idi.

          Daha önce en az 1 tedavi görmüş ve antrasiklin bazlı tedavi alırken progresyon göstermemiş multipl miyelom hastalarında CAELYX artı bortezomib kombinasyon tedavisinin güvenliliği ve etkililiğini bortezomib monoterapisi ile karşılaştıran bir faz III, randomize, paralel gruplu, açık etiketli, çok merkezli çalışma 646 hastada yürütülmüştür. Bortezomib monoterapisi ile tedavi edilen hastalara kıyasla CAELYX artı bortezomib kombinasyon tedavisi ile tedavi edilen hastalar için birincil sonlanım noktası olan progresyona kadar geçen sürede (TTP), 407 TTP olayı temelinde %35 risk azalması (RR) (%95 CI: %21-47), p<0.0001 ile görüldüğü üzere anlamlı bir iyileşme meydana

          gelmiştir. Medyan TTP, CAELYX artı bortezomib kombinasyon tedavisi alan hastalar için 8.9 aya kıyasla bortezomib monoterapisi için 6.9 aydır. Protokolde tanımlı bir ara analiz (249 TTP olayı temelinde) çalışmanın etkililik nedeniyle erken sonlandırılmasına yol açmıştır. Bu ara analiz TTP için %45'lik (%95 CI: %29-57) bir risk azalmasını göstermiştir, p<0.0001. Medyan TTP CAELYX artı bortezomib kombinasyon tedavisi hastaları için 9.3 aya kıyasla bortezomib monoterapisi hastaları için 6.5 aydır. Bu bulgular, olgun olmasa da protokolde tanımlı nihai analizi oluşturmuştur.

          8.6 yıllık medyan takip sonrasında genel sağkalım için yürütülen bir nihai analiz iki tedavi kolu arasında OS'de anlamlı bir farkı göstermemiştir. Medyan OS, bortezomib monoterapisi alan hastalar için 30.8 ay (%95 CI; 25.2-36.5 ay) ve CAELYX artı bortezomib kombinasyonu tedavisi alan hastalar için 33.0 aydır (%95 CI; 28.9-37.1 ay).

          5.2. Farmakokinetik özellikler

          i ve doz uygulama rejimlerinin farklı olması nedeniyle, CAELYX diğer doksorubisin hidroklorür formülasyonları ile birbirinin yerine kullanılmamalıdır.

          Eşdeğer dozlarda, CAELYX'in (ölçülen doksorubisinin % 90-% 95'ini içerir) plazma konsantrasyonu ve eğri altında kalan alan değerleri, konvansiyonel doksorubisin hidroklorür preparatlarıyla ulaşılan konsantrasyona kıyasla belirgin olarak daha yüksektir.

          Bu nedenle, diğer doksorubisin preparatları ile birbirinin yerine kullanılmamalıdır.

          Emilim:

          CAELYX intravenöz olarak uygulanmaktadır.

          Dağılım:

          CAELYX uzun süre dolaşımda kalabilen bir pegile lipozomal doksorubisin formülasyonudur. Polietilen glikolle kaplanmış lipozomlar yüzeye bağlanmış hidrofilik polimer metoksipolietilen glikol (MPEG) parçaları içerir. Bu lineer MPEG grupları lipozom yüzeyinden dışarıya doğru uzanarak çift katlı lipid membranı ile plazma bileşikleri arasındaki etkileşimleri azaltan koruyucu bir tabaka oluştururlar. Bu CAELYX lipozomlarının uzun süre kan dolaşımında kalmasını sağlar. Polietilen glikollenmiş lipozomlar tümörleri besleyen zarar görmüş kan damarlarından ekstravaze olacak kadar küçüktür (ortalama çapları yaklaşık 100 nm). Pegile lipozomların tümörlerde kan damarlarından giriş ve birikimi KS-benzeri lezyonlu transgenik farelerde ve C-26 kolon kanseri tümörü olan farelerde gözlenmiştir. Polietilen glikolle kaplanmış lipozomlar aynı zamanda lipozomun dolaşımda kalış süresi boyunca doksorubisin hidroklorürün lipozom içinde tutulmasını sağlayan düşük geçirgenlikli lipid matrikse ve iç aköz tampon sistemine sahiptir.

          Standart doksorubisin hidroklorür yoğun bir doku dağılımı gösterir (Dağılım hacmi: 700-1100 l/m).

          CAELYX'in farmakokinetik profili bu ajanın vasküler sıvı hacmi içinde bulunduğuna ve doksorubisinin kandan klerensinin lipozomal taşıyıcıya bağlı olduğuna işaret etmektedir. Doksorubisin, lipozomlar ekstravaze olduktan ve doku kompartımanına geçtikten sonra serbest hale gelir.

          Biyotransformasyon:

          Karaciğerde metabolize olan doksorubisinin ana metaboliti olan doksorubisinol, 10 mg/m veya 20 mg/m CAELYX alan hastaların plazmalarında çok düşük seviyelerde (0,8 – 26,2 ng/ml) bulunmuştur.

          Eliminasyon:

          Safradan atılımı olan standart doksorubisin hidroklorür hızlı bir eliminasyon klerensi gösterir (klerens: 24-73 l/saat/m). Standart doksorubisin hidroklorürün aksine CAELYX'in farmakokinetik profili bu ajanın doksorubisinin kandan klerensinin lipozomal taşıyıcıya bağlı olduğuna işaret

          etmektedir ve dolayısıyla eliminasyon klerensi çok daha düşüktür (20 mg/m için ortalama değer 0,041 l/saat/m).

          Doğrusallık/Doğrusal olmayan durum:

          İnsanda CAELYX'in plazma farmakokinetiği literatürde standart doksorubisin preparatları için bildirilenden önemli ölçüde farklıdır. CAELYX düşük dozlarda 10 mg/m-20 mg/m doğrusal farmakokinetik, 10 mg/m-60 mg/m doz aralığında ise doğrusal-olmayan farmakokinetik sergilemiştir.

          Popülasyon farmakokinetikleri:

          CAELYX'in farmakokinetiği, 10 değişik klinik araştırmadaki 120 hastada popülasyon farmakokinetiği yaklaşımı kullanılarak değerlendirilmiştir. CAELYX'in 10 mg/m-60 mg/m doz aralığındaki farmakokinetiği en iyi şekilde, sıfır derece kinetiğine ve Michaelis-Menten eliminasyonuna uyan iki kompartımanlı doğrusal olmayan bir model ile açıklanabilir. CAELYX'in ortalama intrinsik klerensi 0,030 l/sa/m (sınırlar 0,008 ile 0,152 l/sa/m) ve ortalama santral dağılım hacmi, plazma hacmine yaklaşık olarak, 1,93 l/m'dir (sınırlar 0,96- 3,85 l/m). Sanal yarılanma ömrü, 73,9 saatlik bir ortalama değer ile, 24-231 saat arasında değişmektedir.

          Hastalardaki karakteristik özellikler

          Meme kanseri hastaları

          Caelyx pegile lipozomalin meme kanseri olan 18 hastada belirlenmiş farmakokinetiği, çeşitli kanserleri olan 120 hastalık daha büyük bir popülasyonda belirlenen farmakokinetiğe benzerdir. Ortalama intrinsik klirens 0.016 l/s/m2 (aralık 0.008-0.271 l/s/m2), ortalama merkezi dağılım hacmi

          1.46 l/m2'dir (aralık 1.10-1.64 l/m2). Ortalama görünür yarılanma ömrü 71.5 saattir (aralık 45.2-

          98.5 saat).

          Over kanseri hastaları:

          Over kanserli 11 hastada belirlenen CAELYX farmakokinetiği değişik türde kanserleri olan

          120 hastalık daha geniş bir popülasyonda belirlenenlerle benzer özelliktedir. Ortalama intrinsik klerens 0,021 l/sa/m (0,009-0,041 l/sa/m), ortalama santral dağılım hacmi 1,95 l/m'dir (1,67- 2,40 l/m). Ortalama sanal yarılanma ömrü 75 saat (36,1-125 saat) bulunmuştur.

          AIDS-KS hastaları:

          CAELYX'in plazma farmakokinetiği, 20 mg/m'lik tek dozun 30 dakika infüzyon şeklinde verildiği Kaposi Sarkomlu 23 hastada değerlendirilmiştir. CAELYX'in 20 mg/m'lik dozlar verildikten sonra gözlenen farmakokinetik parametreleri (öncelikle lipozomla enkapsüle edilmiş doksorubisin hidroklorür ve düşük seviyede enkapsüle olmamış doksorubisin hidroklorür) için aşağıdaki tabloda sunulmaktadır.

          Tablo 6: CAELYX ile tedavi edilmiş AIDS-KS hastalarında Farmakokinetik Parametreler

          Ortalama  Standart Hata

          Parametre

          20 mg/m (n=23)

          Maksimum Plazma Konsantrasyonları* (mikrogram/ml)

          8,34  0,49

          Plazma Klerensi (L/saat/m)

          0,041  0,004

          Dağılım Hacmi (L/m)

          2,72  0,120

          EAA (ï­g/ml.saat)

          590,00  58,7

          ï¬1 yarılanma ömrü (saat)

          5,2  1,4

          ï¬2 yarılanma ömrü (saat)

          55,0  4,8

          *30 dakikalık bir infüzyon sonunda ölçülmüştür.

          5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

          Hayvanlarda yürütülen tekrarlı doz çalışmalarında, CAELYX'in toksisite profilinin, uzun dönemli standart doksorubisin hidroklorür infüzyonları uygulanan insanlarda bildirilenlere çok benzer olduğu görülmektedir. CAELYX ile, doksorubisin hidroklorürün pegile lipozomlar içinde enkapsüle edilmesi, bu etkilerin aşağıda belirtildiği gibi, daha farklı düzeylerde oluşmasıyla sonuçlanmıştır.

          Kardiyotoksisite:

          Tavşanlarda yürütülen çalışmalarda, CAELYX'in gösterdiği kardiyotoksisitenin, konvansiyonel doksorubisin hidroklorür preparatlarına kıyasla azalmış olduğu gösterilmiştir.

          Dermal toksisite:

          Sıçanlar ve köpeklerde tekrarlı CAELYX uygulamalarından sonra yapılan çalışmalarda, klinikte geçerli olan dozlarda ağır dermal inflamasyonlar ve ülser oluşumları gözlenmiştir. Köpeklerde yapılan çalışmada, bu lezyonların oluşum sıklığı ve şiddeti, dozun azaltılması ya da dozlar arasındaki araların uzatılması ile azaltılmıştır. Palmar-plantar eritrodisestezi şeklinde tanımlanan benzeri dermal lezyonlar aynı zamanda, uzun dönemli infüzyonların uygulandığı hastalarda da gözlenmiştir (bkz. Bölüm 4.8).

          Anaflaktoid yanıt:

          Köpeklerde tekrarlı doz toksikoloji çalışmaları sırasında, pegile lipozom (plasebo) uygulamasından sonra hipotansiyon, müköz membranlarda solukluk, tükrük artışı (salivasyon), kusma ve hipoaktivite ve uykululuk halinin (letarji) izlediği hiperaktivite periyotları ile karakterize akut bir yanıt gözlenmiştir. Buna benzeyen, ancak daha az şiddetli bir yanıt aynı zamanda, CAELYX ve standart doksorubisin ile tedavi edilen köpeklerde de kaydedilmiştir.

          Hipotansif yanıtın boyutları, antihistaminiklerle yapılan ön tedavi ile azaltılmıştır. Yine de yanıt, hayatı tehdit edici değildir ve tedavinin durdurulmasıyla köpeklerin hızlı bir şekilde iyileştikleri gözlenmiştir.

          Lokal toksisite:

          CAELYX'in muhtemel bir ekstravazasyondan sonra, standart doksorubisin hidroklorüre kıyasla, daha hafif lokal irritasyona veya doku hasarına neden olduğu, subkütan tolerans çalışmalarında gösterilmiştir.

          Mutajenite ve karsinojenite:

          CAELYX ile çalışma yapılmamış olmakla birlikte, CAELYX'in farmakolojik etkin maddesi doksorubisin hidroklorür mutajenik ve karsinojeniktir. Pegile plasebo lipozomları ne mutajenik, ne de genotoksik değildir.

          Reprodüktif toksisite:

          CAELYX farelerde, 36 mg/kg'lık tek dozdan sonra, over ve testislerde hafif ile orta derecede atrofiye yol açmıştır. Sıçanlarda ≥ 0,25 mg/kg/gün tekrarlı dozlardan sonra testis ağırlığında azalma ve hipospermi bulunmuştur. Köpeklerde ise 1 mg/kg/gün tekrarlı dozlardan sonra, seminifer tübüllerde yaygın dejenerasyon ve spermatogenezde belirgin bir azalma gözlenmiştir (bkz. Bölüm 4.6).

          Nefrotoksisite:

          Bir çalışma, CAELYX'in klinik dozunun 2 katının üzerinde tek bir intravenöz dozda uygulanmasının maymunlarda renal toksisite oluşturduğunu göstermiştir. Sıçanlar ve tavşanlarda doksurubisin hidroklorürün daha düşük tek dozlarıyla bile renal toksisite gözlenmiştir. Hastalarda CAELYX için pazarlama sonrası güvenlik veritabanı değerlendirmesinden beri önemli bir nefrotoksisite eğilimi

          öne sürülmemektedir. Maymunlardaki bu bulgular hasta risk değerlendirmesi ile alakalı olmayabilir.

          6.   FARMASÖTİK ÖZELLİKLER

            6.1. Yardımcı maddelerin listesi

            N-(karbamoil-metoksipolietilen glikol 2000)-1,2-distearoil-sn-glisero-3-fosfoetanolamin sodyum tuzu (MPEG-DSPE)

            Tam doyurulmuş soya fosfatidilkolin (HSPC) Kolesterol (koyun kaynaklı)

            Amonyum sülfat Sukroz

            Histidin

            Hidroklorik asit (pH ayarlayıcı) Sodyum hidroksit (pH ayarlayıcı) Enjeksiyonluk su

            6.2. Geçimsizlikler

            Bu tıbbi ürün Bölüm 6.6'da sözü edilenlerin dışında başka bir tıbbi ürün ile karıştırılmamalıdır.

            6.3. Raf ömrü

            Açılmamış şişelerinin 20 aylık raf ömrü vardır ve 2ï‚°C - 8ï‚°C arasında saklanmalıdır.

            % 5 Dekstroz intravenöz infüzyon çözeltisi ile seyreltildikten sonra, seyreltilmiş CAELYX solüsyonu derhal kullanılmalıdır. Hemen kullanılmayacak olan seyreltilmiş ürün aseptik şartlar altında ve doğru farmasötik yöntemlerle hazırlanmalı ve 2ï‚°C-8ï‚°C arasında 24 saati geçmemek koşulu ile saklanmalıdır. Kısmen kullanılmış flakonlar atılmalıdır.

            6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler

            2ï‚°C-8ï‚°C arasında (buzdolabında) saklayınız. Dondurmayınız. Seyreltilerek hazırlandıktan sonra:

    İLAÇ GENEL BİLGİLERİİlaç Bilgileri

    Baxter Turkey Renal Hizmetler A.Ş.
    Satış Fiyatı 13559.98 TL [ 17 Dec 2024 ]
    Önceki Satış Fiyatı 13559.98 TL [ 2 Dec 2024 ]
    Original / JenerikOriginal İlaç
    Reçete DurumuNormal Reçeteli bir ilaçdır.
    Barkodu8681413881435
    Etkin Madde Pegilelipozomal Doksorubisin Hcl
    ATC Kodu L01DB01
    Birim Miktar 20
    Birim Cinsi MG
    Ambalaj Miktarı 1
    Antineoplastik ve İmmünomodülatör Ajanlar > Sitotoksik Antibiyotikler > Doksorubisin
    İthal ( ref. ülke : Letonya ) ve Beşeri bir ilaçdır. 
    CAELYX 2 mg/ml konsantre infüzyon çözeltisi (1 flakon) Barkodu