Her flakonda 150-450 mg karboplatin ve enjeksiyonluk su q.s. bulunur.
Epiteliyal over kanserlerinin başlangıç ve sekonder tedavisinde kullanılır. Küçük hücreli akciğer kanserlerinin tedavisinde de endikedir.
Ağır böbrek işlev bozukluğu bulunanlarda (kreatinin klirensi 20 ml/dk), ağır miyelosupresyonlularda ya da sisplatin veya diğer platin içeren bileşiklere karşı alerjik reaksiyon gösteren hastalarda kullanılmamalıdır.
**Karboplatin, kanser kemoterapisi alanında uzman bir hekim gözetiminde uygulanmalıdır.
Kemik iliği supresyonu, uygulanan doza bağlıdır ve ciddi bir klinik tabloya yol açarak enfeksiyon ve/veya kanama gelişimi ile sonuçlanabilir. Anemi, kan transfüzyonu gerektirecek kadar ciddi olabilir. Kusma, karboplatin kullanımına bağlı olarak sık ortaya çıkan bir yan etkidir. Karboplatin kullanımı ile ortaya çıkabilen anaflaktik reaksiyonlar ilaç uygulanmasından birkaç dakika sonra ortaya çıkabilir. Semptomları ortadan kaldırmak için adrenalin, kortikosteroid ve antihistaminik ilaçlar uygulanmaktadır.**
Kemik iliği supresyonu doza bağlı ve aynı zamanda doz sınırlayan bir yan etkidir. Tedavi süresince sık sık periferik kan sayımı yapılmalıdır. Tek başına karboplatin uygulandığında, ortalama 21 günde kemik iliği supresyonu oluşur. Lökosit, nötrofil ve trombosit sayımları normale dönmeden, aralıklı karboplatin uygulaması sürdürülmemelidir. Daha önce özellikle sisplatin tedavisi uygulanmış hastalarda ve böbrek işlevleri bozulmuş hastalarda kemik iliği supresyonu artar. Bu hastalarda başlangıç dozu azaltılmalı ve periferik kan sayımına ilişkin genel önerilere uyulmalıdır.
Anemi kümülatif olduğundan, özellikle uzun süreli karboplatin tedavisi sırasında kan transfüzyonu yapılması gerekebilir.
Kemik iliğini baskılayan diğer ilaçlarla birlikte karboplatin uygulandığında, yan etkileri en aza indirebilmek için ilaç dozuna ve uygulama aralığına dikkat etmek gerekir.
Karboplatinin nefrotoksik potansiyeli çok düşük olmakla birlikte, aminoglikozid grubu antibiyotiklerle birlikte uygulandığında ototoksik ve nefrotoksik yan etkilerde artış olabileceğinden, dikkatli olunmalıdır.
Pediyatrik hastalarda, diğer ototoksik ilaçlarla birlikte önerilenden daha yüksek dozlarda kullanıldığında, işitme kaybı gözlenebilir.
Karboplatin kusmaya neden olabilir; öncesinde kusmaya neden olan ilaçlarla tedavi gören hastalarda kusma daha ciddi olabilir. Tedaviden önce anti-emetiklerin kullanılması kusma sıklığı ve şiddetini azaltır.
Periferik nörotoksisite nadiren görülürse de, 65 yaşın üstündeki ve daha önce sisplatin tedavisi uygulanmış hastalarda görülme sıklığı artar.
Önerilenden daha yüksek dozlarda karboplatin kullanılan hastalarda görme kaybı ortaya çıkabildiği bildirilmiştir; yüksek doz kullanımı sonlandırıldığında görme tamamen veya yüksek oranda normale döner.
Platin içeren diğer ilaçlarda olduğu gibi, karboplatin uygulanan hastalarda da alerjik reaksiyonlar bildirilmiştir. Bu reaksiyonlar ilaç uygulamasını takiben bir kaç dakika içerisinde gelişir ve uygun destekleyici tedavi uygulanmasını gerektirir.
Önerilenin dört katı dozlarda karboplatin uygulananlarda karaciğer işlev testlerinde ciddi bozukluklar gözlenmiştir.
Gebelik ve emzirme döneminde kullanım
Gebelik kategorisi : D
Karboplatin gebe bir kadına uygulandığında fötüse zarar verebilir. Gebelik döneminde kullanımına ilişkin yeterli veri bulunmamakla birlikte, sıçanlarda embriyotoksik ve teratojenik olduğu gösterilmiştir. Gebelik sırasında kullanılırsa veya hasta bu ilacı kullanırken gebe kalırsa, hasta ilacın fötüse zararlı etkileri konusunda bilgilendirilmelidir. Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınların gebelikten kaçınmaları önerilir.
Karboplatin’in anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Emzirilen bebeklerde toksisite olasılığı nedeniyle, karboplatin uygulanan annelerin emzirmeyi sonlandırmaları önerilir.
Karsinojenez, mutajenez ve üreme üzerine etki
Karboplatin’in karsinojenik potansiyeli incelenmemiştir ama benzer etki mekanizmasına ve mutajenik potansiyele sahip başka ilaçların kanser gelişimine yol açabildiği gösterilmiştir. Karboplatin’in mutajenik potansiyeli olduğu in vivo ve in vitro gösterilmiştir. Ayrıca, sıçanlarda organojenez döneminde kullanıldığında embriyotoksik ve teratojenik olduğu gösterilmiştir.
Sadece karboplatin ile tedavi edilen hastalarda gözlenen yan etkiler şunlardır:
Hematolojik yan etkiler : Miyelosupresyon, karboplatin’in doz kısıtlayan yan etkisidir. Hastalarda; trombositopeni (trombosit sayısı<50.000/mm3), nötropeni (granülosit sayısı<1.000/mm3) ve lökopeni (lökosit sayısı<2.000/mm3) gözlenebilmektedir. Miyelosupresyon, monoterapi gören hastalarda 21 günde oluşur. 28. günde hastaların çoğunda trombosit sayısının 100.000/mm3, nötrofil sayısının 2.000/mm3 ve lökosit sayısının 4.000/mm3 ’ün üstüne çıktığı gözlenmiştir.
Özellikle böbrek işlevleri bozuk olan hastalarda miyelosupresyon daha şiddetlidir, bu hastalarda şiddetli lökopeni ve trombositopeni sıklığı da artmıştır.
Başlangıç değerleri normal olan hastaların üçte ikisinde, karboplatin uygulandığında, hemoglobin değerlerinin 11 g/dl’nin altına düştüğü gözlenmiştir. Anemi sıklığı karboplatin uygulanmasına bağlı olarak artar.
Hematolojik yan etkiler genellikle geri dönüşümlüdür ama enfeksiyonlara veya hemorajik komplikasyonlara yol açabilir.
Karboplatin kemik iliğini baskılayan diğer ilaçlarla veya radyoterapiyle birlikte uygulanırsa kemik iliği baskılanması daha şiddetli olabilir.
Gastro-intestinal yan etkiler: Karboplatin uygulanan hastalarda kusma gözlenmiştir ve bunların bazıları ciddi olgulardır. Kusma, özellikle daha önceden sisplatin gibi emetojenik ilaçlarla tedavi görmüş hastalarda daha sık gözlenir. Bazı hastalarda da sadece bulantı gözlenebilir. Hem bulantı hem kusma, genellikle tedaviden 24 saat sonra kesilir ve anti-emetik ilaçlarla tedavi edilebilir/önlenebilir.
Ağrı, diyare ve konstipasyon, karboplatin tedavisi sırasında gözlenebilen diğer gastro-intestinal yan etkilerdir.
Nörolojik yan etkiler: Karboplatin uygulaması sonrasında nörotoksisite insidansı % 4’dür. Hastaların çoğunda nörolojik yan etkiler parestezi ve derin tendon reflekslerinde azalma şeklindedir. 65 yaşın üstündekilerde ve daha önce sisplatin ile tedavi görmüş hastalarda nörolojik yan etkilerin sıklığı ve şiddeti artar.
Ototoksisite, görme bozukluğu ve tat alma duyusunda değişiklik gibi duysal bozukluklar nadiren gözlenmiştir. Bildirilen merkezi sinir sistemi bulgularının anti-emetik ilaç kullanımına bağlı olduğu düşünülmektedir.
Nefrolojik yan etkiler: Nefrotoksisite genellikle doz kısıtlayan bir yan etki olmadığı gibi, zorlu diürez ve yüksek hacimli sıvı hidrasyonu gibi koruyucu yöntemlerin uygulanmasını da gerektirmez. Ancak, kan üre ve serum kreatinin düzeylerinde artış gözlenebilir. Böbrek işlevlerini ölçmenin en etkin yolu olan kreatinin klirens ölçümü, ilacın klirensi ile kemik iliği baskılanması arasındaki ilişkinin izlenmesi açısından da yararlı bir tetkiktir. Karboplatin uygulanan hastalarda, kreatinin klirensi dakikada 60 ml’nin altına düşebilir. Tedavi öncesinde böbrek işlevleri bozuk olan hastalarda karboplatin uygulaması ile nefrotoksisite sıklığı ve şiddeti artabilir. Karboplatin uygulaması sonrasında sodyum, magnezyum, potasyum ve kalsiyum gibi serum elektrolitlerinde gözlenen azalmanın klinik bulguların ortaya çıkmasına yol açmadığı bildirilmektedir.
Hepatik yan etkiler: Başlangıç değerleri normal olan hastaların % 5’inde toplam bilirübin, % 15’inde SGOT ve % 24’ünde alkalen fosfataz tetkikinin karboplatin uygulaması sonrasında bozulduğu bildirilmektedir. Olguların yaklaşık yarısında bu bozukluklar hafif ve geri dönüşümlüdür. Çok yüksek dozda karboplatin uygulanan ve otolog kemik iliği transplantasyonu uygulanan kısıtlı sayıda hastada karaciğer işlev testlerinde ciddi bozukluklar olduğu bildirilmiştir.
Alerjik reaksiyonlar: Platin içeren diğer bileşiklerde gözlenenlere benzer şekilde; kızarıklık, ürtiker, eritem, kaşıntı ve ender olarak bronkospazm ve hipotansiyon gibi aşırı duyarlılık reaksiyonları gözlenebilir. Bu reaksiyonlar standart adrenalin, kortikosteroid veya anti-histaminik uygulanarak başarılı bir şekilde tedavi edilebilir.
Diğer: En sık bildirilen yan etkiler ağrı ve asteni’dir. Bu yan etkiler ile tümör ve anemi arasında bir ilişki ol
Karboplatin, nefrotoksik ilaçların böbrekler üzerindeki etkilerini şiddetlendirebilir.
Alüminyum içeren iğneler ve intravenöz setler karboplatin ile reaksiyona girerek tortu oluşmasına ve potens kaybına neden olacağından, ilacın hazırlanmasında veya uygulanmasında kullanılmamalıdır.
Alüminyum içeren iğneler ve intravenöz setler karboplatin ile reaksiyona girerek tortu oluşmasına ve potens kaybına neden olacağından, ilacın hazırlanmasında veya uygulanmasında kullanılmamalıdır.
Normal doz, yavaş intravenöz infüzyon (15-60 dakika) şeklinde uygulanmak üzere 400 mg/m2’dir. Bu doz, 4 haftalık bir süre geçmeden ve/veya nötrofil sayısı en az 2.000/mm3 ve trombosit sayısı en az 100.000/mm3 olmadan tekrarlanmamalıdır.
Daha önce miyelosupresif tedavi görmüş ve performans durumu düşük (ECOG-Zubrod 2-4 veya Karnofsky80) hastalarda başlangıç dozunun % 20-25 azaltılması önerilir.
Tedavi sürecinde dozun ayarlanabilmesi için, tedavinin başlangıç aşamasında haftalık kan sayımlarıyla miyelosupresyonun izlenmesi önerilir.
Böbrek işlev yetmezliği olan hastalar: Kreatinin klirensi60ml/dk olan hastalarda kemik iliği supresyonu riski artar. Hematolojik parametreler ve böbrek işlevleri sık sık ölçülerek, hastanın toleransına göre, doz ayarlaması yapılmalıdır.
Kombinasyon tedavisi : Uygulanan tedavi protokolü ve takvimine göre doz ayarlaması gerekir.
Çocuklarda kullanım: Özel bir doz önerisine olanak verecek yeterli veri bulunmamaktadır.
Yaşlılarda kullanım: Hastanın fiziksel durumuna bağlı olarak, başlangıçta veya daha sonra doz ayarlaması gerekir.
Kullanılmadan önce, % 5 dekstroz ya da % 0.9 sodyum klorür solüsyonunda seyreltilebilir. Bu şekilde hazırlanan infüzyon solüsyonu, oda sıcaklığında 24 saat kimyasal olarak stabildir.
DOZ AŞIMI
Karboplatinin spesifik antidotu yoktur. Doz aşımının olası komplikasyonları miyelosupresyon, karaciğer ve böbrek işlevlerinde bozukluktur. Semptomatik tedavi uygulanır.