CLIMARA PATCH 12.5 CM2 3.9 mg 1X4 flaster Klinik Özellikler

Estradiol }

Ürogenital Sistem ve Cinsiyet Hormonları > ÖSTROJENLER > Estradiol
Bayer Türk Kimya San. Tic. Ltd. Şti. | 4 May  2012

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

    4.1. Terapötik endikasyonlar

      1 yıldan fazla bir süredir menopozdaki kadınlarda östrojen eksikliğinin hormon replasman tedavisinde (HRT)

      4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

      Pozoloji / uygulama sıklığı ve süresi:

      HRT başlatıldığında hormonal kontrasepsiyon durdurulmalı ve hastaya, gerekirse, hormonal

      olmayan kontraseptif önlemleri alması önerilmelidir.

      Klimakterik semptomların kontrolü

      Tedavi en düşük CLIMARA dozu ile başlamalıdır. Gerekli görülürse daha yüksek doz kullanılmalıdır. Tedaviye başlandıktan sonra semptomların düzelmesi için gerekli olan en düşük etkin doz en kısa süre boyunca kullanılmalıdır.

      Osteoporozun önlenmesi

      Postmenopozal kemik kaybının önlenmesi için tedaviye menopozdan sonra mümkün olduğu kadar erken başlanmalıdır. Tedavi bireysel gereksinimlere göre ayarlanmalıdır. Uzun süreli tedavi önerilir.

      CLIMARA tedavisine başlama:

      Tedavi kesintisiz ya da siklik olarak verilebilir.

      Sürekli ardışık ya da siklik tedavinin değiştirilmesi:

      Önceki tedavi rejiminin bitiminin ertesi günü tedaviye başlanır.

      Doz

      Sürekli kullanım için:

      Flasterler kesintisiz olarak haftada bir uygulanmalı, 7 günün sonunda çıkarılmalı ve bir yenisi farklı bir uygulama yerine yapıştırılmalıdır.

      Periyodik kullanım için:

      Flasterler siklik olarak da kullanılabilir. Bu tercih edildiğinde flasterler birbirini izleyen 3 hafta boyunca uygulanmalı, bunu yeni bir siklusa başlamadan önce 7 günlük bir ara izlemelidir.

      Bir progestojen eklenmesi

      Hasta histerektomi geçirmediyse dışarıdan alınan östrojen kullanılmamalıdır. Uterusu sağlam olan kadınlarda CLIMARA tedavisine her ayın en az 12-14 günü boyunca kullanılmak üzere bir progestojen eklenmelidir. Önceden endometriozis tanısı konmadıysa, histerektomili kadınlarda progestojen ilavesi tavsiye edilmemektedir.

      Normal olarak progestojen uygulanma periyodu tamamlandıktan 2-3 gün sonra

      menstrüasyona benzer bir kanama görülür.

      Uygulama şekli:

      CLIMARA flasterin yüzeyini örten koruyucu şeffaf plastik tabaka kaldırıldıktan sonra flaster gövde ya da kalçada kuru, temiz deriye yapıştırılmalıdır. CLIMARA meme üzerine ya da yakınına yapıştırılmamalıdır. Flasterin yapıştırıldığı deri alanı yağlı, tahriş olmuş ya da herhangi bir şekilde hasarlı olmamalıdır. Flaster bel hizasına yapıştırılmamalıdır, zira giysilerin sürtünmesiyle düşebilir. Otururken flasterin yer değiştireceği bölgelere uygulamadan kaçınılmalıdır.

      Flaster, ambalajın açılması ve koruyucu folyonun kaldırılmasından hemen sonra yapıştırılmalıdır. Flaster, yaklaşık 10 saniye boyunca, özellikle kenarlarda iyi bir temas sağlandığından emin olunarak bastırılmalıdır. Flaster kalkarsa yapışkanlığı korumak için basınç uygulanmalıdır.

      Uygulama yerleri en az bir haftalık aralarla değişecek şekilde rotasyona tabi tutulmalıdır.

      Flaster doğru uygulandığında her zamanki gibi duş veya banyo almanız mümkündür. Flaster ancak çok sıcak banyo ya da saunada deriden kalkabilir.

      Unutulan ya da kaybolan flasterler

        Flasterin 7 gün tamamlanmadan önce düştüğü durumlarda flaster tekrar uygulanabilir. Gerektiğinde 7 günlük doz aralığının geri kalan kısmı için yeni bir flaster uygulanmalıdır.

        4.3. Kontrendikasyonlar

        CLIMARA aşağıdaki koşullarda kontrendikedir;

          4.6. Gebelik ve laktasyon

          4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

          Menopoz sonrası semptomların tedavisinde, HRT sadece yaşam kalitesini olumsuz etkileyen semptomlar için başlatılmalıdır. Her durumda, riskler ve faydalar en az yılda bir kez dikkatli bir şekilde değerlendirilmeli ve HRT'ye ancak fayda riskten ağır bastığı sürece devam edilmelidir.

          Erken menopoz tedavisinde HRT ile ilişkili risklere dair kanıtlar sınırlıdır. Bununla birlikte, daha genç kadınlarda mutlak risk seviyesinin düşük olması nedeniyle, bu kadınlar için fayda ve risk dengesi daha yaşlı kadınlardakine göre daha olumlu olabilir.

          Tıbbi muayene/takip

          HRT'yi başlatmadan veya yeniden başlatmadan önce, eksiksiz bir kişisel ve aile tıbbi geçmişi alınmalıdır. Fiziksel (pelvik ve meme dahil) muayene, tıbbi geçmişe ve kontrendikasyonlara ve kullanım uyarılarına göre yönlendirilmelidir. Tedavi sırasında, kişiye göre uyarlanmış sıklıkta ve yapıda periyodik kontroller önerilmektedir. Kadınlara, memelerinde oluşacak herhangi bir değişikliği doktoruna veya hemşiresine bildirmesi gerektiği konusunda bilgi verilmelidir (aşağıdaki ‘Meme kanseri' bölümüne bakınız). Mamografi gibi uygun görüntüleme yöntemleri dahil olmak üzere tetkikler, bireyin klinik ihtiyaçlarına göre modifiye edilmiş, güncel olarak kabul edilmiş tarama uygulamalarına uygun olarak yapılmalıdır.

          Venöz tromboemboli

            HRT, venöz tromboemboli (VTE), yani derin ven trombozu veya pulmoner embolizm gelişmesi bakımından 1,3-3 kat risk ile ilişkilendirilmektedir. Bu tip bir olayın HRT kullanımının ilk yılı içinde ortaya çıkması sonraki yıllara göre daha olasıdır (Bkz. Bölüm 4.8).

            4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

            Not: Potansiyel etkileşimleri belirlemek için eş zamanlı kullanılan ilaçların reçete bilgilerine bakılmalıdır.

            Diğer tıbbi ürünlerin CLIMARA'ya etkileri:

            Seks hormonlarının klirensini artıran maddeler (enzim indüksiyonuyla azalan etkililik), örneğin:

            Östrojenlerin metabolizması, antikonvülsanlar (örn. barbitüratlar, fenitoin, primidon, karbamezapin) ve antiinfektifler (örn. rifampisin, rifabutin, nevirapin, efavirenz) ve ayrıca muhtemel olarak felbamat, griseofulvin, okskarbazepin, topiramat ve St. John's wort (Sarı kantaron) içeren bitkisel ürünler gibi ilaç metabolize eden enzimleri özellikle sitokrom P450 enzimlerini indüklediği bilinen maddelerle eş zamanlı kullanım ile artabilir.

            Transdermal uygulamada karaciğerdeki ilk geçiş etkisi önlenmiş olur ve bu nedenle transdermal uygulanan östrojenler oral hormonlara göre enzim indükleyicilerden daha az etkilenebilir.

            Klinik olarak, artan östrojen ve progestojen metabolizması etkinin azalmasına ve uterus kanama profilinde değişikliklere yol açabilir.

            Enzim indüksiyonu birkaç günlük tedaviden sonra gözlemlenebilir. Maksimal enzim indüksiyonu genellikle birkaç hafta içinde görülür. İlaç tedavisi kesildikten sonra enzim indüksiyonu yaklaşık 4 haftaya kadar sürebilir.

            Seks hormonlarının klirensi üzerinde değişken etkileri olan maddeler:

            Birçok HIV proteaz inhibitörü ve non-nükleosit ters transkriptaz inhibitörü kombinasyonları, HCV inhibitörü kombinasyonları dahil olmak üzere cinsiyet hormonlarıyla birlikte uygulandığında, östrojen ve progestinin plazma konsantrasyonlarını artırabilir veya azaltabilir. Bu değişiklikler bazı olgularda klinik olarak ilgili olabilir.

            Bu nedenle, olası etkileşimleri ve herhangi ilgili önerileri belirlemek için eşzamanlı kullanılan HIV/HCV ilaçlarının reçete bilgilerine başvurulmalıdır.

            Seks hormonlarının klirensini azaltan maddeler (enzim inhibitörleri):

            Azol antifungaller (ör. flukonazol, itrakonazol, ketokonazol, vorikonazol), verapamil, makrolidler (ör. klaritromisin, eritromisin), diltiazem ve greyfurt suyu gibi güçlü ve orta derece CYP3A4 inhibitörleri östrojen plazma konsantrasyonlarını artırabilir.

            Diğer etkileşimler

            HCV enfeksiyonları için tedavi gören hastalarda, dasabuvir içeren veya içermeyen ombitasvir/paritaprevir/ritonavir içeren tıbbi ürünlerle yapılan klinik deneyler sırasında, normalin üst sınırının (ULN) 5 katından fazla transaminaz (ALT) yükselmeleri, KHK'lar gibi etinilestradiol içeren ilaçlar kullanan kadınlarda önemli ölçüde daha sık meydana gelmiştir. Estradiol gibi etinilestradiol dışındaki östrojenli tıbbi ürünler kullanan kadınlar, östrojen kullanmayanlarla benzer bir ALT yükselme oranına sahip olduğu gözlenmiştir. Ancak, bu diğer östrojenleri kullanan kadın sayısının sınırlı olması nedeniyle, dasabuvir içeren veya içermeyen kombinasyon ilaç rejimi ombitasvir/paritaprevir/ritonavir ve ayrıca gleckaprevir/pibrentasvir rejimi ile birlikte uygulama konusunda dikkatli olunması önerilir (Bkz. Bölüm 4.4).

            Laboratuvar Testleri

            Seks steroidlerinin kullanılması, karaciğer, tiroid, adrenal ve renal fonksiyonların biyokimyasal parametrelerini, örneğin kortikosteroid bağlayıcı globülin ve lipid / lipoprotein fraksiyonları gibi (taşıyıcı) proteinlerin plazma düzeylerini ve karbonhidrat metabolizması, koagülasyon ve fibrinoliz parametrelerini içeren belirli laboratuvar testlerinin sonuçlarını etkileyebilir. Değişiklikler genel olarak normal laboratuvar aralığı dahilinde kalır. Daha fazla bilgi için bölüm 4.4 “Diğer durumlar†bölümüne bakınız.

            4.6. Gebelik ve laktasyon

            Genel tavsiye: Gebelik kategorisi: X

            Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon):

            Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınların tedavi süresince etkili, hormonal olmayan doğum kontrolü uygulamaları gerekir.

            Gebelik dönemi:

            Gebelik sırasında CLIMARA kullanımı kontrendikedir. CLIMARA ile ilaç tedavisi sırasında gebelik oluşursa ilaç derhal kesilmelidir.

            Epidemiyolojik çalışmalar istem dışı (yanlışlıkla) östrojen kullanmış olan kadınların çocuklarında doğumsal kusur riskinde herhangi bir artış ya da teratojenik etki göstermemiştir.

            Laktasyon dönemi:

            Laktasyon sırasında CLIMARA kullanımı kontrendikedir. Düşük miktarlarda seks hormonu anne sütüne geçebilir.

            Üreme yeteneği / Fertilite:

            Fertilite verisi bulunmamaktadır.

            4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

            Araç ve makina kullanma yeteneği üzerine etkisini değerlendiren herhangi bir çalışma yürütülmemiştir. CLIMARA kullanıcılarında araç ve makine kullanma yeteneği üzerinde herhangi bir etki gözlemlenmemiştir.

            4.8. İstenmeyen etkiler

            Tedavinin ilk birkaç ayında yoğun kanamalar, lekelenme ve memede hassasiyet veya büyüme ortaya çıkabilir. Bunlar genellikle geçici olup normal olarak tedavi kesildikten sonra ortadan kalkar. Aşağıdaki liste klinik çalışmalarda kaydedilen advers ilaç reaksiyonlarının yanı sıra pazarlama sonrası rapor edilen advers ilaç reaksiyonlarını listelemektedir. Advers ilaç reaksiyonları, 3 adet faz III klinik çalışmada (n = 611 riskli kadın) kaydedilmiştir ve transdermal uygulamayı takiben sırasıyla 50 mikrogram/gün estradiol ya da 100 mikrogram/gün estradiol tedavisi ile en azından olası ilişkili olduğu düşünülenler aşağıda sunulmuştur.

            Advers ilaç reaksiyonlarının hastaların toplam %76'sında ortaya çıkması beklenir. Klinik çalışmalarda hastaların > %10'unda ortaya çıkan advers ilaç reaksiyonları uygulama yeri tahrişi ve meme ağrısı olmuştur.

            Advers reaksiyonlar, aşağıda sistem organ sınıfı (MedDRA) ve sıklık derecelerine göre listelenmektedir. Sıklık dereceleri şu şekilde tanımlanmaktadır: Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100); seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

            Kan ve lenf sistemi hastalıkları

            Yaygın olmayan: Purpura*

            Bağışıklık sistemi hastalıkları

            Bilinmiyor: Herediter anjioödemin şiddetlenmesi (Pazarlama sonrası bildirilen advers olay)

            Metabolizma ve beslenme hastalıkları

            Yaygın: Ödem, kilo artışı

            Yaygın olmayan: Hiperkolesterolemi*

            Sinir sistemi hastalıkları

            Yaygın: Baş ağrısı, depresyon, baş dönmesi, sinirlilik, letarji, terleme artışı, sıcak basması Yaygın olmayan: Anksiyete, uykusuzluk, apati, emosyonel labilite, konsantrasyon bozukluğu, parestezi, libido değişikliği, öfori*, tremor*, ajitasyon*

            Göz hastalıkları

            Yaygın olmayan: Abnormal görme*, göz kuruluğu*

            Kardiyak hastalıkları

            Yaygın olmayan: palpitasyonlar, hipertansiyon*

            Vasküler hastalıkları

            Yaygın olmayan: Migren, yüzeysel flebit*,

            Bilinmiyor: Serebral iskemik olay (Pazarlama sonrası bildirilen advers olay)

            Solunum, göğüs hastalıkları ve mediastinal hastalıklar

            Yaygın olmayan: Dispne*, rinit*

            Gastrointestinal hastalıklar

            Yaygın: Bulantı, flatulans

            Yaygın olmayan: İştah artışı, konstipasyon, dispepsi* , diyare* , rektal bozukluk*

            Bilinmiyor: Karın ağrısı veya şişkinlik (abdominal distansiyon), kolestatik sarılık (Pazarlama sonrası bildirilen advers olay)

            Deri ve deri altı doku hastalıkları

            Yaygın: Uygulama yerinde kaşıntı, döküntü

            Yaygın olmayan: Akne, alopesi, deride kuruluk, benign meme neoplazması, memede büyüme,

            memede hassasiyet, tırnak bozuklukları*, deride nodül*, hirsutizm*

            Bilinmiyor: Kontakt dermatit, egzama, memede ağrı (Pazarlama sonrası bildirilen advers olay)

            Kas-iskelet bozukluklar, bağ doku ve kemik hastalıkları

            Yaygın olmayan: Eklem bozukluğu, kas krampları

            Üreme sistemi ve meme hastalıkları

            Yaygın: Menstruel bozukluk, vajinal akıntı, vulva/vajina bozuklukları.

            Yaygın olmayan: İdrar sıklığında/aciliyetinde artış, benign endometrial neoplazma, endometrial hiperplazi, üriner inkontinans*, sistit*, idrarda renk değişikliği*, hematüri*, uterus bozuklukları*

            Bilinmiyor: Uterin fibroidler (Pazarlama sonrası bildirilen advers olay)

            Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

            Yaygın: Ağrı

            Yaygın olmayan: Yorgunluk, anormal laboratuvar testi* , asteni, ateş*, grip-nezle benzeri

            sendrom*, bitkinlik*

            *Tek olgularda bildirilmiştir. Çalışma popülasyonunun küçük olması (n=611) nedeniyle bu

            sonuçlar temelinde olayların yaygın olmayan ya da seyrek olduğuna karar verilemez.

            Meme kanseri

            5 yıldan uzun süreyle kombine östrojen-progestojen tedavisi uygulanan kadınlarda meme kanseri tanısı bakımından 2 kata kadar risk artışı olduğu bildirilmiştir.

            Yalnızca östrojen içeren tedavi uygulanan kadınlardaki risk artışı östrojen-progestojen kombinasyonu kullanan kadınlara kıyasla düşüktür.

            Risk düzeyi kullanım süresine bağlıdır (Bkz. Bölüm 4.4).

            En büyük randomize plasebo kontrollü araştırma (WHI çalışması) ile prospektif epidemiyolojik çalışmalara ilişkin en büyük meta analizin sonuçlarına dayanan mutlak risk tahminleri sunulmaktadır.

            Prospektif epidemiyolojik çalışmaların en büyük meta analizi – VKİ 27 (kg/m) olan kadınlarda 5 yıllık kullanım sonrasında meme kanseri bakımından öngörülen ek risk

            HRT başlangıç yaşı (yıl olarak)

            Hiç HRT

            kullanmamış her 1000 kadında 5 yıllık süredeki insidans (50-54 yaş)*

            Tehlike oranı

            5 yıllık sürenin

            sonunda her 1000 HRT kullanıcısı için ilave olgular (%95 GA)

            Sadece östrojen içeren HRT

            50

            13,3

            1,2

            2,7

            Kombine östrojen-progestojen

            50

            13,3

            1,6

            8,0

            * 2015 yılında İngiltere'de bulunan ve VKİ 27 (kg/m) olan kadınlardaki başlangıç insidans oranlarından alınmıştır.

            Not: Meme kanseriyle ilgili genel insidans AB ülkeleri arasında değişkenlik gösterdiğinden, meme kanseri bulunan ek olguların sayısı da orantılı olarak değişmektedir.

            VKİ 27 (kg/m) olan kadınlarda 10 yıllık kullanım sonrasında meme kanseri bakımından öngörülen ek risk

            HRT başlangıç yaşı

            (yıl olarak)

            Hiç HRT

            kullanmamış her 1000 kadında 10 yıllık süredeki insidans

            (50-59 yaş)*

            Tehlike oranı

            10 yıllık sürenin

            sonunda her 1000 HRT kullanıcısı için ilave olgular

            Sadece östrojen içeren HRT

            50

            26,6

            1,3

            7,1

            Kombine östrojen-progestojen

            50

            26,6

            1,8

            20,8

            * 2015 yılında İngiltere'de bulunan ve VKİ 27 (kg/m) olan kadınlardaki başlangıç insidans oranlarından alınmıştır.

            Not: Meme kanseriyle ilgili genel insidans AB ülkeleri arasında değişkenlik gösterdiğinden, meme kanseri bulunan ek olguların sayısı da orantılı olarak değişmektedir.

            ABD WHI çalışmaları – 5 yıllık kullanım sonrasında meme kanseri bakımından ek risk

            Yaş aralığı (yıl olarak)

            5 yılda plasebo

            kolundaki her 1000

            kadındaki insidans

            Tehlike oranı ve %95 GA

            5 yıllık sürede her 1000 HRT kullanıcısı için ilave olgular

            (%95 GA)

            Sadece östrojen içeren CEE

            50-79

            21

            0,8 (0,7-1,0)

            -4 (-6 - 0)

            CEE + MPA östrojen ve progestojenler

            50-79

            17

            1,2 (1,0-1,5)

            +4 (0 - 9)

            *3 Uterusu bulunmayan kadınlarda yapılan ve meme kanseri riskinde artış saptanmayan WHI çalışması.

            § Analiz çalışma öncesinde HRT kullanmamış olan kadınlarla sınırlandığında tedavinin ilk 5 yılında risk artışı gözlenmemiştir: 5 yıl sonunda riskin HRT kullanmayanlardan yüksek olduğu saptanmıştır.

            Endometriyal kanser

            Uterusu bulunan postmenopozal kadınlar

            Uterusu bulunan ve HRT kullanmayan kadınlarda endometriyal kanser riski 1000 kadında 5'tir.

            Uterus bulunan kadınlarda endometriyal kanser riskini artırması nedeniyle yalnızca östrojen içeren HRT kullanımı önerilmez (Bkz. Bölüm 4.4).

            Yalnızca östrojen içeren tedavinin dozuna ve kullanım süresine bağlı olarak, endometriyal kanser riskindeki artış epidemiyolojik çalışmalarda 50-65 yaş grubundaki her 1000 kadında tanı alan 5 ila 55 ilave olgu şeklindedir.

            Yalnızca östrojen içeren tedaviye siklus başına en az 12 gün süreyle bir progestojen eklenmesi bu risk artışını engelleyebilir. Milyon Kadın Çalışmasında beş yıl süreyle (ardışık veya sürekli olarak) kombine HRT kullanımı endometriyal kanser riskini artırmamıştır (RR: 1,0 (0,8 - 1,2)).

            Over kanseri:

            Tek başına östrojen veya kombine östrojen-progestojen içeren HRT kullanımı over kanseri

            tanısı alma riskindeki hafif bir artış ile ilişkilendirilmiştir (Bkz. Bölüm 4.4).

            52 epidemiyolojik çalışmadan elde edilen bir meta analizde, halihazırda HRT kullanan kadınlarla HRT'yi hiç kullanmamış kadınlar (RR 1,43, 95% GA 1,31-1,56) karşılaştırıldığında over kanser riskinde artış bildirilmiştir. 50-54 yaş aralığında 5 yıl süreyle HRT kullanan kadınlar için bu sayı her 2000 tedavi alan hastada yaklaşık 1 ilave vaka ile sonuçlanmaktadır. HRT kullanmayan 50-54 yaş aralığındaki kadınlarda, 5 yıllık süreçte 2000 kadından 2'sine over kanseri teşhisi konulması beklenmektedir.

            Venöz tromboembolizm riski:

            HRT venöz tromboembolizm (VTE), yani derin ven trombozu veya pulmoner embolizm gelişmesi bakımından 1,3 ila 3 kat fazla rölatif riskle ilişkilendirilmektedir. Bu tip bir olayın HRT kullanımının ilk yılı içinde ortaya çıkması daha olasıdır (Bkz. Bölüm 4.4). WHI çalışmasının sonuçları sunulmaktadır:

            WHI Çalışmaları – 5 yıllık kullanımda VTE bakımından ek risk

            Yaş aralığı (yıl olarak)

            5 yılda plasebo kolundaki

            her 1000 kadındaki insidans

            Tehlike oranı ve

            %95 GA

            Her 1000 HRT

            kullanıcısı için ilave olgular

            Oral, sadece östrojen içeren

            50-59

            7

            1,2 (0,6 - 2,4)

            1 (-3 - 10)

            Oral kombine, östrojen-progestojen

            50-59

            4

            2,3 (1,2 - 4,3)

            5 (1 - 13)

            *4 Uterusu bulunmayan kadınlarda yapılan çalışma.

            Koroner arter hastalığı riski:

            Koroner arter hastalığı riski 60 yaş üzerinde olup kombine östrojen-progestojen kullananlarda hafif oranda artmaktadır (Bkz. Bölüm 4.4).

            İskemik inme riski:

            Tek başına östrojen ve kombine östrojen-progestojen tedavisi iskemik inme ile ilgili rölatif riskinin 1,5 kata kadar olan artmasıyla ilişkilendirilmektedir. HRT kullanımı sırasında hemorajik inme riski artmamaktadır.

            Bu rölatif risk yaş veya kullanım süresine bağlı olmayıp, başlangıçtaki risk büyük oranda yaşa bağlı olduğundan, HRT kullanan kadınlardaki genel inme riski yaşla birlikte artmaktadır (Bkz. Bölüm 4.4).

            WHI çalışmalarının birleşimi – 5 yıllık kullanımda iskemik inme bakımından ek risk

            Yaş aralığı (yıl olarak)

            5 yılda plasebo kolundaki her 1000 kadındaki insidans

            Tehlike oranı ve %95 GA

            Her 1000 HRT kullanıcısı için ilave olgular

            50-59

            8

            1,3 (1,1 – 1,6)

            3 (1 – 5)

            Östrojen/progestojen tedavisiyle ilişkili olarak başka advers reaksiyonlar da bildirilmiştir:

              Safra kesesi hastalığı.

              4.9. Doz aşımı ve tedavisi

              Aşırı dozaj bu tür uygulamalarda olası değildir. Bulantı, kusma ve geri çekilme kanaması bazı kadınlarda meydana gelebilir. Spesifik bir antidot yoktur; flaster(-ler) kaldırılmalı ve semptomatik tedavi uygulanmalıdır.

              Diyabet Hastalığı Diyabet Hastalığı Diyabet, insülin hormonu ile ilgili problemlerden kaynaklanan bir hastalıktır. HIV ve Aids HIV ve Aids HIV, Human Immunodeficiency Virus’dür (İnsanlarda Bağışıklık Sistemini Bozan Virüsdür). Bu virüs AIDS hastalığına sebep olur.