Embil İlaçları CLINDOXYL jel 25 G KUBFarmakolojik Özellikler

CLINDOXYL jel 25 G Farmakolojik Özellikler

Benzoyl Peroksit Anhidröz + Klindamisin Fosfat }

5.   FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik Grubu: Benzoil peroksit kombinasyonları ATC Kodu: D10AE51

Klindamisin:

Klindamisin, Gram pozitif aerob bakterilere ve anaerob bakterilerin çoğuna karşı bakteriostatik etkili, linkozamid grubu bir antibiyotiktir. Klindamisin gibi linkozamidler, bakteri ribozomunun 23S alt ünitesine bağlanır ve protein sentezinin erken evresini inhibe eder. Klindamisin, esas olarak bakteriyostatik etkili olmasına rağmen, yüksek konsantrasyonlarda duyarlı türlere karşı yavaş bakterisidal etki de gösterebilir.

In vitro şartlarda klindamisin fosfat, inaktif olmasına rağmen, in vivo ortamda hızla hidroliz edilerek antibakteriyel etkili aktif klindamisin’e dönüştürülür. Klindamisin’in komedonlu hastalarda Propionibacterium acnes türlerine karşı olan klinik aktivitesinin yeterli düzeyde olduğu gösterilmiştir. Klindamisin, in vitro ortamda bütün Propionibacterium acnes kültürlerini inhibe eder (MIC 0.4mcg/ml). Klindamisin uygulaması sonrasında cilt yüzeyindeki serbest yağ asitlerinin düzeyi, yaklaşık olarak %14’den %2’ye inmiştir.

Benzoil peroksit:

Benzoil peroksit, komedon gelişiminin tüm evrelerinde hafif keratolitik etkilidir. Acne vulgaris’e neden olan Propionibacterium acnes"e karşı bakterisidal etkili, okside edici bir ajandır. Ayrıca, akneyle ilgili aşırı sebum üretimini azaltarak sebostatik etki gösterir.

CLINDOXYL, hafif keratolitik ve antibakteriyel özelliklerin kombinasyonu ile hafif ve orta şiddetli acne vulgaris’in özellikle inflamasyonlu lezyonlarına karşı etki sağlar. Kazanılmış direncin prevalansı belirli türler için coğrafi olarak ve zaman ile değişebilmektedir. Özellikle şiddetli enfeksiyon tedavilerinde direnç gelişimi ile ilgili bölgesel özelliklerin bilinmesi gereklidir.

Benzoil peroksit’in formülasyonda bulunması, klindamisin’e rezistanslı organizmaların ortaya çıkma potansiyelini azaltır.

Her iki etkin maddenin bir üründe bulunması daha uygun olup, hastanın tedaviye uyumunu sağlamaktadır.

Yüz bölgesinde inflamasyonlu ve inflamasyonsuz lezyonların bulunduğu acne vulgaris’li 1318 hastanın katıldığı randomize, çift-kör beş klinik çalışmada, 396 hasta CLINDOXYL, 396 hasta benzoil peroksit, 349 hasta klindamisin ve 177 hasta sadece sıvağ kullanmıştır. Tedavi 11 hafta boyunca günde bir kez uygulama ile yapılmış ve 2., 5., 8. ve 11. haftalarda lezyonlar sayılıp, hastalar değerlendirilmiştir.

11 hafta sonra lezyonların sayısındaki ortalama değişiklikler, yüzdesel olarak aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

150

151

152

156

158*

(n = 120)

(n = 273)

(n = 280)

(n = 287)

(n = 358)

İnflamasyonlu lezyonlar

CLINDOXYL

65

56

42

57

52

Benzoil peroksit

36

37

57

41

Klindamisin

34

30

49

33

Sıvağ

19

-0.4

29

İnflamasyonsuz lezyonlar

CLINDOXYL

Benzoil peroksit

29

Klindamisin

-4

13

11

18

Sıvağ

-9

-5

-7

Total lezyonlar (inflamasyonlu ve inflamasyonsuz lezyonlar)

CLINDOXYL

41

45

50

41

Benzoil peroksit

43

Klindamisin

11

22

22

33

26

Sıvağ

-1

22

16

* merkezi çalışma

CLINDOXYL ile iyileşme tabloda koyu renkle gösterilen diğer tedavilerden istatiksel olarak daha anlamlı bulunmuştur.

Çalışmaların hepsinde, CLINDOXYL tedavisi ile total lezyon sayısındaki azalma, tek başına kullanılan klindamisin veya sıvağdan daha anlamlı bulunmuştur. CLINDOXYL ile iyileşme tek başına benzoil peroksit kullanımına kıyasla daha fazla olmuş fakat bireysel çalışmalarda bu farklılık, istatistiksel olarak anlamlı düzeylere ulaşmamıştır.

İnflamasyonlu lezy onlara karşı, CLINDOXYL beş çalışmanın dördünde klindamisin’den, üçünde ise benzoil peroksit’ten anlamlı olarak üstün bulunmuştur. İnflamasyonsuz lezyonlara karşı, CLINDOXYL beş çalışmanın dördünde klindamisin’den daha anlamlı fark ve benzoil peroksit’ten daha iyi olma eğilimini sergilemiştir.

Aknedeki total iyileşme hekim tarafından değerlendirilmiş, CLINDOXYL, beş çalışmanın üçünde tek başına kullanılan benzoil peroksit veya klindamisin’den daha anlamlı bulunmuştur.

5.2. Farmakokinetik özellikler

Genel özellikler

Emilim:

Maksimum perkütanöz absorpsiyonun değerlendirildiği bir çalışmada, CLINDOXYL’in 4 hafta uygulanması sırasında klindamisin’in ortalama plazma seviyeleri ihmal edilebilir düzeyde bulunmuştur (uygulanan dozun %0.043’ü).

Benzoil peroksit’in formülasyonda bulunması, klindamisin’in perkutanöz absorpsiyonunu hiç bir şekilde etkilememektedir.

Dağılım, biyotransformasyon:

Radyoaktif işaretli madde ile yapılan çalışmalar, benzoil peroksit’in sadece benzoik aside dönüştükten sonra ciltten absorbe edilebileceğini göstermiştir.

Eliminasyon:

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

CLINDOXYL ile yinelenen doz ve dermal toksisite çalışması yapılmış, 90 günden uzun süren bu uygulamada lokal iritasyon haricinde toksik etki görülmemiştir.

Oküler iritasyon çalışmasında CLINDOXYL’in sadece çok hafif iritan olduğu bulunmuştur.

CLINDOXYL ile başka preklinik çalışma yapılmamıştır, sadece benzoil peroksit ve klindamisin’in ayrı ayrı kullanıldığı çalışmalar mevcuttur.

Benzoil peroksit

Hayvan toksisite çalışmalarında, benzoil peroksit topikal olarak uygulandığında çok iyi tolere edilmiştir.

Benzoil peroksit’in yüksek dozlarda DNA zincirinde kırılmalara neden olduğu gösterilmiş olsa da, diğer mutajenite, karsinojenite çalışmaları ve bir foto ko-karsinojenite çalışmasından elde edilen veriler, benzoil peroksit’in karsinojen veya fotokarsinojen etkisinin olmadığını göstermektedir.

Üreme üzerine toksisitesi ile ilgili bilgi mevcut değildir. Klindamisin

In vitro ve in vivo çalışmalarda klindamisin’e ait herhangi bir mutajenik potansiyel görülmemiştir. Klindamisin’in tümörojenik potansiyelini belirleyen uzun süreli hayvan çalışmaları yapılmamıştır.

Diğer taraftan, konvansiyonel tek doz ve yinelenen doz toksisite çalışmaları ve üreme toksisitesi temelindeki preklinik çalışmalar, insanlar için özel bir risk oluşturmadığını göstermektedir.

Tiroid Kanseri Tiroid Kanseri En sık görülen tiroid kanseri türü olan papiller tiroid kanseri, tüm tiroid kanserlerinin yaklaşık %70'ini oluşturur. Ağız Kanseri Ağız Kanseri Ağız kanserinin en yaygın türleri, dudak, dil, dişetidir. Nadiren yanak içi veya damak bölgelerini de içine alır.