DANASIN 50 mg 100 kapsül Klinik Özellikler

Danazol }

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

4.1. Terapötik endikasyonlar

DANASİN’in endikasyonları aşağıdaki gibidir:

-    Endometriyozis

-    Fibrokistik Meme Hastalıkları

-    Organik nedenli olmayan Menoraji

-    Premenstruel Syd

-    Histeroskopik Endometriyal Ablasyon öncesi endometrium’un inceltilmesi

-    Primer jinekomasti

-    Puberte prekoks

-    Herediter Anjioödem

4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

 Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

Endometriyoziz :

Orta derecede veya ciddi vakalarda, endometriyoziz’e bağlı kısırlıklarda günde 800 mg ile tedaviye başlanır. Bu dozla ağrılı semptomlar hızla geriler ve amenore oluşur. Semptomların gerilemesiyle doz tedrici olarak azaltılır. Amenore’nin devamını temin eden doz, idame dozu olarak kabul edilebilir. Hafif vakalarda günde 200-400 mg’lık dozlar ile başlanıp hastanın cevabına göre doz ayarlanabilir. Günlük doz 2’ye bölünerek verilmelidir. Tedaviye ara verilmeden 3-6 ay devam edilmelidir. Bu süre 9 aya kadar çıkartılabilir. Tedavi kesildikten sonra semptomlar tekrarlarsa tedavi tekrarlanabilir.

Fibrokistik Hastalık:

Günlük doz hastanın durumuna göre 100-400 mg arasında değişmektedir. Genellikle ilk ay içinde göğüs ağrısı ve hassasiyeti kaybolur. Nodoziteler 4-6 aylık kesintisiz bir tedavi gerektirir.

Organik nedenle olmayan Menoreji ve Premenstrüel Syd :

Günlük doz 200 mg olup, 3 ay süreyle tedaviye devam edilmelidir.

Herediter Anjioödem :

Günlük doz 400 - 600 mg olup hastanın cevabına göre daha sonra % 50 oranında azaltılabilir. Tedaviye ataklar tamamen kayboluncaya kadar (1-3 ay) devam edilir.

Endometriumun Preoperatif İnceltilmesi :

Günlük doz 3-6 hafta süreyle 400-800 mg’ dır.

Puberte Prekoks :

Günlük doz hastanın yaşı ve klinik cevabına göre 100-400 mg arasında değişmektedir. Danasin’in günlük dozu 2 veya 3 kerede verilmelidir. Kadınlarda tedaviye menstürasyon esnasında başlanmalı, aksi halde uygun testlerle hastanın gebe olmadığı saptandıktan sonra tedavi uygulanmalıdır. Düşük dozlarda ovülasyon süprese olmayabileceğinden bu tip kadınlarda nonhormonal bir doğum kontrol yöntemi uygulanmalıdır.

Uygulama şekli:

Sadece oral yoldan kullanım içindir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

Böbrek /karaciğer yetmezliği:

Şiddetli böbrek ve karaciğer yetmezliği olan hastalarda DANASİN kullanımı tavsiye edilmemektedir. Böbrek ve karaciğer yetmezliği hafif ve orta derecede olan hastalarda normal doz önerilir. Böbrek ve karaciğer fonksiyonlarının izlenmesi tavsiye edilmektedir. Pediyatrik popülasyon:

DANASİN kullanımı tavsiye edilmemektedir.

Geriyatrik popülasyon:

DANASİN kullanımı tavsiye edilmemektedir.

4.3. Kontrendikasyonlar

DANASİN aşağıdaki durumlarda kullanılmamalıdır:

-    Teşhis konamamış anormal genital kanamalar,

-    Hepatik, renal ve kardiyak fonksiyonların bariz şekilde bozulmuş olduğu haller,

-    Hamilelik ve emzirme,

-    Porfiri,

-    Aktif tromboz öyküsü veya tromboembolik hastalık,

-    Androjen bağımlı tümörler,

-    Danazol veya içeriğindeki hammaddelerden birisine duyarlılık,

-    Teşhis konamamış yumurtalık / rahim kitleleri,

-    Oral kontraseptifler nedeniyle oluşup geçmiş sarılık,

-    Pelvik enfeksiyon,

-    Birincil veya ikincil cinsel organların neoplazisi,

-    Hipertansiyon.

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

Virilizasyon durumunda DANASİN tedavisi sonlandırılmalıdır. Androjenik reaksiyonlar genellikle geri dönüşümü kanıtlar ancak, androjenik virilizasyon bulgularından sonra DANASİN’in kullanımına devam edilmesi, geri dönüşümlü olmayan androjenik etki riskinde artışa sebep olur.

Klinik açıdan önemli herhangi bir advers etki ortaya çıkarsa ve özellikle papilla ödemi, baş ağrısı, görme bozuklukları veya diğer belirtiler ya da intrakraniyal basınç artışı, sarılık veya belirgin karaciğer bozukluğu, tromboz ya da embolizm belirtileri gözlendiğinde DANASİN tedavisi sonlandırılmalıdır.

Tedavi kürünün tekrar edilmesi gerekli olduğunda, zamanla tekrarlanan tedavi kürleri ile ilişkili olarak güvenilirlik verisi mevcut olmadığından, tedavi sırasında dikkatli olunmalıdır. Kimyasal olarak bu bileşiklerle ilgili olan DANASİN kullanıldığında, 17-alkile steroidlerin (iyi huylu karaciğer adenomu, peliozis hepatis ve hepatik karsinom da dahil) uzun süreli riski düşünülmelidir.

Eldeki, ön epidemiyolojik sonuçlar, endometriyozis tedavisinde danazol kullanımının yumurtalık kanserinin temel riskini arttırabildiğini desteklemektedir.

Danazol farmakolojisi göz önünde bulundurulduğunda, karaciğer ve böbrek hastalığı, hipertansiyon veya diğer kardiyovasküler hastalıkları veya diabetes mellitusu, polisitemi, epilepsi, lipoprotein bozukluğu, ve önceden uygulanan gonodal steroid tedavisine belirgin veya kalıcı androjenik reaksiyon gösteren kişilerde olduğu gibi sıvı tutulumu yoluyla şiddetlenme olabilen durumda olan hastalarda DANASİN kullanıldığında, bilinen etkileşimlerine ve yan etkilerine özellikle dikkat edilmelidir.

Migrenli hastalarda dikkatli kullanılması tavsiye edilir.

4.3. Kontrendikasyonlar

). Eğer DANASİN tedavisi sırasında meme nodülleri kalıcıysa veya büyüyorsa, tedaviye başlamadan önce hormona bağlı karsinom, klinik muayene ile ortadan kaldırılmalıdır.

ve 4.6. Gebelik ve laktasyon).

Her zaman DANASİN’in en etkili düşük dozu kullanılmalıdır.

DANASİN her dozunda 1 mmol (23 mg)’den daha az sodyum ihtiva eder; bu dozda sodyuma bağlı herhangi bir yan etki beklenmemektedir.

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Anti-konvülsan tedavi: DANASİN, karbamazepin plazma seviyesini ve muhtemelen bu ajana ve fenitoine hastanın yanıtını etkileyebilir. Aynı şekilde fenobarbital ile de benzer etkileşim meydana gelebilir.

Anti-diyabetik tedavi: DANASİN, insülin direncine neden olabilir.

Oral anti-koagülan tedavi: DANASİN, varfarinin etkisini arttırabilir.

Anti-hipertansif tedavi: Sıvı tutulmasını artırması nedeniyle DANASİN, antihipertansif ajanların etkisine engel olabilir.

Siklosporin ve takrolimus: Renal toksisitede artışa neden oldukları için DANASİN, siklosporin ve takrolimusun plazma seviyelerini arttırabilir.

Steroidlerle birlikte kullanımı: Belirli örnekler tanımlanmış olmamasına rağmen, DANASİN ve gonodal steroid tedavisi arasında etkileşim meydana gelir.

Migren tedavisi: DANASİN, migreni provoke edebilir ve bu durumu önlemek, ilacın etkinliğini azaltabilir.

Etil alkol: Bulantı ve nefes darlığı şeklinde sübjektif intolerans bildirilmiştir.

Alfa kalsidol: DANASİN, bu ajanın dozunda azalma gerektiren primer hipoparatiroidizmde kalsemik yanıtı arttırabilir.

4.8. İstenmeyen etkiler

). Statinler: Danazolün, simvastatin, atorvastatin ve lovastatin gibi CYP3A4 yoluyla metabolize olan statinlerle birlikte kullanılması, miyopati ve rabdomiyoliz riskini arttırmaktadır.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

Özel popülasyonlara ait etkileşim çalışması bulunmamaktadır.

Pediyatrik popülasyon:

Pediyatrik popülasyona ait etkileşim çalışması bulunmamaktadır.

4.6. Gebelik ve laktasyon

 Genel tavsiye

Gebelik kategorisi: X

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlar tedavi süresince hormonal olmayan etkili doğum kontrolü uygulamak zorundadırlar.

Gebelik dönemi

DANASİN’in içeriğinde bulunan danazol gebelik döneminde uygulandığı takdirde ciddi doğum kusurlarına yol açtığından şüphelenilmektedir. DANASİN gebelik döneminde kontrendikedir (bkz. kısım 4.3).

DANASİN’in içeriğinde bulunan danazol gebelik sırasında uygulandığında, virilizasyon riski görülmektedir. DANASİN, gebelik sırasında kullanılmamalıdır.

Laktasyon dönemi

DANASİN’in içeriğinde bulunan danazol anne sütüyle beslenen bebeklerde androjenik etkiler için teorik potansiyele sahiptir ve bu nedenle ya danazol tedavisi ya da emzirme kesilmelidir.

Üreme yeteneği/Fertilite

DANASİN’in içeriğinde bulunan danazolün üreme yeteneği/fertilite üzerine etkisi bilinmemektedir.

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

DANASİN’in içeriğinde bulunan danazolün araç ve makine kullanımı üzerine herhangi olumsuz bir etkisi bildirilmemiştir.

4.8. İstenmeyen etkiler

Advers ilaç reaksiyonları aşağıda sıklık şeklinde listelenmiştir.

Sıklıklar şu şekilde tanımlanır:

Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1,000 ila < 1/100); seyrek (>1/10,000 ila < 1/1,000), çok seyrek (<1/10,000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

Kan ve lenf sistemi hastalıkları

Seyrek:    Kırmızı kan hücreleri ve trombosit sayısında artış, tersinir polisitemi,

lökopeni, trombositopeni Çok seyrek:    Eozinofili, dalak peliosis

Endokrin hastalıklar

Androjenik etkiler:

Çok yaygın:    Akne,

Yaygın:    Kilo artışı, iştah artışı, sebore, hirsutizm, saç dökülmesi, ses kısıklığı

şeklinde ses değişmesi, boğaz ağrısı, ses perdesinin derinleşmesi ya da kararsızlığı.

Seyrek:    Klitorisin hipertrofisi ve sıvı tutulması.

Diğer endokrin etkileri:

Yaygın:    Döngünün veya amenorenin zamanlamasının değişimi, lekelenme

şeklinde menstural bozukluklar. Kızarıklık, vajinal kuruluk, libido değişikliği, vajinal iritasyon

Yaygın olmayan:    Meme hacminde küçülme.

Çok seyrek:    Spermatogenezde orta derecede azalma.

Metabolizma ve beslenme hastalıkları

Bilinmiyor:    İnsülin direncinde artış, plazma glukagonunda artış, glukoz toleransında

hafif bozukluk, tüm alt fraksiyonları etkileyen LDL kolesterolde artış, HDL kolesterolde azalma ve apolipoprotein AI ve AII’de azalma, aminolevulinik asit (ALA) sentetazın indüksiyonu ve tiroid stimulan hormon ya da serbest levotiroksin indeksinde bozulma olmadan T3 tutulumunun artışı ile tiroid bağlayan globülinde (T4) azalma.

Psikiyatrik hastalıklar

Yaygın:    Duygusal değişkenlik, anksiyete, depresif ruh hali ve sinirlilik.

Sinir sistemi hastalıkları

Yaygın:    Baş dönmesi, baş ağrısı,

Seyrek:    Vertigo, iyi huylu intrakraniyal hipertansiyon,

Çok seyrek:    Migren, epilepsi şiddetlenmesi, karpal tünel sendromu

Göz hastalıkları

Seyrek:    Görme bulanıklığı, odaklanma güçlüğü, kontakt lens takmada zorluk ve

düzeltme gerektiren kırılma bozuklukları gibi görme bozuklukları.

Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar

Çok seyrek:    Plöretik ağrı, interstisyel pnömoni.

Gastrointestinal hastalıklar

Yaygın:    Bulantı,

Seyrek:    Pankreatit

Çok seyrek:    Epigastrik ağrı

Kardiyak hastalıklar

Seyrek:    Hipertansiyon, palpitasyonlar ve taşikardi, sagital sinüs, serebravasküler

tromboz ve arteriyel trombozu içeren trombotik olaylar, miyokard enfarktüsü.

Hepato-bilier hastalıklar

Yaygın olmayan:    Hepatik yetmezlik,    hepatoselüler sarılık, Sserum transaminaz seviyelerinde

izole artışlar, hepatoselüler hasar,

Seyrek:    Kolestatik sarılık, benign    hepatik adenomlar

Çok seyrek:    Peliosis hepatis (uzun dönemli kullanım ile), malign hepatik tümör

Deri ve deri altı doku hastalıkları

Yaygın:    Makülopapüler, peteşiyal ya da purpurik olabilen döküntü, ateş, ürtiker,

fasiyal ödem, güneşe duyarlı kaşıntı.

Çok seyrek:    İnflamatuar eritematöz nodüller, deri pigmentasyonunda değişiklikler,

eksfolyatif dermatit ve eritema multiforme.

Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları

Yaygın:    Kreatin fosfokinaz seviyelerindeki artış ile şiddetlenebilen sırt ağrısı ve kas

krampları, kas titremesi, kas seğirmesi, uzuv ağrısı, eklem ağrısı ve eklem şişliği.

Böbrek ve idrar hastalıkları

Çok seyrek:    Hematüri (uzun süreli kullanımda hereditor anjioödemli hastalarda)

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

Bilinmiyor:    Yorgunluk

Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması

Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir. (www.titck.gov.tr; e-posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)

4.9. Doz aşımı ve tedavisi

Mevcut veriler akut doz aşımının acil ciddi reaksiyonlara yol açacağı ihtimali olduğunu göstermektedir.

Akut aşırı doz durumunda aktif kömür ile ilacın absorpsiyonu azaltılmalı ve hasta herhangi bir gecikmiş reaksiyon durumunda gözlem altında tutulmalıdır.

Kolon, Rektum yada Bağırsak Kanseri Kolon, Rektum yada Bağırsak Kanseri Bağırsak kanseri kolon veya rektumda (arka geçit) herhangi bir bölgede ortaya çıkabilir.Kolorektal kanser erken safhalarda teşhis edilmesi halinde daha kolay ve daha başarılı bir şekilde tedavi edilir. Rahim Boyu ( Serviks ) Kanseri Rahim Boyu ( Serviks ) Kanseri Rahim boynu (serviks) kanseri 35 yaş altı kadınlarda görülen vakalarda meme kanserinden sonra ikinci sırayı alır.Serviks kanserinin gelişmesi yıllarca sürebilir.