DROSMIN 3 mg/20 mg film kaplı tablet Klinik Özellikler

Drospirenon + Ethinyl Estradiol }

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

    4.1. Terapötik endikasyonlar

      Gebeliği önleyici etkisinin yanı sıra antimineralokortikoid ve antiandrojenik etkileri sayesinde, hormona bağlı su tutulması ve buna bağlı belirtiler gösteren kadınlarda,

      4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

      Tabletler paketin üstünde gösterildiği sırayla, her gün yaklaşık aynı zamanda bir miktar su ile alınmalıdır. Tablet alımı süreklidir. Birbirini izleyen 28 gün boyunca her gün bir tablet alınır. Bir sonraki pakete önceki kutudaki son tablet alımının ertesi günü başlanır. Çekilme kanaması genellikle hormon içermeyen beyaz film kaplı tablet alımına başlanmasından 2-3 gün sonra başlar ve bir sonraki pakete başlandığında devam ediyor

      olabilir.

      Kombine oral kontraseptiflerin (KOK) doğru şekilde alındıklarında yılda yaklaşık % 1 kadar başarısızlık oranı mevcuttur. Başarısızlık oranı tablet alımı unutulduğunda veya doğru alınmadığında artabilir.

      Uygulama şekli:

      Oral kullanım

      DROSMİN'e başlangıç:

      Bir önceki ay hormonal kontraseptif kullanımı yoksa:

      Tabletler normal siklusun ilk günü (kanamanın ilk günü) alınmaya başlanmalıdır. Tablete 2. ile 5. günler arasında başlanması da kabul edilebilir, ancak bu durumda tablet alınmaya başlanmasından itibaren yedi gün boyunca ilave olarak bir bariyer kontrasepsiyon yöntemi kullanılmalıdır.

      Diğer bir kombine hormonal kontraseptiften (KOK, vajinal halkadan veya transdermal flaster) geçiş:

      Kullanıcı tercihen, bir önceki KOK'un son tabletini (hormon içeren son tablet) aldığı günü izleyen günde DROSMİN'e başlamalıdır. En geç, önceki KOK'un tabletsiz döneminin veya hormon içermeyen tablet döneminin ertesi gününde başlayabilir. Vajinal halka veya transdermal flaster kullanılıyorsa DROSMİN alımına döngü paketindeki son halkanın ya da flasterin çıkartıldığı gün veya en geç yeni uygulamanın yapılması gereken gün başlanmalıdır.

      Yalnız progesteron içeren bir yöntemden (minipil, enjeksiyon, implant) ya da progesteron salımlı rahim içi sistemden (RİS) geçiş:

      Minipilden herhangi bir günde, (implant veya RİS'in çıkarıldığı gün, enjeksiyonda ise bir sonraki enjeksiyonun yapılması gereken gün) geçiş yapılabilir. Ancak tüm bu koşullarda tablet alımının ilk 7 günü ek bir bariyer yönteminin kullanılması önerilir.

      İlk trimester düşüğünden sonra:

      Hemen başlanabilir. Bu durumda ek kontraseptif yöntemlere ihtiyaç duyulmaz

      Doğumdan ya da ikinci trimester düşüğünden sonra: (Emziren kadınlar için bkz. bölüm 4.6 Gebelik ve Laktasyon)

      Emzirmeyen kadınlar, tablet almaya doğumu veya ikinci trimester düşüğünü takip eden 21.-28. günleri arasında başlaması konusunda uyarılmalıdır. Eğer daha geç başlanacaksa tablet kullanımının ilk yedi gününde ek bir bariyer yöntemi önerilir. Ancak daha önce bir cinsel birleşme olduysa, oral kontraseptife başlamadan önce gebelik ekarte edilmeli ya da kullanıcı bir sonraki kanama dönemini beklemelidir.

      Tablet alımı unutulduğunda:

      Hormon içermeyen beyaz film kaplı tablet alımı unutulduğunda ek tedbire gerek yoktur, ancak hormon içermeyen beyaz film kaplı tablet alımının istem dışı uzamaması için unutulan tablet atılmalıdır. Aşağıdaki öneriler sadece hormon içeren açık pembe renkli film kaplı tabletlerin alınması unutulduğunda uygulanmalıdır:

      Eğer kullanıcı aktif tabletini almakta 24 saatten daha az geç kalmışsa, kontraseptif koruyuculuk azalmaz. Hatırlanır hatırlanmaz tablet alınmalı ve bir sonraki tabletler de her zamanki gibi alınmaya devam edilmelidir. Eğer aktif tablet alımında 24 saatten daha fazla gecikme olmuşsa kontraseptif koruyuculuk azalmış olabilir. Bu durumda 2 basit kural uygulanır:

        Aktif tablet alımına hiçbir zaman 7 günden fazla ara verilmez (önerilen hormon içermeyen tablet dönemi süresinin 4 gün olduğunu dikkate alınız).

        4.3. Kontrendikasyonlar

        KOK'lar aşağıdaki koşulların varlığında kullanılmamalıdır ve ilk kez KOK kullanımı sırasında bunlardan herhangi biri ortaya çıkacak olursa, tedavi hemen kesilmelidir.

          VTE varlığı veya riski

            Venöz tromboembolizm-mevcut VTE (antikoagülanlarla tedavide) veya öyküsü (örn. derin ven trombozu [DVT] veya pulmoner embolizm [PE])

            4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

            )

            Uyarılar

            Dolaşım bozuklukları ile ilgili advers etkilerin ortaya çıkma riski özellikle 35 yaş üzeri ve sigara içen kadınlarda yüksektir.

            Epidemiyolojik çalışmalar, drospirenon içeren kombine oral kontraseptifler (KOK) için VTE riskinin, levonorgesterol içeren KOK'lardan (ikinci jenerasyon olarak bilinen preparatlar) daha fazla olduğunu ve bu riskin desogestrel/gestoden içeren KOK'lar (üçüncü jenerasyon olarak bilinen preparatlar) ile benzer olabileceğini göstermiştir.

            Aşağıda belirtilen durum veya risk faktörlerinden herhangi biri varsa, DROSMİN'in uygun olup olmadığı kadın ile tartışılmalıdır.

            Bu durumlardan veya risk faktörlerinden herhangi birinin şiddetlenmesi veya ilk defa ortaya çıkması halinde, kadının DROSMİN kullanımının sonlandırılmasının gerekli olup olmadığının belirlenmesi için doktoru ile iletişime geçmesi tavsiye edilmelidir.

            Şüpheli veya onaylanmış VTE veya ATE durumunda, KHK kullanımı kesilmelidir. Antikoagülan tedaviye başlandığında, antikoagülan tedavinin (kumarin) teratojenisitesi nedeniyle, yeterli alternatif kontrasepsiyon başlatılmalıdır.

            Dolaşım bozuklukları

            VTE riski

            KHK kullanan kadınlarda VTE riski kullanmayanlara göre artar. Levonorgestrel, norgestimat veya noretisteron içeren ürünler en düşük VTE riski ile ilişkilendirilmiştir. DROSMİN gibi diğer ürünlerde ise bu risk iki katına kadar çıkabilir. En düşük VTE riskine sahip olduğu bilinenlerden farklı bir ürünün kullanılması kararı, ancak kadının , mevcut risk faktörlerinin bu riski nasıl etkilediğini ve VTE riskinin bu ilacın kullanımının ilk yılında KHK'lerle ilişkili VTE riskinin en yüksek olduğunu anladığından emin olduktan sonra alınmalıdır. Ayrıca KHK kullanımına 4 hafta veya daha uzun süre ara verildikten sonra tekrar başlandığında riskin arttığını gösteren bazı kanıtlar vardır.

            KHK kullanmayan ve gebe olmayan kadınlarda, 10.000 kişiden yaklaşık 2'si bir yıllık süre içinde VTE geliştirir. Bununla birlikte, herhangi bir kadında altta yatan risk faktörlerine bağlı olarak söz konusu risk çok daha yüksek olabilir (aşağı bakınız).

            Drospirenon içeren KHK kullanan 10.000 kadından 9 ila 12'sinin bir yıl içinde VTE geliştireceği tahmin edilmektedir; bu oran levonorgestrel içeren KHK kullanan kadınlarda 6 civarındadır.

            Düşük dozlu KHK'ler ile bir yıldaki VTE sayısı, gebelikte veya postpartum dönemde kadınlarda beklenen VTE sayısından düşüktür.

            VTE, bu vakaların %1-2'sinde ölümcül olabilir.

            Bir yıl içinde her 10.000 kadında görülen VTE vakası sayısı

            image

            konstraseptifler için göreceli riske bağlı olarak yılda 10.000 kadından 5'i ila 7'si aralığının orta noktası

            Son derece nadir olarak, KHK kullanıcılarında diğer kan damarlarında (örn. hepatik, mesenterik, böbrek veya retinal toplardamarlar ve atardamarlar) tromboz meydana geldiği rapor edilmiştir.

            VTE risk faktörleri

            Venöz tromboembolik komplikasyon riski KHK kullanıcılarında özellikle çoklu risk faktörleri olduğunda, ilave risk faktörleri olan kadınlarda ciddi ölçüde artabilir (bkz. Tablo: VTE Risk faktörleri).

            Yüksek venöz tromboz riski oluşturan çoklu risk faktörleri mevcut olan kadında DROSMİN kullanımı kontrendikedir (bkz. bölüm Kontrendikasyonlar). Bir kadın birden fazla risk faktörüne sahipse risk artışı tüm faktörlerin ayrı ayrı toplamından fazla olabilir ve bu durumda toplam VTE riski dikkate alınmalıdır. Fayda ve risk dengesinin negatif olduğu düşünülüyorsa KHK reçete edilmemelidir (bkz. bölüm Kontrendikasyonlar).

            Tablo: VTE Risk faktörleri

            Risk faktörü:

            Açıklama

            Obezite (vücut kitle indeksi 30 kg/m'nin

            üstündeyse)

            Vücut kitle indeksi yükseldiğinde risk ciddi ölçüde artar.

            Diğer risk faktörleri mevcutsa özellikle

            dikkate alınmalıdır.

            Uzun süreli hareketsizlik, majör cerrahi

            müdahale, bacaklara ve pelvise cerrahi müdahale, nörocerrahi, veya majör travma Not: 4 saatten fazla hava yolu seyahati dahil geçici hareketsizlik de özellikle diğer risk

            faktörleri olan kadınlarda VTE için bir risk faktörü olabilir.

            Bu durumlarda ilacı kesmek (cerrahi

            müdahale durumunda en az 4 hafta) ve tamamen iyileştikten iki hafta sonrasına kadar devam etmemek önerilir. İstenmeyen gebeliği önlemek için başka bir

            kontrasepsiyon yöntemi kullanılmalıdır. Önceden DROSMİN kesilmemişse, antitrombotik tedavi düşünülmelidir.

            Pozitif aile geçmişi (ebeveynlerden birinde ya da kardeşte erken yaşlarda (örn. 50 yaşından genç) VTE görülmüşse)

            Kalıtımsal bir eğilimden şüpheleniliyorsa, KHK kullanımından önce mutlaka bir uzmandan tavsiye alınmalıdır.

            VTE ile ilişkili diğer tıbbi durumlar

            Kanser, sistemik lupus eritematoz, hemolitik

            üremik sendrom ve kronik inflamatuar bağırsak hastalıkları (Crohn hastalığı veya ülseratif kolit) ve orak hücre hastalığı.

            İlerleyen yaş

            Özellikle 35 yaş üstü

            Variköz venlerin ve yüzeysel tromboflebitin venöz tromboembolideki olası rolü

            konusunda görüş birliği yoktur.

            Gebelikte ve özellikle 6 haftalık puerperium periyodunda tromboemboli riskindeki artış dikkate alınmalıdır (bkz. bölüm Gebelik ve laktasyon).

            VTE semptomları (DVT ve PE)

            Semptomlar olması halinde, kadınlara acil tıbbi yardım almaları ve sağlık çalışanlarını KHK aldıkları konusunda bilgilendirmeleri tavsiye edilmelidir.

            DVT semptomları aşağıdakileri kapsayabilir:

            − bacakta/ayakta tek taraflı ya da bacaktaki bir damar boyunca şişme;

            − bacakta yalnızca ayakta dururken ya da yürürken hissedilebilen ağrı ya da hassasiyet,

            − etkilenen bacakta sıcaklık artışı; bacakta ciltte kırmızılık ya da renk değişmesi.

            Pulmoner embolizm (PE) semptomları aşağıdakileri kapsayabilir:

            − aniden ortaya çıkan, açıklanamayan nefes darlığı ya da hızlı soluma;

            − kanın söz konusu olabileceği ani öksürük;

            − keskin göğüs ağrısı;

            − şiddetli dengesizlik ya da baş dönmesi;

            − hızlı veya düzensiz kalp atışı.

            Bu semptomlardan bazıları (ör, "nefes darlığı", "öksürük") özgün değildir ve daha yaygın ya da daha az şiddetli olaylar (ör, solunum yolu enfeksiyonları) şeklinde yanlış yorumlanabilir. Vasküler oklüzyona ilişkin diğer belirtiler; bir ekstremitedeki ani ağrı, şişme ya da mavi tonda hafif renk değişikliği olabilir.

            Gözde oklüzyon meydana geldiği takdirde, semptomlar ağrısız bulanık görme ile başlayıp görme kaybına kadar ilerleyebilir. Bazen, görme kaybı aniden meydana gelebilir.

            ATE riski

            Epidemiyolojik çalışmalarda, KHK kullanımı ATE (miyokard enfarktüsü) veya serebrovasküler olay (ör. geçici iskemik atak, inme) riskinde artışla ilişkilendirilmiştir.

            ATE ölümcül olabilir.

            ATE risk faktörleri

            Arteriyel tromboembolik komplikasyon veya serebrovaksüler olay riski, risk faktörleri olan KHK kullanıcılarında artar (bkz. Tablo: ATE Risk faktörleri).

            Yüksek arteriyel tromboz riskine maruz bırakan ciddi ya da çoklu ATE risk faktörleri mevcut olan kadında DROSMİN kullanımı kontrendikedir (bkz. bölüm Kontrendikasyonlar). Bir kadında birden fazla risk faktörü varsa, riskteki artışın ayrı ayrı faktörlerin toplamından daha yüksek olması olasılığı vardır. Bu durumda VTE toplam riski dikkate alınmalıdır. Fayda ve risk dengesinin negatif olduğu düşünülüyorsa, KHK reçete edilmemelidir (bkz. bölüm Kontrendikasyonlar).

            Tablo: ATE risk faktörleri

            Risk faktörü:

            Açıklama

            İlerleyen yaş

            Özellikle 35 yaş üstü

            Sigara

            Kadınlar KHK kullanıyorsa sigara

            içmemeleri tavsiye edilmelidir. 35 yaşın üzerindeki sigara içmeye devam eden kadınlarda farklı bir kontrasepsiyon yönteminin kullanılması şiddetle tavsiye edilmelidir.

            Hipertansiyon

            Obezite (vücut kitle indeksi 30 kg/m'nin

            üstündeyse)

            Vücut kitle indeksi arttığında risk ciddi ölçüde artar

            Diğer risk faktörleri mevcutsa özellikle

            dikkate alınmalıdır

            Pozitif aile geçmişi (ebeveynlerden birinde ya da

            kardeşte erken yaşlarda (örn. 50 yaşından

            genç) ATE görülmüşse.)

            Kalıtımsal bir eğilimden

            şüpheleniliyorsa,

            KHK kullanımından önce mutlaka bir uzmandan tavsiye alınmalıdır.

            Migren

            KHK kullanımı sırasında migrenin

            şiddetinde veya sıklığında bir artış (serebrovasküler olay için bir ön belirti olabilir) ilacın hemen kesilmesi için bir neden olabilir.

            Advers vasküler olaylarla ilişkili diğer tıbbi

            durumlar

            Diabetes mellitus, hiperhomosisteinemi, kalp kapak hastalığı ve atriyal fibrilasyon, dislipoproteinemia ve sistemik lupus eritematoz.

            ATE semptomları

            Semptomlar görüldüğünde, en kısa sürede tıbbi yardıma başvurmaları ve KHK kullandıklarını sağlık uzmanına bildirmek konusunda kadınlar bilgilendirilmelidir.

            Serebrovasküler bir olaya ilişkin semptomlar şunlardır:

            − yüzde, bacak veya kolda, özellikle vücudun bir tarafında ani hissizlik ya da

            güçsüzlük;

            − ani yürümede güçlük, baş dönmesi, denge ya da koordinasyon kaybı;

            − ani konfüzyon, konuşma ya da kavramada güçlük;

            − bir ya da her iki gözde ani görme güçlüğü; ani yürüme güçlüğü,

            − bilinen nedeni olmayan ani, şiddetli veya uzun süren baş ağrısı;

            − bilinç kaybı ya da nöbetin eşlik ettiği ya da tek başına bayılma. Geçici belirtiler olayın geçici iskemik atak olduğunu göstermektedir.

            Miyokard enfarktüsü (MI) semptomları şunları kapsayabilir:

            − göğüs, kol ya da göğüs kemiği altında ağrı, rahatsızlık, basınç, ağırlık,

            sıkışma ya da dolgunluk hissi;

            − sırt, çene, boğaz, kol ve mideye yayılan rahatsızlık;

            − tokluk hissi, hazımsızlık ya da sıkıştırma hissi;

            − terleme, bulantı, kusma ya da baş dönmesi;

            − aşırı güçsüzlük, anksiyete, nefes darlığı;

            − hızlı veya düzensiz kalp atışı.

            Tümörler

            Servikal kanser için en önemli risk faktörü süregelen human papilloma virüs (HPV) enfeksiyonudur. Bazı epidemiyolojik çalışmalarda uzun süre KOK kullanımının servikal kanser riskinde artışa neden olabileceği bildirilmiştir, ancak bu bulguların KOK kullanımının hangi etkilerine bağlı olabileceği (servikal inceleme, hormonal olmayan kontraseptif kullanımı dahil olmak üzere seksüel davranış) halen tartışılmaktadır.

            54 epidemiyolojik çalışmayı kapsayan bir meta-analiz sonucuna göre halen KOK kullanan kadınlarda meme kanseri teşhis edilmesi bağıl riskinde (bağıl risk = 1,24) hafif bir artış olduğu bildirilmiştir. Bu risk artışı KOK kullanımının kesilmesiyle birlikte 10 yıl içinde göreceli olarak ortadan kalkar. Meme kanseri 40 yaşın altındaki kadınlarda seyrek görüldüğünden, meme kanserinin halen KOK kullanan veya geçmişte kullanmış kadınlarda artmış olan tanısı genel meme kanseri riskine göre düşüktür. Bu çalışmalar nedensellik için kanıt sağlamazlar. Bu artmış risk tablosu, KOK kullanıcılarında meme kanserine erken tanı konması ya da KOK'ların biyolojik etkileri sonucu ortaya çıkabileceği gibi, ikisinin birleşimi ile de oluşabilir. Kullanıcılarda saptanan meme kanserleri klinik olarak, hiç kullanmamışlarda görülenden daha az ilerlemiş bulunur.

            KOK kullanıcılarında nadir olarak iyi huylu, çok nadiren de habis karaciğer tümörleri gözlemlenmiştir. Çok sınırlı olguda bu tümörler yaşamı tehdit eden batın içi kanamalara yol açmışlardır. KOK kullanan kadınlarda, şiddetli üst batın ağrısı, karaciğerde büyüme ya da batın içi kanama bulguları ortaya çıkması durumunda ayırıcı tanıda bir karaciğer tümörü göz önüne alınmalıdır.

            Daha yüksek dozda uygulanan KOK'ların (50 μg etinilestradiol) kullanımı ile endometriyal ve yumurtalık kanseri riski azalır.

            Diğer uyarılar

            DROSMİN'DEKİ progestin bileşeni, potasyum tutucu özellikleri olan bir aldosteron antagonistidir. Çoğu durumda, potasyum düzeylerinde artış beklenmez. Bununla birlikte, klinik bir çalışmada, hafif veya orta şiddette böbrek yetmezliği olan ve eş zamanlı olarak potasyum tutucu tıbbi ürünleri kullanan bazı hastalarda, serum potasyum seviyeleri drospirenon alımı sırasında anlamlı olmayan hafif bir artış göstermiştir. Bu nedenle, ilk tedavi döngüsünde renal yetmezliği ve önceden tedavi edilmiş üst referans aralığında serum potasyumu olan hastalarda ve özellikle potasyum tutucu ilaçların eş zamanlı kullanımı sırasında serum potasyum düzeyinin kontrol edilmesi önerilmektedir.

            Ayrıca bkz. bölüm Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler Hipertrigliseridemisi olan ya da bu şekilde bir aile öyküsüne sahip bulunan kadınlarda,

            KOK kullanımıyla pankreatit gelişimi riskinde artış ortaya çıkabilir.

            KOK alan kadınların çoğunda kan basıncında hafif artış görüldüğü bildirilmesine rağmen, klinik olarak anlamlı artış enderdir. Drospirenon, antimineralokortikoid etkisinden dolayı diğer KOK'ları kullanan normal tansiyonlu kadınlarda etinilestradiole bağlı gelişen

            tansiyon yükselmesini olumlu yönde etkileyebilir. Bununla beraber, KOK kullanımı sırasında ortaya çıkan klinik olarak belirgin bir hipertansiyon gelişiminde, hekimin KOK kullanımını kesmesi ve hipertansiyon tedavisine başlaması gerekir. Antihipertansif tedavi sırasında normal tansiyon değerlerinin elde edilmesi durumunda, KOK kullanımı tekrar gözden geçirilebilir.

            Kolestaza bağlı sarılık ve/veya kaşıntı, safra taşı oluşumu, porfiri, sistemik lupus eritematozus, hemolitik üremik sendrom, Sydenham koresi, herpes gestationis, otoskleroza bağlı işitme kaybı gibi durumların gebelik ve KOK kullanımı sırasında ortaya çıktığı ya da kötüleştiği bildirilmişse de, bunların KOK'larla olan ilişkisi kesinlik kazanmamıştır.

            Ailesel anjiyoödemi olan kadınlarda eksojen östrojenler anjiyoödem belirtilerinin ortaya çıkmasına veya alevlenmesine yol açabilirler.

            Karaciğer fonksiyonlarında görülen akut ve kronik değişiklikler, KOK kullanımının fonksiyon testi değerleri normale dönene dek kesilmesini gerektirebilir. Gebelik sırasında ilk kez ortaya çıkan ya da daha önce seks steroidlerinin kullanıldığı sırada görülmüş olan kolestatik sarılığın nüks etmesi KOK kullanımının kesilmesini gerektirir.

            KOK'lar periferik insülin direnci ve glukoz toleransı üzerinde etkili olabiliyorsa da, düşük dozlu (<0,05 mg etinilestradiol) KOK kullanan bir diyabetik hastada tedavi rejiminde değişiklikler yapma gerekliliğini gösteren bir kanıt yoktur. Ancak, KOK kullanan diyabetik kadınlar dikkatle izlenmelidir.

            Crohn hastalığı, ülseratif kolit, epilepsi ve endojen depresyonunun kötüleşmesi KOK kullanımı ile ilişkilendirilmiştir.

            Depresif ruh hali ve depresyon, hormonal kontraseptif kullanımının iyi bilinen istenmeyen etkileridir (bkz. bölüm İstenmeyen etkiler).

            Depresyon ciddi olabilir ve bu durum intihar davranışı ve intihar için iyi bilinen bir risk faktörüdür. Kadınların, duygudurum değişiklikleri ve tedaviye başladıktan kısa bir süre sonra da dahil olmak üzere depresif belirtiler görülmesi durumunda doktorlarına başvurmaları önerilir.

            Özellikle kloazma gravidarum öyküsü olan kadınlarda daha belirgin olmak üzere kloazma ortaya çıkabilir. Kloazma eğilimi olan kadınlar KOK kullanımı esnasında güneşe çıkmaktan ya da ultraviyole ışınlarına maruz kalmaktan kaçınmalıdır.

            ALT yükselmeleri

            Hepatit C virüsü enfeksiyonları (HCV) için tedavi gören hastalarda, ribavirinli veya ribavirinsiz, ombitasvir/paritaprevir/ritonavir ve dasabuvir içeren tıbbi ürünlerle yapılan klinik çalışmalar sırasında, normalin üst sınırının (ULN) 5 katından fazla transaminaz (ALT) yükselmeleri, kombine hormonal kontraseptifler (KHK'lar) gibi etinilestradiol içeren

            ilaçlar kullanan kadınlarda önemli ölçüde daha sık meydana gelmiştir (bkz. bölüm Kontrendikasyonlar ve bölüm Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler).

            Tıbbi muayene/konsültasyon:

            Hastanın oral kontraseptif kullanmaya başlamadan önce ve sonrasında düzenli aralıklarla tıbbi öyküsü (aile öyküsünü de içerecek şekilde) değerlendirilmelidir ve gebelik ekarte edilmelidir. Kan basıncı ölçülmeli ve fiziksel muayene kontrendikasyonlar (bkz. bölüm Kontrendikasyonlar) ile uyarılar (bkz. bölüm Özel kullanım uyarıları ve önlemleri) doğrultusunda gerçekleştirilmelidir. VTE ve ATE semptomları, bilinen risk faktörleri ve şüpheli tromboz durumunda ne yapılacağı, DROSMİN'in diğer KHK'lara kıyasla riski de dahil olmak üzere venöz ve arteriyel tromboz bilgilerine kadının dikkatini çekmek önemlidir.

            Ayrıca kadın, kullanma talimatını dikkatle okuması ve yapılan tavsiyelere uyması gerektiği konusunda bilgilendirilmelidir. Bu değerlendirmelerin içeriği ve sıklığı ilgili kılavuzlar doğrultusunda olmalı ve kadına özgü şekilde uyarlanmalıdır.

            Kullanıcılar oral kontraseptiflerin HIV enfeksiyonları (AIDS) ve diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruyucu olmadığı konusunda bilgilendirilmelidir.

            Azalmış etkinlik:

            Kombine oral kontraseptiflerin etkinliği hormon içeren açık pembe film kaplı tablet alımı unutulduğunda (bkz. Tablet alımı unutulduğunda), hormon içeren açık pembe film kaplı tablet alımı sırasında mide-bağırsak bozuklukları olması halinde (bkz. Mide-bağırsak bozuklukları durumunda), ya da eş zamanlı ilaç tedavilerinde (bkz. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler) azalabilir.

            Azalmış siklus kontrolü:

            Tüm KOK'larda, özellikle kullanımın ilk aylarında düzensiz kanamalar (lekelenme veya ara kanama) gelişebilir. Bu nedenle herhangi bir düzensiz kanamanın araştırılması yaklaşık 3 siklusluk bir adaptasyon süresinden sonra anlamlıdır.

            Eğer kanama düzensizliği devam eder veya kanamalar düzenliyken ortaya çıkarsa hormonal olmayan etkenler göz önüne alınmalı ve malignite veya gebeliğin ekarte edilmesi için kürtajın da dahil olabileceği uygun tanısal girişimlerde bulunulmalıdır.

            Bazı kadınlarda hormon içermeyen beyaz film kaplı tablet alım döneminde çekilme kanaması oluşmayabilir. Eğer KOK, “Pozoloji ve uygulama şekli†bölümünde belirtilen şekilde kullanıldıysa kadının gebe olması beklenmemektedir. Ancak KOK, ilk gerçekleşmeyen çekilme kanamasından önce kullanım kurallarına uygun kullanılmadıysa ya da çekilme kanaması iki kez gerçekleşmediyse KOK kullanımına devam etmeden önce gebelik ekarte edilmelidir.

            Laktoz:

            DROSMİN açık pembe renkli film kaplı tabletler, tablet başına 43,380 mg, beyaz film kaplı

            tabletler ise tablet başına 46,400 mg laktoz monohidrat içermektedir.

            Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktoz yetmezliği ya da glukoz galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmaması gerekir.

            4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

            Not: Olası etkileşmeleri belirlemek amacıyla eşzamanlı kullanılacak ilacın prospektüsüne kullanma talimatına bakılmalıdır.

            Diğer tıbbi ürünlerin DROSMİN ile etkileşimleri:

            Mikrozomal enzimleri indükleyen ilaçlar ile arasındaki etkileşimler seks hormonu klirensinde artışa neden olabilir, bu durum da ara kanamalara ve/veya kontraseptif başarısızlığa yol açabilirler. Birkaç günlük tedavinin ardından enzim indüksiyonu gözlemlenebilir. En fazla enzim indüksiyonu genellikle birkaç hafta içinde görülür. Enzim indüksiyonu, ilaç tedavisinin kesilmesinin ardından 4 hafta kadar sürebilir.

            Bu ilaçlardan herhangi biri ile kısa süreli tedavi edilmekte olan kadınlar, KOK dışında geçici olarak bir bariyer yöntemi kullanmalı ya da başka bir kontrasepsiyon yöntemi seçmelidirler. İlaçlar ile birlikte kullanımları süresince ve tedavinin kesilmesini takiben 28 gün boyunca bariyer yöntemi kullanmalıdırlar. Bu eş zamanlı tedavi uygulanan ve bariyer yönteminin kullanıldığı dönem KOK kutusundaki hormon içeren açı k pembe film kaplı tabletlerin bitiminden sonra da devam ediyorsa, bir sonraki DROSMİN kutusuna hormon içermeyen beyaz film kaplı tabletleri almadan başlanmalıdır.

            Karaciğer enzimini indükleyici etkin maddeler ile uzun süreli tedavi gören kadınlarda, başka bir güvenilir, hormonal olmayan kontrasepsiyon yöntemi önerilmektedir.

            Literatürde aşağıdaki etkileşimler bildirilmiştir.

            KOK klirensini artıran maddeler (enzimlerin uyarılmasıyla KOK etkililiğinin azalması), örn.: Fenitoin, bosentan, ritonavir, nevirapine, efavirenz, barbitüratlar, primidon, karbamazepin, rifampisin ve muhtemelen oksakarbazepin, topiramat, felbamat, griseofulvin ve sarı kantaron (St John's wort) içeren ürünler.

            KOK klirensi üzerine değişken etkilere sahip maddeler;

            KOK ile birlikte uygulandığında HCV inhibitörleri ile olan kombinasyonlar dahil, birçok HIV proteaz inhibitörü ve nükleozid olmayan ters transkriptaz inhibitörleri kombinasyonu plazma östrojen veya progesteron konsantrasyonlarını azaltabilmekte ya da artırabilmektedir. Bu değişiklikler bazı olgularda klinik açıdan anlamlı olabilir.

            Bu nedenle, HIV/HCV ilaç tedavisi ile eş zamanlı kullanım içinpotansiyel etkileşimleri tanımlamak ve bu konuya ilişkin herhangi bir tavsiye edinmek amacıyla kullanma talimatına bakılmalıdır. Herhangi bir süphe olması durumunda, proteaz inhibitörü ya da nükleozid olmayan ters transkriptaz inhibitörleri tedavisi durumunda kadın tarafından ilave bir önleyici kontraseptif metot kullanılmalıdır.

            KOK klirensini azaltan maddeler (enzim inhibitörleri)

            Enzim inhibitörleri ile potansiyel etkileşimlerin klinik anlamlılığı hala bilinmemektedir.

            Kuvvetli düzeyde CYP3A4 inhibitörleri ile eş zamanlı kullanım östrojen veya progesteron veya her ikisinin de plazma konsantrasyonunu artırabilir.

            Drospirenon (3 mg/gün)/etinilestradiol (0,02 mg/gün) kombinasyonunun güçlü CYP3A4 inhibitörü ketakonazol ile 10 gün boyunca birlikte alımında drospirenonun ve etinilestradiolün EAA'sı (0-24 saat) sırasıyla 2,7 ve 1,4 kat artmıştır.

            60-120 mg/gün etorikoksib dozlarının 0,035 mg etinilestradiol içeren KHK ile eş zamanlı olarak alındığı takdirde etinilestradiolün plazma konsantrasyonlarını sırasıyla 1,4-1,6 kat arttırdığı görülmüştür.

            DROSMİN'in diğer tıbbi ürünler üzerine etkisi:

            KOK'lar diğer etkin maddelerin metabolizmaları ile etkileşebilmektedir. Buna bağlı olarak plazma ve doku konsantrasyonları artabilir (örn. siklosporin) veya azalabilir (örn. lamotrigin).

            Omeprazol, simvastatin veya midazolam kullanan gönüllü kadınlarda yürütülen in vivo etkileşim çalışmasında elde edilen sonuçlara göre, drospirenonun 3 mg'lık dozlarda diğer ilaçların sitokrom P450 enzim aracılı metabolizmalarıyla klinik açıdan anlamlı bir etkileşim sergileme olasılığı bulunmamaktadır.

            Klinik çalışmalar etinilestradiolun CYP1A2 substratlarının klirensini azalttığını ve plazma konsantrasyonlarının hafif (ör. teofilin) veya orta düzeyde (ör. tizanidin) artmasına neden olduğunu göstermektedir

            Farmakodinamik etkileşimler

            Ribavirin ile veya ribavirin olmadan, ombitasvir/paritaprevir/ritonavir ve dasabuvir içeren tıbbi ürünlerle eş zamanlı kullanım ALT yükselme riskini artırabilir (bkz. bölüm Kontrendikasyonlar ve Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).

            Bu nedenle, DROSMİN kullanıcıları, bu kombinasyon ilaç rejimiyle tedaviye başlamadan önce alternatif bir kontrasepsiyon yöntemine (örneğin, sadece progestajenle kontrasepsiyon veya hormonal olmayan yöntemler) geçmelidir. DROSMİN, bu kombinasyon ilaç rejimi ile tedaviyi tamamladıktan 2 hafta sonra yeniden başlatılabilir.

            Böbrek yetmezliği olmayan hastalarda, drospirenon ve ACE inhibitörlerinin ya da NSAID'lerin eş zamanlı kullanımında serum potasyumu üzerinde önemli bir etki görülmemiştir. Ancak, aldesteron antagonistleri ya da potasyum tutucu diüretikler ile DROSMİN'in eş zamanlı kullanımı çalışılmamıştır. Bu durumda, ilk tedavi döngüsü sırasında serum potasyumu test edilmelidir (bkz. bölüm Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).

            Diğer etkileşmeler:

            Laboratuvar testleri:

            Kontraseptif steroidlerin kullanılması karaciğer, tiroid, adrenal ve renal fonksiyonların biyokimyasal parametreleri, kortikosteroid bağlayıcı globulin gibi (taşıyıcı) proteinlerin plazma düzeyleri ve lipid/lipoprotein fraksiyonları, karbonhidrat metabolizması, koagülasyon ve fibrinoliz parametreleri gibi bazı laboratuvar testlerinin sonuçlarını etkileyebilir.

            Değişiklikler genellikle normal laboratuvar düzeyleri içinde kalmaktadır. Drospirenon hafif derecedeki antimineralokortikoid etkinliğine bağlı olarak, plazma renin etkinliğinde ve plazma aldosteronunda bir artışa neden olur.

            Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

            Pediyatrik popülasyon: DROSMİN yalnızca menarştan sonra endikedir. Pediyatrik popülasyonda yapılmış etkileşim çalışması bulunmamaktadır.

            4.6. Gebelik ve laktasyon

            :

            Gebelik kategorisi X'dir.

            Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon):

            DROSMİN bir oral kontraseptiftir.

            Gebelik dönemi:

            DROSMİN film kaplı tabletlerin gebelikte kullanımı kontrendikedir. DROSMİN kullanımı sırasında gebelik meydana gelmesi durumunda kullanım durdurulmalıdır. Ancak, yaygın epidemiyolojik çalışmalar ne gebeliğinden önce KOK kullanmış olan kadınların çocuklarında doğumsal kusur riskinde herhangi bir artışı ne de erken gebeliği süresince yanlışlıkla KOK kullanıldığında oluşan bir teratojenik etkiyi göstermemiştir.

            Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik ve emzirme döneminde istenmeyen etkiler olduğunu göstermiştir (bkz. bölüm Klinik öncesi güvenlilik verileri). Bu hayvan verilerine dayanarak, aktif bileşiklerin hormonal etkisine bağlı istenmeyen etkiler göz ardı edilemez. Bununla birlikte, gebelik sırasında KOK‘larla genel deneyim, insanlarda fiili bir istenmeyen etkiye yönelik kanıt ortaya koymamıştır.

            DROSMİN'in gebelikte kullanımına ilişkin veriler, DROSMİN'in gebelik, fötus ya da yenidoğanın sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri hakkında sonuçlara varılmasına izin veremeyecek kadar kısıtlıdır. Konu hakkında epidemiyolojik veri henüz mevcut değildir.

            DROSMİN kullanımına yeniden başlarken postpartum dönem sırasında artan VTE riski dikkate alınmalıdır (bkz. bölüm Pozoloji ve uygulama şekli ve bölüm Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).

            Laktasyon dönemi:

            Laktasyon, anne sütünün miktarında azalmaya ve bileşiminde değişikliğe yol açabileceğinden, KOK'lar tarafından etkilenebilir. Bu yüzden emziren anne bebeğini sütten kesinceye kadar KOK kullanımı genellikle önerilmemelidir. Kontraseptif steroidler ve metabolitleri küçük miktarlarda anne sütüne geçebilir. Bu miktar bebeği etkileyebilir.

            Üreme yeteneği / Fertilite:

            DROSMİN, bir oral kontraseptiftir. Kullanıldığı sürece fertiliteyi engeller.

            4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

            Araç ve makine kullanma becerileri üzerinde etkisi ile ilgili herhangi bir çalışma yapılmamıştır. KOK kullanımının araç ve makine kullanma becerileri üzerinde herhangi bir etkisi gözlenmemiştir.

            4.8. İstenmeyen etkiler

            KOK kullanıcılarında görülen ciddi istenmeyen etkiler için ayrıca bkz. bölüm 4.4 Özel

            kullanım uyarıları ve önlemleri.

            DROSMİN kullanımı sırasında aşağıdaki advers reaksiyonlar bildirilmiştir:

            Advers reaksiyonlar, aşağıda sistem-organ sınıfı (MedDRA) ve sıklık derecesine göre listelenmektedir. Sıklık dereceleri şu şekilde tanımlanmaktadır; çok yaygın (≥1/10), yaygın (≥1/100, <1/10), yaygın olmayan (≥1/1.000, <1/100), seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000), çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (yalnızca pazarlama sonrası gözetimde tanınan ve sıklığın öngörülemediği ilave advers ilaç reaksiyonları).

            Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar

            Seyrek: Kandidiyaz

            Kan ve lenf sistemi hastalıkları

            Seyrek: Anemi, trombositemi

            Bağışıklık sistemi hastalıkları Seyrek: Alerjik reaksiyon Bilinmiyor: Aşırı duyarlılık

            Endokrin hastalıkları

            Seyrek: Endokrin bozukluk

            Metabolizma ve beslenme hastalıkları

            Seyrek: İştah artışı, anoreksi, hiperkalemi, hiponatremi

            Psikiyatrik hastalıkları

            Yaygın: Duygusal değişkenlik

            Yaygın olmayan: Depresyon, gerginlik, somnolans Seyrek: Anorgazmi, uykusuzluk

            Sinir sistemi hastalıkları

            Yaygın: Baş ağrısı

            Yaygın olmayan: Baş dönmesi, parestezi Seyrek: Vertigo, titreme

            Göz hastalıkları

            Seyrek: Konjuktivit, göz kuruluğu, göz bozukluğu

            Kardiyak hastalıkları

            Seyrek: Taşikardi

            Vasküler hastalıkları

            Yaygın olmayan: Migren, Varikoz ven, hipertansiyon

            Seyrek: Flebit, vasküler bozukluk, venöz ve arteriyel tromboembolik olaylar, epistaksis, senkop

            Gastrointestinal hastalıkları

            Yaygın: Bulantı

            Yaygın olmayan: Karın ağrısı, kusma, dispepsi, şişkinlik, gastrit, diyare

            Seyrek: Abdomende genişleme, gastrointestinal bozukluk, gastrointestinal doluluk, hiatus hernisi, oral kandidiyaz, kabızlık, ağız kuruluğu

            Hepato-bilier hastalıkları

            Seyrek: Biliyer ağrı, kolesistit

            Deri ve deri altı doku hastalıkları

            Yaygın olmayan: Akne, pruritus (kaşıntı), döküntü

            Seyrek: Kloazma, egzema, alopesi, dermatit akneiform, deride kuruluk, eritema nodozum, hipertrikoz, deri bozukluğu, deride çizgilenme, kontak dermatit, fotosensitif dermatit, deri nodülü

            Bilinmiyor: Eritema multiforme

            Kas-iskelet bozukluklar, bağ doku ve kemik hastalıkları

            Yaygın olmayan: Sırt ağrısı, ekstremitelerde ağrı, kas krampları

            Üreme sistemi ve meme bozuklukları

            Yaygın: Memelerde ağrı, metroraji*, amenore

            Yaygın olmayan: Vajinal kandidiyaz, pelvik ağrı, memelerde büyüme, fibrokistik meme, uterin/genital kanama*, genital akıntı, ateş basması, vajinit, menstrüel bozukluk, dismenore, hipomenore, vajinal kuruluk, şüpheli papanicolaou smear, libido azalması

            Seyrek: Disparöni, vulvovajinit, postkoital kanama, geri çekilme kanaması, memede kist, meme hiperplazisi, memede neoplazma, servikal polip, endometrial atrofi, over kisti, uterusda büyüme

            Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

            Yaygın olmayan: Asteni, terlemede artış, ödem (jeneralize ödem, periferik ödem, yüzde ödem)

            Seyrek: Halsizlik

            Araştırmalar

            Yaygın olmayan: Vücut ağırlığında artış Seyrek: Vücut ağırlığında azalma

            *Kanama düzensizlikleri genellikle tedavinin sürdürülmesiyle ortadan kalkmaktadır.

            Seçilmiş advers reaksiyonların tanımlanması

            KOK kullanan kadınlarda Özel kullanım uyarıları ve önlemleri bölümünde daha ayrıntılı olarak ele alınan aşağıdaki ciddi advers olaylar bildirilmiştir:

              Venöz tromboembolik bozukluklar;

              4.9. Doz aşımı ve tedavisi

              DROSMİN hormon içeren açık pembe film kaplı tabletlerin doz aşımı ile ilgili klinik deneyim yoktur. Preklinik çalışmalarda doz aşımına bağlı bildirilen ciddi yan etki yoktur. KOK'ların kullanımı sonucu elde edilen deneyimlere göre DROSMİN film kaplı tabletlerin aktif tabletlerinin aşırı dozda kullanımında görülebilecek belirtiler, bulantı, kusma ve çekilme kanamasıdır. Çekilme kanaması, ilacı yanlışlıkla almaları halinde kız çocuklarında menarştan önce bile görülebilir. Antidotu yoktur ve tedavisi semptomatik olmalıdır.

              Omurilik zedelenmeleri Omurilik zedelenmeleri Omurilik zedelenmesini takip eden birkaç gün içinde, hiçkimse hasarin ne kadar olacagini tahmin edemez. Buradaki sorun, omuriligin herhangi bir zedelenmesinden hemen sonra, bir omurilik sokunun olusmasidir. Artrit Artrit Artrit, oldukça yaygın bir hastalıktır ancak iyi anlaşılamamıştır. Aslında “artrit” tek bir hastalığın adı değildir; eklem ağrısı veya eklem hastalıklarını adlandırmanın gayri resmi yoludur.