Estrojen tedavisine başlamadan önce, hastalar kendileri için yazılmış “Hastalar için
Bilgiler ve Uyarılar” bölümünü dikkatle okumalıdır.
Uzun süreli estrojen monoterapisi, endometriyumun korunması amacıyla ardışık
olarak bir progestinle takviye edilmediği sürece, postmenopozal kadınlardaki
endometriyal hiperplazi ve karsinoma riskini artırır (bkz. “Kullanım Şekli ve Dozu” ).
Lokal uygulamalarda temas duyarlığının görüldüğü bilinmektedir. Son derece ender
olmakla birlikte, sistemin bileşiminde bulunan maddelerden herhangi birine karşı
temas duyarlığı gelişen hastalar, sebep olan maddenin kullanımına devam edilmesiyle
şiddetli bir aşırı duyarlık reaksiyonunun görülebileceği konusunda uyarılmalıdırlar.
Epidemiyolojik çalışmalar, HRT’nin venöz tromboemboli (VTE) (derin venöz tromboz
veya pulmoner emboli) gelişmesinin artmış nispi riski ile ilişkili olduğunu
düşündürmektedir. Riskteki bu artış, sadece halihazırda HRT kullananlarda
bulunmuştur ve daha önce kullanmış olanlarda kalıcı olmamıştır. HRT alan her 5000
hasta için bu sağlıklı kadınlarda her yıl ekstra bir VTE riski demektir. Bu risk tedavinin
ilk yılında daha yüksek görünmüş ve daha sonra azalmıştır. Bundan dolayı, VTE için
risk faktörü olan kadınlara HRT reçete edileceği zaman, riski ve yararı hasta ile birlikte
dikkatle gözden geçirilmelidir.
VTE için genel olarak kabul edilen risk faktörleri; kişisel geçmiş, ailenin geçmişi
(nispeten erken bir yaşta doğrudan bir akrabada venöz tromboemboli oluşumu,
genetik eğilimin göstergesi olabilir) ve aşırı şişmanlıktır (vücut kütle indeksi > 30
kg/m2). VTE riski yaş ile birlikte de artar. VTE için varikoz venlerin muhtemel rolü
hakkında herhangi bir fikir birliği yoktur.
VTE riski, arzuya bağlı veya travma sonrası geçirilen önemli ameliyat veya önemli
travma sonucu uzun süreli hareketsizlik nedeniyle geçici olarak artabilir. HRT gören
kadınlarda ameliyatı takiben VTE oluşumunu önlemek için profilaktik tedbirler almaya
titizlikle dikkat edilmelidir. Olayın tabiatına ve hareketsizlik süresine bağlı olarak
HRT’nin geçici olarak kesilmesi düşünülmelidir.
Tedaviye başladıktan sonra VTE gelişirse ilaç kesilmelidir.
Diğer herhangi bir çeşit cinsiyet hormonu tedavisinde olduğu gibi Estraderm TTS de,
ancak endometriyal anormalliklerin ve meme kanserinin bulunma olasılıklarını bertaraf
etmek amacıyla, genel bir tıbbi ve jinekolojik muayene yapıldıktan sonra reçete
edilmelidir. Diğer HRT rejimlerinde olduğu gibi, uzun süre tedavi gören hastalar
düzenli aralıklarla takip edilmeli, gerekli görüldüğü takdirde endometriyum da
izlenmelidir.
Teşhisi konmamış kalıcı veya düzensiz vajinal kanamanın olduğu bütün durumlarda,
anormallikleri bertaraf etmek amacıyla, teşhis için yeterli ölçümler (gerektiğinde
endometriyal numune alma da dahil) yapılmalı ve tedavi tekrar değerlendirilmelidir.
Progesteron olmaksızın estrojen kullanılan çalışmaların çoğunlukta olduğu 51 adet
epidemiyolojik çalışmanın meta-analizinde elde edilen verilerden rapor edilen bulgular,
beş yıldan daha fazla HRT kullanan 50-70 yaşlarındaki kadınlarda meme kanseri
gelişme riskinde küçük bir artış olduğunu düşündürmektedir. Bulgular erken teşhis
nedeniyle, HRT’nin etkilerinden dolayı veya her ikisinin bileşimiyle oluşabilir. Risk,
tedavi süresi ile birlikte artar ve doğal menopozun geciktiği her yılda kadınlarda
gözlenen artan meme kanseri riskinde olduğu gibidir. Artan risk, HRT’nin
kesilmesinden sonra ilk beş yıl süresince kaybolur.
Estrojen/progesteron kombinasyon ürünleri için mevcut veriler henüz dağınık
olduğundan, bu ürünlerin meme kanseri üzerine etkilerini tam olarak değerlendirmek mümkün değildir. Meta-analizi elde edilen sonuçlar arasında belirgin farklar olmadığını
göstermektedir.
HRT kullanan kadınlarda görülen meme kanserleri kullanmayanlara oranla
muhtemelen memede lokalize olmuştur. Meme kanseri teşhisinde artan riskin hasta
ile birlikte görüşülmesi ve HRT’nin bilinen faydalarına karşı değerlendirilmesi
önemlidir.
Meme
|
Diyabet Hastalığı Diyabet, insülin hormonu ile ilgili problemlerden kaynaklanan bir hastalıktır. |
|
HIV ve Aids HIV, Human Immunodeficiency Virus’dür (İnsanlarda Bağışıklık Sistemini Bozan
Virüsdür). Bu virüs AIDS hastalığına sebep olur. |