FERPLEX FOL oral solüsyon Farmakolojik Özellikler

Demir Protein Suksinilat + Folik Asit }

Kan ve Kan Yapıcı Organlar > Demir Eksikliği İlaçları
Abdi İbrahim İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş. | 17 November  2011

5.   FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

    5.1. Farmakodinamik özellikler

    Farmakoterapötik grup: Folik asit ile kombine ferrik demir içeren oral antianemik ilaç. ATC kodu: B03AD

    Demir, hemoglobin oluşumunda rol alan, etkin bir eritropoez ve kanın oksijen taşıma kapasitesi için yeterli miktarda alınması gereken esansiyel bir elementtir. Ayrıca, miyoglobin üretiminde de benzer bir fonksiyona sahip olan demir, birçok esansiyel enzim için de bir kofaktördür.

    Demir proteinsüksinilat, Fe+3 iyonlarının proteik bir taşıyıcı olan kazeine bağlı olduğu, yarı sentetik bir bileşiktir. Asit ortamda çözünmediğinden demir iyonlarının midede serbest hale geçmesi söz konusu değildir. Bu özelliği ile diğer demir preparatlarından farklı olarak gastrik tolerans önemli ölçüde artmış olup, mukoza irritasyonuna bağlı olarak ortaya çıkabilecek bulantı, mide yanması gibi yan etkilerin görülme insidansı son derece düşüktür. Demir proteinsüksinilatın çözünürlüğü pH'ın 6,5'in üzerine çıkması ve duodenumdaki pankreatik enzimlerin proteik kompleksi parçalaması ile oluşur ve serbest hale geçen demir absorbe olur.

    Folinik asit (Leucovorin, citrovorum faktörü), biyolojik olarak aktif formunu temsil ettiği folik asidin formil türevidir. Böylece folinik asidin doğrudan uygulanması, folik asidi dönüştüren ve aktive eden hepatik ve medüller enzimlerde eksiklik olsa bile bazı metabolik aşamaların atlanmasını ve vitamin eksikliklerinin düzeltilmesini sağlar. Folinik asit pürin ve pirimidin sentezinde önemli rol oynar ve özellikle hematopoietik dokuda DNA sentezi için esansiyeldir. Folinik asit, folat eksikliğinden kaynaklanan tüm anemi formlarında aktiftir. Yapılan deneyler, FERPLEX FOL'un etkili bir antianemik aktiviteye sahip olduğunu göstermektedir.

    5.2. Farmakokinetik özellikler

    Genel özellikler

    Demir:

    Emilim:

    Demir proteinsüksinilatın protein kısmı gastrointestinal sıvılarla sindirilince demir serbestleşerek emilir. Demir proteinsüksinilat, başlıca duodenumdan absorbe olur. Demir eksikliği olmayan bireylerde alınan demirin %3 ila 10'u absorbe olurken, demir eksikliğinde bu oran, eksiklikle orantılı olarak, %20 – 30'lara erişir.

    Gıdalarla birlikte alındığında absorbsiyonu, boş midedekine kıyasla 1/2 ila 1/3 oranında azalır.

    Dağılım:

    Hemoglobin'e bağlanma oranı yüksektir.

    Eliminasyon:

    Demirin itrahı için herhangi bir fizyolojik sistem bulunmamakla birlikte deri, saç ve tırnaklardan; feçes, ter, anne sütü (0,5 – 1 mg/gün), menstrüel kan ve idrarla, düşük miktarlarda bir kayıp söz konusudur. Ortalama günlük kayıp, erkekler ve postmenopozal kadınlarda 1 mg.; premenopozal kadınlarda ise 1,5 mg'dır.

    Folik Asit:

    Emilim:

    Serbest folik asit ince barsağın tümü boyunca absorbe edilir. Bununla beraber mideden sonraki ilk

    1/3 bölümünde absorpsiyon diğer bölümlerde olduğundan daha hızlıdır.

    Demir proteinsüksinilat'ın fare ve ratlara oral uygulanması sonucu LD50> 4000 mg/kg olarak

    bulunmuştur.

    İntraperitoneal yolla uygulama sonucu farelerde LD= 707 mg/kg, ratlarda 708 mg/kg olarak tespit

    edilmiştir.

    Eliminasyon:

    Atılım karaciğerden ve böbreklerden olur. Safra içinde barsağa gelen folik asidin bir kısmı reabsorbsiyona uğrar.

    5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

    Akut Toksisite:

    50 mL/kg FERPLEX FOL (2000 mL/kg demir proteinsüksinilat ve 1000 mcg/kg kalsiyum folinat) verilen ratlarda dispne, depresyon, hareketsizliğe yatkınlık belirtileri gözlenmiş ve bu belirtilerin ilacın bırakılmasından 120 dakika sonra kaybolduğu bildirilmiştir.

    Ratlarda LD'nin 50 mL/kg (2000 mL/kg demir proteinsüksinilat ve 1000 mcg/kg kalsiyum

    folinat)'ın üzerinde olduğu gözlenmiştir.

    Kronik Toksisite:

    Kronik toksisite çalışmaları 3 grup rat üzerinde yürütülmüştür.

      grup: 2,5 mL/kg 100 mg demir proteinsüksinilat ve 50 mcg/kg kalsiyum folinata eşdeğer)

      Parkinson  Hastalığı Parkinson Hastalığı Hastalık ilk kez 1817 de İngiliz doktor James Parkinson tarafından tanımlanmış ve Dr. Parkinson hastalığı “sallayıcı felç” olarak kaleme almış. Asperger Sendromu Asperger Sendromu Asperger sendromu, otistik gurubun bir bölümü olan bir özürdür. Bu genelde, gurubun daha ”yüksek” tarafında yer aldığı düşünülen kişilere uygun bir tanıdır.