FRAXIPARINE 2850 IU/0.3 ml 2 enjektör { 8699874080144 } Klinik Özellikler

Nadroparin Kalsiyum }

Kan ve Kan Yapıcı Organlar > Antitrombotik İlaçlar > Nadroparin Kalsiyum
Vld Danışmanlık,Tıbbii Ürünler ve Tanıtım Hizmetleri Ltd. Şti. | 17 May  2016

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

  • 4.1. Terapötik endikasyonlar

    -Tromboembolik komplikasyonların profilaksisinde (özellikle genel veya ortopedik cerrahide)

    -Tromboembolik bozuklukların tedavisinde

    -Hemodiyaliz sırasında pıhtı oluşmasını önlemede

    • 4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

      Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

      Her bir düşük molekül ağırlıklı heparin için özel doz talimatına dikkat edilmelidir, çünkü doz belirtmek için farklı ünite sistemleri (ünite veya mg) kullanılmaktadır.

      Bu yüzden nadroparin, devam eden tedavi boyunca diğer düşük molekül ağırlıklı heparinlerle değiştirilmemelidir. İlaveten nadroparinin doğru formülasyon kullanımına özen gösterilmelidir ki bu doz rejimini etkileyecektir.

      4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

      Tromboembolik komplikasyonların profilaksisinde:

      Genel profilaksi:

      Günde tek doz 0.3 ml FRAXİPARİNE uygulanır ve normal süre en az 7 gündür. Bütün vakalarda profilaksi, risk döneminde ve en az hasta ayağa kalkıncaya kadar uygulanmalıdır. Genel cerrahide ilk doz ameliyattan 2-4 saat önce verilmelidir.

      Ortopedik cerrahi:

      Başlangıç dozları ameliyattan 12 saat önce ve ameliyat bitiminden 12 saat sonra uygulanmalıdır. Bu dozlar ve bunu takip eden günde tek doz uygulaması, vücut ağırlığına göre ve aşağıdaki tablo esas alınarak düzenlenir ve ameliyatın dördüncü gününde %50’ye kadar azaltılır. Tedavi en az 10 gün uygulanmalıdır. Bütün vakalarda profilaksi riskli dönem boyunca ve en az hasta ayağa kalkıncaya kadar sürdürülmelidir.

      Ortopedik cerrahi

      Günde bir defa subkutan enjekte edilecek

      FRAXİPARİNE hacmi

      Vücut ağırlığı (kg)

      Ameliyat öncesi ve 3 üncü güne kadar

      4 üncü günden itibaren

      <50

      0.2 ml

      0.3 ml

      50-69

      0.3 ml

      0.4 ml

      >70

      0.4 ml

      0.6 ml

      Tromboembolik bozuklukların tedavisinde: FRAXİPARİNE subkutan olarak günde iki defa (12 saatte bir) ve normalde 10 gün süreyle uygulanır. Vücut ağırlığına göre ve aşağıdaki tablo esas alınarak düzenlenir.

      Tromboembolik bozuklukların tedavisi

      Vücut ağırlığı (kg)

      Günde 2 defa subkutan enjekte edilecek FRAXİPARİNE hacmi

      < 50

      0.4 ml

      50-59

      0.5 ml

      60-69

      0.6 ml

      70-79

      0.7 ml

      80-89

      0.8 ml

      >90

      0.9 ml

      Herhangi bir kontrendikasyon olmadığı takdirde, oral antikoagülan tedavisine en kısa sürede başlamak gerekir. FRAXİPARİNE ile tedavi International Normalisation Ratio (INR) hedefine erişilmeden durdurulmalıdır.

      Hemodiyaliz sırasındaki pıhtı oluşmasını önleme:

      Diyalizin teknik şartları dikkate alınarak her bir hasta için en uygun doz saptanmalıdır. FRAXİPARİNE genellikle tek doz olarak her seansın başlangıcında arteriyel hattan verilir. Hemoraji riskinde başka nedene bağlı artış saptanmamış hastalarda başlangıçta vücut ağırlığına göre aşağıdaki dozlar önerilir:

      Hemodiyaliz sırasındaki pıhtı oluşmasını önlemede

      Vücut Ağırlığı (kg)

      Diyaliz başlangıcında enjekte edilecek FRAXİPARİNE hacmi

      < 50

      0.3 ml

      50-69

      0.4 ml

      >70

      0.6 ml

      Hemoraji riski taşıyan hastalarda, diyaliz sırasında dozun yarısı uygulanmalıdır.

      4 saatten uzun süren seanslarda diyaliz sırasında ilave bir küçük doz uygulanabilir. Daha sonraki diyaliz seanslarında doz ilk uygulamada gözlenen etkiye bağlı olarak ayarlanır.

      Hastalar her bir diyaliz seansı boyunca pıhtılaşma veya kanama belirtileri yönünden dikkatlice izlenmelidir.

      Uygulama şekli:

      FRAXİPARİNE kas içi yolla kullanılmaz.

      Tromboembolik hastalıkların tedavisinde ve profilaksisinde, FRAXİPARINE subkutan yolla uygulanmalıdır. Hemodiyaliz esnasında pıhtı oluşumunun önlenmesinde, FRAXİPARİNE her seansın başında arteriyel hatta uygulanmalıdır.

      Dereceli enjektörler dozun vücut ağırlığına göre düzenlenebilmesi için hazırlanmıştır. FRAXİPARİNE subkutan (cilt altına) enjeksiyon şeklinde uygulandığında enjeksiyon yeri genelde anterolateral abdominal duvardır, değişimli olarak sağa ve sola uygulanır. İğne, baş ve işaret parmakları arasında tutulan cilt pilisine eğimli olarak değil, dikey olarak tam batırılmalı ve enjeksiyon boyunca cilt iki parmak arasında tutulmalıdır. Enjeksiyon bölgesi ovalanmamalıdır.

      Spinal/epidural anestezi ya da spinal lomber ponksiyon sırasında nadroparin uygulama zamanı ile ilişkili önerilere uyulmalıdır (bkz. bölüm 4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).

      Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

      Böbrek yetmezliği:

      Tromboembolik hastalıkların profilaksisi

      • -  Hafif böbrek bozukluğunda doz azaltımı gerekli değildir. (kreatinin klerensi >50 ml/dak.)

      • -  Orta veya şiddetli böbrek bozukluğu, nadroparine maruz kalmanın artmasıyla ilişkilidir. Bu hastalar artmış hemoraji ve tromboembolizm riskindedir.

      Eğer reçete yazan doktor tarafından doz azaltımı düşünülmüşse, orta derecede böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klerensi >30 ml/ dak. ve <50 ml/dak.) tromboembolizm ve hemoraji için kişisel risk faktörleri göz önünde bulundurulur. Doz %33 ila %25 oranında azaltılmalıdır. (Bkz: Özel kullanım uyarıları ve önlemleri ve Farmakokinetik özellikler) Nadroparin şiddetli böbrek bozukluğu olan hastalarda kontrendikedir (Bkz: Özel kullanım uyarıları ve önlemleri ve Farmakokinetik özellikler).

      Karaciğer yetmezliği:

      Karaciğer bozukluğu olan hastalarda yapılmış çalışmalar yoktur. Karaciğer ya da pankreas yetmezliği olan hastalarda dikkatli olunmalıdır.

      Pediyatrik popülasyon:

      18 yaş altındaki hastalarda saptanan dozlarda güvenlilik ve etkinlik verileri yetersiz olduğundan, nadroparinin çocuklarda ve adolesanlarda kullanımı tavsiye edilmez.

      Geriyatrik popülasyon:

      Yaşlı hastalarda, renal fonksiyon bozukluğu olmadıkça doz ayarlamasına gerek yoktur. Tedavi başlamadan önce renal fonksiyonların değerlendirilmesi tavsiye edilir. (Bkz: Böbrek /Karaciğer yetmezliği)

      • 4.3. Kontrendikasyonlar

        •   Heparinlere karşı hipersensitivite

      • •   Heparinler ile trombositopeni öyküsü

      • •   Hemostaz bozuklukları ile birlikte olanlar da dahil olmak üzere aktif kanama ya da kanama riski artışı (heparin kaynaklı olmayan yaygın intravasküler koagulasyon hariç)

      • •   Kanama olasılığını artıracak organik lezyon (aktif peptik ülser gibi)

      • •   Göz, kulak veya merkezi sinir sistemi cerrahileri veya hasarı

      • •   Göz içi kanaması

      • •   Retinopati, vitröz kanama

      • •   Abortus

      • •   Hemorajik serebrovasküler olay

      • •   İnfektif endokardit

      • •   İleri derecede renal yetmezlik (kreatinin klerensi <30ml/dak.)

      • •   Proflaksiden ziyade tedavi amacıyla nadroparin alan elektif cerrahi hastalarında bölgesel anestezi

      • •   Ciddi, kontrolsüz hipertansiyon

      • •   Ciddi karaciğer bozukluğu

      • 4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

      Heparin Kaynaklı Trombositopeni

      Heparin (standart veya düşük molekül ağırlıklı heparin) trombositopeniye neden olabileceğinden FRAXİPARİNE tedavisi boyunca trombosit sayısının kontrol edilmesi gerekir.

      Bazen ciddi olabilen, nadir trombositopeni vakaları bildirilmiştir. Bu durum arteriyel veya venöz tromboz ile ilişkili (veya ilişkisiz) olabilir ve tedavinin durdurulmasını gerektirir. Bu tanı aşağıdaki vakalarda göz önünde bulundurulmalıdır:

      • •  Trombositopeni

      • •  Trombosit sayısında, başlangıç değerinin %30-50’sine varan belirgin azalma

      • •  Tedavi edilen trombozun kötüleşmesi

      • •  Tedavi sırasında oluşan tromboz

      • •  Yaygın intravasküler koagülasyon

      Bu etkiler büyük olasılıkla immünoalerjik kökenlidir ve ilk defa tedavi olanlarda, genellikle tedavinin 5. günü ile 21. günü arasında görüldüğü bildirilmiştir. Bununla beraber, heparine bağlı trombositopeni hikayesi olanlarda bu belirtiler çok erken ortaya çıkar.

      Daha önce heparin (standart veya düşük molekül ağırlıklı heparin) kaynaklı trombositopeni oluşmuş ise, heparin uygulanması gerekli olduğunda FRAXİPARİNE ile tedavi düşünülebilir; böyle vakalarda dikkatli klinik takip ve en az günlük trombosit sayımı değerlendirmesi yapılmalıdır. Eğer trombositopeni oluşursa, erken dönemde trombositopeninin tekrarladığı bazı vakalar bildirildiğinden tedavi hemen durdurulmalıdır.

      Heparin (standart veya düşük molekül ağırlıklı heparin) ile trombositopeni oluştuğunda, farklı bir sınıf anti-trombotik ile yer değiştirme düşünülmelidir. Eğer mümkün değilse ve heparin uygulaması gerekliyse, başka düşük molekül ağırlıklı heparinle yer değiştirme düşünülebilir. Bu durumda en azından günlük kontrol yapılmalı ve tedavi mümkün olan en kısa zamanda bitirilmelidir, çünkü daha önce oluşan trombositopeninin ilaç değişikliğinden sonra da devam ettiği vakalar bildirilmiştir (Bkz: Kontrendikasyonlar).

      İn vitro trombosit agregasyon testleri, heparin nedenli trombositopeninin görüntülenmesinde ancak sınırlı bir veri sağlar.

      Artmış kanama riskiyle alakalı olabilen aşağıdaki durumlarda nadroparin uygulandığında dikkatli olunmalıdır.

      • -      Karaciğer yetmezliği

      • -      Ciddi arteriyel hipertansiyon

      • -      Peptik ülserasyon öyküsünde veya kanayabilecek diğer bir organik lezyon varlığında

      • -      Koryoretinal vasküler hastalıklarda

      • -     Beyin, omurilik veya göz cerrahi müdahalelerinden sonraki dönemde

      Böbrek bozukluğu

      Nadroparinin esas olarak böbreklerden atıldığı bilinmektedir. Bu durum böbrek bozukluğu olan hastalarda artmış nadroparin maruz kalınmasına yol açar (Bkz: Farmakokinetik özellikler- böbrek bozukluğu). Renal fonksiyon bozukluğu olan hastalar artmış kanama riskindedirler ve dikkatle tedavi edilmelidirler.

      Kreatinin klerensi 30-50 ml/dak olan hastalar için doz azaltımının uygun olup olmadığının kararı, doktorun her bir hastanın tromboembolizm riskine karşı kanama riski değerlendirmesine dayanmalıdır (Bkz: Pozoloji/Uygulama sıklığı ve süresi)

      Yaşlılar

      Tedaviye başlamadan önce renal fonksiyonların değerlendirilmesi önerilir (Bkz: Kontrendikasyonlar)

      Hiperkalemi

      Heparin, özellikle plazma potasyum düzeyi yüksek ya da diyabetli, kronik böbrek yetmezliği, önceden metabolik asidozu olan ya da hiperkalemiye neden olabilecek ilaçları (örn; anjiyotensin dönüştürücü enzim - ADE inhibitörleri, nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar -NSAİİ) kullanan hastalar gibi plazma potasyum düzeyi yükselme riski olan hastalarda adrenal aldosteron salgılanmasını baskılayabilir ve hiperkalemiye yol açabilir.

      Hiperkalemi riski tedavi süresince artar fakat çoğunlukla geri dönüşlüdür.

      Risk grubundaki hastalarda plazma potasyum düzeyi izlenmelidir.

      Spinal/epidural anestezi/ spinal lomber ponksiyon ve eşlik eden ilaçlar

      Spinal/epidural hemostaz riski, epidural kateterler veya hemostazı etkileyebilecek NSAİİ, pıhtılaşma inhibitörleri ve diğer antikoagülanlar gibi birlikte kullanılan ilaçlar nedeniyle artar. Risk aynı zamanda travma veya tekrar eden epidural/ spinal lomber ponksiyon nedeniyle de artar.

      Bu nedenle, bir nöraksial blokajın reçete edilmesi ve bir antikoagülan tedavi, aşağıdaki durumlarda, dikkatli kişisel bir yarar/risk değerlendirilmesinden sonra düşünülmelidir. Bunlar:

      • •  Antikoagülanlarla tedavisi süren hastalarda, nöraksial blokajın yararları risklerine karşı dikkatli bir şekilde dengelenmelidir.

      • •  Neuraksial blokajla elektif cerrahi yapılması planlanmış hastalarda, antikoagülan tedavinin yararları risklerine karşı dikkatli bir şekilde dengelenmelidir.

      Spinal lomber ponksiyon spinal anestezi veya epidural anestezi uygulanan hastalarda, nadroparin enjeksiyonu ile spinal/epidural kateter veya iğnenin yerleştirilmesi ya da çıkarılması arasında en az profilaktik doz için 12 ve tedavi dozu için 24 saat bırakılmalıdır. Böbrek yetmezliği olan hastalarda zaman aralığının daha uzun olması düşünülebilir.

      Hastalar nörolojik bozukluğun semptom ve bulguları yönünden sık sık izlenmelidir. Eğer nörolojik bir tehlike söz konusu ise acil tedavi gereklidir.

      Salisilatlar, nonsteroid antiinflamatuar ve antitrombosit ilaçlar

      Venöz tromboembolik hastalıkların tedavisi veya profılaksisinde ve hemodiyaliz süresince pıhtılaşmanın önlenmesinde, aspirin, diğer salisilatlar, nonsteroid antiinflamatuar ve anti-trombosit ilaçların birlikte kullanılması, kanama riskini arttırabileceğinden önerilmez. Böyle kombinasyonlardan kaçınılmalı, dikkatli klinik ve biyolojik izlem yapılmalıdır.

      Stabil olmayan anjina ve non-Q dalgalı miyokard enfarktüsü için yapılan klinik çalışmalarda, nadroparin, günde 325 mg aspirin ile birlikte uygulanmıştır (Bkz: Pozoloji/Uygulama sıklığı ve süresi).

      Deri nekrozu

      Çok seyrek olarak deri nekrozu bildirilmiştir. Deri nekrozu öncesinde genel belirtilerle birlikte ya da yalnızca purpura, infiltrasyon ya da ağrılı eritematöz lekeler gözlenir. Bu olgularda tedavi hemen kesilmelidir.

      Lateks alerjisi

      İğne koruyucusu doğal kauçuk lateks içerir. Lateks duyarlılığı olan kişilerde alerjik reaksiyonlara neden olma potansiyeli vardır.

      • 4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

        Nadroparin kanama riskini artırabileceğinden, oral antikoagülan ilaçlar, sistemik (gluko-) kortikosteroidler ve dekstranlar ile birlikte kullanılmamalıdır.

        Nadroparin alan hastalarda oral antikoagülan tedavi başlatıldığında, nadroparin ile tedavi INR hedef değere stabilize oluncaya kadar devam ettirilmelidir.

        Nadroparin aldosteron salgılanmasını baskılayarak serum potasyum düzeyinin artırabileceğinden, hiperkalemiye neden olabilecek ilaçlarla (örn; anjiyotensin dönüştürücü enzim - ADE inhibitörleri, nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar -NSAİİ) dikkatli kullanılmalıdır.

        Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

        Veri yoktur.

        Pediyatrik popülasyon:

        Veri yoktur.