GASTRODEX 30 mg 28 mikropellet kapsül Farmakolojik Özellikler

Lansoprazol }

5.   FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grubu: Proton pompası inhibitörleri ATC kodu: A02B C 03

Lansoprazol, bir antisekretuar bileşik grubu olan benzimidazoller arasında yer alır. Antikolineıjik ve histamin H-2 reseptörleri üzerinde antagonistik etkisi yoktur, gastrik pariyetal hücrelerin sekretuar yüzeyindeki (H+,K+) ATPaz enzim sistemini spesifik olarak inhibe ederek gastrik asit sekresyonunu engeller. Pariyetal hücre içerisindeki bu enzim sistemi asit (proton) pompası olarak adlandınldığından, asit üretiminin son basamağını bloke eden lansoprazol gastrik asit pompası inhibitörü olarak sınıflandırılır. Doza bağımlı olan bu etkisi ile lansoprazol, bazal ve uyarılmış asit salgısını uyarandan bağımsız olarak engeller.

Antsekretuar aktivite:

Lansoprazolün oral uygulanmasının ardından bazal asit çıkışını anlamlı olarak düşürdüğü ve ortalama gastrik pH ile gastrik pH’ın 3 ve4’ün üzerinde olduğu süreyi de anlamlı olarak arttırdığı gösterilmiştir. Aynca hem besinle uyanlmış gastrik asit çıkışını ve sekresyon volümünü, hem de pentagastrinle uyanlmış asit salgısını anlamlı olarak düşürmüştür.

Lansoprazol, asit hipersekresyonu olan hastalarda basal ve pentagastrinle uyanlmış asit sekresyonunu anlamlı olarak azaltmıştır. Sekresyon volümü, asidite ve asit çıkışında insüline bağlı oluşan normal artışlan da düşürmüş.

Lansoprazol

Omeprazol

15 mg

30 mg

20 mg

Parametre

Bazal

Değer

l.gün

5.gün

l.gün

5.gün

l.gün

5.gün

Ortalama 24 saatlik pH

2.1.

2.7+

4.0+

3.6*

4.9*

2.5

4.2+

Ortalama gece pH’ı

1.9.

2.4

3.0+

2.6*

3.8*

2.2

3.0+

Gastrik pH’ın >3 olduğu süre (%)

18.

33+

59+

51*

72*

30+

61+

Gastrik pH’ın >4 olduğu süre (%)

12.

22+

49+

41*

66*

19.

51+

Not: intragastrik pH’ın >4 olması gastrik asidin %99 azaldığını gösterir. *(p<0.05) bazal, lansoprazol 15 ve Omeprazol

Bu çalışmada ilk dozun ardından gastrik pH’daki artış 30 mg lansoprazol ile 1*2 saatte, 15mg lansoprazol ile 2-3 saatte, 20 mg Omeprazol ile 3-4 saatte gerçekleştirilmiştir. Tekrarlayan günlük dozların ardından gastrik pH’daki artış 30 mg lansoprazol ile dozdan sonraki 1 saat içerisinde, 15 mg lansoprazol ve 20 mg omeprazol ile ise 1-2 saat içerisinde gözlenmiştir.

Asit salgısının engellenmesi antimikrobiyallerin Helicobacter pylori eradikasyon etkilerini de arttırır. Lansoprazolün günde tek doz, günde iki ve üç kez uygulandığı bir çapraz tasarımlı çalışmanın sonuçlan aşağıdaki tabloda özetlenmektedir.

Parametre

30 mg qd

15 mg bid

30 mg bid

30 mg tid

Gastrik pH’ın ü>5 olduğu süre

43

47

59+

77*

Gastrik pH’ın ü>6 olduğu süre (%>

20

23

28

45*

*(p<0.05) lansoprazol 30 mg qd’ye göre

+(p<0.05) lansoprazol 30 mg qd. 15 mg bid.30 mg bid.

İntragastrik pH ölçümleri ile değerlendirilen gastrik asit sekresyonu inhibisyonu, tekrarlayan dozlardan 2-4 gün sonra yavaşça normal değerlere dönmektedir. Lansoprazol kullanımı ile rebound asidite görülebilmektedir.

Enterokromafin-benzeri hücreler üzerindeki etki:

Sıçanlar yaşam boyu 150mg/kg/gün dozlarda lansoprazol uygulanması ile, özellikle dişi sıçanlarda, belirgin hipergastrineminin ardından enterokromofm benzeri hücre poliferasyonu ve karsinoid tümör oluşumu gözlenmiştir.

En az bir yıl süreyle aralıksız lansoprazol tedavisi alan yaklaşık 150 hastanın mide korpusundan alman biyopsi örnekleri ile sıçan çalışmalanna benzer sonuçlar göstermemiştir. Uzun süreli lansoprazol tedavisi uygulanan hastalarda gastrik tümör gelişme riskinde artış olup olmadığım değerlendirebilmek için uzun dönem verilerine gereksinim duyulmaktadır.

İnsanlardaki diğer gastrik etkiler:

Lansoprazol mide fundusundaki mukoza/kan akımını anlamlı olarak etkilememiştir. Gastrik asit inhibisyonuna bağlı normal fizyolojik etkilerden dolayı, antrum, pİlor ve duodenal bulbus kanlanmasında %17’ye varan azalma gözlenmiştir. Lansoprazol sindirilebilen katı maddelerin mideden boşalmasını geciktirmektedir. Basal durumdaki ve besin veya insülin ile uyanlmış pepsinojen salgısını arttırmakta, pepsin aktivitesini ise azaltmaktadır. İntragastrik pH’ı arttıran diğer ilaçlarda olduğu gibi, gastrik pH artışlan, mide ülseri olan hastalarda mide sıvılanndaki nitrat-indirgeyen bakteri sayısı ve nitrit konsantrasyonundaki artışla ilişkili bulunmuştur. Nitrosamin konsantrasyonlannda anlamlı bir artış gözlenmemiştir.

Serum Gastrin Düzeylerine Etkisi 2100’den fazla hastaya oral yoldan 15-60 mg doz aralığında lansoprazol uygulanmasının ardından ortalama açlık serum gastrin düzeyleri bazal değerlere göre %50-5100 oranında artmış, ancak tedavi sonrasında normal seviyelere dönmüştür. Bu artışlar tedavinin ilk iki ayında plato değerlere ulaşmış, ilacın kesilmesinden sonraki dört hafta içerisinde tedavi öncesi düzeylere düşmüştür.

Endokrin Etkileri

Bir yıla kadar süren çalışmalarda endokrin sistem üzerinde anlamlı bir etki gözlenmemiştir. Bu araştırmalarda testosteron, luteinizing hormon (LH), foliküluyancı hormon (FSH), seks hormonu bağlayıcı globulin (SHBG), dihidroepiandrosteron sülfat (DHEA-S), prolaktin, kortizol, östradiol, insülin, aldosteron, parathormon, glukagon, troid uyancı hormon (TSH), triiyodotironin (t 3), troksin (T 4), somatotropik hormon üzerinde çalışılmıştır. Lansoprazolün 15-60 mg doz aralığında bir yıla kadar varan sürelerle uygulanması seksüel fonksiyon üzerinde anlamlı bir etkiye yol açmamıştır. Aynca, iki-sekiz hafta boyunca oral yoldan uygulanması ile tiroid fonksiyonu üzerinde anlamlı bir etki saptanmıştır.

Diğer etkiler:

5.2. Farmakokinetik özellikler

Genel özellikler Emilim:

Lansoprazol, aside dayanıksız bir kimyasal yapıya sahip olması nedeniyle midede kimyasal değişime uğramasının önlenmesi ve sistemik biyoyararlanımının artmlması amacıyla barsaktan emilimini sağlayan enterik kaplı formülasyon şeklinde uygulanır.

Enterik-kaplı formülasyon şeklinde oral yoldan uygulanan lansoprazolün absorpsiyonu hızlıdır ve maksimum serum konsantrasyonuna yaklaşık 1.7 saatte ulaşılır. 15-60 mg aralığında oral yoldan tek doz uygulanması ile elde edilen maksimum serum konsantrasyonları (Cmaks) ve eğri altında kalan (EAA) değerleri doz ile doğru orantılıdır. Lansoprazol tekrarlayan dozlarda uygulandığında vücutta birikmez ve farmakokinetik özellikleri değişmez. Lansoprazol hızlıca emilir, oral uygulamadan 1.7 saat sonra Cmaks değerlerine ulaşılır ve biyoyararlanımı %80’dir. Midede besin maddelerinin bulunması halinde lansoprazolün absorpsiyonu azalır. İlacın aç kamına değil de yemekten sonraki 30 dakika içinde verilmesi Cmaks ve EAA değerlerinde yaklaşık %50 oranında azalmaya yol açmıştır. Sağlıklı kişilerde ortalama plazma yan ömrü 1.5 (±1.0) saattir.

Dağılım:

Lansoprazol %97 oranında proteine bağlanır. 0.05-5;0 mcg/ml konsantrasyon aralığında plazma proteinlerine bağlanma oram değişmez.

B i votransformasvon:

Lansoprazol yüksek oranda karaciğerde metabolize olur; plazmada ölçülebilir miktarlarda iki metaboliti (hidroksillenmiş sülfinil ve sulfon) saptanmıştır. Bu metabolitlerin hiç veya çok düşük antisekretuar aktiviteleri vardır. Lansoprazolün pariyetal hücre kanalcıklannda (H+,K+) ATPaz yolu ile asit üretimini engelleyen iki aktif metabolite dönüştüğü düşünülmekle birlikte, bu metabolitler kanda gösterilememiştir.

Eliminasyon:

Lansoprazolün eliminasyon yan-ömrü onun gastrik asit sekresyonunu ne kadar süre inhibe ettiğini yansıtmamaktadır. Plazma eliminasyon yan- ömrü 2 saatten kısa iken, asit inhibitör etkisi 24 saatten uzun sürer. Yaşlılarda eliminasyon yan ömrü 2-3 saattir.

Lansoprazolün oral yoldan tek doz uygulanmasının ardından, idrarda değişmemiş ilaç saptanmamıştır. Bir çalışmada; C14’ün oral yoldan tek doz uygulanmasının ardından, uygulanan radyasyonun yaklaşık 1/3’ü idrarda, 2/3’ü feçeste saptanmıştır. Bu durum lansoprazolün metabolitlerinin anlamlı olarak safra ile atıldığım göstermektedir.

Doğrusallık/Doğrusal olmayan durum:

Bu konu hakkında herhangi bir veri bulunmamaktadır.

Hastalardaki karakteristik özellikler

Cinsiyet

12 erkek ve 6 kadın sağlıklı deneği içeren bir çalışmada; farmakokinetik özellikler ve intragastrik pH sonuçlan bakımından cinsiyetler arasında bir farklılık saptanmamıştır.

Irk

A.B.D.’de yapılan 12 araştırmadan (n=513) elde edilen ortalama farmakokinetik verilerle Asya’da yapılan iki çalışmadan (n=20) elde edilen veriler karşılaştınldığında Asya’lı deneklerdeki ortalama EAA değerlerinin Amerika’daki deneklerdeki değerlerin iki katı olduğu saptanmıştır. Ancak bireysel farklılıklann yaygm olduğu gözlenmiştir.Cmaks değerleri ise karşılaştmlabilir özelliktedir.

Böbrek vetmezli&i

Şiddetli renal yetmezliği olan hastalarda, 60 mg lansoprazolün uygulanmasının ardından plazma proteinlerine bağlanma oram %1-1.5 oranında azalmaktadır. Böbrek yetmezliği olanlarda eliminasyon yan ömrü kısalmış, toplam EAA (serbest ve proteinlere bağlı) değeri azalmıştır. Ancak plazmadaki serbest lansoprazolün EAA değeri böbrek yetmezliği derecesi ile ilişkili değildir. Cmaks ve Tmaks değerleri sağlıklı insanlardakine benzerdir.

Karaciğer yetmezliği

Değişik derecelerde karaciğer yetmezliği olan hastalarda ortalama plazma yanlanma ömrü 1.5 saatten 3.2-7.2 saate kadar uzamıştır. Karaciğer yetmezliği olan hastalann kararlı durumdaki ortalama EAA değerleri %500’e kadar yükselmiştir. Ağır hepatik yetmezliği olan hastalarda lansoprazolün dozu azaltılmalıdır.

Gerivetrik popülasyon

Yaşlı hastalarda lansoprazolün klerensi azalır ve eliminasyon yarı ömrü %50-100 oranında artar. Yaşlı hastalarda ortalama yan ömrü 1.9-2.9 saat olduğundan, tekrarlayan dozlarda günde 1 kez uygulanması ile akümüle olmadığı saptanmıştır. Yaşlılarda doruk plazma düzeyleri değişmez.

5.3.   Klinik öncesi güvenlik verileri

24 ay süreli iki karsinogenez çalışmasında; Sprague-Dawley sıçanlanna oral yoldan 5-150 mg/gün aralığında [önerilen insan dozu olan 30 mg/gün (22.2 mg/m2) değeri baz alınarak, orta boylu 50 kg ağırlığında bir kişinin vücut yüzeyine göre (1.46 m2) maruz kalman ilaç miktannın 1-40 katı] lansoprazol uygulanmıştır. İlaç her iki cinsiyette de doza bağlı enterokromafm-benzeri hücre hiperplazisi ve karsinoide yol açmıştır. Aynca her iki cinsiyette de gastrik epitelin intestinal metaplazisi insidansında artma gözlenmiştir. Erkek sıçanlarda testiküler interstisyel hücre adenomu insidansında doza bağlı artışlar olduğu saptanmıştır. 15-150 mg/kg/gün aralığında (vücut yüzey alanına göre önerilen insan dozunun 4-40 katı) ilaç uygulanan sıçanlardaki adenom insidansı bu sıçan türü için normal insidansın (%1.4-10 aralığı) üzerindedir. Bir yıl süren bir toksisite çalışmasında 50 mg/kg/gün dozda (vücut yüzey alanına göre önerilen insan dozunun 13 katı) ilaç uygulanan 30 sıçanın l’inde testiste interstiye hücre adenomu gözlenmiştir.

24 ay süreli bir karsinojenite çalışmasında lansoprazol CD-I farelerine 15-600 mg/kg/gün doz aralığında (vücut yüzey alanına göre önerilen insan dozunun 2-80 katı) oral yoldan uygulanmıştır. Lansoprazol gatrik enterokromafın benzeri hücre hiperplazisinde doza bağlı bir artışa yol açmıştır. Aynca hepatoselüler adenom ve karsinom insidansında da bir artış gözlenmiştir. 300-600 mg/kg/gün dozda (vücut yüzey alanına göre önerilen insan dozunun 40-80 katı) ilaç uygulanan erkek fareler ile 150-600 mg/kg/gün dozda (vücut yüzey alanına göre önerilen insan dozunun 1080 katı) lansoprazol uygulanan dişi farelerde tümör insidansı, bu sıçan türü için normal insidansm üzerindedir.

Lansoprazol, Ames testi, sıçan hepatositlerde yapılan ex vivo DNA sentezi testi, farelere uygulanan in vivo mikronukleus testi ve sıçan kemik iliği hücresinde yapılan kromozom aberasyon testinde genotoksik bulunmamıştır.

Lansoprazolün Sprague Davvley sıçanlanna 150/mg/kg/gün dozlarda uygulandığı 24 aylık karsijenite çalışmalannda testisin Leydig hücrelerinde selim neoplazmalar da dahil olmak üzere çeşitli proliferatif değişikliklerde kontrol grubuna göre artış olduğu gözlenmiştir.

Lansoprazolün yaşam boyu uygulandığı sıçanlarda görülen diğer bulgular; fokal pankreas atrofisi, timusta difüs lenfoid hiperplazi ve spontan retina atrofisidir.

Pankreas Kanseri Pankreas Kanseri Pankreas karnın alt kısmında yatay şekilde bulunan bir organdır. Sindirime yardımcı olan enzimleri ve kan şekerini yönetmeye yardımcı olan hormonları vücuda dağıtmakla görevlidir. Şizofrenlik Şizofrenlik Şizofrenliğin psikiatrik teşhisi hakkında çok fazla anlaşmazlık vardır. Bu sayfadaki bilgiler, şizofrenliğin teşhisi, nedenleri ve tedavisi hakkındaki faklı teoriler hakkında bilgi verecektir.