GLINIUM 50 mcg inhilasyon tozu sert kapsül (30 adet) Klinik Özellikler

Glikopironyum Bromur }

Solunum Sistemi > Diğer İnhalanlar (solukla içeri çekilen ilaçlar)
Sandoz İlaç San. ve Tic. A.Ş. | 10 March  2020

KLİNİK OZELLİKLER

    4.1. Terapötik endikasyonlar

    GLİNİUM, orta ve ağır KOAH (kronik obstruktif akciğer hastalığı) olgularında düzenli kullanıldığında atak sıklığını azaltmakta, semptomları ve yaşam kalitesini düzeltebilmekte, ancak uzun dönemdeki FEV düşüşünü değiştirmemektedir.

    4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

    Erişkinler‌

    Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

    Önerilen doz, GLİNİUM inhalasyon cihazı kullanılarak bir adet 50 mikrogramlık kapsül içeriğinin

    günde bir kere inhalasyonudur.

    Uygulama sekli:

    GLİNİUM kapsülleri sadece GLİNİUM inhalasyon cihazı kullanılarak oral inhalasyon yolu ile

    uygulanmalıdır. GLİNİUM kapsüller yutulmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.9).

    GLİNİUM her gün aynı saatte olmak üzere günde bir kez uygulanması önerilmektedir. Bir dozun atlanması durumunda, bir sonraki doz mümkün olan en kısa sürede alınmalıdır. Hastalara günde bir dozdan fazla kullanmamaları söylenmelidir.

    GLİNİUM kapsülleri nemden korumak için her zaman blister ambalajında saklanmalı ve KULLANMADAN HEMEN ÖNCE blisterden çıkarılmalıdır.

    GLİNİUM reçete edilirken, hastalara doğru inhalasyon cihazı kullanımı öğretilmelidir. Nefes alıp vermesinde iyileşme görülmeyen hastalara, ilacı inhale etmek yerine; yutup yutmadıkları sorulmalıdır.

    Kullanıma ilişkin talimatlar:

    BKLPDFKB

    1-Kapağı çekip çıkarınız.

    image

    2-Kapsül bölmesini açınız.

    Cihazın tabanını sıkıca tutup, açmak için ağızlığı üst

    tarafında bulunan ok yönünde çeviriniz.

    image

    3-Parmaklarınızın tamamen kuru olduğundan emin olunuz. Ambalajından bir kapsül çıkarınız ve bu kapsülü cihazın tabanındaki kapsül bölmesine yatık olarak yerleştiriniz. Kapsülleri, kullanımdan hemen önce ambalajından çıkarmanız önemlidir.

    ÖNEMLİ: Kapsülü ağızlığın içerisine yerleştirmeyiniz!

    image

    4-Ağızlığı “klik†sesi duyana kadar geri çevirerek kapalı

    duruma getiriniz.

    image

    5-Tozu kapsülden serbest bırakmak için:

    Lütfen dikkat: Bu aşamada jelatin kapsül parçalanabilir ve soluma sırasında küçük jelatin parçaları ağzınıza veya boğazınıza gelebilir. Fakat jelatin yenilebilir nitelikte olduğundan zararsızdır.

    image

    6-Nefesinizi kuvvetlice dışarı verin. Asla ağızlığın içine üflemeyin.

    image

    7-Ağızlığı ağzınıza yerleştirin ve başınızı hafifçe geriye doğru eğiniz. Dudaklarınız ile ağızlığı sıkıca sarınız. Olabildiğince hızlı, duraksamadan ve alabildiğiniz kadar derin nefes alınız.

    Lütfen dikkat: Nefes alma sırasında, kapsül, kapsül haznesinde titreşir ve bir ses (vızıltı) oluşur. Bu sesi duymadıysanız kapsülün, kapsül bölmesinde sıkışıp sıkışmadığını kontrol ediniz. Bu durumda cihazı açınız ve kapsülü bölmesinde oynatarak gevşetiniz. Daha sonra

    7. basamağı tekrarlayınız. Kapsülü sıkıştığı yerden kurtarmak için düğmelere tekrar tekrar BASMAYINIZ.

      Cihazı dik tutun (ağızlık yukarıda olacak şekilde)

      Kenarlardaki iki kulakçığa (düğmelere) AYNI ANDA ve SADECE BİR KEZ basıp bırakınız. Böylelikle cihazdaki kapsülü delmiş oldunuz.

    8- Cihazın içerisinden nefes aldıktan sonra, nefesinizi olabildiğince tutunuz ve cihazı ağzınızdan çıkarınız. Sonra burnunuzdan nefes veriniz. Kapsül bölmesini açınız ve kapsülde toz kalıp kalmadığını kontrol ediniz. Eğer kalmış ise 6-8 basamakları tekrarlayınız.

    9-Kullandıktan sonra boş kapsülü çıkartın ve atınız. Doktorunuzun önerisi doğrultusunda aynı işlemleri diğer kapsül için de tekrarlayınız.

    İlave Bilgiler:

    Hastaların jelatin kapsülün parçalanabileceğini ve küçük jelatin parçalarının inhalasyondan sonra ağız veya boğaz bölgesine ulaşabileceğini bilmesi önemlidir. Hastaya jelatinin zararsız olduğu, ağızda yumuşayacağı ve yutulabildiği söylenmelidir. Kapsülü bir defadan fazla delmemek suretiyle parçalanma olasılığı asgari düzeye indirilebilir.

    Temizleme:

    Temizleme talimatları için hastalara Kullanma Talimatını dikkatlice okumaları önerilmelidir.

    Toz kalıntılarını temizlemek için ağız parçasını ve kapsül haznesini kuru, pamuksuz ve temiz bir

    bez ile silin. Temiz yumuşak bir fırça da bu amaçla kullanılabilir. Cihazı temizlemek için SU KULLANMAYIN.

    Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

    Böbrek yetmezliği:

    GLİNİUM hafif ila orta şiddette böbrek yetmezliği olan hastalarda önerilen dozda kullanılabilir. Şiddetli böbrek yetmezliği veya diyaliz gerektiren son evre böbrek hastalığı olan hastalarda glikopironyuma sistemik maruziyet artabileceğinden GLİNİUM sadece beklenen faydalar potansiyel riske ağır bastığında kullanılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.4 ve Bölüm 5).

    Karaciğer yetmezliği:

    Hepatik bozukluğu olan hastalarda spesifik çalışmalar yürütülmemiştir. GLİNİUM başlıca renal yolla atıldığından, karaciğer yetmezliği olan hastalarda maruziyet açısından bir artış beklenmemektedir. Karaciğer yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gerekmez.

    Pediyatrik popülasyon:‌

    GLİNİUM 18 yaşın altındaki hastalarda kullanılmamalıdır.

    Geriyatrik popülasyon:

    GLİNİUM, 75 yaş ve üzerindeki yaşlı hastalarda önerilen dozda kullanılabilir.

    4.3. Kontrendikasyonlar

    GLİNİUM içeriğindeki aktif maddeye veya yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılık reaksiyonu söz konusu olan kişilerde kontrendikedir

    4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

    Akut kullanıma yönelik değildir:

    GLİNİUM günde bir kez uygulanan uzun vadeli bir idame tedavisi olup, akut bronkospazm

    epizodlarının acil tedavisi için (yani bir kurtarıcı tedavi olarak) endike değildir.

    Aşırı duyarlılık reaksiyonları (Hipersensitivite):

    GLİNİUM uygulandıktan sonra, hızla ortaya çıkan aşırı duyarlılık reaksiyonları bildirilmiştir. Başta anjiyoödem (nefes alıp vermede veya yutmada güçlükler, dilde, dudaklarda ve yüzde şişlik dahil), ürtiker veya deri döküntüsü olmak üzere, alerjik reaksiyonu düşündüren belirtiler ortaya çıkarsa GLİNİUM tedavisi derhal durdurulmalı ve alternatif tedaviye başlanmalıdır.

    Paradoksal bronkospazm:

    GLİNİUM'un kullanıldığı klinik araştırmalarda, paradoksal bronkospazm gözlenmemiştir. Fakat diğer inhalasyon tedavilerinde olduğu gibi GLİNİUM uygulaması da yaşamı tehdit edebilen paradoksal bronkospazm ile sonuçlanabilir. Paradoksal bronkospazm oluşursa, GLİNİUM hemen kesilmeli ve alternatif tedavi başlanmalıdır.

    Antikolinerjik etki:

    Diğer antikolinerjik ilaçlar gibi, GLİNİUM da dar açılı glokom veya idrar retansiyonu olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.

    Hastalara akut dar açılı glokomun belirti ve semptomları açıklanmalı ve bu belirti ve semptomların gelişmesi halinde GLİNİUM kullanmayı bırakarak, derhal doktorlarını aramaları söylenmelidir.

    Şiddetli renal bozukluğu olan hastalar:

    Toplam sistemik maruziyette (EAA); hafif ve orta şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda 1,4 kat; şiddetli böbrek yetmezliği ve son evre böbrek rahatsızlığı olan hastalarda 2,2 kat orta şiddetli bir ortalama artış gözlenmiştir.

    Diyaliz gerektiren son evre renal hastalık dahil şiddetli renal bozukluğu olan hastalar için (hesaplanmış glomerüler filtrasyon hızı <30 ml/dak/1,73 m2), GLİNİUM sadece beklenen fayda potansiyel riske ağır bastığında kullanılmalıdır (Bkz. Bölüm 5.2). Bu hastalar potansiyel istenmeyen etkiler açısından yakından takip edilmelidir.

    Kardiyovasküler hastalık öyküsü olan hastalar:

    Stabil olmayan iskemik kalp hastalığı, sol ventrikül yetmezliği, miyokard enfarktüsü öyküsü, aritmi (kronik stabil atrial fibrilasyon hariç), uzun QT sendromu öyküsü olan veya QTc'si (Fridericia yöntemi) uzamış (erkekler için >450 msn veya kadınlar için >470 msn) hastalar klinik çalışmalara dahil edilmediği için, bu hasta gruplarında deneyim kısıtlıdır. GLİNİUM bu hasta gruplarında dikkatle kullanılmalıdır.

    4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

    GLİNİUM'un inhale antikolinerjik içeren ilaçlarla eş zamanlı uygulaması araştırılmamıştır ve bu nedenle diğer antikolinerjiklerde olduğu gibi önerilmemektedir.

    Resmi ilaç etkileşim çalışmaları gerçekleştirilmemiş olmasına rağmen, GLİNİUM çoğunlukla KOAH tedavisinde kullanılan diğer tıbbi ürünlerle eş zamanlı olarak klinik ilaç etkileşim belirtisi

    olmaksızın kullanılmıştır. Bu tıbbi ürünler sempatomimetik bronkodilatörler, metilksantinler ve oral

    veya inhale steroidlerdir.

    Her iki ilaç için de kararlı durum koşulları altında, GLİNİUM ve bir beta2-adrenerjik agonisti olan oral yolla uygulanan inhale indakaterolün eş zamanlı olarak uygulanması, iki ilacın da farmakokinetiğini etkilememiştir.

    Sağlıklı gönüllülerde yapılan bir klinik çalışmada, glikopironyumun renal atılımına katkıda bulunduğu düşünülen bir organik katyon taşıyıcısı inhibitörü olan simetidin, glikopironyuma toplam maruziyeti (EAA) %22 artırırken, renal klirensi %23 azaltmıştır. Bu değişikliklerin boyutuna bağlı olarak, GLİNİUM simetidin ya da diğer organik katyon taşıyıcısı inhibitörleri ile eş zamanlı olarak uygulandığında, klinik olarak belirgin bir ilaç etkileşimi beklenmemektedir.

    Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

    Böbrek ve karaciğer yetmezliği olan hastalarla ilgili bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.

    Pediyatrik popülasyon

    Pediyatrik hastalarla ilgili bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.

        4.6. Gebelik ve laktasyon

        :

        Gebelik kategorisi C'dir.

        Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon):

        Çocuk sahibi olma potansiyeline sahip kadınlar için özel öneriler bulunmamaktadır.

        Gebelik dönemi:

        Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik /ve-veya/ embriyonal/fetal gelişim /ve-veya/ doğum

        /ve-veya/ doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir (bkz. kısım 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir. GLİNİUM gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.

        KOAH hastalarında, maruziyet yaşanan gebeliklerle ilgili klinik çalışmalar mevcut değildir. Glikopironyum bromürün tavşanlar veya sıçanlarda inhalasyonla uygulamayı takiben teratojenik bulunmamıştır (Bkz. Bölüm 5.3). Sezaryen doğum yapan insanlarda 0.006 mg/kg tekli intramüsküler glikopironyum bromür enjeksiyonundan 86 dakika sonraki umbilikal plazma konsantrasyonları düşüktür. Gebe kadınlarda yeterli deneyim olmadığından, GLİNİUM gebelik sırasında sadece hasta için faydalar fetüs için potansiyel riske gerekçe sağladığında kullanılmalıdır.

        Laktasyon dönemi:

        Glikopironyum bromürün insan sütü ile atılıp atılmadığı bilinmemektedir. Hayvanlar üzerinde

        yapılan çalışmalar, glikopironyum bromürün sütle atıldığını göstermektedir.

        Emziren kadınlar tarafından GLİNİUM kullanımı, sadece kadın için beklenen fayda bebek için olası risklerden fazla olduğunda düşünülmelidir (Bkz. Bölüm 5.3).

        Üreme yeteneği/Fertilite:

        Üreme çalışmaları ve hayvanlarda elde edilen diğer veriler erkekler veya dişilerde fertilite açısından bir endişeye işaret etmemektedir (Bkz. Bölüm 5.3).

        4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

        GLİNİUM'un araç ve makine kullanımı üzerine etkisi yoktur veya ihmal edilebilir düzeydedir.

        4.8. İstenmeyen etkiler

        Güvenlilik profili özeti

        En yaygın antikolinerjik advers reaksiyon ağız kuruluğu (% 2,4)'dur. Ağız kuruluğu bildirimlerinin çoğunun ürünle ilişkili olduğu düşünülmüş ve bildirimlerden hiçbirinin şiddetli olmadığı, hafif şiddetli olduğu görülmüştür.

        Güvenlilik profili yaygın görülmeyen idrar retansiyonu belirtilerini de içeren antikolinerjik etkiyle ilişkili diğer semptomlarla karakterizedir. Gastroenterit ve dispepsi dahil gastrointestinal etkiler de gözlenmiştir. Lokal tolerabilite ile ilişkili advers etkiler; boğaz tahrişi, nazofarenjit, rinit ve sinüziti içermektedir. Önerilen dozda GLİNİUM kan basıncı ve kalp hızı üzerinde etkilere sahip değildir.

        Klinik çalışmalarda gözlenen istenmeyen etkilerin özeti:

        6 ve 12 aylık birleştirilmiş iki pivotal Faz III çalışmanın ilk 6 ayı sırasında bildirilen advers ilaç reaksiyonları MedDRA sistem organ sınıfına göre aşağıda sıralanmıştır. Her bir sistem organ sınıfı içinde advers ilaç reaksiyonları, en sık görülen ilk sırada yer alacak şekilde sıklığa göre sıralanmıştır. Her bir sıklık gruplandırmasında advers ilaç reaksiyonları azalan ciddiyetlerine göre sıralanmıştır. Ayrıca her bir advers ilaç reaksiyonu için ilgili sıklık kategorisi şu dönüşümü temel almaktadır (CIOMS III):

        Çok yaygın ≥ 1/10

        Yaygın ≥ 1/100 ilâ < 1/10 Yaygın olmayan ≥ 1/1.000 ilâ < 1/100 Seyrek ≥ 1/10.000 ilâ < 1/1.000

        Çok seyrek < 1/10.000

        Bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)

        Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar

        Yaygın: Nazofarenjit1 Yaygın olmayan: Rinit, sistit

        Bağışıklık sistemi hastalıkları

        Yaygın olmayan: Hipersensitivite, anjiyoödem2

        Metabolizma ve beslenme hastalıkları

        Yaygın olmayan: Hiperglisemi

        Psikiyatrik hastalıklar‌

        Yaygın: Uykusuzluk

        Sinir sistemi hastalıkları‌

        Yaygın: Başağrısı3

        Yaygın olmayan: Hipoestezi

        Kardiyak hastalıklar

        Yaygın olmayan: Atriyal fibrilasyon, çarpıntı.

        Solunum, göğüs hastalıkları ve mediyastinal hastalıklar

        Yaygın olmayan: Sinüs tıkanıklığı, balgamlı öksürük, boğaz tahrişi, burun kanaması, disfoni. Bilinmiyor: Paradoksal bronkospazm2

        Gastrointestinal hastalıklar

        Yaygın: Ağız kuruluğu, gastroenterit.

        Yaygın olmayan: Dispepsi, diş çürükleri, bulantı2, kusma1,2

        Deri ve derialtı doku hastalıkları

        Yaygın olmayan: Döküntü, prürit2

        Kas-iskelet bozuklukları, bağ dokusu ve kemik hastalıkları‌

        Yaygın: Kas-iskelet ağrısı1,2

        Yaygın olmayan: Ekstremite ağrısı, göğüste kas-iskelet ağrısı.

        Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

        Yaygın: İdrar yolu enfeksiyonu

        Yaygın olmayan: Dizüri, üriner retansiyon

        Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar‌

        Yaygın olmayan: Yorgunluk, asteni.

        Seçilmiş advers reaksiyonların açıklaması

        Birleştirilmiş 6 aylık çalışmada glikopironyum ve plasebo için ağız kuruluğu sıklığı sırasıyla %2,2 ve %1,1; uykusuzluk %1,0 ve %0,8; gastroenterit %1,4 ve %0,9 olarak belirlenmiştir.

        Ağız kuruluğu, genellikle tedavinin ilk 4 haftasında bildirilmiş olup, hastaların çoğunda ortalama süre dört hafta olarak belirlenmiştir. Ancak vakaların %40'ında semptomlar 6 aylık sürenin tamamı boyunca devam etmiştir. 7 ile 12. aylar arasında yeni ağız kuruluğu vakaları bildirilmemiştir.

        Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması

        Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir. (www.titck.gov.tr; e-posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)

        4.9. Doz aşımı ve tedavisi

    Çok yüksek dozlarda antikolinerjik belirti ve semptomlara neden olabilir.

    GLİNİUM kapsüllerin kazayla yutulması sonucu akut intoksikasyon, düşük oral biyoyararlanımdan ötürü (yaklaşık %5) olası değildir.

    Sağlıklı gönüllülerde 150 mikrogram glikopironyum bromürün (120 mikrogram glikopironyuma eşdeğer) i.v. uygulanmasını takiben pik plazma düzeyleri ve toplam sistemik maruziyet, önerilen GLİNİUM dozu (günde bir kez 50 mikrogram) ile elde edilen kararlı durumdaki pik ve toplam maruziyetten sırasıyla yaklaşık 50 kat ve 6 kat daha yüksek olup, iyi tolere edilmiştir.

    Doğum Sonrası Depresyonu Doğum Sonrası Depresyonu Doğum sonrası depresyonu, doğumdan sonra her on kadından biri tarafından tecrübe edilen stresli bir durumdur. Aşırı Alkol Kullanımı, Alkolizm Aşırı Alkol Kullanımı, Alkolizm Alkol bağımlılığı, alkol kullanımı ve alkol sorunları arasındaki farkı açıklamak güçtür. Örneğin, geçmişte alkol kullanmış olan bir kimsenin mutlaka alkol bağımlısı olması gerekmez.