GRIPORT COLD 650 mg / 4 mg / 30 mg film kaplı tablet (20 tablet) Kısa Ürün Bilgisi

Parasetamol + Klorfeniramin Maleat + Psodoefedrin Hidroklorür }

Solunum Sistemi > Diğer Soğuk Algınlığı Kombinasyonları
İlko İlaç San. ve Tic. A.Ş. | 5 September  2023

  • 1.   BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

    GRİPORT 650 mg/ 4 mg/ 60 mg film kaplı tablet

  • 2.   KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM

    Etkin madde

    Parasetamol 650 mg

    Psödoefedrin HCl 60 mg

    Klorfeniramin maleat 4 mg

    Yardımcı maddeler

    Laktoz monohidrat (inek sütünden elde edilmiştir) 63,76 mg

    Yardımcı maddelerin tümü için bölüm 6.1'e bakınız.


  • 3.   FARMASÖTİK FORMU

    Film kaplı tablet.

    Beyaz renkli, oval şekilli, bikonveks, bir yüzü çentikli (çentiğin amacı yalnızca, gerektiğinde daha rahat yutmak için tabletin kırılmasını kolaylaştırmaktır, tabletin eşit dozlara bölünmesi için değildir) tabletler.


    4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

      4.1. Terapötik endikasyonlar

      GRİPORT tablet; üst solunum yolları akut enfeksiyonlarının semptomatik tedavisinde endikedir. Analjezik, antipiretik, antihistaminik ve dekonjestan etkiye sahip kombinasyon preparatıdır.

      4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

      Pozoloji, uygulama sıklığı ve süresi:

      12 yaşın üzerindeki çocuklar ve yetişkinlerde: 6 ya da 8 saat ara ile 1 tane alınmak üzere günde

      ortalama 3 ya da 4 tablettir. Günlük maksimum doz 4 tablettir.

      Alkol alan kişilerde, hepatotoksisite nedeniyle günlük alınan parasetamol dozunun 2000 mg'ı (3 tableti) aşmaması gerekir.

      Semptomların giderilebilmesi için etkili olduğu en düşük dozda kullanılmalıdır.

      Uygulama şekli:

      GRİPORT, oral yoldan alınır.

      Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

      Böbrek/ Karaciğer yetmezliği:

      Hafif-orta şiddette karaciğer ve böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri). Şiddetli karaciğer ve böbrek yetmezliklerinde ise kullanılmamalıdır (Bkz. Bölüm Kontrendikasyonlar).

      Pediyatrik popülasyon:

      12 yaşın altındaki pediyatrik hastalarda kullanılmamalıdır.

      Geriyatrik popülasyon:

      Sağlıklı, hareketli yaşlılarda normal yetişkin dozu uygundur fakat herhangi bir hastalığın eşlik ettiği durumlarda doz ve dozlama sıklığı uygun bir şekilde azaltılmalıdır (Bkz. Bölüm Farmakokinetik özellikler).

      4.3. Kontrendikasyonlar

      GRİPORT tablet aşağıdaki durumlarda kontrendikedir.

        İlacın içindeki etkin maddeler veya yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı

        duyarlılığı olanlarda

        4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

          Parasetamolü ilk kullananlarda veya daha önce kullanım hikayesi olanlarda, kullanımın ilk dozunda veya tekrarlayan dozlarında deride kızarıklık, döküntü veya bir deri reaksiyonu oluşabilmektedir. Bu durumda doktor ile irtibata geçilerek ilacın kullanımının bırakılması ve alternatif bir tedaviye geçilmesi gerekmektedir. Parasetamol ile deri reaksiyonu gözlenen kişi bir daha bu ilacı veya parasetamol içeren başka bir ilacı kullanmamalıdır. Bu durum, ciddi ve ölümle sonuçlanabilen Steven Johnson Sendromu (SJS), toksik epidermal nekroliz (TEN) ve akut jeneralize ekzantematöz püstüloz (AGEP) dahil cilt reaksiyonlarına neden olabilmektedir.

          4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

          Parasetamol:

          Propantelin gibi mide boşalmasını yavaşlatan ilaçlar, parasetamolün yavaş emilmesine ve dolayısıyla parasetamolün etkisinin daha geç ortaya çıkmasına neden olabilir.

          Metoklopramid gibi mide boşalmasını hızlandıran ilaçlar, parasetamolün daha hızlı emilmesine ve dolayısıyla parasetamolün etkisinin daha hızlı başlamasına neden olabilir.

          Kloroform, siklopropan, halotan, enfluran veya izofluran gibi halojenli anestezik ajanlarla

          eşzamanlı kullanım, ventriküler aritmileri tetikleyebilir veya kötüleştirebilir.

          Bazı hipnotikler ve antiepileptik ilaçlar (glutetimid, fenobarbital, fenitoin, karbamazepin, vb.) veya oral kontraseptifler ve rifampisin gibi karaciğerde hepatik mikrozomal enzim indüksiyonuna sebep olan ilaçların tek başına kullanıldığında zararsız olan parasetamol dozlarıyla eşzamanlı kullanımı karaciğer hasarına yol açabilir. Aşırı alkol tüketimi halinde, terapötik dozlarda bile parasetamol alınması da karaciğer hasarına neden olabilir.

          Parasetamolün kloramfenikol ile kombinasyon halinde kullanılması, kloramfenikolün yarılanma ömrünü uzatabilir ve dolayısıyla bu ilacın toksisite riskini arttırabilir.

          Parasetamol (veya metabolitleri), K vitaminine bağımlı koagülasyon faktörü sentezinde rol oynayan enzimler ile etkileşir. Parasetamol ile varfarin veya kumarin türevleri arasındaki etkileşimler, “uluslararası normalleştirilmiş oran†(International Normalized Ratio, INR) değerinde bir artışa ve kanama riskinde bir artışa neden olabilir, arada bir tek seferlik ya da birkaç dozluk kullanımda kanama üzerine belirgin bir etki beklenmemektedir. Bundan dolayı, oral antikoagülan kullanan hastalar, tıbbi denetim ve kontrol olmadan uzun süreli parasetamol kullanmamalıdır.

          5-hidroksitriptamin serotonin tip 3 reseptör antagonistleri olan tropisetron ve granisetron,

          farmakodinamik etkileşim ile parasetamolün analjezik etkisini tamamen baskılayabilir. Parasetamol ve azidotimidin (AZT- zidovudin) eşzamanlı kullanılması nötropeni eğilimini

          artırır. Bu nedenle tıbbi tavsiye olmadıkça, parasetamol AZT ile birlikte alınmamalıdır.

          İmatinib ile eş zamanlı düzenli parasetamol kullanımından kaçınılmalı veya kullanım kısıtlanmalıdır.

          Birden fazla ağrı kesiciyle kombinasyon tedavisinden kaçınılması önerilmektedir. Bunun hastaya ekstra bir fayda sağladığını gösteren çok az kanıt vardır ve genelde böbreklerdeki olumsuz etkiye ve diğer istenmeyen etkilerde artışa yol açmaktadır.

          Parasetamol emilim hızı metoklopramid ya da domperidon ile artabilir ve kolestiramin ile

          azalabilir.

          St. John's Wort (Hypericum perforatum- sarı kantaron) parasetamolün kan düzeylerini

          azaltabilir.

          Besinler ile birlikte alındığında parasetamolün absorpsiyon hızı azalabilir. Probenesid, parasetamolün metabolizmasını engeller.

          Psödoefedrin hidroklorür:

          GRİPORT, MAOI/RIMA alanlarda kullanılmamalıdır. Trisiklik antidepresanlar, iştah bastırıcı ilaçlar, sempatomimetik ajanlar (dekonjestanlar, iştah bastırıcılar ve amfetamin benzeri psikostimülanlar gibi) ve sempatomimetik aminlerin katabolizmasını etkileyen monoamin oksidaz inhibitörleri (furazolidon dahil) ile beraber kullanılması bazen kan basıncının yükselmesine neden olabilir (Bkz. Bölüm Kontrendikasyonlar). Moklobemid ve oksitosin ile birlikte kullanımı tansiyon yükselmesine sebebiyet verebilir. Psödoefedrin içermesinden dolayı GRİPORT, bretilyum, betanidin, guanetidin debrizokin, metildopa ve alfa ve beta adrenerjik blokör ilaçlar gibi sempatik aktiviteyi engelleyen hipotansif ilaçların etkisini kısmen tersine çevirir. Kardiyak glikozidler disritmi riskine, ergot alkaloidleri ise ergotizm riskine sebep olabilir.

          Antikolinerjik (trisiklik antidepresanlar gibi) ilaçların etkisini artırır.

          Klorfeniramin maleat:

          Klorfeniramin, santral etkili ilaçların (sempatomimetikler, antidepresanlar) etkilerini artırabilir.

          Alkol, barbitüratlar, hipnotikler, opioid analjezikler, anksiyolitikler ve antipsikotikler gibi santral sinir sistemi (SSS) depresanlarının etkilerini artırabilir. Atropin, trisiklik antidepresanlar ve MAO inhibitörlerinin antimuskarinik etkilerini artırabilir.

          Klorfeniramin, fenitoin metabolizmasını inhibe eder, bu nedenle fenitoin toksisitesine neden olabilir.

          Antihistaminikler derideki histamin yanıtını baskılayabileceği için alerji testleri yapılmadan

          birkaç gün önce kesilmelidir.

          Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

          Herhangi bir veri bulunmamaktadır.

          Pediyatrik popülasyon:

          Herhangi bir veri bulunmamaktadır.

          4.6. Gebelik ve laktasyon

          Genel tavsiye:

          Gebelik kategorisi: C

          Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

          Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlara verilirken tedbirli olunmalıdır.

          Gebelik dönemi

          GRİPORTiçin, gebelikte kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar; gebelik, embriyo-fetal gelişim, doğum ya da doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir (Bkz. Bölüm 5.3). İnsanlara yönelik risk bilinmemektedir.

          Gebeliğin ilk üç aylık döneminde psödoefedrin maruziyeti ve fetal anormallikler görülmesi olasılığının bağlantısı göz önünde bulundurularak ilacın gebelik süresince kullanımından kaçınılmalıdır.

          Klorfeniramin maleatın hamile kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir. İnsanlar için potansiyel risk bilinmemektedir. Üçüncü trimesterde kullanım yenidoğan veya prematüre yenidoğanlarda reaksiyonlara neden olabilir. Doktor tarafından önerilmedikçe hamilelik sırasında kullanılmamalıdır.

          GRİPORT, gebelik döneminde yalnızca doktor tavsiyesi ile ve ilacın risk/fayda oranı göz önüne alınarak kullanılmalıdır.

          Laktasyon dönemi

          Emzirme döneminde hekim tavsiyesi olmadan kullanılmamalıdır.

          Psödoefedrin anne sütüne az miktarda geçer, fakat bunun emzirilen bebeklerdeki etki derecesi bilinmemektedir. Ağız yoluyla tek doz psödoefedrin verilen annenin sütüyle 24 saat içinde bunun %0,4-0,7'sinin atılacağı tahmin edilmektedir. Klorfeniramin maleat anne sütüne önemli miktarda geçer; bu düzeyde ilacın bebek için zararlı etki oluşturduğu bilinmemekle beraber kullanılmaması önerilir. Klorfeniramin maleat ve diğer antihistaminikler laktasyonu inhibe edebilir.

          GRİPORT, eğer hekim ilacın emziren anneye sağlayacağı yararın, emzirilen bebek üzerindeki riskten fazla olacağına inanıyorsa dikkatle kullanılmalıdır.

          Üreme yeteneği/ Fertilite

          GRİPORT'un üreme yeteneği üzerindeki etkisi ile ilgili klinik çalışma bulunmamaktadır.

          4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

          GRİPORT uyuşukluğa, bazı hastalarda ise baş dönmesi veya somnolansa neden olabilir. Bu nedenle hastalar araç veya makine kullanırken dikkatli olmaları konusunda uyarılmalıdırlar. Uyku hali, sedatifler, trankilizanlar ve alkollü içeceklerin kullanımıyla artabilir.

          Klorfeniraminin antikolinerjik özellikleri uyuşukluğa, baş dönmesine, bulanık görme ve psikomotor bozukluklara neden olabilir ve bu da hastaların araç ve makine kullanma kabiliyetlerini ciddi biçimde engelleyebilir.

          4.8. İstenmeyen etkiler

          Sıklık sınıflandırması aşağıdaki gibidir:

          Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1,000 ila <1/100); seyrek (≥1/10,000 ila <1/1,000); çok seyrek (<1/10,000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)

          Parasetamolün istenmeyen etkileri genellikle hafiftir. 10 g'ın üzerinde alınması durumunda

          toksisite görülmesi muhtemeldir.

          Advers reaksiyonlar

          SIKLIK

          Parasetamol

          Psödoefedrin

          Klorfeniramin

          Kan ve lenf sistemi hastalıkları

          Anemi

          Seyrek

          Seyrek

          Hemolitik anemi

          Seyrek

          Bilinmiyor

          Methemoglobinemi

          Seyrek

          Seyrek

          Trombositopeni

          Seyrek

          Seyrek

          Trombositopenik purpura

          Seyrek

          Seyrek

          Lökopeni

          Seyrek

          Seyrek

          Nötropeni

          Seyrek

          Seyrek

          Pansitopeni

          Seyrek

          Seyrek

          Agranülositoz

          Çok seyrek

          Seyrek

          Kan diskrazisi

          Bilinmiyor

          Bağışıklık sistemi hastalıkları

          Alerjik reaksiyonlar

          Seyrek

          Bilinmiyor

          Anaflaktik reaksiyon

          Seyrek

          Bilinmiyor

          Lyell sendromu

          Çok seyrek

          Bronkospazm

          Bilinmiyor

          Pozitif alerji testi

          Bilinmiyor

          İmmün

          trombositopeni

          Bilinmiyor

          Anjiyoödem

          Bilinmiyor

          Metabolizma ve

          Anoreksi

          Bilinmiyor

          beslenme

          hastalıkları

          Psikiyatrik

          hastalıkları

          Sinirlilik

          Yaygın

          İnsomnia

          Yaygın

          Yorgunluk

          Yaygın olmayan

          Telaş hali

          Yaygın olmayan

          Ajitasyon

          Yaygın olmayan

          Halüsinasyon

          Seyrek

          Paranoid delüzyon

          Seyrek

          Konfüzyon

          Bilinmiyor

          Eksitabilite

          Seyrek

          Bilinmiyor

          Depresyon

          Bilinmiyor

          Kabuslar

          Bilinmiyor

          Huzursuzluk

          Bilinmiyor

          Sinir sistemi Hastalıkları**

          Baş ağrısı

          Yaygın

          Bilinmiyor

          Yaygın

          Baş dönmesi

          Yaygın

          Yaygın

          Somlonans

          Yaygın

          Çok yaygın

          Parestezi

          Yaygın

          Santral sinir sistemi stimülasyonu

          Bilinmiyor

          Ensefalopati

          Bilinmiyor

          İnsomnia

          Bilinmiyor

          Tremor

          Bilinmiyor

          Sersemlik

          Yaygın

          İrritabilite

          Bilinmiyor

          Bilinmiyor

          Anksiteyete

          Bilinmiyor

          Konsantre olamama

          Yaygın

          Sedasyon

          Çok yaygın

          Koordinasyon

          bozukluğu

          Yaygın

          Çocuklarda paradoksikal eksitasyon

          Bilinmiyor

          Yaşlılarda

          konfüzyonel psikoz

          Bilinmiyor

          Göz hastalıkları

          Bulanık görme

          Yaygın

          Kulak ve iç kulak

          Tinnitus

          Bilinmiyor

          hastalıkları

          Kardiyak

          hastalıkları

          Taşikardi

          Seyrek

          Bilinmiyor

          Hipertansiyon

          Seyrek

          Diğer kardiyak

          disritmiler

          Seyrek

          Palpitasyon

          Bilinmiyor

          Aritmi

          Bilinmiyor

          Hipotansiyon

          Bilinmiyor

          Vasküler

          Kan basıncı artışı

          Seyrek

          hastalıkları

          Solunum, göğüs hastalıkları ve mediastinal hastalıkları

          Üst solunum yolu enfeksiyon belirtileri

          Yaygın

          Analjezik astım sendromu da dahil astım

          Seyrek

          Bronkospazm

          Seyrek

          Bronşial sekresyonda kalınlaşma

          Bilinmiyor

          Gastrointestinal

          hastalıkları

          Bulantı

          Yaygın

          Yaygın

          Yaygın

          Kusma

          Yaygın

          Yaygın

          Bilinmiyor

          Dispepsi

          Yaygın

          Bilinmiyor

          Flatulans

          Yaygın

          Karın ağrısı

          Yaygın

          Bilinmiyor

          Konstipasyon

          Yaygın

          Gastrointestinal kanama

          Yaygın

          olmayan

          Diyare

          Seyrek

          Bilinmiyor

          Ağız kuruluğu

          Yaygın

          Yaygın

          Hepato-biliyer

          hastalıkları

          Hepatik bozukluk

          Seyrek

          Sarılık dahil hepatit

          Bilinmiyor

          Hepatik disfonksiyon

          Çok seyrek

          Deri ve derialtı doku hastalıkları

          Deri döküntüsü

          Seyrek

          Seyrek

          Bilinmiyor

          Kaşıntı

          Seyrek

          Ürtiker

          Seyrek

          Bilinmiyor

          Alerjik ödem

          Seyrek

          Anjiyoödem

          Seyrek

          Akut jeneralize eksantematöz püstülozis

          Seyrek*

          Eritema multiform

          Seyrek

          Stevens-Johnson sendromu

          Seyrek*

          Toksik epidermal nekroliz

          Seyrek*

          Hipersensitivite

          reaksiyonları

          Seyrek

          Diğer sempatomimetiklerle çapraz reaksiyon

          Seyrek

          Alerjik dermatit

          Seyrek

          Eksfoliyatif dermatit dahil alerjik reaksiyonlar

          Bilinmiyor

          Fotosensitivite

          Bilinmiyor

          Deri reaksiyonları

          Bilinmiyor

          Kas-iskelet bozukluklar, bağ doku ve kemik hastalıkları

          Kas seğirmesi ve

          inkoordinasyonu

          Bilinmiyor

          Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

          Papiler nekroz

          Yaygın

          olmayan

          Dizüri

          Yaygın olmayan

          Üriner retansiyon

          Yaygın olmayan

          Bilinmiyor

          Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıkları

          Halsizlik

          Yaygın

          Göğüs sıkışması

          Bilinmiyor

          olabilir.)

          *Ölümcül sonuçlara neden olabilir. Bu belirti ilacın kesilmesiyle kaybolur.

          ** Çocuklar ve yaşlılar nörolojik antikolinerjik yan etkilere ve paradoksal eksitasyona daha duyarlıdır (enerji artışı, huzursuzluk, sinirlilik gibi belirtiler) (Bkz. Bölüm 4.4).

          Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması:

          Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e- posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).

          4.9. Doz aşımı ve tedavisi

          Parasetamol

          Parasetamolü 10 g'dan fazla alan yetişkinlerde toksisite olasılığı vardır. Dahası, aşırı dozun zararı siroz olmayan alkolik karaciğer hastalığı olanlarda daha büyüktür. Çocuklarda aşırı dozu takiben karaciğer hasarı göreceli olarak daha nadirdir. Karaciğer hücre hasarı ile birlikte parasetamol aşırı dozajında normal erişkinlerde 2 saat civarında olan parasetamol yarı ömrü genellikle 4 saate veya daha uzun sürelere uzar. C-aminopirinden sonra COatılımında azalma bildirilmiştir. Bu; plazma parasetamol konsantrasyonu veya yarı ömür, veya konvansiyonel karaciğer fonksiyon testi ölçümlerine nazaran parasetamol aşırı dozajı ile karaciğer hücre hasarı arasında daha iyi ilişki kurar parasetamole bağlı fulminant karaciğer yetmezliğini takiben gelişen akut tubüler nekrozdan dolayı böbrek yetmezliği oluşabilir. Bununla beraber, bunun insidansı başka nedenlerden dolayı fulminant karaciğer yetmezliği olan hastalarla karşılaştırıldığında bu grup hastalarda daha sık değildir. Nadiren, ilaç aldıktan 2-10 gün sonra, sadece minimal karaciğer toksisitesi ile birlikte renal tubüler nekroz oluşabilir. Aşırı dozda parasetamol almış bir hastada kronik alkol alımının akut pankreatit gelişmesine katkıda bulunduğu bildirilmiştir. Akut aşırı doza ilaveten, parasetamolün günlük aşırı miktarlarda alımından sonra karaciğer hasarı ve nefrotoksik etkiler bildirilmiştir.

          Semptomlar: Parasetamol doz aşımı sonuçları karaciğer nakli ya da ölüme kadar varabilen karaciğer yetmezliğine yol açabilir. Hepatik disfonksiyon ve karaciğer toksisitesi ile birlikte çoğu zaman akut pankreatit de gözlenmiştir. Solgunluk, anoreksi, bulantı ve kusma parasetamol doz aşımının sık görülen erken semptomlarıdır. Hepatik nekroz, parasetamol doz aşımının dozla ilişkili komplikasyonudur. Hepatik enzimler yükselebilir ve protrombin süresi 12 ila 48 saat içinde uzar, fakat klinik semptomlar ilacın alımını takiben 1 ila 6 gün içinde belirgin olmayabilir.

          Tedavi: Erken dönemde belirgin semptom olmamasına karşın hasta hemen hastaneye gönderilmelidir. Semptomlar bulantı ve kusma ile sınırlı olabilir ve doz aşımı şiddetini ya da organ hasarı riskini yansıtmayabilir. Hastayı gecikmiş hepatotoksisiteye karşı korumak için parasetamol aşırı dozajı hemen tedavi edilmelidir. Bunun için, absorbsiyonu azaltmayı (gastrik

          lavaj veya aktif kömür) takiben intravenöz N-asetilsistein veya oral metionin vermek gerekir. Eğer hasta kusuyorsa veya aktif kömür ile konjugasyon yapılmışsa metionin kullanılmamalıdır. Doruk plazma parasetamol konsantrasyonları aşırı dozu takiben 4 saate kadar gecikebilir. Bu nedenle, hepatotoksisite riskini belirlemek için plazma parasetamol düzeyleri ilaç alımından en az 4 saat sonrasına kadar ölçülmelidir. Ek tedavi (ilave oral metionin veya intravenöz N- asetilsistein) kan parasetamol içeriği ve ilaç alımından beri geçen süre ışığı altında değerlendirilmelidir. Hepatik enzim indükleyici ilaçlar alan hastalarda, uzun süredir alkol bağımlısı olanlarda veya kronik olarak beslenme eksikliği olanlarda N-asetilsistein ile tedavi eşiğinin %30-50 düşürülmesi önerilir, çünkü bu hastalar parasetamolün toksik etkilerine karşı daha duyarlı olabilirler. Parasetamol aşırı dozajını takiben gelişebilecek fulminant karaciğer yetmezliği tedavisi uzmanlık gerektirir.

          Özellikle kardiyovasküler sistem ve solunum yollarına ilişkin semptomatik ve destekleyici önlemler alınmalıdır. Konvülsiyonlar intravenöz diazepam ile kontrol altına alınmalıdır. Belirgin heyecanlanma ve halüsinasyonların tedavisi için klorpromazin kullanılabilir. Şiddetli hipertansiyonun fentolamin gibi bir alfa-adrenoreseptör blokörü ilaç ile tedavi edilmesi gerekebilir. Kardiyak aritmileri kontrol altına almak için beta-blokör bir ilaç kullanılması gerekebilir.

          Psödoefedrin

          Semptomlar: Psödoefedrin doz aşımında eksitasyon, huzursuzluk, halüsinasyon, hipertansiyon ve aritmi gibi merkezi sinir sistemi ve kardiyovasküler sistem semptomları ortaya çıkabilir. Şiddetli olgularda psikoz, konvülsiyon, koma ve hipertansif kriz gelişebilir. Potasyumun hücre dışından hücre içine kayması nedeniyle serum potasyum düzeyi düşebilir.

          Tedavi: Solunum destekleyici ve koruyucu ve konvülsiyonları kontrol edici önlemler alınmalıdır. Endike olduğu takdirde gastrik lavaj uygulanmalıdır. Mesane kateterizasyonu gerekebilir. Beta blokörler kardiyovasküler komplikasyonları ve hipokalemiyi düzeltebilir. İstenirse, psödoefedrin atılımının hızlandırılması için asit diürezi veya diyaliz yapılabilir.

          Klorfeniramin maleat

          Semptomlar: Sedasyon, SSS paradoksal stimülasyonu, toksik psikozis, nöbet, apne, konvülsiyonlar, antikolinerjik etkiler, distonik reaksiyonlar ve aritmi dahil kardiyovasküler kolaps.

          Tedavi: Gastrik lavaj veya ipeka şurubuyla emezis yoluyla tedaviye başlanmalıdır. Ardından aktif kömür ve katartikler uygulanarak absorpsiyonu azaltılır. Diğer semptomatik ve destekleyici önlemler kalp, solunum, böbrek ve karaciğer fonksiyonları ve sıvı-elektrolit dengesine göre özel dikkatle uygulanmalıdır.

          Hipotansiyon ve aritmiler tedavi edilmelidir. SSS konvülsiyonları IV diazepam ile tedavi edilebilir. Ciddi durumlarda hemoperfüzyon kullanılabilir.


          5.   FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

          5.1. Farmakodinamik özellikler

          Farmakoterapötik grup: Öksürük ve soğuk algınlığı preparatları; Diğer soğuk algınlığı preparatları

          ATC kodu: R05X

          Etki mekanizması:

          Parasetamol

          Parasetamol, analjezik ve antipiretik bir ajandır. Parasetamolün terapötik etkilerinin, siklooksijenaz enziminin inhibisyonu sonucu prostaglandin sentezinin inhibisyonuna bağlı olduğu düşünülmektedir. Parasetamolün periferik siklooksijenaza oranla santral siklooksijenaz üzerine daha etkili inhibitör olduğunu gösteren kanıtlar vardır. Parasetamolün analjezik ve antipiretik özellikleri vardır fakat sadece zayıf anti-enflamatuvar özellikler gösterir. Bu durum; enflamatuvar dokuların diğer dokulara oranla daha yüksek seviyelerde hücresel peroksitler içermesi ve bu hücresel peroksitlerin parasetamolün siklooksijenaz inhibisyonunu önlemesiyle açıklanabilir.

          Psödoefedrin HCl

          Psödoefedrin, doğrudan veya dolaylı sempatomimetik aktiviteye sahiptir ve etkili bir üst solunum yolları dekonjestanıdır. Psödoefedrin, sistolik kan basıncının yükseltilmesinde ve taşikardi yaratılmasında efedrinden daha az etkilidir, ayrıca merkezi sinir sisteminin uyarılmasında da etkisi daha düşüktür. Psödoefedrin 4 saat süren dekonjestan etkisine 30 dakika içinde ulaşır.

          60 mg psödoefedrinin, soğuk algınlığı ve rinitli hastalarda ve normal kişilerde ve alerjik rinitli hastalarda histamin uygulanmasından sonra nazal hava akımı ile ölçüldüğü şekilde, etkili bir nazal dekonjestan olduğu gösterilmiştir.

          Klorfeniramin maleat

          Klorfeniramin maleat; antihistaminik bir madde olup, kılcal damarlardaki geçirgenliği azaltarak

          burun akıntısı, aksırma, gözde sulanma ve kaşıntı gibi belirtileri giderir.

          5.2. Farmakokinetik özellikler

          Parasetamol

          Emilim

          Parasetamolün absorpsiyonu başlıca ince bağırsaklardan pasif difüzyon ile olur. Gastrik boşalma, oral uygulanan parasetamol absorpsiyonu için hız sınırlayıcı bir basamaktır. Doruk plazma parasetamol konsantrasyonu formülasyona bağlı olarak genellikle oral uygulamadan sonra 30 ila 90 dakika arasında meydana gelir. Parasetamol değişken bir oranda ilk geçiş metabolizmasına uğradığı için oral uygulamadan sonra sistemik dolaşımda tam olarak bulunmaz. Erişkinlerdeki oral biyoyararlanımının uygulanan parasetamol miktarına bağlı olduğu görülmektedir. Oral biyoyararlanım 500 mg'lık dozdan sonra %63 iken, 1 veya 2 g (tablet formu) dozundan sonra yaklaşık %90'a yükselir.

          Dağılım:

          Parasetamol birçok vücut sıvısına eşit miktarda dağılır; tahmini dağılım hacmi 0,95 L/kg'dır. Terapötik dozları takiben parasetamol plazma proteinlerine önemli oranda bağlanmaz.

          Çocuklardaki dağılım kinetiği (V/F) erişkinlerdekine benzerdir.

          Biyotransformasyon:

          Terapötik dozlardan sonra parasetamolün plazma yarılanma ömrü 1,5-2,5 saat arasındadır. Parasetamol karaciğerde metabolize olur ve insanda çok sayıda metabolitleri tanımlanmıştır. İdrarla atılan majör metaboliti glukuronid ve sülfat konjugatıdır. Parasetamolün %10 kadarı minör bir yolla sitokrom P-450 karma fonksiyonlu oksidaz sistemi (başlıca CYP2E1 ve CYP3A4) ile reaktif bir metabolit olan asetamidokinona dönüşür. Bu metabolit hızla indirgenmiş glutatyon ile konjuge olur ve sistein ve merkaptürik asit konjugatları şeklinde atılır. Büyük miktarlarda parasetamol alındığında hepatik glutatyon azalabilir ve vital hepatoselüler makromoleküllerine kovalan olarak bağlanan hepatosit asetamidokinonun aşırı birikmesine yol açar. Bu da doz aşımı durumunda görülebilen hepatik nekroza yol açar.

          Eliminasyon:

          Tek dozu (1000 mg i.v.) takiben parasetamolün total vücut klerensi yaklaşık 5 mL/dk/kg'dır. Parasetamolün renal klerensi idrar akış hızına bağlıdır, fakat pH'ye bağlı değildir. Uygulanan ilacın %4'ten daha azı değişmemiş parasetamol halinde atılır. Sağlıklı bireylerde terapötik dozun yaklaşık %85-95'i 24 saat içinde idrar ile atılır.

          Doğrusallık ve doğrusal olmayan durum:

          Reaktif parasetamol metabolitlerinin karaciğer hücre proteinlerine bağlanması, hepatoselüler hasara sebep olur. Terapötik dozlarda, bu metabolitler, glutatyon tarafından bağlanır ve nontoksik konjugatlar oluştururlar. Ancak masif doz aşımı halinde, karaciğerin (glutatyon oluşumunu kolaylaştıran ve teşvik eden) SH-donörleri deposu tükenir; ilacın toksik metabolitleri karaciğerde birikir ve karaciğer hücre nekrozu gelişir ve bu da karaciğer fonksiyonunda bozulmaya ve giderek hepatik komaya kadar ilerler.

          Pozolojiye uygun kullanıldığında farmakokinetiği doğrusaldır.

          Hastalardaki karakteristik özellikler

          Renal yetmezlikte farmakokinetik: 2-8 saat arasında olan ortalama plazma yarılanma ömrü normal ve böbrek yetmezliği olan hastalarda aynıdır, fakat böbrek yetmezliğinde eliminasyon hızı 8-24 saat arasında azalır. Kronik renal yetmezlikte glukuronid ve sülfat konjugatlarında belirgin birikme olur. Ana bileşiğin kısıtlı rejenerasyonuyla kronik böbrek yetmezliği olan hastalarda biriken parasetamol konjugatlarında bir miktar ekstra eliminasyon oluşabilir. Kronik böbrek yetmezliğinde parasetamol doz aralıklarını uzatmak tavsiye edilir. Hemodiyalizde parasetamol plazma düzeyleri azalabileceğinden terapötik kan düzeylerini korumak için ilave parasetamol dozları gerekebilir.

          Hepatik yetmezlikte farmakokinetik: Hafif karaciğer hastalığı olan hastalardaki ortalama plazma yarılanma ömrü normal bireylerdekine benzerdir, fakat ciddi karaciğer yetmezliğinde önemli derecede uzar (yaklaşık %75). Bununla beraber, yarılanma ömrünün uzamasının klinik önemi belli değildir; çünkü karaciğer hastalığı olan hastalarda ilaç birikmesi ve hepatoksisite olduğu kanıtlanmamış ve glutatyon konjugasyonu azalmamıştır. Kronik stabil karaciğer hastalığı olan 20 hastaya 13 gün süreyle günde 4 g parasetamol verilmesi karaciğer fonksiyonunda bozulmaya yol açmamıştır. Hafif karaciğer hastalığında, önerilen dozlarda alındığında parasetamolün zararlı olduğu kanıtlanmamıştır. Bununla beraber, şiddetli karaciğer hastalığında, plazma parasetamol yarılanma ömrü önemli derecede uzamıştır.

          Yaşlılarda farmakokinetik: Genç ve yaşlı sağlıklı denekler arasında farmakokinetik parametrelerde gözlenen farklılıkların klinik olarak önemli olduğu düşünülmemektedir. Bununla beraber serum parasetamol yarılanma ömrünün belirgin derecede arttığını (yaklaşık

          %84) ve parasetamol klerensinin zayıf, hareketsiz ve yaşlı hastalarda sağlıklı genç kişilere

          nazaran azaldığını (yaklaşık %47) düşündüren kanıtlar vardır.

          Çocuklarda farmakokinetik: Çalışmalar 0-2 gün arasındaki yeni doğanlarda ve 3-10 yaş arasındaki çocuklarda parasetamol majör metabolitinin parasetamol sülfat olduğunu göstermiştir. Yetişkinlerdeki ve 12 yaş ve üzeri çocuklardaki veriler, majör metabolitin glukoronid konjugatı olduğunu göstermiştir. Bununla beraber, parasetamolün genel eliminasyon hızında veya idrara geçen toplam ilaç miktarında yaşa ilişkin önemli farklılıklar yoktur.

          Psödoefedrin hidroklorür

          Emilim:

          Psödoefedrin, oral uygulama sonrasında herhangi bir presistemik metabolizma olmadan, gastrointestinal kanaldan hızlıca ve tamamen emilir. Sağlıklı yetişkin gönüllülerde, 60 mg psödoefedrinin verilmesi yaklaşık 1,5 saat sonra (T) yaklaşık 180 ng/mL'lik bir doruk plazma konsantrasyonu (C) yaratmıştır.

          Dağılım:

          Psödoefedrinin görünen dağılım hacmi (V/F) yaklaşık 2,8 L/kg'dır.

          Biyotransformasyon:

          Psödoefedrinin plazma yarılanma ömrü (t) yaklaşık 5,5 saattir. Erkeklerde psödoefedrin çok az metabolize olur, yaklaşık %90'ı değişmeden idrarla atılır. Yaklaşık %1'i karaciğerde metabolize olur, N-demetilasyon ile norpsödoefedrine dönüşür.

          Eliminasyon:

          Psödoefedrin ve metaboliti idrar ile atılır; dozun %55 ile %90'ı herhangi bir değişikliğe uğramadan atılır. Psödoefedrinin görünen total vücut klerensi (Cl/F) 7,5 mL/dk/kg'dır. Sabit eliminasyon hızı yaklaşık 0,13sa'dir. İdrar asitlendiğinde psödoefedrinin idrar ile dışarı atılma hızı artar. Bunun tersine, idrar pH'si arttıkça, idrar ile dışarı atılma hızı azalır.

          Böbrek yetmezliği psödoefedrinin plazma düzeylerini artıracaktır.

          Zayıf bir temelde, böbrekten atılım düzeyi idrarın pH'sine bağlıdır. Düşük idrar pH'sine, tübüler geri emilim minimaldir ve idrar akış hızı ilacın klerensini etkilemez.

          Yüksek pH'de (>7,0), psödoefedrin yaygın şekilde renal tubülde geri emilir ve renal klerens

          idrar akış hızına bağlıdır.

          Hastalardaki karakteristik özellikler

          Böbrek yetmezliği:

          Böbrek yetmezliği artmış plazma düzeylerine yol açar.

          Psödoefedrin ile böbrek yetmezliğinde yapılmış spesifik çalışma yoktur. Ancak çeşitli derecelerde böbrek yetmezliği olan hastalarda 60 mg psödoefedrin +8 mg akrivastin kapsüllerinin tek doz uygulamasını takiben orta şiddetli ve şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda sağlıklı gönüllülere nazaran psödoefedrin Cdeğeri 1,5 misli artmıştır. Tdeğeri böbrek hastalarında değişmemiştir. Yarılanma ömrü, sağlıklı gönüllülere nazaran hafif ve şiddetli böbrek yetmezliğinde sırasıyla 3-12 misli artmıştır.

          Karaciğer yetmezliği:

          Hepatik yetmezliği olan hastalarda psödoefedrin ile yapılmış hiçbir spesifik çalışma yoktur.

          Yaşlı hastalarda:

          Yaşlı hastalarda 60 mg psödoefedrin +8 mg akrivastin uygulanmasını takiben psödoefedrin için görülen tsağlıklı gönüllülerdekinin 1,4 katı olmuştur. Görünen Cl/F sağlıklı gönüllülerdekinin 0,8 katı olmuştur ve V/F değişmemiştir. Psödoefedrin ile yaşlılarda yapılmış spesifik bir çalışma yoktur.

          Klorfeniramin maleat

          Emilim:

          Klorfeniramin, oral uygulamayı takiben gastrointestinal sistemden iyi emilir. Etkiler 30 dakika içinde gelişir, 1 ila 2 saat içinde maksimuma ulaşır ve 4 ila 6 saat sürer. Plazma yarı ömrünün 12 ila 15 saat olduğu tahmin edilmektedir.

          Dağılım:

          Dolaşımda bulunan klorfeniraminin %70'i proteinlere bağlı haldedir.

          Klorfeniramin vücutta, santral sinir sistemi de dahil olmak üzere, geniş oranda dağılır.

          Biyotransformasyon ve eliminasyon:

          Karaciğerde belirgin oranda ilk-geçiş metabolizmasına uğrar. Klorfeniraminin farmakokinetiğinde belirgin bireysel farklılıklar bulunmaktadır; yarı ömrü 2-43 saat arasında bildirilmiştir. Klorfeniramin yüksek oranda metabolize edilir. Metabolitleri desmetil ve didesmetil klorfeniramindir. Değişmeyen ilacın yaklaşık %22'si ve metabolitleri başlıca idrar yoluyla atılır. Dışkıda sadece eser miktarda bulunmuştur.

          5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

          Parasetamol

          Akut Toksisite:

          Parasetamol yetişkin sıçanlara ve kobaylara oral yoldan verildikten sonra hafif toksik olduğu saptanmıştır. Farelerde ve yenidoğan sıçanlarda önemli oranda daha fazla toksik olmasının sebebi ise, muhtemelen, farelerde maddenin farklı bir metabolizmasının bulunması ve yenidoğan sıçanlarda hepatik enzim sisteminin olgunlaşmamış olmasıdır.

          Köpeklere ve kedilere daha yüksek dozlarda verildiğinde kusmaya sebep olmuştur; bu nedenle

          bu hayvan cinslerinde oral LDdeğeri saptanamamıştır.

          Kronik Toksisite:

          Toksik dozların verilmesinin ardından deney hayvanlarında yavaş kilo artışı, diürez, asidüri ve dehidratasyon ile enfeksiyonlara karşı duyarlılık artışı gibi etkiler gözlenmiştir. Otopsi sırasında, abdominal organlarda kan akımı artışı, intestinal mukoza irritasyonu gözlenmiştir.

          Mutajenik ve Tümörojenik Potansiyel:

          Sıçanlarda, hepatotoksik doz düzeyinde potansiyel bir genotoksisite gözlenmiş ve bu bulgu doğrudan bir DNA hasarı olarak değil, hepatotoksisite/miyelotoksisitenin dolaylı bir sonucu olarak açıklanmıştır. Dolayısıyla, bir eşik doz varsayılabilir.

          Diyeti 6,000 ppm(parts per million)'ye kadar olan erkek sıçanlarda yapılan 2 yıllık bir çalışmada parasetamolün karsinojenik aktivitesine ilişkin herhangi bir bulgu bildirilmemiştir.

          Mononükleer hücre lösemisi insidansının artmasından dolayı dişi sıçanlarda bazı karsinojenik aktivite bulguları söz konusudur. Diyeti 6,000 ppm'ye kadar olan farelerde yapılan 2 yıllık bir çalışmada ise parasetamolün karsinojenik aktivitesini gösteren herhangi bir bulgu saptanmamıştır.

          Üreme Toksisitesi:

          İnsanlarda kapsamlı kullanımdan sonra embriyotoksik veya teratojenik riskte bir artış gözlenmemiştir. Parasetamol hamilelik dönemlerinde de sıklıkla alınmakta olup, gerek hamileliğin seyri gerekse doğmamış çocuk üzerinde herhangi bir olumsuz etki görülmemiştir.

          Hayvanlarda yapılan kronik toksisite araştırmalarında parasetamolün testiküler atrofiye neden olduğu ve spermatogenezi inhibe ettiği bildirilmiştir.

          Psödoefedrin hidroklorür

          Bakteri ve memelilere yapılan in vivo ve in vitro tahlillerde psödoefedrinin genotoksik olmadığı saptanmıştır.

          Psödoefedrinin karsinojenik potansiyeli olup olmadığı hakkında yeterli bilgi yoktur.

          Psödoefedrin, sıçanlarda 432 mg/kg/gün oral doza veya tavşanlarda 200 mg/kg/gün oral doza kadar teratojenik etki göstermemiştir.

          Klorfeniramin maleat

          Yeterli klinik öncesi deneyim bulunmamaktadır.

          6.   FARMASÖTİK ÖZELLİKLER

              6.1. Yardımcı maddelerin listesi

              Laktoz monohidrat (inek sütünden elde edilmiştir) Mısır nişastası

              Hidroksipropil selüloz Kroskarmelloz sodyum Mikrokristalin selüloz Kolloidal silikon dioksit Magnezyum stearat Polivinil alkol Titanyum dioksit Makrogol

              Talk

              6.2. Geçimsizlikler

              Bilinen bir geçimsizliği bulunmamaktadır.

              6.3. Raf ömrü

              36 ay.

              6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler

              25°C'nin altındaki oda sıcaklığında, çocukların erişemeyeceği yerlerde saklayınız.

              Işıktan ve nemden korumak için orijinal ambalajında saklayınız.

              6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği

              20 film kaplı tablet içeren PVC/Alu blister ambalajlarda.

              6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

          Kullanılmamış ürünler ya da atık materyaller "Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği" ve

          "Ambalaj Atıkları Kontrolü Yönetmeliği" ne uygun olarak imha edilmelidir.

          Diyabet Hastalığı Diyabet Hastalığı Diyabet, insülin hormonu ile ilgili problemlerden kaynaklanan bir hastalıktır. Yüksek Tansiyon Yüksek Tansiyon Hipertansiyon sürekli anormal derecede yüksek olan kan basıncıdır. Tansiyon atardamarlarınızdaki kanın basıncıdır.

    İLAÇ GENEL BİLGİLERİİlaç Bilgileri

    İlko İlaç San. ve Tic. A.Ş.
    Satış Fiyatı 82.61 TL [ 19 Nov 2024 ]
    Önceki Satış Fiyatı 82.61 TL [ 8 Nov 2024 ]
    Original / JenerikOriginal İlaç
    Reçete DurumuNormal Reçeteli bir ilaçdır.
    Barkodu8699680091914
    Etkin Madde Parasetamol + Klorfeniramin Maleat + Psodoefedrin Hidroklorür
    ATC Kodu R05X
    Birim Miktar 650+4+30
    Birim Cinsi MG
    Ambalaj Miktarı 20
    Solunum Sistemi > Diğer Soğuk Algınlığı Kombinasyonları
    Yerli ve Beşeri bir ilaçdır. 
    GRIPORT COLD 650 mg / 4 mg / 30 mg film kaplı tablet (20 tablet) Barkodu