GROT 50 mg/2 ml I.M./I.V. enjeksiyonluk çözelti içeren 6 ampül Klinik Özellikler

Deksketoprofen Trometamol }

Kas İskelet Sistemi > Non-steroid > Deksketoprofen
Helba İlaç Ve Dış San. Tic. Ltd. Şti | 15 August  2014

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

    4.1. Terapötik endikasyonlar

    Osteoartrit, romatoid artrit ve ankilozan spondilit belirti ve bulgularının tedavisi ile akut gut artriti, akut kas iskelet sistemi ağrıları (örn. bel ağrısı), post-operatif ağrı, dismenore ve renal kolik tedavisinde endikedir.

    4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

    Yetişkinler

    Tavsiye edilen doz her 8-12 saatte bir 50 mg'dır. Günlük maksimum doz olan 150 mg'ı aşmamak şartıyla, 6 saat arayla uygulanabilir.

    GROT, kısa süreli kullanım içindir ve tedavi akut semptomatik dönem ile sınırlandırılmalıdır (maksimum 2 gün). Hastalar mümkün olan sürede oral analjezik tedaviye geçmelidirler.

    Semptomları kontrol etmek amacıyla gerekli en kısa sürede en düşük etkili doz kullanılarak istenmeyen etkiler en aza indirilebilir (bkz. Bölüm 4.4).

    Orta ve ağır şiddetteki postoperatif ağrıların olduğu durumda, GROT, eğer endike ise, opioid analjezikler ile bir arada, yetişkinlerde tavsiye edilen dozlarda kullanılabilir (bkz. Bölüm 5.1).

    Uygulama şekli

    GROT intramüsküler ya da intravenöz yollarla uygulanabilir. IM uygulama:

    1 adet GROT içeriği (2 ml) kas içine derin ve yavaş bir enjeksiyon ile verilmelidir.

    IV uygulama:

    IV infüzyon: Bölüm 6.6'da tarif edilen şekilde hazırlanan seyreltik çözelti, 10 ile 30 dakika arası bir sürede yavaş bir şekilde damar içine infüzyon ile verilmelidir. Solüsyon daima güneş ışığından korunmalıdır.

    IV bolus: Gerekli ise, bir GROT içeriği (2 ml) 15 saniyeden uzun bir sürede yavaş IV bolus ile verilebilir.

    İlacın kullanımı ile ilgili talimatlar

    GROT IM veya IV bolus ile verildiğinde, solüsyon, renkli ampulden çekildikten hemen sonra enjekte edilmelidir (bkz. Bölüm 6.2 ve 6.6).

    IV infüzyon ile verildiğinde, solüsyon aseptik olarak seyreltilmeli ve güneş ışığından korunmalıdır (bkz. Bölüm 6.3 ve 6.6). Uygulamadan önce tıbbi ürünün seyreltme talimatı için bölüm 6.6'ya bakınız.

    Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

    Böbrek yetmezliği:

    Hafif böbrek bozukluğu olan hastalarda (kreatinin klirensi 60-89 ml/dak) toplam günlük doz 50 mg'a indirilmelidir (bkz. Bölüm 4.4). GROT orta ve ağır böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klirensi ≤59 ml/dak) kullanılmamalıdır (bkz. Bölüm 4.3).

    Karaciğer yetmezliği:

    Hafif ve orta derecede (Child-Pugh skoru 5-9 arası) karaciğer bozukluğu olan hastalarda toplam günlük doz 50 mg'a indirilmelidir ve ilacın kullanımı sırasında karaciğer fonksiyonları dikkatli bir şekilde izlenmelidir (bkz. Bölüm 4.4). GROT, ağır karaciğer bozukluğu olan (Child-Pugh skoru 10-15 arası) hastalarda kullanılmamalıdır (bkz. Bölüm 4.3).

    Pediyatrik popülasyon:

    GROT'un çocuklarda ve adolesanlarda yapılmış çalışmaları bulunmamaktadır. Bu nedenle güvenirliği ve etkinliği kanıtlanmadığından çocuk ve adolesanlarda kullanılmamalıdır.

    Geriyatrik popülasyon:

    Yaşlılarda genellikle doz ayarlamasına ihtiyaç duyulmamaktadır. Yaşlı hastalarda böbrek fonksiyonlarının fizyolojik olarak gerilemesinden dolayı, böbrek fonksiyonlarının hafifçe bozulması durumunda daha düşük bir doz (toplam günlük doz 50 mg) tavsiye edilir (bkz. Bölüm 4.4).

    4.3. Kontrendikasyonlar

    GROT aşağıdaki durumlarda uygulanmamalıdır:

      Deksketoprofene, diğer NSAİİ'lere veya bölüm 6.1'de listelenen üründeki herhangi bir

      yardımcı maddeye karşı duyarlılığı olan hastalar,

      4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

      Kardiyovasküler risk:

        NSAİİ'ler ölümcül olabilecek kardiyovasküler trombotik olaylar, miyokard infarktüsü ve inme riskinde artışa neden olabilir. Bu risk, kullanım süresine bağlı olarak artabilir. Kardiyovasküler hastalığı olan veya kardiyovasküler hastalık risk faktörlerini taşıyan hastalarda risk daha yüksek olabilir (bkz. Uyarılar).

        4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

        Aşağıdaki etkileşmeler genelde tüm non-steroidal antiinflamatuar (NSAİİ) ilaçlar için

        geçerlidir:

        Önerilmeyen kombinasyonlar:

        - Yüksek doz silikatlar da ( ≥ 3 g/gün) dahil olmak üzere diğer NSAİİ'ler: Sinerjitik etkiyle gastrointestinal ülser ve kanama riskini arttırabileceklerinden, birkaç NSAİİ'nin eşzamanlı kullanılmasından kaçınılmalıdır.

        -Antikoagülanlar: Deksketoprofenin plazma proteinlerine yüksek oranda bağlanması, platelet fonksiyonunu inhibe etmesi ve gastroduodenal mukoza hasarına yol açması nedeniyle NSAİİ'ler varfarin benzeri anti-koagülanların etkilerini arttırabilirler (bkz. Bölüm 4.4). Eğer kombinasyondan kaçınılamıyorsa, yakın klinik gözlem yapılmalı ve laboratuar değerleri takip edilmelidir.

        -Heparinler:Hemoraji riski artar (trombosit fonksiyonu inhibisyonu ve gastroduodenal mukoza hasarına bağlı olarak). Eğer kombinasyondan kaçınılamıyorsa, yakın klinik gözlem yapılmalı ve laboratuar değerleri takip edilmelidir.

        -Kortikosteroidler: Gastrointestinal ülser veya kanama riskinde artış (bkz. Bölüm 4.4).

        -Lityum (birçok NSAİİ'lerle tanımlanmıştır): NSAİİ'ler kan lityum düzeylerini (lityumun böbreklerle atılımını azaltarak) artırırlar ve toksik düzeylere ulaşmasına neden olabilirler. Dolayısıyla bu parametre, deksketoprofen ile tedavinin başlangıcı, ayarlanması ve kesilmesi sırasında izlemeyi gerektirir.

        -Metotreksatın 15 mg/hafta veya daha yüksek dozlarda kullanılması: Antiinflamatuvar ajanlarla kullanımı, metotreksatın renal klirensinin azalmasına bağlı olarak hematolojik toksisitesinde artışa neden olur.

        -Hidantoinler ve sülfonamidler: Bu bileşiklerin toksik etkileri artabilir.

        Dikkat gerektiren kombinasyonlar:

        -Diüretikler, ADE inhibitörleri, antibakteriyel aminoglikozidler ve anjiyotensin II reseptör antagonistleri: Deksketoprofen, diüretiklerin ve diğer antihipertansif ürünlerin etkisini azaltabilir. Böbrek fonksiyonu kompromize olan bazı hastalarda (örn. dehidrate hastalar ya da böbrek fonksiyonu bozuk kompromize yaşlı hastalar), siklo-oksijenazı inhibe eden ajanlar ve ADE inhibitörleri ya da anjiyotensin II reseptör antagonistlerin veya antibakteriyel aminoglikozidlerin birlikte kullanılması, böbrek fonksiyonunun genellikle geri dönüşlü olacak şekilde daha da bozulmasına neden olabilir. Deksketoprofen ile bir diüretiğin birlikte reçetelendirildiği durumlarda hastaların yeterli düzeyde hidrate olduklarından emin olunmalı ve tedavinin başlangıcında renal fonksiyonlar izlenmelidir (bkz. Bölüm 4.4).

        -Metotraksatın 15 mg/hafta'dan daha düşük dozlarda kullanılması: Genelde antiinflamatuvar bileşiklerle renal klirensinin azaltılmasına bağlı olarak metotreksatın hematolojik toksisitesi artar. Kombinasyonun ilk haftalarında kan sayımı haftalık olarak izlenmelidir. Hafif renal fonksiyon bozukluğu olan durumlarla, yaşlılarda da izleme artırılmalıdır.

        -Pentoksifilin: Kanama riskinde artış olabilir. Klinik izleme arttırılmalı ve kanama zamanı daha sık kontrol edilmelidir.

        -Zidovudin: NSAİİ alımına başlandıktan bir hafta sonra oluşan şiddetli anemi ile retikülositler üzerindeki etkiyle kırmızı hücre toksisitesinde artma riski vardır. NSAİİ'ler ile tedaviye başladıktan bir iki hafta sonra tam kan ve retikülosit sayısı kontrol edilmelidir.

        -Sülfonilüreler: NSAİİ'ler plazma proteinlerine bağlanma yerlerinden uzaklaştırarak sülfonilürelerin hipoglisemik etkilerini artırabilirler.

        Göz önünde bulundurulması gereken kombinasyonlar:

        -Beta-blokörler: Bir NSAİİ ile tedavi, prostaglandin sentezinde azalma ile antihipertansif etkilerini azaltabilir.

        -Siklosporin ve takrolimus: NSAİİ'lerin renal prostaglandin aracılıklı etkileriyle nefrotoksisite artabilir. Kombinasyon tedavisi sırasında renal fonksiyon ölçülmelidir.

        -Trombolitikler: Kanama riskinde artma.

        - Anti-platelet ajanlar ve selektif serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI'lar): Gastrointestinal kanama riskinde artış (bkz. Bölüm 4.4)

        -Probenesid: Deksketoprofenin plazma konsantrasyonları artabilir; bu etkileşme renal tübüler sekresyon bölgesindeki inhibitör bir mekanizmaya ve glukuronokonjugasyona bağlı olabilir ve deksketoprofen dozunun ayarlanmasını gerektirir.

        -Kardiyak glikozitleri: NSAİİ'ler plazma glikozid konsantrasyonunu arttırabilirler.

        -Mifepriston: Prostaglandin sentez inhibitörlerinin, mifepristonun etkinliğini değiştirmesi teorik bir risk taşıdığından, NSAİİ'ler mifepriston alımından sonraki 8-12 gün içinde kullanılmamalıdır.

        -Kinolon antibiyotikleri: Hayvan deneklerinden elde edilen veriler, NSAİİ'ler ile birlikte yüksek dozda kinolon alımının, konvülsiyonların gelişme riskini artırabileceğini göstermektedir.

        Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler Pediyatrik popülasyon:

        GROT'un çocuklarda ve adolesanlarda yapılmış çalışmaları bulunmamaktadır. Bu nedenle

        güvenilirliği ve etkinliği kanıtlanmamıştır.

        4.6. Gebelik ve laktasyon

        Genel tavsiye

        Gebelik kategorisi: 1. ve 2. trimesterde C; 3. trimesterde D'dir.

        Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

        Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar uygun bir doğum kontrolü uygulamalıdır.

        Gebelik dönemi

        image

        GROT'un hamilelliğin üçüncü trimestrinde kullanılması kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3). Prostaglandin sentezinin inhibisyonu, hamileliği ve/veya embriyo-fetal gelişimi olumsuz yönde etkileyebilir. Epidemiyolojik çalışmalardan elde edilen veriler hamileliğin erken döneminde prostaglandin sentezi inhibitörlerinin kullanılmasından sonra düşük ve kardiyak malformasyon riskinde artışla ilgili bir kaygıyı ortaya çıkarmışlardır. Mutlak kardiyovasküler malformasyon riski % 1'in altında iken, yaklaşık % 1,5 düzeyine yükselmiştir. Doz arttıkça ve tedavi süresi uzadıkça riskin arttığı düşünülmektedir.

        Kesin gerekli olmadıkça, gebeliğin birinci ve ikinci trimesterinde, deksketoprofen trometamol verilmemelidir. Deksketoprofen trometamol gebelik planlayan, gebeliğin birinci veya ikinci trimesterindeki hastalar tarafından kullanılacaksa, tedavi dozu mümkün olduğunca düşük olmalı ve tedavi süresi mümkün olduğunca kısa tutulmalıdır.

        Gebeliğin üçüncü trimesterinde, tüm prostaglandin sentezi inhibitörleri fetüsü aşağıdaki risklerle karşı karşıya getirirler:

          Kardiyopulmoner toksisite (duktus arteriozusun erken kapanması ve pulmoner

          hipertansiyon);

          4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

          Baş dönmesi ve uyuşukluk oluşabileceğinden, GROT araç ve makine kullanma yeteneği

          üzerinde hafif ya da orta derecede etkisi olabilir.

          4.8. İstenmeyen etkiler

          Parenteral deksketoprofen ile yapılan klinik çalışmalarda deksketoprofen trometamol ile ilişkili olma olasılığı bulunduğu rapor edilen ayrıca GROT'un pazara verilmesinden sonra bildirilen advers reaksiyonlar aşağıda tablo şeklinde gösterilmekte olup reaksiyonlar sistem organ sınıfına göre düzenlenip görülme sıklığına göre sıralanmışlardır.

          SİSTEM ORGAN SINIFI

          Yaygın (≥1/100-

          <1/10)

          Yaygın olmayan (≥1/1000-<1/100)

          Seyrek

          (≥1/10000-<1/1000)

          Çok seyrek izole bildirimler

          (<1/10000)

          Kan ve lenf sistemi hastalıkları

          Anemi

          Nötropeni, Trombositopeni

          Bağışıklık sistemi

          hastalıkları

          Larinjeal ödem

          Anafilaktik reaksiyon,

          anafilaktik şok

          Metabolizma ve beslenme hastalıkları

          Hiperglisemi, hipoglisemi, hipertrigliseridemi,

          anoreksi

          Psikiyatrik

          hastalıklar

          Uykusuzluk

          Sinir sistemi

          hastalıkları

          Başağrısı, sersemlik, uyuklama

          Parestezi, senkop

          Göz hastalıkları

          Bulanık görme

          Kulak ve iç kulak

          hastalıkları

          Kulak çınlaması

          Kardiyak

          hastalıklar

          Ekstrasistol,

          taşikardi

          Vasküler hastalıklar

          Hipotansiyon, yüzde

          kızarıklık

          Hipertansiyon, yüzeysel

          tromboflebit

          Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal

          hastalıklar

          Bradipne

          Bronkospasm, dispne

          Gastrointestinal

          hastalıklar

          Bulantı,

          kusma

          Karın ağrısı, dispepsi, diyare, kabızlık, kan kusma, ağız

          kuruluğu

          Peptik ülserasyon, peptik ülser kanaması veya perforasyonu (bkz. Bölüm 4.4)

          Pankreas

          iltihabı

          Hepato-biliyer

          hastalıklar

          Hepatit, sarılık

          Hepatik hasar

          Deri ve deri altı doku hastalıkları

          Dermatit, prurit, deri döküntüsü, terleme artışı

          Ürtiker, akne

          Stevens Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz (Lyell's sendromu), anjiyo ödem, yüzde ödem, fotosensitivite reaksiyonları

          Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları

          Kas sertleşmesi, eklem sertleşmesi, kas krampları, bel ağrısı

          Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

          Akut renal yetmezlik, poliüri, böbrek

          ağrısı, ketonüri,

          proteinüri

          Nefrit veya nefrotik sendrom

          Üreme sistemi ve meme hastalıkları

          Adet dönemi bozuklukları, Prostat bozuklukları

          Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

          Enjeksiyon yeri ağrısı, inflamasyon içeren enjeksiyon yeri reaksiyonları, inflamasyon, morarma veya kanama

          Isı artışı, kas yorgunluğu, ağrı, soğuk hissi

          Sertlik, periferal ödem

          Araştırmalar

          Karaciğer fonksiyon testlerinde anormallikler

          Gastrointestinal: En sık gözlemlenen advers olaylar gastrointestinal özelliktedirler. Özellikle yaşlılarda olmak üzere bazen ölümcül seyredebilen peptik ülser, perforasyon

          veya gastrointestinal kanama meydana gelebilmektedir (bkz. Bölüm 4.4). İlacın kullanımından sonra bulantı, kusma, diyare, flatulans, kabızlık, dispepsi, karın ağrısı, melena, hematemez, ülseratif stomatit, kolit ve Crohn hastalığında kötüleşme (bkz. Bölüm 4.4 Özel Kullanım Uyarıları ve Özel Kullanım Tedbirleri) bildirilmiştir. Daha nadiren gastrit gözlenmiştir.

          NSAİİ tedavisiyle ilişkili olarak ödem, hipertansiyon ve kalp yetmezliği bildirilmiştir.

          Diğer NSAİİ'lerde olduğu gibi aşağıdaki istenmeyen etkiler ortaya çıkabilir: Belirgin olarak sistemik lupus eritematozus veya karışık bağ dokusu hastalığı olan hastalarda oluşabilen aseptik menenjit ve hematolojik reaksiyonlar (purpura, aplastik ve hemolitik anemi ve nadiren agranülositoz ve medullar hipoplazi).

          Stevens Johnson Sendromu ve Toksik Epidermal Nekroliz (oldukça nadir) dahil büllöz reaksiyonlar bildirilmiştir.

          Klinik araştırmalar ve epidemiyolojik veriler bazı NSAİİ'lerin (özellikle yüksek dozda ve uzun süreli tedavide) kullanılmasına arteriyel trombotik olaylarda (örneğin miyokard enfarktüsü veya inme) hafif risk artışının eşlik edebildiğini ileri sürmektedir (bkz. Bölüm 4.4).

          Şüpheli advers reaksiyonlarınının raporlanması

          Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir. (www.titck.gov.tr ve e-posta: tufam@titck.gov.tr ; tel:0800 314 00 08 faks:0312 218 35

          99)

          4.9. Doz aşımı ve tedavisi

Kalp Krizi Kalp Krizi Kalbe giden kan akışı durduğunda kalp krizi meydana gelir. Artrit Artrit Artrit, oldukça yaygın bir hastalıktır ancak iyi anlaşılamamıştır. Aslında “artrit” tek bir hastalığın adı değildir; eklem ağrısı veya eklem hastalıklarını adlandırmanın gayri resmi yoludur.