HEPATAMINE %8 500 ml(setli) Formülü
HepatAmine, kristalize amino asitler içeren, steril, pirojensiz, hipertonik bir solüsyondur. 500 ml’lik bir şişe solüsyon organizmaya verildiğinde, toplam 38 gram proteine eşdeğer miktarda 40 gram amino asit ve 6 gram azot sağlar.
Solüsyonda bulunan, esansiyel ve esansiyel olmayan amino asitler şunlardır:
Her 100 ml’lik solüsyonda;
Esansiyel Amino Asitler
L-İzolösin 0.90 g,
L-Lösin 1.10 g,
Lizin (L-Lizin Asetat, 0.86 g olarak katılmıştır)0.61 g,
L-Metiyonin 0.10 g,L-Fenilalanin 0.10 g,
L-Treonin 0.45 g,L-Triptofan 0.066 g,
L-Valin 0.84 g,
Esansiyel Olmayan Amino Asitler
L-Alanin 0.77 g,L-Arginin 0.60 g,L-Histidin 0.24 g,L-Prolin 0.80 g,L-Serin 0.50 g,Glisin (Aminoasetik Asit)0.90g, L-Sistein HCI.H2O <0.02 g,Fosforik Asit NF 0.115 g,Sodyum Bisülfit (antioksidan olarak)< 0.10 g,Enjeksiyonluk su q.s.,pH : Yaklaşık 6.5 (6.0-6.8;Glasiyal Asetik Asit ile ayarlanmıştır.)
Osmolarite : Yaklaşık 785 mOsm/litre
Elektrolit Yoğunlukları (mEq/litre)
Sodyum : 10
Fosfat : 20 (10 mmol P/litre)
Asetat : ~62 (Asetik Asit ve Lizin asetattan)
Klorür : < 3
1- Siroz ya da hepatite bağlı hepatik ensefalopati tedavisinde.
2- Parenteral beslenme gereksinimi olan karaciğer hastalarında, gerekli besinsel desteği sağlamak amacıyla.
HepatAmine, anüri hastalarında, doğuştan amino asit metabolizması bozukluklarında ve solüsyondaki amino asitlerden birine ya da birkaçına aşırı duyarlı olanlarda kullanılmamalıdır.
Preparat antioksidan olarak sodyum bisülfit içermektedir. Sülfitler özellikle duyarlı kişilerde anafilaksi dahil alerjik tipte reaksiyonlara yol açabilir. Toplumdaki sülfite duyarlılık oranı bilinmemekle birlikte muhtemelen düşüktür. Sülfit duyarlılığı astımlı kişilerde astımlı olmayan kişilere göre daha fazladır.
Parenteral beslenmeyi etkili ve güvenilir bir biçimde uygulayabilmek için, beslenme konusunda olduğu kadar, tedavi sırasında gelişebilecek komplikasyonları tanıma ve tedavi etme konularında da yeterli bilgi ve deneyim gerekmektedir. Tedavinin izlenmesi sırasında sık laboratuvar tetkikleri ve klinik değerlendirmeler yapılmalıdır. Laboratuvar tetkiklerinde, kan şeker düzeyi, serum proteinleri, böbrek ve karaciğer fonksiyon testleri, elektrolit düzeyleri, hemogram, karbondioksit düzeyi, serum osmolaritesi, kan kültürleri ve kandaki amonyak düzeyi yer almalıdır.
Böbrek fonksiyon bozukluğu ya da mide-barsak kanaması durumlarında amino asit uygulanımı, yükselmiş olan kan üre azotunu daha da yükseltir. Herhangi bir nedene bağlı azotemisi olan hastalarda, total azot alımı gözönünde bulundurulmadan amino asit infüzyonu yapılmamalıdır.
Damar yolu ile uygulanan solüsyon tedavileri sırasında, hastada sıvı ya da elektrolit yüklenmesi, buna bağlı olarak da, serum elektrolit konsantrasyonlarında dilüsyon, aşırı sıvı alımı, akciğerde konjesyon ya da ödem gelişebilir. Dilüsyon riski, solüsyonların elektrolit içeriği ile ters orantılıdır. Periferik ve pulmoner ödemle birlikte konjesyon durumlarına yol açan solüt yüklenmesi ise, solüsyonların elektrolit içeriği ile doğru orantılıdır. Uzun süreli parenteral beslenmelerde ya da hastanın genel durumunun gerektirdiği durumlarda, sıvı dengesi, elektrolit konsantrasyonu ve asit-baz dengesindeki değişiklikleri saptamak için belirli aralıklarla klinik değerlendirmeler ve laboratuvar tetkikleri yapılmalıdır. Normal değerlerden aşırı sapmalar ek elektrolit suplemanlarının kullanılmasını gerektirir.
İleri derecede hipertonik solüsyonlar, santral bir vene ve tercihan üst vena cava’ya yerleştirilmiş intravenöz bir kateterle verilmelidir.
Özellikle kalp yetmezliği olan hastalarda, dolaşımın aşırı yüklenmemesine dikkat edilmelidir.
HepatAmine solüsyonu periferik venden uygulanım için uygun oranda dilüe edilmeli ve yeterli miktarda kalori ile birlikte verilmelidir. Damar iğnesinin ucu, ven lümenine uygun bir şekilde yerleştirilmiş olmalıdır. İğnenin girdiği damar infiltrasyon yönünden sık kontrol edilmeli, venöz tromboz ya da flebit gelişimi görülürse uygun lokal tedavi yapılmalı ve damar değiştirilmelidir.
Diyabetik ya da pre-diyabetik hastalara hipertonik dekstroz verilirken özel bir dikkat gerekir. Bu hastalarda ağır hiperglisemiyi önlemek için insülin uygulanmalıdır.
Miyokart enfarktüslü hastalarda, daima amino asit solüsyonlarıyla birlikte dekstroz verilmelidir. Anoksik durumlarda, miyokart dokusu serbest yağ asitlerini ütilize edemediğinden, enerji gereksinimini anaerobik olarak, glikojen ya da glukozdan sağlar.
HepatAmine infüzyonu, prognozu iyi olmayan ve genellikle tedaviye cevap vermeyen fulminan hepatitli hastaların klinik seyrine etki göstermeyebilir. Fulminan hepatitteki patolojik plazma amino asit profilinin, kronik hepatitinkinden farklı olduğu gösterilmiştir.
Uzun süreli nazo-gastrik aspirasyon, kusma, diyare ve gastro-intestinal fistül drenajı sonucu gelişebilecek aşırı elektrolit kayıpları ek elektrolitlerle karşılanmalıdır.
Hastanın ütilize edebileceğinden daha hızlı glukoz verilmesi, hiperglisemi, koma ve ölüme yol açabilir.
Metabolik asidozun önlenme ve tedavisinde, elektrolit katkı solüsyonlarındaki bir bölüm katyonların asetat tuzu şeklinde bulunmasına dikkat edilmeli, hiperkloremik asidozun önlenmesi için de, infüzyon solüsyonundaki toplam klor miktarını en alt düzeyde tutmalıdır. HepatAmine, litrede 3 miliekivalandan az klorür içerir.
HepatAmine solüsyonunun litresinde 10 milimol fosfat bulunmaktadır.
Özellikle hipofosfatemili hastalar, ek fosfata gereksinim göKlinik denemeler sırasında, parenteral sıvı infüzyonuna bağlı olarak bildirilen yan etkiler: Ağırlık artışı, ödem, BUN yükselmesi, hafif asidoz ve dilüsyonel hiponatremi.
Solüsyon ya da uygulama tekniğine bağlı yan etkiler: Ateş yükselmesi, enjeksiyon yerinde enfeksiyon, enjeksiyon bölgesinden genişleyen venöz tromboz ve flebit, solüsyonun damar dışına sızması, hipervolemi ve alerjik reaksiyonlar. HepatAmine kullanan bir hastada asteriksin daha da kötüleştiği bildirilmiştir.
Solüsyonda bulunan iyonlardan birinin fazlalığı veya eksikliğinde çeşitli belirtiler olabilir. Bu nedenle kan elektrolitleri sık kontrol edilmelidir.
Fosfor eksikliği doku oksijenasyonunun bozulmasına ve hemolitik anemiye yol açabilir. Kalsiyuma göre fazla fosfor verilmesi, hipokalsemiye bağlı olarak tetani, kramp ve adale eksitabilitesinin artışına yol açar.
Yan etkiler geliştiğinde infüzyon hemen kesilmeli, hasta yeniden değerlendirilmeli, uygun tedavi önlemleri alınmalı ve gerekli görüldüğünde incelenebilmesi için artan sıvı saklanmalıdır.
BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.
Etkileşimleri bildirilmemiştir.
Karaciğer hastalarında nütrisyonel tedavinin amacı, hepatik ensefalopatiyi ağırlaştırmadan, protein sentezini sağlamak için yeterli miktarda amino asit ve kalori vermek esasına dayanır.
HepatAmine’ın günlük toplam dozu, hastanın günlük protein gereksinimine ve tedaviye verdiği metabolik ve klinik cevaba göre düzenlenir. Azot dengesinin ve günlük vücut tartısının tayini, bireysel protein gereksiniminin saptanmasında en iyi yöntemdir. Doz ayrıca, hastanın alabileceği sıvı miktarına, glukoz ve azot toleransına ve tedaviye verdiği metabolik ve klinik cevaba göre de ayarlanır.
Önerilen doz günde 80-120 gram amino asidin (12-18 gram azotun) HepatAmine şeklinde verilmesidir. Genel olarak 500 ml % 8 HepatAmine Solüsyonu, 500 ml % 50 oranında dekstroz solüsyonu, elektrolitler ve vitaminlerle kombine edilerek 8-12 saatlik bir süre içinde uygulanır. Bu şekilde bir uygulama sonucu günde yaklaşık 2-3 litre sıvı verilmiş olur. Sıvı kısıtlanmasına tabi hastalar günde sadece 1-2 litre sıvıyı tolere edebilir. İleri derecede katabolik hastalar nitrojen gereksiniminin daha fazla olmasına rağmen, sıvı alım limitleri, nitrojen yada glukoz intoleransı nedeniyle daha fazla nitrojen sağlanması mümkün olmayabilir.Birçok hastada, gerekli kalori ihtiyacının hipertonik dekstroz şeklinde karşılanması sırasında meydana gelebilecek hiperglisemi ve glukozüriyi karşılamak için, dışarıdan ayrıca insülin verilmesi gerekebilir. Rebound hipoglisemiyi önlemek için, hipertonik dekstrozun kesilmesinden sonra % 5 dekstroz solüsyonu ile devam edilmelidir.
Amino asitlerin optimal düzeyde ütilize edilebilmesi için, özellikle potasyum, magnezyum ve fosfat gibi intraselüler elektrolitlerin yeterli miktarlarda sağlanması gerekir.
Optimal metabolik cevabı alabilmek için, günde yaklaşık 60-180 mEq potasyum, 10-30 mEq magnezyum ve 10-40 mmol fosfat uygulanır. Bunun yanı sıra, belli başlı ekstraselüler elektrolitlerden sodyum, kalsiyum ve klorür verilmelidir. Hiperkloremik asidozla diğer metabolik asidozlarda, bikarbonat prekürsörü olarak, sodyum ve potasyumun asetat tuzları kullanılmalıdır. Hastanın günlük elektrolit alımı hesaplanırken, HepatAmine solüsyonunun elektrolit içeriği dikkate alınmalıdır. Magnezyum ve fosfat dahil, serum elektrolitleri sık sık kontrol edilmelidir.
Santral Ven Yoluyla Beslenme
Amino asitlerle dekstrozun hipertonik karışımları, ucu vena cava superior’de bulunan bir santral ven kateteri aracılığıyla güvenilir bir biçimde, devamlı infüzyon şeklinde verilebilir. Başlangıçta infüzyon hızı yavaş olmalı ve tedricen saatte 60-125 ml’lik doza çıkılmalıdır. Uygulanan doz, günlük planlanan miktarın gerisinde kaldığında, buna yetişmeye çalışılmamalıdır. Hastanın günlük protein gereksinimini karşılamaya yönelik olan uygulama hızı, özellikle ilk günlerde, hastanın glukoz toleransına göre düzenlenmek durumundadır.
Kan ve idrarda sık yapılan glukoz tayinlerinin sonuçlarına göre, günlük amino asit ve dekstroz alımı yavaş bir şekilde, gerekli olan maksimum düzeye yükseltilir.
Periferik Ven Yoluyla Beslenme
Santral ven yolunun endike olmadığı ve yeterli miktarda kaloriyi sindirim sisteminden alabilen hastalarda, periferik ven yoluyla HepatAmine solüsyonu, tek başına ya da parenteral karbonhidrat kalorileriyle birlikte uygulanabilir.
Periferik ven uygulanımına uygun izotonik ya da hafifçe hiportonik solüsyonlar elde etmek için, esas solüsyon, steril enjeksiyonluk su veya % 5-10’luk dekstroz solüsyonlarıyla sulandırılabilir. Periferik ven uygulanımı sırasında hastanın yeterli kalori almasına dikkat edilmelidir.
Parenteral yoldan kullanılacak ilaçlar, uygulanmadan önce içlerinde yabancı cisim bulunması ya da renk değişimi açılarından incelenmelidir.
DOZ AŞIMI
Parenteral sıvı tedavisi sırasında hastada aşırı sıvı ya da solüt yüklenmesi olursa, hastanın durumu yeniden değerlendirilerek uygun tedavi yapılmalıdır.
Travma Sonrası Bunalımı Travmatik bir olay, günlük olağan olayların dışında olan ve kişiyi derinden rahatsız eden bir olaydır.Birçok olay böyle bir etki gösterebilir. |
|
Omurilik zedelenmeleri Omurilik zedelenmesini takip eden birkaç gün içinde, hiçkimse hasarin ne kadar olacagini tahmin edemez. Buradaki sorun, omuriligin herhangi bir zedelenmesinden hemen sonra, bir omurilik sokunun olusmasidir. |
|
Lösemi Kan Kanseri Lösemi, kan kanseridir ve vücudunun kan oluşturan dokularının hastalanması anlamına gelir. Birçok lösemi türü vardır; bazı lösemi türleri çocuklarda bazıları da yetişkinlerde sık görülür. |
Geri Ödeme Kodu | A03571 |
Satış Fiyatı | 167.84 TL [ 19 Kasım 2024 ] |
Önceki Satış Fiyatı | 167.84 TL [ 8 Kasım 2024 ] |
Original / Jenerik | Jenerik İlaç |
Reçete Durumu | Normal Reçeteli bir ilaçdır. |
Barkodu | 8699556696427 |
Etkin Madde | Aminoasit |
ATC Kodu | B05BA01 |
Kan ve Kan Yapıcı Organlar > Damar İçine Enjekte Edilenler > Amino Asit |
Yerli ve Beşeri bir ilaçdır. |
İLAÇ EŞDEĞERLERİ
Eşdeğer İlaç Adı | Barkodu | İlaç Fiyatı |
---|---|---|
AMINOPLAZMAL | 8699736690245 | 144.70TL |
AMINOSTERIL | 8699630690303 | |
AMINOVEN | 8699630699009 | |
Diğer Eşdeğer İlaçlar |