HELİPAK SADECE BELİRTİLEN ENDİKASYONU İÇİN , BELİRTİLDİĞİ ŞEKİLDE KULLANILMALIDIR. BU AMBALAJDA BULUNAN İLAÇLAR AYRI AYRI VEYA KOMBİNASYON ŞEKLİNDE , BAŞKA AMAÇLAR İÇİN KULLANILMAMALIDIR.
Tedavi esnasında mikotik organizmalarla ve bakteriyel patojenlerle süperenfeksiyon olasılığı gözardı edilmemelidir. Böyle durumlarda , HELİPAK uygulanması kesilmeli ve uygun tedaviye başlanmalıdır.
KLARİTROMİSİN
KLARİTROMİSİN , DİĞER ALTERNATİF TEDAVİLERDEN HİÇBİRİNİN UYGUN OLMADIĞI KLİNİK DURUMLAR HARİÇ , HAMİLELERDE KULLANILMAMALIDIR.EĞER BU İLAÇ ALIMI ESNASINDA HAMİLELİK OLUŞURSA HASTA , FETUSUN UĞRAYACAĞI POTANSİYEL ZARARLAR KONUSUNDA BİLGİLENDİRİLMELİDİR.
KLARİTROMİSİN ŞU İLAÇLARDAN BİRİ İLE BERABER KULLANILMASI KONTRENDİKEDİR. SİSAPRİD , PİMOZİD VE TERFENADİN.
Makrolidler dahil olmak üzere hemen hemen bütün antibakteriyel ajanlarla psödomembranöz kolit görülmüştür ve hafiften yaşamı tehdit edinceye kadar çeşitli derecelerde olabilir. Dolayısıyla antibakteriyel ajanların uygulanmasından önce , diyareli hastalarda bu teşhisin değerlendirmeye alınması önemlidir.
Antibakteriyel ajanlarla tedavi , kalınbarsağın normal florasını değiştirir ve clostridia'nın aşırı üremesine sebep olabilir. Çalışmalar , clostridium difficile'in ürettiği bir toksinin " antibiyotiğe bağlı kolit"in başlıca nedeni olduğunu göstermiştir.
Psödomembranöz enterokolitin teşhisi konulduktan sonra , terapötik ölçümler başlatılmalıdır. Psödomembranöz enterokolitin hafif vakaları , genellikle sadece ilacın kesilmesine yanıt verirler. Orta ve şiddetli durumlarda sıvı ve elektrolit tedavisi , protein suplementasyonu ve clostridium difficile ' e karşı etkili bir antibakteriyel ilaç ile tedavi düşünülmelidir.
Klaritromisin başlıca karaciğer ve böbrekle atılır. Klaritromisin normal renal fonksiyonlu hepatik bozukluğu olan hastalarda doz ayarlaması yapılmadan uygulanabilir.Mamafih , birlikte hepatik bozukluğu olsun veya olmasın şiddetli renal bozukluk varlığında , dozun azaltılması veya doz aralığının açılması , uygun olabilir.
Klaritromisin ile linkomisin ve klindamisinde olduğu gibi diğer makrolid antibiyotiklerle çapraz resistans olasılığı da düşünülmelidir. Şiddetli renal bozukluğu olan yaşlı hastalarda, doz ayarı düşürülmelidir.
AMOKSİSİLİN
Penisilin tedavisi uygulanan hastalarda ciddi ve hatta ölümle sonuçlanabilen anafilaktoid tipte aşırı duyarlılık reaksiyonları bildirilmiştir.Bu tip reaksiyonlar özellikle birçok allerjene duyarlılığı olan kişilerde ve parenteral uygulamada , oral uygulamaya göre daha sık görülmüştür. Penisilin tedavisine başlamadan önce penisilin , sefalosporin ve diğer allerjenlere karşı önceden aşırı duyarlılık reaksiyonu olup olmadığı iyice soruşturulmalıdır. Eğer allerjik reaksiyon oluşursa , amoksisilin uygulaması kesilmeli ve uygun tedavi uygulanmalıdır.
CİDDİ ANAFİLAKTİK REAKSİYONLARIN ADRENALİN İLE ACİL TEDAVİSİ ŞARTTIR. OKSİJEN , İNTRAVENÖZ STEROİD UYGULANMASI VE GEREKTİĞİNDE ENTÜBASYON UYGULAMASI DAHİL , HAVA YOLUNUN AÇIK TUTULMASI SAĞLANMALIDIR.
Tedavi sırasında bakteriyel patojenler ( Enterobacter , Pseudomonas ) ve mantarlarla ( Candida ) süperenfeksiyon ihtimali unutulmamalıdır. Böyle bir durumda ilaç kesilmeli ve uygun tedaviye başlanılmalıdır.
LANSOPRAZOL
Lansoprazol metabolize olduktan sonra başlıca safra yolu ile atılır. Dolayısı ile ilacın farmakokinetik profili , yaşlılara uygulanımında olduğu gibi , orta dereceden şiddetli dereceye kadar hepatik bozukluktan etkilenebilir. Bozuk hepatik fonksiyonlularda , lansoprazol verilirken , mutlaka dikkatli olunmalıdır.
Yaşlılarda tmaks ve eğrinin altında kalan alan değerleri gençlerinkinin 2 katıdır.Yaşlı hastalarda , ilk başlangıç dozunun değiştirilmesi gerekmez ama ekstra asit supresyonu gerekmediği takdirde , takip eden dozlar günde 30 mg'ı geçmemelidir. Hepatik bozukluğu olan yaşlı hastalarda kullanılırken dikkatli olunmalıdır.
Lansoprazol ile tedaviye semptomatik yanıt , gastrik tümörün bulunmadığı anlamına gelmez.
Hamilelerde Kullanımı
|
Artrit Artrit, oldukça yaygın bir hastalıktır ancak iyi anlaşılamamıştır. Aslında “artrit” tek bir hastalığın adı değildir; eklem ağrısı veya eklem hastalıklarını adlandırmanın gayri resmi yoludur. |
|
Astım Astımlı kişilerin akciğerlerindeki hava boruları (bronşlar) hassastır. Bu kişiler belirli tetikleyici faktörlere maruz kaldıklarında, hava boruları nefes almalarını güçleştirecek şekilde daralır. |