IMOVANE 7.5 mg 20 tablet {E.İ.P} Klinik Özellikler

Zopiklon }

Sinir Sistemi > TRANKİLİZANLAR > Zopiklon
Pierre Fabre İlaç A.Ş. | 30 December  1899

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

    4.1. Terapötik endikasyonlar

    Yetişkinlerde, uykusuzluk durumlarının kısa süreli tedavisinde.

    4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

    Etkili olan en düşük doz kullanılmalıdır.

    Erişkinlerde tavsiye edilen doz 7,5 mg (yatarken 1 tablet)' dir. Bu doz aşılmamalıdır. İMOVANE tek seferde kullanılmalı ve aynı gece tekrar kullanılmamalıdır.

    Bütün hipnotik ilaçlarda olduğu gibi, uzun süreli İMOVANE kullanımı önerilmemektedir. Tedavi süresi olabildiğince kısa olmalı ve doz azaltım dönemi dahil dört haftayı geçmemelidir. Tedavi süresiyle birlikte kötüye kullanım ve bağımlılık riski arttığından, hastanın durumu yeniden değerlendirilmeden maksimum tedavi süresini aşan bir uzatma yapılmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.4).

    Uygulama şekli:

    Oral yoldan uygulanır.

    Tabletler emilmeden veya çiğnenmeden yutulmalıdır.

    Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

    Karaciğer yetmezliği:

    Karaciğer yetmezliği olan hastalarda İMOVANE'ın eliminasyonu azalabileceğinden, her gece 3,75 mg'lık düşük bir doz (yarım tablet) önerilir. 7,5 mg'lık standart doz, etkililiğe ve tolerabiliteye bağlı olarak bazı durumlarda dikkatli bir şekilde kullanılabilir.

    Böbrek yetmezliği:

    Böbrek yetmezliği olan hastalarda uykusuzluğun tedavisi sırasında İMOVANE veya metabolitlerinin birikimi görülmemiştir. Bununla birlikte, böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastaların tedaviye 3,75 mg doz (yarım tablet) ile başlaması önerilir.

    Pediyatrik popülasyon:

    18 yaşından küçük çocuklarda, İMOVANE ile tedavinin etkililiği ve güvenliliği bilinmediğinden kullanılmamalıdır.

    Geriyatrik popülasyon:

    Yaşlı hastalarda tedaviye başlamak için 3,75 mg'lık düşük bir doz (yarım tablet) kullanılmalıdır. Etkililiğe ve tolerabiliteye bağlı olarak, klinik olarak gerekli olduğu takdirde daha sonra doz artırılabilir.

    Kronik solunum yetmezliği:

    Kronik solunum yetmezliği olan hastalarda başlangıçta 3,75 mg başlangıç dozu (yarım tablet) önerilir. Daha sonra doz 7,5 mg'a yükseltilebilir.

    4.3. Kontrendikasyonlar

    İMOVANE aşağıdaki durumlarda kontrendikedir:

      Miyasteni gravis

      4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

      Uykusuzluğun nedeni mümkün olduğunda tespit edilmeli ve hipnotik reçete edilmeden önce altta

      yatan faktörler tedavi edilmelidir.

      Spesifik hasta grupları

      Karaciğer yetmezliğinde kullanım:

      Daha düşük bir doz önerilir (Bkz. Bölüm 4.2). Benzodiyazepinler, ensefalopatiyi hızlandırabileceğinden şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastaların tedavisinde endike değildir (Bkz. Bölüm 4.3).

      Böbrek yetmezliğinde kullanım:

      Daha düşük bir doz önerilir (Bkz. Bölüm 4.2).

      Solunum yetmezliğinde kullanım:

      Hipnotikler solunum dürtüsünü baskılama kapasitesine sahip olduğundan, İMOVANE solunum fonksiyonu bozulmuş hastalara reçete edildiği takdirde gerekli önlemler alınmalıdır (Bkz. Bölüm

      4.8). Solunum depresyonu riski nedeniyle kronik solunum yetmezliği olan hastalar için daha düşük bir doz önerilir.

      Pediyatrik popülasyonda kullanım:

      İMOVANE çocuklarda ve 18 yaşından küçük adolesanlarda kullanılmamalıdır. İMOVANE'ın çocuklarda ve 18 yaşından küçük adolesanlarda güvenliliği ve etkililiği belirlenmemiştir (Bkz. Bölüm 4.3).

      Yaşlı hastalarda kullanım:

      Yaşlılara düşük dozlar verilmelidir (Bkz. Bölüm 4.2).

      Bağımlılık riski:

      İMOVANE kullanımı kötüye kullanımın ve/veya fiziksel ve psikolojik bağımlılığın gelişmesine

      neden olabilir.

      Bağımlılık riski, doz ve tedavi süresi ile birlikte artar. 4 haftadan daha uzun süre İMOVANE ile tedavi edilen hastalarda bağımlılık olguları daha sık bildirilmiştir. Ayrıca kötüye kullanım ve bağımlılık riski, psikiyatrik bozukluk ve/veya alkol, madde veya uyuşturucu kullanımı öyküsü olan hastalarda da daha yüksektir. İMOVANE, şu anda veya geçmişte alkol, madde veya uyuşturucu kullanımı veya bağımlılığı olan hastalarda son derece dikkatli kullanılmalıdır.

      Eğer fiziksel bağımlılık gelişirse, tedavinin aniden kesilmesi yoksunluk semptomlarını beraberinde getirecektir (Bkz. Bölüm 4.8).

      Yoksunluk:

      Tedavi süresi 4 hafta ile sınırlı olduğunda, İMOVANE ile uygulanan tedavinin sona ermesinin, yoksunluk etkileriyle ilişkili olması muhtemel değildir. Hastalar, tedavinin kesilmesinden önce doz azaltımından fayda görebilir (Bkz. Bölüm 4.8.).

      İntihar düşüncesi/intihar girişimi/intihar/depresyon:

      Bazı epidemiyolojik çalışmalar, benzodiyazepinler ve İMOVANE dahil diğer hipnotiklerle tedavi edilen depresyonlu veya depresyonsuz hastalarda intihar düşüncesi, intihar girişimi ve intihar insidansının arttığını göstermektedir. Ancak nedensel bir ilişki kurulmamıştır.

      Diğer hipnotiklerde olduğu gibi, İMOVANE depresyon tedavisi sağlamaz ve hatta semptomlarını maskeleyebilir (bu tür hastalarda intihar hızlanabilir).

      İMOVANE, depresyon semptomları gösteren hastalarda dikkatli bir şekilde uygulanmalıdır. İntihar eğilimleri görülebileceğinden, hastanın kasıtlı olarak aşırı doz alma olasılığını önlemek için bu hastalara mümkün olan en az miktarda İMOVANE verilmelidir. İMOVANE kullanımı sırasında daha önceden var olan depresyon ortaya çıkabilir. Uykusuzluk bir depresyon belirtisi olabileceğinden, uykusuzluk devam ederse hasta yeniden değerlendirilmelidir.

      Depresyonun potansiyel olarak ciddi olan etkilerinin eksik tedavi edilmesini önlemek için semptomatik tedaviden önce uykusuzluğun altında yatan her türlü nedenin de ele alınması gerekmektedir.

      Tolerans:

      Kısa etkili benzodiyazepinlerin ve benzodiyazepin benzeri ilaçların hipnotik etkileri, bir kaç haftalık tedavi süresinde azalabilir. Bununla birlikte, 4 haftaya kadar sürede İMOVANE ile tedaviye belirgin bir tolerans gelişmemiştir.

      Rebound uykusuzluk:

      Benzodiyazepinlerle veya benzodiyazepin benzeri ajanlarla tedavi uygulanmasına yol açan semptomların, tedavinin kesilmesiyle gelişmiş bir formda nüksettiği geçici bir sendrom görülebilir. Bu sendrom duygudurum değişiklikleri, anksiyete ve huzursuzluk gibi diğer reaksiyonlarla birlikte de görülebilir. Yoksunluk/rebound fenomenlerinin görülme riski, uzun süreli tedaviden veya tedavinin aniden kesilmesinden sonra artabileceğinden, dozun kademeli olarak azaltılması ve hastaya buna göre tavsiye verilmesi önerilir.

      Bir tedavi planında, etkili tedavi için gereken minimum süre boyunca etkili olan en düşük doz kullanılmalıdır. Olası tedavi rejimi hakkında bilgi için Bölüm 4.2'ye bakınız. Bir tedavi planı, doz azaltımı da dahil olmak üzere 4 haftadan daha uzun sürmemelidir (Bkz. Bölüm 4.8).

      Amnezi:

      Amnezi nadir görülür, ancak özellikle uykunun bölündüğü durumlarda veya tableti aldıktan sonra yatmanın gecikmesi durumunda anterograd amnezi meydana gelebilir. Bu nedenle, anterograd amnezi olasılığını azaltmak için hastalar, tableti gece yatacaklarından emin olduklarında ve tüm gece boyunca uyuyabilecekleri (yaklaşık 7 ila 8 saat kesintisiz uyku) durumlarda aldıklarından emin olmalıdır.

      Psikomotor bozukluk:

      Diğer sedatif/hipnotik ilaçlar gibi, İMOVANE'ın da MSS'yi baskılayıcı etkileri vardır. Araç kullanma yeteneğinde bozulma da dahil olmak üzere psikomotor bozukluk riski aşağıdaki durumlarda artar:

        İMOVANE, zihinsel uyanıklık gerektiren aktivitelerin gerçekleştirilmesinden itibaren 12 saat içinde alınırsa,

        İMOVANE önerilen dozdan daha yüksek bir dozda alınırsa,

        İMOVANE diğer MSS depresanları, alkol veya kandaki İMOVANE düzeylerini artıran diğer ilaçlarla birlikte uygulanırsa (Bkz. Bölüm 4.5).

      Hastalar, İMOVANE uygulamasından sonra ve özellikle de bu uygulamayı izleyen 12 saat boyunca, makine veya motorlu araç kullanma gibi tam zihinsel uyanıklık veya motor koordinasyon gerektiren tehlikeli işlerle uğraşmamaları konusunda uyarılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.7).

      Opioidlerle eş zamanlı kullanımdan kaynaklanan riskler:

      Opioidlerin benzodiyazepinler veya İMOVANE dahil diğer sedatif-hipnotik ilaçlarla eş zamanlı kullanımı sedasyon, solunum depresyonu, koma ve ölümle sonuçlanabilir. Bu riskler nedeniyle, ancak alternatif tedavi seçeneklerinin yetersiz olduğu hastalarda kullanılmak üzere opioidler ve benzodiyazepinler ile birlikte reçete edilebilir.

      İMOVANE'ın opioidlerle birlikte reçete edilmesine karar verilirse, etkili olan en düşük dozlar ve eş zamanlı kullanım için minimum süreler reçete edilmeli ve hastalar solunum depresyonu ve sedasyon belirtileri ve semptomları açısından yakından takip edilmelidir (Bkz. Bölüm 4.5).

      Diğer psikiyatrik ve paradoksal reaksiyonlar:

      İMOVANE gibi sedatif/hipnotik ajanlar kullanırken huzursuzluk, ajitasyon, iritabilite, saldırganlık, delüzyon, öfke, kabus, halüsinasyon, uygunsuz davranışlar ve diğer olumsuz davranışsal etkiler gibi diğer psikiyatrik ve paradoksal reaksiyonların meydana geldiği bildirilmiştir (Bkz. Bölüm 4.8). Bu durumda İMOVANE kullanımı kesilmelidir. Bu reaksiyonların yaşlılarda görülme olasılığı daha yüksektir.

      Uyurgezerlik ve ilişkili davranışlar:

      İMOVANE almış ve tamamen uyanık olmayan hastalarda, uykuda yürüme ve “uykuda araba kullanmaâ€, yemek hazırlama ve yeme, telefon görüşmeleri yapma veya seks yapma gibi diğer ilişkili davranışlar dahil olmak üzere karmaşık uyku davranışı ve olaya ilişkin amnezi bildirilmiştir. Bu olaylar, İMOVANE'ın ilk veya sonraki herhangi bir kullanımından sonra meydana gelebilir. Hasta karmaşık bir uyku davranışı yaşarsa, hasta ve başkalarına yönelik risk nedeniyle tedavi derhal kesilmelidir (Bkz. Bölüm 4.3). Önerilen maksimum dozu aşan dozlarda İMOVANE kullanımında olduğu gibi, İMOVANE ile birlikte alkol ve diğer MSS depresanlarının kullanımının, bu tür davranışların riskini artırdığı görülmektedir.

      İMOVANE, her bir tablette 32,3 mg laktoz içermektedir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktaz yetmezliği ya da glukoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.

      İMOVANE, her “dozâ€unda 1 mmol (23 mg)'dan daha az sodyum ihtiva eder; yani aslında “sodyum içermezâ€.

      Bu tıbbi ürün az miktarda her “doz†da 100 mg dan az etanol (alkol) içerir.

      4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

      Birlikte kullanımı önerilmeyenler:

      Alkol ile birlikte kullanım, ilacın sedatif etkilerini artırır. Bu nedenle birlikte kullanılmaları önerilmemektedir. Bu durum özellikle hastanın makina veya araç kullanma yeteneğini etkileyebilir (Bkz. Bölüm 4.7).

      Birlikte kullanıldıklarında dikkat edilmesi gerekenler:

      Antipsikotikler (nöroleptikler), hipnotikler, anksiyolitikler/sedatifler, antidepresanlar, narkotik analjezikler, antiepileptikler, anestezikler ve sedatif antihistaminler gibi santral sinir sistemi depresanlarıyla birlikte kullanım, sinir sistemini deprese etme etkisini artırabilir. Bunun yanı sıra, opioid analjeziklerle birlikle kullanımı sonucu öfori görülebilir ki, bu durum psişik bağımlılık riskini artırır.

      Bazı hepatik enzimleri (özellikle sitokrom P450) inhibe eden bileşikler, benzodiyazepinlerin ve

      benzodiyazepin benzeri ajanların aktivitesini artırabilir.

      Eritromisinin İMOVANE‘ın farmakokinetiği üzerindeki etkisi 10 sağlıklı gönüllü üzerinde incelenmiştir. İMOVANE'ın EAA değeri, eritromisin varlığında %80 oranında artar, bu da eritromisinin, CYP 3A4 tarafından metabolize edilen ilaçların metabolizasyonunu inhibe edebileceğini gösterir. Sonuç olarak, İMOVANE'ın hipnotik etkisi artabilir.

      İMOVANE karaciğerde sitokrom P450 (CYP) 3A4 izoenzimi ile metabolize olduğundan (Bkz. Bölüm 5.2), makrolitler (eritromisin, klaritromisin), azoller (ketokonazol, itrakonazol) ve ritonavir (HİV proteaz inhibitörleri) gibi CYP3A4 inhibitörleri ile birlikte kullanıldığında plazma seviyeleri ve dolayısıyla etkisi artabilir. Bu durumda, İMOVANE'ın dozunun azaltılması gerekebilir.

      Bunun aksine, fenobarbital, fenitoin, karbamazepin, rifampisin ve St. John's wort (Sarı kantaron) içeren gıda takviyeleri gibi sitokrom CYP3A4 indüktörleri ile birlikte uygulandığında, plazmadaki İMOVANE seviyeleri azalabilir. Dolayısıyla sitokrom CYP3A4 indüktörleriyle birlikte kullanıldığında, İMOVANE'ın dozunun artırılması gerekebilir.

      Opioidler:

      Benzodiyazepinlerin ve zopiklon ve opioidler dahil diğer sedatif-hipnotik ilaçların eş zamanlı kullanımı, MSS'yi baskılayıcı ilave etkiye bağlı olarak sedasyon, solunum depresyonu, koma ve ölüm riskini artırır. Benzodiyazepin ve opioidlerin eş zamanlı kullanımının dozu ve süresi sınırlandırılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.4).

      Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

      Bilgi bulunmamaktadır.

      Pediyatrik popülasyon:

      Bilgi bulunmamaktadır.

      4.6. Gebelik ve laktasyon

      Gebelik kategorisi: C

      Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

      Gebe kalma potansiyeli olan kadınlara reçete edildiğinde, hastaya gebe kalma kararı verirse ya da gebelik şüphesi durumunda ilacın kesilmesi için hekime danışması önerilir. Kontrasepsiyon üzerine etkisine ilişkin bir bilgi bulunmamaktadır.

      Gebelik dönemi

      Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik, embriyonal/fetal gelişim, doğum ve doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir . İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.

      İMOVANE'ın gebelik sırasında kullanımı önerilmemektedir.

      Hayvan çalışmaları üreme toksisitesi açısından doğrudan veya dolaylı zararlı etkileri göstermemektedir.

      İMOVANE plasentaya geçer.

      Gebe kadınlarla ilgili kohort çalışmalarından elde edilen çok miktarda veri (1000'den fazla gebelik sonucu), gebeliğin ilk üç ayında benzodiyazepinlere veya benzodiyazepin benzeri maddelere maruziyet sonrasında malformasyon görüldüğüne dair kanıt göstermemiştir.

      Bununla birlikte, bazı olgu-kontrol çalışmalarında, gebelik sırasında benzodiyazepin kullanımıyla ilişkili olarak yarık dudak ve damak insidansında artış bildirilmiştir.

      Gebeliğin ikinci ve/veya üçüncü üç ayında benzodiyazepinlerin veya benzodiyazepin benzeri maddelerin uygulanmasından sonra fetal harekette azalma ve fetal kalp hızı değişkenliği olguları tanımlanmıştır.

      Benzodiyazepinlerin veya zopiklon dahil olmak üzere benzodiyazepin benzeri maddelerin gebeliğin geç döneminde veya doğum sırasında uygulanması, ürünün farmakolojik etkisinden dolayı yenidoğan üzerindeki hipotermi, hipotoni, beslenme güçlükleri ('gevşek bebek sendromu') ve solunum depresyonu gibi etkilerle ilişkilendirilmiştir. Şiddetli yenidoğan solunum depresyonu olguları bildirilmiştir.

      Ayrıca, kronik olarak gebeliğin sonraki dönemlerinde sedatif/hipnotik ajan kullanan annelerden doğan bebeklerde fiziksel bağımlılık gelişmiş olabilir ve bu bebekler doğum sonrası dönemde yoksunluk semptomları geliştirme riski altında olabilir. Doğum sonrası dönemde yenidoğanın uygun şekilde izlenmesi önerilir.

      Laktasyon dönemi

      İMOVANE anne sütüne geçer. Anne sütündeki İMOVANE konsantrasyonu düşük olsa da emziren annelerde kullanımından kaçınılmalıdır.

      Üreme yeteneği/Fertilite

      Üreme yeteneği ve fertilite üzerine etkisine ilişkin bir bilgi bulunmamaktadır.

      4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

      İMOVANE, farmakolojik özellikleri ve merkezi sinir sistemi üzerindeki etkisi nedeniyle araç veya makine kullanma yeteneğini olumsuz yönde etkileyebilir. Araç kullanma yeteneğinde bozulma da dahil olmak üzere psikomotor bozukluk riski aşağıdaki durumlarda artar:

        İMOVANE, zihinsel uyanıklık gerektiren aktivitelerin gerçekleştirilmesinden itibaren 12 saat içinde alınırsa,

        Önerilen dozdan daha yüksek bir doz alınırsa veya

        İMOVANE, diğer MSS depresanları, alkol veya kandaki İMOVANE düzeylerini artıran diğer ilaçlarla birlikte uygulanırsa.

      Hastalar, İMOVANE uygulamasından sonra ve özellikle de bu uygulamayı izleyen 12 saat boyunca, makine veya motorlu araç kullanma gibi tam zihinsel uyanıklık veya motor koordinasyon gerektiren tehlikeli işlerle uğraşmamaları konusunda uyarılmalıdır.

      4.8. İstenmeyen etkiler

      İstenmeyen etkiler aşağıda MedDRA sistem-organ sınıfına göre ve mutlak sıklık derecesine göre belirtilmiştir:

      Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila < 1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000 ila < 1/100);

      seyrek (≥1/10.000 ila < 1/1.000), çok seyrek (< 1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

      Bağışıklık sistemi hastalıkları

      Çok seyrek: Anjiyoödem, anafilaktik reaksiyon

      Psikiyatrik hastalıklar

      Yaygın olmayan: Ajitasyon, kabus.

      Seyrek: Konfüzyonel durum, libido bozukluğu, iritabilite, agresyon, halüsinasyon

      Bilinmiyor: Huzursuzluk, delüzyon, öfke, anormal davranışlar (muhtemelen amnezi ile ilişkili), uyurgezerlik dahil karmaşık uyku davranışları (Bkz. Bölüm 4.4), bağımlılık, yoksunluk sendromu, depresif ruh hali

      Sinir sistemi hastalıkları

      Yaygın: Ağızda acı tat, uyuşukluk (rezidüel) Yaygın olmayan: Baş ağrısı, baş dönmesi Seyrek: Anterograd amnezi

      Bilinmiyor: Ataksi, parestezi, bellek bozukluğu gibi bilişsel bozukluklar, dikkat bozukluğu, konuşma bozukluğu

      Göz hastalıkları

      Bilinmiyor: Diplopi

      Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar

      Seyrek: Dispne

      Bilinmiyor: Solunum depresyonu

      Gastrointestinal hastalıklar

      Yaygın: Ağız kuruluğu

      Yaygın olmayan: Bulantı, kusma

      Bilinmiyor: Dispepsi

      Hepato-bilier hastalıklar

      Çok seyrek: Transaminazlarda yükselme ve/veya kandaki alkalen fosfataz değerlerinde yükselme

      (hafif-orta düzey)

      Deri ve deri altı dokusu hastalıkları

      Seyrek: Ürtiker veya döküntü, kaşıntı

      Kas-iskelet bozuklukları, bağ dokusu ve kemik hastalıkları

      Bilinmiyor: Kas güçsüzlüğü

      Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

      Yaygın olmayan: Yorgunluk

      Bilinmiyor: Sersemlik, koordinasyon bozukluğu

      Yaralanma, zehirlenme ve prosedürel komplikasyonlar

      Seyrek: Düşme (çoğunlukla yaşlı hastalarda)

      Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması

      Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).

      4.9. Doz aşımı ve tedavisi

      Ölümcül doz bilinmemektedir.

      Semptomlar

      Doz aşımı genellikle alınan miktara bağlı olarak uyuşukluktan komaya kadar değişen derecelerde merkezi sinir sistemi depresyonu ile kendini gösterir. Hafif olgularda, semptomlar arasında uyuşukluk hali, konfüzyon ve sersemlik yer alır. Daha şiddetli olgularda ise semptomlar arasında ataksi, hipotoni, hipotansiyon, methemoglobinemi, solunum depresyonu ve koma görülebilir. Alkol dahil diğer MSS depresanlarıyla birlikte kullanılmadıkça, doz aşımı yaşamı tehdit edici değildir. Eşlik eden hastalığın varlığı ve hastanın zayıflamış hali gibi diğer risk faktörleri semptomların şiddetini artırabilir ve çok nadiren ölümle sonuçlanabilir.

      Tedavi

      Yeterli klinik ortamda semptomatik ve destekleyici tedavi önerilir. Solunum fonksiyonu ve kardiyovasküler fonksiyona dikkat edilmelidir.

      Bir saat içinde bir yetişkin 150 mg'dan fazla veya bir çocuk 1,5 mg/kg'dan fazla ilaç almışsa aktif karbon göz önünde bulundurulmalıdır. Bundan farklı olarak, yetişkinlerde potansiyel olarak yaşamı tehdit edici doz aşımından sonraki bir saat içinde gastrik lavaj düşünülmelidir. MSS depresyonu şiddetli ise, flumazenil kullanımı göz önünde bulundurulmalıdır. Yarılanma ömrü kısadır (yaklaşık bir saat). Karma doz aşımında veya “tanı†testi olarak kullanılmamalıdır. Tedavi, stabil olana kadar kardiyak ve yaşamsal bulguların izlenmesi ve temiz hava yolu dahil olmak üzere genel semptomatik ve destekleyici önlemleri kapsamalıdır.

      İnme İnme İnme, beynin hasar görmesinin sonucudur. Bu hasar, beynin bir kısmındaki ya bir kanama ya da akut kan eksikliği nedeniyle o kısmın geçici ya da kalıcı olarak işlevini yapamamasına yol açar. Artrit Artrit Artrit, oldukça yaygın bir hastalıktır ancak iyi anlaşılamamıştır. Aslında “artrit” tek bir hastalığın adı değildir; eklem ağrısı veya eklem hastalıklarını adlandırmanın gayri resmi yoludur.