IRINOCAM 20 mg/ml IV perfüzyon için enjektabl steril solüsyon Klinik Özellikler

Irinotekan Hcl }

Antineoplastik ve İmmünomodülatör Ajanlar > Alkaloidler ve Diğer Doğal İlaçlar (64 ilaç)
Koçak Farma İlaç ve Kimya Sanayi A.Ş. | 2 March  2012

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

    4.1. Terapötik endikasyonlar

    Kolorektal kanser:

    İRİNOCAM, ilerlemiş kolorektal kanser tedavisinde:

      İlerlemiş hastalık için daha önceden kemoterapi almamış hastalarda 5-FU ve folinik asit ile beraber,

      4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

      Pozoloji/ uygulama sıklığı ve süresi

      Sadece yetişkinlerde kullanılır.

      İRİNOCAM tedavisine hastalığın objektif progresyonuna veya kabul edilemeyecek

      toksisite görülene kadar devam etmelidir.

      Kolorektal kanser Monoterapide:

      Önerilen İRİNOCAM dozu üç haftada bir 30-90 dakikalık intravenöz infüzyon halinde 350 mg/m2'dir.

      Kombinasyon tedavisinde:

      İrinotekanın şu üç tedavi şemasında, 5-florourasil ve folinik asit ile kombinasyonunun

      etkinliği ve güvenliliği araştırılmıştır:

      İrinotekan artı 5FU/FA, haftalık uygulama:

      Önerilen İRİNOCAM dozu, haftada bir 30-90 dakikalık intravenöz infüzyon halinde 80 mg/m2'dir, ardından folinik asit ve sonra 5-FU infüzyonu yapılır. Tedavi 6 hafta sürdürülüp bir hafta ara verilir.

      İrinotekan artı 5FU/FA, 2 haftada bir:

      Önerilen İRİNOCAM dozu, iki haftada bir 30-90 dakikalık intravenöz infüzyon halinde 180 mg/m2'dir, ardından folinik asit ve sonra 5-FU infüzyonu yapılır.

      Değişmeli uygulama:

        gün: Önerilen İRİNOCAM dozu, altı haftada bir 30-90 dakikalık intravenöz

        infüzyon halinde 350 mg/m2'dir.

        22 ila 26.günler: Folinik asit ardından 5-fluorourasil infüzyonu 6 haftada bir yapılır.

        Küçük hücreli akciğer kanserinin yineleme gösteren veya tedaviye dirençli hastalarda 2. basamak tedavisinde:

        Monoterapide:

        Önerilen İRİNOCAM dozu üç haftada bir 30-90 dakikalık intravenöz infüzyon halinde 300 mg/m2'dir.

        Kombinasyon tedavisinde:

        İRİNOCAM artı sisplatin uygulaması:

        İRİNOCAM kemoterapinin 1., 8. ve 15. günlerinde 60 mg/m² dozunda 30-90 dakikalık i.v. infüzyon şeklinde uygulanır. İRİNOCAM uygulamasının tamamlanmasından hemen sonra, kemoterapinin 1. günü sisplatin 60 mg/m² dozunda 60 dakikalık i.v. infüzyon şeklinde uygulanır. Kemoterapi her 4 haftada bir tekrarlanır.

        Uygulama şekli:

        İRİNOCAM'ın tüm dozları, 30 ila 90 dakika boyunca periferik veya merkezi bir vene infüzyonla intravenöz infüzyon olarak uygulanır.

        Doz ayarlamaları:

        İRİNOCAM, tüm advers etkilerin NCI-CTC (Amerika Ulusal Kanser Enstitüsü Genel Toksisite Kriterleri) kriterlerine göre derece 0 ve 1'e kadar gerilemesinden ve tedaviye bağlı diyarenin tamamen ortadan kalkmasından sonra verilmelidir.

        Bir sonraki infüzyon verilirken İRİNOCAM ve eğer varsa 5-FU dozu bir önceki infüzyon sırasında gözlenen advers etkinin en kötü derecesine göre azaltılmalıdır. Tedavi, tedaviye bağlı advers etkilerin tamamen düzelmesine izin vermek amacıyla 1- 2 hafta ertelenmelidir.

        Aşağıdaki advers etkiler görüldüğünde İRİNOCAM ve/veya varsa 5-FU dozu %15 ila

        20 azaltılmalıdır:

          Hematolojik toksisite (4. derece nötropeni, febril nötropeni (3-4. derece nötropeni ve 2-4. derece ateş), trombositopeni ve lökopeni (4. derece),

          4.3. Kontrendikasyonlar

            Kronik iltihaplı bağırsak hastalığı ve/veya bağırsak tıkanmalarında,

            4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

            İRİNOCAM, sitotoksik kemoterapi uygulaması konusunda uzman birimlerde kullanılmalı ve mutlaka antikanser kemoterapisi konusunda uzman bir hekimin gözetiminde uygulanmalıdır.

            İRİNOCAM'ın advers olaylarının doğası ve sıklığı göz önünde bulundurularak aşağıdaki durumlarda, kullanıma karar vermek için beklenen yararlar ve muhtemel terapötik riskler dikkatle kıyaslanmalıdır.

              Risk faktörü bulunan hastalar, özellikle ECOG performans durumu = 2 olanlar.

              4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

              image

              İrinotekan'ın antikolinesteraz aktivitesi olduğu bilindiğinden, İRİNOCAM ve nöromusküler bloke edici ajanlar arasında etkileşim varlığı gözardı edilemez. Antikolinesteraz akitivitesi olan ilaçlar, suksametonyumun nöromüsküler bloke edici etkisini uzatabilir ve non-depolarizan ilaçların nöromüsküler bloğunu antagonize edebilirler.

              Bazı çalışmalar, CYP3A-indükleyici antikonvülsan ilaçlarla (örn. karbamazepin, fenobarbital veya fenitoin) birlikte uygulamanın; irinotekan, SN-38 ve SN-38 glukuronid maruziyetini azaltabildiğini ve farmakodinamik etkilerin de azalmasına neden olduğunu göstermiştir. Bu tür antikonvülsan ilaçların etkileri SN-38 ve SN- 38G'nin EAA'larının %50 veya daha fazla azalmasına yol açmıştır. Sitokrom P450 3A enzim indüksiyonuna ek olarak artan glukuronidasyon ve artan biliyer atılım, irinotekana ve onun metabolitlerine maruziyetin azaltılmasında rol oynayabilir.

              Bir çalışmada, tek başına irinotekan verilmesine kıyasla eş zamanlı ketokonazol uygulamasının, APC'nin EAA değerinde %87'lik azalmaya ve SN-38'in EAA'sında

              %109'luk artışa neden olduğu gösterilmiştir. (APC =7-etil-10-[4-N-(5-aminopentanoik asid)-1-piperidino]-karboniloksikamptotesin kimyasal isimli inaktif minör metabolit).

              Sitokrom P450 3A4 yoluyla ilaç metabolizmasını inhibe ettiği (örn. ketokonazol) ya da indüklediği (örn. rifampisin, karbamazepin, fenobarbital veya fenitoin) bilinen ilaçları eş zamanlı kullanan hastalarda dikkatli olunmalıdır. İrinotekan ile birlikte bu metabolik yolun bir inhibitörü/indükleyicisinin uygulanması, irinotekanın metabolizmasını değiştirebilir ve bu nedenle kaçınılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.4).

              900 mg St. John's Wort (Kantaron (Binbirdelik otu) - Hypericum perforatum) ile birlikte 350 mg/m2 İrinotekan'ın uygulandığı küçük ölçekli bir farmakokinetik çalışmasında (n=5), irinotekanın aktif metaboliti, SN-38 plazma konsantrasyonlarında

              % 42'lik bir azalma gözlenmiştir. Kantaron SN-38 plazma düzeylerini düşürür. Bu nedenle, kantaron İRİNOCAM ile birlikte uygulanmamalıdır (bkz. Bölüm 4.3).

              Kombinasyon rejiminde eş zamanlı 5-flurourasil/folinik asit uygulaması irinotekanın farmakokinetiğini değiştirmez.

              İrinotekanın güvenilirlik profilinin setuksimabtan etkilendiğini veya tersini gösteren bir kanıt bulunmamaktadır.

              Bir çalışmada, tek başına ve bevasizumab ile kombinasyon şeklinde İrinotekan/5FU/FA alan hastalarda irinotekan konsantrasyonları benzer bulunmuştur. İrinotekanın aktif metaboliti SN-38'in konsantrasyonları bir hasta alt grubunda (tedavi kolu başına yaklaşık 30 hasta) analiz edilmiştir. Tek başına İrinotekan/5FU/FA alan hastalar ile karşılaştırıldığında, bevasizumab ile kombinasyon şeklinde İrinotekan/5FU/FA alanlarda SN-38 konsantrasyonları ortalama %33 daha yüksek bulunmuştur. Hastalar arasındaki bireysel değişkenliğin fazla olması ve örneklemin sınırlılığı nedeniyle, SN-38 düzeylerinde gözlenen artışın bevasizumaba bağlı olup olmadığı bilinmemektedir. Diyare ve lökopeni advers olaylarında hafif düzeyde artış görülmüştür.

              Bevasizumab ile kombinasyon şeklinde İrinotekan/5FU/FA alan hastalarda irinotekan

              dozu için daha fazla azaltma yapıldığı bildirilmiştir.

              Bevasizumab ile İRİNOCAM kombinasyonunda ağır diyare, lökopeni ya da nötropeni gelişen hastalarda, en ciddi yan etkinin derecesine göre irinotekan dozu modifiye edilmelidir. (bkz. Bölüm 4.2)

              Deksametazonun antiemetik profilakside kullanımı, İRİNOCAM kullanan hastalarda görülebilen lenfositopeni ihtimalini artırır. Bununla birlikte ciddi fırsatçı infeksiyonlar görülmemiştir ve özellikle lenfositopeniye bağlanan bir komplikasyon yoktur.

              İrinotekanın uygulanmasından önce diabetes mellitus geçmişine sahip olan veya glikoz intoleransı bulunan hastalarda hiperglisemi gözlenmiştir. Antiemetik profilaksisi olarak verilen deksametazon, bazı hastalarda hiperglisemi görülmesini artırmış olabilir.

              İRİNOCAM tedavisi süresince laksatif kullanımının diyare şiddetini artırması

              beklenir.

              Diüretikler: İRİNOCAM'ın kullanımıyla gelişen kusma ve/veya ishale sekonder dehidratasyon gözlenebilir. Hekim, İRİNOCAM kullanımı sırasında aktif kusması ve/veya diyaresi olan hastalarda diüretik tedavisini kesmek isteyebilir.

              Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

              Etkileşim çalışması yapılmamıştır. Pediyatrik popülasyon: Etkileşim çalışması yapılmamıştır.

              4.6. Gebelik ve laktasyon

              da (bkz.Bölüm Gebelik ve laktasyon ve Özel kullanım uyarıları ve önlemleri),

              Gebelik Kategorisi: D

              Çocuk doğurma potensiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) Çocuk doğurma potansiyeline sahip kadınlar ve erkekler tedavi boyunca ve sırasıyla tedaviden 1 ay ve 3 ay sonrasına kadar etkili kontrasepsiyon kullanmalıdır.

              Gebelik dönemi

              İrinotekanın gebe kadınlarda kullanımı ile ilgili yeterli ve iyi kontrollü çalışmalar bulunmamaktadır. İrinotekan'ın embriyotoksik, fetotoksik ve teratojen olduğu tavşan ve sıçanlarda gösterilmiştir. Bu nedenle İRİNOCAM gebelikte kullanılmamalıdır (bkz. Bölüm Kontrendikasyonlar).

              Laktasyon dönemi

              Emziren sıçanların sütünde 14C-irinotekan tespit edilmiştir. İrinotekanın insan sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Emzirilen bebekler üzerinde advers etki potansiyeli nedeniyle İRİNOCAM tedavisi sırasında emzirme kesilmelidir (bkz. Bölüm Kontrendikasyonlar).

              Üreme yeteneği/Fertilite

              İrinotekanın üreme yeteneğine etkisi hakkında insanlara yönelik bir veri yoktur. Hayvanlarda irinotekanın yavruların doğurganlığına olumsuz etkileri belgelenmiştir (bkz. Bölüm 5.3).

                  4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

                  Hastalar, İRİNOCAM uygulaması sonrası 24 saat içinde baş dönmesi ve görme bozuklukları olabileceği konusunda uyarılmalı ve bu semptomlar meydana geldiğinde araç ve makine kullanmamaları tavsiye edilmelidir.

                  4.8. İstenmeyen etkiler

                  KLİNİK ÇALIŞMALAR

                  Advers reaksiyon verileri, metastatik kolorektal kanser çalışmalarından kapsamlı bir şekilde toplanmıştır; sıklıklar aşağıda sunulmuştur. Diğer endikasyonların advers etkilerinin kolorektal kanserinkine benzer olması beklenmektedir.

                  İrinotekanın en yaygın görülen (≥1/10) doz-sınırlayıcı advers reaksiyonları, gecikmiş diyare (uygulamadan 24 saat sonra ortaya çıkmaktadır) ve nötropeni, anemi ve trombositopeni de dahil olmak üzere kan hastalıklarıdır.

                  Nötropeni doz sınırlı bir toksik etkidir. Nötropeni geri dönüşümlüdür ve kümülatif değildir; monoterapide veya kombinasyon tedavisinde en alt düzeye kadar geçen gün 8 gündür.

                  Çok yaygın ciddi geçici akut kolinerjik sendrom gözlenmiştir.

                  Başlıca semptomlar, erken ishal ve irinotekan infüzyonu boyunca veya infüzyondan sonraki ilk 24 saat içinde meydana gelen karın ağrısı, terleme, miyoz ve artmış salivasyon gibi çeşitli diğer semptomlar olarak tanımlanır. Bu belirtiler atropin uygulamasından sonra kaybolur (bkz. Bölüm Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).

                  MONOTERAPİ

                  Monoterapide önerilen doz 350 mg / m2 olan 765 hastadan irinotekan uygulanmasıyla muhtemel veya muhtemelen ilişkili olduğu düşünülen aşağıdaki advers etkiler rapor edilmiştir. Her sıklık grubunda, ciddiyetin azalması amacıyla advers reaksiyonlar sunulmuştur.

                  İstenmeyen etkiler, çok yaygın (≥ 1/10); yaygın (≥ 1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥ 1/1000 ila < 1/100); seyrek (≥ 1/10000 ila < 1/1000); çok seyrek (< 1/10000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor) olarak sınıflandırılır.

                  Monoterapide irinotekan ile bildirilen advers reaksiyonlar (Her 3 haftalık programda 350 mg /m)

                  MedDRA sistem organ sınıfı

                  Sıklık kategorisi

                  Tercih edilen terim

                  Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar

                  Yaygın

                  Enfeksiyon

                  Kan ve lenf sistemi hastalıkları

                  Çok yaygın

                  Nötropeni

                  Çok yaygın

                  Anemi

                  Yaygın

                  Trombositopeni

                  Yaygın

                  Febril nötropeni

                  Metabolizma ve beslenme hastalıkları

                  Çok yaygın

                  İştah azalması

                  Sinir sistemi hastalıkları

                  Çok yaygın

                  Kolinerjik sendrom

                  Gastrointestinal hastalıklar

                  Çok yaygın

                  Diyare

                  Çok yaygın

                  Kusma

                  Çok yaygın

                  Bulantı

                  Çok yaygın

                  Karın ağrısı

                  Yaygın

                  Kabızlık

                  Deri ve deri altı doku hastalıkları

                  Çok yaygın

                  Alopesi (geri dönüşümlü)

                  Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

                  Çok yaygın

                  Mukozal inflamasyon

                  Çok yaygın

                  Yüksek ateş

                  Çok yaygın

                  Asteni

                  Araştırmalar

                  Yaygın

                  Kan kreatinin artışı

                  Yaygın

                  Transaminaz (SGPT ve SGOT) artışı

                  Yaygın

                  Bilirubin artışı

                  Yaygın

                  Kan alkalin fosfataz

                  artışı

                  Seçilen advers reaksiyonların tanımı (monoterapi)

                  Ağır diyare: Diyare kontrolü için verilen tavsiyelere uyan hastaların %20'sinde ağır diyare gözlenmiştir. Değerlendirilebilir kürlerin %14'ünde ağır diyare meydana gelir. İrinotekan infüzyonu sonrası ilk sıvı dışkının görülmeye başlamasına kadar geçen medyan süre 5 gündür.

                  Bulantı ve kusma: Antiemetiklerle tedavi edilen hastaların yaklaşık %10'unda bulantı ve kusma ciddi düzeydedir.

                  Kabızlık: Hastaların %10'undan azında gözlemlenir.

                  Nötropeni: Hastaların %78,7'sinde nötropeni gözlenmiş olup %22,6'sında ağır (nötrofil sayısı <500 hücre/mm³) olarak saptanmıştır. Değerlendirilebilir kürlerde, hastaların %18'inin nötrofil sayısı 1000 hücre/mm³'ün altında, bunların %7,6'sının ise

                  < 500 hücre/mm³ dür.

                  Tam iyileşmeye genellikle 22 günde ulaşılmıştır.

                  Ağır nötropeni ve ateş: Hastaların % 6,2'si ve kürlerin %1,7'sinde ağır nötropeni ile

                  birlikte ateş gözlenmiştir.

                  Hastaların yaklaşık %10,3'ünde enfeksiyöz ataklar meydana gelmiştir (kürlerin

                  %2,5'i). Bunların %5,3'ünde (kürlerin %1,1'i) ağır nötropeni de bulunmakta olup 2 vaka da ölümle sonuçlanmıştır.

                  Anemi: Monoterapi hastalarının %58,7'sinde anemi bildirilmiştir (%8'inde

                  hemoglobin <8 g/dl ve %0,9'unda hemoglobin <6,5 g/dl).

                  Trombositopeni: Hastaların %7,4'ü ve kürlerin %1,8'inde trombositopeni (<100.000 hücre/mm³) gözlenmiştir. Hastaların %0,9'unda ve kürlerin % 0,2'sinde trombosit sayısı ≤ 50.000 hücre/mm³ olarak bulunmuştur. Hastaların hemen hemen hepsi 22. güne kadar iyileşme göstermişlerdir.

                  Akut kolinerjik sendrom:

                  Monoterapide tedavi edilen hastaların % 9'unda ciddi geçici akut kolinerjik sendrom

                  gözlenmiştir.

                  Asteni: Monoterapide tedavi edilen hastaların %10'undan azında asteni ciddi düzeydedir. İrinotekan ile nedensel ilişki açık bir şekilde tespit edilmemiştir. Ateş, enfeksiyon yokluğunda ve ciddi nötropeni olmaksızın % 12'sinde meydana gelmiştir.

                  Laboratuvar testleri:

                  İlerleyici karaciğer metastazı olmayan hastaların monoterapisinde; transaminazların, alkalen fosfatazın ya da bilirubininin geçici ve hafif-orta şiddette artışı sırasıyla %9,2,

                  %8,1 ve %1,8 hastada gözlenmiştir.

                  Hastaların %7,3'ünün serum kreatinin düzeyinde geçici ve hafif-orta şiddette artış gözlenmiştir.

                  KOMBİNASYON TEDAVİSİ

                  İrinotekan ile ilişkilendirilen istenmeyen etkiler bu bölümde ayrıntılı olarak anlatılmıştır.

                  İrinotekanın güvenilirlik profilinin setuksimabdan etkilendiğine veya tersinin olduğuna dair bir kanıt bulunmamaktadır. Setuksimab ile kombinasyon halinde kullanımda, ek olarak bildirilen istenmeyen etkiler setuksimab ile olması beklenen etkilerdir (Örn.:akne formunda döküntü %88). Setuksimab ile kombinasyon halinde irinotekanın advers etkileri hakkında bilgi için ürünlerin kendi kısa ürün bilgilerine bakınız.

                  İrinotekan /bolus 5-FU/FA'ya bevasizumab eklenmesiyle ilişkili başlıca önemli risk

                  3.derece hipertansiyondur. Ayrıca, sadece İrinotekan /bolus 5-FU/FA'yı alan hastalara nazaran, bu rejimde ishal ve lökopeni gibi 3./4.derece kemoterapi advers olayları sıklığında küçük bir artış görülmüştür. Bevasizumab kombinasyonu ile ilgili diğer bilgiler ve advers reaksiyonlar için, bevasizumabın ürün bilgilerine başvurulmalıdır.

                  İrinotekan ile kapesitabinin kombine kullanımında, kapesitabinin tek başına kullanımı ile görülenlere ek olarak veya kapesitabinin tek başına kullanımı ile görülenden daha yüksek sıklıkta görülen advers etkiler şunlardır:

                  Çok yaygın, tüm derecelerdeki advers etkiler: tromboz/emboli; Yaygın, tüm derecelerdeki advers etkiler: aşırı duyarlılık reaksiyonu, kardiyak iskemi/enfarktüs; Yaygın, derece 3 ve derece 4 advers etkiler: febril nötropeni. (Kapesitabinin advers etkilerinin tam listesi için, kapesitabin kısa ürün bilgisi dokümanına bakınız.)

                  İrinotekan ve bevasizumab ile kapesitabin kombine kullanımında, kapesitabinin tek başına kullanımı ile görülenlere ek olarak veya kapesitabinin tek başına kullanımı ile görülenden daha yüksek sıklıkta görülen 3 ve 4.derece advers etkiler şunlardır:

                  Yaygın, derece 3 ve derece 4 advers etkiler: nötropeni, tromboz/emboli, hipertansiyon ve kardiyak iskemi/enfarktüs. (Kapesitabinin ve bevasizumab advers etkilerinin tam listesi için, kapesitabin ve bevasizumab ürün bilgileri dokümanlarına bakınız.)

                  Derece 3 hipertansiyon, bolus İrinotekan/5-FU/FA'ya bevasizumab eklenmesiyle ilgili başlıca önemli risk oluşturmuştur. Buna ek olarak, bu rejimle diyarenin ve lökopeninin derece 3/4 kemoterapi yan etkilerinde yalnız bolus İrinotekan/5-FU/FA alan hastalara

                  kıyasla küçük bir artış olmuştur. Bevasizumab ile kombinasyon halinde advers

                  reaksiyonlar hakkında diğer bilgiler için bevasizumab kısa ürün bilgisine bakınız.

                  İrinotekan metastatik kolorektal kanser için 5-FU ve FA ile kombinasyon halinde çalışılmıştır.

                  Klinik araştırmalardaki advers etkilerin güvenlik verileri, MedDRA Sistem Organ Sınıflarında kan ve lenfatik sistem bozuklukları, gastrointestinal bozukluklar ve deri ve subkutanöz doku bozukluklarındaki NCl derece 3 ya da 4 ya da sık görülen muhtemel advers olayları açıklamaktadır.

                  145 hastaya 2-haftalık dozaj rejimi ile 180 mg/m2 İrinotekan ve 5-FU/FA kombinasyonunun uygulanması sırasında ortaya çıkan ve İrinotekan tedavisi ile ilişkisi muhtemel ya da olası olan yan etkiler aşağıda sıralanmıştır:

                  Kombinasyon tedavisinde irinotekan ile bildirilen advers reaksiyonlar (Her 2 haftalık programda 180 mg /m)

                  MedDRA sistem organ sınıfı

                  Sıklık kategorisi

                  Tercih edilen terim

                  Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar

                  Yaygın

                  Enfeksiyon

                  Kan ve lenf sistemi hastalıkları

                  Çok yaygın

                  Trombositopeni

                  Çok yaygın

                  Nötropeni

                  Çok yaygın

                  Anemi

                  Yaygın

                  Febril nötropeni

                  Metabolizma ve beslenme hastalıkları

                  Çok yaygın

                  İştah azalması

                  Sinir sistemi hastalıklar

                  Çok yaygın

                  Kolinerjik sendrom

                  Gastrointestinal hastalıklar

                  Çok yaygın

                  Diyare

                  Çok yaygın

                  Kusma

                  Çok yaygın

                  Bulantı

                  Yaygın

                  Karın ağrısı

                  Yaygın

                  Kabızlık

                  Deri ve deri altı doku hastalıkları

                  Çok yaygın

                  Alopesi (geri dönüşümlü)

                  Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

                  Çok yaygın

                  Mukozal inflamasyon

                  Çok yaygın

                  Asteni

                  Yaygın

                  Yüksek ateş

                  Araştırmalar

                  Çok yaygın

                  Transaminaz (SGPT ve SGOT) artışı

                  Çok yaygın

                  Bilirubin artışı

                  Çok yaygın

                  Kan alkalin fosfataz artışı

                  Seçilen advers reaksiyonların tanımı (kombinasyon terapisi)

                  Ağır diyare: Diyare kontrolü için verilen tavsiyelere uyan hastaların %13,1'inde ağır diyare gözlenmiştir. Değerlendirilebilir kürlerin %3,9'unda ağır diyare meydana gelir.

                  image

                  Bulantı ve kusma: Daha düşük ciddi bulantı ve kusma insidansı ile karşılaşılmıştır (hastalarda görülme sıklığı: sırasıyla %2,1 ve %2,8).

                  Kabızlık: İrinotekan'a ve / veya loperamid'e göre kabızlık hastaların% 3,4'ünde görülmüştür.

                  Nötropeni: Hastaların %82,5'inde nötropeni gözlenmiş olup %9,8'inde ağır (nötrofil sayısı <500 hücre/mm³) olarak saptanmıştır. Değerlendirilebilir kürlerde, hastaların

                  %67,3'ünün nötrofil sayısı 1000 hücre/mm³'ün altında, %2,7'sinin de nötrofil sayısı

                  <500 hücre/mm³ idi.

                  Tam iyileşmeye genellikle 7-8 günde ulaşılmıştır.

                  Ateş: Hastaların % 3,4'ü ve kürlerin %0,9'unda ağır nötropeni ile birlikte ateş gözlenmiştir. Hastaların yaklaşık %2'sinde enfeksiyöz ataklar meydana gelmiştir (kürlerin %0,5'i). Bunların %2,1'inde (kürlerin %0,5'i) beraberinde ağır nötropeni de bulunmakta olup 1 vaka da ölümle sonuçlanmıştır.

                  Anemi: Hastaların %97,2'sinde anemi bildirilmiştir (%2,1'inde hemoglobin <8 g/dl).

                  Trombositopeni: Hastaların %32,6'sında ve kürlerin %21,8'inde trombositopeni (<100.000 hücre/mm³) gözlenmiştir. Hiçbir ciddi trombositopeni (<50.000 hücre/mm³) vakası ile karşılaşılmamıştır.

                  Akut kolinerjik sendrom: Kombinasyon tedavisinde hastaların % 1,4'ünde ciddi geçici akut kolinerjik sendrom gözlenmiştir.

                  Asteni: Kombinasyon tedavisindeki hastaların %6,2'sinde asteni ciddi düzeydedir. İrinotekan ile nedensel ilişki açık bir şekilde tespit edilmemiştir. Ateş, enfeksiyon yokluğunda ve ciddi nötropeni olmaksızın % 6,2'sinde meydana gelmiştir.

                  Laboratuvar testleri

                  İlerleyici karaciğer metastazı olmayan hastaların kombinasyon tedavisinde, SGPT, SGOT, alkalen fosfataz veya bilirubin serum düzeylerinden herhangi birinde geçici artış (1. ve 2. derece) sırasıyla hastaların %15, %11, %11 ve %10'unda gözlenmiştir.

                  Hastaların sırasıyla %0, %0, %0 ve %1'inde geçici 3.derece artışlar gözlenmiştir. 4. derece artış hiç gözlenmemiştir.

                  Çok nadiren amilaz ve/veya lipaz düzeyinde artış bildirilmiştir.

                  Nadir vakada hiponatremi ve hipokalemi bildirilmiş olup çoğunlukla kusma ve

                  diyareye bağlıdır.

                  HAFTALIK İRİNOTEKAN DOZAJI İLE KLİNİK ÇALIŞMALARDA RAPORLANAN DİĞER ADVERS ETKİNLİKLER

                  İrinotekanla yapılan klinik çalışmalarda bildirilen ilaçla ilgili ilave vakalar: Ağrı, sepsis, rektal bozukluk, GI monilisi, hipomagnezemi, döküntü, cilt belirtileri, anormal yürüme, konfüzyon, baş ağrısı, senkop, cilt kızarması, bradikardi, idrar yolu

                  enfeksiyonu, göğüs ağrısı, artmış GGTP, ekstravazasyon ve tümör lizis sendromu, kardiyovasküler bozukluklar (anjina pektoris, kalp durması, miyokard enfarktüsü, miyokardiyal iskemi, periferik vasküler bozukluk, vasküler bozukluk) ve tromboembolik olaylar (arteryel tromboz, serebral enfarktüs, serebrovasküler olay, derin tromboflebit, alt ekstremitede emboli, pulmoner embol, tromboflebit, tromboz ve ani ölüm) (bkz. Bölüm Özel kullanım uyarıları ve önlemleri)

                  Pazarlama Sonrası Gözetim

                  Pazarlama sonrası gözetimden kaynaklanan sıklıklar bilinmemektedir (mevcut

                  verilerden tahmin edilemez).

                  MedDRA sistem organ sınıfı

                  Tercih edilen terim

                  Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar

                  Kan ve lenf sistemi hastalıkları

                  trombositopeni

                  Bağışıklık sistemi hastalıkları

                  Metabolizma ve beslenme hastalıkları

                  bağlı olarak)

                  Sinir sistemi hastalıkları

                  Kardiyak hastalıklar

                  sırasında veya sonrasında)

                  Vasküler Hastalıklar

                  Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar

                    Bakteriyolojik olarak belgelenmiş bir Psödomembranöz kolit (Clostridium difficile)

                    4.9. Doz aşımı ve tedavisi

              Önerilen terapötik dozun yaklaşık iki katı dozlarda ölümcül olabilecek doz aşımı bildirilmiştir. Bildirilen en belirgin advers reaksiyonlar, ağır nötropeni ve ağır diyaredir. Diyare nedeniyle oluşan dehidrasyonu önlemek ve herhangi bir enfeksiyöz komplikasyonu tedavi etmek için azami destek bakım verilmelidir. İRİNOCAM'ın doz aşımı için bilinen bir antidotu yoktur.

              Travma Sonrası Bunalımı Travma Sonrası Bunalımı Travmatik bir olay, günlük olağan olayların dışında olan ve kişiyi derinden rahatsız eden bir olaydır.Birçok olay böyle bir etki gösterebilir. Rahim Boyu ( Serviks ) Kanseri Rahim Boyu ( Serviks ) Kanseri Rahim boynu (serviks) kanseri 35 yaş altı kadınlarda görülen vakalarda meme kanserinden sonra ikinci sırayı alır.Serviks kanserinin gelişmesi yıllarca sürebilir.