Her 100 mL’de,
Magnezyum Klorür Heksahidrat 0.030 g
Potasyum Klorür 0.037 g
Sodyum Asetat. 3H2O 0.37 g
Sodyum Klorür 0.53 g
Sodyum Glükonat 0.50 g
Monobazik Potasyum Fosfat 0.00082 g
Dibazik Sodyum Fosfat. 7H2O 0.012 g
Enjeksiyonluk Su q.s.
Elektrolit yoğunlukları (mEq/L)
Sodyum :141 Asetat:27
Potasyum:5 Fosfat (HPO4)=:1
Magnezyum:3 Glükonat:23
Klorür :98 * 0.5 mmolP/Litre Osmolarite: 295 mOs/Litre pH = 7.4
Isolyte S, organizmadaki normal elektrolit dengelerini bozmadan, ekstrasellüler su ve elektrolit eksikliklerini karşılar.
Başlıca kullanıldığı yerler şunlardır:
-İntravasküler, interstisiyel ve transsellüler sıvı ve elektrolit bozuklukları nedeniyle parenteral sıvı tedavisi gerektiren durumlarda:
-Yanıklar
-Diyareler
-Aşırı terleme durumları
-Endokrin bozukluklar
-Aşırı su alımı ya da sodyu kaybı (hiponatremi)
-Diyabetik asidoz
-Metabolik asidoz
-Hiponatremiye yol açan postoperatif su retansiyonları
-Ameliyatlardan önce ve sonra ekstrasellüler sıvı idamesi gerektiren durumlarda:
Isolyte S mültipl elektrolit solüsyonunda fizyolojik yoğunluklarda bulunan temel elektrolitler, fiziksel yüklenme altında bulunan hastalarda yeterli bir idame tedavisi sağlar. Solüsyondaki bikarbonat prekürsörleri (asetat ve glükonat) ameliyatlar sırasında oluşabilen metabolik asidozu ve yaşamsal organlardaki kan dolaşımının yetersiz kaldığı şok durumlarında gelişen metabolik asidozu ortadan kaldırabilecek niteliktedir. Ameliyat sırasında böbrek işlevinin azalmasına bağlı olabilecek hiperpotasemi olasılığına karşı, solüsyondaki potasyum miktarı düşük tutulmuştur.
Isolyte S, izotonik bileşimi, fizyolojik pH’ı ve antikoagülan sitrat dekstroz (ACD) solüsyonundaki sitratla kompleks yapabilecek kalsiyum iyonları ihtiva etmemesi nedeniyle, kan transfüzyonu yapılacak hastalarda uyumlu bir başlangıç solüsyonu niteliğindedir. İntravenöz solüsyonlardan çoğu düşük pH’ta yani asit yapıdadır. Damar içine verildiklerinde organizma tarafından tampone edilme gereği gösterirler; ayrıca enjekte edildikleri damarda yerel reaksiyonlara (filebit) yol açabililirler. Isolyte S solüsyonunun pH’ı 7.4’tür. Kanın normal pH’ı (7.35 - 7.45) ile uyumludur; damara verildiğinde organizmanın tampon sistemlerine gereksinim göstermez. Metabolik asidozda bulunabilen cerrahi hastalarında bu özelliğin önemi vardır.
Isolyte türü enjektabl mülti - elektrolit solüsyonları, sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum, klorür, fosfat, asetat, glükonat ve sitrat iyonu uygulanımının klinik yönden zararlı olabileceği durumlarda kullanılmamalıdır. Hiperpotasemi, kalp bloku, miyokart hasarı, kardiyovasküler, renal ya da hepatik yetmezliğe bağlı ödemler ve asit-baz dengesizliği böyle durumlara örnek olarak gösterilebilir.
Metabolik alkalozda ya da solunum alkalozunda glükonat, asetat, laktat veya sitrat iyonu içeren solüsyonların uygulanımında dikkatli olunmalıdır.
Bu iyonların kandaki düzeyinin arttığı ya da vücuttaki ütilizasyonunun bozulduğu ağır karaciğer yetmezliği gibi durumlarda, bunları içeren solüsyonların verilişi sırasında gerekli önlemler alınmalıdır.
Sodyum iyonu içeren solüsyonlar konjestif kalp yetmezliğinde, ağır böbrek yetmezliğinde ve vücuttta sodyum tutulması ve ödemle birlikte seyreden klinik durumlarda büyük bir dikkatle uygulanmalı ya da hiç kullanılmamalıdır.
Potasyum iyonu içeren solüsyonlar, hiperpotasemi, ağır böbrek yetmezliği ve vücutta potasyum tutulmasıyla birlikte seyreden durumlarda büyük bir dikkatle uygulanmalı ya da hiç kullanılmamalıdır. Böbrek fonksiyonları azalmış hastalarda, sodyum ve potasyumlu solüsyonların verilişi vücutta sodyum ve potasyum tutulmasına yol açabilir. Sodyum veya potasyum içeren solüsyonlar böbrek ve kalp yetmezliği hastalarına verilirken, özellikle bu tür hastalar postoperatif dönemde bulunuyorsa ya da yaşlı ise, özel bir ihtimam gerekir. Kortikosteroid ya da kortikotropin tedavisi gören hastalarda veya vücutta tuz tutulmasıyla birlikte seyreden hastalıklarda, sodyum içeren solüsyonlar kullanırken dikkatli olmalıdır. Ameliyat sırasında ya da ameliyattan hemen sonra, sodyum içeren solüsyonların uygulanımı, homeostatik mekanizmalara bağlı olarak, vücutta aşırı sodyum tutulmasına yol açabilir. Bu hususta hastanın dolaşım sistemi yol gösterici olmalıdır. Potasyum, başlıca böbrekler yoluyla vücuttan dışarı atılır. Bu nedenle, oligüri, anüri ve azotemi ile birlikte bulunan ağır böbrek yetmezliklerinde, Addison hastalığında hiperpotasemili periyodik parelizide, sıcaklık kramplarında ve diğer başka nedenli hiperpotasemi durumlarında potasyum klorür tedavisi tehlikeli sonuçlara yol açabilir.
Tedaviden önce hipopotaseminin asıl nedenleri araştırılmalı, hastanın böbrek fonksiyonları ve kandaki potasyum düzeyi saptanmalıdır. İnfüzyon sırasında böbrek yetmezliği belirtileri görülürse uygulamaya son verilmelidir. Yakın hekim gözetimi, sık elektrokardiyografik denetimler ve serumda potasyum tayinleri parenteral potasyum tedavilerinde yol gösterici olmalıdır.
Potasyum ya da magnezyum içeren solüsyonlar kalp hastalarında ve özellikle böbrek hastalarında dikkatle kullanılmalıdır. Dijital tedavisi gösteren hastalarda parenteral magnezyum solüsyonları uygulanırken ileri derecede dikkatli olmalıdır. Magnezyum içeren solüsyonlarla tedavi edilen hastalara barbitüratlar, narkotikler, hipnotikler ya da sistemik anestetikler verilirken, bu ilaçların santral sinir sistemi üzerindeki depresif etkilerinin artabileceği göz önünde tutulmalıdır. Glükonat ya da asetat iyonu içeren solüsyonların fazla uygulanımı metabolik alkaloza yol açabilir.Solüsyona ya da uygulama tekniğine bağlı olarak uygulama sırasında ateş reaksiyonları, enjeksiyon bölgesinde enfeksiyon, venöz tromboz, flebit, damar dışına sızma ve hipervolemi görülebilir.
Belirtiler, solüsyondaki iyonların birine ya da birkaçına ait eksiklik veya fazlalıktan ileri gelebilir. Kan elektrolitleri sık kontrol edilmelidir. Hipernatremi durumlarında su tutulması ve ekstrasellüler sıvı hacminin genişlemesine bağlı olarak ödem görülebilir, konjestif kalp yetmezliği ağırlaşabilir.
Potasyumlu solüsyonların uygulanımı sırasında, bulantı, kusma, karın ağırısı ve diyare gibi yan etkiler bildirilmiştir. Potasyum intoksikasyonuna bağlı belirti ve bulgular arasında, ekstremitelerde paresteziler, refleks kaybı, kas ya da solunum felci, mental konfüzyon, halsizlik, hipotansiyon, kalp aritmileri, kalp bloku, elektrokardiyografik anormallikler ve kalp durması görülebilir.
Potasyum eksikliği, nöro - müsküler işlevin bozulması, barsak dilatasyonu ve ileus ile kendini gösterir.
Magnezyumun plazmada anormal yükselmesi durumunda sıcak basması, terleme, hipotansiyon, dolaşım kollapsı ve kalp ile santral sinir sistemi işlevlerinin azalması görülür. Solunum depresyonu yaşamsal tehlike arzeder. Magnezyum azlığında taşikardi, hipertansiyon, aşırı sinirsel duyarlılık ve psikotik davranışlar görülebilir.
Klorür iyonları fazla miktarda verildiğinde, bikarbonat iyonlarının kaybı sonucu asitleştirici bir etki oluştururlar.
Fosfor eksikliği doku oksijenasyonun bozulmasına ve hemolitik anemiye, fosfor fazlalığı ise hipokalsemi, kramp, tetani ve kaslarda aşırı uyarılabilme durumuna yol açar. Uygulama sırasında yan etki görüldüğünde infüzyon durdurulmalı, hastanın durumu değerlendirilmeli ve uygun tedavi önlemleri alınmalıdır.
BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA
BAŞVURUNUZ.
Fosfatlar kalsiyum tuzları ile geçimsizdir. Solüsyona kalsiyum tuzlarının katılması, çözünmeyen kalsiyum-fosfat çökeltilerinin oluşmasına neden olabilir. Ayrıca magnezyum tuzlarıyla geçimsizlik de bildirilmiştir.
Solüsyon berrak değilse ve partikül içeriyorsa kullanılmamalıdır.
Isolyte S, ekstrasellüler sıvı kayıplarını karşılayacak bir idame solüsyonudur. Gerektiğinde 1 litre solüsyon 1 - 2 saat içinde verilebilir. Genelde uygulamanın daha yavaş yapılması öğütlenir. Büyükler için ortalama doz günde 1 - 2 litredir. Klinik ve laboratuvar değerlendirmeleri aksini göstermiyorsa, ekstrasellüler idame tedavisi, genellikle 48 saatte tamamlanır.
DOZ AŞIMI
Parenteral tedavi sırasında hastada sıvı ya da solütlere bağlı aşırı bir yüklenme görüldüğünde, hastanın durumu değerlendirilerek düzeltici tedavi önlemleri uygulanır.
Potasyumlu solüsyonların aşırı dozajında, infüzyona son verilerek serumdaki potasyumu azaltacak önlemler alınır.
Hiperpotasemi durumunda tedavi:
1- Her 20 gram dekstroza 10 ünite kristalize insülin katılmış % 10 ya da % 25 oranındaki dekstrozun sudaki solüsyonundan saatte
300 - 500 mL uygulanır.
2-Hemodiyaliz veya periton diyalizi.
Potasyum içeren besin ve ilaçlar bırakılmalıdır.
Dijitalize hastalarda plazmadaki potasyum düzeyinin hızla düşürülmesi dijital toksisitesine yol açabilir.
|
Kalp Krizi Kalbe giden kan akışı durduğunda kalp krizi meydana gelir. |
|
Travma Sonrası Bunalımı Travmatik bir olay, günlük olağan olayların dışında olan ve kişiyi derinden
rahatsız eden bir olaydır.Birçok olay böyle bir etki gösterebilir. |