Her 100 mL’lik solüsyonda,
Sodyum laktat 0,260 g
Dekstroz monohidrat 5,000 g
Potasyum klorür 0,130 g
Magnezyum klorür hekzahidrat 0,031 g
Sodyum bisülfit 0,021 g
Dibazik potasyum fosfat 0,026 g
Enjeksiyonluk su q.s.
Isolyte solüsyonları genel olarak hidrasyon amacıyla, elektrolit gereksinimlerini karşılamak için ve alkalinizan etkisi için kullanılır.
Isolyte P, bebek ve küçük çocuklarda günlük sıvı-elektrolit dengesinin idamesi, akut diyareli çocukların tedavisinde, aşırı sıvı kaybında, diyabet asidozunun komplikasyonlarının önlenmesi ve tedavisinde endikedir.
Anüri, Ağır oligüri, Böbrek yetmezliği, Crush sendromu, Ağır hemoliz durumlarında, Sürrenal korteks yetmezliğinde, Kalp blokunda, Plazmadaki potasyumun yüksek olduğu durumlarda, Alkalozda (Plazmadakinin iki katı kadar bikarbonat içerdiğinden)
• Parenteral tedavi uzadığında veya hastanın genel durumu gerektirdiğinde, klinik değerlendirme ve uygun laboratuvar ölçümleri gerekebilir. Normal değerlerden belirgin sapmalar olması halinde ilave elektrolit tedavileri gerekebilir. İntravenöz solüsyonlar, hipervolemisi, renal yetmezliği,üriner sistem obstrüksiyonu, aşikar veya muhtemel kardiyak dekompansasyonu olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdırlar.
• Uzamış nazogastrik aspirasyon, kusma, diyare veya gastrointestinal fistül drenajı gibi aşırı elektrolit kayıpları, ilave elektrolit kullanımını gerektirebilir. Tedavi sırasında, gerektiğinde ilave elektrolitler, mineraller ve vitaminler uygulanmalıdır.
Sodyum içeren solüsyonlar, kortikosteroidler, kortikotropin kullanan hastalarda ve diğer tuz tutulumu olan hastalarda dikkatle uygulanmalıdırlar.
Sodyum veya potasyum içeren solüsyonların, postoperatif veya yaşlı hastalara uygulanması sırasında özel dikkat gösterilmelidir.
İntravenöz solüsyonların uygulanması, serum elektrolitlerinde dilüsyon, aşırı hidrasyon, konjesyon ve pulmoner ödem oluşturarak, sıvı veya solüt yüklenmesine yol açabilir. Dilüsyon riski elektrolit konsantrasyonuyla ters orantılıdır. Periferik ve pulmoner ödeme yol açabilen konjestif durumların gelişme riski ise solüsyondaki elektrolit konsantrasyonuyla doğru orantılıdır.
Sodyum içeren solüsyonlar, konjestif kalp yetmezliği, ciddi renal yetmezliği olan ve sodyum retansiyonu olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdırlar.
Potasyum içeren solüsyonlar, hiperkalemisi olan, ciddi renal yetmezliği olan ve potasyum retansiyonu olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdırlar.
Potasyum, kalsiyum veya magnezyum içeren solüsyonlar, kalp hastalığı olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdırlar.
Dijital grubu ilaç alan hastalara, kalsiyum ve magnezyum içeren solüsyonlar uygularken son derece dikkatli davranılmalıdır.
Barbitürat, narkotik, hipnotik veya sistemik anestezik alan hastalara, aditif santral depresif etkisinden dolayı magnezyum içeren solüsyonlar dikkatle uygulanmalıdır.
Solüsyonların ilave edilen diğer ilaçlarla olabilecek muhtemel geçimsizlik riskini en aza indirmek için, karışım sırasında, uygulama öncesinde ve uygulama süresince presipitasyon ve bulanıklık açısından karışım dikkatle incelenmelidir. Solüsyon uygulaması bir pompa cihazı aracılığıyla yapılıyorsa, hava embolisine karşı dikkatli olunmalıdır.
Azalmış renal fonksiyonu olan hastalarda, sodyum ve potasyum iyonlarının uygulanması, sodyum ve potasyum retansiyonuna yol açabilir.
Ağır hipopotasemi ve asidozda hastaya ayrıca potasyum ve laktat verilmelidir.
Isolyte P, kalsiyum ya da magnezyum yetmezliğini düzeltecek miktarda kalsiyum ve magnezyum içermez.
Steril uygulama setleriyle intravenöz kullanım içindir. İntravenöz uygulama setlerinin en az 24 saatte bir kez değiştirilmesi önerilir.
Solüsyon berrak ve vakumu bozulmamışsa kullanılmalıdır.Solüsyona ya da uygulama tekniğine bağlı olarak uygulama sırasında ateş reaksiyonları, enjeksiyon bölgesinde enfeksiyon, venöz tromboz, flebit, damar dışına sızma ve hipervolemi görülebilir. Belirtiler, solüsyondaki iyonların birine ya da birkaçına ait eksiklik veya fazlalıktan ileri gelebilir. Kan elektrolitleri sık kontrol edilmelidir.
Hipernatremi durumunda su tutulması ve ekstraselüler sıvı hacminin genişlemesine bağlı olarak ödem görülebilir, konjestif kalp yetmezliği ağırlaşabilir.
Potasyumlu solüsyonların uygulanımı sırasında; bulantı, kusma, karın ağrısı ve diyare gibi yan etkiler bildirilmiştir.
Uygulama sırasında yan etki görüldüğünde infüzyon durdurulmalı hastanın durumu değerlendirilmeli ve uygun tedavi önlemleri alınmalıdır.
İçerdiği sülfite bağlı olarak özellikle astımlı hastalarda anaflaksi dahil, allerjik reaksiyonlara yol açabilir.
BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.
Yoktur.
Isolyte P, ameliyatlı hastalarda kullanırken, hastaların sıvı-elektrolit gereksinimleri güncel sıvı elektrolit tedavi prensiplerine uygun olarak hesaplanmalıdır.
Bu gereksinim hesaplanırken aşağıdaki bilgiler yol gösterici olabilir:
Hastanın gereksinimi her 24 saat için hesaplanır.
Hesaplamada bazal gereksinim + ilave kayıp formülü kullanılır.
Bu formüle göre bulunan sıvı miktarı 3 eşit parçaya bölünüp her bölüm 8 saatlik sürede intravenöz yoldan uygulanır.
İnfüzyona başladıktan sonra hastada kan basıncı, nabız ve saatlik idrar kontrolleri ile tedavinin yetersiz, uygun veya gerektiğinden fazla olduğu saptanarak, tedavi buna göre yönlendirilir.
Bazal sıvı gereksinimi; sağlıklı bir kişinin normal şartlarda 24 saatte gereksinimi olan sıvı ve elektrolit miktarıdır. Şu şekilde hesaplanabilir:
Bebek ve çocuklarda:
- Vücut ağırlığının ilk 10 Kg’ı için 100 ml/Kg
- Vücut ağırlığının ikinci 10 Kg’ı için 75 ml/Kg
- Üçüncü 10 Kg’ı için 50 ml/Kg
•Erişkinde: 35 ml/Kg (70 Kg lık bir erişkinde yaklaşık 2500 ml)
Bazal elektrolit gereksinimi:
•Sodyum ve klor: 1 mEq/Kg/gün (erişkinde 60 –80 mEq)
•Potasyum: 0.5 mEq/Kg/gün (erişkinde 30 – 40 mEq)
İlave kayıpların hesaplanmasında ise aşağıdaki bilgiler kullanılabilir:
•Hastanın aldığı ve çıkardığı toplam sıvı miktarları titizlikle hesaplanmalıdır.
•Erişkinde uzun sürmüş ameliyatlarda, ameliyathanede geçen her saat için hastaya 10 ml/Kg (ortalama 500- 700 ml) dengeli sıvı transfüzyonu gerekir.
•Yanıklar için özel formüller kullanılabilir.
•Şiltesine geçecek kadar terlemiş bir erişkinin en az 1 litre sıvı kaybettiği düşünülür.
•Nazogastrik aspirasyon veya fistül sıvıları ve idrar 24 saat biriktirilmelidir.
•Bebeklerde kanı emmiş tamponlar, ishal petleri, fistül bölgesine konan kompresler tartılmalı ve muhtemel sıvı içerikleri hesaplanmalıdır.
•Ayrıca daha önceki klinik deneyim ve izlenimler dikkate alınmalıdır.
Sıvı kayıpları karşılanırken, kaybedilen sıvının içeriği göz önünde bulundurularak (mide, gastrointestinal fistül, safra, ince barsak vb.) uygun standart solüsyon seçimi veya standart solüsyonlara ilave elektrolit, vitamin ve mineral katkısı düşünülmelidir.
Genel olarak vücut yüzeyinin her metrekaresi başına günde 1300-3000 ml verilir.
Akut diyareli çocuklarda, diyabetik veya renal asidoz durumunda ve akut enfeksiyonlara bağlı dehidratasyonda günlük doz 50 – 150 ml/Kg’dır.
Veriliş Hızı: Vücut yüzeyinin her metrekaresi başına saatte 120 – 240 mL olarak ayarlanır.
Uygulama Yolu: Isolyte P, intravenöz yoldan uygulanır.
|
Travma Sonrası Bunalımı Travmatik bir olay, günlük olağan olayların dışında olan ve kişiyi derinden
rahatsız eden bir olaydır.Birçok olay böyle bir etki gösterebilir. |
|
Omurilik zedelenmeleri Omurilik zedelenmesini takip eden birkaç gün içinde, hiçkimse hasarin ne kadar olacagini tahmin edemez. Buradaki sorun, omuriligin herhangi bir zedelenmesinden hemen sonra, bir omurilik sokunun olusmasidir. |