KOLSIN 0.5 mg 60 draje Klinik Özellikler

Kolsisin }

Kas İskelet Sistemi > Gut İlaçları > Kolşisin
MENARİNİ İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş | 30 December  1899

4.1. Terapötik endikasyonlar

4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

Pozoloji uygulama sıklığı ve süresi:

Yetişkinlerde kullanımı:

Akut gut artrit (ayrıca kalsiyum pirofosfat birikmesi):

Profilaktik olarak (krizlerin sıklığını ve şiddetini azaltmak için sürekli olarak): Başlangıçta günde bir defa 1 draje kullanılır. Gerekirse doz günde iki defa l’er drajeye çıkarılabilir. Hafif şiddetteki durumlarda haftada 1-4 defa l’er draje kullanımı yeterli olabilir.

Akut atak durumunda: Tedavi amacıyla ilk belirti ile birlikte 1 veya 2 draje alınır. Daha sonra, ağrı geçinceye kadar veya bulantı, kusma ve diyare oluncaya kadar veya toplam 6 mg’lık maksimum doza ulaşılıncaya kadar her 1-2 saatte bir l’er draje ile devam edilir. Atak geçtiği zaman ilaç alımı durdurulur.

Ailevi Akdeniz Humması ve amiloidoz baskılanmasında:

Profilaktik amaçla: Önce günde 1 defa 1 draje verilir. Gerekiyorsa ve doz tolere edilebiliyorsa günde 2 mg’a kadar toplam doz bölünerek verilebilir. 2 veya 3’e bölünmek suretiyle toplam 2 mg’a kadar günlük dozlara çıkılabilir. Ancak bu hastalarda profilaktik kolşisinin amiloidozisi önlediği gösterilmiş olduğundan tedavinin bırakılmaması tavsiye edilmektedir. Akut atağın baskılanması için: Saatte bir olmak üzere 4 defa l’er draje ile başlanır. Daha sonra o gün için iki saatte bir 2 defa l’er draje ile devam edilir. Daha sonra 12 saatte bir 1 draje uygulamasıyla iki gün daha tedavi sürdürülür. Bu üç günlük tedavinin herhangi bir anında atak bariz olarak kontrol altına alınmışsa uygulama kesilebilir.

Behçet Hastalığında:

3’e bölerek günlük 1-1.5 mg doz kullanılır.

Uygulama şekli:

Ağızdan uygulanır.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler: Böbrek/Karaciğer yetmezliği:

Böbrek fonksiyon yetmezliği (kreatin klerensi 10 - 50 mL/dak arasında olanlarda) olan erişkinlerde doz:

Profilaktik kullanım için: Günde bir defa 1 draje.

Akut atak tedavisinde: Normal dozun yarısı (günde en fazla 3 mg).

Pediyatrik popülasyon:

Ailevi Akdeniz Hastalığı olan çocuklarda kullanımı:

5 yaşından küçük olanlarda günde bir defa 1 draje; 5 yaş ve daha büyük olan çocuklarda günde iki defa l’er draje.

Çocuklar büyüdükçe doz ayarlaması gerekebilir.

Not: Tedaviye başladığında 5 yaşından küçük olan çocuklarda, genellikle 7 yaş civarında dozda artış (günde 2 drajeye artış) gerektiği; ve 5 yaşından sonra tedaviye başlanılan çocukların ise 12.5 yaş civarında doz artışına ihtiyaç gösterdiği (günde 3 draje) bildirilmektedir.

Diğer endikasyonlar için kolşisinin etkinlik ve güvenliliği bilinmemektedir.

Geriyatrik popülasyon:

4.3. Kontrendikasyonlar

• Kolşisine ve KOLSİN’in içeriğindeki yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olanlarda

• Ciddi gastrointestinal rahatsızlıkta

• Ciddi renal rahatsızlıkta (kreatinin klerensi 10mL/dak. altında olanlar)

• Ciddi hepatik rahatsızlıkta

• Ciddi kardiyak rahatsızlıkta

• Kan diskrazileri olanlarda

• Hemodiyaliz hastalarında (diyaliz veya kan değişimi ile uzaklaştırılamamaktadır)

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

Karaciğer fonksiyonları bozuk olanlarda kolşisin toksisitesi daha yüksektir.

İnsanlarda spermatogenezi olumsuz yönde etkilediği saptanmıştır.

Yaşlılarda ve güçsüz hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.

Kardiyak hastalığı olanlarda dikkatli kullanılmalıdır.

Renal, hepatik ve gastrointestinal hastalığı olanlarda dikkatle kullanılmalıdır.

Özellikle maksimum dozlarda mide bulantısı, kusma, diyare, abdominal ağrı meydana gelebilir. Bunlar, özellikle peptik ülser veya spastik kolon mevcudiyetinde tehlikelidir.

4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

’ne bakınız) P-glikoproteini ya da güçlü CYP3A4 inhibitörü kullanan hastalarda, kolşisin dozu azaltılmalı ya da tedavi kesilmelidir.

Kolşisin, ileum mukozasının fonksiyonunu bozarak, vitamin B 12’nin reversibl olarak yetersiz emilimine neden olur.

Uzun süreli tedavi gören hastalarda düzenli olarak kan sayımları yapılmalıdır.

İlaç/Laboratuar test etkileşmeleri: Kolşisin, trombosit değerlerinde azalmaya neden olabilir. İdrarda eritrosit (RBC) veya hemoglobin testlerinde yanlış pozitif sonuçlara neden olabilir.

KOLSİN laktoz ve şeker içermektedir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, fruktoz intoleransı, Lapp laktoz yetmezliği ya da glikoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Alkol ve kolşisinin bir arada kullanımı, özellikle alkoliklerde gastrointestinal toksisite riskini artırır. Ayrıca alkol kandaki ürik asit konsantrasyonlarını artırır ve profilaktik gut tedavisinin etkinliğini azaltabilir.

Antienflamatuar analjezikler, nonsteroidal antienflamatuar ilaçlar, lökopeni, trombositopeni, veya kemik iliği depresyonu riskini artırabilir.

Antineoplastik, sitolitik ilaçlar veya bumetanid, diazoksit, tiazid grubu diüretikler, etakrinik asit, furosemid, mekamilamin, pirazinamid veya triamteren serum ürik asit konsantrasyonlarını artırabilir ve profilaktik gut tedavisinin etkinliğini azaltabilir.

Kolşisin, ilaçların neden olduğu kan diskrazilerinin, kemik iliği depresanlarının ve radyasyon tedavisinin neden olduğu kemik iliğini deprese edici etkilerini artırabilir. Birlikte kullanımı, diğer toksik hematolojik etki riskini de artırabilir.

Kolşisinin kronik olarak veya yüksek dozlarda uygulanması B12 vitamininin emilimini azaltabilir.

Statinler ile birlikte verildiğinde, akut miyopati yapabilir. Kas ağrısı ve güçsüzlük oluşabilir.

Siklosporin ile kombinasyon halinde kullanıldığında nefrotoksisite ve kas bozukluklarını indükleyebilir.

Kolşisin büyük oranda CYP3A4 enzimi tarafından metabolize edilmektedir. Bu nedenle klaritromisin gibi CYP3A4 enzimini inhibe eden ilaçların kan kolşisin seviyesini artırarak kolşisin toksisitesine neden olabileceği dikkate alınmalı ve CYP3A4 inhibitörü ilaçlarla birlikte kolşisin kullanımından kaçınılmalıdır.

Eritromisin ya da tolbutamid ile birlikte kullanım da kolşisin toksisitesine neden olabilir.

Kolşisin, hepatik ve renal yetmezliği olan ve P-glikoprotein inhibitörü ilaç (siklosporin, verapamil ya da kinidin) ya da güçlü CYP3A4 inihibitörü ilaç (ritonavir, atazanavir, indinavir, klaritromisin, telitromisin, itrakonazol, ketokonazol gibi) kullanan hastalarda kontrendikedir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

Veri yoktur.

Pediyatrik popülasyon:

4.6. Gebelik ve laktasyon

Genel tavsiye:

Gebelik kategorisi: D

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon):

KOLSİN’in gebelik ve/veya fetüs/yeni doğan üzerinde zararlı farmakolojik etkileri bulunmaktadır. Bu nedenle, kolşisin tedavisi sırasında etkili bir doğum kontrol yöntemi kullanılmalıdır.

Gebelik dönemi:

Kolşisin, hamile kadınlarda fetal zarara (fetal kromozom hasarı) neden olabileceğinden, ancak çok gerekli olduğu takdirde ve potansiyel yararları, fetüse olan potansiyel zararlarından daha ağır basıyorsa kullanılmalıdır.

Laktasyon dönemi:

Kolşisin anne sütüne geçer. Bu nedenle ilaç aldıktan sonra en az 12 saat geçmeden emzirilmemelidir.

Üreme yeteneği / fertilite

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

4.8. İstenmeyen etkiler

Kolşisinin kullanımına bağlı olarak ortaya çıkan yan etkiler arasında en sık görülenler gastrointestinal kanalla ve antimiyotik etkisiyle ilgilidir.

istenmeyen etkiler aşağıdaki sıklık derecesine göre belirtilmiştir:

Çok yaygın (?1/10); yaygın (?1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (71/1000 ila <1/100); seyrek (71/10000 ila <1/1000); çok seyrek (<1/10000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

Kan ve lenf sistemi bozuklukları:

Seyrek: Uzun süre kullanımına bağlı olarak, kemik iliği depresyonu ve aplastik anemi, agranülositoz veya trombositopeni kaydedilmiştir.

Bağışıklık sistemi bozuklukları:

Bilinmiyor: Aşırı duyarlılık reaksiyonları

Sinir sistemi bozuklukları:

Seyrek: Periferal nevrit

Gastrointestinal sistem bozuklukları:

Yaygın: Kusma, diyare, abdominal ağrı, mide bulantısı. Yüksek dozlar profus diyare ve gastrointestinal hemorajiye neden olabilir.

Hepatobiliyer bozukluklar:

Bilinmiyor: Alkalin fosfataz ve AST değerlerinde artış, hepatik hasar.

Deri ve deri altı dokusu bozuklukları:

Seyrek: Purpura, saç dökülmesi, dermatozlar.

Kas-iskelet bozuklukları, bağ dokusu ve kemik bozuklukları:

Seyrek: Miyopati, rabdomiyoliz

Böbrek ve idrar bozuklukları:

Bilinmiyor: Renal hasar

Üreme sistemi bozuklukları:

4.9. Doz aşımı ve tedavisi

Aşırı doz alımı ve belirtilerin başlaması arasında genellikle bir latent dönem vardır. Akut doz aşımının belirtileri 2 ila 72 saate kadar görülmeyebilir. İlk belirtiler ağızda ve boğazda yanma ve soyulma hissi, yutmada güçlüktür. Bu belirtileri mide bulantısı, kusma, abdominal ağrı ve diyare takip eder. Diyare şiddetli ve hemorajik olabilir ve diyareye kolik ve tenesmus eşlik edebilir. Bu belirtiler vasküler hasar ile birlikte sıvı kaybı, hipotansiyon ve şoka neden olabilir. Kaslarda zayıflama veya paraliz meydana gelebilir ve solunum yetmezliğine kadar ilerleyebilir. Kemik iliği depresyonu, miyokard hasarı ortaya çıkabilir.

Hepatoselüler hasar, böbrek yetmezliği ve akciğer parenkimal infiltrasyon meydana gelebilir. 5. günden sonra lökopeni, trombositopeni ve koagülopati de görülebilir. Kolşisinin nontoksik, toksik ve letal dozları arasında tam bir ayırım yoktur. Hematüri ve oligüri, böbrek harabiyetinin bir göstergesidir. Adale zayıflaması ve SSS’nde giderek artan bir paralizi gelişebilir. Hastanın genellikle bilinci yerindedir; buna rağmen, deliryum ve nöbetler meydana gelebilir. Solunum depresyonu, kardiyovasküler kolaps veya sepsis sonucunda ölüm görülebilir.

Sağ kalan hastalarda, akut doz aşımından yaklaşık 10 gün sonra alopesi, rebound lökositoz ve stomatit ortaya çıkabilir.

Tedavisi: Öncelikle mide boşaltılır (çok fazla zaman geçmemişse) ve şoku önlemek için tedbirler alınır. Kolşisin dokulara yüksek oranda bağlandığından diyaliz ile uzaklaştırılamamaktadır. Atropin ve morfin, abdominal ağrıyı giderebilir. Solunumun desteklenmesi gerekebilir.

Artrit Artrit Artrit, oldukça yaygın bir hastalıktır ancak iyi anlaşılamamıştır. Aslında “artrit” tek bir hastalığın adı değildir; eklem ağrısı veya eklem hastalıklarını adlandırmanın gayri resmi yoludur. İnme İnme İnme, beynin hasar görmesinin sonucudur. Bu hasar, beynin bir kısmındaki ya bir kanama ya da akut kan eksikliği nedeniyle o kısmın geçici ya da kalıcı olarak işlevini yapamamasına yol açar.