* 2 ml’lik bir ampul 20 mg furosemid, 2.56 mg sodyum hidroksit, 15 mg sodyum klorür ve a.d. 2 ml enjeksiyonluk distile su içerir.
* 1 tablet 40 mg furosemid içerir.
- Kalp ve karaciğer hastalıklarından ileri gelen ödemler (assit),
- Böbrek hastalıklarından ileri gelen ödemler (nefrotik sendromda ön planda esas hastalık tedavi edilmelidir),
- Akut kalp yetmezliği, özellikle akciğer ödemi (furosemid diğer tedavi önlemleri ile birlikte uygulanır),
- Gebelik komplikasyonlarına (gestozlar) bağlı olarak idrar yapımının azaldığı hallerde volüm eksikliği giderildikten sonra,
- Beyin ödeminde destekleyici önlem olarak,
- Yanıklara bağlı ödemler,
- Hipertansiyon krizlerinde diğer antihipertansif önlemlerle birlikte,
- Zehirlenmelerde zorlu diürezin desteklenmesi için.
- İdrar yapımının noksan olduğu böbrek yetmezliği (anüri),
- Bilinç kaybının söz konusu olduğu hepatik koma ve prekoma
- Ağır potasyum noksanlığı (hipopotasemi),
- Hipotansiyonlu veya hipotansiyonsuz ağır sodyum eksiklikleri ve/veya kan volümünün azaldığı haller (hipovolemi),
- Furosemid ve sulfonamidlere karşı aşırı duyarlık.
Aşağıdaki durumlarda dikkatli takip gereklidir:
- kan basıncında belirgin düşme
- latent veya manifest diabetes mellitus (düzenli kan şekeri kontrolleri)
- gut (düzenli ürik asit kontrolleri)
- idrar yapma zorlukları (ör. prostat hipertrofisi, üreter stenozu,hidronefroz)
- karaciğer sirozu ve böbrek fonksiyon bozukluğunun birarada bulunduğu hastalar
- hipoproteinemi (ör. nefrotik sendromda)
- prematüreler (kalsiyum içeren böbrek taşı (nefrolithiasis) oluşma ve böbrek dokusunda kalsiyum tuzu birikme (nefrokalsinosis) olasılığı; böbrek fonksiyonları takip edilmeli, ultrasonografi uygulanmalıdır. Hafif hipokalemi veya hiponatremili hastalarda furosemid kullanılırsa, birlikte gerekli elektrolit desteği de sağlanmalıdır. Kulak çınlaması ve reversibl veya irreversibl işitme bozuklukları oluşabilir. Ototoksisite genellikle hızlı enjeksiyon, ciddi renal yetmezlik veya aminoglikozid antibiyotikleri, etakrinik asit veya diğer ototoksik ilaçlarla kombine kullanılmasında oluşabilir. Eğer hekim tarafından yüksek doz parenteral tedavi uygulaması seçilmişse uygun i.v. enfüzyon hızı belirlenmelidir. Yetişkinler için enfüzyon hızı dakikada 4 mg'ı aşmamalıdır. Furosemid kullanılması nadiren hipopotasemiye yol açtığı halde potasyumdan zengin besi maddelerinin (yağsız et, patates, muz, domates, ıspanak, karnıbahar, kuru meyvalar v.s.) alınması daha faydalıdır. Arada sırada potasyumlu veya potasyumu tutan ilaçların verilmesi gerekebilir. Hipertansiyon tedavisi için Lasix uygulanırken hastanın hekim tarafından muntazam bir şekilde kontrol edilmesi gerekir. Lasix uygulanan kimselerde gerek kan basıncındaki düşmeye, gerekse de diğer advers reaksiyonlara bağlı olarak şehir trafiğine aktif bir şekilde katılma, cadede karşıdan karşıya geçme veya makinaları kullanma gücü bozulabilir. Bu daha ziyade tedavinin başında ve ilaç değiştirildiği zaman, keza tedavi sırasında alkol alınırsa söz konusudur. Ciddi progresif hastalıkları olanlarda, Furosemid kullanımı sırasında azotemi ve oligüri oluşumunda artış olursa Furosemid tedavisi kesilmelidir.
Diğer birçok ilaçta olduğu gibi oluşabilecek kan diskrazisi, karaciğer hasarı ve idiyosenkretatik reaksiyonlar, hiponatremi, hipokloremik alkaloz veya hipokalemi açısından hasta gözlem altına alınmalıdır. Gebelikte ve emzirme devresinde kullanılışı: Furosemid gebelerde sadece kısa süre ile ve ancak sağlayacağı yarar fetusta oluşabilecek zararlara üstünlük sağlıyorsa kullanılabilir. Emziren annelerde furosemid kullanılması gerekirse, furosemid'in anne sütüne geçebileceği ve laktasyonu inhibe edebileceği düşünülmelidir. Böyle durumlarda emzirmeye son verilmesi önerilir. Anaflaktik şok durumunda genellikle aşağıdaki acil önlemlerin alınması önerilir: Terleme, bulantı, siyanoz gibi ilk belirtiler ortaya çıktığında enjeksiyona derhal son verilir. İğne venada bırakılır veya damar yolunun açık tutulması için venaya uygun bir kanül yerleştirilir. Mutad olarak alınan diğer önlemlerle birlikte hasta başı aşağıya gelecek şekilde yatırılır ve solunum yolları açık tutulur. Derhal uygulanması gereken ilaçlar: i.v. yoldan derhal epinefrin (adrenalin) uygulanır: Piyasada mevcut 1/1000 lik bir epinefrin çözeltisinin 1 ml si 10 ml ye seyreltilir ve bunun 1 ml si (0,1 mg epinefrin) nabız ve kan basıncı kontrol edilerek yavaş bir şekilde zerkedilir (ritm bozukluklarına dikkat!). Epinefrin enjeksiyonları gerekirse tekrarlanabilir (kutu prospektüsüne bakınız). Daha sonra i.v. yoldan glikokortikoidler, mesela 250-1000 mg metilprednisolon-21-hidrojen süksinat uygulanır. Gerekirse glikokortikoid dozları tekrarlanır (bu tür ilaçların kutu prospektüsüne bakınız). Bunu müteakip i.v. yoldan plazma ekspander, Human-albumin, tam elektrolit çözeltisi gibi solüsyonlar kullanılarak volüm sübstitüsyonu yapılır. Diğer tedavi önlemleri: Sun'i solunum, oksijen inhalasyonu, kalsiyum ve antihistaminiklerin uygulanmasıdır. Daha önceden mevcut olan bir metabolik alkaloz (mesela dekompanze karaciğer sirozunda), furosemid tedavisi sırasında kötüleArtan idrar itrahı nedeniyle sıklıkla sıvı ve elektrolit dengesi bozuklukları ortaya çıkabilir. Aşırı diüreze bağlı olarak özellikle tedavinin başlangıcında ve bilhassa yaşlı hastalarda ve çocuklarda başağrısı, sersemlik hissi, görme bozuklukları ağız kuruluğu, hipotansiyon ve dik duruşta sirkülatuar regülasyon bozukluğu gibi gibi dolaşımla ilgili bozukluklardan söz edilebilir. Ek olarak vücut suyunun kaybı (dehidratasyon) ve dolaşımdaki kan hacminin azalmasına (hipovolemi) bağlı -özellikle yaşlılarda- trombofilinin eşlik ettiği kan konsantrasyonu artması (hemokonsantrasyon) görülebilir.
Ekstrarenal potasyum kaybının bir sonucu olara özellikle aynı zamanda potasyum alımının azaldığı ve/veya ekstrarenal potasyum kaybının arttığı (ör. kusma veya kronik diareye bağlı) bir potasyum eksikliği (hipokalemi) ortaya çıkabilir. Ayrıca karaciğer sirozu gibi hastalığı olanlarda potasyum eksikliğine eğilim gelişebilir. Böyle durumlarda hasta izlenmeli ve gerekirse potasyum verilmelidir. Potasyum eksikliği (hipokalemi), kendisini kas zayıflığı, tam veya kısmi paralizi gibi nöromüsküler semptomlarla, kusma, konstipasyon, abdomen veya barsaklarda aşırı gaz birikimi (meteorizm) gibi intestinal semptomlarla, poliüri, polidipsi gibi renal semptomlarla, impuls oluşumu ve yayılımında bozukluklar gibi kardiyak semptomlarla belli edebilir.İleri derecede potasyum eksikliği intestinal paraliziye (paralitik ileus) veya zaman zaman komaya kadar gidebilen bilinç bozulkluklarına sebebiyet verebilir. Sodyum eksikliği (hiponatremi) -özellikle tuz alımının kısıtlandığı durumlarda- böbreklerden sodyum kaybının artması sonucunda ortaya çıkabilir Bu durum kendini genellikle şu semptomlarla belli eder: baldır krampları, iştahsızlık, güçsüzlük hissi, uykulu hal, apati, konfüzyon, kusma. Artmış renal kalsiyum kaybı, kalsiyum eksikliğine (hipokalsemi) sebebiyet verebilir.Bu, nadir vakalarda tetaninin eşlik ettiği bir artmış nöromuskuler irritabilite durumunu tetikleyebilir. Prematürelerde kalsiyum içeren böbrek taşları (nefrolithiasis) oluşabilir ve böbrek dokusunda kalsiyum tuzları birikebilir (nefrokalsinosis). Artmış renal magnezyum kaybının bir sonucu olarak hipomagnezemi ve nadir vakalarda tetani veya kardiyak aritmiler gözlemlenmiştir. Hidronefroz, prostat hipertrofisi ve üreter darlıkları gibi hastalıklarda görülen miksiyon bozuklukları fazla diürez sonucu ortaya çıkabilir veya artabilir. Furosemid tedavisi sırasında serum lipidlerinin (kolesterol ve trigliseridler) seviyeleri yükselebilir. Serum üre ve kreatinin seviyeleri geçici olarak yükselebilir. Furosemid tedavisi sırasında sıklıkla kan ürik asit konsantrasyonuna artma görülür. Bu, predispoze hastalarda gut krizine neden olabilir. Şeker hastalığı varsa kan glukoz veya glukoz tolerans testinde değişiklik olabileceğinden furosemid tedavisi sonucu hastanın durumu kötüleşebilir veya latent bir diabet manifest hale dönebilir. İzole vakalarda akut pankreatit gözlenmiştir. Furosemid uygulamasından sonra nadir vakalarda, çoğu kez reversibl olan işitme bozuklukları ve/veya kulak çınlaması (tinnitus) ortaya çıkabilir. Özellikle parenteral uygulamada ve zerkler çok çabuk yapıldığı zaman, bilhassa böbrek yetmezliği mevcudiyetinde böyle bir ihtimal söz konusudur. Daha önceden mevcut olan bir metabolik alkaloz (mesela dekompanze karaciğer sirozunda) furosemid tedavisi sırasında kötüleşebilir. Nadir vakalarda bulantı, kusma ve diare gibi gastrointestinal bozukluklar görülebilir.
Zaman zaman allerjik reaksiyonlar görülebilir. Örneğin dolaşım kollapsının (şok) eşlik ettiği şiddetli ve bazen akut olarak hayatı tehdit eden reaksiyonlar (anafilaktik ve anafilaktoid reaksiyonlar) nadirdir ve daha önce sadece intravenöz uygulamayı takiben ortaya çıktıkları tanımlanmıştır. Genel bir kural olarak allerjik reaksiyonlar deri reaksiyonları (kaşıntı, ürtiker, büllöz erupsiyonlar, eritema multiforme, eksfoliyatif dermatit, purpura) şeklindedir ama ateşli haller, kan damarlarının veya böbreklerin enflamasyonu (vaskülit veya nefri
Kardiyak glikozidler (dijital tedavisi) ile birlikte Lasix kullanılacağı zaman potasyum veya magnezyum noksanlığının, kalp kasının dijitale duyarlığını artırabileceği hatırda tutulmalıdır. Glikokortikoidler, laksatifler veya karbenoksolon ile birlikte kullanıldığı zaman potasyum kaybının artabileceği düşünülmelidir. Bu açıdan meyan kökü, karbenoksolon ile aynı şekilde etki gösterir. Nefrotoksik antibiyotiklerin (ör. aminoglikozidler, polimiksinler) toksik etkisini furosemid'in arttırması ihtimali söz konusudur. Bu nedenle özellikle böbrek fonksiyonu bozulmuş olan hastalarda hayatı tehdit eden durumlar haricinde bu tür bir kombinasyondan kaçınılmalıdır. Romatoid hastalıkların tedavisinde yüksek doz salisilatlarla Furosemid kombinasyonu, salisilat toksisitesini artırabilir. Bunun nedeni, salisilatlarla furosemidin renal itrah düzeyinde yarışmaları nedeni ile salisilatların itrahının azalmasıdır. Diüretiklerle lityum birlikte alınmamalıdır. Zira diüretikler, lityumun renal klirensini azaltıp, lityum toksisitesi (kardiotoksik, nörotoksik etkileri) oluşturabilir.
Kanamisin, gentamisin, tobramisin gibi aminoglikozid sınıfı antibiyotiklerin işitmeyi bozucu (ototoksisite) etkisinin furosemid'le birlikte verildikleri zaman artabileceği hatırda tutulmalıdır. Bu işitme bozuklukları iyileşmeyebilir. Bu yüzden kombine tedavi ancak hayati endikasyonlarda uygulanmalıdır. Furosemid bazen antidiabetikler ve pressör aminler (ör. adrenalin, noradrenalin) gibi ilaçların etkisini azaltabilir, salisilatlar, teofilin gibi ilaçlar ile kürar tipi kas gevşeticilerin etkisini potansiyalize edebilir. Kan basıncını düşüren diğer ilaçların etkisini furosemid artırabilir. Bilhassa ACE-inhibitörleri ile kombine edildiğinde kuvvetli bir hipotansiyona, hatta şoka yol açabilir. Ganglionik veya periferik adrenerjik bloke edici ajanların etkisini potansiyalize edebilir. Daha önceden furosemid ile tedavi görmüş hastalarda ACE inhibitörlerinin kullanılması, böbrek fonksiyonlarında bozulmaya ve, izole vakalarda akut böbrek yetmezliğine sebebiyet verebilir. Ototoksisite riski nedeniyle etakrinik asit ile kombine edilmemelidir. Non-steroid antienflamatuarlar (ör. indomethasin, asetilsalisilik asit) ve probenesid furosemid'in etkisini azaltabilir ve hipovolemisi olanlarda akut böbrek yetmezliğine yol açabilir. Fenitoinle birlikte kullanımda da furosemidin etkisi azalabilir. Sisplatin ve furosemid birlikte kullanıldığında bir işitme kaybı ihtimali sözkonusudur. Amaç, sisplatin tedavisi sırasında furosemid ile idrar atılımını artırmak ise (zorlu diürez), furosemidin düşük dozda (ör. böbrek fonksiyonu normal ise 40mg) ve pozitif bir sıvı dengesi ile kullanılmasına dikkat edilmelidir. Aksi taktirde sisplatinin nefrotoksisitesi artabilir. İzole vakalarda kloralhidrat alımını takiben 24 saat içinde, intravenöz uygulamayı takiben hararet hissi, terleme, huzursuzluk, bulantı, kan basıncında artma ve taşikardi ortaya çıkabilir. Kortikosteroidlerin Furosemid ile birlikte kullanılması potasyum noksanlığına zemin hazırlayabilir. Laboratuar Testleri: Furosemid ile özellikle ilk ay içindeki tedavi sırasında serum elektrolitleri, BUN düzeyleri mutlaka izlenmelidir. BUN düzeyleri revesibl yükselebilir ve bu durum dehidratasyon ile birlikte oluşabilir. Özellikle renal yetmezliği olanlarda dikkat edilmelidir. Diabetli kişilerde idrar ve kan glukoz düzeyleri kontrol edilmelidir. Furosemid ile nadiren serum kalsiyum düzeylerinde azalma ve tetani görülmüştür. Tedavi süresince periyodik olarak serum kalsiyum düzeyleri kontrol edilmelidir.
Ampul :
DOZ DÜZENLENMESİ KİŞİLERE GÖRE AYARLANMALIDIR. Solüsyon renginde değişiklik varsa ampul kullanılmamalıdır. Furosemid ile parenteral tedavi, oral ilaç alması uygun olmayan kişilerde ve acil durumlarda kullanılmalıdır.
Hekimin başka önerisi yoksa yetişkinlere ve 15 yaşını geçen gençlere başlangıç dozu olarak intravenöz veya intramüsküler yoldan 20-40 mg (1-2 ampul) Lasix uygulanır. 20-40 mg (1-2 ampul) lik tek bir Lasix dozundan sonra elde edilen diüretik etki yetersiz kalırsa, uygulanan doz arzu edilen etki elde edilinceye kadar 2 saatlik aralıklarla her seferinde 20 mg (1 ampul) daha arttırılır. Bu şekilde bulunan etkili bir doz artık günde 1-2 defa uygulanır. Akut akciğer ödemi: Başlangıç dozu olarak intravenöz yoldan 40 mg (2 ampul) Lasix zerkedilir. Hastanın durumu gerektirirse 20 dakika sonra 20-40 mg (1-2 ampul)’ lık diğer bir Lasix enjeksiyonu yapılır. Zorlu diürez: Bir elektrolit çözeltisi enfüzyonuna 20-40 mg (1-2 ampul) Lasix ilave edilir. Bundan sonraki tedavi itrah edilen idrar miktarına bağlı olup sıvı ve elektrolit kaybı tamamlanarak uygulanır. Asit veya kalevi maddelerle zehirlenmelerde idrarın reaksiyonu kalevileştirilerek veya asitleştirilerek itrah edilen miktar arttırılabilir. Süt çocukları ve 15 yaşından küçük çocuklarda: Bu yaş grubunda Lasix prensipte oral olarak kullanılmalıdır; ancak hayatı tehdit eden durumlarda parenteral yoldan uygulanır (gerekirse sürekli enfüzyon yapılır). İntravenöz ve intramüsküler enjeksiyonlarda uygulanacak doz kilogram başına 1 mg furosemid'den ibaret olup günlük doz 20 mg'ı (1 ampul) geçmemelidir. Mümkün olduğu kadar kısa bir süre içinde oral tedaviye geçilmelidir. Barsaklardan rezorpsiyon bozulmuşsa veya çabuk bir dehidratasyon gerekiyorsa intravenöz veya intramüsküler yoldan Lasix 20 mg uygulanmasına başvurulur. İntravenöz uygulamada Lasix 20 mg yavaş zerkedilmelidir. Dakikada 4 mg dan daha çabuk bir enjeksiyon yapılmamalıdır. Uzun süreli tedavide kanda kreatinin ve üre, plazmada elektrolitler, özellikle potasyum, kalsiyum, klorür ve bikarbonat miktarları muntazam bir şekilde kontrol edilmelidir. Furosemid bir antranil asidi türevi olduğundan kalevi ortamda tuz teşkil ederek erir. Parenteral uygulamaya mahsus olan çözelti karbonik asidin sodyum tuzunu içerir ve hazırlanması için başka bir eritici kullanılmamıştır. Çözeltinin pH derecesi 9 olup tampon etkisi yoktur. Bu nedenle pH derecesi 7 nin altında düşerse etkili madde çökebilir. Uygulanmak üzere hazırlanan karışımlarda çözeltinin pH derecesi hafif kalevi veya nötral sınırlar dahilinde ise bu karışım 24 saat süre ile kullanılabilir. Lasix 20 mg aynı şırınga içinde başka ilaçlarla karıştırılmamalıdır. Tedavinin süresi, hekimin hastalığın durumu ve ciddiyetine göre vereceği karara bağlıdır.
Doz aşımı ve tedavisi :
Semptomlar ve klinik bulgular; Kuvvetli diüreze bağlı eksikkasyon tehlikesi ve uzun süreli tedavide hipopotasemi:Hızlı su ve elektrolit kaybı hastada bilincin kaybolmasına neden olabilir. Tedavisi; Sıvı sübstitüsyonu yapılmalı, su ve elektrolit dengesi, metabolizma fonksiyonları sık sık kontrol edilmelidir. Miksiyon bozukluğu olan hastalarda (prostat hipertrofisi, bilinci bozuk hastalar ,vb) yeterli idrar sağlanmasına çalışılmalıdır. Dikkat; Prostat hipertrofisi olanlarda idrarın birdenbire artması idrar tutukluğuna ve mesanenin aşırı gerilmesine yol açar.
Tablet :
DOZ DÜZENLENMESİ KİŞİLERE GÖRE AYARLANMALIDIR. Ödem tedavisi: Yetişkinlere başlangıçta tek doz halinde 20-80 mg (1/2 - 2 tablet) verilir. Genellikle hemen cevap alınır. Cevap yeterli olmazsa aradan 6-8 saat gibi bir zaman geçtikten sonra ilk doz, yeterli bir diürez elde edilinceye kadar 20-40 mg artırılır. Ödem, haftanın birbirini takip eden 2 ila 4 günü ilacın verilmesiyle daha etkili ve güvenli bir şekilde mobilize edilebilir. 15 yaş altı çocuklarda Lasix prensipte oral yolla kullanılmalıdır. Çocuklara verilecek başlangıç dozu 2 mg/kg dır. Verilen ilk dozdan yeterli cevap alınamazsa, aradan 6-8 saat gibi bir zaman geçtikten sonra ilk doz
|
Yüksek Tansiyon Hipertansiyon sürekli anormal derecede yüksek olan kan basıncıdır. Tansiyon
atardamarlarınızdaki kanın basıncıdır. |
|
Parkinson Hastalığı Hastalık ilk kez 1817 de İngiliz doktor James Parkinson tarafından tanımlanmış ve Dr. Parkinson hastalığı “sallayıcı felç” olarak kaleme almış. |