LAVEROS 10 mg/ml 240 ml oral çözelti Klinik Özellikler

Lamivudin }

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

4.1.   Terapötik endikasy onlar

LAVEROS’un Non-nükleozit Ters Transkriptaz İnhibitörleri (NNRTI), Proteaz inhibitörleri (PI), CCR5 Antagonistleri, didanozin, stavudin ve tenofovir ile kombinasyonu, HIV ile enfekte erişkinlerin ve çocukların tedavisinde endikedir.

4.2.   Pozoioji ve uygulama şekli Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi

LAVEROS tedavisine, HIV enfeksiyonu tedavisi konusunda tecrübeli bir hekim tarafından başlanmalıdır.

Yetişkin ve 12 yaşından büyük adölesanlarda: Önerilen LAVEROS dozu, Non-nükleozit Ters Transkriptaz İnhibitörleri (NNRTI), Proteaz İnhibitörleri (PI), CCR5 Antagonistleri, didanozin, stavudin ve tenofovir ile kombinasyon şeklinde günde 300 mg (30 ml)’dir. Bu doz, günde iki kez 150 mg (15 mİ) ya da günde bir kez 300 mg (30 ml)’dir.

Günde tekdozluk tedaviye geçiş yapan hastalar günde 2 kez 150 mg (15ml) almalı ve ertesi sabah günde bir kez 300 mg’ye (30 mİ) geçiş yapmalıdır. Günde bir kez akşamlan alınması tercih edildiğinde, yalnızca İlk sabah 150 mg (15 mİ) LAVEROS alınmalı, akşam alman 300 mg (30 mİ) ile takip edilmelidir. Günde iki kezlik tedaviye geri dönüş yapılacağında, hastalar günlük tedavilerini tamamlamalı ve günde iki kez 150 mg (15 mİ) uygulamasına ertesi sabah başlamalıdır.

Uygulama şekli:

Laveros, oral yolla aç veya tok kamına alınabilir.

Dozlama şırıngası ile ağızdan uygulanır.

Böbrek yetmezliği

Orta-ağır böbrek bozukluğu olan hastalarda düşük renal klerense bağlı olarak lamivudin plazma seviyeleri (EAA) artar (bkz. Bölüm 5.2.Farmakokinetik özellikler). Bu nedenle kreatinin klerensi 50 ml/dak’dan az olan hastalar için doz rejimi aşağıdaki tabloda olduğu gibi azaltılmalıdır. Aynı oranda doz azaltılması, böbrek bozukluğu olan pediyatrik hastalarda da uygulanmalıdır.

Önerilen Doz Rejimleri-Yetişkin ve 12 yaşından büyük adölesanlar için (Vücut ağırlığı 30 kg’dan fazla olanlar)__

Kreatinin klerensi ml/dak.

İlk doz

İdame dozu

30-50

150 mg (15 mİ)

Günde bir kere 150 mg (15 mİ)

15-30

150 mg (15 mİ)

Günde bir kere 100 mg (10 mİ)

5-15

150 mg (15 mİ)

Günde bir kere 50 mg (5 mİ)

<5

50 mg (5 mİ)

Günde bir kere 25 mg (2.5 mİ)

Önerilen Doz Rejimleri-3 aydan büyük ve 12 yaşından küçük çocuklar için (Vücut ağırlığı 30 kg’dan düşük olanlar)__

Kreatinin klerensi ml/dak.

İlk doz

İdame dozu

30-50

4 mg/kg

Günde bir kere 4 mg/kg

15-30

4 mg/kg

Günde bir kere 2.6 mg/kg

5-15

4 mg/kg

Günde bir kere 1.3 mg/kg

<5

1.3 mg/kg

Günde bir kere 0.7 mg/kg

Karaciğer yetmezliği:

Orta ve ağır karaciğer bozukluğu olan hastalarda, böbrek bozukluğu da eşlik etmediği sürece doz ayarlaması gerekli değildir (bkz. Bölüm 5.2.Farmakokinetik özellikler).

Pediyatrik popülasyon:

Çocuklar (12 yaşından küçük):

LAVEROS için kilo bantlarına göre dozlama önerilir. 14-30 kg ağırlığındaki pediatrik hastalar için bu doz rejimi, klinik çalışmalardan elde edilen destekleyici veriler yanında, esas olarak farmakokinetik modellemeye dayanmaktadır.

Vücut ağırlığı en az 30 kg olan çocuklar:

Önerilen LAVEROS dozu günde 300 mg’dır. Bu, günde 2 kez 150 mg veya günde 1 kez 300 mg şeklinde verilebilir.

Vücut ağırlığı 21 kg ile 30 kg arasında olan çocuklar:

Önerilen LAVEROS dozu günde 150 mg’dır. Bu doz, sabahlan ve akşamlan olmak üzere günde 2 kez 75 mg şeklinde verilir.

Vücut ağırlığı 14 kg ile 21 kg arasında olan çocuklar:

Önerilen LAVEROS dozu günde 150 mg’dır. Bu doz, sabahları ve akşamlan olmak üzere günde 2 kez 75 mg şeklindedir.

3 aylıktan küçük çocuklar için var olan sınırlı veriler özel doz önerilerinde bulunmak için yeterli değildir (bkz. Bölüm 5.2.Farmakokinetik özellikler).

Geriyatrik popülasyon

4.3. Kontrendikasyonlar

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

LAVEROS’un mono terapi olarak kullanılması önerilmemektedir.

Hastalar, LAVEROS da dahil olmak üzere güncel antiretroviral tedavinin, HlV’in cinsel temas ya da kanla başkalarına bulaşması riskini önlediğine dair kanıt olmadığı konusunda uyan İmalıdır. Uygun önlemlerin alınmasına devam edilmelidir.

Fırsatçı enfeksiyonlar

4.1. Terapötik endikasyonlar

) antiretroviral tedavi alan hastalarda, tedaviye karşın fırsatçı enfeksiyonlar ve HIV enfeksiyonunun diğer komplikasyonlan gelişebilir ve bu nedenle hastalar, HIV tedavisinde tecrübeli hekimler tarafından tıbbi gözetim altında tutulmalıdırlar.

Böbrek bozukluğu

Orta-ağır böbrek bozukluğu olan hastalarda, azalan kİ erense bağlı olarak lamivudinin plazma konsantrasyonları (EAA) artar. Bu nedenle doz ayarlanmalıdır (bkz. Bölüm

4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

Üçlü nükleozid tedavisi

Lamivudin, tenofovir disoproksil fumarat ve didanozinin yanısıra, tenofovir disoproksil fumarat ile günde bir kezlik tedavi olarak kombine edildiğinde, tedavinin erken döneminde yüksek oranda virolojik başarısızlık ve direnç ortaya çıkışı bildirilmiştir.

Pankreatit

Lamivudin alan bazı hastalarda pankreatit görülmüştür. Bununla birlikte, bunun ilaç tedavisine mi, yoksa altta yatan HIV enfeksiyonuna bağlı olarak mı ortaya çıktığı açık değildir. Hastada kann ağrısı, bulantı, kusma veya biyokimyasal değerlerde yükselme meydana geldiğinde pankreatit ihtimali gözönünde tutulmalıdır. Pankreatit tanısı dışlanıncaya kadar LAVEROS kullanımı durdurulmalıdır.

Laktik asidoz/Steatozla beraber ciddi hepatomegali

Lamivudini içeren kombine veya tek başına kullanılan antiretroviral nükleozit analogları ile tedavi edilen hastalarda, fatal vakaları da içine alan laktik asidoz ve steatozlu ağır hepatomegali olguları geliştiği bildirilmiştir. Bu vakalann çoğu kadınlarda görülmüştür.

Laktik asidoz geliştiğine işaret eden klinik özellikler arasında genel halsizlik, iştahsızlık, açıklanamayan hızlı kilo kaybı, gastrointestinal ve solunum sistemi ile ilgili semptomlar (dispne ve taşipne) yer almaktadır.

Herhangi bir hastaya, özellikle de karaciğer hastalığı açısından bilinen risk faktörleri olanlara LAVEROS verilirken gerekli uyarı yapılmalıdır. Laktik asidoz veya karaciğer toksisitesini düşündüren klinik ve laboratuvar bulguların geliştiği hastalarda (transaminaz seviyelerinde belirgin artış olmasa bile hepatomegali ve steatoz gelişebilir) lamivudin tedavisine ara verilmelidir.

Mitokondri disfonksivonu

İn vitro ve in vivo olarak nükleozid ve nükleotid analoglannın, değişen derecelerde mitokondri hasarına neden olduğu gösterilmiştir. in utero veya post-natal dönemde nükleozid analoglanna maruz kalan HIV-negatif bebeklerde mitokondri disfonksiyonuna dair raporlar vardır. Bildirilen belli başlı istenmeyen olaylar hematolojik bozukluklar (anemi, nötropeni) ve metabolik bozukluklardır (hiperlaktatemi, hiperlipazemi).

Bu olaylar sıklıkla geçicidir. Geç ortaya çıkan bazı nörolojik bozukluklar (hipertoni, konvulsiyon, anormal davranış) bildirilmiştir. Nörolojik bozuklukların geçici veya kalıcı olup olmadığı henüz bilinmemektedir. Nükleozid veya nükleotid analoglanna in utero olarak maruz kalan herhangi bir çocuk, HIV-negatif olsa bile, klinik ve laboratuvar bulgulan açısından takip edilmeli ve ilgili bulgu veya belirtilerin ortaya çıkması halinde olası mitokondri disfonksiyonu açısından araştınlmalıdır. Bu bulgular, HlV’nin vertikal geçişini önlemek üzere hamile kadınlarda antiretroviral tedavi hususundaki yürürlükteki ulusal önerileri etkilemez.

Yağ dağılımında değişiklik

4.8. İstenmeyen etkiler

PI ve NRTI sınıflanna ait tıbbi ürünlerin hepsi, lipodistrofi olarak adlandınlan genel bir sendromla bağlantılı spesifik advers olaylardan bir ya da daha fazlası ile ilişkili olsa da veriler, risk açısından sıralanan terapötik sınıflannın üyeleri arasında farklılıklar olduğunu göstermektedir.

4.1. Terapötik endikasyonlar

) kombine antiretroviral tedavi süresi gibi hepsi Önemli olan ve olasılıkla sinerjistik roller üstlenen faktörleri içermektedir.

Bu olaylann uzun vadede sonuçları bilinmemektedir.

Klinik muayene, yağ dağılımındaki değişikliklere ait fiziksel bulgulann değerlendirilmesini içermelidir. Serum lipidlerinin ve kan glukoz düzeyinin ölçümüne önem verilmelidir. Lipid bozuklukları klinik olarak uygun şekilde tedavi edilmelidir.

İmmün reaktivasyon sendromu

4.1. Terapötik endikasyonlar

) kombine antiretroviral tedavi başlangıcında ağır bağışıklık sistemi yetersizliği olan HIV ile enfekte hastalarda, asemptomatik ya da rezidüel fırsatçı enfeksiyonlara karşı enflamatuvar bir reaksiyon gelişebilir ve ciddi klinik durumlara ya da semptomların kötüleşmesine yol açabilir. Tipik olarak, bu tür reaksiyonlar, antiretroviral tedavisinin başlangıcından sonraki ilk birkaç hafta ya da ay içinde gözlenir. İlişkili örnekler arasında sitomegalovirüs retiniti, genel ve/veya fokal mikobakteriyel enfeksiyonlar ve Pneumocystis jirovesi (P. carinii) pnömonisi yer alır. Herhangi bir enflamatuvar semptom gecikmeksizin değerlendirilmeli ve gerektiğinde tedaviye başlanmalıdır.

Karaciğer hastalığı

Lamivudin eşzamanlı olarak HIV ve HBV’nin tedavisi için kullanılıyorsa, lamivudinin hepatit B enfeksiyonunun tedavisinde kullanılmasına ilişkin ilave bilgiler Medovir KÜB’de mevcuttur.

Belirtilen (bkz. Bölüm 4.1. Terapötik endikasyonlar) antiretroviral kombinasyon tedavisi ile tedavi edilen kronik hepatit B veya C hastalan, ciddi veya potansiyel olarak ölümcül istenmeyen hepatik olaylar açısından yüksek risk altındadır. Hepatit B veya C için eşzamanlı antiviral tedavi halinde, lütfen bu ilaçlarla ilgili ürün bilgilerine de başvurunuz.

Lamivudinin kesilmesi akut hepatit alevlenme ile sonuçlanabileceğinden, eğer LAVEROS kesilirse Hepatit B virüsüyle koenfekte olan hastalarda, karaciğer fonksiyon testlerinin ve HBV replikasyonu makörlerinin periyodik olarak izlenmesi önerilir (Medovir KÜB’üne bakınız).

Kronik aktif hepatit de dahil olmak üzere, önceden var olan karaciğer disfonksiyonu olan hastalarda, belirtilen (bkz. Bölüm 4.1. Terapötik endikasyonlar) antiretroviral kombinasyon tedavisi sırasında karaciğer fonksiyon anomalilerinin sıklığı artmıştır. Bu hastalar standart uygulamaya uygun şekilde izlenmelidir. Böyle hastalarda karaciğer hastalığının kötüleşmesine dair deliller olması halinde, tedaviye ara verilmesi veya son verilmesi düşünülmelidir (bölüm 4.8.’e bakınız).

Aynı zamanda Hepatit B ile enfekte hastalar

Lamivudin ile ilgili klinik çalışmalar ve pazarlama sonrası kullanım, kronik hepatit B virüsü HBV enfeksiyonu olan bazı hastalarda LAVEROS alımı kesilmesinden sonra dekompanse karaciğer hastalığı bulunan hastalarda daha ağır sonuçlara neden olabilen, yineleyen hepatite ait klinik bulgulann ya da laboratuvar bulgulannın ortaya çıkabileceğini göstermiştir. Eğer aynı zamanda HIV ve HBV enfeksiyonu olan bir hastada LAVEROS kullanımına ara verilecekse, hastanın karaciğer fonksiyon testleri ve HBV replikasyon göstergeleri periyodik olarak izlenmelidir.

Osteon ekroz

Etiyolojisinin çok faktörlü olduğu düşünülse de (kortikosteroid kullanımı, alkol tüketimi, ciddi immünosüpresvon, yüksek vücut kitle indeksi), özellikle ilerlemiş HlV-hastalığı olan ve/veya belirtilen (bkz. Bölüm 4.1. Terapötik endikasyonlar) kombine antiretroviral tedaviye (CART) uzun süre maruz kalan hastalarda osteonekroz vakalan bildirilmiştir. Hastalara; eklem ağrısı ve acı, eklem sertliği veya hareket etmede güçlük yaşamaları halinde tıbbi yardıma başvurmalan tavsiye edilmelidir.

LAVEROS, lamivudin içeren başka bir ilaçla veya emtrisitabin içeren ürünlerle birlikte kullanılmamalıdır.

Bu tıbbi ürün, sukroz içerdiğinden nadir kalıtımsal fruktoz intoleransı, glikoz-galaktoz malabsorpsiyonu veya sükraz-izomaltaz yetmezliği problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.

Diyabet hastalanna oral çözeltinin her dozunda (150 mg=15 mİ) 3 g sükroz içerdiği belirtilmelidir.

Bu tıbbi ürün, her dozunda 23 mg’dan daha az sodyum ihtiva eder. Dozu nedeni ile herhangi bir uyan gerekmemektedir.

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Etkileşim çalışmalan sadece yetişkinlerde yapılmıştır.

Metabolizmasının ve plazma proteinlerine bağlanmasının sınırlı olması ve hemen hemen tamamen değişmemiş lamivudin olarak böbrek yolu ile atılması nedeniyle etkileşim ihtimali düşüktür.

Lamivudin öncelikle aktif organik katyonik sekresyonla elimine edilir. İlaç etkileşimleri ihtimali, trimetoprim gibi ana eliminasyon yolu özellikle organik katyonik transport sistemi aracılığı ile aktif böbrek sekresyonu olan tıbbi ürünlerle lamivudin aym zamanda uygulandığında düşünülmelidir. Diğer aktif maddeler (örneğin; ranitidin, simetidin) yalnızca kısmen bu mekanizma ile elimine edilirler ve bunlann lamivudin ile etkileşimleri gösterilmemiştir.

Öncelikle aktif organik anyonik yolla veya glomerüler fıltrasyon ile atıldığı gösterilen aktif maddelerin, lamivudin ile klinik olarak önemli etkileşimleri yoktur.

4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

). Lamivudin, trimetoprim veya sülfametoksazolün farmakokinetiği üzerinde etkili değildir. Pneumocystis carinii pnömonisi ve toksoplazmoz tedavisinde, yüksek dozda ko-trimoksazol ile lamivudinin beraber uygulanmasının etkisi araştınlmamıştır.

Genel tavsiye

Gebelik kategorisi: C

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

Lamivudinin gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir.

Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik, embriyonal/fÖtal gelişim, doğum veya doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir (bkz. Bölüm 5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir. LAVEROS gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır. LAVEROS kullanan doğurganlık çağındaki kadınlara etkin doğum kontrolü önerilmektedir.

Gebelik dönemi

Hayvan çalışmalarının sonuçlan (bkz. Bölüm 5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri), insanlardaki yanıt açısından her zaman belirleyici olmasa da, tavşanlarda elde edilen bulgular, embriyonun erken dönemde kaybına ilişkin potansiyel bir risk olduğunu düşündürmektedir.

Lamivudinin insanlarda gebelikteki güvenilirliği ile ilgili bilgi sınırlıdır. İnsanlar üzennde yapılan çalışmalar lamivudinin, plasentadan geçtiğini doğrulamaktadır. Gebelik sırasında kullanımı, ancak yararı riskinden fazla ise düşünülmelidir.

İntrauterin ya da peripartum dönemde nükleozid revers transkriptaz inhibitörlerine (NRTI’lara) maruz kalan yenidoğanlarda ve bebeklerde, mitokondriyal fonksiyon bozukluğuna bağlı olabilen, serum laktat düzeylerinde hafif, geçici yükselmeler olduğu bildirilmiştir. Serum laktat seviyesindeki geçici artışın klinik ilişkisi bilinmemektedir. Çok seyrek olarak gelişmede gerilik, nöbet ve başka nörolojik hastalıklar bildirilmiştir. Ancak bu olaylarla intrauterin ya da: peripartum dönemde NRTI’ya maruz kalma arasında bir neden sonuç ilişkisi kurulmamıştır. Bu bulgular, hamile kadınlarda HlV’in vertikal bulaşmasını önlemek amacıyla belirtilen (bkz. Bölüm 4.1. Terapötik endikasyonlar) kombine antiretroviral tedavinin kullanılmasına ilişkin güncel önerilerin uygulanmasını etkilememelidir.

Laktasyon dönemi

Uzmanlar, HIV ile enfekte annelerin hastalığın geçişini önlemek elmacıyla bebeklerini emzirmemesini önermektedir. Lamivudin, oral yolla uygulandıktan sonra, anne sütüne serumdakine benzer konsantrasyonlarda (1-8 mikrogram/ml) geçmektedir. Hem virüs hem de lamivudin anne sütüne geçebileceği için LAVEROS alan annelere bebeklerini emzirmemeleri önerilir.

Üreme yeteneği /Fertilite

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

4.8. İstenmeyen etkiler

HIV enfeksiyonunun tek başına lamivudin ile veya belirtilen (bkz.Bölüm

4.1. Terapötik endikasyonlar) kombine antiretroviral tedavisi sırasında aşağıdaki etkiler bildirilmiştir. Bunların çoğunun kullanılan tıbbi ürünlerle mi, yoksa altta yatan hastalıkla mı ilişkili olduğu açık değildir:

4.8. İstenmeyen etkiler

, aşağıdaki sıklıklara göre sınırlandırılmıştır:

Çok yaygın (>1/10), yaygın (>1/100, <1/10), yaygın olmayan (>1/1000, <1/100), seyrek (>1/10 000, <1/1000), çok seyrek (<1/10 000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

Kan ve lenf sistem hastalıktan

Yaygın olmayan: Nötropeni, anemi, trombositopeni Çok seyrek: Saf eritrosit aplazisi

Metabolizma ve beslenme hastalıkları

Yaygm: Hiperlaktatemi

Seyrek: Laktik asidoz (bkz. Bölüm 4.4. Özel kullanım uyarılan ve önlemleri)

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

). Bu olayın insidansı, belirtilen (bkz. Bölüm 4.1. Terapötik endikasyonlar) antiretroviral kombinasyon tedavisi de dahil çok sayıda etkene bağlıdır.

Sinir sistemi hastalıkları

Yaygm: Baş ağnsı, uykusuzluk

Çok seyrek: Parestezi (uyuşma). Periferik nöropati bildirilmişse de tedavi ile arasında neden sonuç ilişkisi olup olmadığı belirsizdir.

Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıkları

Yaygm: Öksürük, nazal semptomlar

Gastrointestinal hastalıkları

Yaygm: Bulantı, kusma, üst karnı ağnsı, diyare

Seyrek: Pankreatit, tedavi ile arasında neden sonuç ilişkisi olup olmadığı belirsizdir. Serum amilaz düzeyinde artış

Hepato-bilier hastalıkları

Yaygm olmayan: Karaciğer enzimlerinde (AST, ALT) geçici artışlar

Deri ve deri altı doku hastalıkları

Yaygın: Döküntü, alopesi

Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları

Yaygm: Eklem ağnsı, kas bozukluklan Seyrek: Rabdomiyoliz

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

Yaygm: Halsizlik, kırıklık, ateş

Belirtilen (bkz. Bölüm 4.1. Terapötik endikasyonlar) kombinasyon tedavisinde kimi zaman ölümcül seyreden, genellikle ciddi hepatomegali ve hepatik steatozla ilişkili laktik asidoz olgulan bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.4.Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).

HIV hastalannda, belirtilen (bkz. Bölüm 4.1. Terapötik endikasyonlar) kombinasyon tedavisi, HIV hastalannda, periferik ve fasiyel deri altı yağın kaybı, artmış kann içi ve

vi seral yağ, meme hipertrofısi ve dorsoservikal yağ birikimi (buffalo hörgücü) gibi vücut yağının redistribüsyonu ile (lipodistrofi) ilişkilendirilmiştir.

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

Belirtilen (bkz. Bölüm 4.1. Terapötik endikasyonlar) kombinasyon tedavisine (CART) başlandığı sırada ciddi immün yetmezliği olan HIV ile enfekte hastalarda, asemptomatik veya rezidüel fırsatçı enfeksiyonlara enflamatuar yanıtlar ortaya çıkabilir.

4.9. Doz aşımı ve tedavisi

İnsanda akut aşın dozaj alınması ile ilgili veriler sınırlıdır. Ölüm olmamıştır ve hastalar iyileşmiştir. Bu şekilde doz aşımını takiben herhangi bir spesifik belirti veya semptom tanımlanmamıştır. Eğer doz aşımı olursa, hasta izlenmeli ve standart destek tedavi gerektiği şekilde uygulanmalıdır, Lamivudin diyalizle atılabildiğinden aşın dozaj durumlannda devamlı olarak hemodiyaliz yapılabilir ancak bununla ilgili çalışma yapılmamıştır.

Kalp Krizi Kalp Krizi Kalbe giden kan akışı durduğunda kalp krizi meydana gelir. En Yaygın Alerji Türleri En Yaygın Alerji Türleri Bağışıklık sistemi, polen, arı zehiri veya evcil hayvan gibi yabancı bir maddeye veya çoğu insanda reaksiyona neden olmayan bir yiyeceğe tepki gösterdiğinde alerjiler meydana gelir.