Novartis İlaçları LUDIOMIL 25 mg 30 tablet {Novartis} İP Formülü

LUDIOMIL 25 mg 30 tablet {Novartis} Formülü

Novartis Sağlık,Gıda ve Tarım Ürünleri San. Tic. A.Ş. | Güncelleme :2 Mart  2012

Bir tablet 25 mg maprotilin hidroklorür içerir. Yardımcı maddeler:sarı demir oksit, kırmızı demir oksit ve titanyum dioksit.
Depresyon tedavisinde endikedir: Endojen ve geç yaşta başlayan (involüsyonel) depresyon. Psikojen, reaktif ve nörotik depresyon, yorgunluğa bağlı depresyon. Somatojen depresyon. Maskeli depresyon. Menopoza bağlı depresyon.
Maprotiline ve ilacın bileşiminde bulunan maddelerden herhangi birine aşırı duyarlık veya trisiklik antidepresanlara çapraz-duyarlık. Konvülsif hastalık veya konvülsiyon eşiğinin düşük olması (örneğin çeşitli etiyolojilere bağlı beyin hasarı, alkolizm). Miyokard enfarktüsünün akut evresi ve kardiyak iletim kusurları. Ağır karaciğer veya böbrek bozukluğu. Dar açılı glokom veya idrar retansiyonu (örneğin: prostat hastalığına bağlı). MAO inhibitörleriyle birlikte kullanım (“İlaç Etkileşmeleri ve Diğer Etkileşmeler” bölümüne bakınız). Alkol, uyku ilacı veya psikotrop ilaçlarla akut zehirlenme (“İlaç Etkileşmeleri ve Diğer Etkileşmeler” bölümüne bakınız).
Ludiomil’ in terapötik dozları ile tedavi edilen ve konvülsiyon hikayesi olmayan hastalarda konvülsiyonların olduğu ender olarak bildirilmiştir. Bu hastaların bazılarında, konvülsiyon eşiğini düşürdüğü bilinen başka ilaçların da birlikte kullanılmakta olması gibi, bu duruma yol açabilecek diğer faktörlerin varlığı söz konusudur. Fenotiyazinlerle birlikte kullanım (“İlaç Etkileşmeleri ve Diğer Etkileşmeler” bölümüne bakınız), birlikte kullanılan benzodiazepinlerin kullanımına birdenbire son verilmesi veya önerilen Ludiomil dozunun hızla aşılması,konvülsiyon riskini arttırabilir. Ludiomil ile konvülsiyonlar arasında sebepsel bir ilişki saptanmamasına rağmen, tedaviye düşük dozda başlanması; başlangıç dozuna 2 hafta devam edildikten sonra bunun küçük artışlarla yavaşça yükseltilmesi; idame dozunun etkili en düşük düzeyde tutulması; konvülsiyon eşiğini düşüren ilaçların (örneğin fenotiyazinler) birlikte alınmaktan kaçınılması veya dikkatle değiştirilmesi veya benzodiazepinlerin kullanımına doz hızla azaltılarak son verilmesi gibi önlemler, konvülsiyon riskini azaltabilir. Trisiklik ve tetrasiklik antidepresanların kardiyak aritmilere, sinüs taşikardisine ve iletim zamanının uzamasına yol açtıkları bildirilmiştir. Yaşlılarda ve geçmişinde miyokard enfarktüsü, aritmiler ve/veya iskemik kalp hastalığı dahil kardiyovasküler hastalığı olan hastalarda dikkatli olmak gerekir. Bu gibi hastalarda, özellikle uzun süreli tedavi sırasında EKG dahil kalp fonksiyonunun izlenmesi gerekir. Postüral hipotansiyona yatkın olan hastalarda kan basıncı düzenli aralıklarla ölçülmelidir. Trisiklik antidepresan alan şizofrenik hastalarda psikozun bazen aktive olabildiği gözlenmiştir ve bu durum Ludiomil ile de bir risk olarak düşünülmelidir. Bunun gibi, depresif bir dönem sırasında trisiklik bir antidepresanla tedavi edilen siklik afektif bozuklukları olan hastalarda hipomani veya mani konvülsiyonları bildirilmiştir. Bu gibi durumlarda Ludiomil dozunun azaltılması veya ilacın kullanımına son verilerek antipsikotik bir ajan verilmesi gerekebilir. İ ntihar riski, ağır depresyonun tabiatında mevcuttur ve önemli bir iyileşme görülünceye kadar devam edebilir. Antidepresanların ender durumlarda intihar eğilimlerini şiddetlendirebileceği bildirilmiştir. Unipolar depresyonun profilaktik tedavisinde Ludiomil verildiği bir çalışma, tedavi edilen grupta intihara yönelik davranışlarda artış meydana geldiğini öne sürmüştür. Öldürücü aşırı doz kullanımı bakımından Ludiomil ‘in diğer antidepresanlarla kıyaslanabildiği bildirilmiştir. Hastalar, tedavinin her evresinde dikkatle gözlem altında bulundurulmalıdır. Trisiklik antidepresanlar, yaşlı ve eğilimli olan hastalarda, özellikle geceleri olmak üzere farmakojen (delirium tipi) psikozları teşvik edebilir; bunlar, ilacın kesilmesiyle birkaç gün içerisinde, tedavi uygulanmaksızın ortadan kaybolur. Muhtemel advers reaksiyonlar nedeniyle ( “Yan Etkiler/Advers Etkiler” bölümüne bakınız) aniden tedavinin kesilmesi veya dozun azaltılmasından kaçınmak gerekir. Ludiomil kullanan hastalarda elektrokonvülsif tedavi ancak dikkatli gözetim altında uygulanmalıdır. Ludiomil ile lökosit sayısındaki değişiklikler sadece çok ender vakalarda bildirilmesine rağmen, özellikle tedavinin ilk birkaç ayı boyunca periyodik kan sayımları yapılmalı ve ateş, boğaz ağrısı gibi semptomlar izlenmelidir. Bu önlemlerin uzun süreli tedavi sırasında alınması da önerilir. Uzun süreli tedavi sırasında karaciğer ve böbrek fonksiyonunun izlenmesi önerilebilir. Geçmişinde intraoküler basınç artışı, kronik şiddetli kabızlık veya özellikle prostat hipertrofisi varlığında idrar retansiyonu hikayesi bulunan hastalarda dikkatle kullanmak gerekir. Trisiklik antidepresanlar, özellikle yaşlılarda ve hastanede tedavi edilen hastalarda paralitik ileusa neden olabilir. Bu nedenle kabızlık durumunda uygun önlemler alınmalıdır. Hipertiroid hastalarında ve tiroid hormonu preparatları alan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır (istenmeyen karYan etkiler genellikle hafif ve geçicidir, tedaviye devam edildiğinde veya dozajın azaltılmasını takiben ortadan kaybolur. Yan etkilerin plazma ilaç düzeyleri veya ilacın dozu ile her zaman bağlantısı yoktur. Belirli istenmeyen etkilerin yorgunluk, uyku bozuklukları, ajitasyon, anksiyete, kabızlık ve ağız kuruluğu gibi depresyon semptomlarından ayırt edilmesi, çoğu zaman zordur. Nörolojik veya psikiyatrik tabiattaki ciddi advers reaksiyonlarla karşılaşılırsa, Ludiomil tedavisine son verilmelidir. Yaşlı hastalar antikolinerjik, nörolojik, psikiyatrik veya kardiyovasküler etkiler açısından özellikle duyarlıdır. Yaşlı hastaların ilaçları metabolize etme ve vücuttan uzaklaştırma yetenekleri azalmış olabilir ve terapötik dozlarda plazma konsantrasyonlarında artış riskine sebep olabilir. Ludiomil veya trisiklik antidepresanlarla aşağıdaki istenmeyen etkiler bildirilmiştir. Merkezi sinir sistemi Psişik etkiler : Sık sık uyuşukluk, yorgunluk; bazen iştah artması, huzursuzluk, gündüzleri sedasyon, anksiyete, ajitasyon, mani, hipomani, saldırganlık, bellek bozukluğu, uyku bozuklukları, uykusuzluk, kabuslar, depresyonun şiddetlenmesi, konsantrasyon bozukluğu; ender olarak delirium, konfüzyon, halüsinasyonlar (özellikle yaşlı hastalarda) , sinirlilik; çok ender olarak psikotik semptomların aktivasyonu, depersonalizasyon. Nörolojik etkiler : Sık sık sersemleme hissi, baş ağrısı, hafif tremor, miyoklonus; bazen sersemlik, dizartri, paresteziler (uyuşma, karıncalanma), kaslarda zayıflık; ender olarak konvülsiyonlar, ataksi, akatizi; çok ender olarak EEG değişiklikleri, diskinezi, uyumsuzluk, bayılma. Antikolinerjik etkiler Sık sık ağız kuruluğu; bazen kabızlık, terleme, sıcak basmaları, bulanık görme, gözde uyum bozuklukları, işeme bozuklukları; çok ender olarak stomatit, diş çürükleri. Kardiyovasküler sistem Bazen kardiyak durumu normal olan hastalarda sinüs taşikardisi, palpitasyonlar, postural hipotansiyon, klinikte önem taşımayan EKG (örneğin ST ve T) değişiklikleri; ender olarak aritmiler, kan basıncının yükselmesi; çok ender olarak iletim bozuklukları (örneğin QRS kompleksinin genişlemesi, dal bloku, PQ değişiklikleri), senkop. Gastrointestinal sistem Bazen bulantı, kusma, abdominal rahatsızlıklar; ender olarak ishal, yükselmiş karaciğer enzimleri (transaminazlar, alkalen fosfataz); çok ender olarak sarılık ile veya sarılık görülmeksizin hepatit. Deri Bazen ateşle birlikte görülen alerjik deri reaksiyonları (deri döküntüsü, ürtiker), fotosensitivite; çok ender olarak kaşıntı, purpura, ödem (lokal veya genel), deride vaskülit, saçların dökülmesi, alopesi, multiform eritem. Endokrin sistem ve metabolizma Bazen kilo artışı, libido ve potens bozuklukları; çok ender olarak meme bezlerinde büyüme, galaktore, uygunsuz ADH (antidiüretik hormon) salgılanması sendromu. Solunum yolları Çok ender olarak eozinofiliyle birlikte ve eozinofili olmaksızın alerjik alveolit, bronkospazm. Kan Çok ender olarak lökopeni, agranülositoz, eozinofili, trombositopeni. Duyu organları Çok ender olarak kulak çınlaması, tat duyusu bozuklukları, burunda konjesyon. Diğerleri Bağımlılık göstermemesine rağmen aşağıdaki semptomlar ilacın birdenbire bırakılması veya dozun hızla azaltılmasından sonra bazen meydana gelir : bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal, uykusuzluk, baş ağrısı, sinirlilik, anksiyete ve altta yatan depresyonun kötüleşmesi veya depresif mizacın nüksetmesi.
MAO inhibitörleriyle tedaviye son verilmesinden sonra Ludiomil’in en az 14 gün sonra verilmesi gerekir (hiperpireksi, tremor, yaygın klonik konvülsiyonlar, delirium ve olası ölüm gibi ağır etkileşmeler riski). Daha önce Ludiomil kullanırken MAO inhibitörü tedavisine geçecek hastalarda da aynı önlem alınmalıdır. Ludiomil, guanetidin, betanidin, rezerpin, klonidin ve alfa-metildopa gibi adrenerjik nöron blokerlerinin antihipertansif etkilerini azaltabilir veya ortadan kaldırabilir. Bu nedenle, aynı zamanda hipertansiyon için de tedavi gereken hastalara farklı tipte antihipertansifler (örn. diüretikler, vazodilatörler veya önemli ölçüde biyotransformasyona uğramayan betablokerler) verilmelidir. Ludiomil tedavisine birdenbire son verilmesi de ağır hipotansiyonla sonuçlanabilir. Ludiomil adrenalin, noradrenalin, izoprenalin, efedrin ve fenilefrin gibi sempatomimetik ilaçların ve ayrıca da burun damlalarının ve lokal anestetiklerin (örn. diş hekimliğinde kullanılanlar) kardiyovasküler etkilerini şiddetlendirebilir. Bu nedenle hasta dikkatle gözetim altında tutulmalı (kan basıncı, kalp ritmi) ve dikkatli bir doz ayarlaması yapılmalıdır. Ludiomil antikolinerjik ilaçların (örn. fenotiyazinler, antiparkinson ilaçlar, atropin, biperiden, antihistaminler) göz bebeği, merkezi sinir sistemi, barsak ve mesane üzerindeki etkilerini artırabilir. Ludiomil, kinidin tipi antiaritmik ilaçlarla birlikte kullanılmamalıdır. Kinidinin antikolinerjik etkileri, Ludiomil ile doza-bağımlı sinerjizme neden olabilir. Majör trankilizanların birlikte kullanılması, Ludiomil plazma seviyelerinin yükselmesine, konvülsiyon eşiğinin düşmesine ve konvülsiyonlara neden olabilir. Tiyoridazin ile birlikte kullanım, şiddetli kardiyak aritmi yapabilir. Karaciğerdeki mikrozomal enzimleri aktive eden barbitüratlar, fenitoin, karbamazepin ve oral alınan doğum kontrol ilaçları, Ludiomil’in metabolizmasını hızlandırarak etkinlik azalmasına yol açabilir. Gerekirse, doz ayarlaması yapılmalıdır. Fenitoin veya karbamazepinin serum düzeyleri de yükselebilir ve kendilerine ait yan etkilere neden olabilir. Bu gibi durumlarda bu ilaçların dozunu ayarlamak gerekebilir. Metilfenidat, trisiklik antidepresanların plazma konsantrasyonlarını yükselterek bunların etkilerini şiddetlendirebilir. Önemli ölçüde biyotransformasyona uğrayan propranolol gibi beta-blokerlerle birlikte kullanıldığında, maprotilinin plazma konsantrasyonları yükselebilir. Bu gibi durumlarda plazma düzeyleri izlenmeli ve buna göre doz ayarlaması yapılmalıdır. Ludiomil, kumarin grubu ilaçların antikoagülan etkilerini, karaciğerdeki metabolizmalarını inhibe ederek şiddetlendirebilir. Plazma protrombin zamanının dikkatle izlenmesi gereklidir. Gerekirse, antikoagülan ilacın dozu azaltılmalıdır. Birlikte oral sülfonilürelerin veya insülinin kullanılması, hipoglisemik etkiyi şiddetlendirebilir. Diabet hastalarının, Ludiomil tedavisine başlarken veya son verirken kan şekerleri izlenmelidir. Fluoksetin veya fluvoksaminle birlikte kullanım, plazma maprotilin konsantrasyonlarının ileri derecede yükselmesiyle ve buna ait yan etkilerin ortaya çıkmasıyla sonuçlanabilir. Fluoksetin ve fluvoksaminin yarılanma ömürlerinin uzun olması, bu etkinin de uzun sürmesine yol açabilir. Ludiomil kullanmakta olan hastalar alkole, barbitüratlara ve merkezi sinir sisteminde depresyon yapan diğer ilaçlara olan reaksiyonlarının şiddetlenebileceği konusunda uyarılmalıdır. Benzodiazepinlerle birlikte kullanım, sedasyon artışına neden olabilir. Simetidin, birçok trisiklik antidepresanın metabolizmasını inhibe ederek bu ilaçların plazma konsantrasyonlarını yükseltebilir ve istenmeyen etkilerde (ağız kuruluğu, görme bozukluğu) artışa yol açabilir. Böyle bir etki Ludiomil ile bildirilmemiştir ancak simetidin ile birlikte kullanılacağı zaman, Ludiomil dozunun azaltılması gerekebilir.
Doktora danışmadan kullanılmamalıdır. Tedavi sırasında hasta tıbbi gözetim altında bulundurulmalıdır. Dozaj programı hastaya göre belirlenmeli ve hastanın durumu ve cevabına göre ayarlanmalıdır; örneğin gündüz verilen dozları azaltıp akşam dozu artırılabilir veya günde sadece tek doz verilebilir. Semptomlar büyük ölçüde kaybolduktan sonra, dozajı azaltma girişiminde bulunulabilir. Semptomlar tekrar kötüleşirse dozaj hemen eski düzeye yükseltilmelidir. Amaç, özellikle otonom sinir sistemi kararlı durumda olmayan, büyüme çağındaki gençler veya ileri yaştaki depresif hastalarda olmak üzere terapötik etkinin, mümkün olan en düşük dozla elde edilmesidir. Bu hastalardaki terapötik cevap orta yaş grubu hastalara kıyasla genellikle daha belirgindir. Ludiomil tabletleri, yeterli miktarda sıvıyla birlikte bütün olarak yutulmalıdır. Günlük doz 150 mg’ı aşmamalıdır. Doktor başka bir şekilde tavsiye etmediği takdirde aşağıdaki dozlar uygulanabilir: Hafif-orta derecede depresyonda (özellikle ayakta tedavi edilen hastalarda) : Semptomların şiddetine ve hastanın cevabına göre günde 1-3 defa 25 mg veya 1 defa 25-75 mg. Ağır depresyonda (özellikle hastaneye yatırılarak tedavi edilen hastalarda): Günde 3 defa 25 mg veya 1 defa 75 mg. Gerekirse günlük doz, toleransa ve cevaba bağlı olarak bir defada veya bölünmüş dozlarda verilmek üzere yavaş yavaş 150 mg’a kadar artırılabilir. Diğer depresif mizaç bozuklukları; çocuklarda ve adolesans çağındakilerde : Başlangıçta günde bir defa 25 mg önerilir. Gerekirse günlük doz, toleransa ve cevaba göre yavaş yavaş artırılarak günde 3 defa 25 mg veya bir defa 75 mg’a kadar yükseltilebilir. Ludiomil ile çocuklarda klinik deneyim sınırlı olduğundan yukarıdaki öneriler yalnızca yol gösterici olarak yorumlanmalıdır. Adolesans çağındakilerde gerekirse dozaj, erişkinlerdeki düzeye yükseltilebilir. Yaşlı hastalarda: Genel olarak daha düşük dozlar önerilir. Başlangıçta günde bir defa 25 mg kullanılır. Gerekirse günlük doz, toleransa ve cevaba göre yavaş yavaş artırılarak günde 3 defa 25 mg veya bir defa 75 mg’a kadar yükseltilebilir. DOZ AŞIMI VE TEDAVİSİ Aşırı dozda alınan Ludiomil’in belirti ve semptomları, trisiklik antidepresanlar ile bildirilenlere benzerdir. Kardiyak anormallikler ve nörolojik bozukluklar, başlıca komplikasyonlardır. Çocuklarda ne miktar olursa olsun kazara Ludiomil alınması, ağır ve ölümle sonuçlanabilecek bir olay olarak ele alınmalıdır. Belirti ve semptomlar Aşırı doz alınmasını izleyen genellikle ilk 4 saat içerisinde görülen semptomlar, 24 saatte maksimal düzeye ulaşır. Emilimin gecikmesi (antikolinerjik etki), yarılanma ömrünün uzun olması ve enterohepatik dolaşım nedeniyle, hasta 4-6 güne kadar risk altındadır. Aşağıdaki belirtiler ve semptomlar görülebilir. Merkezi sinir sistemi : uyuşukluk, şuur bulanıklığı, koma, ataksi, huzursuzluk, ajitasyon, reflekslerde şiddetlenme, kas rijiditesi ve koreo-atetoik hareketler, konvülsiyonlar. Kardiyovasküler sistem : hipotansiyon, taşikardi, aritmiler, iletim bozuklukları, şok, kalp yetmezliği; çok ender olarak dolaşım durması. Ayrıca, solunum depresyonu, siyanoz, kusma, ateş, midriyazis, terleme ve oligüri veya anüri görülebilir. Tedavi Spesifik bir antidotu yoktur ve tedavi esas itibariyle semptomatik ve destekleyicidir. Aşırı dozda Ludiomil alan hastalar, özellikle çocuklar, hastaneye yatırılmalı ve en az 72 saat boyunca yakın gözetim altında tutulmalıdır. Midenin, yıkanarak ya da bilinci yerinde hastalar kusturularak mümkün olduğunca çabuk boşaltılması gerekir. Eğer hastanın bilinci yerinde değilse, mide yıkama işlemine başlamadan önce hava yolu, balonlu bir endotrakeal tüp kullanılarak güvence altına alınmalı ve hasta asla kusturulmamalıdır. İlacın antikolinerjik etkisi midenin boşalmasını geciktirebileceğinden bu önlemlerin en az 12 saat ya da daha uzun bir süre boyunca sürdürülmesi önerilir. Aktif kömür kullanılması, ilacın emiliminin azaltılmasında yardımcı olabilir. Semptomların tedav

Travma Sonrası Bunalımı Travma Sonrası Bunalımı
Travmatik bir olay, günlük olağan olayların dışında olan ve kişiyi derinden rahatsız eden bir olaydır.Birçok olay böyle bir etki gösterebilir.
Parkinson  Hastalığı Parkinson Hastalığı
Hastalık ilk kez 1817 de İngiliz doktor James Parkinson tarafından tanımlanmış ve Dr. Parkinson hastalığı “sallayıcı felç” olarak kaleme almış.

İLAÇ BİLGİLERİİlaç Bilgileri

Novartis Sağlık,Gıda ve Tarım Ürünleri San. Tic. A.Ş.
Geri Ödeme KoduA04776
Satış Fiyatı TL
Önceki Satış Fiyatı
Original / JenerikOriginal İlaç
Reçete DurumuNormal Reçeteli bir ilaçdır.
Barkodu8699504090024
Etkin Madde Maprotilin Hcl
ATC Kodu N06AA21
Sinir Sistemi > Antidepresanlar > Maprotiline
Yerli ve Beşeri bir ilaçdır. 

İLAÇ EŞDEĞERLERİ

Eşdeğer İlaç Adı Barkodu İlaç Fiyatı
MAPROTIL 8699792011435
Diğer Eşdeğer İlaçlar