LUMİGAN 0.3 mg 3 ml GÖZ damlaSI Farmakolojik Özellikler

Bimatoprost }

Duyu Organları > Göz Tansiyonu İlaçları (Glokom) ve Miyotikler > Bimatoprost
Abdi İbrahim İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş.
LUMİGAN 0.3 mg 3 ml GÖZ damlaSI

5.   FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik Grup: Oftalmik ilaçlar - diğer antiglokom preparatları ATC Kodu: S01EE03

İnsanda bimatoprostun göziçi basıncını düşürmeye ait etki mekanizması, hümör aközün trabeküler ağdan dışa akımını ve uveoskleral dışa akımını artırmaktır. Göziçi basıncındaki azalma ilk uygulamadan yaklaşık 4 saat sonra başlar ve maksimal etkiye yaklaşık 8 ila 12 saat içinde ulaşılır. Etki süresi en az 24 saattir.

Bimatoprost, kuvvetli oküler hipotansif bir ajandır. Sentetik bir prostamiddir ve yapısal olarak prostaglandin F2 (PGF2) ile ilişkilidir ve bilinen prostaglandin reseptörlerinden herhangi biri ile etkileşmez. Bimatoprost selektif bir şekilde prostamidler adı verilen yeni keşfedilmiş biyosentez maddelerinin etkilerini taklit eder. Ancak prostamid reseptörü yapısal olarak henüz tanımlanmamıştır.

Erişkinlerde timolol ile karşılaştırmalı 12 aylık monoterapi sırasında, göziçi basıncında sabahleyin (08.00) başlangıca göre ortalama değişiklik -7.9 ila -8.8 mm Hg olmuştur. Herhangi bir vizite, 12 ay boyunca ölçülen diürnal ortalama GİB değerleri gün boyunca 1.3 mm Hg’den daha farklı olmamıştır ve hiçbir zaman 18.0 mm Hg’den yüksek değildir.

Latanoprost ile karşılaştırılan 6 aylık bir çalışmada, çalışma boyunca sabah ortalama GİB’inde bütün vizitlerde istatistiksel olarak daha üstün azalma gözlenmiştir (bimatoprost için -7.6 ila -8.2 mm Hg arasında, buna karşılık latanoprost için -6.0 ila -7.2 mm Hg). Konjunktivada kızarıklık, kirpik uzaması, gözde kaşıntı latanoprosta kıyasla bimatoprost ile istatistiksel olarak anlamlı şekilde daha yüksektir, ancak advers olaylara bağlı olarak ilaç bırakma oranları düşüktür ve istatistiksel olarak anlamlı değildir.

Tek başına beta-bloker tedavi ile kıyaslandığında, beta-bloker ve bimatoprost tedavisi ortalama sabah (08.00) göziçi basıncını -6.5 ila -8.1 mmHg düşürmüştür.

Psödoeksfoliyatif ve pigmenter glokomu olan açık açılı glokom hastalarında ve patent iridotomili kronik kapalı açılı glokom hastalarındaki kullanımına ait veriler sınırlıdır.

Klinik çalışmalarda, kalp atış hızı ve kan basıncı üzerinde klinik açıdan önemli bir

5.2. Farmakokinetik özellikler

Emilim: Bimatoprost, insan kornea ve sklerasına in vitro olarak iyi penetre olur. Oküler uygulamadan sonra, bimatoprost’un sistemik etkisi çok düşüktür ve zamanla herhangi bir birikim olmaz. Toplam iki hafta süreyle her iki göze günde bir kez bir damla % 0.03 bimatoprost’un oküler uygulanmasından sonra, kan konsantrasyonları dozlamadan sonra 10 dakika içinde pik seviyesine ulaşmış ve dozlamadan sonra 1,5 saat içinde alt tespit sınırının (0.025 ng/ml) altına düşmüştür. Ortalama Cmax ve AUCü-24hrs değerleri, 7 ve 14. günlerde sırasıyla yaklaşık 0.08 ng/ml ve 0.09 saat/ml’dir. Bu da, oküler dozlamanın ilk haftası içinde kararlı bir ilaç konsantrasyonuna ulaşıldığını göstermektedir

Dağılım: Bimatoprost, vücut dokularına orta düzeyde dağılmaktadır ve kararlılık durumunda insanlarda sistemik dağılım hacmi 0.67 l/kg’dır. İnsan kanında, bimatoprost esas olarak plazmada bulunur. Bimatoprost’un plazma proteinlerine bağlanma oranı yaklaşık % 88’dir.

Biyotransformasyon: Bimatoprost oküler uygulamadan sonra, kanda dolaşıma giren esas maddedir. Daha sonra bimatoprost oksidasyon, N-deetilasyon ve glukuronidasyona uğrayarak çeşitli metabolitlerini oluşturmaktadır.

Eliminasyon: Bimatoprost, esas olarak renal yolla atılır. Sağlıklı gönüllülere verilen intravenöz bir dozun %67’si idrarla ve % 25’i feçesle atılmıştır. İntravenöz uygulamadan sonra tespit edilen eliminasyon yarı ömrü yaklaşık 45 dakikadır ve toplam kan klirensi 1,5 litre/saat/ kg’dır.

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

Klinik olmayan çalışmalardaki etkiler yalnızca insandaki maksimal maruz kalınan dozdan yeterince yüksek maruziyetlerde gözlenmiştir ve klinik kullanım ile ilişkisi azdır.

Maymunlarda 1 yıl süreyle günde >0.03 % konsantrasyonlarında oküler bimatoprost uygulaması; iris pigmentasyonunda artışa ve üst ve/veya alt sulkus belirginleşmesi ve palpebral fissürün genişlemesi ile karakterize olan dozla bağlantılı reversibl perioküler etkilere sebep olmuştur. İris pigmentasyonundaki artışın, melanosit sayısındaki artıştan ziyade, melanositlerde melanin üretimi uyarımının artmasından kaynaklandığı görülmektedir. Perioküler etkiler ile ilişkili olarak fonksiyonel veya mikroskopik değişiklikler gözlenmemiştir ve perioküler değişikliklerin mekanizması bilinmemektedir.

Oküler uygulamadan sonra insanlarda görülen sistemik etki seviyesinin en az 235 katı olan sistemik etki seviyelerinde yapılan bir intravenöz toksisite deneyinde perioküler etkiler de görülmüştür. Perioküler etkilere bağlı işlevsel veya mikroskopik değişiklikler görülmemiştir. Gözlemlenen perioküler değişikliklerin etki mekanizması bilinmemektedir.

Bimatoprost, bir dizi in vitro ve in vivo deneyde mutajenik veya sitojenik değildi.

Bimatoprost, 0.6 mg/kg/gün dozlarına (amaçlanan insan dozunun yaklaşık 103 katı) kadar, erkek ve dişi sıçanlarda fertiliteyi bozmamıştır. Hamile fare ve sıçanlarda yapılan embriyo/fetal gelişme deneylerinde, amaçlanan insan dozunun en az 33 ilâ 97 katı olan dozlarda düşük olmuş, fakat büyüme veya gelişme üzerinde herhangi bir etki görülmemiştir. Sıçanlarda yapılan peri/postnatal deneylerde, 0.3 mg/kg/gün doz verilen dişilerde gebelik süresinde azalma, fetus ölümü ve yavru vücut ağırlığında azalma etkileri görülmüştür (kemiricilere özgü bir farmakolojik etki: amaçlanan insan etki seviyesinin en az 41 katı olan bir sistemik etki). Bu maternal toksisite, muhtemelen, çiftleşme performansında azalma ve gebelik döneminde yavruların vücut ağırlığında artış etkilerine yol açmıştır, fakat nöro-davranışsal işlevler etkilenmemiştir.

İnme İnme İnme, beynin hasar görmesinin sonucudur. Bu hasar, beynin bir kısmındaki ya bir kanama ya da akut kan eksikliği nedeniyle o kısmın geçici ya da kalıcı olarak işlevini yapamamasına yol açar. Parkinson  Hastalığı Parkinson Hastalığı Hastalık ilk kez 1817 de İngiliz doktor James Parkinson tarafından tanımlanmış ve Dr. Parkinson hastalığı “sallayıcı felç” olarak kaleme almış.