NOVOPYRINE 1 gr/2 ml 10 ampül Kısa Ürün Bilgisi

Metamizol Sodyum }

Sinir Sistemi > NONNARKOTİK ANALJEZİKLER > Metamizol Sodyum
Osel İlaç San. Ve Tic. A.Ş | 13 July  2012

  • 1.   BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

    NOVOPYRİNE 1 g/2 mL enjeksiyonluk çözelti Steril

  • 2.   KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM

    Etkin madde

    Metamizol sodyum 1 g

    Yardımcı maddeler

    Yardımcı maddeler için Bölüm 6.1'e bakınız.


  • 3.   FARMASÖTİK FORMU

    Ampul

    Berrak, hemen hemen renksiz ile sarı renkli çözelti, pratikte partikülsüz.


    4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

      4.1. Terapötik endikasyonlar

      Şiddetli veya dirençli ağrı ve ateş

      4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

      Doktorun başka bir önerisi yoksa aşağıda bildirilen dozlar uygulanır.

      Hızlı analjezik etki gerektiğinde ya da oral veya rektal uygulamanın endike olmadığı durumlarda intravenöz veya intramüsküler uygulama tavsiye edilir.

      Yetişkinler ve 15 yaş ve üzerindeki gençler:

      İntravenöz (i.v.) veya intramusküler (i.m.) yoldan uygulanacak bir defalık doz 2-5 mL'dir. Bir defalık bu dozlar günlük maksimum doz 10 mL'ye (5 g) kadar artırılabilir.

      Uygulama şekli:

      Kas içine ve damar içine uygulanır.

      NOVOPYRİNE ampul mutlaka hekim tavsiyesiyle kullanılmalıdır. İntravenöz uygulama hekim kontrolü altında yapılmalıdır.

      Bildirilen bu bir defalık dozlar günde 4 kereye kadar tekrarlanabilir.

      Kullanım şekline ilişkin uyarılar:

      Şok tedavisi için gerekli önlemler alınmalı, enjeksiyon çözeltisi vücut ısısına getirildikten sonra uygulanmalıdır.

      Şiddetli kan basıncı düşüklüğü ile şok halinin ortaya çıkmasında en sık rastlanan sebep enjeksiyonların hızlı yapılmasıdır. Bu nedenle, ani kan basıncı düşmesine karşı intravenöz enjeksiyonlar hasta yatar durumdayken kan basıncı, nabız ve solunum kontrol altında tutulmak kaydıyla çok yavaş, dakikada 1 mL'yi geçmeyecek şekilde yapılmalıdır. Alerjik olmayan kan basıncı düşüklüğü doza bağlı olabileceği için 1 g'ın üzerindeki metamizol dozları ancak kesin bir endikasyon varsa kullanılmalıdır. NOVOPYRİNE enjeksiyonluk çözeltisi aynı enjektörde başka ilaçlarla karıştırılmamalıdır.

      Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

      Böbrek/ Karaciğer yetmezliği:

      Böbrek ya da karaciğer bozukluğu olan hastalarda, metamizolün eliminasyon hızı azaldığı için yüksek dozlardan kaçınılmalıdır. Ancak, kısa süreli tedavi için dozun azaltılması gerekmez. Böbrek ya da karaciğer yetmezliği olan hastalarda uzun dönemli tedavi ile ilgili olarak kazanılmış yeterli deneyim mevcut değildir.

      Pediyatrik popülasyon:

      Tıbbi zorunluluk olmadıkça, NOVOPYRİNE 3 aylıktan küçük veya 5 kg'dan düşük ağırlıktaki bebeklere uygulanmamalıdır. Bir yaşından küçük çocuklarda NOVOPYRİNE yalnızca intramusküler yoldan uygulanmalıdır.

      Yaklaşık 30 kg ağırlığındaki bir çocukta bir defalık doz 0,4 ila 1 mL'dir.

      Vücut ağırlığı daha düşük veya daha fazla olanlarda doz uygun şekilde azaltılır veya artırılır.

      Aşağıdaki doz şeması yol gösterici olabilir.

      Vücut ağırlığı

      i.m. (tek doz)

      i.v. (tek doz)

      Maksium doz/gün

      3-11 aylık (5-8 kg)

      0,1-0,2 mL

      -

      0,4 g

      1-3 yaş (9-15 kg)

      0,2-0,5 mL

      0,2-0,5 mL

      1 g

      4-6 yaş (16-23 kg)

      0,3-0,8 mL

      0,3-0,8 mL

      1,6 g

      7-9 yaş (24-30 kg)

      0,4-1 mL

      0,4-1 mL

      2 g

      10-12 yaş (31-45 kg)

      0,5-1,5 mL

      0,5-1,5 mL

      3,0 g

      13-14 yaş (36-46 kg)

      0,8-1,8 mL

      0,8-1,8 mL

      3,6 g

      Geriyatrik popülasyon:

      Yaşlı hastalarda ve genel durumu bozuk hastalarda böbrek ve karaciğer fonksiyonlarındaki olası bozulmalar göz önünde bulundurulmalıdır.

      4.3. Kontrendikasyonlar

        Metamizol ya da diğer pirazolonlara (örn. fenazon, propifenazon) veya pirazolidinlere

        önceden gelişen agranülositoz

        4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

        Metamizol kaynaklı agranülositoz, en az bir hafta süren immüno-alerjik kökenli bir olaydır. Bu reaksiyonlar çok nadirdir, ancak şiddetli ve yaşamı tehdit edici olabilir ve ölümle sonuçlanabilir. Bunlar doza bağlı değildir ve tedavi sırasında herhangi bir zamanda ortaya çıkabilirler.

        Tüm hastalar, muhtemelen nötropeniyle ilişkili olan aşağıdaki belirti veya bulguların herhangi birinin görülmesi halinde derhal ilacı bırakmaları ve doktorlarına danışmaları gerektiği konusunda uyarılmalıdır; ateş, titremeler, boğaz ağrısı, oral kavitede ülserasyon.

        image

        Nötropeni (< 1.500 nötrofil/mm): Nötropeni söz konusu olduğunda, tedavi derhal kesilmeli, tam kan sayımı acil olarak kontrol edilmeli ve normal değerlere dönünceye değin izlenmelidir.

        Pansitopeni: Pansitopeni ortaya çıkması halinde tedavi hemen kesilmeli, kan değerleri normale dönene kadar tam kan sayımı ile takip yapılmalıdır.

        Bütün hastalar, metamizol kullanımı sırasında kan diskrazisinin göstergesi olabilecek belirti ve bulguların (örn. genel kırıklık, enfeksiyon, düşmeyen ateş, ekimoz, kanama, solukluk) görülmesi halinde hemen doktora başvurmaları konusunda uyarılmalıdır.

        Anafilaktik şok: Bu tip reaksiyonlar esas olarak duyarlı hastalarda ortaya çıkmaktadır. Bu

        Inedenle, astımlı ya da atopik hastalarda metamizol dikkatle yazılmalıdır (Bkz. bölüm 4.3).

        Ağır deri reaksiyonları: Metamizol kullanımı sırasında Stevens-Johnson Sendromu (SJS) ve Toksik Epidermal Nekroliz (TEN) gibi yaşamı tehdit eden deri reaksiyonları

        bildirilmiştir. SJS veya TEN belirti veya bulgularının (genellikle içi sıvı dolu kabarcıklar veya mukoza lezyonlarınıneşlikettiği, giderekşiddetlenen deri döküntüleri)gelişmesi

        halinde metamizol tedavisi hemen kesilmeli ve bir daha hiçbir zaman yeniden

        uygulanmamalıdır. Hastalar belirti ve bulgular konusunda bilgilendirilmeli ve özellikle tedavinin ilk haftalarında deri reaksiyonları yönünden sıkı takibe alınmalıdır.

        Anafilaktik/Anafilaktoid reaksiyonlar

        Uygulama yolu seçilirken parenteral uygulamanın anafilaktik/anafilaktoid reaksiyonlar açısından daha yüksek bir risk taşıdığı göz önüne alınmalıdır.

        Özellikle aşağıdaki hastalar metamizole karşı olası şiddetli anafilaktoid reaksiyonlar açısından özel bir risk altındadırlar (bkz. bölüm 4.3):

          Bronşiyal astımı olan hastalar; özellikle de aynı anda rinosinusitis polipozisi olanlar

          4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

          NOVOPYRİNE Siklosporin ile birlikte kullanıldığında siklosporin seviyelerini düşürebilir. Bu nedenle düzenli olarak kontrol yapılması gereklidir.

          NOVOPYRİNE klorpromazinle birlikte kullanıldığında ağır hipotermi oluşabilir.

          Pirazolonlar ile oral antikoagülanlar, kaptopril, lityum, metotreksat ve triamteren arasında etkileşimler olabildiği ve kombine kullanımda antihipertansiflerin ve diüretiklerin etkinliğinin değişebildiği bilinmektedir. Metamizolün bu etkileşimlere ne düzeyde neden olduğu bilinmemektedir.

          Metotreksata metamizol eklenmesi, özelikle yaşlı hastalarda metotreksatın hematotoksisitesini artırabilir. Bu nedenle bu kombinasyondan kaçınılmalıdır.

          NOVOPYRİNE %5 glukoz, %0,9 NaCl ya da ringer laktat çözeltisinde çözünebilir. Ancak stabiliteleri sınırlı olduğu için bu çözeltiler hemen uygulanmalıdır.

          Geçimsizlik olasılığı nedeniyle NOVOPYRİNE başka enjektabl ilaçlarla birlikte uygulanmamalıdır.

          Metamizol eş zamanlı uygulandığında asetilsalisilik asidin tormbosit agregasyonu üzerindeki etkisini azaltabilir. Bu nedenle bu kombinasyon kardiyoprotektif amaçlı düşük doz asetilsalisilik asit kullanan hastalara dikkatli uygulanmalıdır.

          NOVOPYRİNE bupropion kan düzeylerinin düşmesine yol açabilir. Bu nedenle NOVOPYRİNE vebupropionun eş zamanlı kullanımında dikkatli olunması önerilir.

          4.6. Gebelik ve laktasyon

          Gebelik kategorisi: C

          Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlar tedavi süresince etkili doğum kontrolü uygulamak zorundadırlar.

          Gebelik dönemi

          Metamizol plasentayı geçer. İlacın fetusa zararlı olduğuna dair bir bulgu mevcut değildir: Metamizol sıçanlarda ve tavşanlarda teratojenik etki göstermemiştir. Maternal olarak da toksik olan yüksek dozlarda ise fetotoksisite gözlenmiştir. Ancak yine de NOVOPYRİNE'in gebelikte kullanımı ile ilgili klinik veriler yetersizdir.

          Bu yüzden, gebeliğin ilk trimesterında NOVOPYRİNE'in kullanılmaması önerilir. İkinci trimesterda, sadece potansiyel yarar ve risk bir doktor tarafından dikkatlice tartıldıktan sonra kullanılabilir.

          NOVOPYRİNE gebeliğin son trimesterında kullanılmamalıdır. Çünkü metamizol'ün sadece zayıf bir prostaglandin sentez inhibitörü olmasına rağmen, duktus arteriozusun erken kapanması ve hem maternal hem de neonatal trombosit agregabilitesindeki bozulmaya bağlı olarak perinatal komplikasyonların ortaya çıkma olasılığı göz ardı edilemez.

          Laktasyon dönemi

          Metamizol metabolitleri anne sütüne geçer. NOVOPYRİNE uygulanması sırasında ve sonraki 48 saat boyunca emzirmekten kaçınılmalıdır.

          Üreme yeteneği /Fertilite

          Sıçan ve tavşanlardaki çalışmalar teratojenik potansiyel göstermemiştir.

          4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

          Önerilen dozaj sınırları içinde konsantrasyon ve reaksiyon yeteneği üzerinde bilinen herhangi bir istenmeyen etki yoktur. Ancak yine de, en azından yüksek dozlarda, konsantrasyon ve reaksiyon yeteneğinin bozulabileceği ve bu yeteneğin özel önem taşıdığı durumlarda (örneğin araç ya da makine kullanma) bir riskin oluşabileceği göz

          önüne alınmalıdır (özellikle de alkol kullanımı söz konusu ise).

          4.8. İstenmeyen etkiler

          Advers ilaç reaksiyonları aşağıdaki sıklık derecesine göre belirtilmiştir:

          Çok yaygın (≥ 1/10); yaygın (≥ 1/100 ila ≤ 1/10); yaygın olmayan (≥ 1/1000 ila ≤ 1/100); seyrek (≥ 1/10000 ila ≤ 1/1000); çok seyrek (≤ 1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)

          Kan ve lenf sistemi hastalıkları

          Seyrek: Ölümle sonuçlanabilen pansitopeni, aplastik anemi, agranülositoz ve lökopeni Çok seyrek: Trombositopeni

          Bu reaksiyonların immünolojik kaynaklı olduğu kabul edilir. Bunlar, daha önce hiçbir komplikasyon olmaksızın birçok kez NOVOPYRİNE kullanılmış olmasına rağmen yine de oluşabilir.

          Agranülositozun tipik belirtileri enflamatuar mukozal lezyonlar (örn. orofarengeal, anorektal, genital), boğaz ağrısı, ateştir (hatta bazen beklenmedik şekilde persistan ya da rekürren ateş). Ancak, antibiyotik tedavisi uygulanan hastalarda agranülositozun tipik belirtileri minimal düzeyde olabilir.

          NOVOPYRİNE kullanan hastalarda Eritrosit sedimantasyon hızı çok artmıştır ve lenf nodları tipik olarak hafif bir şekilde büyümüştür ya da büyüme söz konusu değildir.

          Trombositopeninin tipik belirtileri artan kanama eğilimi ile deride ve muköz membranlarda peteşilerdir.

          Bağışıklık sistemi hastalıkları

          Anafilaktik/anafilaktoid reaksiyonlar

          Seyrek: Metamizol, anafilaktik/anafilaktoid reaksiyonlara neden olabilir.

          Çok seyrek: Bu reaksiyonlar şiddetli ve yaşamı tehdit eder bir hal alabilir ve bazen ölümle sonuçlanabilir. Bu reaksiyonlar NOVOPYRİNE daha önce defalarca hiçbir şikayete yol açmadan kullanılmış olsa bile ortaya çıkabilir.

          Bu tür reaksiyonlar; metamizol uygulamasından hemen sonrasında ya da saatler sonra ortaya çıkabilir. Ancak buradaki olağan durum; uygulamadan sonraki ilk bir saat içinde reaksiyonun oluşmasıdır.

          Orta derecedeki anafilaktik/anafilaktoid reaksiyonlar tipik olarak kutanöz ve mukozal semptomlar (kaşınma, yanma, kızarma, ürtiker, kabartılar gibi), dispne ve daha az sıklıkla gastrointestinal şikayetler halinde ortaya çıkar.

          Hafif reaksiyonlar zamanla jeneralize ürtiker, şiddetli anjiyoödem (hatta larinksi de kapsayacak şekilde), şiddetli bronkospazm, kardiyak aritmiler, kan basıncında düşüş (bazen öncesinde kan basıncı artışıyla birlikte) ve dolaşım şoku ile şiddetli formlara ilerleyebilir.

          Analjezik astım sendromu olan hastalarda, bu intolerans reaksiyonları tipik olarak astım

          atakları şeklinde görülür.

          Kardiyak hastalıklar

          Bilinmiyor: Kounis sendromu

          Vasküler hastalıklar

          Bilinmiyor: İzole hipotansif reaksiyonlar

          Zaman zaman, uygulama esansında ya da uygulama sonrası geçici izole hipotansif reaksiyonları ortaya çıkabilir (muhtemelen farmakolojik kaynaklı olan ve anafilaktik/anafilaktoid reaksiyonun diğer belirtilerini içermeyen) ve nadir olgularda bu reaksiyon kan basıncında kritik düşüş şeklinde görülebilir. Hızlı enjeksiyon bu gibi hipotansif reaksiyonun oluşma riskini artırabilir.

          Deri ve deri altı dokusu hastalıkları

          Seyrek: Makülopapülöz döküntü.

          Çok seyrek: Stevens-Johnson sendromu ya da Lyell sendromu, dolaşım şoku.

          Sıklığı bilinmiyor: Yukarıda bahsedilen kutanöz ve mukozal anafilaktik/anafilaktoid manifestasyonların yanı sıra, zaman zaman sabit ilaç erüpsiyonları (bkz. Bölüm 4.4).

          Böbrek ve idrar hastalıkları

          Çok seyrek: Özellikle böbrek hastalığı öyküsü olan hastalarda, böbrek fonksiyonu akut olarak kötüleşebilir (akut böbrek yetmezliği), akut interstisyel nefrit ve bazı olgularda oligüri, anüri veya proteinüri ortaya çıkabilir.

          Bazen idrarda kırmızı renklenme gözlenmektedir; bu durum, düşük konsantrasyonda bulunan birmetabolite (rubazonik asit) bağlı olabilir.

          Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

          Enjeksiyon bölgesinde ağrı ve lokal reaksiyonlar meydana gelebilir. Tabloya bazen flebitde eklenebilir.

          Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması

          Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirilmeleri gerekmektedir. (www.titck.gov.tr; e-posta: tufam@titck.gov.tr; tel:0 800 314 00 08; faks:0 312 218 35

          99)

          4.9. Doz aşımı ve tedavisi

          Belirtiler:

          Akut doz aşımı sonrası bulantı, kusma, abdominal ağrı, böbrek fonksiyon bozukluğu/akut

          böbrek yetmezliği (örn. interstisyel nefrite bağlı olarak) ve daha nadir olarak merkezi sinir

          sistemi semptomları (baş dönmesi, somnolans, koma, konvülziyonlar), kan basıncında

          düşüş (bazen şoka dönüşebilen) ve kardiyak aritmiler (taşikardi) bildirilmiştir.Çok yüksek dozlardan sonra, zararsız bir metabolitinin (rubazonik asit) atılımı sonucu idrar rengi kırmızıya dönebilir.

          Tedavi:

          Metamizolün bilinen spesifik bir antidotu yoktur. Eğer ilaç yeni alınmışsa, etkin maddelerin daha fazla sistemik emilimini sınırlamak amacıyla primer detoksifikasyona yönelik (örn. gastrik lavaj) ya da emilimi azaltıcı (örn. aktif kömür) önlemler alınabilir. İlacın ana metaboliti (4-N-metilarninoantipirin) hemodiyaliz, hemofiltrasyon, hemoperfüzyon ya da plazma filtrasyonu yoluyla elimine edilebilir.


          5.   FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

            5.1. Farmakodinamik özellikler

            Farmakoterapötik grubu: Pirazolonlar ATC Kodu: N02BB02

            Metamizol'ün analjezik, antipiretik ve antispazmodik etkileri vardır. Metamizol büyük olasılıkla kombine bir santral ve periferik etki şekline sahiptir. Afferent lifler, omurilik ve periakuaduktal gri madde düzeyindeki santral etki mekanizmaları metamizolün analjezik etkisine katkıda bulunabilir.

            Etki mekanizması tam olarak araştırılmamıştır. Bazı veriler metamizol ve ana metabolitinin (4-N-metilarninoantipirin) kombine bir santral ve periferik etki modeline sahip olabileceğini göstermektedir.

            5.2. Farmakokinetik özellikler

            Metamizol ve metabolitlerinin farmakokinetiği tam olarak açık değildir. Fakat aşağıdaki bilgiler verilebilir:

            Emilim:

            Oral uygulamadan sonra metamizol tamamen aktif metaboliti olan 4-N- metilaminoantipirine (MAA) hidrolize olur. MAA'nın mutlak biyoyararlanımı yaklaşık olarak %90'dır ve oral uygulama sonrası intravenöz uygulamaya oranla biraz daha yüksektir. Metamizol besinlerle birlikte alındığında MAA'nın farmakokinetiği farkedilir bir değişikliğe uğramaz.

            Biyotransformasyon:

            Klinik etkiyi temel olarak MAA ve bir dereceye kadar da 4-aminoantipirin (AA) sağlar. AA'nın Eğri Altında kalan Alan (EAA) değerleri MAA'nın Eğri Altında kalan Alan (EAA) değerinin yaklaşık %25'ini oluşturur. 4-N-asetilaminoantipirin (AAA) ve 4-N- formilaminoantipirin (FAA) gibi metabolitlerinklinik etkileri yok gibi görünmektedir. Tüm metabolitler için lineer olmayan bir farmakokinetik gözlenir. Bu bulgunun klinik

            önemi hakkında bir yargıya varılabilmesi için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır. Kısa

            Dağılım:

            Proteine bağlanma düzeyleri MAA için %58, AA için %48, FAA için %18 ve AAA için

            %14'tür. Bir intravenöz doz sonrası metamizolün plazma yarılanma ömrü yaklaşık 14 dakikadır.

            Eliminasyon:

            Radyoaktif işaretli intravenöz dozun yaklaşık %96'sı idrar, yaklaşık %6'sı ise feçes yoluyla atılır. Tek bir oral dozdan sonra metabolitlerin %85'i idrarla atılmış ve bunun

            %3±%1'i MAA, %6±%3'ü AA, %26±%8'i AAA ve %23±%4'ü FAA'dan oluşmuştur. 1 g'lık tek bir oral metamizol dozundan sonra renal klirens MAA için 5 mL+2 mL/dk., AA için 38 mL+13 mL/dk., AAA için 61 mL±8 mL/dk., ve FAA için 49 mL+5 mL/dk

            olmuştur. Aynı dozdan sonraki plazma yarılanma ömürleri de MAA için 2,7+0,5 saat, AA için 3,7 +1,3 saat, AAA için 9,5+1,5 saat ve FAA için 11,2+1,5 saat olmuştur.

            Doğrusallık/doğrusal olmayan durum:

            Tüm metabolitler için lineer olmayan bir farmakokinetik gözlenir. Bu bulgunun klinik önemi hakkında bir yargıya varılabilmesi için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.

            Hastalardaki karakteristik özellikler

            Geriyatrik popülasyon:

            Yaşlılarda ilaca maruz kalma (EAA) 2-3 kat artar.

            Karaciğer yetmezliği:

            Karaciğer yetmezliği olan hastalarda, tek dozluk oral uygulama sonrasında, MAA ve FAA'nın yarılanma ömrü 3 kat artmıştır (10 saat), ancak AA ve AAA'daki artış bu kadar belirgin olmamıştır.

            Böbrek yetmezliği:

            Böbrek fonksiyonu bozulmuş olan hastalar üzerinde yeterli yoğunlukta çalışma yapılmamıştır. Mevcut veriler ise bazı metabolitler için (AAA ve FAA) eliminasyonun azaldığını göstermektedir.

            5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

            Akut toksisite

            Metamizolün fare ve sıçanlardaki en düşük letal dozları: Oral yolla yaklaşık 4000 mg/kg; intravenöz olarak yaklaşık 2300 mg metamizol/kg veya 400mg MAA/kg'dır.

            İntoksikasyon belirtileri ise taşipne, sedasyon ve premortal konvülsiyonlar olmuştur.

            Kronik toksisite

            Metamizolün, sıçanlarda günlük 150 mg/kg dozlarda, köpeklerde ise günlük 50 mg/kg dozlarda 4 hafta boyunca uygulanması tolere edilmiştir.

            Farklı hayvan türlerinde subkronik ve kronik toksisite çalışmaları gerçekleştirilmiştir.

            Sıçanlarda 6 ay süreyle günlük 100-900 mg/kg dozunda metamizol uygulanmıştır. En

            yüksek dozda (900 mg/kg), 13. haftadan sonra retikülositlerde ve Heinz cisimciklerinde artış saptanmıştır.

            Köpeklerde 6 ay süreyle günlük 30-600 mg/kg dozlarında metamizol uygulanmıştır. Günde 300 mg/kg dozlarından itibaren, doza bağlı hemolitik anemi ve böbrek ve karaciğer işlevlerinde bozulma gözlenmiştir.

            Daha yüksek dozlar her iki cinste de serum kimyasında değişikliğe ve karaciğer ve dalakta hemosiderozise sebep olmuş; ayrıca kemik iliği toksisitesi ve anemi belirtileri saptanmıştır.

            In vitro ve in vivo deneyler, aynı test sistemlerinde metamizol için çelişkili sonuçlar vermiştir.

            Karsinojenite

            Sıçanlarda yapılan uzun süreli çalışmalarda karsinojenik potansiyeli gösteren bir bulguya rastlanmamıştır. Uzun süreli üç çalışmadan ikisinde, yüksek dozlarda karaciğer hücreli adenomlarda artış bildirilmiştir.

            Mutajenite

            Literatürde hem pozitif hem de negatif sonuçlar tanımlanmıştır. Ancak belirtilen Hoechst dereceli materyal ile yapılan in-vitro ve in-vivo çalışmalar mutajenik potansiyele ilişkin bir bulgu göstermemiştir.

            Üreme Toksisitesi

            Sıçan ve tavşanlarda yapılan embriyotoksisite çalışmalarında teratojenik potansiyel gösterilmemiştir.

            Tavşanlarda, maternal toksisite göstermeyen 100 mg/kg/gün dozunda letal etkiler bildirilmiştir. Sıçanlarda fatal embriyotoksik etkiler, maternal toksisite gözlenen doz aralığında ortaya çıkmıştır. Sıçanlarda 100 mg/kg/gün'ün üzerindeki dozlar, gestasyon süresinde uzama ve doğum sürecinde bozulmayla beraber, yavrularda mortalite artışına neden olmuştur.

            Fertilite testlerinde, 250 mg/kg/gün'ün üzerindeki dozlarda fertil jenerasyonungebelik oranında hafif bir azalma gösterilmiştir. F1 jenerasyonun fertilitesi etkilenmemiştir.

            6.   FARMASÖTİK ÖZELLİKLER

              6.1. Yardımcı maddelerin listesi

              Disodyum hidrojen fosfat (anhidr) Enjeksiyonluk distile su

              6.2. Geçimsizlikler

              Geçerli değildir.

              6.3. Raf ömrü

              48 ay

              6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler

              25°C'nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.

              6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği

              2 mL'lik 10 ampul veya 100 ampul içeren kutularda ambalajlanmıştır.

              6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

              Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller "Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği" ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelik" lerine uygun olarak imha edilmelidir.

              Deri Kanseri Deri Kanseri Deri kanseri çok rastlanan bir hastalıktır. Üç ana türü bulunur ;genelde kemirici ülser olarak bilinen bazal hücreli karsinom, yassı hücreli karsinom ve kötü huylu tümör. Ağız Kanseri Ağız Kanseri Ağız kanserinin en yaygın türleri, dudak, dil, dişetidir. Nadiren yanak içi veya damak bölgelerini de içine alır.

    İLAÇ GENEL BİLGİLERİİlaç Bilgileri

    Osel İlaç San. Ve Tic. A.Ş
    Geri Ödeme KoduA05576
    Satış Fiyatı 113.62 TL [ 17 Dec 2024 ]
    Önceki Satış Fiyatı 113.62 TL [ 2 Dec 2024 ]
    Original / JenerikJenerik İlaç
    Reçete DurumuNormal Reçeteli bir ilaçdır.
    Barkodu8699788750720
    Etkin Madde Metamizol Sodyum
    ATC Kodu N02BB02
    Birim Miktar 1
    Birim Cinsi G
    Ambalaj Miktarı 10
    Sinir Sistemi > NONNARKOTİK ANALJEZİKLER > Metamizol Sodyum
    Yerli ve Beşeri bir ilaçdır. 
    NOVOPYRINE 1 gr/2 ml 10 ampül Barkodu