OCTAGAM 10 G 200 ml infüzyonluk solüsyon Klinik Özellikler

Immunglobulin }

Enfeksiyona Karşı Kullanılan (Antienfektif) İlaçlar > İmmünoglobülinler > İmmunglobulin
Berk İlaç İthalat ve Pazarlama A.Ş | 17 May  2013

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

  • 4.1. Terapötik endikasyonlar

    1. İmmün yetmezlik durumlarında replasman tedavisi için;

  • a. Antikor üretiminin bozulduğu primer (Konjenital) immün yetmezliklerde

  • b. Kronik Lenfositik Lösemi tanısı olup, hipogammaglobulinemisi bulunan ve profilaktik antibiyotiklerin yetersiz kaldığı, tekrarlayan bakteriyel enfeksiyon gelişen olgularda

  • c. Multipl Miyelom tanısı olup hipogammaglobulinemisi bulunan ve pnömokok immünizasyonun yetersiz kaldığı tekrarlayan bakteriyel enfeksiyon gelişen olgularda

  • d. Konjenital AIDS ve tekrarlayan enfeksiyonların görüldüğü çocuklar ve adölesanlarda

  • e. Allogenik hematopoetik kök   hücre transplantasyonu sonrasında

hipogammaglobulinemi gelişen olgularda

  • 2. İmmünmodülatuar etki için;

  • a. Kanama riski yüksek olan veya cerrahi müdahale öncesi trombosit sayısının yükseltilmesi gereken immün trombositopeni (ITP) olgularında

  • b. Guillain-Barré sendromunda

  • c.  Kawasaki hastalığında

  • d. Multifokal Motor Nöropati (MMN) hastalığında

  • e. Kronik Enflamatuvar Demiyelinizan Polinöropatinin akut tedavisinde (KIDP)

  • f.  Bulber tutulumu olan Myastenia Gravis tedavisinde uygulanır.

  • 4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

    Replasman tedavisi immün yetmezlikler konusunda deneyimli bir uzman hekimin denetiminde başlatılmalı ve izlenmelidir.

    Pozoloji/Uygulama sıklığı ve süresi:

    Pozoloji ve uygulama sıklığı endikasyona göre değişir.

    Replasman tedavisinde, hastadaki farmakokinetik ve klinik yanıta bağlı olarak dozun bireysel olarak ayarlanması gerekebilir.

    Bir rehber olarak aşağıdaki doz şemaları verilmektedir.

    Primer immün yetmezliklerde replasman tedavisi

    Doz, bir sonraki infüzyondan önce ölçülen serum IgG düzeyinin en az 500-600 mg/dL düzeyinde kararlı olarak sürdürülmesini sağlayacak şekilde ayarlanmalıdır. Bu dengenin sağlanabilmesi için tedavinin başlangıcından itibaren 3-6 ay gereklidir.

    Önerilen başlangıç dozu, bir seferde verilen 0,4-0,8 g/kg infüzyonu takiben her 3-4 haftada bir uygulanan en az 0,2 g/kg’dır.

    Serum immünglobulin düzeyinin 500-600 mg/dL olacak şekilde sabit tutulabilmesi için gereken doz ortalama 0,2-0,8 g /kg/ay düzeyindedir.

    Kararlı serum düzeyi sağlandıktan sonra doz aralığı 3 ile 4 hafta arasında değişir.

    Hastanın klinik yanıtı ile birlikte kararlı serum düzeyleri ölçülmeli ve değerlendirilmelidir.

    Klinik yanıta bağlı olarak (örneğin, enfeksiyon sıklığı) daha yüksek kararlı serum düzeylerinin sağlanması amacıyla doz ve/veya doz aralığının ayarlanması düşünülebilir.

    Kronik Lenfositik Lösemi tanısı olup, hipogammaglobulinemisi bulunan ve profilaktik antibiyotiklerin yetersiz kaldığı, tekrarlayan bakteriyel enfeksiyon gelişen olgularda,

    Multipl Miyelom tanısı olup hipogammaglobulinemisi (IgG<500 mg/dL) bulunan ve pnömokok immünizasyonun yetersiz kaldığı tekrarlayan bakteriyel enfeksiyon gelişen olgularda,

    Konjenital AIDS ve tekrarlayan enfeksiyonların görüldüğü çocuklar ve adolesanlarda;

    Tavsiye edilen doz 3-4 haftada bir uygulanan 0,2-0,4 g/kg’dır.

    Allojenik kök hücre nakli sonrası bakteriyemi ve tekrarlayan sinopulmoner enfeksiyonu olup, IgG düzeyi <400 mg/dL olan hastalarda;

    Tavsiye edilen doz 3-4 haftada bir uygulanan 0,2-0,4 g/kg’dır. Kararlı serum düzeyleri 500 mg/dL üzerinde tutulmalıdır.

    Primer immün trombositopeni

    İki alternatif doz şeması vardır:

    • •  Birinci gün 0,8-1 g/kg dozunda uygulanır; doz, 3 gün içinde bir kez tekrarlanabilir.

    • •  2-5 gün süreyle 0,4 g/kg/gün dozunda uygulanır.

    Relaps olduğunda tedavi tekrarlanabilir.

    Guillain Barré Sendromu

    5 gün süreyle 0,4 g/kg/gün dozunda uygulanır.

    Kawasaki Hastalığı

    8-12 saat süreyle tek doz olarak uygulanan 2 g/kg’dır ve asetil salisilik asit ile kombine olarak verilir.

    Multifokal Motor Nöropati (MMN) Hastalığında

    Başlangıç dozu: 2-5 gün süreyle bölünmüş dozlarda toplam 2 g/kg

    İdame dozu: 2-6 haftada bir 1-2 g/kg

    Kronik enflamatuvar demiyelinizan polinöropati (KIDP)

    Önerilen başlangıç dozu: 2-5 ardışık günde bölünmüş dozlarda toplam 2 g/kg’dır. Yanıt alınamaması durumunda 3 haftada bir 1 g/kg total doz 1-2 günde verilir ve 2 ay sonunda yanıt alınamazsa tedavi kesilir.

    İdame dozu: Başlangıç tedavisine yanıt alınmışsa 3 haftada bir 0,4-1 g/kg total doz 1-2 günde uygulanır. Maksimum yarar elde edilen doz önerilir ve doz doktor tarafından belirlenir. En düşük etkin idame dozu belirlenene kadar doz azaltılır ve uygulama sıklığı ayarlanır.

    Myastenia Gravis

    Diğer özel tedavilere cevap vermeyen kritik fazda 5 gün süreyle 0,4 g/kg/gün dozunda uygulanır.

    Pediyatrik popülasyon

    Çocuklarda ve adolesanlardaki (0-18 yaş) pozoloji her bir endikasyon için erişkinlerden farklı değildir ve yukarıda belirtilen durumlardaki klinik sonlanımlara göre ayarlanır.

    Uygulama şekli:

    İntravenöz yoldan uygulanır.

    İnsan normal immünglobulini ilk 30 dakikada 0,3 mL/kg/saat hızıyla intravenöz olarak uygulanmalıdır. Hasta tarafından iyi tolere edilirse uygulama hızı kademeli olarak maksimum saatte 4,8 mL/kg’a kadar arttırılabilir. (Bkz. Bölüm 4.4). Sınırlı sayıda hastadan elde edilen klinik veriler, yetişkinlerdeki 4,8 mL/kg/saat’lik bir infüzyon hızını iyi tolere edebilen primer immün yetmezlik (PID) hastalarının, 7,2 mL/kg/saat infüzyon hızını tolere edebildiklerini göstermiştir. Kullanımla ilgili daha ayrıntılı bilgi için lütfen Bölüm 4.4’e bakınız.

    Eğer infüzyon öncesi seyreltme gerekli olursa IVIG, 50 mg/mL’lik son konsantrasyona ulaşana kadar (%5 immünglobulin) %5 glikoz çözeltisi ile seyreltilebilir. Seyreltme konusunda ayrıntılı bilgi için Bölüm 6.6’ya bakınız.

    İnfüzyonla ilişkili yan etki görülmesi durumunda infüzyon hızı azaltılmalı ya da infüzyon durdurulmalıdır.

    Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

    Böbrek/Karaciğer yetmezliği:

    IVIG tedavisi uygulanan hastalarda akut böbrek yetmezliği vakaları bildirilmiştir. Böbrek yetmezliği riski bulunan hastalarda, IVIG preparatları uygulanabilir en düşük infüzyon hızında ve dozda kullanılmalıdır (Bkz.Bölüm 4.4).

    Karaciğer yetmezliği olan hastalara ilişkin ek bir bilgi bulunmamaktadır.

    Pediyatrik popülasyon:

    Yukarıda bahsedilen her durumda pozoloji vücut ağırlığına göre ve klinikte alınan yanıta göre verildiğinden, çocuklarda ve adolesanlarda (0-18 yaş) pozoloji değişmez.

    Geriyatrik popülasyon:

    IVIG tedavisi uygulanan hastalarda akut böbrek yetmezliği vakaları bildirilmiştir. Bu vakaların çoğunda kişinin 65 yaşın üzerinde olması dahil belirli risk faktörlerinin olduğu bildirilmiştir.

    Ayrıca IVIG uygulaması ile yüksek riskli hastalarda tromboembolik olaylar arasında bağlantıyı gösteren klinik kanıtlar mevcuttur. Bu nedenle ileri yaş dahil trombotik olay açısından risk faktörlerini taşıyan hastalarda IVIG reçetelenip infüzyon uygulanırken dikkatli hareket edilmeli, uygulanabilir en düşük infüzyon hızında ve dozda kullanılmalıdır. (Bkz. Bölüm 4.4)

    • 4.3. Kontrendikasyonlar

      - Etkin maddeya veya OCTAGAM’ın Bölüm 6.1’de listelenen bileşenlerinden herhangi birine karşı aşırı duyarlılık (Bkz. Bölüm 4.4).

    • - İnsan immünglobulinlerine karşı aşırı duyarlılık; özellikle, IgA’ya karşı antikorların geliştiği hastalarda.

    • 4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

      Virüs güvenliği

      OCTAGAM, insan plazmasından elde edilmektedir. İnsan plazmasından elde edilen ilaçlar, virüsler ve teorik olarak Varyant Creutzfeldt-Jacob (v-CJD) gibi, çeşitli hastalıklara yol açabilen enfeksiyon yapıcı ajanlar içerebilirler. OCTAGAM’da Varyant Creutzfeldt-Jacob hastalığının bulaşma riski teorik olarak minimumken, klasik Creutzfeldt-Jacob hastalığının bulaşma riski hiçbir kanıtla desteklenmez. Alınan önlemlere rağmen, bu tür ürünler halen potansiyel olarak hastalık bulaştırabilir.

      Bu tip ürünlerin enfeksiyon yapıcı ajanları bulaştırma riski, plazma verenlerin belirli virüslere önceden maruz kalıp kalmadığının izlenmesi, belirli virüs enfeksiyonlarının halihazırda varlığının test edilmesi ve belirli virüslerin yok edilmesi ve/veya inaktivasyonu ile azaltılmıştır. Bütün bu önlemlere rağmen, bu ürünler hala potansiyel olarak hastalık bulaştırabilirler. Ayrıca, henüz bilinmeyen enfeksiyon yapıcı ajanların bu ürünlerin içersinde bulunma ihtimali mevcuttur.

      HIV, HBV, HCV gibi zarflı virüsler ve HAV gibi zarflı olmayan virüsler için etkili önlemlerin alınmasına dikkat edilmelidir. Parvovirüs B19 gibi zarflı olmayan virüslere karşı alınan tedbirler sınırlı sayıda olabilir. Parvovirüs B19 enfeksiyonu, gebelikte (fetal infeksiyon) ve immün yetmezlik ya da kırmızı kan hücre üretiminde artış olan hastalarda tehlikeli olabilir (hemolitik anemi gibi).

      Doktor, bu ilacı hastaya reçete etmeden veya uygulamadan önce hastası ile risk ve yararlarını tartışmalıdır.

      Bu ilaç, yardımcı madde olarak 100 mg/mL maltoz içerir. Maltoz, kan glikoz testleri ile etkileşebilir ve hatalı yüksek glikoz sonuçları okunabilir. Bunun sonucunda, hatalı insülin uygulaması ve takiben hayati tehlike oluşturan hipoglisemi ve ölüm görülebilir. Aynı zamanda, gerçek hipoglisemi vakaları, hatalı olarak yüksek okunan glikoz düzeyleri nedeniyle maskelenirse, tedavisiz kalabilir (Bkz. Bölüm 4.5). Akut renal yetmezlik için aşağıya bakınız.

      OCTAGAM bir disakkarid şeker olan ve mısırdan elde edilen maltoz içerir. Diğer maltoz/mısır nişastası ile ilişkili ürünlerin infüzyonu ile anfilaktoid/anafilaktik reaksiyonlar bildirilmiştir. Mısır alerjisi olduğu bilinen hastalar ya OCTAGAM kullanımından kaçınmalı ya da akut hipersensitivite reaksiyonu belirti ve bulguları açısından yakından izlenmelidir.

      Ayrıca, hastalar açısından OCTAGAM her uygulandığında, hastayla ürünün seri numarası arasındaki bağlantının korunabilmesi için, ürünün adı ve seri numarası kaydedilmelidir.

      Bazı şiddetli advers ilaç reaksiyonları infüzyon hızı ile bağlantılı olabilir. “4.2. Pozoloji ve uygulama şekli” başlığı altında tavsiye edilen infüzyon hızı yakından takip edilmelidir. Hastalar infüzyon süresince yakından izlenmeli ve semptomlar açısından dikkatle gözlenmelidir.

      Şu durumlarda bazı advers reaksiyonlar sıklıkla oluşabilir:

      • •  Yüksek infüzyon hızı

      • •  İnsan normal immünglobulinini ilk kez alan hastalarda veya seyrek vakalarda insan normal immünglobulin ürünü değiştirildiğinde ya da bir önceki infüzyondan sonra uzun bir süre geçmişse.

      Potansiyel komplikasyonlar genellikle şu şekilde önlenebilir:

      • •  İnsan normal immünglobulini ilk 30 dakikada 0,3 mL/kg/saat hızıyla intravenöz olarak uygulanmalıdır.

      • •  Hastalar infüzyon süresince herhangi bir semptoma karşı dikkatle takip edilmelidir. Özellikle, insan normal immünglobulini ile hiç tedavi görmemiş hastalar, başka bir IVIg ürününden OCTAGAM tedavisine geçiş yapmış hastalar ya da önceki infüzyondan sonra uzun bir ara vermiş olan hastalar, potansiyel istenmeyen etkilerin belirtilerini tespit etmek için ilk infüzyon süresince ve ilk infüzyondan sonraki ilk saat izlenmelidir. Diğer tüm hastalar, infüzyondan sonra en az 20 dakika gözlemlenmelidir.

      Advers reaksiyon durumunda, uygulama hızı düşürülmeli veya infüzyon durdurulmalıdır. Gerekli tedavi, advers reaksiyonun tipine ve şiddetine bağlıdır.

      Şok ortaya çıkarsa, şok tedavisi için standart tıbbi tedavi uygulanmalıdır.

      Tüm hastalarda, IVIg kullanımı şunları gerektirir:

      • •  IVIg infüzyonuna başlamadan önce yeterli hidrasyon

      • •  İdrar çıkışının izlenmesi

      • •  Serum kreatin düzeylerinin izlenmesi

      Loop diüretiklerin birlikte kullanımından kaçınılması.

      Hipersensitivite

      Gerçek aşırı duyarlılık reaksiyonları seyrektir. Bunlar, anti-IgA antikoru olan hastalarda ortaya çıkabilir.

      IVIg, IgA eksikliğinin endişe edilen tek anormallik olduğu selektif IgA eksikliği bulunan hastalarda endike değildir.

      Seyrek olarak, insan normal immünglobulini, hasta daha önceki tedavide insan normal immünglobulinini tolere etmiş bile olsa, anaflaktik reaksiyon ile kan basıncında düşüşe neden olabilir.

      Tromboembolizm

      IVIg uygulaması ile miyokard enfarktüsü, serebral vasküler olay (inme dahil), pulmoner emboli ve derin ven trombozu gibi tromboembolik vakalar arasında ilişki olduğunu gösteren klinik kanıtlar mevcuttur. Bu durumun, risk altıdaki hastalarda immünglobulinin yüksek influksu nedeniyle kan viskozitesinde görülen göreceli artışa bağlı olduğu düşünülmektedir. Obez hastalarda ve trombotik olaylar açısından risk faktörleri bulunan hastalarda (ileri yaş, hipertansiyon, diabetes mellitus ve vaküler hastalık öyküsü veya trombotik atak öyküsü, kazanılmış veya kalıtımsal trombofilik bozuklukları olan hastalar, uzun süredir hareketsiz olan hastalar, ağır hipovolemik hastalar, kan viskozitesini artıran hastalıkları olan hastalar gibi) IVIg reçetelenmesi ve infüzyonu dikkatle yapılmalıdır.

      Tromboembolik advers reaksiyon riski bulunan hastalarda IVIg ürünleri mümkün olan en düşük infüzyon hızında ve dozda kullanılmalıdır.

      Akut renal yetmezlik

      IVIg tedavisi gören hastalarda akut renal yetmezlik vakaları rapor edilmiştir. Vakaların çoğunda, daha önce var olan renal yetmezlik, diabetes mellitus, hipovolemi, aşırı kilo, birlikte nefrotoksik ilaç kullanımı veya kişinin 65 yaş üzeri olması gibi risk faktörleri tanımlanmıştır.

      Renal bozukluk durumunda IVIg kullanımının durdurulması düşünülmelidir. Sukroz, glikoz, maltoz gibi çeşitli yardımcı maddeler içeren ruhsatlı IVIg ürünlerinin birçoğunun kullanımı ile akut böbrek yetmezliği ve böbrek disfonksiyonu raporları ilişkilendirilmekle birlikte, stabilizan olarak sukroz içerenlerin bu tür vakalara ait toplam sayı içindeki oranları diğerlerine göre daha yüksektir. Risk altındaki hastalarda, bu yardımcı maddeleri içermeyen IVIg ürünlerinin kullanımı düşünülebilir. OCTAGAM maltoz içermektedir (aşağıda yardımcı maddelere bakınız).

      Akut renal yetmezlik riski bulunan hastalarda, IVIg ürünleri, mümkün olan en düşük infüzyon hızında ve dozda kullanılmalıdır.

      Aseptik Menenjit Sendromu (AMS)

      IVIg tedavisi ile ilişkili olarak aseptik menenjit sendromunun ortaya çıktığı bildirilmiştir IVIg tedavisinin kesilmesi birkaç gün içerisinde AMS’de sekelsiz bir iyileşme ile sonuçlanmıştır. Sendrom genellikle, IVIg tedavisini izleyen birkaç saat ile iki gün içinde başlar. Beyin omurilik sıvısı (BOS) çalışmaları sıklıkla pozitiftir ve çoğunlukla granülositik serilerden olmak üzere, mm3 başına birkaç bin hücreye kadar pleositoz ve birkaç yüz mg/dL’ye kadar artan protein düzeyleri mevcuttur.

      AMS, yüksek doz IVIg tedavisi (2g/kg) ile ilişkili olarak daha sık ortaya çıkabilir.

      Hemolitik anemi

      IVIg ürünleri, hemolizinler gibi davranabilen ve pozitif direkt antiglobülin reaksiyonuna (Coomb’s testi) ve nadiren hemolize neden olan, in vivo olarak kırmızı kan hücrelerinin immünglobülinle kaplanmasına yol açan kan grubu antikorları içerebilir. Hemolitik anemi, kırmızı kan hücrelerinin sıralanmasındaki artışa bağlı olarak, IVIg tedavisinden hemen sonra gelişebilir. Hemoliz gelişimi şu risk faktörleri ile ilişkilendirilmiştir: tek doz veya birkaç günde bölünmüş dozlar halinde verilen yüksek IVIg dozları, 0 grubu dışındaki kan grupları, altta yatan enflamatuvar hastalık. Hemoliz, sadece, primer immün yetmezlik için ikame tedavisi alan hastalarda seyrek olarak görülür. IVIg alan hastalar hemolizin klinik belirtileri ve semptomları açısından takip edilmelidir (Bkz. Bölüm 4.8).

      Serolojik testlerle etkileşim

      Immünglobulin enjeksiyonundan sonra, hastanın kanında, pasif olarak geçen çeşitli antikorlar geçici olarak yükselir. Bu antikorlar, serolojik testlerde yanıltıcı pozitif sonuçlara yol açabilir.

      A, B, D gibi eritrosit antijenlerine karşı antikorların pasif geçişi, krmızı hücrelerinin antikorları için yapılan direkt antiglobulin testi (DAT, direkt Coombs testi) gibi bazı serolojik testlerle etkileşebilir.

      Bulaşıcı ajanlar

      İnsan kanından veya plazmasından hazırlanan ilaçların kullanımından kaynaklanan enfeksiyonların önlenmesi için standart önlemler, donörlerin seçimi, her bir bağışın ve plazma havuzlarının spesifik enfeksiyon markırları açısından taranması ve virüslerin inaktivasyonu/uzaklaştırılması için etkili üretim basamaklarının dahil edilmesini içerir. Buna rağmen, insan kanı veya plazmasından hazırlanan ürünlerin kullanılması halinde, enfekte edici ajanların bulaşma olasılığı tamamen ekarte edilemez. Bu, aynı zamanda bilinmeyen veya yeni ortaya çıkan virüsleri ve diğer patojenleri de kapsar.

      Alınan önlemlerin HIV, HBV ve HCV gibi zarflı virüsler için etkili olduğu kabul edilir.

      Alınan önlemler, HAV ve parvovirüs B19 gibi zarfsız virüsler için sınırlı etkiye sahip olabilir.

      İmmünglobulinlerle hepatit A veya parvovirüs B19 bulaşımının olmadığı ile ilgili güven verici klinik deneyimler mevcuttur ve antikor içeriğinin de viral güvenliliğe önemli bir katkı sağladığı öngörülmektedir.

      Bir hastaya her OCTAGAM uygulandığında, hasta ve ilacın serisi arasında ilişki kurulabilmesi için ilacın isminin ve seri numarasının kaydedilmesi önemle önerilir.

      Transfüzyon ilişkili akut akciğer hasarı (TRALI)

      IVIg ürünleri ile tedavi edilen hastalarda nonkardiyojenik pulmoner ödem (transfüzyonla ilişkili akut akciğer hasarı -TRALI-) olduğunu bildiren raporlar mevcuttur. Bu nedenle, bugüne kadar OCTAGAM tedavisi ile gözlenmemiş olsa da, OCTAGAM için bu yan etki olasılığı tamamen gözardı edilemez. TRALI; şiddetli solunum sıkıntısı, pulmoner ödem, hipoksemi, normal sol ventrikül fonksiyonu ve ateş ile karakterizedir. Semptomlar tipik olarak, tedaviden sonraki 1-6 saat içinde ortaya çıkar.

      Eritrosit sedimentasyon hızında (hatalı) yükselme

      Tedavide IVIg kullanan hastalarda eritrosit sedimentasyon hızı hatalı olarak yüksek çıkabilir (enflamatuvar olmayan yükselme).

      Dolaşım (hacim) yüklenmesi

      Infüze edilen IVIg hacmi (veya herhangi bir başka kan veya plazma kaynaklı ürün) ve diğer eşzamanlı infüzyonlar akut hipervolemiye ve akut pulmoner ödeme yol açtığı zaman, dolaşım (hacim) yüklenmesi ortaya çıkabilir.

      Lokal enjeksiyon yeri reaksiyonları

      Enjeksiyon yerinde lokal reaksiyonlar tanımlanmıştır. Bu reaksiyonlar arasında ekstravazasyon, infüzyon yerinde eritem, infüzyon yerinde prurit ve benzer semptomlar bulunabilir.

      Pediyatrik popülasyon

      Pediyatrik popülasyona spesifik veya ek bir uyarı yoktur.

      Biyolojik tıbbi ürünlerin takip edilebilirliğinin sağlanması için uygulanan ürünün ticari ismi ve seri numarası mutlaka hasta dosyasına kaydedilmelidir.

      Sodyum içeriği

      Bu tıbbi ürün her “mL’de 0,015 mmol (ya da 0,35 mg) sodyum içerir. Bu durum, kontrollü sodyum diyetinde olan hastalar için göz önünde bulundurulmalıdır.

      Biyolojik tıbbi ürünlerin takip edilebilirliğinin sağlanması için uygulanan ürünün ticari ismi ve seri numarası mutlaka hasta dosyasına kaydedilmelidir.

      • 4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

        İnfüzyon hattı, OCTAGAM’ın uygulanmasından önce ve sonra, %0,9 izotonik sodyum klorür çözeltisi ile ya da sudaki % 5 dekstroz ile yıkanabilir.

        Zayıflatılmış canlı virüs aşıları ile etkileşim:

        İmmünglobulin kullanımı, kızamık, kızamıkçık, kabakulak ve suçiçeği gibi zayıflatılmış canlı virüs aşılarının etkinliğini en az 6 haftadan 3 aya kadar azaltabilir. Bu ürünün uygulanmasından sonra zayıflatılmış canlı virüs aşıları ile aşılama için 3 ay süre geçmelidir. Kızamıkta bu süre 1 yıla kadar uzayabilir. Bu nedenle kızamık aşısı uygulanan hastanın antikor durumu kontrol edilmelidir.

        Kan glikoz testleri:

        Bazı tip kan glikozu test sistemleri (örneğin, glucose dehydrogenase pyrroloquinolinequinone (GDH-PQQ) veya glucose-dye-oxidoreductase yöntemlerine dayalı olanlar) OCTAGAM’daki maltozu (100 mg/mL) hatalı olarak glikoz olarak algılamaktadır. Bu durum infüzyon sırasında ve infüzyonun bitiminden sonra yaklaşık 15 saat süreyle, hatalı yüksek glikoz ölçümlerine ve dolayısı ile hayati tehlike taşıyan hipoglisemi ile sonuçlanacak yanlış insülin uygulamasına sebep olabilmektedir. Ayrıca, hipoglisemik durumun, hatalı yüksek glikoz yorumu ile maskelenmesi durumunda da, gerçek hipoglisemi vakalarında tedavi uygulanmamasına sebep olabilir. Buna bağlı olarak, OCTAGAM veya maltoz içeren diğer parenteral ürünler uygulandığında, kan glikozu ölçümü glikoza özgün bir yöntemle yapılmalıdır.

        Kan glikozu test sisteminin, test stripleri de dahil olmak üzere, ürün bilgisi maltoz içeren parenteral ürünlerle kullanım için uygun olup olmadığının belirlenmesi açısından dikkatle incelenmelidir. Herhangi bir şüphe olduğunda, test sisteminin üreticisi ile temasa geçilerek maltoz içeren parenteral ürünlerle kullanımının uygun olup olmadığı tespit edilmelidir.

        Pediyatrik popülasyon

        Pediyatrik popülasyona özel veya ek bir etkileşim gözlenmemiştir.

        • 4.6. Gebelik ve laktasyon

          Genel tavsiye:

          Gebelik kategorisi: C

          Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

          Olumsuz etkisinin olup olmadığı bilinmemektedir.

          Gebelik dönemi

          Bu tıbbi ürünün hamilelikte kullanımının güvenliliği kontrollü klinik çalışmalarla saptanmamıştır. Bu nedenle gebe kadınlarda dikkatle kullanılmalıdır. IVIg ürünlerinin plasentaya geçtiği ve bu geçişin 3. trimesterde arttığı gösterilmiştir. İmmünglobulinlerle klinik deneyimler, gebelik süreci, fetüs veya yeni doğanda zararlı bir etki beklenmediğini düşündürmektedir.

          Laktasyon dönemi

          OCTAGAM’ın hamilelerde güvenli kullanımı kontrollü klinik çalışmalarla değerlendirilmemiştir. Bu nedenle emziren annelerde dikkatle kullanılmalıdır. İmmünglobulinler anne sütüne geçmektedir ve yeni doğanın mukozal giriş yolu olan patojenlerden korunmasına katkıda bulunabilirler.

          Üreme yeteneği/Fertilite

          İmmünoglobulinlerle klinik deneyim, fertilite üzerinde zararlı bir etki beklenmediğini düşündürmektedir.

          4.7 Araç ve makina kullanımı üzerindeki etkiler

          OCTAGAM ile ilişkili bazı advers reaksiyonlar nedeniyle araç ve makine kullanma yeteneği bozulabilir. Tedavi sırasında advers reaksiyon yaşayan hastalar, araç ve makine kullanmadan önce bu belirtilerin düzelmesini beklemelidir.

          4.8. İstenmeyen etkiler

          Güvenlilik profili özeti

          Zaman zaman, ürperme, baş ağrısı, baş dönmesi, ateş, kusma alerjik reaksiyonlar, bulantı, artralji, kan basıncında düşme ve orta alt sırt ağrısı ortaya çıkabilir. İntravenöz immünglobulinlere karşı reaksiyonlar, dozla ve infüzyon hızı ile ilişkili olma eğilimindedir (Bkz. Bölüm 4.4).

          Seyrek olarak, insan normal immünglobulinleri, kan basıncı ani düşmeye neden olabilir ve izole vakalarda, önceki uygulamalarda hipersensitivite göstermemiş olsa bile, anafilaktik şok gözlenebilir.

          İnsan normal immünglobulini ile geri dönüşlü aseptik menenjit ve seyrek geçici kütanöz reaksiyon vakaları gözlenmiştir. Hastalarda, özellikle A, B ve AB kan gruplarına sahip olanlarda, geri dönüşlü hemolitik reaksiyonlar gözlenmiştir. Seyrek olarak, yüksek doz IVIg uygulamasından sonra, transfüzyon gerektiren hemolitik anemi gelişebilir (Bkz. Bölüm 4.4).

          Serum kreatinin düzeyinde yükselme ve/veya akut renal yetmezlik gözlenebilir.

          Çok seyrek: miyokard enfarktüsü, inme, pulmoner emboli, derin ven trombozu gibi tromboembolik reaksiyonlar.

          İnsan kanından veya plazmasından hazırlanmış bir ilaç uygulandığında, enfeksiyon yapıcı ajanların bulaşma olasılığı tamamen gözardı edilemez. Bu durum, aynı zamanda, bilinmeyen veya yeni ortaya çıkan virüsler ve diğer patojenler için de geçerlidir. Bulaşıcı ajanlara karşı güvenlilik için Bölüm 4.4’e bakınız.

          Advers reaksiyonların çizelgeli listesi

          Aşağıdaki tablo MedDRA sistem organ sınıflamasına göre (sistem organ sınıfı ve tercih edilen terim düzeyinde) sunulmuştur.

          Şu terimler ve sıklık dereceleri kullanılmıştır: Çok yaygın (≥1/10), yaygın (≥1/100 ila <1/10), yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100), seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

          Aşağıdaki tabloda verilen sıklıklar, OCTAGAM ile yürütülmüş klinik çalışmalar (“yaygın” ve “yaygın olmayan” sıklıklar) ve OCATAGAM ile pazarlama sonrası dönemde elde edilen deneyimlerle (“çok seyrek” sıklıkta) sağlanmıştır.

          MedDRA sistem organ sınıfı

          S ıklık

          Advers      reaksiyon

          (Tercih edilen terim düzeyi)

          Kan ve lenf sistemi hastalıkları

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Hemolitik anemi

          Lökopeni

          Bağışıklık            sistemi

          hastalıkları (Bkz. Bölüm 4.4)

          Yaygın

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Hipersensitivite

          Anafilaktik şok

          Anafilaktik reaksiyon

          Anafilaktoid reaksiyon

          Anjiyoödem

          Yüzde ödem

          Metabolizma ve beslenme hastalıkları

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Sıvı yüklenmesi (pseudo) hiponatremi

          Psikiyatrik hastalıklar

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Konfüzyon durumu

          Ajitasyon

          Anksiyete

          Sinirlilik

          Sinir sistemi hastalıkları

          Yaygın

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Baş ağrısı

          Serebrovasküler    olay

          (bkz. Bölüm 4.4)

          Aseptik menenjit

          Bilinç kaybı

          Konuşma bozuklukları

          Migren

          Baş dönmesi

          Hipoestezi

          Parestezi

          Fotofobi

          Tremor

          Göz hastalıkları

          Çok seyrek

          Görmede bozukluk

          Kardiyak hastalıklar

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Miyokard    enfarktüsü

          (bkz. Bölüm 4.4)

          Anjina pektoris

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Bradikardi

          Taşikardi

          Palpitasyonlar

          Siyanoz

          Vasküler hastalıklar

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Tromboz (bkz. Bölüm

          4.4)

          Dolaşım kollapsı

          Periferal         dolaşım

          bozuklukları

          Flebit

          Hipotansiyon

          Hipertansiyon

          Solukluk

          Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Solunum yetmezliği

          Pulmoner emboli (bkz.

          Bölüm 4.4)

          Pulmoner ödem

          Bronkospazm

          Hipoksi

          Dispne

          Öksürük

          Gastrointestinal hastalıklar

          Yaygın

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Bulantı

          Kusma

          Diyare

          Abdominal ağrı

          Deri ve deri altı doku hastalıkları

          Yaygın olmayan

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Egzema

          Ciltte eksfoliyasyon

          Ürtiker

          Döküntü

          Eritematöz döküntü

          Dermatit

          Kaşıntı

          Alopesi

          Eritem

          Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları

          Yaygın olmayan

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Sırt ağrısı

          Artralji

          Miyalji

          Ekstremitelerde ağrı

          Boyun ağrısı

          Kas spazmları

          Kaslarda zayıflık

          Kas iskelet sertliği

          Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Akut renal yetmezlik (bkz. Bölüm 4.4) Renal ağrı

          Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

          Yaygın

          Yaygın

          Yaygın

          Yaygın olmayan

          Yaygın olmayan

          Çok seyrek

          Ateş

          Enjeksiyon yerinde

          reaksiyon

          Yorgunluk

          Göğüs ağrısı

          Ürperme

          Göğüste rahatsızlık hissi

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Ödem

          İnfluenza benzeri hastalık

          Sıcak basması

          Flushing

          Soğukluk hissetme

          Sıcaklık hissetme

          Hiperhidroz

          Asteni

          Letarji

          Yanma hissi

          Kırıklık

          Araştırmalar

          Çok seyrek

          Çok seyrek

          Hepatik     enzimlerde

          yükselme

          Kan glikozunda hatalı pozitif sonuç (Bkz. Bölüm 4.4)

          Seçilmiş advers reaksiyonların açıklanması

          Seçilmiş advers reaksiyonların açıklaması için Bkz. Bölüm 4.4.

          HIV ve Aids HIV ve Aids HIV, Human Immunodeficiency Virus’dür (İnsanlarda Bağışıklık Sistemini Bozan Virüsdür). Bu virüs AIDS hastalığına sebep olur. En Yaygın Alerji Türleri En Yaygın Alerji Türleri Bağışıklık sistemi, polen, arı zehiri veya evcil hayvan gibi yabancı bir maddeye veya çoğu insanda reaksiyona neden olmayan bir yiyeceğe tepki gösterdiğinde alerjiler meydana gelir.