PAMIDRONAT DISODYUM DBL 90 mg/10 ml 1 flakon Klinik Özellikler
{ Pamidronat Disodyum }
4.1. Terapötik endikasyonlar
Artmış osteoklast aktivitesi ile ilişkili durumların tedavisinde:
- Yaygın litik kemik metastazları ve multipl miyelom,
- Tümöre bağlı hiperkalsemi,
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli
Pozoloji/Uygulama sıklığı ve süresi:
Yaygın litik kemik metastazları ve multipl miyelom
Yetişkin ve yaşlı hastalarda yaygın litik kemik metastazları ve multipl miyelom tedavisinde önerilen PAMIDRONAT DİSODYUM DBL dozu her 4 haftada bir 90 mg’lık tek infüzyondur.
Kemik metastazı olan, 3 haftalık aralıklarla kemoterapi alan hastalarda PAMIDRONAT DİSODYUM DBL 90 mg, 3 haftalık periyotla da verilebilir.
Tümöre bağlı hiperkalsemi
Hastalar PAMIDRONAT DİSODYUM DBL uygulamasından önce ve uygulama sırasında uygun bir şekilde rehidrate edilmelidir.
Yetişkin ve yaşlı hastalarda pamidronat disodyumun bir tedavi süresinde kullanılacak toplam dozu, hastanın tedavi öncesi serum kalsiyum düzeylerine bağlıdır. Aşağıdaki kılavuz, düzeltilmemiş kalsiyum değerleri üzerine klinik verilerden elde edilmiştir. Bununla birlikte, verilen alanlar içindeki dozlar, rehidrate hastalarda serum proteini veya albümini için düzeltilmiş kalsiyum değerleri için de uygulanabilir.
Başlangıçta serum kalsiyum konsantrasyonları | Önerilen toplam doz | |
(mmol/lt) | (% mg) | (mg) |
3.0’e kadar | 12.0’ ye kadar | 15-30 |
3.0-3.5 | 12.0- 14.0 | 30-60 |
3.5 -4.0 | 14.0-16.0 | 60-90 |
>4.0 | 90 |
Toplam pamidronat disodyum dozu, ya tek bir infüzyon şeklinde veya ardarda 2-4 gün boyunca birden fazla infüzyon şeklinde verilebilir. Hem başlangıç ve hem de tekrar tedavilerde, bir tedavi süresi için maksimum doz 90 mg’dır.
Genellikle pamidronat disodyum uygulandıktan 24- 48 saat sonra serum kalsiyum düzeyinde belirgin bir düşme gözlenir ve normalizasyona 3- 7 gün içerisinde ulaşılır. Eğer bu süre içinde normokalsemi sağlanamazsa bir doz daha verilebilir. Cevap süresi bir hastadan diğerine değişir ve hiperkalsemi tekrar görüldüğünde tedavi tekrarlanabilir. Klinik deneyim, tedavi sayısı arttıkça pamidronat disodyumun daha az etkili olabileceğini düşündürmektedir.
Kemiğin paget hastalığı
Yetişkin ve yaşlı hastalar için bir tedavi süresi için tavsiye edilen toplam pamidronat disodyum dozu 180-210 mg’dır. Bu doz haftada bir kez 30 mg’lık 6 doz şeklinde (toplam doz 180 mg) veya bir hafta arayla 60 mg’lık 3 doz şeklinde uygulanabilir. 60 mg’lık birim doz kullanıldığında, tedaviye 30 mg’lık başlangıç dozu ile başlanması önerilir (toplam doz 210 mg). Bu rejim, başlangıç dozu verilmeden, 6 ay sonra hastalığın remisyonuna ulaşıncaya kadar ve relaps oluştuğunda tekrar edilebilir.
Uygulama şekli:
PAMIDRONAT DİSODYUM DBL, asla bolus enjeksiyon şeklinde verilmemelidir (Bkz. Bölüm
4.4. Özel kullamm uyarılan ve önlemleri). PAMIDRONAT DİSODYUM DBL kalsiyum içermeyen bir infüzyon çözeltisi (öm. % 0.9 sodyum klorür veya % 5 glikoz çözeltisi) ile seyreltilmeli ve yavaşça infüze edilmelidir. PAMIDRONAT DİSODYUM DBL, kalsiyum veya Ringer solüsyonu gibi divalan katyon içeren diğer solüsyonlar ile karıştınlmamahdır. PAMIDRONAT DİSODYUM DBL, diğer ilaçlardan farklı bir damar yolundan, tek başma verilmelidir.
PAMIDRONAT DİSODYUM DBL’nin infüzyon hızı 60 mg/saat (1 mg/dak.)’i geçmemeli ve infüzyon çözeltisindeki konsantrasyonu 90 mg/250 ml’yi aşmamalıdır. 90 mg’lık bir doz 250 ml infüzyon çözeltisi içinde normalde 2 saatte verilmelidir. Bununla beraber multipl miyelomlu ve tümöre bağlı hiperkalsemi İi hastalarda 4 saatin üzerinde 90 mg/500 ml’yi aşmaması önerilir. İnfüzyon bölgesindeki lokal reaksiyonlan en aza indirmek için kanül nispeten büyük bir vene dikkatle takılmalıdır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek yetmezliği:
PAMIDRONAT DİSODYUM DBL, hayatı tehdit eden tümöre bağlı hiperkalsemisi olan ve ciddi böbrek yetmezliği (kreatinin klerensi < 30 ml/dakika) olan hastalarda, yaran riskinden fazla olduğu düşünülmüyorsa kullanılmamalıdır.
Diğer i.v. bisfosfonatlarda olduğu gibi, böbrek fonksiyonlannın, Ömeğin serum kreatinin düzeyinin ölçümü gibi, her PAMIDRONAT DİSODYUM DBL dozundan önce kontrol edilmesi önerilmektedir. Kemik metastazı ya da multipl miyelom için PAMIDRONAT DİSODYUM DBL kullanan ve böbrek fonksiyonlannda bozulma görülen hastalarda tedavi, böbrek fonksiyonları başlangıç değerinin % 10 fazlasına dönene kadar tedaviye ara verilmelidir. Bu öneri, aşağıda sonuçlan belirtilen böbrek bozukluklarımn saptandığı klinik çalışmalara dayanarak verilmiştir:
• Normal başlangıç kreatinin seviyesi olan hastalar için, 0.5 mg/dl artış
• Anormal başlangıç kreatinin seviyesi olan hastalar için, 1.0 mg/d] artış
Böbrek fonksiyonu normal veya yetersiz olan kanser hastalarında yapılan bir farmakokinetik çalışma, hafif (kreatinin klerensi 61-90 ml/dak.) ila orta derecede (kreatinin klerensi 30-60 ml/dak.) böbrek fonksiyonu bozukluğunda doz ayarlamasının gerekli olmadığım göstermiştir. Bu gruptaki hastalarda infüzyon hızı 90 mg/4 saat’i (yaklaşık 20-22 mg/saat) aşmamalıdır.
Karaciğer yetmezliği:
Hafif-orta şiddette karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda yapılan bir farmakokinetik çalışma, doz ayarlamasının gerekli olmadığını göstermiştir (Bkz. Bölüm 5.2 Farmakokinetik özellikler - Hepatik bozukluk). Pamidronat disodyum ağır karaciğer bozukluğu olan hastalarda çalışılmamıştır (Bkz. Bölüm 4.4. Özel kullamm uyanları ve önlemleri). Bu nedenle, ağır karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda PAMIDRONAT DİSODYUM DBL dikkatli kullanılmalıdır.
Pediyatrik popülasyon:
PAMIDRONAT DİSODYUM DBL’nin pediatrik hastalarda etkinliği ve güvenliliğine ilişkin sınırlı veri mevcut olduğundan, çocuklarda kullanımı önerilmemektedir.
Geriyatrik popülasyon:
4.3. Kontrendikasyonlar
PAMIDRONAT DİSODYUM DBL aşağıdaki durumlarda kontrendikedir:
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli
Hastalar uygun bir şekilde hidrate edildiklerinden emin olmak için PAMIDRONAT DİSODYUM DBL uygulamasından önce değerlendirilmelidir. Bu özellikle diüretik tedavi alan hastalarda önemlidir.
Standart hiperkalseminin metabolik parametreleri olan serum kalsiyum, fosfat, magnezyum ve potasyum değerleri pamidronat disodyum tedavisinin başlangıcını takiben incelenmelidir. Özellikle, tiroid ameliyatı geçirmiş olan hastalar, göreceli hipoparatiroidizm nedeni ile hipokalsemi gelişimine açık olabilir.
Kalp rahatsızlığı olan hastalarda, özellikle yaşlılarda, ilave olarak serum fizyolojik yüklemesi kalp yetmezliğini (sol ventrikül yetmezliği veya konjestif kalp yetmezliği) alevlendirebilir. Bu nedenle, kalp yetmezliği riski taşıyan kişiler başta olmak üzere, hastaların tümünde aşırı sıvı tedavisinden kaçınılmalıdır. Ateş de (influenza benzeri belirtiler) bu alevlenmeyi artırabilir.
Tümöre bağlı hiperkalsemi si olan bazı hastalarda, bu durum ve etkili tedavisiyle ilişkili elektrolit değişiklikleri konvülsiyonlara zemin hazırlamaktadır.
Anemi, lökopeni veya trombositopeni olan hastalara düzenli hematolojik değerlendirme yapılmalıdır.
Böbrek bozukluğu:
Pamidronat di sodyumun da dahil olduğu bisfosfonatlar, böbrek fonksiyon bozukluklan ve potansiyel böbrek yetmezliği şeklinde de ortaya çıkan böbrek toksisitesi ile ilişkilendirilmişlerdir. Başlangıç dozundan sonra ya da tek doz pamidronattan sonra böbrek bozukluğu, böbrek yetmezliği gelişmesi ve diyaliz bildirilmiştir. Multipl miyelomlu hastalarda pamidronat ile uzun süreli tedaviyi takiben böbrek fonksiyonlannda kötüleşme de (böbrek yetmezliği dahil) bildirilmiştir.
Pamidronat disodyum başlıca böbreklerden atılır (Bkz. Bölüm 5.2 Farmakokinetik özellikler), bu nedenle böbrek advers reaksiyon riski, böbrek fonksiyonlan bozulmuş hastalarda daha yüksek olabilir.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli
Diğer i.v. bisfonatlarda olduğu gibi, her bir pamidronat disodyum dozunun uygulanmasından önce serum kreatinin düzeyinin ölçülmesi gibi, böbrek fonksiyonlannın izlenmesi gerekir.
Uzun bir süre sık sık pamidronat disodyum infüzyonuna maruz kalan, özellikle önceden geçirilmiş böbrek hastalığı olan veya böbrek yetmezliği eğilimi olan hastalarda (öm; multipl miyelomu ve/veya tümöre bağlı hiperkalsemi olan hastalar) böbrek fonksiyonunun standart laboratuvar (semm kreatinin ve BUN) ve klinik parametreleri her bir pamidronat dozunun verilmesinden önce değerlendirilmelidir.
Kemik metastazı ya da multipl miyelom için pamidronat disodyum ile tedavi edilen hastalarda böbrek fonksiyonlan bozulmuş ise, tedaviye ara verilmelidir (Bkz. Bölüm 4.2 Pozoloji ve uygulama şekli).
PAMIDRONAT DİSODYUM DBL, diğer bisfosfonatlarla birlikte verilmemelidir, çünkü kombine etkileri araştın 1 mamı ştır.
Karaciğer bozukluğu:
Ağır karaciğer bozukluğu olan hastalarda klinik veri mevcut olmadığından, bu hasta grubu için özel bir öneride bulunulamaz ancak PAMIDRONAT DİSODYUM DBL bu hastalara verilirken dikkatli olunmalıdır (Bkz. Bölüm 4.2 Pozoloji ve uygulama şekli ve 5.2 Farmakokinetik özellikler).
Gebelik ve emzirme:
4.6. Gebelik ve laktasyon
Kalsiyum ve D vitamini katkısı:
Hiperkalseminin yokluğunda, litik kemik metastazlan veya multipl miyelomu baskın olan ve kalsiyum veya D vitamini eksikliği riski taşıyan hastalar ve kemiğin paget hastalığı olan hastalarda, hipokalsemi riskini en aza indirmek için oral olarak kalsiyum ve D vitamini katkısı verilmelidir.
Çene kemiği osteonekrozu:
Pamidronat disodyum da dahil olmak üzere bisfosfonat içeren tedavi kürü alan kanserli hastalarda çene kemiğinde osteonekroz bildirilmiştir. Bu hastalann çoğu kemoterapi ve kortikosteroid de alan hastalardır. Birçok hastada osteomiyelitin de dahil olduğu lokal enfeksiyon semptomlan görülmüştür.
Pazarlama sonrası deneyim ve bu konudaki literatür çene kemiği osteonekrozu raporlanmn büyük bir kısmının tümör tipine (ilerlemiş meme kanseri, multipl miyelom) ve kişinin diş durumuna (diş çekimi, periodontal hastalık, zayıf bağlantılı takma dişleri de içeren lokal travma) dayandığım ileri sürmektedir.
Kanser hastalan iyi oral hijyeni sürdürmeli ve bisfosfonatlarla tedaviden önce koruyucu diş hekimliği ile diş muayenelerini yaptırmalıdırlar.
Bu hastalar, tedavi süresince, eğer mümkün ise invasiv dental uygulamalardan uzak durmalıdırlar. Bisfosfonat tedavisi esnasında, çene kemiğinde osteonekroz gelişen hastalarda, diş ameliyatlan durumu kötüleştirebilir. Dental uygulamalara gereksinim duyan hastalarda, bisfosfonat tedavisinin kesilmesi çene kemiğinin osteonekroz riskini azaltsa da, bu konuda hiçbir veri bulunmamaktadır. Tedavi eden doktorun klinik görüşü, kişisel yarar/risk değerlendirmesine dayanarak her hastamn tedavi planını yönlendirmelidir.
Atipik femur kınklan:
Uzun süreli osteoporoz tedavisi gören hastalar başta olmak üzere, bisfosfonat tedavisi sırasında atipik subtrokanterik ve diafızal femur kınklannın görüldüğü bildirilmiştir. Bu transvers veya
5
kısa oblik kınklar, küçük trokanterden suprakondiler kısma kadar, femurun herhangi bir bölgesinde meydana gelebilir. Bu kınklar, minimum düzeyde travma somasında, kimi zaman da travma olmaksızın oluşur. Bazı hastalarda, komplet femur kınğı meydana gelmeden haftalar, hatta aylar önce, genellikle stres kınklannın görüntülenme özellikleri ile ilişkilendirilen uyluk veya kasık ağnsı görülür. Kınklar çoğunlukla bilateral olduğundan, devam eden femur cisim kınğı olan ve PAMIDRONAT DİSODYUM DBL tedavisi verilen hastalarda kontralateral femur da muayene edilmelidir. Bu kınklann iyileşme düzeylerinin kötü olduğu bildirilmiştir. Atipik femur kınğı şüphesi olan hastalarda, yarar ve risk değerlendirmesi yapılarak, PAMIDRONAT DİSODYUM DBL tedavisi sonlandınlmalıdır. Pamidronat disodyum ile tedavi edilen hastalarda atipik femur kırıklan bildirilmiş olup, kınklann oluşumunda pamidronat disodyum tedavisinin rolü kesin olarak bilinmemektedir.
Pamidronat disodyum tedavisi sırasında hastalara her türlü uyluk, kalça veya kasık ağrısını bildirmeleri önerilir. Bu tür semptomlann geliştiği hastalar, inkomplet femur kınğı açısından değerlendirilmelidir.
Kas-iskelet ağnsı:
Pazarlama sonrası deneyimde, bisfosfonat alan hastalarda, ağır ve bazen kapasite kaybına neden olan kemik, eklem ve/veya kas ağnsı bildirilmiştir. Semptomların başlamasına kadar geçen süre ilaca başladıktan soma 1 gün ile birkaç ay arasında değişmektedir. Çoğu hastada tedavi kesildikten soma semptomlar ortadan kalkmaktadır. Bir alt grupta aym ilaca yeniden başlandığında ya da başka bir bisfosfonat kullamldığında semptomlar tekrarlamaktadır.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Pamidronat disodyumun ilaç-ilaç etkileşim olasılığı oldukça düşüktür (Bkz. Bölüm 5.2. Farmakokinetik özellikler). Pamidronat disodyum, sıkça kullanılan antikanser ajanlar ile, bir etkileşme görülmeksizin, birlikte kullanılmıştır.
Dikkate alınması gereken, gözlemlenmiş etkileşimler:
Şiddetli hiperkalsemisi olan hastalarda pamidronat, kalsitonin ile kombine uygulanmış, sineıjist bir etki sonucu serum kalsiyum düzeylerinde daha hızlı bir düşme meydana gelmiştir.
Dikkate alınması gereken, beklenen etkileşimler:
Pamidronat disodyum, diğer nefrotoksik potansiyeli olan ilaçlar ile birlikte kullanılacağı zaman dikkat edilmelidir.
Multipl miyelom hastalannda, pamidronat disodyum, talidomid ile kombine kullanıldığı zaman böbrek işlev bozukluğu riski artabilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Özel popülasyonlara ilişkin hiçbir klinik etkileşim çalışması yürütülmemiştir.
Pediyatrik popülasyon:
4.6. Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: D.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Doğurganlık çağındaki kadınların, tedavi sırasında yüksek düzeyde etkili bir doğum kontrol yöntemi ile korunması gerekmektedir.
Gebelik dönemi
Pamidronat disodyumun gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri bulunmamaktadır. Yapılan hayvan çalışmalarında, teratojenite açısından kesin bir kanıta rastlanmamıştır (bkz. bölüm 5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri). Pamidronat, kalsiyum homeostazı üzerinde farmakolojik bir etki sergileyerek, fetus ve yenidoğan için bir risk teşkil edebilir. Hayvanlarda tüm gebelik süresince kullanıldığında, pamidronatın, özellikle uzun kemiklerde açısal çarpıklığa yol açarak, kemik mineralizasyon bozukluğuna neden olduğu saptanmıştır.
İnsanlarda pamidronatın muhtemel riski kesin olarak bilinmediğinden, pamidronat disodyum yaşamı tehdit eden hiperkalsemi olgulan hariç, gebelerde kullanılmamalıdır.
Laktasyon dönemi
Çok sınırlı sayıda deneyim, pamidronatın matemal süt seviyesinin, saptanma sınınmn altında olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte, pamidronatın oral biyoyararlanımı düşük olduğundan, emzirme yollu total pamidronat emiliminin muhtemel olmadığı düşünülmektedir (bkz. Bölüm 5.2. Farmakokinetik özellikler). Ancak, son derece sınırlı sayıda deneyim ve pamidronatın kemik mineralizasyonu üzerinde önemli bir etki sergileme potansiyeli nedeniyle, tedavi sırasında emzirme durdurulmalıdır.
Üreme yeteneği/Fertilite
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
4.8. İstenmeyen etkiler
Yan etkiler genellikle hafif ve geçicidir. En yaygm yan etkiler; infuzyonun ilk 48 saatinde görülen ateş (vücut sıcaklığında 1- 2 °C artış) ve asemptomatik hipokalsemidir. Ateş genellikle
Klinik çalışmalarda görülen advers ilaç reaksiyonlan mn özeti:
Klinik çalışmalarda görülen advers ilaç reaksiyonlan, MedDRA’da sistem organ sınıflarına göre listelenmektedir. Her sistem organ sınıfı içerisinde, advers olay reaksiyonlan, en yaygından en seyreğe doğru, görülme siki ıklan na göre sıralanmaktadır. Her görülme sıklığı kategorisinde, en şiddetliden başlayarak, advers ilaç reaksiyonlan sunulmaktadır. Bununla birlikte, her advers ilaç reaksiyonu için karşılık gelen görülme sıklığı kategorisi, aşağıdaki aralıklar kullanılarak (CIOMS III) verilmektedir:
Çok yaygın (>1/10); yaygm (>1/100 ila <1/10); yaygm olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek>l/10.000 ila <1/1000); çok seyrek (<1/10.000), bilimniyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar
Çok seyrek:
Herpes simpleks reaktivasyonu, Herpes zoster reaktivasyonu.
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Yaygm: Anemi, trombositopeni, lenfositopeni.
Çok seyrek: Lökopeni.
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Yaygm olmayan: Anaflaktoid reaksiyonlan da kapsayan alerjik reaksiyonlar, bronkospazm/ dispne,Quincke (anjiyonörotik) ödemi.
Çok seyrek: Anaflaktik şok.
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Çok yaygm: Hipokalsemi, hipofosfatemi.
Yaygın: Hipokalemi, hipomagnezemi Çok seyrek: Hiperkalemi, hipernatremi
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygm: Semptomatik hipokalsemi (tetani, parestezi), baş ağnsı, uykusuzluk, somnolans.
Yaygm olmayan: Nöbetler, letarji, ajitasyon, baş dönmesi,
Çok seyrek: Konfüzyon, görsel halüsinasyonlar.
Göz hastalıkları
Yaygm: Konjunktivit
Yaygm olmayan: Üveit (irit, iridosiklit).
Çok seyrek: Sklerit, episklerit, ksantopsi.
Bilinmiyor: Orbital inflamasyon
Kardiyak hastalıklar
Yaygm: Atriyal fibrilasyon
Çok seyrek: Sol ventrikül yetmezliği (dispne, akciğer ödemi), aşın sıvı yüküne bağlı konjestif kalp yetmezliği (ödem).
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar:
Bilinmiyor: Erişkin solunum sıkıntısı sendromu (ARDS), interstisyel akciğer hastalığı (ILD) Gastrointestinal hastalıklar
Yaygın: Bulantı, kusma, anoreksi, karın ağnsı, diyare, kabızlık, gastrit.
Yaygm olmayan: Dispepsi.
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygm: Döküntü.
Yaygm olmayan: Kaşıntı.
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Yaygm: Geçici kemik ağnsı, eklem ağnsı, kas ağrısı, yaygm ağn.
Yaygm olmayan: Kas krampları
Bilinmiyor: Şiddetli ve zaman zaman kemik, eklem ve/veya kaslarda ağn, çene osteonekrozu (ONJ). Pamidronat disodyum dahil olmak üzere, bisfosfonat tedavisi sırasında atipik subtrokanterik ve diafızal femur kınklanmn (advers reaksiyon sınıfı) görüldüğü bildirilmiştir.
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Yaygm olmayan: Akut böbrek yetmezliği.
Seyrek: Yıkılmış varyantı içeren fokal segmental glomerulosklerosis, nefrotik sendrom.
Çok seyrek: Daha önceden varolan böbrek hastalığının kötüleşmesi, hematüri.
Bilinmiyor: Renal tübüler bozukluklar (RTD), tübülointerstisyel nefrit ve glomerüloneffopatiler
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Çok yaygın: Ateş ve keyifsizlik, titreme, yorgunluk ve yüzde kızanklığın eşlik ettiği influenza benzeri belirtiler.
Yaygm: infuzyon yerinde reaksiyonlar (ağn, kırmızılık, şişme, sertlik, flebit, tromboflebit). Araştırmalar
Yaygm: Serum kreatinin değerinde artış.
Yaygın olmayan: Anormal karaciğer fonksiyon testleri, serum üre değerinde artış.
Seçilmiş advers ilaç reaksiyonlannın tanımı (sınıf etkisi):
Atrial fibrilasyon: Zoledronik asit (4 mg) ve pamidronatın (90 mg) etkilerinin karşılaştırıldığı bir klinik çalışmada pamidronat grubundaki atrial fibrilasyon advers olay sayısının (12/556, %2.2), zoledronik asit grubundakinden (3/563, %0.5) daha yüksek olduğu görülmüştür. Diğer bisfosfonatlarla gerçekleştirilen birkaç çalışmada da izole yüksek atrial fibrilasyon insidansı vakalan bildirilmiştir. Pamidronat disodyum dahil bazı bisfosfonatlarla gerçekleştirilen izole çalışmalardaki bu atrial fibrilasyon insidans artışının mekanizması bilinmemektedir.
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
Tavsiye edilenden daha fazla doz uygulanan hastalar dikkatle izlenmelidir. Tetani, hipotansiyon ve parestezi ile birlikte klinik olarak önemli hipokalsemi durumu kalsiyum glukonat infiizyonuyla tersine çevrilebilir.
Pankreas Kanseri Pankreas karnın alt kısmında yatay şekilde bulunan bir organdır. Sindirime yardımcı olan enzimleri ve kan şekerini yönetmeye yardımcı olan hormonları vücuda dağıtmakla görevlidir. | Kalp Krizi Kalbe giden kan akışı durduğunda kalp krizi meydana gelir. |
İLAÇ GENEL BİLGİLERİ
Orna İlaç Tekstil Kimyevi Maddeler San.ve Dış Tic.Ltd.Şti.Geri Ödeme Kodu | A10784 |
Satış Fiyatı | TL |
Önceki Satış Fiyatı | |
Original / Jenerik | Jenerik İlaç |
Reçete Durumu | Normal Reçeteli bir ilaçdır. |
Barkodu | 8699643770184 |
Etkin Madde | Pamidronat Disodyum |
ATC Kodu | M05BA03 |
Birim Miktar | 90 |
Birim Cinsi | MG |
Ambalaj Miktarı | 1 |
Kas İskelet Sistemi > Kemik İlaçları > Pamidronat Disodyum |
İthal ( ref. ülke : Ispanya ) ve Beşeri bir ilaçdır. |
İLAÇ EŞDEĞERLERİ
Eşdeğer İlaç Adı | Barkodu | İlaç Fiyatı |
---|---|---|
Eşdeğer bir ilaç bulunamadı |
En Yaygın Alerji Türleri Bağışıklık sistemi, polen, arı zehiri veya evcil hayvan gibi yabancı bir maddeye veya çoğu insanda reaksiyona neden olmayan bir yiyeceğe tepki gösterdiğinde alerjiler meydana gelir. |
|
Dış Gebelik Dış gebelik, her 100 gebelikten birini etkileyen, sık görülen ve ölüme sebep olabilecek bir durumdur. Bu, döllenen yumurta, rahimin dışına yerleşirse, oluşan bir durumdur. Gebelik ilerledikçe, ağrıya ve kanamalara sebep olur. |
|
Mide Kanseri Mide kanseri genellikle mideyi tümüyle kaplayan ve mukus üretmekle görevli hücrelerde başlar. Bu kanser tipine adenokarsinom denir. |