PANREF 20 mg 28 enterik kaplı tablet Kısa Ürün Bilgisi

Pantoprazol }

Sindirim Sistemi ve Metabolizma > Peptik Ülser ve Gastro-Özofageal Reflü İlaçları > Pantoprazol
Biofarma İlaç Sanayi Ltd. Şti. | 17 November  2011

  • 1.   BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

    PANREF® 20 mg enterik kaplı tablet

  • 2.   KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM

    Etkin madde

    Pantoprazol 20 mg (22,55 mg pantoprazol sodyum seskihidrata eşdeğer)

    Yardımcı maddeler

    Sukroz stearat 1,9 mg

    Yardımcı maddelerin tam listesi için 6.1'e bakınız.


  • 3.   FARMASÖTİK FORMU

    Enterik kaplı tablet

    Sarı renkli, oval, bikonveks, çentiksiz enterik kaplı tablet.


    4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

    4.1. Terapötik endikasyonlar

    5 yaşın üzerindeki çocuklarda ve erişkinlerde:

      Gastroözofageal reflü birlikteliği ile oluşan erozif özofajitin kısa süreli (en fazla 8 haftaya kadar) tedavisinde ve semptomlarının iyileştirilmesinde,

      4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

      Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

        Semptomatik gastroözofageal reflü hastalığında:

        Önerilen doz günde 1 adet PANREF® 20 mg'dır. 40 kilonun altındaki çocuklarda günde 20

        mg'lık PANREF® dozu aşılmamalıdır.

        4.3. Kontrendikasyonlar

        PANREF®, bileşimindeki etkin maddeye, dallanmış benzimidazollere veya Bölüm 6.1'de listelenmiş olan yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı bilinen hastalarda kullanılmamalıdır.

        4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

        Karaciğer yetmezliği:

        Ağır karaciğer yetmezliği olan hastalarda pantoprazol ile tedavi sırasında, özellikle de uzun süreli kullanımda, karaciğer enzimleri düzenli olarak izlenmelidir. Karaciğer enzimlerinin yükselmesi durumunda PANREF® kullanımı kesilmelidir (bkz. Bölüm 4.2).

        Gastrik malignite:

        Pantoprazole semptomatik yanıt, gastrik malignite semptomlarını maskeleyebilir ve tanıyı geciktirebilir. Herhangi bir alarm semptomunun varlığında (örn. beklenmeyen kilo kaybı, tekrarlayan kusma, disfaji, hematemez, anemi veya melena) ve gastrik ülser şüphesinde ya da varlığında, malignite olasılığı dışlanmalıdır.

        Uygun tedaviye rağmen semptomlar hala devam ediyorsa ileri tetkikler yapılmalıdır. HIV proteaz inhibitörleri ile birlikte kullanım:

        Pantoprazolün, atazanavir gibi emilimi asidik intragastrik pH'ya bağımlı olan HIV proteaz

        inhibitörleri ile eşzamanlı uygulanması, biyoyararlanımdaki anlamlı azalmadan ötürü önerilmez (bkz. Bölüm 4.5).

        B12 vitamini emilimi üzerindeki etki:

        Zollinger-Ellison sendromu ve uzun süreli tedavi gerektiren diğer patalojik hipersekresyon durumlarında pantoprazol, tüm diğer asit bloke edici ilaçlar gibi, hipoklorhidri veya aklorhidriye bağlı olarak B12 vitamini (siyanokobalamin) emilimini azaltabilir. Bu durum, B12 vitamini vücut stokları azalmış veya emiliminin azalması yönünde risk faktörleri olan uzun süreli tedavi gören hastalarda ya da ilgili klinik semptomların gözlenmesi durumunda göz önünde bulundurulmalıdır.

        Uzun süreli tedavi:

        Özellikle 1 yıldan uzun süreli tedavilerde, hastalar düzenli olarak takip edilmelidir.

        Kemik kırığı:

        Yayınlanmış çeşitli gözlemsel çalışmalar, proton pompası inhibitörü (PPI) tedavisinin, kalça, el bileği ya da omurgada osteoporoza bağlı kırık riskinde bir artışla ilişkili olabileceğini düşündürmektedir.

        Çoklu günlük dozlar ve uzun süreli PPI tedavisi (bir yıl ya da daha fazla) şeklinde tanımlanan yüksek doz alan ağırlıklı olarak yaşlı hastalarda veya bilinen risk faktörleri olanlarda kırık riski artmıştır. Hastalar, hastalıklarına uygun olan en düşük dozda ve en kısa süre PPI tedavisi almalıdırlar.

        Gözlemsel çalışmalar PPI'ların toplam kırık riskini %10-40 oranında arttırabileceğini ortaya koymaktadır. Bu artışın bir kısmı diğer risk faktörleri ile ilgili olabilir. Osteoporoz riski taşıyan hastalar mevcut tedavi kılavuzları doğrultusunda tedavi olmalı ve yeterli miktarda D vitamini ve kalsiyum almalıdır.

        Hipomagnezemi:

        PPI'larla en az 3 ay süreyle tedavi edilen hastalarda ve çoğu olguda da bir yıl tedaviden sonra nadiren semptomatik ve asemptomatik hipomagnezemi bildirilmiştir. Ciddi advers olaylar yorgunluk, tetani, deliryum, baş dönmesi, konvülziyon, ventriküler aritmiler ve nöbetleri içermektedir. Çoğu hastada hipomagnezami tedavisi magnezyum replasmanını ve PPI tedavisinin kesilmesini gerektirmektedir.

        Uzun süre tedavi alması beklenen ya da PPI'ları digoksin gibi ilaçlar ya da hipomagnezamiye neden olabilecek ilaçlarla (örn. diüretikler) birlikte alan hastalar için, sağlık mesleği mensupları PPI tedavisine başlamadan önce ve daha sonra periyodik olarak magnezyum düzeylerini takip edebilirler.

        Nöroendokrin tümörler için yapılan incelemelerle etkileşimler:

        Gastrik asit düzeyindeki ilaç kaynaklı azalmalara sekonder olarak serum kromogranin A (CgA) düzeyleri artmaktadır. Artmış CgA düzeyi nöroendokrin tümörler için yapılan tanı incelemelerinde yanlış pozitif sonuçlara yol açabilir. Uygulayıcılar CgA düzeylerini değerlendirmeden önce PPI tedavisine geçici olarak (en az 5 gün) ara vermeli ve başlangıç CgA düzeyleri yüksek ise, tedavinin kesilmesinden 14 gün sonra tekrar test etmelidirler. Eğer seri test (örn. monitorizasyon için) yapılıyorsa, referans aralıklarının değişme riskinden dolayı, CgA ölçümleri aynı laboratuvarda yaptırılmalıdır.

        Non-steroidal Anti-inflamatuvar İlaçlar (NSAİİ) ile birlikte kullanım:

        Seçici olmayan NSAİİ'lerin indüklediği gastroduodenal ülserin önlenmesi amacıyla PANREF® tedavisi, sürekli NSAİİ tedavisine ihtiyaç duyan ve gastrointestinal komplikasyon gelişmesi olan yüksek riskli hastalarda sınırlandırılmalıdır. Yüksek risk, yaşlılık (65 yaş üzeri), gastrik veya duodenal ülser hikayesi veya üst gastrointestinal kanama hikayesi gibi bireysel risk faktörlerine göre değerlendirilmelidir.

        Bakterilerin yol açtığı gastrointestinal enfeksiyonlar:

        Proton Pompası İnhibitörleri ile tedavi, Salmonella ve Campylobacter veya C.difficile gibi

        bakterilerin yol açtığı gastrointestinal enfeksiyon riskinde az da olsa bir artışa neden olabilir.

        Subakut kütanöz lupus eritematozus

        Proton pompa inhibitörleri çok seyrek olarak subakut kütanöz lupus eritematozus vakaları ile ilişkilendirilmiştir. Özellikle derinin güneşe maruz kalan alanlarında olmak üzere lezyonların ortaya çıkması ve artraljinin eşlik etmesi durumlarında hasta acilen tıbbi yardım almalı ve sağlık mesleği mensubu PANREF® tedavisinin kesilmesini değerlendirmelidir. Daha önceden proton pompa inhibitör tedavisi sonrasında subakut kütanöz lupus eritematozus gelişmiş olması, aynı durumun başka bir PPI ile görülme riskini arttırır.

        Laboratuvar testleri:

        Artmış Kromogranin A (CgA) düzeyi, nöroendokrin tümörlere yönelik incelemeleri etkileyebilir. Bundan kaçınmak için PANREF® tedavisi, CgA ölçümlerinden en az 5 gün önce durdurulmalıdır (bkz. Bölüm 5.1). CgA ve gastrin düzeyleri ilk ölçümden sonra referans aralığa dönmemişse, proton pompa inhibitörü tedavisi kesildikten 14 gün sonra ölçümler tekrarlanmalıdır.

        Alkol gastrik mukozada irritasyona neden olabileceğinden, PANREF® tedavisi sırasında alkol kullanımından kaçınılmalıdır.

        Sukroz:

        PANREF® sukroz içerir. Nadir kalıtımsal fruktoz intoleransı, glukoz-galaktoz malabsorpsiyon veya sukraz-izomaltaz yetmezliği problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.

        4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

        pH'ya bağımlı emilim farmakokinetiğine sahip tıbbi ürünler

        Şiddetli ve uzun süren gastrik asit sekresyonu inhibisyonu nedeniyle PANREF®, gastrik pH'nın oral yararlanımında önemli bir belirleyici olduğunda, örneğin ketokonazol, itrakonazol, posakonazol gibi bazı azol anti-fungaller ve erlotinib gibi diğer ilaçların emilimini etkileyebilir.

        HIV proteaz inhibitörleri

        Pantoprazolün, atazanavir gibi emilimi asidik intragastrik pH'ye bağımlı olan HIV proteaz inhibitörleri ile birlikte kullanımı, biyoyararlanımlarındaki anlamlı azalmadan ötürü tavsiye edilmemektedir (bkz Bölüm 4.4).

        HIV proteaz inhibitörlerinin bir proton pompası inhibitörü ile kombinasyonundan kaçınılamazsa, yakın klinik takip (örn., virüs yükü) önerilir. Günde 20 mg'lık pantoprazol dozu aşılmamalıdır. HIV proteaz inhibitörlerinin dozajının ayarlanması gerekebilir.

        Kumarin antikoagülanları (fenprokumon veya varfarin):

        Klinik farmakokinetik çalışmalarda pantoprazolün fenprokumon veya varfarin ile eşzamanlı olarak uygulanması sırasında etkileşim görülmemiştir. Ancak pazarlama sonrası dönemde PPI'ları fenprokumon veya varfarin ile eş zamanlı alan hastalar arasında izole çok az vakada International Normalized Ratio (INR) değişiklikleri rapor edilmiştir. INR ve protrombin zamanındaki artışlar anormal kanamaya ve hatta ölüme yol açabilir. Pantoprazol ve varfarin veya fenprokumon ile tedavi edilen hastaların INR ve protrombin zamanında artış açısından izlenmeleri gerekmektedir.

        Metotreksat

        Yüksek doz metotreksat (örneğin 300 mg) ve proton pompa inhibitörünün birlikte kullanımının bazı hastalarda metotreksat seviyelerini arttırdığı rapor edilmiştir. Bu nedenle, yüksek doz metotreksat kullanımı gereken kanser veya psöriazis hastalarında, pantoprazol tedavisinin geçici olarak durdurulması gerekebilir.

        Diğer etkileşim çalışmaları:

        Pantoprazol sitokrom P450 enzim sistemi aracılığı ile büyük ölçüde karaciğerde metabolize olur. Ana metabolik yolak CYP2C19 ile demetilasyondur ve diğer metabolik yolaklar CYP3A4 ile oksidasyonu içerir.

        Aynı enzim sistemiyle metabolize olan karbamazepin, diazepam, glibenklamid, nifedipin, levonorgestrel ve etinil östradiol içeren bir oral kontraseptif gibi tıbbi ürünler ile yapılan etkileşim çalışmaları, klinik açıdan önemli olan etkileşimlere işaret etmemektedir.

        Pantoprazolün aynı enzim sistemi kullanılarak metabolize edilen diğer tıbbi ürünler veya bileşikler ile etkileşimi göz ardı edilemez.

        Bir dizi etkileşim çalışması, pantoprazolün CYP1A2 (kafein, teofilin gibi), CYP2C9

        (piroksikam, diklofenak, naproksen gibi), CYP2D6 (metoprolol gibi), CYP2E1 (etanol gibi) ile

        metabolize olan aktif maddelerin metabolizmasını veya digoksinin p-glikoprotein ile ilişkili emilimini etkilemediğini göstermiştir.

        Antasitlerle birlikte verildiğinde etkileşim görülmemiştir.

        Ayrıca klaritromisin, metronidazol, amoksisilin gibi antibiyotiklerin pantoprazol ile eş zamanlı uygulanmasına dair etkileşim çalışmaları da yapılmıştır. Klinik açıdan önemli etkileşimler gözlenmemiştir.

        CYP2C19'u inhibe eden veya indükleyen tıbbi ürünler:

        Fluvoksamin gibi CYP2C19 inhibitörleri pantoprazole sistemik maruziyeti artırabilir. Fluvoksamin gibi CYP2C19 inhibitörleri ile tedavi edilen hastalarda ya da hepatik bozukluğu olanlarda uzun süre yüksek dozlarda pantoprazol kullanımında, PANREF® dozunun azaltılması düşünülebilir.

        Rifampisin ve sarı kantaron (Hypericum perforatum) gibi CYP2C19 ve CYP3A4'ü etkileyen enzim indükleyicileri bu enzim sistemleri ile metabolize edilen PPI'ların plazma konsantrasyonlarını azaltabilir.

        Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

        Özel popülasyonlara ilişkin herhangi bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.

        4.6. Gebelik ve laktasyon

        Gebelik kategorisi: B

        Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (kontrasepsiyon) Levonorgestrel ve etinil östradiol içeren bir oral kontraseptif ile yapılan spesifik testlerde, klinik açıdan anlamlı bir etkileşim gözlenmemiştir (bkz. Bölüm 4.5).

        Gebelik dönemi

        Gebelik döneminde ilaca maruz kalmaya dair sınırlı sayıda (300-1.000 arasında gebelik sonucu) veriler, pantoprazolün gebelik üzerinde ya da fetusun/yeni doğan çocuğun sağlığı üzerinde advers etkileri (malformasyona yol açma veya föto/neonatal toksisitesiye sahip olma) olduğunu göstermemektedir. Bugüne kadar herhangi önemli bir epidemiyolojik veri elde edilmemiştir.

        Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda, üreme üzerine toksik etkisi olduğu göstermiştir (bkz. Bölüm 5.3).

        İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.

        Bir önlem olarak gebelik sırasında PANREF® kullanımından kaçınılmalıdır.

        Laktasyon dönemi

        Hayvan çalışmaları pantoprazolün süte geçtiğini göstermiştir. Pantoprazolün anne sütüne geçişi raporlanmıştır. Yeni doğanlar/bebekler için risk göz ardı edilemez. Bu nedenle, emzirmeye devam edilip edilmeyeceğine veya PANREF® tedavisine devam edilip edilmeyeceğine, emzirmenin çocuğa yararı ve PANREF® tedavisinin anneye yararı açısından bir değerlendirme yapıldıktan sonra karar verilmelidir.

        Üreme yeteneği/Fertilite

        Hayvan çalışmalarında pantoprazol uygulamasını takiben fertilite bozukluğuna dair bir kanıta rastlanmamıştır (bkz. Bölüm 5.3).

        4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

        Pantoprazolün araç ve makine kullanma yeteneği üzerinde etkisi yoktur veya ihmal edilebilir düzeydedir.

        Baş dönmesi ve görsel bozukluklar gibi advers ilaç etkileşimleri gözlenebilir (bkz. Bölüm 4.8). Bu advers olayların görülmesi durumunda, araç veya makine kullanımından kaçınılmalıdır.

        4.8. İstenmeyen etkiler

        Hastaların yaklaşık %5'inin advers ilaç reaksiyonları yaşadığı tahmin edilmektedir. En fazla bildirilen advers reaksiyonlar diyare ve baş ağrısıdır, her iki durum da hastaların yaklaşık %1'inde gözlenmiştir.

        Sistem organ sınıfına göre aşağıda listelenen istenmeyen olayların sıklık dereceleri şu şekilde tanımlanmıştır:

        Çok yaygın ≥(1/l0); yaygın ≥(1/100 ila <l/10); yaygın olmayan (≥l/l.000 ila <l/100); seyrek (≥1/10.000 ila <l/l.000); çok seyrek (<l/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)

        Her sıklık grubunda advers reaksiyonlar azalan ciddiyet sırasına göre sunulmuştur.

        Tablo 1. Klinik çalışmalar ve pazarlaması sonrası deneyimde pantoprazol kullanımı ile advers

        reaksiyonlar

        Sıklık

        image

        Organ sistemi

        Yaygın

        Yaygın olmayan

        Seyrek

        Çok seyrek

        Bilinmiyor

        Kan ve lenf sistemi

        hastalıkları

        Agranülositoz

        Trombositopeni

        Lökopeni; Pansitopeni

        Bağışıklık sistemi hastalıkları

        Hipersensitivite (anaflaktik şok ve anaflaktik reaksiyonlar

        da dahil)

        Metabolizma ve beslenme hastalıkları

        Hiperlipidemi ve lipid artışı (trigliseridler, kolestrol); kilo değişiklikleri

        Hiponatremi; Hipomagnezemi (bkz. Bölüm 4.4.);

        Hipokalsemi ;

        Hipokalemi

        Psikiyatrik

        hastalıklar

        Uyku

        bozuklukları

        Depresyon (ve daha

        kötüleşmesi)

        Dezoryantasyon (ve daha kötüleşmesi)

        Halüsinasyon; Konfüzyon (özellikle predispoze hastalarda; daha önceden mevcut ise

        daha da kötüleşmesi)

        Sinir sistemi

        hastalıkları

        Baş dönmesi;

        Baş ağrısı

        Tat alma bozuklukları

        Parestezi

        Göz hastalıkları

        Görme bozuklukları/

        bulanık görme

        Gastrointestinal

        hastalıklar

        Fundik gland polipleri (benign)

        Diyare Bulantı/kusma, Abdominal gerginlik ve şişkinlik; Konstipasyon; Ağız kuruluğu; Abdominal ağrı

        ve rahatsızlık;

        Mikroskopik kolit

        Hepatobiliyer

        hastalıklar

        Karaciğer enzimlerinde artış

        Bilirubin artışı

        Hepatoselüler hasar,

        sarılık, hepatoselüler

        yetmezlik

        (transaminazlar,

        γ-GT)

        Deri ve derialtı doku hastalıkları

        Kaşıntı/ ekzantem/ döküntü; Prurit

        Ürtiker; Anjiyoödem;

        Stevens-Johnson sendromu, Lyell sendromu, Eritema multiform, Fotosensitivite; Subakut kütanöz lupus eritematozus

        (bkz. Bölüm 4.4)

        Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik

        hastalıkları

        Kalça, el bileği ve omurga kırığı (bkz.

        Bölüm 4.4)

        Artralji; Miyalji

        Kas spazmı

        Böbrek ve idrar yolu

        hastalıkları

        İnterstisyel nefrit (böbrek yetmezliğine doğru ilerleme

        olasılığı ile)

        Üreme sistemi ve

        meme hastalıkları

        Jinekomasti

        Genel bozukluklar ve uygulama yerine

        özgü rahatsızlıklar

        Halsizlik,

        yorgunluk ve keyifsizlik

        Vücut

        sıcaklığında artış;

        Periferik ödem

        (1) Hipomagnezemi ile ilişkili olarak hipokalsemi

        (2) Elektrolit bozukluklarının bir sonucu olarak kas spazmı

        Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması

        Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0312 218 35 99).

        4.9. Doz aşımı ve tedavisi

        İnsanlarda doz aşımı belirtileri bilinmemektedir. 2 dakika içinde 240 mg i.v. dozlara kadar uygulanmış ve iyi tolere edilmiştir. Pantoprazol proteinlere yüksek oranda bağlandığı için, hemen diyaliz edilemez. Aşırı dozda alınması sonucu zehirlenme belirtileri görüldüğünde semptomatik ve destekleyici tedavi uygulanması dışında bir terapötik uygulama tavsiye edilmez.


        5.   FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

          5.1. Farmakodinamik özellikler

          Farmakoterapötik grup: Proton pompası inhibitörleri

          ATC kodu: A02BC02

          Etki Mekanizması

          Pantoprazol bir sübstitüye benzimidazol olup, pariyetal hücrelerde bulunan proton pompalarına spesifik etkisi ile midede hidroklorik asit salgılanmasını inhibe eder.

          Pantoprazol, pariyetal hücrelerin asidik ortamında aktif formuna dönüşür ve midede hidroklorik asit üretiminin son aşaması olan H+, K+-ATPaz enziminin inhibisyonunu sağlar. İnhibisyon doza bağlı olup, hem bazal hem de stimüle asit salgılanmasını etkiler. Birçok hastada semptomların düzelmesi iki hafta içinde gerçekleşir. Diğer proton pompası inhibitörleri ve Hreseptör inhibitörlerinde olduğu gibi pantoprazol ile tedavi, midedeki asiditeyi azaltır ve azalmayla orantılı olarak gastrin artışı sağlar. Gastrin artışı geri dönüşümlüdür. Pantoprazol, enzimle reseptör distalinde etkileştiği için öteki maddelerle stimülasyondan da etkilenmeksizin (asetilkolin, histamin, gastrin) hidroklorik asit sekresyonunu inhibe eder. Oral veya intravenöz uygulamada aynı etki görülür.

          Farmakodinamik Etkiler

          Açlık durumundaki gastrin değerleri pantoprazol ile artar. Kısa süreli kullanımda çoğu durumda normalin üst limitini aşmaz. Uzun süreli tedavide pek çok durumda gastrin seviyesi iki katına çıkar. Ancak nadir durumlarda aşırı artış meydana gelir. Sonuç olarak, uzun süreli tedavi süresince çok az vakada (basit veya adenomatoid hiperplazi) midedeki spesifik endokrin (ECL) hücrelerinin sayısında hafif ila orta derecede artış meydana gelir. Ancak bugüne kadar gerçekleştirilmiş olan çalışmalara göre, hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda gözlenen karsinoid prekürsör (atipik hiperplazi) veya gastrik karsinoid oluşumu (bkz. Bölüm 5.3.), insanlarda gözlenmemiştir.

          Antisekretuar tıbbi ürünlerle tedavi sırasında azalmış gastrik asit salıverilmesine yanıt olarak serum gastrin düzeyleri yükselir. Aynı zamanda, azalmış gastrik asiditeye bağlı olarak CgA artar. Artmış CgA düzeyleri, nöroendokrin tümörler için yapılan tanı incelemelerinde yanlış sonuçlara neden olabilir.

          Yayınlanmış bazı geçerli kanıtlara göre proton pompası inhibitörleri ile tedaviye CgA düzey ölçümünden 5-14 gün öncesinde ara verilmesi gerekir. Bu uygulamanın nedeni PPI tedavisine bağlı olarak artmış olan CgA düzeylerinin referans değerlere inmesine olanak vermektir.

          Proton pompası inhibitörleri dahil, herhangi bir sebepten dolayı azalan gastrik asidite, gastrointestinal sistemde normal olarak var olan bakterilerin sayısında artışa neden olur.

          Proton pompası inhibitörleri ile tedavi, Salmonella ve Camphylobacter ve muhtemelen ayrıca hastanede yatan hastalarda Clostridum difficile gibi gastrointestinal enfeksiyonların riskini az da olsa arttırabilir.

          Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmaların sonuçlarına göre, pantoprazol ile bir yılı aşan uzun süreli tedavinin, tiroidin endokrin parametreleri üzerindeki etkisi tamamen göz ardı edilemez.

          5.2. Farmakokinetik özellikler

          Genel özellikler

          Emilim:

          Pantoprazol hızla absorbe edilir ve 40 mg oral tek dozdan sonra bile maksimum plazma düzeyine ulaşır. Uygulamadan ortalama 2,5 saat sonra yaklaşık 2-3 mcg/ml olan serum konsantrasyonlarına ulaşılır ve bu değerler çoklu uygulamadan sonra sabit kalır.

          Farmakokinetik, tek doz veya tekrarlayan dozlardan sonra değişiklik göstermez.

          Tabletin mutlak biyoyararlanımı yaklaşık %77'dir. Besinlerle birlikte alınması, Eğri Altında Kalan Alan (EAA) değerini, maksimum serum konsantrasyonunu ve sonuçta biyoyararlanımı etkilemez. Besinlerle birlikte alınması sadece gecikme süresinin değişkenliğini artırır.

          Dağılım:

          Pantoprazol serum proteinlerine yaklaşık %98 oranında bağlanır. Dağılım hacmi yaklaşık

          0,15 lt/kg'dır.

          Biyotransformasyon:

          Pantoprazolün tamamına yakını karaciğerde metabolize olur. Ana metabolik yolak CYP2C19 ile demetilasyon ile bunu izleyen sülfat konjugasyonudur, diğer metabolik yolak CYP3A4 ile oksidasyondur.

          Eliminasyon:

          Terminal yarılanma ömrü yaklaşık bir saattir ve klirens yaklaşık 0,1 lt/sa/kg'dır. Eliminasyonun geciktiği birkaç vaka görülmüştür. Pantoprazolün pariyetal hücrelerin proton pompalarına spesifik olarak bağlanması nedeniyle, eliminasyon yarı-ömrü, daha uzun etkililik süreleri ile orantılı değildir (asit sekresyonunun inhibisyonu).

          Pantoprazol metabolitleri başlıca renal yolla (yaklaşık %80'i), kalanı feçes ile atılır. Gerek serum gerekse idrardaki ana metabolit, sülfatla konjuge olan desmetilpantoprazoldür. Ana metabolitin yarılanma ömrü (yaklaşık 1,5 saat), pantoprazolden daha uzun değildir.

          Doğrusallık/doğrusal olmayan durum:

          Pantoprazolün farmakokinetiği, tek doz veya tekrarlayan dozlardan sonra değişiklik göstermez. 10-80 mg'lık doz aralığında, hem oral hem intravenöz uygulamadan sonra pantoprazolün plazma kinetiği doğrusaldır.

          Hastalardaki karakteristik özellikler

          Zayıf metabolize ediciler:

          Avrupa popülasyonunun yaklaşık %3'ü fonksiyonel CYP2C19 enziminden yoksundur ve bu kişiler zayıf metabolize ediciler olarak adlandırılırlar. Bu bireylerde pantoprazolün metabolizması esas olarak muhtemelen CYP3A4 enzimiyle gerçekleşir. 40 mg pantoprazolün tek doz uygulanmasından sonra, plazma-konsantrasyon eğrisinin altında kalan alan zayıf metabolize edicilerde, fonksiyonel CYP2C19 enzimine sahip kişilerden (ekstansif metabolize ediciler) 6 kat daha büyüktür. Ortalama doruk plazma konsantrasyonları %60 artmıştır. Bu bulgular pantoprazolün pozolojisi için bir öneri niteliğinde değildir.

          Böbrek yetmezliği:

          Böbrek fonksiyonu bozulmuş hastalar (diyaliz hastaları dahil) için doz azaltılmasına gerek yoktur. Bu hastalarda sağlıklı kişilerde olduğu gibi pantoprazol yarı ömrü kısa olup, çok küçük miktarda diyaliz edilebilir. Başlıca metabolitinin yarı ömrü biraz uzamasına rağmen (2-3 saat), atılım hızlı olduğundan birikme söz konusu değildir.

          Karaciğer yetmezliği:

          Karaciğer sirozu olan hastalarda (Child sınıf A ve B) yarı ömrü 7-9 saat ve EAA değerleri 5- 7 kat artmasına rağmen, maksimum serum konsantrasyonu sağlıklı kişilere nazaran sadece 1,5 kat kadar az bir miktarda artmıştır.

          Pediyatrik popülasyon:

          20 veya 40 mg pantoprazolün 5-16 yaşlarındaki çocuklara tek doz oral olarak uygulanmasından sonra EAA ile Cdeğerleri, yetişkin değerlerinin aralığındadır.

          0,8 veya 1,6 mg/kg pantoprazolün 2-16 yaş arasındaki çocuklara tek doz intravenöz yolla uygulanmasından sonra, pantoprazol klerensi ile yaş veya kilo arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. EAA ve dağılım hacmi, yetişkinlerden elde edilen verilerle uyumludur.

          Geriyatrik popülasyon:

          Yaşlı gönüllülerde gençlere nazaran görülen EAA ve Cdeğerlerindeki hafif artış klinik açıdan önemli değildir.

          5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

          Klasik farmakolojik güvenlik çalışmaları, tekrarlanmış dozlarda toksisite ve genotoksisite çalışmalarından elde edilen preklinik veriler insanlara özel bir tehlikenin söz konusu olmadığını göstermektedir.

          Sıçanlar üzerinde 2 yıl boyunca yapılan karsinojenisite testlerinde nöroendokrin neoplazmalar bulunmuştur. Ayrıca, sıçanların ön midelerinde pullu hücre papillomaları bulunmuştur. Substitüe benzimidazoller vasıtasıyla gastrik karsinoidlerin oluşumuna neden olan mekanizma dikkatlice incelenmiş ve sıçanda kronik yüksek dozlu tedavi esnasında serum gastrin seviyelerinde meydana gelen artışların sekonder bir reaksiyonu olarak görüldüğü sonucuna varılmıştır. Rodentler üzerinde yapılan iki yıllık çalışmalarda, sıçanlarda ve dişi farelerde karaciğer tümörlerinin sayısında artış gözlenmiştir ve pantoprazolün, yüksek oranda karaciğerde metabolize olmasından kaynaklandığı şeklinde yorumlanmıştır.

          En yüksek dozu (200 mg/kg) alan sıçan grubunda tiroidin neoplastik değişimlerinde hafif artış gözlenmiştir. Bu neoplazmaların meydana gelişi, sıçan karaciğerinde tiroksinin yıkımında pantoprazolün neden olduğu değişimlerle ilişkilendirilmiştir. İnsanda terapötik doz düşük olduğundan, tiroid bezlerine zararlı etki beklenmez.

          Kemik gelişimini değerlendirmek için tasarlanan peri-postnatal bir sıçan üreme çalışmasında, insan klinik maruziyetinin yaklaşık 2 katı maruziyette (C), yavru toksisitesi belirtileri (mortalite, düşük ortalama vücut ağırlığı, düşük ortalama vücut ağırlığı artışı ve azalmış kemik gelişimi) gözlenmiştir. İyileşme evresinin sonunda kemik parametreleri gruplar arasında benzer bulunmuş ve ilaçsız iyileşme döneminden sonra vücut ağırlıkları da geri dönüşümlü olma eğiliminde olmuştur. Artmış mortalite sadece sütten kesilmiş sıçan yavrularında (21 güne kadar) rapor edilmiş olup bunun 2 yaşına kadar olan bebeklere tekabül ettiği tahmin edilmektedir. Bu bulgunun pediyatrik popülasyonla ilgisi belirsizdir. Sıçanlarla yapılan bir önceki daha düşük (3 mg/kg) dozlarda yapılan peri-postnatal çalışmada düşük (5 mg/kg) doz ile karşılaştırıldığında herhangi bir advers etki görülmemiştir.

          Yapılan araştırmalarda fertilitenin bozulmasına veya teratojen etkiye ilişkin herhangi bir kanıt bulunmamıştır.

          Sıçanda plasentaya geçiş araştırılmış ve gebeliğin ilerlemesiyle arttığı bulunmuştur. Sonuç olarak fetüs pantoprazol konsantrasyonu doğumdan kısa süre önce artar.

          6.   FARMASÖTİK ÖZELLİKLER

            6.1. Yardımcı maddelerin listesi

            Mannitol granül (E421) Kalsiyum karbonat (E170) Krospovidon

            Vinilpirolidon-vinil asetat kopolimer Sukroz stearat (E473)

            Kalsiyum stearat

            Hidroksipropil metil selüloz (E464) Titanyum dioksit (E171)

            Triasetin (E1518) Metakrilik asit kopolimer Talk (E553b)

            Trietil sitrat (E1505)

            Kolloidal silikon dioksit (E551) Sodyum bikarbonat (E500)

            Sarı demir oksit (E172)

            Sodyum lauril sülfat

            6.2. Geçimsizlikler

            Bilinen bir geçimsizliği bulunmamaktadır.

            6.3. Raf ömrü

            24 ay.

            6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler

            25°C'nin altındaki oda sıcaklığında, ışıktan uzak ve kuru bir yerde saklayınız.

            6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği

            28 adet enterik kaplı tablet içeren Al/Al poliamid folyo blister ve karton kutu ambalaj.

            6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

            Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller, "Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği" ve "Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği"ne uygun olarak imha edilmelidir.

            Lösemi Kan Kanseri Lösemi Kan Kanseri Lösemi, kan kanseridir ve vücudunun kan oluşturan dokularının hastalanması anlamına gelir. Birçok lösemi türü vardır; bazı lösemi türleri çocuklarda bazıları da yetişkinlerde sık görülür. Pankreas Kanseri Pankreas Kanseri Pankreas karnın alt kısmında yatay şekilde bulunan bir organdır. Sindirime yardımcı olan enzimleri ve kan şekerini yönetmeye yardımcı olan hormonları vücuda dağıtmakla görevlidir.

    İLAÇ GENEL BİLGİLERİİlaç Bilgileri

    Biofarma İlaç Sanayi Ltd. Şti.
    Geri Ödeme KoduA12107
    Satış Fiyatı 101.42 TL [ 17 Dec 2024 ]
    Önceki Satış Fiyatı 71.21 TL [ 2 Dec 2024 ]
    Original / JenerikJenerik İlaç
    Reçete DurumuNormal Reçeteli bir ilaçdır.
    Barkodu8699578043438
    Etkin Madde Pantoprazol
    ATC Kodu A02BC02
    Birim Miktar 20
    Birim Cinsi MG
    Ambalaj Miktarı 28
    Sindirim Sistemi ve Metabolizma > Peptik Ülser ve Gastro-Özofageal Reflü İlaçları > Pantoprazol
    Yerli ve Beşeri bir ilaçdır. 
    PANREF 20 mg 28 enterik kaplı tablet Barkodu