Atabay İlaçları PAROL PLUS 30 tablet KUBKlinik Özellikler

PAROL PLUS 30 tablet Klinik Özellikler

Parasetamol + Propyphenazone + Kafein }

Sinir Sistemi > NONNARKOTİK ANALJEZİKLER > Parasetamol Kombinasyonları
Atabay İlaç Fabrikası A.Ş. | 24 June  2011

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

  • 4.1. Terapötik Endikasyonlar

Hafif ve orta şiddetli ağrıların semptomatik tedavisinde kullanılır.

  • 4.2. Pozoloji ve Uygulama Şekli Pozoloji uygulama sıklığı ve süresi:

    Erişkinler: bir seferde 1-2 tablet

Gerektiğinde 24 saat içinde üç tek doza kadar alınabilir.

Hekim önerisi yoksa 3 ardışık günden fazla kullanılmamalıdır.

Ağrı süresi 5 günü aşar ya da ateş 3 günden fazla sürerse ya da artarsa ve/veya başka belirtiler ortaya çıkarsa doktor veya eczacıya danışmadan tedaviye devam edilmemelidir.

Alkol alan kişilerde hepatotoksisite riski nedeniyle günlük alınan parasetamol dozunun 2 gramı aşmaması gerekir.

Uygulama şekli:

Tabletler bol miktarda su ile alınmalıdır.

Böbrek/Karaciğer yetmezliği:

PAROL PLUS, böbrek ve karaciğer fonksiyon bozukluğu olan  kişilerde dikkatli

kullanılmalıdır. Hafif ve orta şiddette böbrek ve karaciğer yetmezliğinde kullanılmamalıdır.

Pediyatrik popülasyon:

PAROL PLUS bebeklere ve 12 yaşından küçük çocuklara verilmemelidir.

12-16 yaş arası adolesanlar: Bir seferde 1 tablet

Gerektiğinde 24 saat içinde üç tek doza kadar alınabilir.

Geriyatrik popülasyon:

Geriyatrik hastalar için özel bir doz uygulaması gerekmemektedir.

  • 4.3. Kontrendikasyonlar

    PAROL PLUS aşağıdaki durumlarda kullanılmamalıdır:

    • Pirazolon ve ilgili bileşiklere (fenazon, propifenazon— aminofenazon, metamizol içeren ilaçlara) karşı alerji Fenilbutazon içeren bileşiklere karşı alerji

    • Parasetamol, asetilsalisilik aside karşı bilinen aşırı duyarlılık veya kafeine karşı bilinen alerji

    • Kalıtsal glikoz-6-fosfat dehidrogenaz eksikliği (hemolitik anemi ile bulgu veren

    • Akut Hepatik porfiria

    • Bebekler ve 12 yaşından küçük çocuklarda

    • 10 günden uzun süren ağrılarda

    • Şiddetli karaciğer yetmezliği olanlarda

    • Şiddetli böbrek yetmezliği olanlarda

    • 4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

      Parasetamolü ilk kullananlarda veya daha önce kullanım hikayesi olanlarda, kullanımın ilk dozunda veya tekrarlayan dozlarında deride kızarıklık, döküntü veya bir deri reaksiyonu oluşabilmektedir. Bu durumda doktor ile irtibata geçilerek ilacın kullanımının bırakılması ve alternatif bir tedaviye geçilmesi gerekmektedir. Parasetamol ile deri reaksiyonu gözlenen kişi ölümle sonuçlanabilen Steven Johnson Sendromu (SJS), toksik epidermel nekroliz (TEN) ve akut generalize ekzantematöz püstüloz (AGEP) dahil cilt reaksiyonlarına neden olabilmektedir.

      Anemisi olanlarda, akciğer hastalarında, karaciğer ve böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda doktor kontrolü altında dikkatli kullanılmalıdır.

      Akut yüksek dozda ciddi karaciğer toksisitesine neden olur. Erişkinlerde kronik günlük dozlarda karaciğer hasarına neden olabilir.

      Aşağıdaki durumlarda özel önlem alınmalıdır (dozun azaltılması ve/veya dozlar arasındaki sürenin uzatılması):

      • Gilbert sendromu (glukuronik transferaz eksikliğine bağlı düzensiz selim ikter),

      • Hematopoetik disfonksiyon.

      Hasta, doktor tarafından başka şekilde belirtilmedikçe ağrı kesicilerin düzenli olarak uzun süreli kullanılmaması gerektiği konusunda uyarılmalıdır. Baş ağrısı tedavisi amacıyla sürekli ağrı kesici kullanılması, kronik baş ağrılarına neden olabilir.

      Parasetamolün aşırı dozunda doza bağlı olarak hepatik nekroz görülebilir. 12-48 saat içinde karaciğer enzimleri yükselebilir, protrombin zamanı uzayabilir. Ancak, klinik semptomlar dozun alınmasından 1-6 gün sonrasına kadar görülmeyebilir.

      10 g’ın üzerinde alınması durumunda toksisite görülmesi muhtemeldir.

      Alkolik karaciğer hastalarında dikkatli kullanılmalıdır.

      Parasetamol içeren ağrı kesicilerin uzun süreli kullanımı sonucu ortaya çıkan birikim, nadir vakalarda analjezik nefropatisi ve büyük ölçüde geriye   dönüşsüz bir böbrek

      yetmezliğinin ortaya çıkmasına neden olabilir.

      Parasetamol içeren diğer ilaçlarla eş zamanlı kullanılmasından kaçınılmalıdır.

      Alkol alan kişilerde hepatotoksisite riski nedeniyle günlük alınan parasetamol dozunun 2000 mg’ı aşmaması gerekir.

      Astım, kronik rinit ve kronik ürtikeri olan ve özellikle diğer antienflamatuvar ilaçlara karşı aşırı duyarlılığı olan hastalarda dikkatli olunmalıdır. Duyarlı kişilerde, propifenazon ve parasetamol içeren ilaçlarla nadiren astım krizleri ve anaflaktik şok bildirilmiştir.

      PAROL PLUS, formaldehit içerdiğinden mide bulantısına ve ishale sebebiyet verebilir.

      • 4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşmeler ve diğer etkileşim şekilleri

      Parasetamol:

      Bireysel reaksiyonlar önceden tahmin edilemeyeceğinden, diğer analjeziklerle olduğu gibi PAROL PLUS tedavisi sırasında alkol kullanmaktan kaçınılmalıdır.

      Bazı hipnotikler, antiepileptik ilaçlar (örneğin fenobarbital, fenitoin ve karbamazepin) ve rifampisin gibi karaciğer mikrozomal enzim aktivitesini uyaran ilaçların aynı anda kullanılması, parasetamolün normal olarak zararlı olamayan dozlarda bile karaciğer üzerindeki toksik etkisini artırabilir. Bu, aynı zamanda alkol için de geçerlidir.

      Mide boşalması, örneğin propantelin vb. etkenlerle yavaşlatıldığında, parasetamolün emilim hızı azalabilir ve etkinin ortaya çıkma süresi uzayabilir. Metoklopropamid verildiğinde olduğu gibi mide boşalması hızlandırıldığında ise emilim hızı daha yüksektir.

      Kloramfenikol ile birlikte kullanıldığında bu ilacın atılımı uzayabilir ve toksik etki tehlikesi artabilir.

      Metoklopropamid ile birlikte kullanıldığında emilim hızı artar.

      Parasetamol ile varfarin veya kumarin türevleri arasındaki etkileşimlerin klinik sonuçları henüz bilinmemektedir. Bu nedenle oral antikoagülan tedavisi altında olan hastalar tarafından uzun süreli ve düzenli parasetamol kullanımı doktor kontrolü altında yapılmalıdır.

      Nötropeni sıklığı, parasetamol ve AZT (zidovudin) birlikte kullanıldığında daha yüksektir. PAROL PLUS, bu nedenle, AZT ile birlikte ancak doktorun görüşü alındıktan sonra kullanılmalıdır.

      Benzodiazepin gibi geniş spektrumlıı maddeler ile önceden tahmin edilemeyen farklı etkileşimler görülebilir.

      St. John’s Wort (Hypericum perforatum - sarı kantaron) parasetamolün kan düzeylerini azaltabilir.

      Besinler ile birlikte alındığında parasetamolun absorbsiyon hızı azalabilir.

      Kafein:

      Teorik olarak mümkün olsa da. kafeinin, parasetamol gibi analjeziklere bağımlılık potansiyelini artırdığına ilişkin klinik bir kanıt bulunmamaktadır.

      Kafein, barbitüratlar, antihistaminikler vb. gibi birçok sedatif maddenin antagonistidir. Kafein, sempatomimetikler, tiroksin vb. gibi maddelerin neden olduğu taşikardiyi artırır.

      Oral kontraseptifler, simetidin ve disülfıram kafein metabolizmasını yavaşlatır; barbitüratlar ve sigara ise hızlandırır. Kafein, teofilinin eliminasyonunu azaltır.

      Kafein, efedrin gibi maddelerin bağımlılık yaratıcı etkilerini artırır. Bazı giraz inhibitörlerinin birlikte verilmesi, kafein ve onun metabolizma ürünü olan paraksantinin atılım süresinin uzamasına yol açabilir.

      Propifenazon:

      Propifenazonla ilgili herhangi bir etkileşim bilgisi bulunmamaktadır.

      • 4.6. Gebelik ve laktasyon

        Gebelik kategorisi: C’dir.

      Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon):

      PAROL PLUS’ın çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/doğum kontrolü üzerinde etkisi için çalışma bulunmamaktadır.

      Gebelik dönemi

      Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik/ ve-veya / embriyonal/ fetal gelişim / ve-veya / doğum / ve-veya / doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir (bkz. 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.

      Parasetamol - Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda teratojenik etki olduğuna dair kanıt

      bulunamamıştır. Bu zamana kadar yapılan çalışmalarda doğmamış bebek üzerinde de yan etki olduğuna dair bir bilgiye rastlanmamıştır. Ancak insanlar üzerinde yapılmış yeterli çalışma bulunmamaktadır.

      Propifenazon- Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda teratojenik ya da embriyotoksik etki olduğuna dair kanıt bulunmamıştır. Ancak gebeler üzerinde yapılmış yeterli çalışma bulunmamaktadır.

      PAROL  PLUS kullanımı   gebelere  önerilmemektedir.  Ancak  hekimin  ilacın

      yararının,

      potansiyel riski haklı göstereceğine inandığı durumlarda kullanılabilir.

      Laktasyon dönemi

      Kafein plasentayı aşabilir ve anne sütüne geçebilir. PAROL PLUS kullanımı emziren annelere önerilmemektedir. Ancak hekimin ilacın yararının, potansiyel riski haklı göstereceğine inandığı durumlarda kullanılabilir.

      Üreme yeteneği / fertilite

      Bazı çalışmalarda NSAİ (Nonsteroidal antienflamatuvar) ilaçların ve kafeinin fertilite üzerinde engelleyici etkisi olduğu rapor edilmekle birlikte kesin sonuca varılmamıştır.

      • 4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

        PAROL PLUS’ın araç ve makine kullanımını olumsuz etkileme ihtimali düşüktür. Parasetamol bazı hastalarda baş dönmesi veya somnolans yapabilir.

        • 4.8. İstenmeyen etkiler

          PAROL PLUS’ın içindeki bileşenler nadiren alerjik reaksiyonlara (deri döküntüleri, ürtiker) yol açmıştır. Az sayıda vakada pruritus, eritem, ürtiker, anjioödem, dispne veya astım gibi belirtilerle ortaya çıkan aşırı duyarlık reaksiyonlarıyla karşılaşılmıştır. Nadir olarak anaflaktoid reaksiyon ve anflaktik şok vakaları bildirilmiştir. Parasetamol ve propifenazon kullanımı ile ilişkili olarak bazı trombositeopeni, lökopeni, agranülositoz ve pansitopeni vakaları bildirilmiştir.

          Klinik çalışmalarda ve pazarlama sonrası yapılan araştırmalarda rapor edilen advers etkiler aşağıdaki sıklık derecelerine göre listelenmiştir.

          Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1000 ila <1/100); seyrek (> 1/10000 ila <1/1000); çok seyrek (< 1/10000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor

          Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar

          Yaygın: Enfeksiyon (%2,9)

          Kan ve lenf sistemi hastalıkları

          Çok seyrek: Agranulositoz, trombositopeni, (izole bildirimler)

          Bağışıklık sistemi hastalıkları

          Seyrek: Erupsiyon, ürtiker

          Sıklık  bilinmiyor:  Bronkospazm , anafilaktik şok,    alerji  testi pozitifi, immun

          trombositopeni.

          Çok seyrek: Lyell sendromu, Stevens Johnson sendromu (izole bildirimler)

          Sinir sistemi hastalıkları

          Yaygın: Baş ağrısı(%5,1), Baş dönmesi(% 3,58), Uyuklama (%6,97), Parestezi (%5,4)

          Kulak ve iç kulak hastalıkları

          Yaygın olmayan: Denge bozukluğu (%1)

          Vasküler hastalıklar

          Çok seyrek: Purpura

          Solunum, göğüs bozuklukları ve mediyastinal hastalıklar

          Yaygın: Üst solunum yolları enfeksiyonu (%2,7)

          Gastrointestinal hastalıklar

          Yaygın: Bulantı (%2,3), Diyare (% 4,7), Dispepsi (%2,3), Flatulans (%2,3), Karın

          ağrısı(%3,9), Konstipasyon (%3,9), Kusma (%7,8)

          Yaygın olmayan: Gastrointestinal kanama (%0,13)

          Hepato-biliyer hastalıklar

          Çok yaygın: ALT üst sınırın üstünde (%17,4)

          Yaygın: ALT üst sınırın 1,5 katı (%4,2)

          Deri ve deri altı doku hastalıkları

          Seyrek: Deri döküntüsü, kaşıntı, ürtiker, alerjik ödem ve anjiyoödem, akut generalize eksantematöz püstülozis, eritema multiform, Stevens-Johnson sendromu ve toksik epidermal nekroliz (fatal sonuçlar dahil).

          Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

          Yaygın: Yüz ödemi (%4,5) *

          Bronkospazm: Asetilsalisilik aside duyarlı astımlı hastaların %20’sinde görülür

          +Parasetamol ile oral provokasyon testi: Parasetamolle ilişkili alerjik semptomları (erupsiyon, ürtiker, anafilaksi) olan hastaların %15,5’ unda pozitiftir.

          i,

          İmmun trombositopeni :Parasetamol ve parasetamol sulfat varlığında antikorlar trombositlerin GPIIb/IIIa ve GPIb/IX/V reseptorlerine bağlanır.

          Yaygın olmayan: Periferik ödem (%1)

          Çok seyrek: Ateş, Asteni

          Cerrahi ve Tıbbi Prosedürler

          Yaygın olmayan: Post-tonsillektomi kanaması (%0,5)

          Yaygın: Post-ekstraksiyon (3.azı dişi) kanaması (%3,3).

          • 4.9. Doz aşımı ve tedavisi

            Yetişkinlerde 10 g’dan fazla kullanılması halinde toksisite olasılığı vardır. Dahası, aşırı dozun zararı sirotik olmayan alkolik karaciğer hastalığı olanlarda daha büyüktür. Çocuklarda aşırı dozu takiben karaciğer hasarı göreceli olarak daha nadirdir. Karaciğer hücre hasarı ile birlikte parasetamol aşırı dozajında normal erişkinlerde 2 saat civarında olan parasetamol yarılanma ömrü genellikle 4 saate veya daha uzun sürelere uzar. 14C-aminopirinden sonra 14CO2 atılımında azalma bildirilmiştir. Bu; plazma parasetamol konsantrasyonu veya yarı ömür veya

            konvansiyonel karaciğer fonksiyon testi ölçümlerine nazaran parasetamol aşırı dozajı ile karaciğer hücre hasarı arasındaki ilişkiyi daha iyi gösterir. Parasetamole bağlı fulminant karaciğer yetmezliğini takiben gelişen akut tübüler nekrozdan dolayı böbrek yetmezliği oluşabilir. Bununla beraber, bunun insidansı başka nedenlerden dolayı fulminant karaciğer yetmezliği olan hastalarla karşılaştırıldığında bu grup hastalarda daha sık değildir. Nadiren, ilaç aldıktan 2-10 gün sonra, sadece minimal karaciğer toksisitesine karşın renal tübüler nekroz oluşabilir. Aşırı dozda parasetamol almış bir hastada kronik alkol alımının akut pankreatit gelişmesine katkıda bulunduğu bildirilmiştir. Akut aşırı doza ilaveten, parasetamolün günlük aşırı miktarlarda alımından sonra karaciğer hasarı ve nefrotoksik etkiler bildirilmiştir.

            Semptom ve belirtiler:

            Solgunluk, anoreksi, bulantı ve kusma parasetamol aşırı dozajının sık görülen erken semptomlarıdır. Hepatik nekroz parasetamol aşırı dozajının dozla ilişkili komplikasyonudur. Hepatik enzimler yükselebilir ve protrombin zamanı 12 ila 48 saat içinde uzar, fakat klinik semptomlar ilacın alımını takiben 1 ila 6 gün içinde belirgin olmayabilir.

            Tedavi:

            Hastayı gecikmiş hepatotoksisiteye karşı korumak için parasetamol aşırı dozajı hemen tedavi edilmelidir. Bunun için, absorpsiyonu azaltmayı (gastrik lavaj veya aktif kömür) takiben intravenöz N-asetilsistein veya oral metionin vermek gerekir. Eğer hasta kusuyorsa veya aktif kömür ile konjugasyon yapılmışsa metionin kullanılmamalıdır. Doruk plazma parasetamol konsantrasyonları aşırı dozu takiben 4 saate kadar gecikebilir. Bu nedenle hepatotoksisite riskini belirlemek için plazma parasetamol düzeyleri ilaç alımından en az 4 saat sonrasına kadar ölçülmelidir. Ek tedavi (ilave oral metionin veya intravenöz N-asetilsistein) kan parasetamol içeriği ve ilaç alımından beri geçen süre ışığı altında değerlendirilmelidir. Hepatik enzim indükleyici ilaçlar alan hastalarda, uzun süredir alkol bağımlısı olanlarda veya kronik olarak beslenme eksikliği olanlarda N-asetilsistein ile tedavi eşiğinin %30-50 düşürülmesi önerilir, çünkü bu hastalar parasetamolün toksik etkilerine karşı daha duyarlı olabilirler. Parasetamol aşırı dozajını takiben gelişebilecek fulminant karaciğer yetmezliği tedavisi uzmanlık gerektirir.

            • Diyabet Hastalığı Diyabet Hastalığı Diyabet, insülin hormonu ile ilgili problemlerden kaynaklanan bir hastalıktır. Grip, Soğuk Algınlığı ve Öksürük Grip, Soğuk Algınlığı ve Öksürük Grip ve soğuk algınlığı (nezle) semptomları arasındaki farkı bilmek önemlidir. Soğuk algınlığı gripten daha hafif belirtiler gösteren bir solunum yolu hastalığıdır.