PIYELOSEPTYL 100 mg 30 tablet {8699578013479} Klinik Özellikler

Nitrofurantoin }

Enfeksiyona Karşı Kullanılan (Antienfektif) İlaçlar > Diğer Antibakteriyeller > Nitrofurantoin
Biofarma İlaç Sanayi Ltd. Şti. | 27 January  2012

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

4.1. Terapötik endikasyonlar

Kendiliğinden ya da cerrahi işlem sonrası gelişen, akut veya tekrarlayan özellikte komplike olmayan alt idrar yolu enfeksiyonu tedavisi ve profilaksisinde endikedir.

PİYELOSEPTYL® özellikle Escherichia coli, Enterococci, Staphylococci, Citrobacter, Klebsiella ve Enterobacter'in duyarlı suşlarının neden olduğu enfeksiyonların tedavisinde endikedir.

      4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

      Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

      Yetişkinler:

      Komplike olmayan, akut idrar yolu enfeksiyonu: 7 gün boyunca günde 2 kez 100 mg. Ciddi kronik nüksetme: 7 gün boyunca günde 4 kez 100 mg.

      Uzun dönem baskılama: Günde 1 kez 50 veya 100 mg.

      Profilaksi: İşlem süresince ve sonraki 3 gün boyunca günde 2 kez 100 mg.

      Uygulama şekli:

      PİYELOSEPTYL® tabletler yemek arasında veya yemek saati dışında alınıyorsa bir bardak sıvı (su veya süt) ile oral yolla alınmalıdır. PİYELOSEPTYL®'in süt veya yemeklerle birlikte alınması gastrointestinal irritasyonu azaltır, ilacın absorbsiyonunu yavaşlatır, absorbe olan miktarı arttırır ve idrardaki terapötik konsantrasyonların süresini uzatır.

      Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

      Böbrek yetmezliği:

      Böbrek fonksiyonu bozuk hastalarda kreatinin klerensi 40-60 ml/dk'dan azsa PİYELOSEPTYL® kullanılmamalıdır, toksik nitrofurantoin metabolitleri birikebilir. Kreatinin klerensi 40 ml/dk'nın altında ise nitrofurantoin etkisizdir.

      Kronik supresif tedavide etkili olabilen en düşük doz kullanılmalıdır.

      Karaciğer yetmezliği:

      Veri bulunmamaktadır.

      Pediyatrik popülasyon:

      Çocuklar ve 3 aylığın üzerindeki bebekler

      Akut idrar yolu enfeksiyonu: 7 gün boyunca 4 bölünmüş doz olarak günlük 3 mg/kg. Baskılama: Günde 1 kez 1 mg/kg.

      25 kg'ın altında vücut ağırlığına sahip çocuklarda nitrofurantoinin oral süspansiyon formülasyonlarının kullanılmasına dikkat edilmelidir.

      Geriyatrik popülasyon:

      Nitrofurantoinin kontrendike olduğu belirgin böbrek bozukluğunun olmaması kaydıyla dozlama normal bir yetişkin için geçerli olanla aynı olmalıdır. Yaşlı hastalarda uzun dönem tedaviyle ilişkili önlem ve risklere bakınız (Bölüm 4.8).

      4.3. Kontrendikasyonlar

      PİYELOSEPTYL®

        Nitrofurantoine, diğer nitrofuranlara veya tablet bileşimindeki yardımcı maddelere karşı aşırı duyarlılık durumunda kontrendikedir.

        4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

        PİYELOSEPTYL® unilateral fonksiyon kaybı olan böbreğin parankimal enfeksiyonunun tedavisinde etkili değildir. Enfeksiyon nedeni olarak cerrahi olasılığı tekrarlayan ya da ciddi olgularda dışlanmalıdır.

        Daha önceden var olan koşullar yan etkileri maskeleyebileceğinden PİYELOSEPTYL® pulmoner hastalığı, karaciğer disfonksiyonu, nörolojik bozuklukları ve alerjik diyatezi olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.

        Ağır veya geri dönüşümsüz olabilen periferik nöropati ve periferik nöropati duyarlılığı meydana gelebilir ve nöropati yaşamı tehdit edici olabilir. Bu nedenle nöral tutulumun (parestezi) ilk belirtileri görüldüğünde tedavi durdurulmalıdır.

        PİYELOSEPTYL® anemisi, diabetes mellitusu, elektrolit dengesizliği, kuvvetten düşürücü koşulları ve B vitamini (özellikle folat) eksikliği olan hastalarda dikkatli bir şekilde kullanılmalıdır.

        Nitrofurantoin uygulanan hastalarda akut, subakut ve kronik pulmoner reaksiyonlar gözlenmiştir. Bu reaksiyonlar meydana geldiğinde PİYELOSEPTYL® derhal kesilmelidir.

        Kronik pulmoner reaksiyonlar (pulmoner fibrozis ve difüze interstisyel pnömoni dahil) fark edilmeden gelişebilir ve çoğunlukla yaşlı hastalarda meydana gelir. Uzun dönem tedavi gören hastaların (özellikle yaşlı hastalar) pulmoner durumları yakından izlenmelidir.

        Hepatit, otoimmün hepatit, kolestatik sarılık, kronik aktif hepatit ve hepatik nekroz gibi hepatik reaksiyonlar nadiren meydana gelebilmektedir ve bu duruma bağlı ölüm vakaları bildirilmiştir. Kronik aktif hepatitin başlangıcı sinsi olabilir ve uzun süreli kullanımda hastalar karaciğer hasarını belirleyecek biyokimyasal testler ile periyodik olarak izlenmelidir. Hepatit gelişmesi durumunda, ilaç tedavisi derhal sonlandırılmalı ve uygun önlemler alınmalıdır.

        PİYELOSEPTYL® kullanımından sonra idrar sarı veya kahverengine boyanabilir. PİYELOSEPTYL® kullanan hastalarda idrarda glukoz testi yanlış bir şekilde pozitif sonuç verebilir (idrarda indirgen maddeler test edilirse).

        Şüpheli glukoz-6-fosfat dehidrojenaz eksikliği olanlarda hemolize ilişkin herhangi bir belirti görüldüğünde PİYELOSEPTYL® kesilmelidir.

        İlacın süt veya yiyeceklerle birlikte alınması veya doz ayarlaması gastrointestinal reaksiyonları en aza indirilebilir.

        Uzun dönem tedavide hastaları hepatit, pulmoner semptom veya diğer toksisite bulguları bakımından yakından izleyiniz.

        Açıklanamayan pulmoner, hepatik, hematolojik veya nörolojik sendromlar ortaya çıkarsa PİYELOSEPTYL® tedavisi sonlandırılmalıdır.

        Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktoz yetmezliği ya da glukoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.

        4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

          Yiyecekler veya mide boşalmasını geciktiren maddeler emilimi artırır.

          4.6. Gebelik ve laktasyon

          Gebelik kategorisi: B

          Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

          Nitrofurantoin için gebeliklerde maruz kalmaya ilişkin klinik veri mevcut değildir.

          Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlar tedavi süresince etkili doğum kontrolü uygulamak zorundadırlar.

          Nitrofurantoin antibakteriyeller grubuna girdiğinden, daha düşük östrojen reabsorbsiyonuna neden olarak kontraseptif ürünlerin etkililiğini azaltır. Bu yüzden hastalar uygun bir şekilde uyarılmalı ve ekstra kontraseptif önlemler almalıdır.

          Gebelik dönemi

          Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar gebelik/ embriyonal/ fetal gelişim, doğum ya da doğum sonrası gelişim ile ilgili olarak doğrudan ya da dolaylı zararlı etkiler olduğunu göstermemektedir (bkz. Bölüm 5.3).

          Yapılan hayvan çalışmalarında nitrofurantoinin teratojenik etkisinin olmadığı gösterilmiştir. Nitrofurantoinin 1952'den bu yana yaygın klinik kullanımı bulunmaktadır ve gebe kadınlardaki uygunluğu da yazılı kanıtlara dayanmaktadır. Ancak tüm diğer ilaçlarda olduğu

          gibi annede görülen yan etkiler gebeliğin seyrini olumsuz yönde etkileyebilir. İlaç sadece dikkatli bir değerlendirmeden sonra spesifik endikasyona uygun en düşük dozda kullanılmalıdır.

          Bebeğe ait immatür eritrositlerin olası bir hemodiyaliz riskinden dolayı nitrofurantoinin 3 aylığın altındaki bebeklerde, doğuma yakın gebelikte ve doğum sırasında kullanılması kontrendikedir.

          Gebe kadınlara verilirken tedbirli olunmalıdır.

          Laktasyon dönemi

          Nitrofurantoin anne sütünde eser miktarda saptandığından eritrosit enzim eksikliği olduğu bilinen veya şüphelenilen bebekler emzirilmemelidir.

          Üreme yeteneği / Fertilite

          Veri bulunmamaktadır.

          4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

          Nitrofurantoin baş dönmesini de içeren sersemlik hali ve uyuklamaya neden olabilir. Bu etkilerin görülmesi durumunda hastaların araç veya makine kullanmaması gerekir.

          4.8. İstenmeyen etkiler

          İstenmeyen etkiler aşağıdaki kategorilere göre listelenmiştir:

          Çok yaygın (≥ 1/10); yaygın (≥ 1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥ 1/1.000 ila <1/100); seyrek (≥ 1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000); bilinmiyor: eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor.

          Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar:

          Bilinmiyor: Mantar ya da Pseudomonas gibi dirençli mikroorganizma kaynaklı (genitoüriner sistemle sınırlı) süperenfeksiyonlar.

          Kan ve lenf sistemi hastalıkları

          Seyrek: Aplastik anemi.

          Bilinmiyor: Agranülositoz, lökopeni, granülositopeni, hemolitik anemi, trombositopeni, megaloblastik anemi, glukoz-6-fosfat dehidrojenaz eksikliği anemisi ve eozinofili.

          Bağışıklık sistemi hastalıkları:

          Bilinmiyor: Alerjik deri reaksiyonları, Anjiyonörotik ödem ve anaflaksi, kutanöz vaskülit

          Psikiyatrik hastalıklar:

          Bilinmiyor: Depresyon, öfori, konfüzyon, psikotik reaksiyonlar

          Sinir sistemi hastalıkları:

          Bilinmiyor: Optik nevrit dahil periferik nöropati (duyusal ve motor tutulum), nistagmus, vertigo, sersemlik hissi, asteni, baş ağrısı ve uyku sersemliği. İdyopatik intrakraniyal hipertansiyon

          Kardiyak hastalıklar:

          Seyrek: Kollaps ve siyanoz

          Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar

          Bilinmiyor: Akut pulmoner reaksiyonlar, subakut pulmoner reaksiyonlar*, Kronik pulmoner reaksiyonlar, öksürük, dispne, lupus-eritematöz benzeri sendromla ilişkili olması muhtemel pulmoner fibroz

          Gastrointestinal hastalıklar

          Bilinmiyor: Sialadenit. pankreatit, bulantı, kusma, karın ağrısı, diyare ve anoreksi.

          Hepatobilier hastalıklar:

          Bilinmiyor: Kolestatik sarılık ve kronik aktif hepatit**, hepatik nekroz, otoimmün hepatit

          Deri ve derialtı doku hastalıkları

          Bilinmiyor: Geçici alopesi, eksfoliyatif dermatit ve eritema multiforme (Stevens-Johnson sendromu ile birlikte), makülopapüler, eritematöz ya da ekzamatöz erupsiyon, ürtiker, kızarıklık ve kaşıntı, pulmoner reaksiyon ilişkili lupus benzeri sendrom

          Eozonofili ve sistemik semptomlar ile karakterize ilaç döküntüsü (DRESS sendromu), kutanöz vaskülit.

          Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

          Bilinmiyor: İdrarda sarı veya kahverengi renk değişikliği, interstisyel nefrit

          Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

          Bilinmiyor: Asteni, ateş, titreme, ilaç ateşi ve artralji

          Araştırmalar

          Bilinmiyor: İdrar testinde, glukoz testinde yanlış pozitiflik

          *Akut pulmoner reaksiyonlar genellikle tedavinin ilk haftasında meydana gelir ve tedavinin kesilmesiyle geri dönüşümlüdür. Akut pulmoner reaksiyonlar genellikle ateş, titreme, öksürük, göğüs ağrısı, dispne, göğüs röntgeninde konsolidasyon veya plevral efüzyon ile karakterize pulmoner infiltrasyon ve eozinofili ile kendini gösterir. Subakut pulmoner reaksiyonlarda ateş ve eozinofili, akut formuna kıyasla daha nadiren görülür. Kronik pulmoner reaksiyonlar altı ay ve üzeri tedavi görmekte olan hastalarda nadiren görülmekle beraber yaşlı hastalarda daha yaygın görülmektedir. EKG'de izlenen değişiklikler pulmoner reaksiyonlarla ilişkilidir.

          **Ölümcül olabilir.

          Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması

          Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0312 218 35 99).

          4.9. Doz aşımı ve tedavisi

Doz aşımı semptomları gastrik iritasyon, bulantı ve kusmadır. Nitrofurantoinin bilinen spesifik bir antidotu yoktur. Ancak ilaç yakın vakitte alındıysa hemodiyaliz uygulanabilir. Kusturma veya gastrik lavaj ile standart tedavi yapılır. Tam kan sayımı, karaciğer ve pulmoner fonksiyon testleri önerilmektedir. İlacın idrardan atılımını artırmak için vücuda sıvı yüklenmelidir.

Doğum Sonrası Depresyonu Doğum Sonrası Depresyonu Doğum sonrası depresyonu, doğumdan sonra her on kadından biri tarafından tecrübe edilen stresli bir durumdur. Dış Gebelik Dış Gebelik Dış gebelik, her 100 gebelikten birini etkileyen, sık görülen ve ölüme sebep olabilecek bir durumdur. Bu, döllenen yumurta, rahimin dışına yerleşirse, oluşan bir durumdur. Gebelik ilerledikçe, ağrıya ve kanamalara sebep olur.