PRIMENE %10 infüzyonluk pediyatrik aminoasit çözeltisi (250 ml) Klinik Özellikler

Aminoasit }

Kan ve Kan Yapıcı Organlar > Damar İçine Enjekte Edilenler > Amino Asit
Baxter Turkey Renal Hizmetler A.Ş. | 8 June  2021

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

    4.1. Terapötik endikasyonlar

    Oral ya da enteral yoldan beslenmenin yapılamadığı, yeterli olmadığı ya da kontrendike olduğu normal ya da düşük doğum ağırlıklı prematüre bebeklerde ve yeni doğan bebeklerde, süt çocuklarında ve çocuklarda parenteral beslenme amacıyla kullanılır.

    4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

    Pozoloji:

    Parenteral beslenmenin başlatılması ve ne kadar süreceğinin yanı sıra uygulanacak PRIMENE'in pozolojisi (doz ve uygulama hızı), hastanın yaşı, ağırlığı, klinik durumu, azot ihtiyacı, PRIMENE'in bileşenlerini metabolize edebilme yeteneği ve parenteral ve/veya enteral yoldan sağlanabilecek ek besinlere bağlıdır.

    Normalde 24 saatte 1,5-3,5 g amino asit/kg/gün (24 saatte 0,23-0,53 g azot/kg) dozunda, yani 24 saatte 15-35 mL/kg PRIMENE kullanılır.

    Dakikada 0,05 mL/kg'dan daha hızlı infüzyon yapılmamalıdır.

    Uygulama sıklığı ve süresi:

    Yeni doğan bebeklerle, süt çocuklarında: 24 saatlik devamlı infüzyonla uygulanır. Çocuklarda: 24 saatlik devamlı infüzyonla veya 24 saat içinde yaklaşık 12 saatlik siklik

    infüzyonlarla uygulanır.

    Akış hızı, pozolojiye, infüze edilen çözeltinin niteliğine, 24 saatlik dönemde uygulanacak toplam sıvı hacmine ve infüzyon süresine göre ayarlanmalıdır.

    Akış hızı, ilk saatte kademeli olarak arttırılmalıdır.

    Uygulama şekli:

    PRIMENE, intravenöz kullanım içindir.

    PRIMENE, sıvı veya hacim replasmanı için değildir.

    Çözelti (şişelerde ve uygulama setlerinde) yenidoğanlarda ve 2 yaşın altındaki çocuklarda kullanıldığında, uygulama tamamlanıncaya kadar ışık maruziyetine karşı korunmalıdır (bkz. Bölüm 4.4, 6.3 ve 6.6).

    PRIMENE, genellikle çocuğun gereksinimlerineuygun bir enerji kaynağı ile birlikte eş zamanlı

    ya da karışım halinde uygulanabilir.

    PRIMENE, geçimliliği ve stabilitesi bilindiğinde, besinsel ihtiyaçların karşılanması ve eksikliklerin veya komplikasyonların oluşumunun önlenmesi için karbonhidrat, lipit, elektrolit, vitamin ve eser element içeren nutrisyonel karışımların bileşimine katılarak kullanılabilir (bkz. Bölüm 6.2).

    PRIMENE yalnız başına kullanılacaksa santral venöz kateterle, diğer ürünlerle eş zamanlı ya da karışım şeklinde kullanılacaksa uygulanacak son karışımın ozmolaritesine bağlı olarak santral veya periferik bir venöz kateter aracılığıyla uygulanır.

    Periferik uygulama düşünülüyorsa, uygulanacak infüzyon çözeltisinin ozmolaritesi göz önüne alınmalıdır.

    Güçlü hipertonik parenteral besin çözeltileri (>900 mOsm/L), büyük bir santral damara yerleştirilmiş uçlu santral venöz kateter aracılığıyla uygulanmalıdır.

    Hekim tarafından uygun görülmesi durumunda ve formülasyonun ozmolaritesi ≤ 900

    mOsm/L ise parenteral besin çözeltisi, her yaştan hastaya periferik olarak da uygulanabilir.

    Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

    Böbrek / Karaciğer yetmezliği:

      Böbrek yetmezliği olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Azot dengesi bozulabilir ve pozolojinin ayarlanması gerekebilir. Bu hastalardaki sıvı ve elektrolit durumu yakından izlenmelidir (bkz. Bölüm 4.4).

      4.3. Kontrendikasyonlar

      PRIMENE aşağıdaki hastalarda kontrendikedir;

        Her 100 mL çözeltide toplam 10 gram amino asit (toplam 1,5 gram azot) içerir.

        Amino asit metabolizmasında doğumsal anomalisi olan hastalar.

      4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

      Alerjik Reaksiyonlar / Aşırı Duyarlılık Reaksiyonları

      Parenteral beslenmenin bir bileşeni olarak uygulanan amino asit çözeltileriyle anafilaktik/anafilaktoid reaksiyonlar ve diğer aşırı duyarlılık/infüzyon reaksiyonları bildirilmiştir (bkz. bölüm 4.8). Reaksiyon belirtileri veya semptomları geliştiği takdirde infüzyon derhal durdurulmalıdır.

      Parenteral Beslenme Alan Hastalarda Çökelmeler

      Parenteral beslenme alan hastalarda pulmoner vasküler çökelmeler olduğu bildirilmiştir. Bazı vakalarda, ölümcül sonuçlar meydana gelmiştir. Kalsiyum ve fosfatın aşırı miktarda ilave edilmesi, kalsiyum fosfat çökelmelerinin oluşma riskini artırmaktadır. Çözeltide fosfat tuzu olmadığında dahi çökelmeler olduğu bildirilmiştir. Uygulama yolu içerisindeki filtreden uzak bir noktada çökelme ve şüpheli in-vivo çökelme oluşumu olduğu da bildirilmiştir.

      Pulmoner distress ortaya çıkarsa infüzyon durdurulmalı ve tıbbi değerlendirme başlatılmalıdır. Çözeltinin incelenmesinin yanı sıra, infüzyon seti ve kateter de çökelmeler için düzenli

      aralıklarla kontrol edilmelidir.

      Enfeksiyöz komplikasyonlar

      Parenteral formülasyonları uygulamak için kullanılan intravenöz kateterler yoluyla, kateter bakımının iyi yapılmaması veya kontamine çözeltiler sebebiyle enfeksiyon veya sepsis oluşabilir.

      İmmünosupresyon ve hiperglisemi, kötü beslenme ve/veya altta yatan hastalıklarının durumu gibi diğer etkenler, hastaları enfeksiyöz komplikasyonlara açık hale getirebilir.

      Ateş/üşüme, lökositoz ve hipergliseminin dikkatli bir şekilde izlenmesi ve infüzyon sistemi ile ilişkili teknik komplikasyonların değerlendirilmesi, enfeksiyonların erken fark edilmesine yardımcı olabilir.

      Septik komplikasyonların meydana gelme sıklığı kateter yerleştirilmesi sırasında, bakımında ve beslenme ürünü hazırlanırken kullanılan aseptik teknik üzerine yapılan vurgunun artırılmasıyla azaltılabilir.

      Parenteral Besin Alan Hastalarda Yeniden Besleme (Refeeding) Sendromu

      Ciddi derecede yetersiz beslenen hastaların beslenmesi, hastanın anabolik sürece geçmesinden dolayı potasyum, fosfor ve magnezyumun hücre içine geçmesi ile karakterize olan yeniden besleme sendromuna neden olabilir. Tiamin eksikliği ve sıvı tutulumu da gelişebilir. Dikkatli izleme ve fazla beslemeden kaçınarak besin alımlarının yavaşça artırılmasıyla bu komplikasyonlar önlenebilir.

      Hipertonik çözeltiler

      Hipertonik infüzyon çözeltileri, periferik bir damara uygulandığında damarın tahriş olması,

      zarar görmesi ve tromboza yol açabilir (bkz. Bölüm 4.8).

      Ozmolaritesi nedeniyle PRIMENE yalnız başına kullanıldığında periferik bir ven içine verilmemelidir.

      Genel İzleme

      İzleme, hastanın klinik durumu ve koşullarına uygun olmalı ve su ve elektrolit dengesinin, serum ozmolaritesinin, asit/baz dengesinin, kan glukoz seviyelerinin, kan amonyak düzeylerinin ve karaciğer ve böbrek fonksiyonunun tayinini içermelidir.

      Metabolik Etkiler

      Besin alımı hastanın ihtiyaçlarına göre ayarlanmadığında veya verilen herhangi bir besin bileşeninin metabolik kapasitesi doğru ölçülmediğinde metabolik komplikasyonlar oluşabilir. Yetersiz veya aşırı miktarda besin uygulanmasından veya belirli bir hastanın ihtiyacı için hazırlanan ilave karışım bileşiminin uygun olmamasından dolayı advers metabolik etkiler oluşabilir.

      Karaciğer fonksiyonu

      Parenteral beslenme uygulanan hastalar hepatik komplikasyonlar (kolestaz, hepatik steatoz, karaciğer yetmezliğine yol açması olası fibroz ve sirozun yanı sıra kolesistit ve kolelitiyaz da dahil) yaşayabilirler ve bu hastalar gereğince izlenmelidir. Bu rahatsızlıkların etiyolojisinin çok

      unsurlu olduğu düşünülmektedir ve hastadan hastaya değişebilmektedir. Anormal laboratuvar parametreleri veya hepatobiliyer rahatsızlıkların başka belirtilerini gösteren hastalar, neden olması veya katkıda bulunması muhtemel faktörlerin ve muhtemel terapötik ve profilaktik müdahalelerin belirlenmesi için karaciğer hastalıkları konusunda uzman bir klinisyen tarafından değerlendirilmelidir.

      Önceden karaciğer hastalığı veya karaciğer yetmezliği bulunan hastalarda amino asit çözeltileri

      kullanılırken dikkatli olunmalıdır.

      Bu hastaların karaciğer fonksiyonu parametreleri yakından izlenmeli ve hastalar, olası hiperamonemi semptomları için izlenmelidir.

      Amino asit çözeltisi verilen hastalarda kan amonyak düzeylerinde artış ve hiperamonemi görülebilir. Bazı hastalarda bu durum, amino asit metabolizmasında konjenital bir bozukluk (bkz. Bölüm 4.3) veya karaciğer yetmezliği olduğunu işaret edebilir.

      Yeni doğanlarda ve bebeklerde, hiperamoneminin tespiti için kan amonyak düzeyi sık sık

      ölçülmelidir.

      Şiddetine ve etiyolojisine bağlı olarak, hiperamonemi acil müdahale gerektirebilir.

      Renal Etkiler

      Amino asit içeren çözeltilerin parenteral uygulanmasına ilişkin olarak azotemi görülmüştür. Azotemi, özellikle böbrek yetmezliği olması durumunda görülebilir.

      Böbrek yetmezliği olan hastalarda (örn; üremisi olanlar) dikkatle kullanılmalıdır. Azot dengesi değişebilir ve pozolojinin ayarlanması gerekebilir. Bu hastalardaki sıvı ve elektrolit durumu yakından izlenmelidir.

      İlave önlemler

      İntravenöz parenteral beslenme çözeltilerinin, özellikle eser elementler ve/veya vitaminler ile karıştırıldıktan sonra ışığa maruziyeti sonucunda, peroksitler ve diğer bozunma ürünlerinin oluşması nedeniyle yenidoğanlarda klinik sonuçları etkileyen advers etkilere neden olabilir. PRIMENE, yenidoğanlarda ve 2 yaşın altındaki çocuklarda kullanıldığında, uygulama tamamlanıncaya kadar ortam ışığından korunmalıdır (bkz. Bölüm 4.2, 6.3 ve 6.6).

      Parenteral beslenme uygulanmasıyla, infüzyon bölgesinde reaksiyonlar meydana gelmiştir. Bunlar infüzyon bölgesindeki tromboflebit ve venöz tahriş dışında, ekstravazasyonla birlikte olduğunda ciddi olabilen reaksiyonlar (örn; nekrozve bül/vezikül oluşumu) olabilir (bkz. Bölüm 4.8). Hastalar buna uygun olarak izlenmelidir.

      İnfüzyona başlamadan önce, ciddi su ve elektrolit bozuklukları, ciddi sıvı yüklemesi durumları

      ve ciddi metabolik bozukluklar düzeltilmelidir.

      Pulmoner ödem veya kalp yetmezliği olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Sıvı durumu yakından izlenmelidir.

      4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

      Hiçbir etkileşim çalışması yapılmamıştır. Beslenme karışımlarının, kullanım öncesinde geçimli ve stabil oldukları doğrulanmalıdır.

      Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

        Herhangi bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.

        Pediyatrik popülasyon:

        Herhangi bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.

        4.6. Gebelik ve laktasyon

        :

        Gebelik Kategorisi: C

        Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

        Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir.

        Gebelik dönemi:

        PRIMENE'in gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir.

        Sağlık profesyonelleri, PRIMENE'i uygulamadan önce her hasta için potansiyel riskleri ve

        yararları dikkatlice değerlendirmelidirler.

        Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar, gebelik / ve-veya / embriyonal / fetal gelişim / ve- veya / doğum / ve-veya / doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir (bkz. Kısım Klinik öncesi güvenlilik verileri). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.

        İlaveten, PRIMENE, çocuklarda, süt çocuklarında ve zamanında doğmuş ya da prematüre yeni doğanlarda kullanımauygun olarak formüleedilmiş bir preparat olduğundan gebelikte kullanımı beklenmez.

        Laktasyon dönemi:

        PRIMENE'in laktasyonda kullanımı ile ilgili yeterli veri yoktur. Sağlık profesyonelleri, PRIMENE'yi uygulamadan önce her hasta için potansiyel riskleri ve yararları dikkatlice değerlendirmelidirler.

        PRIMENE, çocuklarda, süt çocuklarında ve zamanında doğmuş ya da prematüre yeni doğanlarda kullanıma uygun olarak formüle edilmiş bir preparat olduğundan laktasyonda kullanımı önerilmez.

        Üreme yeteneği /Fertilite

        PRIMENE'in insanlar üzerinde üreme yeteneğine ilişkin yeterli veri mevcut değildir.

        4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

        PRIMENE, araç veya ağır iş makinesi kullanımı üzerine etkilerine dair bilgi mevcut değildir ancak PRIMENE çocuklarda, süt çocuklarında ve zamanında doğmuş ya da prematüre yeni doğanlarda kullanıma uygun olarak formüle edilmiş bir preparat olduğundan bir etkisi olması pratik olarak mümkün değildir.

        4.8. İstenmeyen etkiler

        Pazarlama sonrasında PRIMENE'in parenteral beslenme bileşeni olarak kullanımı sırasında görülen istenmeyen etkiler aşağıdaki şekilde belirtilmiştir: Çok yaygın (1/10); yaygın (1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (1/1.000 ila <1/100); seyrek (1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

        Aşağıda listelenen advers etkiler, parenteral beslenmenin bir bileşeni olarak uygulanan PRIMENE'in pazarlama sonrası raporlarından tespit edilmiştir. Bu bölümde listelenen advers ilaç reaksiyonlarının sıklığı mevcut verilerden hesaplanamaz.

        Bağışıklık sistemi hastalıkları:

        Bilinmiyor: Yüz ödemi, göz kapağı ödemi ve döküntü ile belirginleşen aşırı duyarlılık

        reaksiyonu

        Parenteral amino asit ürünleriyle ilgili olarak meydana gelen advers reaksiyonlar şunlardır:

        Kan ve lenf sistemi hastalıkları

        Bilinmiyor: Azotemi, hiperamonemi.

        Amino asit bileşeninin muhtemel olarak nedensel veya yardımcı rol oynadığı, parenteral beslenmeyle ilgili olarak bildirilen advers reaksiyonlar:

        Bağışıklık sistemi hastalıkları:

        Bilinmiyor: Deri, gastrointestinal ve ciddi solunum ve dolaşım (şok) belirtileri dahil anafilaktik/anafilaktoid reaksiyonlar ve pireksi, üşüme, hipotansiyon, hipertansiyon, artalji, miyalji, ürtiker, prurit, eritem ve baş ağrısı dahil diğer aşırı duyarlılık/infüzyon reaksiyonları.

        Metabolizma ve beslenme hastalıkları

        Bilinmiyor: Metabolik asidoz.

        Vasküler hastalıklar

        Bilinmiyor: Pulmoner vasküler çökelmeler.

        Hepatobiliyer hastalıklar

        Bilinmiyor: Karaciğer yetmezliği, hepatik siroz, hepatik fibroz, kolestaz, hepatik steatoz, kan

        bilirubininde artış, hepatik enzim artışı, kolesistit, kolelitiyaz.

        Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

        Bilinmiyor: Böbrek yetmezliği olan çocuklarda kan üre azotunda artış.

        Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

        Bilinmiyor: Ekstravazasyonla birlikte olduğunda infüzyon bölgesinde nekroz, şişme, bül/vezikül oluşumu, yara oluşumu, deride renk değişimi (infüzyon bölgesi reaksiyonuyla ilgili ifade için bkz. Bölüm 4.4). İnfüzyon bölgesi tromboflebiti; Venöz tahriş (infüzyon bölgesinde flebit, ağrı, eritem, sıcaklık artışı, şişme, sertlik).

        Amino asit çözeltileri, takviyelerle düzeltilmesi gereken akut folik asit eksikliğine zemin hazırlayabilir.

        Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması

        Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir. (www.titck.gov.tr; e- posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)

        4.9. Doz aşımı ve tedavisi

        Uygun olmayan uygulamayı takiben (aşırı doz ve/veya önerilenden daha yüksek infüzyon hızı) hipervolemi, elektrolit bozuklukları, asidoz ve/veya azotemi meydana gelebilir. Semptomlar mide bulantısı, kusma, titreme, konfüzyon (bilinç bulanıklığı) veya kalbin hızlı atması olabilir. Bu gibi durumlarda, infüzyon derhal durdurulmalıdır. Tıbbi olarak uygunsa, klinik komplikasyonları önlemek için ek müdahale yapılabilir.

        Doz aşımı için özel bir antidot bulunmamaktadır. Acil durum prosedürleri, uygun düzeltici

        önlemler içermelidir.

        Kalp Krizi Kalp Krizi Kalbe giden kan akışı durduğunda kalp krizi meydana gelir. Grip, Soğuk Algınlığı ve Öksürük Grip, Soğuk Algınlığı ve Öksürük Grip ve soğuk algınlığı (nezle) semptomları arasındaki farkı bilmek önemlidir. Soğuk algınlığı gripten daha hafif belirtiler gösteren bir solunum yolu hastalığıdır.