PROCALUT 150 mg 28 film tablet Klinik Özellikler

Bikalutamid }

Antineoplastik ve İmmünomodülatör Ajanlar > Hormon Antagonistleri > Bikalutamid
Koçak Farma İlaç ve Kimya Sanayi A.Ş. | 17 November  2011

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

    4.1. Terapötik endikasyonlar

    PROCALUT 150 mg progresyon riski yüksek olan lokal ileri prostat kanseri olan hastalarda, tek başına veya radikal prostatektomiye veya radyoterapiye adjuvan tedavi olarak kullanılır (Bkz. Bölüm 5.1).

    PROCALUT 150 mg ayrıca, cerrahi kastrasyonun ya da diğer tıbbi girişimlerin uygun veya kabul edilebilir olmadığı ve uygulanmadığı lokal ileri, metastaz yapmamış prostat kanserinin tedavisinde endikedir.

    4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

    Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

    Yaşlılar da dahil yetişkin erkeklerde günde 1 defa 1 tablet (150 mg) kullanılır.

    PROCALUT, en az 2 yıl boyunca veya hastalık ilerlemeye başlayıncaya kadar sürekli olarak kullanılmalıdır.

    Uygulama şekli:

    Oral yolla kullanılır.

    Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

    Böbrek /Karaciğer yetmezliği:

    Böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gerekli değildir.

    Hafif karaciğer yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gerekli değildir. Orta ila şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda birikim olabilir (Bkz. Bölüm 4.4).

    Pediyatrik popülasyon:

    PROCALUT çocuklarda kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3).

    Geriyatrik popülasyon:

    Yaşlılarda doz değişikliği önerilmez. Yetişkinlerde uygulanan doz kullanılır.

    4.3. Kontrendikasyonlar

    PROCALUT kadınlar ve çocuklarda kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.6).

    PROCALUT, etkin maddeye veya yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılık gösterdiği bilinen hiçbir hastada kullanılmamalıdır.

    PROCALUT'un terfenadin, astemizol veya sisaprid ile birlikte kullanımı kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.5).

    4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

    Tedavinin başlatılması doğrudan bir uzman gözetiminde olmalıdır.

    Bikalutamid karaciğerde büyük ölçüde metabolize edilir. Veriler eliminasyonun, şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda yavaşlayabileceği izlenimini vermekte ve bu yavaşlama, bikalutamidin vücutta birikimiyle sonuçlanabilmektedir. Bu nedenle PROCALUT, orta ila şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.

    Karaciğerdeki olası değişiklikler nedeniyle, belirli aralıklarla karaciğer fonksiyon testlerinin yapılması düşünülmelidir. Bu değişikliklerin büyük bir bölümünün, PROCALUT tedavisinin ilk 6 ayı içerisinde gelişmesi beklenir.

    Şiddetli karaciğer değişiklikleri ve karaciğer yetmezliği bikalutamid ile nadiren görülmüştür ve ölümle sonuçlanan vakalar bildirilmiştir (Bkz Bölüm 4.8). Bu değişiklikler şiddetliyse, PROCALUT tedavisi durdurulmalıdır.

    Hastalığın objektif olarak ilerlediği, prostat spesifik antijen (PSA) düzeyleri yüksek hastalarda PROCALUT tedavisi kesilmelidir.

    Bikalutamidin sitokrom P450 (CYP3A4) inhibitörü olduğu gösterildiğinden, öncelikle CYP3A4 tarafından metabolize edildiği bilinen ilaçlar ile birlikte dikkatle kullanılmalıdır (Bkz Bölüm 4.3 ve 4.5).

    Seyrek vakalarda, PROCALUT 150 mg alan hastalarda ışığa duyarlılık reaksiyonları bildirilmiştir. Hastalardan PROCALUT 150 mg tedavisi sırasında doğrudan aşırı güneş ışığı veya UV ışınlarına maruz kalmamaları ve güneş koruyucu kullanmaları istenmelidir. Işığa duyarlılık reaksiyonunun uzun süreli ve/veya şiddetli olduğu vakalarda, uygun semptomatik tedavi başlatılmalıdır.

    Androjen deprivasyon terapisi, QT aralığını uzatabilir.

    QT uzamasına yönelik risk faktörleri bulunan ve QT aralığını uzatabilen eş zamanlı ilaçlar alan hastalarda (Bkz. Bölüm 4.5) doktor, PROCALUT tedavisini başlatmadan önce Torsades de pointes potansiyeli dahil olmak üzere yarar risk oranını değerlendirmelidir.

    Eş zamanlı bikalutamid tedavisi alan hastalarda kumarinin antikoagülan etkilerinin güçlendiği bildirilmiştir ve bunun sonucunda protrombin zamanında (PT) uzama ve Uluslararası Normalize Oranda (INR) artış ortaya çıkabilir. Bazı vakalar kanama riski ile ilişkilendirilmiştir. PT/INR'nin yakından takip edilmesi önerilir ve antikoagülan dozunun ayarlanması düşünülmelidir (Bkz. Bölüm 4.5 ve 4.8).

    PROCALUT, laktoz monohidrat (sığır kaynaklı) içerir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktaz yetmezliği ya da glukoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.

    Bu tıbbi ürün her “dozâ€unda 1 mmol (23 mg)'dan daha az sodyum ihtiva eder; yani aslında “sodyum içermezâ€.

    4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

    In vitro çalışmalar R-bikalutamidin bir CYP3A4 inhibitörü olduğunu, CYP 2C9, 2C19 ve 2D6 üzerinde ise daha az inhibitör etkiye sahip olduğunu göstermiştir.

    Sitokrom P450 (CYP) aktivitesinin göstergesi olarak antipirin kullanılan klinik çalışmalar, Bikalutamidin ilaç etkileşim potansiyeline sahip olduğunu göstermemesine rağmen, 28 gün boyunca bikalutamid ile birlikte kullanılan midazolam ile ortalama EAA değerinde %80'e varan artışlar kaydedilmiştir. Bu artış, terapötik indeksi dar olan ilaçlarda önemli olabilir. Bu nedenle, terfenadin, astemizol ve sisaprid'in PROCALUT ile birlikte kullanılması kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3.) ve PROCALUT siklosporin ve kalsiyum kanal blokerleri gibi ilaçlarla birlikte dikkatle kullanılmalıdır. İlacın etkisini arttırdığı veya istenmeyen etkilerinin ortaya çıktığını gösteren kanıtlar varlığında, bu ilaçlarda dozun azaltılması gerekebilir. Siklosporin kullanan hastalarda PROCALUT tedavisine başlandığı ya da PROCALUT kullanımı durdurulduğu zaman, siklosporin plazma konsantrasyonlarının ve hastanın klinik durumunun yakından izlenmesi önerilir.

    Simetidin veya ketokonazol gibi ilaç oksidasyonunu inhibe edebilen ilaçlarla birlikte PROCALUT'un kullanılması sırasında dikkatli olunmalıdır. Böyle bir tedavi teorik olarak, bikalutamidin plazma konsantrasyonlarının artmasıyla sonuçlanabilir ve yine teorik olarak, yan etkilerin artmasına yol açabilir.

    Bikalutamidin, kumarin sınıfı bir antikoagülan olan varfarini proteinlere bağlanma yerlerinden ayırabileceği in vitro çalışmalarda gösterilmiştir. Bikalutamid ile birlikte uygulandığında varfarin ve diğer kumarin antikoagülanların etkisinin arttığına ilişkin bildirimler yapılmıştır. Bu nedenle PROCALUT, eş zamanlı olarak kumarin antikoagülanlar alan hastalara uygulandığında PT/INR yakından takip edilmeli ve antikoagülan dozunun ayarlanması düşünülmelidir (Bkz. Bölüm 4.4 ve 4.8).

    Androjen deprivasyon tedavisi QT aralığını uzatabileceğinden, PROCALUT'un QT aralığını uzattığı bilinen veya sınıf IA (örn. kinidin, disopiramid) veya sınıf III (örn. amiodaron, sotalol, dofetilid, ibutilid) antiaritmik ilaçlar, metadon, moksifloksasin ve antipsikotikler gibi Torsades de pointes'i indüklediği bilinen ilaçlarla birlikte kullanımı dikkatle değerlendirilmelidir (Bkz. Bölüm 4.4).

    Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

    Özel popülasyonlara ilişkin etkileşim çalışması yapılmamıştır.

    Pediyatrik popülasyon:

    Etkileşim çalışmaları yalnızca erişkinlerle yapılmıştır.

    4.6. Gebelik ve laktasyon

    Genel tavsiye: Uygulanabilir değildir. Gebelik kategorisi X

    Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

    Uygulanabilir değildir.

    Gebelik dönemi

    PROCALUT kadınlarda kontrendikedir.

    Laktasyon dönemi

    PROCALUT kadınlarda kontrendikedir.

    Üreme yeteneği / Fertilite

    Hayvan çalışmalarında erkek fertilitesinde geri çevrilebilir bozulma gözlenmiştir (Bkz. Bölüm 5.3). Erkeklerde bir subfertilite veya infertilite periyodu söz konusu olacağı varsayılmalıdır.

    Anti-androjen tedavisi spermatozoada morfolojik değişikliklere neden olabilir. Bikalutamidin sperm morfolojisi üzerindeki etkisi değerlendirilmemiş ve bikalutamid alan hastalarda bu gibi bir değişiklik bildirilmemiş olmakla birlikte, hastalar ve/veya partnerleri bikalutamid tedavisi sırasında ve sonrasındaki 130 gün süresince yeterli doğum kontrol önlemi uygulamalıdır.

    4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

    PROCALUT'un araç ve makine kullanım becerisini etkilemesi pek olası değildir. Ancak zaman zaman uyku hali yapabileceği unutulmamalıdır. Bu şekilde etkilenen hastalar dikkatli olmalıdır.

    4.8. İstenmeyen etkiler

    İstenmeyen etkiler aşağıdaki sınıflama kullanılarak sıklık gruplarına ayrılmıştır:

    Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100); seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

    Kan ve lenf sistemi hastalıkları

    Yaygın: Anemi

    Bağışıklık sistemi hastalıkları

    Yaygın olmayan: Anjiyoödem ve ürtikeri içeren aşırı duyarlılık reaksiyonları

    Metabolizma ve beslenme hastalıkları

    Yaygın: İştahsızlık

    Psikiyatrik hastalıklar

    Yaygın: Cinsel isteğin azalması, depresyon

    Sinir sistemi hastalıkları

    Yaygın: Uyku hali, baş dönmesini de içeren sersemlik hali

    Kardiyak hastalıklar

    Bilinmiyor: QT uzaması (Bkz. Bölüm 4.4 ve 4.5)

    Vasküler hastalıklar

    Yaygın: Sıcak basması

    Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar

    Yaygın olmayan: İnterstisiyel akciğer hastalığı (ölüm vakaları bildirilmiştir)

    Gastrointestinal hastalıklar

    Yaygın: Karın ağrısı, kabızlık, hazımsızlık, midede gaz toplanması, bulantı

    Hepato-bilier hastalıklar

    Yaygın: Hepatotoksisite, sarılık, transaminaz seviyelerinin artışı Seyrek: Karaciğer yetmezliği (ölüm vakaları bildirilmiştir)

    Deri ve deri altı dokusu hastalıkları

    Çok yaygın: Deri döküntüsü

    Yaygın: Alopesi, kıllanma / saçların yeniden çıkması, cilt kuruluğu, kaşıntı Seyrek: Fotosensitivite reaksiyonu

    Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

    Yaygın: Hematüri

    Üreme sistemi ve meme hastalıkları

    Çok yaygın: Jinekomasti ve memede hassasiyet Yaygın: Erektil disfonksiyon

    Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

    Çok yaygın: Asteni

    Yaygın: Göğüs ağrısı, ödem

    Araştırmalar

    Yaygın: Kilo artışı

    olduğu görülmüştür. Jinekomasti, özellikle uzun süre tedavi gören hastalarda, tedavi durdurulduktan sonra kendiliğinden düzelmeyebilir.

    PT/INR artışı: Pazarlama sonrası izlemde bicalutamid ile etkileşime giren kumarin antikoagülanlara ilişkin bildirimler yapılmıştır (Bkz. Bölüm 4.4 ve 4.5).

    Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması

    Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).

    4.9. Doz aşımı ve tedavisi

    İnsanlarda doz aşımıyla ilgili deneyim yoktur. Spesifik bir antidot mevcut olmadığından, semptomatik tedavi uygulanmalıdır. Bikalutamid, proteinlere yüksek oranda bağlandığından ve idrarla değişmeden atılım söz konusu olmadığından diyaliz, doz aşımı tedavisinde yardımcı olamayabilir. Genel destek tedavisi ile hastalanın yaşamsal verileri izlenir.

    HIV ve Aids HIV ve Aids HIV, Human Immunodeficiency Virus’dür (İnsanlarda Bağışıklık Sistemini Bozan Virüsdür). Bu virüs AIDS hastalığına sebep olur. Deri Kanseri Deri Kanseri Deri kanseri çok rastlanan bir hastalıktır. Üç ana türü bulunur ;genelde kemirici ülser olarak bilinen bazal hücreli karsinom, yassı hücreli karsinom ve kötü huylu tümör.