RONSENGLOB %5100 ml IV infüzyon için çözelti içeren flakon Klinik Özellikler

Human Immunglobulin G }

Enfeksiyona Karşı Kullanılan (Antienfektif) İlaçlar > İmmünoglobülinler > İmmunglobulin
Smf İlaç Kozmetik Sağlık Gıda Sanayi A.ş | 17 May  2013

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

4.1. Terapötik endikasyonlar

-Primer immün yetmezlik sendromlarında

-Ciddi enfeksiyonlarla seyreden ve sekonder hipogamaglobulinemi gelişmiş multiple myeloma ve kronik lenfositik lösemide

-Allojeneik kemik iliği nakli sürecinde gelişen immün yetmezlik tedavisinde

-AIDSTi çocuklarda tekrarlayan enfeksiyon durumlarında (pediyatrik HIV enfeksiyonunda)

-Guillain-Barre sendromunda

-Steroid tedavisine dirençli ve klinik kanamalarla giden immün trombositopenik purpura’da -ITP hastalarında trombositopenik dönemde yapılacak cerrahi veya splenektomiye hazırlık amacıyla

-Bulber tutulumu olan Myastenia Gravis’te -Kawasaki hastalığında

-Gebeliğe sekonder immune trombositopeni veya gebelik ve ITP beraberliğinde endikedir

4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

 Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

Pozoloji ve uygulama sıklığının endikasyona göre değişmesine ve dozun replasman tedavisinde bireysel klinik yanıt ve farmakokinetiğe bağlı olarak ayarlanma gerekliliğine rağmen genel olarak aşağıdaki dozlar rehber olarak önerilebilir:

Primer immün yetmezliklerde verine kovma (replasman) tedavisi:

Doz, serum IgG düzeyi en az 4.0 g/L olarak sabit kalacak şekilde (bir sonraki infüzyondan önce ölçülen) ayarlanmalıdır. Bu düzeylerin sağlanabilmesi için tedavinin başlangıcından itibaren 3-6 ay gereklidir. Önerilen başlangıç dozu 0.4-0.8 g/kg, ve idame dozu her 3 haftada bir 0.2 g/kg’dır. 6.0 g/L sabit düzeylere ulaşabilmek için gereken doz 0.2-0.8 g/kg/ay’dır. Stabil durum sağlandıktan sonra, her 2-4 haftada bir tekrar uygulanmalıdır. Uygulanan dozu ve uygulama sıklığını ayarlamak için, düşük IgG düzeyleri belirlenmelidir.

Ciddi enfeksiyonlarla seyreden ve sekonder hipogamaglobulinemi ile birlikte olan multiple myeloma ya da kronik lenfositik lösemi ve pedivatrik HIV enfeksiyonlarında verine kovma tedavisi:

Önerilen doz her üç ya da dört haftada bir 0.2-0.4 g/kg’dır.

Steroid tedavisine dirençli ve klinik kanamalarla giden immün trombositopenik purpura; ITP hastalarında trombositopenik dönemde vapdacak cerrahi veya splenektomiye hazırlık amacıyla; Gebeliğe sekonder immün trombositopeni veya gebelik ve ITP beraberliğinde; Bulber tutulumu olan Myastenia Gravis’te

Akut ataklarda birinci gün 0.8-1.0 g/kg dozunda uygulanır. Daha sonraki üç gün içerisinde aynı dozda bir defa daha ya da 2-5 gün süreyle 0.4 g/kg/gün dozunda idame tedavisi uygulanır. Relaps olduğunda tedavi tekrarlanabilir.

Guillain Saire Sendromu:

3-7 gün süreyle 0.4 g/kg/gün dozunda uygulanır. Çocuklarda kullanım deneyimi sınırlıdır. Kawasaki Hastalığı:

2-5 gün süreyle bölünmüş dozlar halinde 1.6-2.0 g/kg dozunda ya da 2.0 g/kg tek doz olarak uygulanmalıdır. Beraberinde hastalara asetil salisilik asit tedavisi verilmelidir.

Alloienik Kemik İliği Transplantasyonu:

İnsan normal immünoglobulin tedavisi, transplantasyon sonrası ve tedavi rejiminin oluşturulmasında kullanılır.

Enfeksiyonların tedavisi ve graft versus hoşt hastalığını önlemek amacıyla kullanıldığında, doz hasta gereksinimlerine göre ayarlanır. Genellikle tranplantasyondan 7 gün önce başlanarak, transplantasyon sonrası 3 aya kadar haftada 0.5 g/kg dozunda kullanılması önerilmektedir.

Uzun süre antikor üretiminin olmaması durumunda, antikor düzeyleri normalleşene kadar aylık 0.5 g/kg dozlar önerilir.

Ronsenglob’un çocuklarda kullanımı üzerine herhangi bir çalışma yapılmamıştır.

Endikasyon

Doz

Uygulama sıklığı

Primer immün

• Başlangıç:0.4-0.8 g/kg

En az 4.0 g/L serum IgG

yetmezliklerde replasman

• İdame:0.2-0.8 g/kg

düzeyi sağlayana kadar her

tedavisi

2-4 haftada bir.

Sekonder immün

0.2-0.4 g/kg

En az 4.0 g/L serum IgG

yetmezliklerde replasman

düzeyi sağlayana kadar

tedavisi

her3-4 hafta bir

Doğuştan AID S Ti

çocuklarda tekrarlayan enfeksiyon durumlarında

0.2-0.4 g/kg

Her 3-4 haftada bir

İmmün modülasyon:

0.8-1.0 g/kg

Birinci gün; ilk üç gün

İdiyopatik Trombositopenik

içerisinde tekrarlanabilir

Purpura

ya da

0.4 g/kg/gün

2-5 gün boyunca

Gullian Barre sendromu

0.4 g/kg/gün

3-7 gün boyunca

Kawasaki Hastalığı

1.6-2.0 g/kg ya da

İlk 2-5 günde asetil salisilik asitle birlikte bölünmüş dozlar halinde

Veya

Allojenik kemik iliği transplatasyonu:

2.0 g/kg

asetil salisilik asitle birlikte tek dozda

• Enfeksiyonların

0.5 g/kg

Transplantasyon öncesi

tedavisi ve graft versus

7’inci günden başlayarak

hoşt hastalığının

transplantasyon sonrası 3

profılaksisi

aya kadar her hafta.

• Uzun süre antikor

0.5 g/kg

Antikor düzeyleri

üretiminin olmaması

normalleşene kadar her ay.

Uygulama şekli:

RONSENGLOB doğrudan intravenöz infüzyon yoluyla verilmelidir. Eğer dilüe edilmesi gerekirse, %5 dekstroz (DW5) veya %5 enjeksiyonluk glukoz çözeltisiyle seyreltilebilir. RONSENGLOB’un seyreltilmesi aseptik koşullar altında gerçekleştirilmelidir.

Uygulamaya, ilk 30 dakika için 0.01-0.02 mL/kg/dak. hızda başlanmalıdır. Eğer iyi tolere edilirse, verilme hızı 0.08 mL/kg/dak’dan daha düşük bir seviyeye kademeli olarak artırılabilir. Her bir hasta için verilme hızının bireyselleştirilmesi önemlidir. Eğer advers etki oluşursa uygulama hızı azaltılabilir veya semptomlar hafıfleyinceye kadar infüzyona ara verilebilir. Semptomların hafiflemesinin ardından infüzyona, diğer bir advers etkiye kadar devam edilebilir (bkz. Bölüm 4.4).

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

Böbrek/ Karaciğer yetmezliği:

İntravenöz immünglobulin ürünleriyle birlikte, akut renal yetmezlik, ozmotik nefroz ve ölüm bildirilmiştir. Önceden böbrek yetmezliği olan hastalar, diyabetliler, yaşı 65’den büyük olanlar ya da nefrotoksik ilaç kullananlar IVIG kullanımıyla oluşacak akut renal yetmezliğe daha yatkındır. Böbrek ve karaciğer yetmezliği olan hastalarda minimum konsantrasyonda ve pratik olarak mümkün en yavaş infüzyon hızıyla uygulanmalıdır. Böbrek fonksiyon testleri de düzenli olarak yapılmalıdır.

Pediyatrik popülasyon:

Çocuklar üzeri nde4<ul lanı m ile ilgili deneyimler sınırlıdır. Bu nedenle çocuklarda ve adölesanlarda (0-18 yaş) her endikasyon için vücut ağırlığına göre dozun ayarlanmasıyla kullanılabilir. İnfüzyon hızı yavaş olmalıdır.

Geriyatrik popülasyon:

Geriyatrik kullanım üzerine herhangi bir klinik çalışma yapılmamıştır. 65 yaş üzeri yaşlı kişilerde doz ayarlanması yapılmalıdır. Minimum infüzyon hızıyla uygulama gereklidir. 65 yaş üstü hastalarda tromboembolik vakalar ve akut böbrek yetmezliği gelişimi riski nedeniyle, uygulamada dikkatli olunmalı ve önerilen doz aşılmamalıdır.

4.3. Kontrendikasyonlar

RONSENGLOB insan immunoglobulini veya diğer insan kan ürünlerine karşı şiddetli veya anaflaktik aşırı duyarlılık hikayesi olan bireylerde kontrendikedir.

IgA’ya karşı IgE aracılıktı antikorlara sahip olduğu bilinen seçici IgA eksikliği olan çok ender kişiler RONSENGLOB kullanmamalıdır.

Yukarıda belirtilen durumlar dışında, RONSENGLOB’un bebeklerde kontrendike olduğuna dair bir veri bulunmamaktadır.

4.4. Özel kullanım uyarılan ve önlemleri_

Virüs güvenliği

RONSENGLOB, insan plazmasından elde edilmektedir. İnsan plazmasından elde edilen ilaçlar, virüsler ve teorik olarak Varyant Creutzfeldt-Jacob (v-CJD) gibi, çeşitli hastalıklara yol açabilen enfeksiyon yapıcı ajanlar içerebilirler. RONSENGLOB’da Varyant Creutzfeldt-Jacob hastalığının bulaşma riski teorik olarak minimumken, klasik Creutzfeldt-Jacob hastalığının bulaşma riski hiçbir kanıtla desteklenemez. Alman önlemlere rağmen, bu tür ürünler halen potansiyel olarak hastalık bulaştırabilir.

Bu tip ürünlerin enfeksiyon yapıcı ajanları bulaştırma riski, plazma verenlerin belirli virüslere önceden maruz kalıp kalmadığının izlenmesi, belirli virüs enfeksiyonlarının halihazırda varlığının test edilmesi ve belirli virüslerin yok edilmesi ve/veya inaktivasyonu ile azaltılmıştır. Bütün bu önlemlere rağmen, bu ürünler hala potansiyel olarak hastalık bulaştırabilirler. Ayrıca, henüz bilinmeyen enfeksiyon yapıcı ajanların bu ürünlerin içerisinde bulunma ihtimali mevcuttur.

HIV, HBV, HCV gibi zarflı virüsler ve HAV gibi zarflı olmayan virüsler için etkili önlemlerin alınmasına dikkat edilmelidir. Parvovirüs B19 gibi zarflı olmayan virüslere karşı alman tedbirler sınırlı sayıda olabilir. Parvovirüs B19 enfeksiyonu, gebelikte (fetal infeksiyon) ve immün yetmezlik ya da kırmızı kan hücre üretiminde artış olan hastalarda tehlikeli olabilir (hemolotik anemi gibi).

Doktor, bu ilacı hastaya reçete etmeden veya uygulamadan önce hastası ile risk ve yararlarını tartışmalıdır._

Ayrıca;

RONSENGLOB kullanılması gerekiyorsa, hastalık yapıcı etkenlerin bulaşmasını önlemek için uygun aşıların (Hepatit A, Hepatit B vb.) yaptırılması önerilebilir.

Hastalar açısından RONSENGLOB her uygulandığında, hastayla ürünün seri numarası arasındaki başlantının korunabilmesi için, ürünün adı ve seri numarası kaydedilmelidir.

Bazı olumsuz etkiler infüzyon hızıyla ilgili olabilir. “4.2. Pozoloji ve uygulama şekli” bölümünde önerilen infüzyon hızına hassasiyetle uyulmalıdır. İnfüzyon süresince hastalar herhangi bir semptomun gelişmesi açısından monotorize edilmeli ve dikkatle izlenmelidir.

Aşağıdaki durumlarda bu olumsuz etkiler daha sık görülebilir:

-Yüksek infüzyon hızı

-IgA yetmezliği olan ya da olmayan hipogamaglobulinemi ya da agamaglobulinemi -İlk kez insan normal immünoglobulini uygulaması yapılacak hastalar ya da nadiren, kullanılan normal insan immünoglobulin preparatı değiştirildiğinde ya da en son uygulamadan sonra uzun bir süre geçmişse

Gerçek aşırı duyarlılık reaksiyonları nadirdir ve çok seyrek olarak anti-IgA antikoru olan IgA yetmezlikli vakalarda görülmektedir.

Nadiren insan normal immünoglobulini, daha önce insan normal immünoglobulin tedavisi uygulanmış ve tedaviyi tolere edebilmiş hastalarda bile anafılaktik reaksiyonla birlikte kan basıncında düşmeye neden olabilmektedir.

Potansiyel komplikasyonlardan korunabilmek için;

-İnsan normal immünoglobulinine karşı duyarlı olmayan hastalarda başlangıçta preparatı yavaş infüzyon ile uygulayınız (dakikada 0.01 mL/kg).

-Hastalar infüzyon süresince dikkatle takip edilmelidir. Özellikle, daha önce insan normal immünoglobulini infüzyonu uygulanmamış, farklı bir preparat uygulanmış ya da daha önceki infüzyondan sonra uzun süre geçmiş hastalar, potansiyel istenmeyen etkilerin belirtilerini tesbit etmek için ilk infüzyon süresince ve infüzyondan sonraki ilk saat boyunca dikkatle izlenmelidir. Diğer tüm hastalar da uygulamadan sonra en az 20 dakika süreyle izlenmelidir.

Hemolitik anemi

IVIg ürünleri hemolizis olarak hareket edebilecek ve kırmızı kan hücrelerinin (RBC) immünoglobulinle in vivo kaplanmasını indükleyerek pozitif doğrudan antiglobulin reaksiyonu (Coomb testi) ve nadiren hemolize neden olan kan grubu antikorları içerebilir. Hemolitik anemi, artan RBC sekestrasyonundan dolayı IVIg tedavisinin ardından gelişebilir. IVIg alıcıları, hemoliz klinik işaret ve belirtileri açısından izlenmelidir.

Bazı vakalarda, hemolizis ile ilişkili böbrek fonksiyon bozukluğu/böbrek yetmezliği veya dissemine intravasküler koagülasyon bozukluğu oluşabilir.

Aşağıda belirtilen risk faktörleri hemolizis gelişimi ile ilişkilendirilir; -yüksek doz kullanım, -tek seferde uygulama veya bölünmüş dozlar şeklinde birkaç gün süre ile uygulama -kişinin imflamatuvar durumu ile ilişkili olarak, A, B ve AB kan grubuna sahip kişilerde

IVIg alıcıları hemolizisin klinik semptom ve belirileri açısından takip edilmelidir. IVIg infüzyonu sırasında veya sonrasında hemolizis oluşursa IVIg uygulaması hemen kesilmelidir, (bkz. Bölüm 4.8. Olası Yan Etkiler-Hemolizis).

Aseptik menenjit sendromu

Nadir olarak IVIg tedavisi sonucu aseptik menenjit sendromu oluşumu bildirilmiştir. Sendrom genellikle, immunoglobulin intravenöz tedavisini takip eden birkaç saat ile 2 günlük süre içerisinde başlar. Şiddetli baş ağrısı, ense sertliği, uyuşukluk, ateş, foto-fobi, ağrılı göz hareketleri, mide bulantısı ve kusma gibi semptom ve belirtiler ile tanımlanır. Böyle semptom ve belirtiler gösteren hastalar Menenjit’in diğer sebeplerini eleyebilmek için, beyin omurilik sıvısı (CSF) çalışmalarını da kapsayan, tam bir nörolojik incelemeden geçirilmelidirler.

Tromboembolizm

IVIg uygulaması ile miyokard infarktüsü, inme, pulmoner emboli ve immünoglobulinin yüksek akış hızı nedeniyle kan viskozitesinde görülen göreceli artışa bağlı olduğu sanılan, derin ven trombozu gibi tromboembolik vakalar arasındaki bağlantıyı gösteren klinik kanıtlar mevcuttur. Obez hastalarda ve ileri yaş, hipertansiyon, diabetes mellitus ve vasküler hastalık ya da trombotik atak öyküsü, edinsel ya da kalıtsal trombofılik hastalıklar gibi trombotik olay açısından önceden var olan risk faktörlerini taşıyan hastalarda, IVIg reçetelenip infüzyonu uygulanırken dikkatli hareket edilmelidir. Tromboembolitik yan etki reaksiyonları için riskli hastalarda, IVIg ürünleri mümkün olan en düşük infüzyon hızında ve dozunda verilmelidir.

Akut böbrek yetmezliği

IVIg tedavisi uygulanan hastalarda akut böbrek yetmezliği gelişebildiği bildirilmiştir. Bu olguların çoğunda daha önceden bir böbrek yetmezliği, diabetes mellitus, hipovolemi ya da aşırı kilo bulunması, önceden nefrotoksik ilaç kullanım öyküsü veya kişinin 65 yaşın üzerinde

Böbrek fonksiyon bozukluğu gelişmesi durumunda IVIg infüzyonunun durdurulması düşünülmelidir.

Böbrek fonksiyon bozukluğu ya da böbrek yetmezliğinin değişik IVIg preparatlarımn kullanımıyla ilişkili olabileceği bildirilmiş olmasına rağmen, olguların çoğundan, stabilizasyon amacıyla sukroz içeren preparatlar sorumlu tutulmaktadır. Risk altındaki hastalarda, sukroz içermeyen preparatların kullanımı düşünülmelidir.

Akut renal yetmezlik veya tromboembolik istenmeyen etki riski bulunan hastalarda, IVIg preparatları uygulanabilir en düşük infüzyon hızında ve dozda kullanılmalıdır.

IVIg uygulanan tüm hastalarda aşağıdaki konular dikkatle değerlendirilmelidir:

-IVIg infüzyonundan önce yeterli hidrasyonun sağlanması

-İdrar miktarının izlenmesi

-Serum kreatinin düzeylerinin izlenmesi

-Beraberinde Henle kıvrımına etki eden diüretiklerin kullanımından kaçınılması

İstenmeyen etki görülmesi halinde, uygulama hızı azaltılmalı ya da uygulama durdurulmalıdır. İstenmeyen etkinin tipine ve şiddetine göre tedavi gerekebilir. Şok gelişmesi durumunda, standart tıbbi şok tedavisi uygulanmalıdır.

Diabetes mellitus hastaları için RONSENGLOB’un daha düşük konsantrasyonlara seyreltilmesi gerekiyorsa, seyreltme işlemi için %5 Glukoz çözeltisi kullanımı düşünülmelidir.

RONSENGLOB maltoz içerir; %5 dekstroz (DW5) veya %5 enjeksiyonluk glukoz çözeltisiyle 1-2 defa seyreltilebilir. Bu, diyabet hastalarında göz önünde bulundurulmalıdır.

Kan glukoz testi: Maltoz içeren parenteral ilaç ürünleri glukoz dehidrojenaz pirrolokinolinekinonlu (GDH-PQQ) test çubuklarının kullanıldığı kan glukoz monitörlerinin yorumlarını etkileyebilir. GDH-PQQ bazlı glukoz monitorizasyon sistemleri RONSENGLOB’daki maltoz ile reaksiyona girip infüzyon gününde kan glukozunun yanlış olarak yüksek görünmesine yol açabilirler. Kandaki glukozun monitarizasyonu gereken hastalara RONSENGLOB alırken örneğin glukoz dehidrojenaz nikotin adenin dinukleotid (GDH-NAD), glukoz oksidaz ya da glukoz heksokinaz test metodları gibi maltoz ile reaksiyona girmeyen metodları tercih etmeleri önerilmelidir.

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Canlı virüs aşıları ile etkileşim:

RONSENGLOB içerisinde bulunan antikorlar; kızamık, kabakulak, kızamıkçık ve varicella gibi canlı ve zayıflatılmış aşıların etkinliğini en az 6 hafta olmak üzere 3 aya kadar bozabilir.

Dolayısıyla, bu aşıların uygulanması, RONSENGLOB uygulamasından 3 ay sonrasına veya daha uzun süreye ertelenmelidir. Kızamık hastalarında bu durum 1 yıla kadar sürebilir. Bu nedenle kızamık aşısı uygulanan hastalarda antikor düzeyleri kontrol edilmelidir. Aynı sebeple, eğer hastanın durumu acil değilse, RONSENGLOB uygulanması belirtilen aşıların uygulanmasından 3-4 hafta sonrasına kadar ertelenmelidir. Eğer hasta söz konusu aşıların

yapılmasını takiben 3 ila 4 hafta içerisinde RONSENGLOB almışsa, aşılama işlemi RONSENGLOB’un son verildiği tarihten 3 ay sonra tekrar edilmelidir.

Serolojik testlerle etkileşim:

İnsan normal immünoglobulin enjeksiyonundan sonra pasif olarak transfer edilmiş antikorların hastanın kanında geçici olarak yükselmesi, serolojik testlerde yanlış pozitif sonuçlara neden olur.

A, B, D gibi eritrosit antijenlerine karşı olan antikorların pasif geçişi, antiğiobulin testi (Coombs testi) gibi kırmızı hücre allo-antikor serolojik testleriyle etkileşebilir.

RONSENGLOB maltoz içermesi nedeniyle kan glukoz düzeyini etkileyebilir.

RONSENGLOB’un hastanın alıyor olabileceği diğer ilaçlardan ayrı olarak verilmesi tavsiye edilir. Ürün, diğer üreticilerin IVIG ürünleriyle karıştırılmamalıdır.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

Özel popülasyonlara ilişkin etkileşim çalışması yapılmamıştır.

Pediyatrik popülasyon

RONSENGLOB ile pediyatrik popülasyonda bir etkileşim çalışması yapılmamıştır. Geriyatrik popülasyon

RONSENGLOB ile geriyatrik popülasyonda bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.

4.6. Gebelik ve laktasyon

 Genel tavsiye

Gebelik Kategorisi: C

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/doğum kontrolü (kontrasepsiyon)

RONSENGLOB’un çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda ve gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir.

Gebelik dönemi

RONSENGLOB’un gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik / ve-veya / embriyonal / fetal gelişim / ve-veya/ doğum / ve-veya / doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir (bkz. Kısım 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.

Gebe kadınlara verilirken tedbirli olunmalıdır. RONSENGLOB gebelik döneminde gerekli olmadıkça kullanılmamalıdır.

Laktasyon dönemi

RONSENGLOB’un hamilelerde güvenli kullanımı kontrollü klinik çalışmalarla değerlendirilmemiştir. Bu nedenle emziren annelerde dikkatli kullanılmalıdır. RONSENGLOB anne sütü ile atılmaktadır (süte geçmektedir). Ancak RONSENGLOB’un tüm dozlarında, emzirilen çocuk üzerinde herhangi bir olumsuz etki öngörülmemektedir. Aksine, anne sütüne geçerek yeni doğana koruyucu antikorların geçmesine katkıda bulunabilir.

Üreme yeteneği / fertilite

Hayvan üreme çalışmaları yürütülmemiştir. İnsanlardaki üreme yeteneği / fertiliteyi etkileyip etkilemediği bilinmemektedir.

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerine etkiler

İnfüzyon seti ile bir sağlık kuruluşunda uygulanan bir üründür. Araç ve makina kullanımına ilişkin herhangi bir etki gözlenmemiştir. Ancak RONSENGLOB kullanımına ilişkin baş dönmesi, sersemlik hissi ve bulantı gibi durumlar görüldüğünde, araç ve makine kullanılmamalı veya söz konusu etkilerin düzelmesi beklenmelidir.

4.8. İstenmeyen etkiler

İntravenöz insan normal immünoglobulin uygulamasında başağrısı, ateş, titreme, ürperti, kabartı, baş dönmesi, ürtiker, hırıltı ya da göğüs sıkışması, bulantı, kusma, sertlik, sırt ağrısı, göğüs ağrısı, kas krampları ve kan basıncında değişiklikler gibi bazı istenmeyen yan etkiler sıklıkla görülebilir.

İnsan normal immünoglobulinleri kan basıncında seyrek olarak ani düşüklüklere sebep olabilir ve izole bazı vakalarda önceki uygulamada hasta hipersensitivite reaksiyonu göstermemişs olsa bile anafılaktik şok gelişebilir.

Geri dönüşümlü aseptil menenjit, izole bazı vakalarda geri dönüşümlü, hemolitik anemi/hemoliz, karaciğer transaminazlarda, geçici artış ve nadir vakalarda, geçici kutanöz reaksiyonlar insan normal immünoglobulin ile gözlemlenmiştir.

Serum kreatinin seviyesinde artış ve/veya akut renal yetmezlik gözlemlenmiştir.

Çok Seyrek: Miyokardiyal İnfarktüs, İnme, pulmoner emboli ve derin ben trombozu gibi tromboembolik reaksiyonlar.

RONSENGLOB ile bir klinik çalışma ve retrospektif bir çalışma yapılmıştır. Klinik çalışmada doğumdan 1 saat sonra yaşından 65 yaşma kadar 124 hasta RONSENGLOB İnfüzyonu almıştır. Bir hastada geçici baş ağrısı gözlemlenmiş ve daha önceden Sulfanilamide ve penisiline anaflaktik cevaplar veren bir hastada da geçici ürtiker ve kaşıntı gözlemlenmiştir. Retrospektif çalışmada 1634 Hasta RONSENGLOB İnfüzyonu almıştır ve çalışmalar süresince ciddi advers etki görülmemiştir ve infüzyon başına genel advers olay oranı 0.016 olarak bulunmuştur. Klinik çalışmada ve retrospektif çalışmada bildirilmiş ciddi olmayan advers etkiler MedDRA Sistem organ sınıfı ve frekansı olarak kategorize edilip, aşağıdaki tabloda özetlenmiştir.

Şu terimler ve sıklık dereceleri kullanılmıştır:

Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1000 ila <1/100); seyrek (> 1/10.000 ila <1/1000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

RONSENGLOB ile yapılan klinik çalışma ve retospektrif çalışmalardaki advers ilaç reaksiyon frekansları

MedDRA Sistem Organ Sınıfları

MedDRA Tercih Edilen Tanım

ADR Frekans Kategorisi

Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar

Bronşit, Nazofarenjit

Yaygın

Kronik sinüzit, Fungal enfeksiyon, Enfeksiyon, Böbrek enfeksiyonu, Sinüzit, Üst solunum yollan enfeksiyonu, Bakteriyel idrar yolu enfeksiyonu

Yaygın olmayan

Kan ve lenfatik sistem hastalıkları

Anemi/Hemolisiz, Lenfadenopati

Yaygın olmayan

Endokrin

Hastalıklar

Tiroid hastalıktan

Yaygın olmayan

Psikolojik

Hastalıklar

Anksiyete

Yaygın olmayan

Sinir Sistemi Hastalıkları

Baş ağnsı

Çok yaygın

Migren

Yaygın

Uykusuzluk, Amnezi, Yanma hiss, Dizartri, Disguzi Sersemlik hissi

Yaygın olmayan

Aseptik menenjit sendromu

Çok seyrek

Göz Hastalıkları

Konjunktivit, Göz ağnsı, Göz şişmesi

Yaygın olmayan

Kulak ve İç Kulak Hastalıkları

Vertigo, Orta kulakta sıvı

Yaygın olmayan

Kardiyak Hastalıklar

Kan basıncında aniden düşme, Palpitasyon, Taşikardi

Yaygın

Miyokard infarktüsü, İnme, Pulmoner emboli, Derin ven trombozu gibi tromboembolik reaksiyonlar

Çok seyrek

Vasküler Hastalıklar

Yüksek tansiyon

Yaygın

Periferal üşüme, Filebit, Yanma

Yaygın olmayan

Öksürük, Rinorea

Yaygın

Solunum, torasik ve mediastinal Hastalıklar

Astım, Nasal konjesyon, Orofarenjial şişme, Farolarenjiyal ağrı

Yaygın olmayan

Gastrointestinal

Hastalıklar

Diare, Bulantı, Kusma

Yaygın

Döküntü, Kaşıntı, Ürtiker

Yaygın

Der ive Subkutan Doku Hastalıkları

Anjiyonörotik ödem, Akut ürtiker, Soğuk ter, Kontüzyon, Dermatit, Eritemöz döküntü, Kaşıntılı döküntü.

Seyrek

Kas-İskelet Sistemi ve Bağ Doku Hastalıkları

Sırt ağrısı, Miyalji, Ekstremite ağrısı,

Yaygın

Kas spazmları.

Yaygın olmayan

Kreatinin ve kan üre nitrojeninde artış, oligonüri

Yaygın olmayan

Böbrek ve Üriner sistem hastalıkları

Anüri, Akut böbrek yetmezliği, Akut tubüler nefroz, Proksimal tubüler nefropati ve osmotik nefroz

Çok seyrek

Yüksek ateş

Çok yaygın

Genel Hastalıklar ve Uygulama Yeri Durumları

İnfüzyon yeri ağrısı, Ürperti, İnfüzyon yeri şişmesi, İnfüzyon yeri fılebiti, İnfluenza benzeri hastalık, Halsizlik, Sıcak basması

Yaygın

Yorgunluk hissi, Uygulama yerinde döküntü, Göğüs sıkışması, İnfüzyon yeri reaksiyonu, hassasiyeti, Periferal ödem, Şişme

Yaygın olmayan

Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması

Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem

taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck, uov.tr. e-posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0800 3140008; faks: 0312 2183599)

4.9. Doz aşımı ve tedavisi

Doz aşımına ilişkin herhangi bir klinik çalışma yürütülmemiştir. Önerilenden daha fazla doz uygulanması, kanın yoğunlaşmasına ve kan hacminin artmasına, sonuç olarak, özellikle yaşlı hastalarda ve böbrek problemleri olan hastalarda, kalp yükünde artışa yol açabilir. Tedavi semptomatik olarak yapılmalıdır. Bazen diyaliz yapılması gerekebilir

HIV ve Aids HIV ve Aids HIV, Human Immunodeficiency Virus’dür (İnsanlarda Bağışıklık Sistemini Bozan Virüsdür). Bu virüs AIDS hastalığına sebep olur. Pankreas Kanseri Pankreas Kanseri Pankreas karnın alt kısmında yatay şekilde bulunan bir organdır. Sindirime yardımcı olan enzimleri ve kan şekerini yönetmeye yardımcı olan hormonları vücuda dağıtmakla görevlidir.