ROTALEPTIN 300 mg 50 kapsül Klinik Özellikler

Gabapentin }

Sinir Sistemi > NONNARKOTİK ANALJEZİKLER
World Medicine İlaç San. ve Tic. Ltd.Şti | 4 December  2015

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

    4.1. Terapötik endikasyonlar

    Epilepsi

    Sekonder jeneralize konvülsiyonların eşlik ettiği ya da etmediği, basit ya da kompleks parsiyel konvülsiyonlu yetişkin ve 12 yaş üstü çocuk hastaların tedavisinde monoterapi (yeni tanı konulan konvülsiyonlu hastaların tedavisi dahil) ya da ek tedavi olarak kullanılır.

    Not: 12 yaşından küçük çocuklarda monoterapi ile ilgili olarak yeterli deneyim yoktur. Sekonder jeneralize konvülsiyonların eşlik ettiği ya da etmediği, parsiyel konvülsiyonlu 6 yaş ve daha büyük çocukların ek tedavisinde kullanılır.

    Yetişkinlerde nöropatik ağrı

    Ağrılı diyabetik nöropati, postherpetik nevralji, spinal kord hasarı sonrası gelişen nöropatik ağrı tedavisinde kullanılır. Lomber disk hernisi veya lomber spinal stenoza bağlı radikülopati gibi kronik dönemdeki ağrıların semptomatik tedavisinde klasik analjezik tedavilere yanıt alamayan hastalarda kullanılır.

    Ayrıca; kanser infiltrasyonuna bağlı olmayan kanserle ilişkili nöropatik ağrılar (postherpetik nevralji, postmastektomi ağrısı, multipl mononevrit, kemoterapi sonrası polinöropati) ve kanser invazyonuna sekonder (lumbosakral ve brakial pleksopati) nöropatik ağrıları olan

    analjezik yaklaşımlara entegre edilerek kullanılır.

    4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

    Hastaya özel başlangıç dozu için, 100 mg'lık, 300 mg'lık ve 400 mg'lık gabapentin kapsül

    formları mevcuttur.

    Ayrıca diyalize giren hastalar için ROTALEPTİN 100 mg kapsül mevcuttur. Doz, hastanın ilacı tolere edebilmesine ve etkiye göre hekim tarafından belirlenir.

    Magnezyum veya alüminyum içeren antasitlerle beraber kullanılması durumunda, ROTALEPTİN antasit uygulamasından en az 2 saat sonra alınmalıdır. Bu gabapentin biyoyararlanımının azalmasını büyük ölçüde engeller (bkz. Bölüm Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler).

    Tedavi süresi klinik duruma bağlıdır. Epilepsi tedavisi normal olarak, uzun süreli tedavi gerektirir. ROTALEPTİN tedavisine son verilmesi veya alternatif başka bir ilaç eklenmesi istenirse, “rebound fenomeni†(gabapentin tedavisinin aniden kesilmesi durumunda epileptik nöbetlerin sıklaşması) olduğunu gösterir bir belirti olmamakla birlikte, bu işlem bir haftadan kısa sürede olmamak kaydıyla yavaş yavaş yapılmalıdır.

    Bütün endikasyonlar için yetişkin ile 12 yaş ve üstü adolesanlarda tedavinin başlangıcındaki titrasyon şeması Tablo 1'de tanımlanmıştır. 12 yaş altındaki çocuklar için doz bilgileri ayrı olarak açıklanmıştır.

    Tablo 1

    Doz Tablosu – Başlangıç titrasyonu

    1. gün

    2. gün

    3. gün

    Günde bir kez 300 mg

    Günde iki kez 300 mg

    Günde üç kez 300 mg

    Epilepsi

    Epilepside genel anlamda uzun süreli tedavi gereklidir. Dozaj tedavi eden hekim tarafından bireysel tolerans ve etkililiğe göre belirlenir.

    Yetişkin ve 12 yaş üzerindeki adolesan hastalarda

    Klinik çalışmalarda, gabapentinin etkin doz aralığı günde 900–3600 mg'dır. Tedavi, Tablo 1'de açıklandığı gibi dozu titre ederek veya 1. günde, günde üç kez (TID) 300 mg uygulayarak başlatılabilir. Daha sonra doz hasta cevabı ve tolere edilebilirliğe dayanarak,

    2–3 günde bir 300 mg/gün doz artışıyla, maksimum 3600 mg/gün doza artırılabilir. ROTALEPTİN dozajının daha yavaş titrasyonu, her bir hasta için uygun olabilir. 1800 mg/gün dozuna ulaşmak için minimum süre bir hafta; 2400 mg/gün dozu için toplam

    2 hafta; 3600 mg/gün dozu için ise toplam 3 haftadır. Uzun süreli açık etiketli klinik çalışmalarda 4800 mg/güne kadar olan dozlar iyi tolere edilmiştir. Toplam günlük doz, üç doza bölünmelidir; yeni gelişen konvülsiyonları önlemek için dozlar arasındaki maksimum zaman aralığı 12 saati aşmamalıdır.

    Gereken idame dozunun ayarlanması ve gerektiğinde doz yükseltilmesi hızla yapılabilir.

    Yetişkinlerde nöropatik ağrı

    Başlangıç dozu 900 mg/gün'dür, bu doz üç eşit doza bölünerek verilmelidir. Gerekli olduğu durumlarda doz maksimum 3600 mg/gün'e kadar yükseltilebilir.

    Tedavi, Tablo 1'de açıklandığı gibi dozu titre ederek başlatılabilir. Daha sonra doz hasta cevabı ve tolere edilebilirliğe dayanarak, 2–3 günde bir 300 mg/gün doz artışıyla, maksimum 3600 mg/gün doza artırılabilir. Gabapentin dozajının daha yavaş titrasyonu, her bir hasta için uygun olabilir. 1800 mg/gün dozuna ulaşmak için minimum süre bir hafta; 2400 mg/gün dozu için toplam 2 hafta; 3600 mg/gün dozu için ise toplam 3 haftadır.

    Ağrılı diyabetik nöropati ve post-herpetik nevralji gibi periferik nöropatik ağrının tedavisinde, etkililik ve güvenlilik, klinik çalışmalarda 5 aydan uzun süreli tedavi süresi için araştırılmamıştır. Hastanın periferik nöropatik ağrısı için 5 aydan fazla süreyle tedavi alması gerektiği durumlarda, tedaviyi uygulayan hekim, hastanın klinik durumunu değerlendirmeli ve ek tedavi gereksinimini belirlemelidir.

    Uygulama şekli:

    Ağızdan alınır.

    ROTALEPTİN kapsül, yeterli miktarda bir içecekle birlikte çiğnemeden yutulmalıdır. Yemeklerle birlikte ya da yemekler arasında kullanılabilir. Günde üç doz olarak kullanılırken, iki doz arasındaki sürenin 12 saati aşmamasına dikkat edilmelidir.

    Bir dozun alınmasının unutulması (son dozun alınmasından sonra 12 saatten fazla bir sürenin geçmesi) durumunda ek bir ROTALEPTİN dozunun daha geç alınma veya alınmama kararı hekim tarafından verilmelidir.

    Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

    Böbrek yetmezliği:

    Böbrek fonksiyonları bozuk hastalarda ve hemodiyaliz uygulananlarda doz aşağıdaki tabloya göre ayarlanmalıdır.

    Böbrek yetmezliği olan hastalarda aşağıdaki doz tablosuna göre 100 mg kapsül formu kullanılabilir.

    Tablo 2

    Böbrek fonksiyonu kreatinin klerensi (ml/dakika)

    Gabapentin toplam günlük doz sınırları

    (mg/gün)

    ≥80

    50–79

    30–49

    15–29

    <15

    900–3600

    600–1800

    300–900

    150–600

    150–300

    Hemodiyaliz gören hastalarda kullanım:

    Daha önce hiç ROTALEPTİN kullanmamış hemodiyaliz gören anürik hastalarda yükleme dozu olarak 300–400 mg gabapentin önerilir. Daha sonra, dört saatlik her hemodiyalizden sonra 200–300 mg gabapentin verilir. Diyaliz uygulanmayan günlerde ROTALEPTİN kullanılmamalıdır.

    Hemodiyaliz uygulanan, böbrek yetmezliği olan hastalarda, gabapentinin idame dozu, Tablo 2'de bulunan dozlama önerilerine dayanmalıdır. İdame dozuna ek olarak, her 4 saatlik hemodiyaliz tedavisinden sonra 200 ila 300 mg'lık bir ek doz önerilir.

    Karaciğer yetmezliği:

    Gabapentin metabolize olmadığından, karaciğer hasarı olanlarda çalışma yapılmamıştır.

    Pediyatrik popülasyon:

    6 yaşından küçük çocuklarda ek tedavi ile ilgili olarak yeterli deneyim yoktur.

    6–12 yaşlarındaki çocuklarda:

    ROTALEPTİN başlangıç dozu günde üç defa üç eşit doza bölünerek verilen 10–15mg/kg'dır ve etkin doza yaklaşık üç günlük bir titrasyon ile ulaşılır. 6 yaş ve üzeri çocuk hasta grubunda

    etkili gabapentin dozu günde üç defa üç eşit doza bölünerek verilen 25–35 mg/kg'dır. Uzun süreli bir klinik çalışmada 50mg/kg/gün'e kadar olan dozlar iyi tolere edilmiştir. İki doz arasındaki süre 12 saati aşmamalıdır.

    Gabapentin tedavisinin optimizasyonu için, gabapentin plazma konsantrasyonunun izlenmesi gerekli değildir. Ayrıca, gabapentin diğer antiepileptik ilaçlarla birlikte kullanılırken, gabapentinin plazma konsantrasyonlarında değişme veya diğer antiepileptik ilaçların serum konsantrasyonlarında değişme olacağına dair endişe duyulması gerekmez.

    Geriyatrik popülasyon:

    Yaşla birlikte böbrek fonksiyonunda bozulma nedeniyle, 65 yaşın üzerindeki yaşlı hastalar için doz ayarlaması gerekebilir (bkz. Tablo 2). Yaşlı hastalarda, somnolans, periferik ödem ve asteni daha sık görülebilir.

    Endikasyonun tüm alanlarına ilişkin talimat

    Genel sağlık durumu kötü olan hastalarda (vücut ağırlığının düşük olması veya organ transplantasyon sonrası gibi) doz, dozaj artışları arasında daha uzun aralıklar veya daha küçük dozlar kullanılarak, daha yavaş titre edilmelidir.

    4.3. Kontrendikasyonlar

    ROTALEPTİN akut pankreatitli hastalarda kontrendikedir.

    4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

    Eozinofili ile birlikte ilaç döküntüsü ve sistemik semptomlar (DRESS sendromu):

    Gabapentin içeren antiepileptik ilaç kullanımı sırasında, ciddi, yaşamı tehdit edici, eozinofili ve sistemik semptomlu ilaç döküntüsü gibi sistemik hipersensitivite sendromları görülmüştür (bkz. Bölüm İstenmeyen etkiler).

    Ateş veya lenfadenopati gibi, döküntü olmadan da oluşabilen erken hipersensitivite belirtileri mevcut olabilir. Bu belirtileri fark etmek önemlidir. Bu belirti ve semptomlar mevcut ise, hasta hemen değerlendirme altına alınmalıdır. Semptom veya belirtiler için alternatif bir etiyoloji tespit edilemediği takdirde gabapentin tedavisine devam edilmemelidir.

    Gabapentin tedavisine başlamadan önce, hasta, döküntü veya ateş ve lenfadenopati gibi

    hipersensitivite belirtisi olabilecek semptom ve bulguların ciddi bir medikal olay habercisi olabileceği ve bu gibi olayları acilen doktoruna bildirmesi gerektiği konusunda bilgilendirilmelidir.

    Anaflaksi:

    Gabapentin anaflaksiye sebep olabilir. Raporlanan vakalarda nefes almada zorluk; dudaklarda, boğazda ve dilde şişme; acil müdahale gerektiren hipotansiyon gibi semptom ve bulgular bildirilmiştir. Hastalar, anaflaksi belirtileri yaşanması durumunda gabapentin kullanmayı bırakmaları ve acil tıbbi yardım almaları konusunda bilgilendirilmelidir (bkz. Bölüm İstenmeyen etkiler).

    İntihar düşüncesi ve davranışı:

    Antiepileptik ilaçlarla tedavi edilen hastalarda intihar düşüncesi ve davranışı bildirilmiştir. Ayrıca, antiepileptik ilaçlar ile gerçekleştirilen plasebo kontrollü randomize klinik çalışmaların meta analizinde, bu ilaçların intihar düşüncesi ve davranışı riskinde ufak bir artışa neden olduğu gösterilmektedir. Riskin mekanizması bilinmemektedir. Pazarlama sonrası deneyimde gabapentin ile tedavi edilen hastalarda intihar düşüncesi ve davranışı vakaları gözlenmiştir (bkz. Bölüm 4.8).

    Hastalara (ve hasta bakıcılarına), intihar düşüncesi veya davranışı belirtileri ortaya çıktığında tıbbi yardım almaları tavsiye edilmelidir. Hastalar intihar düşüncesi ve davranışı açısından yakından izlenmeli ve uygun tedavi düşünülmelidir. İntihar düşüncesi ve davranışı durumunda gabapentin tedavisinin kesilmesi düşünülmelidir.

    Nöbetler:

    Epileptik hastalarda antikonvülsan tedavinin ani kesilmesi status epileptikus durumunu tetikleyebilir ancak gabapentin tedavisinin ani kesilmesi sonucu rebound nöbetler (epileptik nöbetlerin sıklaşması) olduğuna dair delil bulunmamaktadır (bkz. Bölüm 4.2. Pozoloji ve uygulama şekli).

    Diğer antiepileptik ilaçlarda olduğu gibi, gabapentin ile bazı hastalarda nöbet sıklıklarında artma veya yeni nöbet tiplerinin başlangıcı görülmüştür.

    Diğer antiepileptiklerde olduğu gibi, birden fazla antiepileptik alan, tedaviye refrakter hastalarda, eşlik eden antiepileptikleri keserek, gabapentin monoterapisine ulaşma girişimlerinin başarı oranı düşüktür.

    Gabapentin absans gibi primer jeneralize nöbetlerde etkili değildir ve bazı hastalarda bu nöbetleri şiddetlendirebilir. Bu nedenle, absanslar dahil olmak üzere miks nöbetlerin tedavisinde dikkatle kullanılmalıdır.

    Gabapentin tedavisi, somnolans (uyku hali) ve baş dönmesine neden olabileceğinden, kaza sonucu yaralanmaların (düşme) oranını artırabilir. Pazarlama sonrası raporlarda bilinç kaybı, konfüzyon ve kognitif bozukluk bildirilmiştir. Dolayısıyla hastalar, ilacın tüm potansiyel etkileri konusunda yeterli deneyime sahip oluncaya dek dikkatli olmaları konusunda uyarılmalıdır.

    Geriyatrik hastalarda kullanımı (65 yaş üstü)

    65 yaş ve üzerindeki hastalarda, gabapentinle sistematik çalışmalar yapılmamıştır. Nöropatik ağrısı olan hastalarda yapılan bir çift kör çalışmada, genç hastalara oranla 65 yaş ve üzerindeki hastalarda somnolans, periferik ödem ve asteni daha yüksek bir oranda ortaya çıkmıştır. Bu bulguların dışında, bu yaş grubundaki klinik gözlemler, daha genç hastalarda gözlenen yan etki profilinden farklı bulunmamıştır.

    Pediyatrik hastalarda kullanımı

    Uzun dönem gabapentin tedavisinin (36 haftadan uzun süreli) çocuk ve adolesanlarda öğrenme, zeka ve gelişme üzerine etkileri yeterince araştırılmamıştır. Bu nedenle uzun dönem tedavinin faydaları, potansiyel riskleri açısından değerlendirilmelidir.

    İlaç suistimali ve bağımlılık:

    Pazarlama sonrası verilerde ilaç suistimali ve bağımlılık vakaları bildirilmiştir. Daha önce ilaç kötüye kullanım hikayesi olan hastalar dikkatlice değerlendirilmeli ve ilaç kullanma isteği, doz arttırımı, tolerans gelişmesi gibi olası gabapentin suistimali belirtilerine karşı gözlenmelidir.

    Opioidler ve diğer Santral Sinir Sistemi depresanlarının birlikte kullanımı:

    Opioid ve santral sinir sistemi depresanları ile eş zamanlı tedavi alan hastalar,somnolans, sedasyon ve solunum baskılanması gibi santral sinir sistemi depresyonu belirtileri açısından dikkatle izlenmelidir. Gabapentin ve morfin tedavisini eş zamanlı alan hastalarda gabapentin konsantrasyonunda artış olabilir. Gabapentin veya morfinin dozu uygun şekilde azaltılmalıdır (bkz. Bölüm 4.5.).

    SSS depresyonu riski nedeniyle gabapentin opioidlerle birlikte kullanılırken dikkatli olunması önerilir. Opioid kullanıcılarının popülasyona dayalı, gözlemsel, iç içe geçmiş vaka kontrol çalışmasında, opioidlerin ve gabapentinin birlikte kullanılması, tek başına opioid kullanımına kıyasla opioidle ilişkili ölüm riskinin artmasıyla ilişkilendirilmiştir (ayarlanmış olasılık oranı [aOR], 1.49 [ % 95 CI, 1.18 ila 1.88, p <0.001]).

    Böbrek fonksiyonları bozuk hastalarda gabapentin dozu azaltılmalıdır (bkz. Bölüm 4.2. Pozoloji ve uygulama şekli).

    Akut pankreatit:

    Bir hastada gabapentin tedavisi sırasında akut pankreatit gelişirse, gabapentin tedavisinin sonlandırılması düşünülmelidir (bkz. Bölüm 4.8.).

    Gabapentin tedavisi sırasında hemorajik pankreatit bildirilmiştir. Bu nedenle, pankreatitin ilk klinik belirtileri (persistan üst karın şikayetleri, bulantı ve tekrarlayan kusmalar) ortaya çıkar çıkmaz gabapentin tedavisine derhal son verilmelidir. Titiz bir klinik muayeneye ek olarak, pankreatitin erken tanısı için klinik araştırmalar ve uygun laboratuvar çalışmaları yapılmalıdır.

    Solunum depresyonu:

    Gabapentin ciddi solunum depresyonu ile ilişkilendirilmiştir. Solunum fonksiyonu sıkıntılı olanlar, solunum veya nörolojik hastalığı olanlar, böbrek yetmezliği olanlar, eş zamanlı olarak santral sinir sistemi depresanı kullananlar ve yaşlılar bu ciddi advers reaksiyon açısından daha yüksek risk taşıyabilir. Bu hastalarda doz ayarlaması gerekebilir.

    Laboratuvar testleri:

    Basit test stikleri ile toplam idrar proteinin semi kantitatif değerlendirilmesinde, yalancı pozitif sonuçlar elde edilebilir. Bu nedenle, basit test stikleriyle alınan pozitif sonucun Biuret metodu, turbidimetrik veya boya-bağlanma gibi başka analitik prensiplere dayanan metodlarla doğrulanması veya baştan itibaren bu alternatif metodların kullanılması önerilir.

    ROTALEPTİN kapsül laktoz içerdiği için, nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktoz yetmezliği ya da glukoz galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.

    4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

    Opioidlerin de içinde bulunduğu SSS depresanlarının gabapentinle birlikte kullanımına bağlı olarak, solunum baskılanması, sedasyon ve ölüm ile ilgili spontan ve literatür vaka raporları bulunmaktadır. Bu raporların bazılarında, özellikle dayanıksız hastalarda, yaşlı hastalarda, altta yatan ciddi solunum sistemi hastalığı olanlarda, eş zamanlı olarak birden fazla ilaç kullananlarda ve madde kullanım bozukluğu olanlarda, gabapentin ve opioidlerin eş zamanlı kullanımı ile ilgili endişeler belirtilmiştir

    Sağlıklı gönüllülerde yapılan bir çalışmada (N= 12), 600 mg gabapentin kapsülün verilişinden 2 saat önce, 60 mg kontrollü salınımlı morfin kapsül verildiğinde, tek başına gabapentin uygulamasına oranla ortalama gabapentin EAA'ı (Eğri Altındaki Alan) %44 oranında

    artmıştır. Bu nedenle morfin ile eş zamanlı gabapentin kullanması gereken hastalar somnolans sedasyon ve solunum depresyonu gibi merkezi sinir sistemi (MSS) depresyon belirtileri için dikkatlice gözlemlenmelidir ve gabapentin veya morfin dozu uygun olarak azaltılmalıdır.

    Fenitoin, valproik asit, karbamazepin ve fenobarbital ile gabapentin arasında farmakokinetik etkileşim gözlenmemiştir. Karbamazepin, fenitoin, valproik asit ve fenobarbital gibi ilaçları kullanan hastalarda tedaviye gabapentin eklendiğinde, bu ilaçların başlangıçtaki plazma düzeylerinde anlamlı bir değişiklik meydana gelmemiştir. Bu antiepileptik ajanları kullanan epilepsili hastalar ve sağlıklı gönüllülerde kararlı durum farmakokinetikleri benzerdir.

    Gabapentin, noretindron ve/veya etinil estradiol içeren oral kontraseptiflerin birlikte kullanımı her ikisinin de kararlı durum farmakokinetiğini bozmaz.

    Gabapentinin mide asidini nötralize eden magnezyum ya da alüminyum içeren ilaçlarla (antasit) birlikte kullanılması, gabapentinin biyoyararlanımını %24 oranında azaltabilir. Gabapentin, antasit kullanılmasının ardından en az 2 saat geçmeden önce kullanılmamalıdır.

    Gabapentinin renal atılımı probenesid ile değişmemektedir.

    Simetidin ile birlikte kullanıldığında, gabapentinin renal atılımı hafifçe azalır. Bunun klinik

    öneminin olmadığı düşünülmektedir.

    Alkol ya da merkezi etkili ilaçlar, gabapentinin merkezi sinir sistemiyle ilgili bazı yan etkilerini (somnolans ve ataksi gibi) şiddetlendirebilir.

    Gabapentinin bitkisel ürünler olan kediotu, sarı kantaron, kava biberi ve gotu kola ile birlikte alımı santral sinir sistemi depresyonlarını (baskılanmasını) artırabileceği için birlikte kullanılmamalıdır.

    Gabapentinin bitkisel ürün olan çuha çiçeği ile birlikte kullanımı nöbet eşiğini düşürebileceğinden birlikte alınmamalıdır.

    Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

    Pediyatrik popülasyon:

    Pediyatrik popülasyona ilişkin hiçbir etkileşim çalışması yapılmamıştır.

    4.6. Gebelik ve laktasyon

    Gebelik kategorisi: C

    Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (kontrasepsiyon)

    Çocuk sahibi olma potansiyelindeki kadınlar için iyi ve etkili bir kontrasepsiyon metodunun verilmesi uygundur.

    Gebelik dönemi

    Epilepsi ve antiepileptik ilaçların riskleri hakkında genel bilgi:

    Antiepileptik ilaçlar ile tedavi gören annelerin bebeklerinde defekt görülme riski 2-3 kat artmaktadır. En sık bildirilenler; yarık dudak, kardiyovasküler malformasyonlar ve nöral tüp defektleridir. Birden çok antiepileptik ilaç kullanımı, monoterapiye göre konjenital malformasyon bakımından daha yüksek risk ile ilişkili olabilir. Bu nedenle mümkünse monoterapinin tercih edilmesi önem taşımaktadır. Hamile kalma veya çocuk doğurma ihtimali bulunan kadınlara doktor tavsiyesi verilmeli ve hamile kalmayı planlayan kadınların antiepileptik ilaç kullanma gereksinimleri değerlendirilmelidir. Antiepileptik ilaçların birdenbire kesilmesinden kaçınılmalıdır çünkü çocuk ve anne açısından ciddi sonuçlar doğurabilecek ani nöbet görülmesine neden olabilir. Epilepsi hastası annelerin çocuklarında büyüme geriliği nadiren gözlenmiştir. Büyüme geriliğinin sebebinin (genetik faktörler, sosyal faktörler, annede epilepsi varlığı ya da antiepileptik ilaç kullanımı) ayrıştırılabilmesi mümkün değildir.

    Gabapentin ile ilişkili risk:

    Gabapentin insan plasentasından geçer.

    Gabapentinin gebelerde kullanımı ile ilgili sınırlı veri vardır/yeterli bilgi yoktur.

    Hayvan çalışmalarında üreme toksisitesi gösterilmiştir (bkz bölüm 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir. Gabapentin, anne için potansiyel yararı fetusa olan potansiyel riskten açıkça fazla olmadığı sürece hamilelik sırasında kullanılmamalıdır. Gebelik sırasında alındığında, konjenital malformasyon oluşma riskinin epilepsinin kendisine mi, gabapentin kullanımına mı yoksa eş zamanlı alınan antiepileptik ilaçların varlığıyla nedensel olarak ilişkili olup olmadığı konusunda kesin bir sonuca varılamaz.

    Laktasyon dönemi

    Gabapentin insanlarda anne sütüne geçer. Gabapentinin anne sütü alan bebekte bir yan etkiye yol açıp açmayacağı bilinmediğinden, gabapentin emziren annelerde dikkatli kullanılmalıdır. Gabapentin emziren annelerde beklenen yarar risklerden kesinlikle daha fazlaysa kullanılmalıdır.

    Üreme yeteneği/Fertilite

    Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda fertilite üzerinde herhangi bir etkisi yoktur (bkz.

    bölüm 5.3).

    4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

    Gabapentinin araç ve makine kullanma yeteneği üzerine hafif veya orta derecede etkisi olabilir. Gabapentin, merkezi sinir sistemi üzerinde etkilidir ve uyuşukluk, baş dönmesi ya da diğer ilişkili semptomlara yol açabilir. Bunlar hafif veya orta derecede olsa bile, bu yan etkiler araç ve makine kullanan hastalarda potansiyel olarak tehlikeli olabilir. Bu, özellikle tedavinin başlangıcında ve dozun artırılmasından sonradır.

    4.8. İstenmeyen etkiler

    Epilepsi (monoterapi ve ek tedavi) ve nöropatik ağrıda yürütülen klinik çalışmalarda gözlemlenen bütün advers etkiler sınıf ve sıklık açısından (çok yaygın ≥1/10, yaygın ≥1/100 ila <1/10, yaygın olmayan ≥1/1.000 ila <1/100, seyrek ≥1/10.000 ila <1/1.000 ila çok seyrek

    <1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor) olarak aşağıda listelenmiştir. Klinik çalışmalarda bir advers etki değişik sıklıkta belirtilmiş ise gözlemlenen en yüksek sıklık olarak sıralamaya alınmıştır.

    Her farklı sıklık grubunda, advers etkiler azalan ciddiyet sırasında listelenmiştir. Pazarlama sonrası deneyimlerde bildirilmiş ilave yan etkiler “bilinmiyor†başlığı altında italik olarak belirtilmiştir.

    Enfeksiyon ve enfestasyonlar

    Çok yaygın: Viral enfeksiyon.

    Yaygın: Pnömoni, solunum yolu enfeksiyonu, idrar yolu enfeksiyonu, enfeksiyon, otitis media.

    Kan ve lenf sistemi hastalıkları

    Yaygın: Lökopeni. Bilinmiyor: Trombositopeni.

    Bağışıklık sistemi hastalıkları

    Yaygın olmayan: Alerjik reaksiyonlar (örn. ürtiker).

    Bilinmiyor: Hipersensivite sendromu; ateş, döküntü, hepatit, lenfadenopati, eozinofili ve diğer belirti ve bulguları içeren, çeşitlilik gösteren sistemik bir reaksiyon,anaflaksi (bkz. Bölüm 4.4) Metabolizma ve beslenme hastalıkları

    Yaygın: Anoreksi, iştah artışı.

    Yaygın olmayan : Hiperglisemi (genellikle diyabetli hastalarda gözlenir) Seyrek : Hipoglisemi (genellikle diyabetli hastalarda gözlenir) Bilinmiyor: Hiponatremi

    Psikiyatrik hastalıkları

    Yaygın: Saldırganlık, konfüzyon ve duygu durumda değişkenlik, depresyon, anksiyete, sinirlilik, düşünce bozuklukları.

    Yaygın olmayan: Ajitasyon

    Bilinmiyor:İntihar düşünceleri, halüsinasyonlar

    Sinir sistemi hastalıkları

    Çok yaygın: Somnolans, baş dönmesi, ataksi.

    Yaygın: Konvülsiyonlar, hiperkinezi, dizartri, amnezi, tremor, insomnia, baş ağrısı, parestezi, hipoestezi gibi hisler, koordinasyon bozuklukları, nistagmus, reflekslerde artma, azalma veya kaybolma.

    Yaygın olmayan: Hipokinezi, mental bozukluk Seyrek: Bilinç kaybı

    Bilinmiyor: Diğer hareket bozuklukları (örn; koreoatetoz, diskinezi, distoni).

    Göz hastalıkları

    Yaygın: Ambliyopi, diplopi gibi görüş bozuklukları.

    Kulak ve iç kulak hastalıkları

    Yaygın: Vertigo. Bilinmiyor: Tinnitus. Kardiyak hastalıklar Yaygın olmayan: Çarpıntı. Vasküler hastalıklar

    Yaygın: Hipertansiyon, vazodilatasyon.

    Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar

    Yaygın: Dispne, bronşit, farenjit, öksürük, rinit.

    Seyrek: Solunum depresyonu

    Gastrointestinal hastalıklar

    Yaygın: Kusma, bulantı, dişle ilgili bozukluklar, gingivit, diyare, karın ağrısı, dispepsi, konstipasyon, ağız veya boğaz kuruluğu, gaz.

    Yaygın olmayan: Disfaji Bilinmiyor: Pankreatit. Hepato-bilier hastalıklar Bilinmiyor: Hepatit, sarılık.

    Deri ve deri altı dokusu hastalıklar

    Yaygın: Yüzde ödem, çoğunlukla fiziksel travma sonucu oluşan morarma olarak tanımlanan

    purpura, döküntü, kaşıntı, akne.

    Bilinmiyor: Steven-Johnson sendromu, anjiyoödem, eritem multiforme, alopesi, eozinofili ve sistemik semptomlu ilaç kaynaklı döküntü. ( bkz. Bölüm 4.4)

    Kas-iskelet sistemi hastalıkları, bağ dokusu ve kemik hastalıkları

    Yaygın: Artralji, miyalji, sırt ağrısı, tik. Bilinmiyor: Miyoklonus, rabdomiyoliz Böbrek ve idrar yolu hastalıkları Bilinmiyor: Akut renal yetmezlik, inkontinans. Üreme sistemi ve meme hastalıkları

    Yaygın: İmpotans.

    Bilinmiyor: Meme hipertrofisi, jinekomasti, seksüel disfonksiyon (libido değişiklikleri, boşalma bozuklukları, orgazm olamama gibi)

    Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

    Çok yaygın: Yorgunluk, ateş.

    Yaygın: Periferal ödem, anormal yürüyüş, asteni, ağrı, kırıklık, grip sendromu. Yaygın olmayan: Jeneralize ödem.

    Bilinmiyor: Yoksunluk reaksiyonları (çoğunlukla anksiyete, insomnia, bulantı, ağrı, terleme), göğüs ağrısı. Ani, açıklanamayan ölümler rapor edilmiştir. Ancak bu ölümlerin gabapentin tedavisiyle ilişkisi ispatlanmamıştır.

    Araştırmalar

    Yaygın: Beyaz kan hücre sayısında azalma, kilo artışı.

    Yaygın olmayan: Karaciğer fonksiyon testlerinde (AST, ALT) ve bilirubinde yükselme. Bilinmiyor: Kan kreatinin fosfokinaz seviyesinde artış

    Yaralanma ve zehirlenme

    Yaygın: Kazara yaralanma, kırık, sıyrıklar. Yaygın olmayan: Düşme

    Gabapentin tedavisi sırasında akut pankreatit vakaları rapor edilmiştir. Gabapentinle ilişkisi bilinmemektedir (bkz. Bölüm Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).

    Böbrek yetmezliğinin son döneminde hemodiyaliz yapılan hastalarda miyopati ile kreatinin kinaz seviyelerinde yükselme rapor edilmiştir.

    Gabapentin tedavisi sırasında hemorajik pankreatit bildirilmiştir (bkz. Bölüm Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).

    Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

    Pediyatrik popülasyon:

    Solunum yolu enfeksiyonları, orta kulak enfeksiyonu, konvülsiyon ve bronşit yalnızca çocuklar ile yürütülen klinik çalışmalarda bildirilmiştir. Ek olarak, çocuklarla yürütülen klinik çalışmalarda agresif davranışlar ve hiperkinezi yaygın olarak raporlanmıştır.

    Geriyatrik popülasyon:

    65 yaş ve üzerindeki hastalarda, gabapentinle sistematik çalışmalar yapılmamıştır. Nöropatik ağrısı olan hastalarda yapılan bir çift kör çalışmada, genç hastalara oranla 65 yaş ve üzerindeki hastalarda somnolans, periferik ödem ve asteni daha yüksek bir oranda ortaya çıkmıştır. Bu bulguların dışında, bu yaş grubundaki klinik gözlemler, daha genç hastalarda gözlenenden farklı bir yan etki profiline işaret etmemektedir. Böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalar için doz ayarlanmalıdır (bkz. Bölüm 4.2 Pozoloji ve uygulama şekli)

    Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması

    Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).

    4.9. Doz aşımı ve tedavisi

    Günde 49 grama varan gabapentin doz aşımlarında, akut, hayatı tehdit eden toksisite gözlenmemiştir. Doz aşımının belirtileri baş dönmesi, diplopi, sözcükleri yuvarlama, uyuşukluk, bilinç kaybı, letarji, disartri, sedasyon ve hafif diyaredir. Bütün hastalar tam destekleyici bakım ile değerlendirilmelidir. Doz aşımında yüksek dozlarda gabapentinin absorpsiyonunun azalması ilaç absorbsiyonunu sınırlayabilir ve bundan dolayı doz aşımında toksisite en aza indirgenir.

    Gabapentinin doz aşımında, özellikle diğer MSS depresan ilaçları ile birlikte kullanımı koma ile sonuçlanabilir.

    Gabapentin hemodiyalizle uzaklaştırılabilse bile, deneyimler normal olarak diyalizin gerekli olmayacağını göstermektedir. Bununla birlikte, böbrek yetmezliği olan hastalarda hemodiyaliz endike olabilir.

    Gabapentinin oral letal dozları fare ve sıçanlarda 8000 mg/kg'a kadar verilen yüksek dozlarda tespit edilmemiştir. Hayvanlarda akut toksisite belirtileri ataksi, hızlı nefes alma, organlarda aşağı sarkma (ptosis), hipoaktivite veya eksitasyondur.

    Diyabet Hastalığı Diyabet Hastalığı Diyabet, insülin hormonu ile ilgili problemlerden kaynaklanan bir hastalıktır. Grip, Soğuk Algınlığı ve Öksürük Grip, Soğuk Algınlığı ve Öksürük Grip ve soğuk algınlığı (nezle) semptomları arasındaki farkı bilmek önemlidir. Soğuk algınlığı gripten daha hafif belirtiler gösteren bir solunum yolu hastalığıdır.