Sanofi Aventis İlaçları SANASOL 150 ml şurup KUBFarmakolojik Özellikler

SANASOL 150 ml şurup Farmakolojik Özellikler

Vitamin Kompleksi }

Sindirim Sistemi ve Metabolizma > Multivitamin İlaçlar
Sanofi Sağlık Ürünleri Ltd.Şti | 4 May  2012

5.   FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup: Vitaminler, Multivitaminler ATC kodu: Al İBA

VİTABİOL, beslenme yetersizliğine bağlı, genellikle belirsiz hipovitaminozlar ile bazı durumlarda belirgin avitaminozların tedavisi için veya normal beslenmede takviye amacıyla hazırlanmış bir oral polivitamin preparatıdır. İçerdiği vitaminler ve miktarları organizmanın değişik yaşlardaki ihtiyaçları göz önüne alınarak uygun şekilde kombine edilmiştir.

Preparatın içerdiği A ve D vitaminleri yağda çözünen; B grubu vitaminleri ve C vitamini ise suda çözünen vitaminlerdir.

A vitaminine büyüme ve kemik gelişimi, görme, üreme ve epitelial doku oluşumu ve farklılaşması için gereksinim vardır. A vitamininin % 90’ı karaciğerde depolanır. Eksikliğinde gece körlüğü ve kseroftalmi meydana gelir.

B grubu vitaminleri (Bp By B6, niasinamid, D-pantenol) organizmada çoğu birbiri

ile yakından ilgili, birçok metabolik fonksiyona katılırlar. Bu vitaminlerden sadece birinin eksikliği nadirdir, genellikle birden fazlasının eksikliği söz konusudur. Suda çözünen B grubu vitaminleri vücutta depo edilemediğinden ve gerekli olandan fazlası idrarla atıldığından herhangi bir nedenle yetersiz miktarlarda alındıklarında veya absorbsiyon bozukluğu durumlarında eksiklik belirtileri ortaya çıkar. B1 vitamini eksikliğinde sinir sistemi (kuru beriberi) ve

kardiyovasküler sistem (yaş beriberi) ile ilgili semptomlar, B2 vitamini

eksikliğinde angular stomatit, dil ve dudak iltihabı, yüzde seboraik dermatit, gövde ve ekstremitelerde dermatit, anemi ve nöropati gözlenebilir. Piridoksin eksikliğinin belirtileri cilt ve sinir sitemi ile ilgilidir. Eritropoezde bozukluk ve konvülsif nöbetler gözlenebilir. Niasinamid eksikliği pellegra ile sonuçlanır.

C vitamini kollajen ve kemik dokusu oluşumuna yardım ederek diş ve kemik gelişiminde önemli rol oynar. Vücut direncini artırır. Ayrıca kalsiyumun optimum absorbsiyonunu sağlar. Kanın alyuvarlarının kapillerden dışarı sızmasını önler.

D vitamini kemiğin normal kalsifıkasyonu, kalsiyum ve fosfatın utilizasyon ve absorbsiyonunun sağlanması için gereklidir. D vitamini eksikliğinde raşitizm ve osteomalazi gözlenir. D vitamini ince bağırsaktan hemen absorbe olur. Başlıca karaciğerde ve yağ dokuda depolanır. Eliminasyonu safra ve renal yolla olur.

5.2. Farmakokinetik özellikler

 Genel özellikler

Emilim:

A vitamini, gastrointestinal sistemden kolayca absorbe olur. Hayvansal besinler içinde bulunan esterleşmiş retinol (retinol palmitat gibi), barsakta esterin enzimleri tarafından hidrolizinden sonra tamamıyla absorbe edilir. A vitaminlerinin barsaktan absorbe edilebilmesi için genelde yağların absorpsiyonunun normal olması gerekir. Yağ malabsorpsiyonu durumlarında A vitaminlerinin absorpsiyonu azalır.

B1 vitamini duodenumdan ve ince barsağın yukarı kısmından kendine özgü doyurulabilir bir transport olayı ile absorbe edilir.

B2 vitamini ince barsağın üst kısmından doyurulabilir bir transport mekanizmasıyla absorbe edilir.

Besinlerdeki B6 vitamini fosfat ve diğer fosfatlanmış türevleri barsakta önce defosforile edilir ve sonra pasif difüzyonla kolayca absorbe edilir.

Niasinamid barsaktan kolayca absorbe edilir. Düşük miktarları sodyum bağımlı kolaylaştırılmış difüzyonla, yüksek konsantrasyonları ise basit difüzyonla absorbe edilir.

D-pantenol (pantotenik asit) gastrointestinal kanaldan kolayca absorbe olur.

C vitamini mide-barsak kanalından doyurulabilir bir transport olayı ile kolayca absorbe edilir.

D vitamini ince barsaktan hızlıca absorbe olur. Karaciğer ve safra hastalıklarında bu vitaminlerin absorpsiyonu azalır. Absorbe edilen D vitaminlerinin büyük kısmı şilomikronlara katılır ve lenf içinde kan dolaşımına geçer.

Dağılım:

Vitaminler genellikle tüm vücuda ve tüm dokulara dağılır.

A vitamini kanda şilomikronlar içinde karaciğere taşınır. Başlıca karaciğerde, az miktarda ise böbrek ve karaciğerde depolanmaktadır. Retinol kanda, retinol-bağlayan protein (RBP) adlı özel bir proteine bağlı olarak karaciğer dışı dokulara taşınır. Retinol, ayrıca plazmadaki lipoproteinlere bağlı olarak bulunur.

B1 vitamini, fazla miktarda alındığında; dokularda depolanması doygunluğa ulaşır. Kanda ve dokularda, B1 vitamini serbest formda ve mono, di- (piro), tri- gibi

fosforlanmış şekilde bulunur. Serbest ve fosforlanmış halde bulunan formları eritrosit içerisinde taşınırken, sadece serbest ve mono fosforlanmış formları plazma ve serebrospinal sıvıda bulunur.

B2 vitamini tüm dokulara dağılır. Kırmızı kan hücrelerinde ve plazmada immunoglobulinlerin alt kısmına bağlı bir şekilde bulunur.

Vücuttaki B6 vitamini ve türevlerinin çok büyük bir kısmı çizgili kaslarda ve karaciğerde depolanmıştır.

Nikotinik asit, karaciğerde kısmen nikotinamide dönüştürülür. Vücutta yaygın olarak dağılırlar; belirgin derecede birikme göstermezler. Dokularda NAD ve NADP gibi dinükleotid türevleri (koenzim) şeklinde bulunurlar.

Absorbe edilmiş D-pantenol eritrositlere bağlanarak vücut dokuları tarafından taşınır.

C vitamini hücre içi dahil vücutta geniş bir alana dağılır. Vücutta depolanır. Düşük oranda proteinlere bağlanır. En yüksek konsantrasyonda bulunduğu dokular; salgı bezleri, lökosit, karaciğer ve göz lensidir.

D vitaminleri ve aktif metabolitleri kanda özel bir alfa-globülin olan D vitamini bağlayan protein tarafından taşınırlar. Yarılanma ömürleri 3-4 hafta kadardır. Kanda en fazla bulunan fraksiyon karaciğerde oluşan 25-(OH) metabolitidir. D vitaminleri oldukça lipofılik maddelerdir. Karaciğerde ve yağ dokusunda birikirler.

Biyotransformasvon:

A vitamininin biyotransformasyonu hepatik yolla olur. Barsakta ve diğer bazı hücrelerde retinalin büyük kısmı retinole indirgenir. Dokularda esterleşmiş şekilde bulunan retinol, çoğu geri dönüşümlü olan bir dizi metabolik oksidasyon, izomerizasyon ve konjugasyona uğrar. Kısmen retinoik aside oksitlenir.

Dokularda, B1 vitamininin çoğu pirofosfat formuna dönüşmüş şekilde bulunur. B1 vitamini çoğunlukla karaciğerde depolanır.

B2 vitamini vücutta önemli ölçüde depo edilmez. Serbest B2 vitamini, karaciğerde

flavin koenzimlerine (FAD ve FMN) dönüşerek enzimatik redüksiyonlarda elektron transfer faktörleri olarak rol oynar.

B6 vitamini karaciğer hücrelerinde piridoksin, piridoksal ve piridoksamin; büyük

ölçüde, aktif koenzim şekli olan piridoksal 5’-fosfata dönüştürülür. Ayrıca karaciğerde piridoksal, inaktif bir metabolit olan 4-piridoksik aside oksitlenir ve bu metabolit idrarda piridoksinin başlıca metabolitidir.

Nikotinamid büyük ölçüde karaciğerde metabolize edilir. En önemli metabolitleri, Nmetilnikotinamid, ve bunun oksidasyon ürünleridir. (N-metil-2-piridon-5-karboksamid ve N-metil-4-piridon-5-karboksamid)

Hücre içerisinde bulunan D-pantenolden, koenzim A (CoA) sentezi gerçekleşir.

C vitamini hepatik yolla biyotransformasyona uğrar. C vitamini karaciğerde kısmen oksalik aside dönüştürülür ve idrardaki oksalatın bir kısmından sorumludur. Kolekalsiferolün metabolik aktivasyonu, başta karaciğer ve sonra böbrekler olmak üzere 2 basamakta gerçekleşmektedir. Kolekalsiferol biyotransformasyona uğrayarak asıl etkin şekli olan l,25-(OH)2 D3’e (kalsitriole)

çevrilir. İlk basamak 23-hidroksilasyon basamağıdır. Karaciğer hücrelerinde mikrozomal ve mitokondriyel yerleşim gösteren bir oksidaz tarafından 25-hidroksikalsiferole dönüştürülür. Cildin fazla ısınması veya ağızdan fazla vitamin D alınması sonucu 25-hidroksilli metabolit düzeyi artar. Fazla miktarda 25-hidroksikolekalsiferol oluşursa, son ürün inhibisyonu sonucu bu dönüşüm frenlenir. Bu nedenle fazla D vitamini alındığında kolekalsiferolün metabolize edilmesi yavaşladığından ciltte ve plazmada birikir. D vitaminlerinin 25-hidroksi türevi D vitamini-bağlayan proteine en fazla afınite gösteren türev olması nedeniyle, kanda en fazla bulunan metabolittir.

Eliminasvon:

A vitamininin vücuttan eliminasyonu yavaştır. Eliminasyonu fekal veya renal yolla gerçekleşir.

B1 vitamininin fazlası idrar yoluyla atılır. Besin içindeki vitaminin bir kısmı absorbe edilmeden feçesle atılır.

B2 vitamininin büyük kısmı vücutta değişmeden böbrekten hızlı bir şekilde atılır; itrahı kısmen tübüler sekresyon ile olur.

B6 vitamininin metaboliti idrar yoluyla atılır.

Nikotinamid ve metabolitleri böbrekten tübüler sekresyon ile atılırlar.

D-pantenol ve CoA idrar yoluyla vücuttan atılır.

C vitamini başlıca böbreklerden elimine olur. Böbreklerden atılımında, tıpkı glukoz için olduğu gibi eşik değer söz konusudur. Bu eşik değer C vitamininin plazmadaki doygunluk konsantrasyonu olan 1,4 mg/dL’ye aşağı yukarı eşittir. Bu konsantrasyonun üstünde böbrek proksimal tübüllerinde reabsorpsiyon maksimumu aşılmış olur, glomerüllerden süzülen C vitamininin fazlası geri emilemez, idrarla hızlı bir şekilde atılır. Bu nedenle C vitamininin fazla dozda verilmesinin bir yararı yoktur.

D vitaminlerinin büyük bir kısmı safra içinde atılırlar ve enterohepatik dolaşıma girerler. Suda çözünen metabolitlerinden biri olan kalsitroik asit, idrar yolu ile vücuttan elimine olur.

Doğrusallık / Doğrusal olmayan durum:

Veri yoktur.

5.3 - Klinik öncesi verileri

Veri yoktur.

Gıda Alerjisi Gıda Alerjisi Her yıl milyonlarca insan yiyeceklere alerji gösteriyor. En Yaygın Alerji Türleri En Yaygın Alerji Türleri Bağışıklık sistemi, polen, arı zehiri veya evcil hayvan gibi yabancı bir maddeye veya çoğu insanda reaksiyona neden olmayan bir yiyeceğe tepki gösterdiğinde alerjiler meydana gelir.