THERAFLU FORTE 20 film tablet { Glaxo Smithkline } Klinik Özellikler

Parasetamol + Klorfeniramin Maleat + Fenilefrin Hcl }

Solunum Sistemi > Diğer Soğuk Algınlığı Kombinasyonları
Yeni Firma [ Bilgileri Güncelleniyor ] | 29 March  2016

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

    4.1. Terapötik endikasyonlar

    THERAFLU FORTE, grip ve soğuk algınlığına bağlı aşağıdaki semptomların tedavisinde kullanılır:

      nazal ve sinüs konjesyonu

      burun akıntısı ya da burun tıkanıklığı

      hapşırık

      kaşıntılı burun ya da boğaz

      minör boğaz iritasyonuna bağlı öksürük

      boğaz ağrısı, baş ağrısı, kas ağrısı ve sinüs ağrısı gibi minör ağrılar

      ateş

    4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

    12 yaşın üzerindeki çocuklar ve yetişkinlerde:

    Her 4–6 saatte 1 tablet kullanılır.

    Maksimum günlük doz: Günde 6 tabletten fazla kullanılmamalıdır.

    Minimum doz intervali: En az 4 saat arayla kullanılmalıdır.

    5 günden uzun süreli kullanılmamalıdır.

    Alkol alan kişilerde hepatotoksisite riski nedeniyle günlük alınan parasetamol dozunun 2 g' ı aşmaması gereklidir (3 tablet).

    Uygulama şekli

    Oral yoldan kullanılır.

    Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

    Böbrek/Karaciğer yetmezliği

    Karaciğer yetmezliği olan hastalarda THERAFLU FORTE kullanmadan önce doktora danışılmalıdır. Karaciğer yetmezliği olan hastalarda bu kısıtlama THERAFLU FORTE'un parasetamol ve klorfeniramin içeriğinden kaynaklanmaktadır. (Bkz. Bölüm 4.4)

    Böbrek yetmezliği olan hastalarda (GFR <60 ml/dk) THERAFLU FORTE kullanmadan önce doktora danışılmalıdır. Böbrek yetmezliği olan hastalarda bu kısıtlama THERAFLU FORTE'un parasetamol ve klorfeniramin içeriğinden kaynaklanmaktadır. (Bkz. Bölüm 4.4)

    Pediyatrik popülasyon

    THERAFLU FORTE, 12 yaşın altındaki çocuklarda kullanılmamalıdır.

    Geriyatrik Popülasyon

    THERAFLU FORTE, ihtiyaca göre her 4–6 saatte 1 tablet kullanılır. Maksimum günlük doz: Günde 3 tabletten fazla kullanılmamalıdır. Minimum doz intervali: En az 4 saat arayla kullanılmalıdır.

    Diğer

    Alkol alan kişilerde günlük alınan parasetamol dozunun 2 g'ı aşmaması gereklidir (bkz. Bölüm 4.4).

    THERAFLU FORTE alkolle birlikte kullanılırsa karaciğer hasarına neden olabileceğinden

    ilacın kullanımı süresince alkol alınmamalıdır.

    4.3. Kontrendikasyonlar

    THERAFLU FORTE, aşağıdaki durumlarda kontrendikedir:

      Her bir film tablet Parasetamol 650 mg‌

      Monoamin oksidaz inhibitörleri(MAOI)kullananyada son iki hafta içinde kullanmış

      Trisiklik antidepresan kullanan hastalar (Bkz.Bölüm 4.5)

      Beta bloker kullanan hastalar (Bkz.Bölüm 4.5)

      Diğer sempatomimetik ilaçları (dekonjestanlar, tatlandırıcılar ve amfetamin benzeri

      ilaçlar) kullanan hastalar (Bkz.Bölüm 4.5)

      Feokromositoma

      Şiddetli kalp-damar, karaciğer (Child-Pugh kategorisi > 9) veya böbrek hastalığı

      Hipertansiyon ve taşikardinin eşlik ettiği hastalıklar

      Hipertroidi

      Koroner arter hastalığı

      Miksiyon sonrası mesanede bir miktar idrarın kaldığı, prostat adenomu

      Mesane boynunda obstrüksiyon

      Piloroduodenal obstrüksiyon

      Stenoz yapan peptik ülser

      Akciğer hastalıkları (astım dahil)

      Dar açılı glokom

      G-6PD (glukoz-6-fosfat dehidrojenaz) eksikliği

      Epilepsi

      Diabetes mellitus

      4.6. Gebelik ve laktasyon

      (Bkz. Gebelik ve laktasyon)

      12 yaşın altındaki çocuklarda

    4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

    Anemisi olanlar, akciğer hastaları, karaciğer ve böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda doktor kontrolü altında dikkatli kullanılmalıdır. Önceden mevcut hepatik hastalığı bulunan hastalar için, yüksek dozda veya uzun süreli tedaviler esnasında periyodik aralıklarla karaciğer fonksiyon tetkikleri yapmak gerekebilir. Böbrek yetmezliği (kreatinin klerensi < 10 ml/dk) halinde, doktorun parasetamol kullanımının yarar/risk oranını dikkatle değerlendirmesi gerekir. Doz ayarlaması yapılmalı ve hasta kesintisiz izlenmelidir.

      Diğer öksürük ve soğuk algınlığı, dekonjestanlar ya da antihistaminler ile birlikte kullanımında kaçınılmalıdır.

      Önerilen doz aşılmamalı veya ardarda 5 günden daha uzun süre kullanılmamalıdır. Yüksek doz parasetamol ve bu arada uzunca bir süre içerisinde kullanılan toplam dozun yüksek olması; irreversibl karaciğer yetersizliğiyle birlikte analjeziklere bağlı nefropati gelişmesine neden olabilir. Hastalar bu ilacı kullanırken, parasetamol içeren daha başka ürünler kullanmamaları konusunda uyarılmalıdırlar.

      Parasetamol içeren ilaçların THERAFLU ile eş zamanlı kullanımından

      kaçınılmalıdır. Parasetamoliçerenbaşkailaçlarlabirlikte kullanımı doz aşımında neden

      olabilir. Parasetamol doz aşımı sonuçları karaciğer nakli ya da ölüme kadar varabilen karaciğer yetmezliğine yol açabilir. Parasetamol içeren ve ağrı kesici, ateş düşürücü, grip

      ve nezle semptomlarını giderici ya da uykuya yardımcı ilaçlar ile birlikte kullanılması

      önerilmez.

      Parasetamol erişkinlerde kronik günlük dozlarda karaciğer hasarına neden olabilir.

      Parasetamolün alkolle birlikte kullanılması karaciğer hasarına neden olabileceğinden bu ürün kullanılırken alkollü içecekler içilmemelidir.

      Orta düzeyde alkol ile eş zamanlı parasetamol alınması, karaciğer toksisite riskinde artışa yol açabilir. Alkolik karaciğer hastalarında dikkatli kullanılmalıdır. Alkol alan kişilerde hepatotoksisite riski nedeniyle günlük alınan parasetamol dozunun 2 g'ı aşmaması gereklidir.

      Alkol bağımlılarında parasetamol dikkatli kullanılmalıdır.

      THERAFLU FORTE, karaciğer fonksiyonlarını etkileyebilecek diğer ilaçları alan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.

      Geri dönüşümsüz ciddi karaciğer hasarına neden olabilir.

      Parasetamol akut yüksek dozda ciddi karaciğer toksisitesine neden olur.

      Parasetamolü ilk kullananlarda veya daha önce kullanım hikayesi olanlarda, kullanımın ilk dozunda veya tekrarlayan dozlarında deride kızarıklık, döküntü veya bir deri reaksiyonu oluşabilmektedir. Bu durumda doktor ile irtibata geçilerek ilacın kullanımının bırakılması ve alternatif bir tedaviye geçilmesi gerekmektedir. Parasetamol ile deri reaksiyonu gözlenen kişi bir daha bu ilacı veya parasetamol içeren başka bir ilacı kullanmamalıdır. Bu durum, ciddi ve ölümle sonuçlanabilen Steven Johnson Sendromu (SJS), toksik epidermal nekroliz (TEN) ve akut generalize ekzantematöz püstüloz (AGEP) dahil cilt reaksiyonlarına neden olabilmektedir.

      Bir yıl boyunca günlük terapötik parasetamol dozları alan bir hastada hepatik nekroz ve daha kısa süreli olarak aşırı doz kullanan bir hastada karaciğer hasarı bildirilmiştir.

      12–48 saat içinde karaciğer enzimleri yükselebilir ve protrombin zamanı uzayabilir. Ancak

      klinik semptomlar dozun alınmasından 1–6 gün sonrasına kadar görülmeyebilir.

      Hepatotoksisite riskinden ötürü, parasetamol, tavsiye edilenden daha yüksek dozlarda ya da daha uzun süreli alınmamalıdır. Hafif veya orta şiddette karaciğer yetmezliği (Child-Pugh kategorisi <9) olan hastalar, parasetamolü dikkatli kullanmalıdırlar.

      Terapötik dozlarda parasetamol uygulaması sırasında serum alanin aminotransferaz

      (ALT) düzeyi yükselebilir.

      Terapötik dozlarda parasetamol ile hepatik oksidatif stresi arttıran ve hepatik glutatyon rezervini azaltan ilaçları eş zamanlı kullanımı, alkolizm, sepsis veya diabetes mellitus gibi çeşitli durumlar hepatik toksisite riskinde artışa neden olabilir.

      Sepsis gibi glutatyon eksikliği olan hastalarda, parasetamol kullanımı metabolik asidoz riskini artırabilir. Ciddi bir enfeksiyonunuz varsa bu metabolik asidoz riskini artırabilir. Metabolik asidoz belirtileri şunlardır:

        Derin, hızlı ve zorlanarak nefes alıp vermek

        Mide bulantısı ve kusma

        4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

        Ürün içeriğindeki her bir maddenin neden olabileceği ilaç etkileşimleri iyi bilinmektedir ve

        yoktur.

        Parasetamol

        Parasetamolün ilaç-ilaç etkileşimleri genellikle minördür ve ancak, diğer ilacın terapötik indeksi düşük (örneğin varfarin ve kumarin) ya da antikonvülsif ilaç olması durumunda önem kazanır.

        Parasetamolün non steroidal antienflamatuar ilaçlarla (NSAİ) birlikte kullanılması, NSAİ'ların

        böbreklerdeki olumsuz etkilerini arttırabilir.

        Birden fazla ağrı kesiciyle kombinasyon tedavisinden kaçınılması önerilmektedir. Bunun hastaya ekstra bir fayda sağladığını gösteren çok az kanıt vardır ve genelde istenmeyen etkilerde artışa yol açmaktadır.

        Parasetamol ile, kafein ve opiatlar gibi diğer analjezikler arasında farmakodinamik etkileşimler bulunmuştur.

        Probenesid, parasetamolün metabolizmasını engeller. Birlikte kullanan hastalarda parasetamol

        dozu azaltılmalıdır.

        Güncel veriler, parasetamolün hepatotoksisitesinin fenobarbital, fenitoin veya karbamazepin

        gibi antiepileptik ilaçlarla birlikte kullanıldığında artmadığını desteklemektedir.

        Tüberküloz tedavisinde kullanılan rifampisin ve isoniazid, parasetamolün karaciğer üzerindeki toksik etkisini artırır.

        Parasetamol ve zidovudinin birlikte kullanılması nötropeni insidansında artışa yol açabilir. Bu

        nedenle tıbbi tavsiye olmadıkça, parasetamol zidovudin ile birlikte alınmamalıdır. Parasetamol (veya metabolitleri), K vitaminine bağımlı koagülasyon faktörü sentezinde rol oynayan enzimler ile etkileşir. Parasetamol ile varfarin veya kumarin türevleri arasındaki etkileşimler, “uluslararası normalleştirilmiş oran†(International Normalized Ratio, INR)

        değerinde bir artışa ve kanama riskinde bir artışa neden olabilir. Bu nedenle, oral antikoagülan kullanan hastalar, tıbbi denetim ve kontrol olmadan uzun süreli parasetamol kullanmamalıdırlar. Ara sıra parasetamol kullanımının anlamlı bir etkisi yoktur.

        Hepatotoksik maddeler parasetamol akümülasyonunu ve doz aşımı olma riskini arttırabilir. Bazı hipnotikler ve antiepileptik ilaçlar (glutetimid, fenobarbital, fenitoin, karbamazepin, vb.) veya rifampisin ve izoniyazid gibi karaciğerde hepatik mikrozomal enzim indüksiyonuna sebep olan ilaçların tek başına kullanıldığında zararsız olan parasetamol dozlarıyla eşzamanlı kullanımı karaciğer hasarı riskini arttırabilir. Aşırı alkol tüketimi halinde, terapötik dozlarda bile parasetamol alınması da karaciğer hasarına neden olabilir.

        Parasetamolün kloramfenikol ile kombinasyon halinde kullanılması, kloramfenikolün yarılanma ömrünü uzatabilir ve dolayısıyla bu ilacın toksisite riskini arttırabilir.

        5-hidroksitriptamin (serotonin) tip 3 reseptör antagonistleri olan tropisetron ve granisetron,

        farmakodinamik etkileşim ile parasetamolün analjezik etkisini tamamen baskılayabilir.

        Propantelin gibi mide boşalmasını yavaşlatan ilaçlar, parasetamolün yavaş emilmesine ve

        dolayısıyla parasetamolün etkisinin daha geç ortaya çıkmasına neden olabilir.

        Metoklopramid gibi mide boşalmasını hızlandıran ilaçlar, parasetamolün daha hızlı emilmesine ve dolayısıyla parasetamolün etkisinin daha hızlı başlamasına neden olabilir. Benzer şekilde domperidon parasetamolün absorbsiyon hızını arttırabilir.

        Parasetamol, lamotrijin karaciğerde metabolizmasını olası indüklemesine bağlı olarak biyoyararlanımını azaltarak etkisinde azalmaya neden olabilir.

        Parasetamol emilim hızı metoklopramid ya da domperion ile artabilir ve kolestiramin ile azalabilir. Kolestramin bir saat sonra verilmelidir.

        St. John's Wort (Hypericum perforatum – sarı kantaron) parasetamolün kan düzeylerini

        azaltabilir.

        Parasetamol fosfotungstik ürik asit testlerini etkileyebilir.

        Besinler ile birlikte alındığında parasetamolün emilim hızı azalabilir.

        Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

        Pediyatrik popülasyon

        Pediyatrik popülasyon için etkileşim çalışması bulunmamaktadır.

        Fenilefrin hidroklorür

        THERAFLU FORTE, monoamin oksidaz inhibitörleri (MAOI) (maklobemid dahil) kullanan ya da son iki hafta içinde kullanmış olan hastalar için kontrendikedir. Fenilefrin, MAOI'lerin etkisini potansiyalize ederek hipertansif krizi tetikleyebilir.

        Fenilefrinin diğer sempatomimetik ilaçlarla ya da trisiklik antidepresanlarla (amitriptilin gibi) birlikte kullanımı kardiyovasküler yan etki riskini arttırabilir.

        Fenilefrin, betablokerlerin ve diğer antihipertansif ilaçların (debrisokin, guanetidin, rezerpin, metildopa gibi) etkinliğini azaltabilir. Hipertansiyon ve diğer kardiyovasküler yan etkiler artabilir.

        Fenilefrin ile digoksin ve diğer kardiyak glikozitlerin birlikte kullanımı, düzensiz kalp atışı ya da kalp krizi riskini arttırabilir.

        Fenilefrin ile ergo alkoloitlerinin (Ergotamin ve metilserjit) ile birlikte kullanımı ergotizm riskini arttırabilir.

        Fenilefrin; monoamin oksidaz (MAO) inhibitörleri (maklobemid dahil), alfa- ve beta-blokerler ve antihipertansifler (debrisokin, guanetidin, rezerpin), fenotiyazin tipi antihistaminler (örneğin prometazin), bronkodilatör sempatomimetikler, trisiklik antidepressanlar (örneğin imipramin, amitriptilin), guanetidin ya da atropin, dijitalis, Rauwolfia alkaloidleri, indometazin, metildopa, diğer santral sinir sistemi uyarıcıları ve olasılıkla teofilinle etkileşime girebilme potansiyeline sahiptir.

        Oksitosik ilaçlarla birlikte kullanılan fenilefrinin pressör etkisinin arttığı, bazı genel

        bildirilmiştir. İntravenöz ergo alkaloidi (Ergotamin ve metilserjit) kullanan hastalarda kan

        basıncının aşırı yükselme olasılığı vardır. Digoksin ve kardiyak glikozitler düzensiz kalp atışı ve kalp krizi riskini arttırır.

        Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

        Pediyatrik popülasyon

        Pediyatrik popülasyon için etkileşim çalışması bulunmamaktadır.

        Klorfeniramin maleat

        Klorfeniramin gibi antihistaminler, barbitüratlar, opioid analjezikler, antikonvülsanlar, antidepresanlar (trisiklik ve MAOI), diğer antihistaminler, antiemetikler, antipsikotikler, anksiyolitikler, hipnotikler, alkol ve diğer santral sinir sistemi (SSS) depresanlarının (sempatomimetikler, antidepresanlar) etkilerini artırabilir.

        Atropin, trisiklik antidepresanlar ve MAO inhibitörlerinin antimuskarinik etkilerini arttırabilir.

        Klorfeniramin antikolinerjik aktiviteye sahip olduğundan, antikolinerjik etkiler (ör. bazı psikotrop ilaçlar, atropin ve üriner inkontinens tedavisinde kullanılan ilaçlar) bu ilaçlar artabilir. Bunun sonucunda taşikardi, ağız kuruluğu, gastrointestinal rahatsızlıklar (ör.kolik), üriner retensiyon ve baş ağrısı görülebilir.

        Klorfeniramin, fenitoin metabolizmasını inhibe eder, bu nedenle fenitoin toksisitesine neden

        olabilir.

        Antihistaminikler derideki histamin yanıtını baskılayabileceği için alerji testleri yapılmadan birkaç gün önce kesilmelidir.

        Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

        Pediyatrik popülasyon

        Pediyatrik popülasyon için etkileşim çalışması bulunmamaktadır.

        4.6. Gebelik ve laktasyon

        (Bkz. Gebelik ve laktasyon)

        Gebelik kategorisi: C

        Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

        THERAFLU FORTE'un çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/doğum kontrolü üzerinde etkisi için çalışma bulunmamaktadır. Yine de çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlara verilirken tedbirli olunmalıdır.

        Gebelik dönemi

        Parasetamol plasentayı geçer ve fötal dolaşımda maternal dolaşımdakine benzer düzeylere ulaşır. Gebe kadınlarda yapılan epidemiyolojik çalışmalar önerilen dozlarda oral parasetamol

        üreme çalışmaları herhangi bir malformasyon ya da fetotoksisite (bkz. 5.3) belirtisi

        göstermemiştir. Normal kullanım şartlarında, parasetamol gebelik süresince yarar-risk oranı değerlendirilerek kullanılabilir.

        Fenilefrinin gebe kadınlarda kullanımına ait data sınırlıdır. Fenilefrin kullanımı ile birlikte uterus üzerine vazokonstriksiyon ve uterus kan akışının azalması sonucu fetal hipoksi görülebilir. Gebelik sırasında fenilefrin kullanımından kaçınılmalıdır.

        Klorfeniraminin hamile kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir. insanlar için potansiyel risk bilinmemektedir. Bununla birlikte kontrollü klinik çalışmaların olmamasına bağlı olarak gebelik sırasından klorfeniramin kullanımından kaçınılmalıdır.

        THERAFLU FORTE'un gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik, embriyonal/fetal gelişim, doğum ya da doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir. İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.

        THERAFLU FORTE, gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.

        Laktasyon dönemi

        Parasetamol, önerilen dozlarda anne sütüne geçmekle birlikte klinik oranda anlamlı miktarda değildir. Emziren annelerdeki farmakokinetik bir çalışmada 650 mg'lık dozun %1'inden azı anne sütünde saptanmıştır. Benzer sonuçlar diğer çalışmalarda da bulunmuştur. Bu nedenle emziren anne tarafından terapötik dozların alınması bebek üzerinde bir risk oluşturmaz.

        Fenilefrin anne sütüne geçebilir. Emzirme döneminde fenilefrin kullanımından kaçınılmalıdır.

        Klorfeniramin maleat anne sütüne önemli miktarda geçer; bu düzeyde ilacın bebek için zararlı etki oluşturduğu bilinmemekle birlikte beraber kullanılmaması önerilir. Klorfeniramin maleat ve diğer antihistaminikler laktasyonu inhibe edebilir.

        Emzirme döneminde fenilefrin kullanımından kaçınılmalıdır.

        THERAFLU FORTE gerekli olmadıkça emzirme döneminde kullanılmamalıdır.

        Üreme yeteneği (Fertilite)

        Parasetamol ile hayvanlarda yapılan kronik toksisite araştırmalarında parasetamolün testiküler atrofiye neden olduğu ve spermatogenezi inhibe ettiği bildirilmiştir. İnsanlarda fertilite üzerindeki etkisini araştıran yeterli çalışma bulunmamaktadır. Bazı çalışmalarda nonsteroidal antienflamatuvar ilaçların fertilite üzerine engelleyicei etkisi olduğu bildirilmekle birlikte kesin sonuca varılamamıştır. Klorfeniramin ile preklinik çalışmalar, tedavi edici dozlarda fertilite üzerine zararlı bir etkisi olduğunu göstermemiştir.

        Fenilefrin ile üreme toksikolojisi üzerine yeterli çalışma bulunmamaktadır. THERAFLU FORTE'un üreme yeteneği üzerine etkisi ile ilgili klinik çalışma yoktur.

        4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

        THERAFLU FORTE uyuşukluğa, baş dönmesi, bulanık görüş ve psikomotor bozukluğa neden olabilir. Bu durum araç ve makine kullanma yeteneği üzerine ciddi etki edebilir. Bu nedenle hastalar araç veya makine kullanırken dikkatli olmaları konusunda uyarılmalıdırlar. Uyku hali, sedatifler, trankilizanlar ve alkollü içeceklerin kullanımıyla artabilir.

        4.8. İstenmeyen etkiler

        Uyuşukluk, sersemlik, ağız veya boğaz kuruluğu, baş ağrısı, uykusuzluk, irritabilite ve asabiyet, taşikardi ve palpitasyonlar, en sık bildirilen yan etkilerdir. Özellikle çocuklarda, bazen huzursuzluk ve uyku bozuklukları ortaya çıkabilir.

        Kabızlık, ishal veya şişkinlik dahil gastrointestinal bozukluklar görülebilir; bulantı ve kusma bildirilmiştir.

        Şu terimler ve sıklık dereceleri kullanılmıştır:

        Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100); seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)

        Parasetamol

        Parasetamolün istenmeyen etkileri genellikle hafiftir. 10 g'ın üzerinde alınması durumunda

        toksisite görülmesi muhtemeldir.

        Kan ve lenf sistemi hastalıkları

        Seyrek: Çok miktarda alındığında anemi, methemoglobinemi, uzun süreli kullanımda hemolitik anemiye bağlı trombositopeni, trombositopenik purpura, lökopeni, nötropeni ve pansitopeni gibi kan sayım değişiklikleri

        Bu yan etkiler parasetamol ile neden-sonuç ilişkisi içinde değildir.

        Çok seyrek: Agranülositoz, trombositopeni

        Bağışıklık sistemi hastalıkları Seyrek: Alerjik reaksiyonlar, anaflaksi Çok seyrek: Lyell sendromu

        Bilinmiyor: Bronkospazm, pozitif alerji testi, immün trombositopeni

        Sinir sistemi hastalıkları

        Yaygın: Baş ağrısı, baş dönmesi, somnolans, parestezi

        Bilinmiyor: Santral sinir sistemi stimülasyonu, ensefelopati, insomia, tremor

        Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar

        Yaygın: Üst solunum yolu enfeksiyon belirtileri

        Seyrek: Analjezik astım sendromu da dahil astım ve bronkospazm

        hastalarda bronkospazm

        Gastrointestinal hastalıklar

        Yaygın: Bulantı, kusma, dispepsi, flatulans, karın ağrısı, konstipasyon Yaygın olmayan: Gastrointestinal kanama

        Seyrek: İshal

        Hepatobilier hastalıklar

        Seyrek: Çok miktarda alındığında hepatik bozukluk, karaciğer enzimlerinin yükselmesi

        Çok seyrek: Hepatik disfonksiyon

        Deri ve deri altı doku hastalıkları

        Seyrek: Ürtiker ve diğer deri döküntüleri, kaşıntı, alerjik ödem ve anjiyoödem, akut generalize eksantematöz püstülozis, eritema multiform, Stevens-Johnson sendromu ve toksik epidermal nekroliz (fatal sonuçlar dahil)

        Bu belirti ilacın kesilmesiyle kaybolur.

        Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

        Yaygın olmayan: Parasetamolün terapötik dozlarını takiben nefrotoksik etkileri yaygın değildir. Uzun süreli uygulamada papiler nekroz bildirilmiştir.

        Asetilsalisilik asiti tolere edemeyen hastalar (örneğin astım hastaları), yaygın olarak (%5-10) parasetamole reaksiyon gösterebilir.

        Fenilefrin hidroklorür

        Fenilefrinle yapılan klinik çalışmalarda gözlenen en yaygın advers olaylar aşağıda belirtilmiştir.

        Endokrin hastalıkları

        Bilinmiyor: Fenilefrinin sempatomimetik etkisine bağlı ilave advers etkiler görülebilir. Bunlar kan basıncının (özellikle hipertansif hastalarda) yükselmesi, refleks bradikardi, midriazis (glokom üzerine etki ile), metabolik fonksiyonun endokrin ve diğer düzenleyicileri üzerindeki etkileri içerebilir.

        Psikiyatrik hastalıklar

        Yaygın: Sinirlilik

        Bilinmiyor: İrritabilite, huzursuzluk ve heyecanlanma

        Sinir sistemi hastalıkları

        Yaygın: İnsomnia, baş ağrısı, baş dönmesi

        Kardiyak hastalıkları

        Yaygın: Kan basıncının (özellikle hipertansif hastalarda) yükselmesi,

        Bilinmiyor: Refleks bradikardi

        Gastrointestinal hastalıklar

        Pazarlama sonrasında tanımlanan advers olaylar aşağıda tanımlanmıştır. Bu advers olayların sıklığı bilinmiyor fakat büyük olasılıkla seyrek olduğu düşünülmektedir.

        Bağışıklık sistemi hastalıkları

        Seyrek: Aşırı duyarlılık, alerjik dermatit, ürtiker

        Deri ve deri altı doku hastalıkları

        Seyrek: Raş

        Bilinmiyor: Diğer sempatomimetiklerle oluşabilecek çapraz duyarlılığın dahil olduğu hipersensitivite reaksiyonlarıdır.

        Göz hastalıkları

        Seyrek: Midriyazis, akut açılı glokom (kapalı açılı glokomu olanlarda görülmesi daha olasıdır.)

        Kardiyak hastalıklar

        Seyrek: Taşikardi, palpitasyon

        Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

        Seyrek: Dizüri, üriner retansiyon, bu daha çok mesane çıkış obstrüksiyonuyla meydana gelir,

        prostatik hipertrofi gibi.

        Miksiyon başlangıcında zorlanma ve damla, ağrılı idrar yapma bildirilmiştir.

        Fenilefrin kalp atım hızında hafif bir artışa yol açabilir. Nadiren baş dönmesi, baş ağrısı, hipertansiyon ve huzursuzluk bildirilmiştir.

        Klorfeniramin maleat

        Bağışıklık sistemi hastalıkları

        Bilinmiyor: Aşırı duyarlılık, alerjik reaksiyonlar, anjiyoödem

        Kan ve lenf sistemi hastalıkları

        Seyrek: Anemi, hemolitik anemi, methemoglobinemi, trombositopeni, trombositopenik purpura, lökopeni, nötropeni, pansitopeni, agranülositoz

        Metabolizma ve beslenme hastalıkları

        Bilinmiyor: Anoreksi

        Psikiyatrik hastalıklar

        Seyrek: Depresyon, kabuslar, insomnia

        Bilinmiyor: Konfüzyon, eksitasyon, irritabilite, paradoksikal eksitasyon (enerji artışı,

        huzursuzluk, sinirliklik)

        Sinir sistemi hastalıkları

        Çok yaygın: sedasyon, uyku hali

        Bilinmiyor: çocuklarda paradoksikal eksitasyon, yaşlılarda konfüzyonal psikoz

        Göz hastalıkları

        Yaygın : Bulanık görme

        Kulak ve iç kulak hastalıkları

        Seyrek: Tinnitus

        Kardiyak hastalıklar

        Seyrek: Taşikardi, palpitasyon, aritmi, hipotansiyon

        Vasküler hastalıklar

        Bilinmiyor: Hipotansiyon

        Solunum göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıkları

        Bilinmiyor: Bronşial sekresyonda kalınlaşma

        Gastrointestinal hastalıklar

        Yaygın: Bulantı, ağız kuruluğu

        Bilinmiyor: Kusma, dispepsi, karın ağrısı, diyare

        Hepato-biliyer hastalıkları

        Seyrek: Sarılık dahil hepatit

        Deri ve derialtı doku hastalıkları

        Bilinmiyor: Ürtiker, eksfoliyatif dermatit dahil alerjik reaksiyonlar, fotosensitivite, raş

        Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları

        Bilinmiyor: Kas seyirmesi ve inkoordinasyonu, kas zayıflığı

        Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

        Bilinmiyor: Üriner retansiyon

        Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

        Yaygın: Halsizlik

        Seyrek: Göğüs sıkışması

        Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması

        Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck .gov.tr; e- posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)

        4.9. Doz aşımı ve tedavisi

        Parasetamol

        Çocuklarda aşırı dozu takiben karaciğer hasarı göreceli olarak daha seyrektir. Karaciğer hücre hasarı ile birlikte parasetamol aşırı dozajında normal erişkinlerde 2 saat civarında olan

        parasetamol yarı ömrü genellikle 4 saate veya daha uzun sürelere uzar. C-aminopirinden sonra COatılımında azalma bildirilmiştir. Bu; plazma parasetamol konsantrasyonu veya yarı ömür, veya konvansiyonel karaciğer fonksiyon testi ölçümlerine nazaran parasetamol aşırı dozajı ile karaciğer hücre hasarı arasında daha iyi ilişki kurar parasetamole bağlı fulminant karaciğer yetmezliğini takiben gelişen akut tübüler nekrozdan dolayı böbrek yetmezliği oluşabilir. Bununla beraber, bunun insidansı başka nedenlerden fulminant karaciğer yetmezliği olan hastalarla karşılaştırıldığında bu grup hastalarda daha sık değildir. Nadiren, ilaç aldıktan 2-10 gün sonra, sadece minimal karaciğer toksisitesi ile birlikte renal tübüler nekroz oluşabilir. Aşırı dozda parasetamol almış bir hastada kronik alkol alımının akut pankreatit gelişmesine katkıda bulunduğu bildirilmiştir. Akut aşırı doza ilaveten, parasetamolün günlük aşırı miktarlarda alımından sonra karaciğer hasarı ve nefrotoksik etkiler bildirilmiştir.

        Semptomlar parasetamol doz aşımından sonraki 24 saat içinde solgunluk, bulantı, kusma ve anoreksi şeklindedir. Abdominal ağrı, 24 ila 48 saatte görülemeyen ve bazen ilacın alımını takiben 4 ila 6 gün görülmeyen karaciğer hasarının ilk göstergesi olabilir. Karaciğer hasarı genellikle ilaç alımını takiben maksimum 72-96 saatlerde görülür. Glukoz metabolizması anormallikleri ve metabolik asidoz ortaya çıkabilir. Akut renal yetmezlik ve akut tubuler nekroz şiddetli karaciğer hasarı olmasa bile gelişebilir. Kardiyak aritmi ve pankreatit raporlanmıştır.

        Parasetamol ile doz aşımı karaciğer hasarı, ensefalopati, koma ve ölüme neden olabilir.

        Özellikle yaşlılarda, küçük çocuklarda, karaciğer hastalarında, kronik alkolizmde, kronik malnutrisyon hastalarında ve enzim indükleyici alan hastalarda zehirlenme riski vardır.

        Tedavi: Solgunluk, anoreksi bulantı ve kusma parasetamol doz aşımının sık görülen erken semptomlarıdır. Hepatik nekroz parasetamol doz aşımının dozla ilişkili komplikasyonudur. Hepatik enzimler yükselebilir ve protrombin süresi 12 ila 48 saat içinde uzar, fakat klinik semptomlar ilacın alımını takiben 1 ila 6 gün görülmeyebilir. Akut doz aşımında parasetamol, hepatotoksik etki gösterebilir, karaciğer nekrozuna bile neden olabilir. Karaciğer hasarı genellikle aşırı doz alımını takiben maksimum 72–96 saatte gerçekleşir. Hastayı gecikmiş hepatotoksisiteye karşı korumak için parasetamol aşırı dozajı hemen tedavi edilmelidir. Bunun için, absorbsiyonu azaltmayı (gastrik lavaj veya aktif kömür) takiben intravenöz N-asetilsistein veya oral metionin vermek doz aşımından 48 saat sonrasına kadar yararlıdır. Eğer hasta kusuyorsa veya aktif kömür ile konjuge edilmişse metionin kullanılmamalıdır. Doruk plazma konsantrasyonları aşırı dozu takiben 4 saate kadar gecikebilir. Bu nedenle hepatotoksisite riskini belirlemek için plazma parasetamol düzeyleri ilaç alımından en az 4 saat sonrasına kadar ölçülmelidir. Ek tedavi (ilave oral metionin veya intravenöz N-asetilsistein) kan parasetamol içeriği ve ilaç alımından beri geçen süre ışığı altında değerlendirilmelidir. Hepatik enzim indükleyici ilaçlar alanhastalarda,uzunsürediralkolbağımlısı olanlarda, veya kronik

        önerilir, çünkü bu hastalar parasetamolün toksik etkilerine karşı daha duyarlı olabilirler.

        Parasetamol aşırı dozajını takiben gelişebilecek fulminant karaciğer yetmezliği tedavisi uzmanlık gerektirebilir.

        Aktif kömür uygulaması ve dolaşım ve solunumun izlenmesi yararlı olabilir. Konvülsiyon

        durumunda diezepam uygulanabilir.

        Fenilefrin hidroklorür

        Semptomlar: Özellikle çocuklarda olmak üzere ajitasyonun izlediği uyku hali, görme bozuklukları, bulantı, kusma, baş ağrısı, dolaşım bozuklukları, koma, konvülsiyonlar, davranış değişiklikleri, hipertansiyon ve bradikardi, antihistaminiğin parasempatolitik etkisiyle fenilefrinin sempatomimetik etkisinin karşılıklı olarak güçlenmesine bağlı olarak görülebilen semptomlardır.

        Fenilefrinin doz aşımı advers reaksiyonlar altında listelenen etkilerle benzerdir. Ek semptomlar hipertansiyon ve olası refleks bradikardisini içerebilir. Ciddi olgularda konfüzyon, halüsinasyonlar, nöbetler ve aritmiler meydana gelebilir.

        Bununla birlikte ciddi fenilefrin toksisitesi yaratmak için gerekli miktar parasetamolle ilişkili karaciğer toksisitesine neden olan miktarlardan daha fazla olacaktır.

        Tedavi: Tedavi klinik olarak uygun olmalıdır. Tedavi erken gastrik lavaj ve semptomatik ve destekleyici önlemleri kapsar. Hipertansif etki fentolamin gibi alfa bloke edici ilaçlarla tedavi gerektirir. Konvülsiyon olması durumunda diazepam uygulanabilir.

        Klorfeniramin maleat

        Semptomlar: Sedasyon, SSS paradoksal stimülasyonu, toksik psikoz, nöbet, apne, konvülsiyonlar, antikolinerjik etkiler, distonik reaksiyonlar ve aritmi dahil kardiyovasküler kolaps

        Tedavi: Gastrik lavaj veya ipeka şurubuyla emezis yoluyla tedaviye başlanmalıdır. Ardından aktif kömür ve katartikler uygulanarak absorbsiyonu azaltılır. Diğer semptomatik ve destekleyici önlemler kalp, solunum, böbrek ve karaciğer fonksiyonları ve sıvı-elektrolit dengesine göre özel dikkatle uygulanmalıdır.

        Hipotansiyon ve aritmiler tedavi edilmelidir. SSS konvülsiyonları IV diazepam ile tedavi

        edilebilir. Ciddi durumlarda hemoperfüzyon kullanılabilir.

        Diyabet Hastalığı Diyabet Hastalığı Diyabet, insülin hormonu ile ilgili problemlerden kaynaklanan bir hastalıktır. Deri Kanseri Deri Kanseri Deri kanseri çok rastlanan bir hastalıktır. Üç ana türü bulunur ;genelde kemirici ülser olarak bilinen bazal hücreli karsinom, yassı hücreli karsinom ve kötü huylu tümör.