Plasebo kontrollü kısa süreli Seroquel çalışmaları sırasında en çok bildirilen, önemli advers olaylar,somnolans (%17.5),göz kararması (%10),kabızlık (%9),postüral hipotansiyon (%7),ağız kuruması (%7) ve karaciğer enzim anormallikleri (%6) şeklinde olmuştur.
Plasebo kontrollü Faz II/III çalışmalarında Seroquel kullanan hastaların en az %1'inde görülmüş olan advers olaylar ise a˛a˝da belirtilmi˛tir.
Bir bütün olarak vücutta: Başağrısı (%19.4),asteni (%3.5) karın ağrısı (%3.1),sırt ağrısı (%2.0),ateş (%1.6),göğüs ağrısı (%1.8)
Kardiyovasküler sistemde:Postürel hipotansiyon (%7.1),taşikardi (%7.1), hipertansiyon (%1.8)
Sindirim sisteminde: Kabızlık (%8.6), ağız kuruması (%6.5),dispepsi (%6.3), İshal (%2.0), GGT artışı (%1.6)
Kan ve lenf sisteminde: Lökopeni (%1.6)
Metabolizma ve beslenme bozuklukları: ALT(SGPT) yükselmesi (%6.1) AST(SGOT) yükselmesi (%3.5), vücut ağırlığında artış (%2.0)
Kas-iskelet sisteminde: Miyalji (%1.2)
Sinir sisteminde: Somnolans (17.5),göz kararması (%9.6),anksiyete (%3.1)
Solunum sisteminde: Rinit (3.3)
Deri ve eklerinde: Deri döküntüsü (%4.3), deride kuruma (%1.2)
Özel duyular: Kulak ağrısı (%1.2)
Ürogenital sistem: İdrar yolu enfeksiyonu (%1.4)
Seroquel kullanan ve advers olay görülen total hasta sayısı %79.6, plasebo gruplarında ise %75.2’dir.Burada sadece Seroquel kullanan hastalarda plasebo gruplarına kıyasla daha yüksek oranda görülen advers olaylar bildirilmiştir. Seroquel kullanan hastalardaki insidansı plasebo kullananlara eşit veya daha düşük olan olan advers etkiler; ağrı, enfeksiyon, düşmanca davranış,kaza sonucu yaralanma, hipotansiyon, bulantı, kusma, ajitasyon, uykusuzluk, asabiyet, akatizi, hipertoni, tremor, depresyon, parestezi, farenjit, ambliyopi’dir. Hastalarda birden fazla sayıda advers olay görülmüş olabilir.
Seroquel kullanımına hafif asteni, rinit ve dispepsi eşlik edebilir. Diğer antipsikotiklerde olduğu gibi Seroquel kullanan hastalarda da, daha çok tedavinin ilk haftalarında olmak üzere vücut ağırlığında sınırlı bir şekilde artış görülebilir.
Alfa-1 bloker aktiviteye sahip diğer antipsikotikler gibi Seroquel de ortostatik hipotansiyona (göz kararmasıyla birlikte), taşikardiye ve bazı hastalarda senkopa neden olabilir; bu olaylar özellikle, başlangıçtaki doz titrasyon döneminde görülmektedir (bkz Uyarılar ve Önlemler).
Plasebo kontrollü klinik çalışmalarda plasebo kullanan hastalardakinden daha sık olmamasına rağmen Seroquel kullanan hastalarda konvülsiyonlar görüldüğünden söz eden yayınlar vardır (bkz Uyarılar ve Önlemler).
Diğer antipsikotiklerde olduğu gibi Seroquel kullanan hastalarda da ender olarak olası nöroleptik habis sendrom vakaları bildirilmiştir (bkz Uyarılar ve Önlemler).
Diğer antipsikotiklerde olduğu gibi Seroquel kullanımına, lökosit sayısı değişiklikleri eşlik etmiştir. Plasebo kontrollü klinik çalışmalarda hastaların %1.6'sında geçici asemptomatik lökopeni ve/veya nötropeni bildirilmiştir. Bazen eozinofili gözlemlenmiştir.
Seroquel kullanan bazı hastalarda serum transaminazlarının (ALT, AST) veya gamma-glutamin transferaz düzeylerinin semptom vermeksizin yükseldiği gözlemlenmiştir. Bu artışlar, Seroquel tedavisine devam edildiğinde genellikle normale dönmektedir.
Seroquel tedavisi sırasında tok karnına ölçülen serum trigliserid ve total kolesterol düzeylerinde asemptomatik artışlar gözlemlenmiştir.
Seroquel tedavisine, özellikle total T4 ve serbest T4 olmak üzere tiroid hormonu düzeylerinde küçük, dozla bağlantılı azalmalar eşlik etmiştir. Total ve serbest T4 değerlerindeki azalma, ketiapin tedavisinin ilk 2-4 haftasında maksimal düzeyde gerçekleşmiş ve uzun süreli tedavi sırasında daha fazla azalmamıştır. TSH konsantrasyonunun zaman içerisinde anlamlı değişikliklere uğradığını gösteren ve klinik önemi olan herhangi bir kanıt bulunmamıştır. Hemen bütün vakalarda, ketiapin tedavisinin durdu
|
Parkinson Hastalığı Hastalık ilk kez 1817 de İngiliz doktor James Parkinson tarafından tanımlanmış ve Dr. Parkinson hastalığı “sallayıcı felç” olarak kaleme almış. |