SOLSITAR 1.5 mg infüzyonluk çözelti hazırlamak için toz ve çözücü Klinik Özellikler

Epoprostenol Sodyum }

Kan ve Kan Yapıcı Organlar > Antitrombotik İlaçlar
Farma-Tek İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş. | 16 November  2021

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

    4.1. Terapötik endikasyonlar

    SOLSİTAR aşağıdaki durumlarda endikedir:

    Pulmoner Arteriyel Hipertansiyon

    SOLSİTAR, DSÖ Fonksiyonel Sınıf III-IV semptomları olan pulmoner arteriyel hipertansiyonlu (PAH) hastaların (idiyopatik ya da kalıtımla geçebilen PAH ve bağ dokusu hastalıklarıyla ilişkili PAH) egzersiz kapasitelerini iyileştirmek için endikedir (bz. Bölüm 5.1)

    4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

    Pozoloji/ Uygulama sıklığı ve süresi

    SOLSİTAR yalnızca intravenöz sürekli infüzyon ile kullanım için endikedir.

    Tedavi yalnızca pulmoner arteriyel hipertansiyon tedavisi konusunda deneyimli bir hekim

    tarafından başlatılmalı ve izlenmelidir.

    Kısa süreli (akut) doz bulma:

    Bu işlem yeterli resüsitasyon olanaklarına sahip bir hastanede gerçekleştirilmelidir.

    Uzun vadeli infüzyon hızını belirlemek için, periferik ya da santral bir venöz yol aracılığıyla kısa süreli doz bulma işlemi uygulanmalıdır. İnfüzyona 2 nanogram/kg/dak hızda başlanır ve maksimum hemodinamik yarara veya doz sınırlayıcı farmakolojik etkilere ulaşılana kadar her 15 dakikada bir 2 nanogram/kg/dak'lık doz artışı yapılır.

    Başlangıçtaki 2 nanogram/kg/dak'lık infüzyon hızı tolere edilmediğinde, hasta tarafından

    tolere edilen daha düşük bir doz belirlenmelidir.

    Uzun vadeli sürekli infüzyon:

    Uzun vadeli sürekli SOLSİTAR infüzyonu bir santral venöz kateter aracılığıyla uygulanmalıdır. Santral kateter takılana kadar geçici periferik iv infüzyonlar kullanılabilir. Uzun vadeli infüzyonlara başlarken kullanılması gereken doz, kısa süreli doz bulma döneminde tolere edilen maksimum infüzyon hızından 4 nanogram/kg/dak daha az olmalıdır. Eğer maksimum tolere edilen infüzyon hızı 5 nanogram/kg/dak veya daha az ise, o zaman uzun vadeli infüzyon 1 nanogram/kg/dak'dan başlatılmalıdır.

    Doz ayarları:

    Uzun vadeli infüzyon hızındaki değişik yaparken hastanın pulmoner arteriyel hipertansiyon semptomlarında direnç, nüks ya da kötüleşme olup olmadığı veya aşırı SOLSİTAR dozlarına bağlı advers reaksiyon gelişip gelişmediği dikkate alınmalıdır.

    Genellikle uzun vadede başlangıç dozunda artış ihtiyacı beklenmelidir. Pulmoner arteriyel hipertansiyon semptomları direnç gösterirse veya iyileşmenin ardından nüks ederse doz artışı düşünülmelidir. İnfüzyon hızları klinik yanıtı değerlendirmek için yeterli aralıklarla ve 1-2 nanogram/kg/dak'lık artışlarla yükseltilmelidir; bu aralıklar en az 15 dakika olmalıdır. Yeni bir infüzyon hızı saptandıktan yeni dozun tolere edildiğinden emin olmak için hasta gözlenmeli, ayakta ve yatarken kan basıncı ve kalp hızı birkaç saat izlenmelidir.

    Uzun vadeli infüzyon sırasında, doz bulma dönemindekine benzeyen ve dozla bağlantılı olan farmakolojik olaylar gelişmesi durumunda infüzyon hızının azaltılması gerekebilse de, advers reaksiyonlar kimi zaman doz ayarlaması yapılmadan da iyileşebilmektedir. Doz sınırlayıcı etkiler ortadan kalkana kadar, 2 nanogram/kg/dak'lık basamaklarla her 15 dakikada bir (veya daha uzun aralıklarla) aşamalı olarak doz azaltması yapılmalıdır. Potansiyel fatal rebound etkisi riskinden ötürü (bkz. Bölüm 4.4) SOLSİTAR'ın aniden kesilmesi veya infüzyon hızında aniden büyük azaltma yapılmasından kaçınılmalıdır. Yaşamsal tehlike doğuran durumlar hariç (örn. Bilinçsizlik, kolaps vs) SOLSİTAR'ın infüzyon hızları yalnızca bir hekimin gözetiminde ayarlanmalıdır.

    Uygulama şekli:

    SOLSİTAR intravenöz enjektabl çözeltinin hazırlanması:

    Gerçek zamanlı olarak hazırlanan çözeltiler oda sıcaklığında kullanıldıklarında (15 ile 25°C arasında) uygulama süresi 8 saati aşmamalıdır. Çözeltiler 25°C'nin altında ve ışıktan korunarak saklanmalıdır.

    Hazırlanmış SOLSİTAR çözeltisi oda sıcaklığında kullanmadan önce 2 ile 8°C arasında buzdolabında en fazla 40 saat süreyle saklanabilir.

    Hazırlanmış çözelti uygulamadan önce incelenmelidir. Renk değişikliği ya da parçacık içeriyorsa kullanılmamalıdır.

    Uygulama öncesi tıbbi ürünün hazırlanması ve seyreltilmesiyle ilgili daha fazla talimat için

    bkz. Bölüm 6.6.

    Çözücüsü ile hazırlanan epoprostenol çözeltisi, polietilen tereftalat veya polietilen tereftalat

    glikol içeren herhangi bir hazırlama veya uygulama materyali ile kullanılmamalıdır. SOLSİTAR bolus enjeksiyon olarak uygulanmamalıdır.

    Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

    Böbrek yetmezliği:

    Özel bir kullanımı yoktur.

    Karaciğer yetmezliği:

    Özel bir kullanımı yoktur.

    Pediyatrik popülasyon

    18 yaş altındaki çocuklarda SOLSİTAR'ın etkililik ve güvenliliği belirlenmemiştir.

    Geriyatrik popülasyon:

    65 yaş üzerindeki kişilerde pulmoner arteriyal hipertansiyon için SOLSİTAR kullanımına ilişkin spesifik bilgi mevcut değildir. Genel olarak yaşlı hastalarda hepatik, renal (pulmoner arteriyal hipertansiyon durumunda) ya da kardiyak fonksiyonların sıklıkla azalmış olduğu ve eşzamanlı hastalık ya da ilaç kullanımı olabileceği akılda bulundurularak, doz seçimi özenle yapılmalıdır.

    4.3. Kontrendikasyonlar

    SOLSİTAR aşağıdaki hastalarda kontrendikedir:

      Ağır sol ventrikül disfonksiyonundan kaynaklanan konjestif kalp yetmezliği

      SOLSİTAR doz bulma döneminde pulmoner ödem gelişen hastalarda kronik olarak kullanılmamalıdır.

    4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

    Hazırlanmış infüzyon çözeltisinin son pH değeri yüksek olduğundan, uygulama sırasında ekstravazasyon ve buna bağlı doku hasarı riskinden kaçınılmalıdır.

    SOLSİTAR, platet agregasyonunun potent bir inhibitörü olduğundan, özellikle kanama açısından başka risk faktörü olan hastalarda, hemorajik komplikasyon riskindeki artış dikkate alınmalıdır (bkz. Bölüm 4.5).

    SOLSİTAR güçlü bir pulmoner ve sistemik vazodilatördür. İnfüzyon sırasında ortaya çıkan kardiyovasküler etkiler uygulamanın sonunda 30 dakika içinde kaybolur.

    SOLSİTAR uygulaması sırasında aşırı hipotansiyon gelişmesi durumunda doz azaltılmalı ya da infüzyon kesilmelidir. Aşırı doza bağlı olarak çok yoğun hipotansiyon ve bilinç kaybı gelişebilir (bkz. Bölüm 4.9).

    SOLSİTAR uygulaması sırasında kan basıncı ve hızı takip edilmelidir.

    SOLSİTAR kalp hızını azaltabilir ya da arttırabilir. Bu değişikliğin bazal kalp hızı ve

    uygulanan SOLSİTAR konsantrasyonuyla ilişkili olduğu düşünülmektedir.

    SOLSİTAR'ın kalp hızı üzerindeki etkileri kardiyovasküler refleksleri etkileyen ilaçların eş zamanlı kullanımına bağlı olarak maskelenebilir.

    Koroner kalp hastalığı bulunan kişilerde son derece dikkatli olunmalıdır. Serum glukoz düzeylerinde artış bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8).

    Pulmoner arteriyel hipertansiyon

    Pulmoner arteriyel hipertansiyonlu bazı hastalarda doz bulma döneminde pulmoner ödem gelişmiştir; bu durum pulmoner veno-oklüzif hastalıkla ilişkili olabilir. Doz başlatma aşamasında pulmoner ödem gelişen hastalarda SOLSİTAR kronik olarak kullanılmamalıdır (bkz. Bölüm 4.3).

    Yaşamsal tehlike doğuran durumlar hariç, infüzyonun aniden bırakılması ya da kesintiye uğratılmasından kaçınmak gerekir. Terapinin aniden kesilmesi rebound pulmoner arteriyel

    hipertansiyon tetikleyip baş dönmesi, asteni, dispne artışı gibi etkilere ve ölüme neden olabilir (bkz. Bölüm 4.2).

    SOLSİTAR küçük, portatif bir infüzyon pompası kullanılarak kalıcı santral venöz kateter yoluyla sürekli infüzyon şeklinde uygulanmalıdır. Bu nedenle SOLSİTAR tedavisi sırasında hastanın steril ilaç hazırlama ve ilaç uygulama ilkelerine, kalıcı santral venöz kateter bakımına ve yoğun ve sürekli hasta eğitimine bağlılık göstermesi gereklidir.

    İlaç hazırlığı ve kateter bakımında steril tekniklere uyulmalıdır. SOLSİTAR uygulamasındaki küçük kesintiler bile hızlı semptomatik kötüleşmeye yol açabilir.

    Pulmoner arteriyel hipertansiyon için SOLSİTAR uygulaması yönünde karar verilirken, hastanın SOLSİTAR tedavisine uzun süre ihtiyaç duyabileceğini (belki de yıllar süren tedavi) anlaması ve hastanın kalıcı iv kateter ve infüzyon pompası bakımını kabullenme ve yerine getirme becerisini dikkate almak gereklidir.

    Çözücüde koruyucu madde yoktur; bu nedenle şişe yalnızca bir kez kullanılmalı ve ardından

    imha edilmelidir.

    Bu tıbbi ürünün rekonstütüye çözeltisinin sodyum içeriği yaklaşık olarak 59 miligramdır. Bu

    durum, kontrollü sodyum diyetinde olan hastalar için göz önünde bulundurulmalıdır.

    4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

    Eş zamanlı antikoagülan tedavi uygulanan hastalara SOLSİTAR verildiğinde, standart

    antikoagülan takip önerilir.

    Diğer vazodilatörlerin eş zamanlı kullanımı sırasında SOLSİTAR'ın vazodilatör etkileri artabilir.

    Diğer prostaglandin analogları için de bildirildiği gibi, SOLSİTAR hepatik t-PA (doku plazminojen aktivatörü) klerensini arttırarak t-PA'nın trombolitik etkililiğini azaltabilir.

    Trombosit agregasyonunu etkileyen NSAİİ veya diğer ilaçların eş zamanlı kullanımı sırasında SOLSİTAR'ın kanama riskini attırma potansiyeli vardır.

    Digoksin kullanan hastalarda, SOLSİTAR tedavisi başlatıldıktan sonra digoksin konsantrasyonlarında artış görülebilir; bu durum her ne kadar geçici olsa da, digoksin toksisitesine yatkın hastalarda klinik önem taşıyabilir.

    Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler Pediyatrik popülasyon:‌

    18 yaşın altındaki çocuklarda kullanımı ile ilgili etkileşim çalışması bulunmamaktadır.

    4.6. Gebelik ve laktasyon

    :‌

    Gebelik Kategorisi: B.

    Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

    Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar üzerine veri yoktur.

    Gebelik dönemi:

    Gebe kadınlarda SOLSİTAR kullanımına ilişkin sınırlı veri vardır.

    Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik/embriyonal/fetal gelişim/doğum ya da doğum sonrası gelişim ile ilgili olarak doğrudan ya da dolaylı zararlı etkiler olduğunu göstermemektedir (bkz. kısım 5.3).

    Alternatif ilaçların mevcut olmadığı dikkate alınırsa, gebelik sırasındaki bilinen pulmoner arteriyel hipertansiyon riskine rağmen, gebeliğini sürdürmeyi seçen kadınlarda SOLSİTAR kullanılabilir.

    Laktasyon dönemi:

    SOLSİTAR ya da metabolitlerinin insan sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Emzirilen çocukta risk olasılığı dışlanamaz. SOLSİTAR tedavisi sırasında emzirme kesilmelidir.

    Üreme yeteneği/Fertilite:

    İnsanlarda SOLSİTAR'ın fertilite üzerindeki etkilerine ilişkin veri yoktur. Hayvanlardaki

    reprodüktif çalışmalarda fertilite üzerinde etki saptanmamıştır (bkz. Bölüm 5.3)

    4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

    Pulmoner arteriyel hipertansiyon ve tedavisi taşıt ve makine kullanma becerisini etkileyebilir.

    4.8. İstenmeyen etkiler

    Klinik denemeler ve pazarlama deneyimlerinde elde edilen advers etkiler aşağıdaki sıklık derecelerine göre verilmiştir.

    Çok yaygın (≥ 1/10); yaygın (≥1/100 ila < 1/10);yaygın olmayan (≥1/1.000 ila < 1/100); seyrek (1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)

    Enfeksiyon ve Enfestasyonlar

    Yaygın

    Sepsis, septisemi (çoğunluğu uygulama sistemiyle ilişkili)

    SOLSİTAR

    için kullanılan

    Kan ve Len Sistemi Hastalıkları

    Yaygın

    Trombosit sayısında azalma, değişik bölgelerde kanama (örn. Pulmoner, gastrointestinal, epistaksis, intrakraniyal, işlem sonrası, retroperitoneal)

    Bilinmiyor

    Splenomegali, hipersplenizm

    Endokrin Hastalıkları

    Çok seyrek

    Hipertiroidizm

    Psikiyatrik Hastalıklar

    Yaygın

    Anksiyete, sinirlilik

    Çok seyrek

    Ajitasyon

    Sinir Sistemi Hastalıkları

    Çok yaygın

    Baş ağrısı

    Kardiyak Hastalıklar

    Yaygın

    Taşikardi, bradikardi

    Bilinmiyor

    Yüksek debili kalp yetmezliği

    Vasküler Hastalıklar

    Çok yaygın

    Yüzde kızarıklık (anestezi görülmüştür)

    altındaki

    hastalarda bile

    Yaygın

    Hipotansiyon

    Çok seyrek

    Solukluk

    Bilinmiyor

    Assit

    Solunum,göğüs bozuklukları ve mediastinal Hastalıkları

    Bilinmiyor

    Pulmoner ödem

    Gastrointestinal Hastalıklar

    Çok yaygın

    Bulantı, kusma, ishal

    Yaygın

    Kimi zaman abdominal rahatsızlık olarak bildirilen abdominal

    kolik

    Yaygın olmayan

    Ağız kuruluğu

    Deri ve deri altı doku hastalıkları

    Yaygın

    Döküntü

    Seyrek

    Terleme

    Kas-İskelet Sistemi ve Bağ Dokusu Hastalıkları

    Çok yaygın

    Çene ağrısı

    Yaygın

    Artralji

    Genel Bozukluklar ve Uygulama Bölgesindeki Hastalıklar

    Çok yaygın

    Ağrı (tanımlanmamış)

    Yaygın

    Enjeksiyon bölgesinde ağrı *, göğüs ağrısı

    Seyrek

    Lokal enfeksiyon *

    Çok seyrek

    Infüzyon bölgesinde eritem *, uzun iv kateter tıkanıklığı *, ileri derecede halsizlik, göğüste sıkışma hissi

    Tetkikler

    Bilinmiyor

    Kan glukozunda artış

    * SOLSİTAR için kullanılan uygulama sistemiyle ilişkili

    enfeksiyonları bildirilmiştir.

    bildirilmiştir.

    basıncında belirgin azalmayla ilişkili bradikardi gözlenmiştir.

    Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması

    Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e- posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)

    4.9. Doz aşımı ve tedavisi

    Doz aşımının başlıca olası özelliği hipotansiyondur.

    Genellikle SOLSİTAR doz aşımı sonrası görülen olaylar, ilacın farmakolojik etkilerinin aşırı belirginleşmesiyle ilişkilidir (örn. Hipotansiyon ve hipotansiyona bağlı komplikasyonlar).

    Doz aşımı durumunda doz azaltılmalı ya da infüzyon kesilmeli ve gerekli destekleyici tedaviye başlanmalıdır; örn. Plazma hacmini arttırmak ve/veya pompa akımını ayarlamak gibi.

    Kolon, Rektum yada Bağırsak Kanseri Kolon, Rektum yada Bağırsak Kanseri Bağırsak kanseri kolon veya rektumda (arka geçit) herhangi bir bölgede ortaya çıkabilir.Kolorektal kanser erken safhalarda teşhis edilmesi halinde daha kolay ve daha başarılı bir şekilde tedavi edilir. Tiroid Kanseri Tiroid Kanseri En sık görülen tiroid kanseri türü olan papiller tiroid kanseri, tüm tiroid kanserlerinin yaklaşık %70'ini oluşturur.