Kanamalar:
Ufak kanamaların daha ziyade önceden hasar görmüş veya enjeksiyon yerlerinde ortaya çıkması beklenebilir. Bu gibi durumlarda tedavinin sonlandırılması gerekmez.
Gastroentestinal ve karaciğer kanamaları, splenik fıtık, ürogenital kanamalar, komplikasyonlu intrakraniyal kanamaların seyrek durumları (ölümle sonuçlanabilen) veya retroperitonal kanamalar gözlenmiştir.
Akut miyokard enfarktüsünün trombolitik tedavisi sırasında, bazı durumlarda perikartta miyokardiyal yırtılmayı da içeren kanamalar görülebilir.
Ciddi kanama komplikasyonlarında bir proteinaz inhibitörü (örneğin aprotinin) şu dozlarda uygulanmalıdır: Başlangıçta 500.000 K.I.U., gerekirse bu doz 1 milyon K.I.U.ye kadar yükseltilir ve sonra kanama duruncaya kadar saatte 50.000 K.I.U. intravenöz enfüzyon şeklinde
uygulanır. Ayrıca sentetik antifibrinolitik ilaçlarla kombinasyon önerilir. Gerekirse pıhtılaşma faktörleride uygulanmalıdır.
Alerjik reaksiyonlar:
Hızlı reaksiyonlar : Kızarıklık, sıcak basması, ürtiker, solunum güçlüğü, bronkospazm ile birlikte alerjik-anaflaktik ve anaflaktoid reaksiyonlar oluşabilir.
Yaygın ekzantem, intravenöz kortikosteroid ile başarılı olarak tedavi edilebilir.
Geç reaksiyonlar: Tek tek vakalarda streptokinaz tedavisi ile aynı zamana rastlayan serum hastalığı, arterit, vaskülit, nefrit ve nöroalerjik semptomlar (polinöropati, örn. Guillain Barre sendromu) bildirilmiştir.
Alerjik reaksiyon görülürse, Streptase infüzyonuna son verimeli ve kortikosteroidler, antihistaminikler ve eğer gerekli ise adrenalin enjekte edilmelidir.
Semptomların kesilmesi durumunda, tedaviye Streptase veya homolog fibrinolitikler (örn. Ürokinaz, t-PA) ile devam edilir.
Anaflaktik şokta infüzyon hemen kesilmelidir.
Emboliler:
Derin ven trombozlarının streptokinazla tedavisinde akciğer embolisi riski, tek başına heparin uygulandığı zaman söz konusu olan tehlikeden daha fazla değildir.
Streptokinaz uygulanması sırasında akut veya nükseden akciğer embolisi olursa, bu yeni embolinin de eritilebilmesi için Streptase tedavisine başlangıçta planlandığı gibi devam edilmemelidir.
Periferik arterlerin lokal lizisinde distal tarafa doğru bir emboli ihtimali gözardı edilmemelidir.
Trombolitik tedavi ile aynı zamana rastlayan birkaç kolesterol embolisi görülmüştür.
Diğer reaksiyonlar :
Tedavinin başlangıcında kan basıncında düşme, taşikardi veya bradikardi (birkaç durumda şoka varabilen) ara sıra gözlenmiştir. (Uyarılar/Önlemler bölümüne bakınız.)
Tedavi sırasında, başağrısı ve sırt ağrısı, gastrointestinal şikayetler, kas ağrısı, ateş ve asteni/keyifsizlik ile birlikte vücut sıcaklığında artış görülebilir. Ateş, ateş düşürücü ilaçlara hızlı ve uzun süreli yanıt verir.
Bazı vakalarda serum transaminaz ve bilirubin değerlerinde geçici yükselmeler olabilir.
Nadir bazı hallerde daha ziyade daha geniş bir alanı ilgilendiren miyokard enfarktüsü nedeniyle intrakoroner trombolitik tedavi uygulanan hastalarda kardiojenik kökenli olmayan bir akciğer ödemi görülmüştür.
Bazı durumlarda trombolitik tedavi uygulanırken akut miyokard enfarktüs, ritm bozuklukları ve devamlı anjina pektorisin yanında kalp ve solunum durmasına yol açabilecek kalp yetersizlikleri de görülebilir.
Buna rağmen streptokinaz tedavisi olan miyokard enfarktüsü hastalarında ventrikül fibrilasyonuna bağlı kalp durması rutin mutad yöntemlerle tedavi edilen hastalara göre daha az rastlanmıştır.
Trombolitik tedavi sırasında bazı serebral konvülsiyon vakaları ve aynı zamana rastlayan kardiyovasküler hipoksi ve serebral kanama rapor edilmiştir.