Tavsiye edilen doz Meme kanseri: Tavsiye edilen Taxotere dozu her üç haftada bir olmak üzere 1 saat süreli infüzyon olarak uygulanan 100 mg/m²’dır. Doksorubisinle ( 50 mg/m2 ) kombinasyon halinde uygulandığında, önerilen dosetaksel dozu 75 mg/m2 ‘dir. Küçük hücreli olmayan akciğer kanseri: Tedavi edilen hastalarda, dosetaksel her üç haftada bir, 1 saatlik infüzyon şeklinde uygulanır. Hiç kemoterapi almamış hastalar için önerilen doz rejimi, dosetaksel 75 mg/m2 ve hemen ardından 30-60 dakika süreyle sisplatin 75 mg/m2 şeklindedir. Önceki platin-bazlı kemoterapinin başarısız kalmasından sonraki tedavi için, önerilen dozaj, tek ajan olarak 75 mg/m2’dir.
Over kanseri: Tavsiye edilen Taxotere dozu her üç haftada bir olmak üzere 1 saat süreli infüzyon olarak uygulanan 100 mg/m²’dır. Platin grubu ile kombinasyon halinde uygulandığında, önerilen dosetaksel dozu 75 mg/m2 ‘dir. Baş ve boyun kanseri: Baş ve boyun kanseri hastalarında dosetaksel, üç haftada bir, 1 saatlik infüzyon şeklinde uygulanır. Önerilen dosetaksel dozu, sisplatin ve 5-florourasil ile kombinasyon halinde, 75 mg/m2’dir. Febril nötropeni ve enfeksiyon insidansını azaltmak amacıyla, her kürün 5. gününden başlayarak 10 gün süreyle, oral florokinolon veya eşdeğeri intravenöz antibiyotiklerin verilmesi önerilir. Premedikasyon rejimi: Sıvı tutulmasının insidansını ve şiddetini azaltmak için bütün hastalara oral kortikosteroidlerle ön tedavi uygulanmalıdır. Önerilen premedikasyon her Taxotere uygulamasından bir gün önce başlamak üzere, 3 gün süreyle günde 16 mg deksametazon gibi, sadece oral kortikosteroidlerden oluşmalıdır. Tedavi sırasında doz ayarı: Diğer bir çok kemoterapötik ajanda olduğu gibi, nötrofil sayılarının dikkatle izlenmesi Taxotere tedavisinin en önemli kısmını oluşturur. Taxotere nötrofil sayısı en az 1500 hücre/mm³ oluncaya kadar verilmemelidir. Taxotere tedavisi sırasında febril nötropeni, ağır nötropeni (bir haftadan fazla bir süreyle nötrofil <500 hücre/mm³), ağır veya kümülatif deri reaksiyonları veya ciddi periferik nöropati görülen hastalarda Taxotere dozu 100 mg/m²den 75 mg/m²’ye veya 75 mg/m²den 60 mg/m²’ye düşürülür. Hastada bu reaksiyonlar 60 mg/m2 dozda da meydana gelmeye devam ederse, tedavi kesilmelidir. Başlangıç olarak sisplatin kombinasyon halinde dosetaksel 75 mg/m2 doz uygulanan ve önceki tedavi kürü sırasında nadir trombosit sayısı <25000 hücre/mm3 (sisplatin ile) olan hastalar için ya da febril nötropeni yaşayan hastalarda veya ciddi non-hematolojik toksisiteleri olan hastalarda, sonraki sikluslardaki dosetaksel dozajı 65 mg/m2’ye düşürülmelidir. Sisplatin dozaj ayarlamaları için, üretici firmanın reçete bilgilerine bakınız. Daha önce febril nötropeni veya ağır enfeksiyon geçirmiş olan hastalara, klinik olarak belirtilmiş doz uygunluğunu korumak amacıyla alternatif olarak profilaktik G-CSF tedavisi verilebilir. Özel popülasyonlar: Karaciğer bozukluğu olan hastalarda: Tek ajan olarak, 100mg/m2 dozda dosetaksel ile elde edilen farmakokinetik verilere dayanarak, transaminaz değerleri (ALT ve/veya AST) normal aralığın üst sınırının 1.5 katından daha yüksek olan, beraberinde alkali fosfataz düzeyi normal aralığının üst sınırının 2.5 katından daha yüksek olan hastalara önerilen dosetaksel dozu 75 mg/m2’dir (bkz. Uyarılar/Önlemler). Serum bilirubin düzeyi normal değerin üstünde olan, ve/veya ALT ve AST değerleri normalin üst sınırının 2.5 katından daha yüksek olup, beraberinde alkali fosfataz değeri normalin üst sınırının 6 katından daha yüksek olan hastalara doz azaltılması önerilmez ve kesinlikle endike olmadıkça dosetaksel kullanılmamalıdır. Yaşlılar:Populasyon farmakokinetiği esas alınarak yaşlılarda kullanımına ilişkin özel bir talimat bulunmamaktadır. Çocuklar: Taxotere’in çocuklardaki güvenliği ve etkinliği belirlenmemiştir.
Uygulama Sırasında Dikkat Edilecek Hususlar Taxotere intravenöz yolla uygulanmalıdır. Taxotere enjekte edilmeden önce intravenöz iğne veya kateter gereken şekilde yerleştirilmiş olmalıdır. Intravenöz Taxotere uyg
|
Kalp Krizi Kalbe giden kan akışı durduğunda kalp krizi meydana gelir. |
|
Omurilik zedelenmeleri Omurilik zedelenmesini takip eden birkaç gün içinde, hiçkimse hasarin ne kadar olacagini tahmin edemez. Buradaki sorun, omuriligin herhangi bir zedelenmesinden hemen sonra, bir omurilik sokunun olusmasidir. |