Özellikle Tegretol ile tedaviye başlandığında veya başlangıç dozu çok yüksekse veya
yaşlı hastaların tedavisinde muayyen tipte , örneğin santral sinir sistemi ile ilgili yan
etkiler (uyuşukluk, baş ağrısı, ataksi, sersemlik, halsizlik, çift görme); gastrointestinal
sistem bozuklukları (bulantı, kusma), ayrıca alerjik deri reaksiyonları gibi yan etkiler
arada bir veya sık sık görülür.
Doz ile ilişkili yan etkiler genellikle birkaç gün içinde kendiliğinden veya dozajın geçici
bir süre azaltılmasından sonra ortadan kalkar. Santral sinir sistemi ile ilgili yan etkiler
nispeten yüksek doza veya plazma düzeylerindeki düzensizliğe bağlı olarak
meydana gelebilir. Bu gibi durumlarda plazma düzeylerinin izlenmesi ve günlük
dozun azaltılması ve/veya 3-4 e bölünmüş dozlar şeklinde verilmesi tavsiye edilir.
Santral sinir sistemi ; Nörolojik : Sık sık sersemlik, ataksi, uyuşukluk, halsizlik;
bazen baş ağrısı, çift görme, uyum bozuklukları (bulanık görme gibi); ender olarak
anormal istem dışı hareketler (tremor, kas seyirmesi, orofasiyal diskinezi,
koreoatetotik bozukluklar, distoni, tikler gibi), nistagmus; çok ender olarak okülomotor
bozukluklar, konuşma bozuklukları (dizartri veya telaffuz bozukluğu gibi) periferal
nevrit, paresteziler, kas zayıflığı ve paretik semptomlar.
Psikiyatrik : Çok ender olarak halüsinasyonlar (görme veya işitme ile ilgili),
depresyon, iştah kaybı, huzursuzluk, agresif davranışlar, ajitasyon, konfüzyon,
psikozun aktivasyonu.
Deri ve uzantıları : Bazen veya sıklıkla alerjik deri reaksiyonları, şiddetli olabilen
ürtiker; ender olarak eksfolyatif dermatit ve eritroderma, Stevens-Johnson
sendromu, sistemik lupus eritematozusa benzer sendrom; çok ender olarak toksik
epidermal nekroliz, fotosensitivite, multiform ve nodüler eritem, deri renginde
değişiklikler, purpura, kaşıntı, akne, terleme, saç dökülmesi. Nadiren kıllanma
bildirilmiştir, fakat nedensel ilişkisi kesin değildir.
Kan : Bazen veya sıklıkla lökopeni; bazen eozinofili, trombositopeni; ender olarak
lökositoz, lenfadenopati; çok ender olarak agranülositoz, aplastik anemi, alyuvar
aplazisi, megaloblastik anemi, akut fasılalı porfiri, retikülositoz, folik asit eksikliği ve
muhtemelen hemolitik anemi.
Karaciğer : Sık sık genellikle klinik olarak ilgili olmayan yüksek gama-GT düzeyleri
(karaciğer enzim indüksiyonuna bağlı); bazen yüksek alkali fosfataz; ender olarak
yüksek transaminaz düzeyleri, sarılık, kolestatik, parenkimal (hepatoselüler) veya
karışık şekilli hepatit; çok ender olarak granülomatöz hepatit.
Gastrointestinal kanal : Bazen veya sıklıkla bulantı, kusma; bazen ağız kuruluğu;
ender olarak diyare veya konstipasyon; çok ender olarak karın ağrısı, glossit,
stomatit.
Aşırı duyarlık reaksiyonları : Ender olarak ateş, deri döküntüleri, vaskülit,
lenfadenopati, lenfomaya benzeyen hastalıklar, artralji, lökopeni, eozinofili,
hepatosplenomegali ve anormal karaciğer fonksiyon testlerinin çeşitli
kombinasyonları şeklinde görülen, birçok organı tutan, gecikmiş aşırı duyarlık. Diğer
organlar (akciğerler, böbrekler, pankreas, miyokard gibi) da etkilenebilirler; çok ender
olarak miyoklonus ve periferal eozinofili ile birlikte görülen aseptik menenjit:
anafilaktik reaksiyon. Bu şekildeki aşırı duyarlık reaksiyonları görüldüğünde tedavi
kesilmelidir.
Kardiyovasküler sistem : Ender olarak kardiyak iletim bozuklukları; çok ender
olarak bradikardi, aritmiler, senkopla birlikte oluşan AV-blok, kollaps, konjestif kalp
yetmezliği, hipertansiyon veya hipotansiyon, koroner arter hastalığında şiddetlenme,
tromboflebit, tromboemboli.
Endokrin sistem ve metabolizma : Bazen ödem, sıvı tutulması, kilo artışı,
antidiüretik hormona benzer etkisine bağlı olarak gelişen, çok ender olarak letarji,
kusma, baş ağrısı, mental konfüzyon, nörolojik anormalliklerle birlikte görülen su
entoksikasyonuna yol açan hiponatremi ve düşük plazma osmolalitesi; çok ender
olarak jinekomasti veya galaktore.
Çok ender olarak anormal tiroid fonksiyo
|
Omurilik zedelenmeleri Omurilik zedelenmesini takip eden birkaç gün içinde, hiçkimse hasarin ne kadar olacagini tahmin edemez. Buradaki sorun, omuriligin herhangi bir zedelenmesinden hemen sonra, bir omurilik sokunun olusmasidir. |