Tegretol kullanımı ile ilişkili olarak aplastik anemi ve agranülositoz bildirilmiştir, ancak
bu durumların görülme sıklığı çok düşüktür.
Bazen Tegretol kullanımı ile ilişkili olarak, trombosit veya lökosit sayısında geçici veya
kalıcı bir azalma oluşur. Tedaviye başlamadan önce temel alınmak üzere ve daha
sonra periyodik olarak trombositler, muhtemelen retikülositler ve serum demiri dahil,
tam kan sayımı yapılmalıdır.
Eğer tedavi sırasında kesinlikle düşük veya azalmış lökosit veya trombosit sayısı
gözlenirse, hasta ve kan sayımı yakından takip edilmelidir. Eğer önemli bir kemik iliği
depresyonu belirtisi görülürse Tegretol kesilmelidir.
Eğer ciddi deri reaksiyonlarını, örneğin; Stevens-Johnson sendromu, Lyell sendromu,
akla getirecek belirti ve semptomlar görülürse Tegretol derhal kesilmelidir.
Tegretol sadece tıbbi gözetim altında verilmelidir.
Tegretol, tipik veya atipik bilinç kaybı nöbetlerini de içeren, karışık nöbetleri olan
hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Tüm bu koşullarda Tegretol nöbetleri
alevlendirebilir. Nöbetlerin alevlenmesi halinde Tegretol kesilmelidir.
Özellikle geçmişinde bir karaciğer rahatsızlığı olan hastalarda ve yaşlı hastalarda,
temel karaciğer fonksiyonu tayin edilmeli ve Tegretol ile tedavi sırasında periyodik
kontroller yapılmalıdır. Tegretol ileri derecede karaciğer bozukluğu veya aktif karaciğer
hastalığı durumlarında derhal kesilmelidir.
Hastalara ateş, boğaz ağrısı, kızarıklık, ağız ülserleri, kolay çürük oluşumu, peteşi
veya hemorajik purpura gibi muhtemel hematolojik bir problemin erken toksik belirti ve
semptomları ve dermatolojik veya hepatik reaksiyonların semptomları bildirilmeli ve bu
belirtiler görülürse derhal doktora başvurmaları öğütlenmelidir.
Tegretol geçmişinde kardiyak, hepatik veya renal bozukluğu olan, diğer ilaçlara karşı
istenmeyen hematolojik reaksiyon gösteren veya Tegretol ile tedavinin kesildiği hastalara, yarar-zarar oranı iyice değerlendirildikten sonra ve yakın bir gözetim altında
verilmelidir.
Temel ve periyodik tam idrar tahlili ve kan üre azotu (BUN) tayinleri tavsiye
edilmektedir.
İzole maküler veya makulopapular ekzantem gibi hafif deri reaksiyonları çoğunlukla
geçici ve tehlikesizdir; devam eden tedavi esnasında veya dozun azaltılmasını izleyen
birkaç gün veya birkaç hafta içinde kaybolurlar. Buna rağmen hasta yakın bir gözetim
altında tutulmalıdır.
Tegretol hafif antikolinerjik aktivite gösterir, bu nedenle intraoküler basıncı artmış olan
hastalar tedavi sırasında yakından gözlenmelidir.
Yaşlı hastalarda gizli bir psikozun aktivasyonu, konfüzyon veya ajitasyon olasılığı
akılda tutulmalıdır.
Çok ender olarak erkeklerde azalan fertilite ve/veya anormal spermatogenez
görüldüğü bildirilmiş, nedensel bir ilişki kurulmamıştır.
Oral kontraseptif kullanan kadınlarda Tegretol alındığında kanama görüldüğü
bildirilmiştir, oral kontraseptiflerin güvenilirliği Tegretol’den ters olarak etkilenebilir ve
anne olma yaşındaki kadınlara Tegretol alırken doğum kontrolünün alternatif şekillerini
kullanmaları tavsiye edilmelidir.
Karbamazepinin dozu ve plazma düzeyleri ve plazma düzeyleri ile klinik etkinliği veya
güvenilirliği arasındaki korelasyon oldukça önemsiz olmasına rağmen şu durumlarda
plazma düzeylerinin izlenmesi yararlı olabilir: nöbet sıklığında çarpıcı artış/hasta
uyumunu doğrulama; gebelik; çocukların veya yetişkinlerin tedavisi; şüpheli emilim
bozuklukları; birden fazla ilaç kullanıldığında şüpheli toksisite. (Bkz. İlaç Etkileşmeleri
ve Diğer Etkileşimler).
Tegretol’ün birdenbire kesilmesi nöbetleri hızlandırır. Eğer Tegretol tedavisinin
birdenbire kesilmesi zorunlu ise, yeni antiepileptik bileşiklere geçiş uygun bir ilaç
(örneğin i.v. veya rektal diazepam veya i.v. fenitoin) kontrolünde yapılmalıdır.
Annenin Tegretol ve diğer antikonvülsanların birlikte kullanmasına bağlı olarak birkaç
yenidoğanda nöbet ve/veya solunum depresyonu, kusma, ishal ve/veya beslenmede
azalma vakaları rapor edilmiştir. Bu reaksiyonlar
|
Omurilik zedelenmeleri Omurilik zedelenmesini takip eden birkaç gün içinde, hiçkimse hasarin ne kadar olacagini tahmin edemez. Buradaki sorun, omuriligin herhangi bir zedelenmesinden hemen sonra, bir omurilik sokunun olusmasidir. |