- Özofajit, gastrit ve/veya peptik ülseri olan hastalar meloksikam 
              tedavisine başlamadan önce bu rahatsızlıklarının tedavisini yaptırmış 
              olmaları gerekmektedir. 
              - Gastrointestinal semptomları veya gastrointestinal hastalık hikayesi 
              olan hastalar gastrointestinal kanama başta olmak üzere dijestif 
              rahatsızlıklar bakımından dikkatle takip edilmelidir. 
              - Tıpkı diğer NSAİ’lar gibi meloksikamla tedavinin herhangi bir 
              döneminde uyarıcı herhangi bir semptom göstermeksizin veya önceden 
              ciddi bir gastrointestinal rahatsızlık öyküsü olmaksızın nadiren 
              fataliteye yol açmış gastrointestinal kanama veya ülserasyon/perforasyon 
              rapor edilmiştir. 
              - Meloksikam alan hastalarda nadiren kanama ve ülserasyon oluşursa 
              ilaç kullanımına son verilmelidir. Gastrointestinal kanama ve benzeri 
              riskleri en aza indirmek için mümkün olan en düşük etkin dozda ve	
              tedavi için uygun olabilecek en kısa sürede kullanılmalıdır. 
              - Meloksikam tedavisi kutano-mukozal advers etkiler görülmeye başlandığı 
              zaman bırakılmalıdır. Ciddi deri reaksiyonları ve hayatı tehdit 
              edici önemli aşırı duyarlılık reaksiyonları oksikamlar da dahil 
              olmak üzere diğer NSAİ’larda da görülebilir.
              - NSAİ’lar nadir olarak interstisiyal nefrit, glomerulonefrit, renal 
              medulla nekrozu veya nefrotik sendroma yol açabilir. 
              - Diğer bütün NSAİ ilaçlarda olduğu gibi serum transaminaz seviyelerinde, 
              serum bilirubin ve karaciğer fonksiyonlarını gösteren diğer parametrelerde 
              nadiren yükselme rapor edilmiştir. Serum kreatinin ve kan üre azot 
              değerlerinde yükselme ve diğer laboratuvar değerlerinde bozukluklar 
              bildirilmiştir. Bu yükselmeler genellikle hafif ve geçici niteliktedir. 
              Eğer anormallikler şiddetli ve kalıcı ise meloksikam tedavisi durdurulmalı 
              ve daha uygun bir ilaç verilmesi düşünülmelidir. 
              - Sodyum, potasyum ve su retansiyonu ve diüretiklerin natriüretik 
              etkilerinin karışımı ve kardiyak bozukluk veya hipertansiyon problemi 
              olan hastalarda NSAİ kullanımı çoğunlukla bu etkilerin artmasına 
              yol açabilir.
              - Böbreğe gelen kan miktarı ve kan hacmi azalmış hastalarda, non 
              steroidal antienflamatuar ilaçlar renal perfüzyonun normal sınırlar 
              arasında devamını sağlayan renal prostaglandinleri inhibe eder. 
              NSAİ kullanımı bazı durumlarda latent renal yetmezlik dekompansasyonu 
              ile sonuçlanabilir. Tedaviye son verilmesini takiben renal fonksiyonlar 
              başlangıç durumundaki haline geri döner. Bu risk; yaşlı bireylerde, 
              konjestif kalp yetmezliği, siroz, nefrotik sendrom veya böbrek hastalığı 
              bulunan vakalar, diüretik kullananlar veya hipovolemiyle sonuçlanabilecek 
              büyük cerrahi girişimlerin uygulanacağı bireylerde yüksektir. Bu 
              gruptaki hastalar tedavi süresince dikkatle takip edilmelidir. 
              - Hassas, yaşlı ve zayıf düşmüş hastalar yan etkileri daha az tolere 
              edebildiklerinden dolayı dikkatle kontrol altında tutulmalıdır. 
              Diğer non-steroidal antienflamatuar ilaçlarda olduğu gibi böbrek, 
              karaciğer ve kardiyak fonksiyonlarında bozukluk olma ihtimali yüksek 
              olan yaşlı hastalarda dikkatli olmak gerekir. 
              - Yeterli terapötik yanıt alınamasa da tavsiye edilen maksimum günlük 
              doz aşılmamalı veya ilave bir NSAİ ilaç tedavisi uygulanmamalıdır. 
              Çünkü terapötik avantajları kanıtlanmadığı için toksi