TEXEF 100 mg/5 ml oral süspansiyon hazırlamak için kuru toz 100 ml Farmakolojik Özellikler

Sefpodoksim Proksetil }

5.   FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

5.1.   Farmakodinatnik Özellikler

Farmakoterapötik özellikler

Farmakoterapötik grubu: Antibakteriyel ilaçlar- Sefalosporinler (3. Kuşak). Sefpodoksimin ön ilacıdır.

ATC Kodu: J01DD

Oral yoldan alındıktan sonra gastrointestinal duvarda hızlıca bir bakterisidal antibiyotik olan sefpodoksime hidrolize edilir, daha sonra sefpodoksim sistemik olarak absorbe edilir.

Etki mekanizması

Sefpodoksim, diğer beta-laktam antibiyotikler (örn. penisilinler) gibi, temelde bakterisit bir antibiyotiktir. Bakteri hücre duvarı sentezinin üçüncü ve son aşamasını öncelikle duvarın iç yüzünde yerleşik spesifik penisilin bağlayan proteinlere (PBP’ler) bağlanarak inhibe eder.
Penisilin bağlayan proteinler hücre duvarı sentezindeki birkaç aşamadan sorumludur ve her bakteri hücresindeki sayıları birkaç yüzden birkaç bine kadar değişir. Penisilin bağlayan proteinler farklı bakteri türleri arasında farklılık gösterir. Böylece, sefpodoksimin diğer sefalosporinler ve penisilinler gibi belirli bir organizmaya karşı intrinsik aktivitesi gerekli penisilin bağlayan proteine girme ve ona bağlanma yeteneğine bağlıdır. Diğer beta-laktam antibiyotikler gibi, sefpodoksimin PBP aracılı hücre duvarı sentezini engelleme yeteneği en sonunda hücrenin lizisine yol açar. Lizise bakteri hücre duvarı otolitik enzimleri (örn.
otolizinler) aracılık ederler. PBP’ler ile otolizinler arasındaki ilişki net değildir, fakat beta- laktam antibiyotiklerin bir otolizin inhibitörünü engellemesi olası görülmektedir.
Genelde, üçüncü kuşak sefalosporinler gram-negatif türlere karşı daha erken kuşak sefalosporinlere göre daha etkili ve daha geniş spektrumludur. Bununla birlikte, birinci kuşak sefalosporinlere göre gram-pozitif türlere karşı daha az aktiftirler. Birçok beta-laktamaz enzimine karşı dirençlidir.

Bakteriyolojisi

Sefpodoksimin çok sayıda Gram pozitif ve Gram negatif bakterilere karşı bakterisidal etki gösterdiği in vitro ortamda gösterilmiştir.

Antibakteriyel etkisi:

Gram pozitif organizmalara karşı son derece etkilidir:

• Streptococcus pneumoniae

• A (S. pyogenes), B (S. agalactiae), C, F ve G grubu streptokoklar

• Diğer streptokoklar (S. mittis, S. sangius ve S. salivarus)

• Propionibacterium acnes

• Corynebacterium diphtheriae

Gram negatif organizmalara karşı son derece etkindir

• Haemophilus influenzae ( beta-laktamaz üreten suşlar dahil)

• Haemophius parainjluenzae ( beta-laktamaz üreten suşlar dahil)

• Moraxella catarrhalis ( beta-laktamaz üreten suşlar dahil)

• Escherichia coli

• Klebsiella cinsi bakteriler (K. pneumoniae)

• Proteus mirabilis

Aşağıdaki mikroorganizma türlerine karşı orta derecede etkindir:

• Metisiline duyarlı stafılokoklar, penisilinaz üreten suşlar dahil (S. aureus, S.
epidermidis)

Bunlara ilaveten diğer birçok sefalosporine olduğu gibi aşağıdaki mikroorganizma türleri sefpodoksime dirençlidir:

• Enterokoklar

• Metisiline dirençli stafılokoklar (S. aureus ve koagülaz negatif stafılokoklar)

• Staphylococcus saprophyticus

• Pseudomonas aerııginosa ve Pseudomonas spp

• Clostiridium diffıcile

• Bacteroides fragilis ve ilişkili türler

5.2. Farmakokinetik özellikler

TEXEF bağırsaklar tarafından alınıp aktif metabolit olan sefpodoksime hidrolize edilir.
Emilim: Sefpodoksim proksetil 100 mg sefpodoksime eş değer tabletler halinde aç kişilere oral yoldan verildiğinde %51,52’si emilir ve emilim eş zamanlı olarak yemek yenilmesiyle artar.

Dağıhm: Dağılım hacmi 32,3 l’dir ve sefpodoksim en üst seviyelerine doz verilmesinden 2-3 saat sonra ulaşır. 100 mg ve 200 mg doz uygulandığında maksimum plazma seviyesi sırasıyla

1,2 mg/1 ve 2,5 mg/l’dir. 14,5 gün boyunca günde iki kez 100 mg ve 200 mg doz uygulamasının ardından sefpodoksimin plazma farmakokinetik parametreleri değişmemektedir.

Sefpodoksim başlıca albumin olmak üzere % 40 oranında serum proteinlerine bağlanır, bu bağlanma doymamış tiptedir.

Sefpodoksim akciğer parankimi, bronşiyal mukoza, pleural sıvı, bademcikler, interstitial sıvı ve prostat dokusunda yaygın patojenlere karşı minimum inhibitör konsantrasyonun (MİK) üstünde seviyeler ulaşır.

Sefpodoksimin çoğu idrardan atıldığı için idrardaki konsantrasyonu yüksektir (Tek doz uygulamasından sonra 0-4, 4-8, 8-12 saatlerdeki konsantrasyonu sık karşılaşılan üriner patojenlerin % 90’ını inhibe eden konsantrasyonun (MİK.90) üzerindedir. Sefpodoksimin böbrek dokusuna iyi bir şekilde difüze olduğu ve 200 mg’lık tek doz uygulamasından 3-12 saat sonra konsantrasyonu ( 1,6-3,1 pG/G) sık karşılaşılan üriner patojenlerin % 90’mı inhibe eden konsantrasyonun (MİK.%) üzerindedir. Sefpodoksimin medulla ve korteks dokusundaki konsantrasyonları benzerdir.

Sağlıklı gönüllülerle yapılan çalışmalarda tek bir 200 mgMık tek doz uygulamasından 6-12 saat sonra sefpodoksimin total ejekülattaki konsantrasyonu N. gonorrhoeae suşlarının MİK.90 değerinin üzerindedir.

Biyotransformasvon: Sefpodoksim vücutta minimum seviyede metabolize olur.

Eliminasvon: Başlıca böbrekler yoluyla atılır. Eliminasyon yan ömrü yaklaşık 2,4 saattir ve verilen ilacın %80 değişmemiş şekilde idrara geçer.

Hastalarda karakteristik özellikler

Pediyatrik hastalar: Çocuklarda yapılan çalışmalarda maksimum plazma konsantrasyonuna ilaç verilmesinden yaklaşık 2-4 saat sonra ulaştığı gösterilmiştir. 4-12 yaş arası çocuklara 5

mg/kg’lık tek doz uygulamasından sonra elde edilen konsantrasyonun yetişkinlere 200 mg’lık doz uygulamasından sonra erişilen konsantrasyona benzer olduğu görülmüştür.

12 saatte bir 5 mg/kg ilaç uygulanan 2 yaşın altındaki hastalarda, doz uygulamasından 2 saat sonra ortalama plazma konsantrasyonu 2,7 mg/1 (1-6 aylık bebeklerde) ile 2,0 mg/1 (7 ay-2 yaş) arasındadır.

12 saatte bir 5 mg/kg ilaç uygulanan 1 ay-12 yaş arası hastalarda denge durumunda rezidüel plazma konsantrasyonları 0,2-0,3 mg/1 (1 ay-2 yaş) ile 0,1 mg/1 (2-12 yaş ) arasındadır

5.3.   Klinik öncesi güvenlik verileri

Mevcut değildir.

İnme İnme İnme, beynin hasar görmesinin sonucudur. Bu hasar, beynin bir kısmındaki ya bir kanama ya da akut kan eksikliği nedeniyle o kısmın geçici ya da kalıcı olarak işlevini yapamamasına yol açar. Mesane Kanseri Mesane Kanseri Mesane kanseri her zaman mukozada başlar. Erken safhalarda bu tabakada sınırlı kalır ve hücre içindeki karsinom olarak nitelendirilir.